Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Psikoloji / Sosyoloji / Felsefe

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
felsefesi, siyaset

Siyaset Felsefesi

Eski 06-09-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Siyaset Felsefesi



SİYASET FELSEFESİNİN KONUSU

Siyaset (Politika Latince) dilimize Arapça’dan geçmiş bir sözcüktür ve devlet ve toplum yönetimi ile ilgili tüm etkinlikleri ifade ederBu alanı, hem siyaset bilim hem de siyaset felsefesi incelerSiyaset bilim devlet biçimlerini, siyasi olguları ve süreçleri ele alır,betimler ve olanı olduğu gibi inceler Siyaset felsefesi ise varolan siyaset üzerine bir sorgulama ve akıl yürütme etkinliğidirSiyaset felsefesi ideolojiler üstü bir tutumla olması gerekeni araştırır

SİYASET FELSEFESİNİN TEMEL KAVRAMLARI

Birey
:Kendisini başkalarından ayıran,kendisine özgü bir kimliği olan her tek toplumsal insan
Toplum
:Bireylerden oluşan ve kendisine özgü bir yapısı bulunan, aralarında sosyal ilişki ile ortak bir kültürü ve sürekliliği bulunan insan topluluğudur
Devlet
:Bir yurt üzerinde yaşayan ortak bir kültür yaratmış olan insanların oluşturduğu hukuksal ve siyasal otoritedir
İktidar
:Yönetme gücünü elinde bulundurma demektir
Meşruiyet
:Egemenliğin haklı nedenlere dayalı olarak kullanılmasını ifade ederBir toplumda meşruiyet ya sosyal haklılığa ya da yasalara dayalı olarak kullanılabilir
Yönetim
:Bir örgütün ya da bir kurumun belirlenen ilke ve amaçlar doğrultusunda işletilmesidir
Egemenlik
:Yönetme gücünün kaynağı yönetme yetkisini elinde bulundurmanın nedenidir
Hak
:Kullanma ve isteme yetkisine sahip olduğumuz şeylerdir
Hukuk
Devlet-birey ve birey-birey ilişkilerini düzenleyen yazılı normlar bütünüdür
Yasa
:Hukuku meydana getiren zorlayıcı olan ve yaptırımları bulunan yazılı normların her biridir
Bürokrasi
:Kamu alanında çalışan aşamalı(hiyerarşik) bir düzen içinde örgütlenmiş olan memurlar topluluğudur

SİYASET FELSEFESİNİN TEMEL SORULARI

1Devletin varlık nedeni nedir? 2Devlet olmalı mı olmamalı mı? 3Devletin fonksiyonu nedir? 4İktidar kaynağını nereden alır? 5Egemenlik türleri nelerdir? 6Sivil toplum nedir? 7Demokratik yaşamda sivil toplumun yeri nedir? 8Eşitlik nedir? 9Adalet nedir? 10Bürokrasiden vazgeçilebilir mi? 11En iyi yönetim biçimi nedir? 12Herkesin memnun olabileceği bir yönetim biçimi olabilir mi?

İKTİDAR KAYNAĞINI NEREDEN ALIR?

*İlk yaklaşım iktidarın, toplumun içten ve dıştan gelebilecek tehlikelere karşı korunması ihtiyacından kaynaklandığını söyler *İkinci yaklaşım iktidarın kaynağı olarak Tanrı’yı görürBu yaklaşıma göre iktidar Tanrı’nın yeryüzündeki temsilcisidir *Üçüncü yaklaşıma göre iktidar kaynağını toplumda yaşayan insanların ortak iradesinden kaynaklanır

MEŞRUİYETİN ÖLÇÜTLERİNELERDİR?

*Birinci yaklaşıma göre devlet ve iktidar bireylerin ahlaki bakımdan olgunlaşma ihtiyacına yanıt vermek amacıyla ortaya çıkmıştırBu amacı yerine getirebildiği oranda meşrudur *Devlet Tanrı’nın yeryüzündeki temsilcisidir yaklaşımını savunanlara göre ise iktidar dinsel misyonun yerine getirilmesi temelinde meşrudur *Marksizm’e göre devlet egemen sınıfların üretim araçlarını elinde bulundurmasına hizmet eden bir araçtırDevletin meşruluğu hizmet ettiği sınıfın çıkarlarını gözetmesi ve sonuçta sınıfsız bir toplumu amaç edinmesi ile ölçülür *Bir başka yaklaşıma göre ise devlet ortak iradenin temsilcisidirDevletin uygulamaları ortak iradeye hizmet ettiği sürece meşrudur

KAÇ TÜR EGEMENLİK TARZI VARDIR?

1Geleneksel Egemenlik:
Geleneksel egemenliği toplumun dayandığı geleneksel değerler (gelenekler, örfler, adetler, görenekler) belirlerBu egemenlik türü gelişmemiş ilkel toplumlarda geçerlidir Egemenlik halka değil belirli bir kişiye ya da belirli bir aileye aittirEmirlik,krallık,şeyhlik vb ülkeler bu egemenlik türüne örnek olarak verilebilir
2Karizmatik Egemenlik:
Liderde bulunan karizmaya dayalı
bir egemenlik türüdür Karizma üstün ve büyüleyici niteliklere sahip liderleri ifade etmede kullanılan bir terimdir Karizmatik liderler güçlerini topluma sağladıkları başarılardan alırlar
3Demokratik ve hukuksal Egemenlik
Bu egemenlik tarzı insanın akıl ve mantığına dayalıdırEgemenlik hukuka dayanır ve hukuk kuralları çerçevesinde kullanılırEgemenliği elde etme ve kullanma yolları ve sınırları anayasalar tarafından belirlenmiştir İktidarın egemenliği kullanırken halkın iradesini kullanması esastır

Devlet


Felsefe tarihinde devleti ele alan yaklaşımlar iki ana başlık altında toplanabilirler
1Devleti Doğal Bir Varlık Sayan Yaklaşımlar
: Bu yaklaşımın en önemli temsilcisi Platon’durOna göre toplum insan vücuduna benzer Nasıl vücudumuzda her organın bir görevi varsa toplumdaki her organın da belli bir görevi bulunmaktadır Devlet ise insan vücudundaki tüm organların birbiriyle uyumluçalışmasını sağlayan beyni temsil etmektedirDevletin belli bir başlangıcı bulunmamaktadırOna göre devlet insan toplumuyla birlikte hep vardı ve hep varolmaya da devam edecektir
2Devleti Yapay Bir Varlık Sayan Yaklaşımlar
: Bu yaklaşımın felsefe tarihindeki en önemli temsilcileri Thomas Hobbes,JJRousseau ve JLocke’tur Bunlara göre insan toplulukları başlangıçta “Doğal Durum” adı verilen bir durumda yaşıyorlardı Doğal durumda insanları yöneten ne kurallar ne de kurumlar bulunuyorduDaha sonra insanlar barış içinde ve belirli bir düzen içerisinde yaşama gereksinimi duyduklarında devlet düşüncesi ortaya çıktıYani onlara göre devlet sonradan insan ihtiyaçlarına cevap vermek üzere oluşturulmuş bir kurumdur

İDEAL DÜZEN ARAYIŞLARI:

Felsefe tarihinde ideal bir düzenin olup olmadığı tartışmaları iki ana grupta toplanırBunlardan ilki ideal bir düzenin olamayacağını öne süren görüşler ve ikincisi ideal bir düzenin olabileceğini öne süren görüşlerdir 1)İDEAL BİR DÜZENİN OLAMAYACAĞINI SÖYLEYEN
GÖRÜŞLER:
Sofistlere ve nihilistlere göre ideal bir düzen yokturÇünkü düzenin amacı insan mutluluğunu sağlamaktırTüm insanların mutluluğunu sağlamak ise olanaksızdırBu anlamda bugüne kadar hiçbir düzen mutlak insan mutluluğunu sağlayabilmiş ve bundan sonra da sağlayabilecek değildir ve bu yüzden de ideal bir düzenden söz edilemez

2)İDEAL BİR DÜZENİN OLABİLECEĞİNİ ÖNE SÜREN GÖRÜŞLER: İkinci ana yaklaşımlar ideal bir düzenin olabileceğini söyleyen yaklaşımlardırBu yaklaşımlara göre ise asıl sorun ideal düzeni belirleyen ölçütlerdedir
a)Özgürlüğü Temel Alan Yaklaşım (Liberalizm)
Liberalizm olarak bilinen bu görüş Adam Smith,JLocke ve St Mill tarafından savunulmuşturBu yaklaşım Batı dünyasının kapitalist üretim tarzının dayandığı felsefi temel olarak karşımıza çıkarSmith’in “bırakınız yapsınlar,bırakınız geçsinler” sözüyle özetlenebilecek olan liberalizme göre ideal bir düzen mutlak anlamda birey özgürlüğünü sağlayabilen düzendirBir düzenin ideal sayılabilmesi için özgürlükçü olması gerekmektedir
b)Eşitliği Temel Alan Yaklaşım (Sosyalizm)
Bu yaklaşımın başlıca temsilcileri SSimon, CFourier, Prodhon,Owen ve Karl Marx’dırBunlara göre ideal düzeni belirleyen ölçüt eşitlik ilkesidirBu yaklaşımla birlikte sosyalist ekonomik sistemin felsefi düşüncesi ortaya çıkmış olmaktadır
c)Adaleti Temel Alan Yaklaşım (Sosyal Hukuk Devleti)
Özgürlüğü veya eşitliği temel alan yaklaşımların dayandığı ekonomik sistemler insan ve toplum problemlerini çözmeye yetememiştirBu nedenle daha sonra ideal düzenibelirleyen ölçüt olarak adalet ilkesi öne sürülmüştürBu yaklaşıma göre özgürlüğün olmadığı yerde eşitlikten, eşitliğin olmadığı yerde ise özgürlükten söz etmek olanaksızdırAdalet ilkesini temel alan yaklaşım sosyal hukuk devleti denilen yeni bir devlet modelinin ortaya çıkmasını sağlamıştır

ÜTOPYALAR:
Şimdiye kadar öngörülen veya uygulanan hiçbir devlet tarzı mutlak anlamda insan mutluluğunu sağlayamamıştır Bu yüzden insanlar yeni devlet arayışlarını sürdürmektedirlerBu çabalar kapsamında düş gücüne dayalı hayali devlet biçimleri de üretilmiştirBu hayali düzen tasarımlarına olmayan yer anlamına gelen Ütopya denirÜtopya hiçbir yerde bulunmayan hayali bir devlet yazınıdırTarih içerisinde ütopya yazarları iki başlık altında toplanır:

1İstenilen Ütopyalar:
Bu tür ütopyalar her şeyin yolunda gittiği, toplumsal alanda herhangi bir sorunun bulunmadığı, kusursuz bir devlet ve düzen tasarımını ifade ederBunlar iyimser bir bakış açısıyla kaleme alınmış ütopyalardırBu tür tasarımlara şunlar örnek olarak verilebilir:
a)Platon : Devlet
b)Farabi :El Medinet’ül Fazıla
c)Thomas More :Ütopia
d)Campenella :Güneş Ülkesi
e) FBacon: Yeni Atlantik


2İstenilmeyen Ütopyalar:
Dünyanın ve toplumun geleceği konusunda iyimser bir bakış açısıyla kaleme alınmış yukarıdaki ütopyaların yanı sıra kötümser bir bakış açısıyla yazılmış ütopyalar da vardırBunlar gelecek için karamsardırlarİnsanlığın geleceğinin özellikle kontrolsüz teknolojik gelişmeler yüzünden kötü olacağına ilişkin bir karamsarlık içermektedirlerBu ütopyalara şunlar örnek olarak verilebilir:
a)Aldous Huxley :Yeni Dünya
b)George Orwel :1984 Ütopyası


__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Siyaset Felsefesi

Eski 04-30-2010   #2
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Siyaset Felsefesi



Siyaset felsefesi:



Siyasetin problemlerini siyasi sistemleri, siyasal hayvanlar olarak tanımlanan insanların belli bir siyasi sistem içindeki davranışlarını felsefeye özgü yöntemlerle ele alan felsefe dalı, daha çok normatif bir nitelik arzeden kavramsal araştırma türü; felsefenin, siyasi yaşamı konu alan, özellikle de devletin özü, kaynağı ve değerini araştıran dalı


Siyaset felsefesinin ele aldığı belli başlı konular şunlardır: 1- İnsanın gelişme süreci içinde, yönetimin ya da devletin kaynağı, doğası, amacı ve önemi 2- Varolan, varolmuş olan devletlerin sınıflanması ve bu devletlerin oluşumunda etkili olan felsefe ya da görüşlerin incelenmesi 3- İdeal düzen arayışları 4- Ütopyaların yapısı ve bunların gerçekleşme şansları 5- Bireyle devlet, itaat etmeyle özgürlük arasındaki ilişki, baskı, sansür ve yönetimin gücü 6- Adalet, eşitlik, özgürlük, haklat ve mülkiyet gibi temel kavramların analizi


Eski Yunan’da doğmuş olan siyaset felsefesi, günümüzde siyasi otoritenin gücünü, doğasını ve kaynağını, siyasi otoriteyle birey arasındaki ilişkileri ele alır Siyasi kurumların ve bu arada devletle birey arasındaki ilişkilerin nasıl geliştirilebileceği konusunu inceleyen siyaset felsefesi günümüzde daha çok ‘demokrasi’ kavramı üzerinde durur Başka bir deyişle, demokrasi problemini sivil toplum-devlet kavram çiftiyle, özgürlük ve eşitlik ideallerinin oluşturduğu temel üzerinde ele alan siyaset felsefesinin temel problemi, kamusal gücün, siyasal iktidarın, insan yaşamının niteliğini korumak ve geliştirmek için nasıl kullanılması ve ne ölçüde sınırlanması gerektiği problemidir
Siyaset felsefesinin uzun tarihi içinde, Platon, Aristoteles, Cicero, Aziz Augustinus, Aquinalı Thomas, Dante, Machiavelli, Spinoza, Locke, Burke, Rousseau, Mill, Bentham,Tocquevil le, Saint-Simon, Comte, Hegel, Marx ve Engels gibi düşünürlerin önemli katkılarından söz edilebilir Buna karşın, 20 yüzyılda siyaset felsefesi alanındaki katkılar, sırasıyla siyasi pragmatizm, dini ve varoluşçu yaklaşım ve nihayet devrimci yaklaşım diye, kabaca üç başlık ya da yaklaşım altında toplanabilir Dewey, Russell ve Popper gibi düşünürler tarafından temsil edilen 1- Siyasi pragmatizm, toplumun halihazırdaki yapısını ve kapitalizmi eleştirmekle birlikte, düşüncelerini söz konusu yapının oluşturduğu genel çerçeve içinde ifade eder ve siyaset alanındaki amacın, insan kişiliğinin geliştirilmesiyle yaşam düzeyinin en yüksek noktaya çıkartılması olduğunu savunur Örneğin, siyaset felsefesinde aristokratik bir bireyciliğin savunuculuğunu yapan Russell, hoşgörü, cinsel özgürlük ve sağduyunun yanında olurken, materyalizme, bürokrasi ve savaşa şiddetle karşı çıkmıştır


Buna karşın, 2- Dini ve varoluşçu yaklaşım, insanlığın topyekün bir yıkıma doğru gittiğini savunurken, zaman zaman dini ya da yarı dini değerleri, zaman zaman da bireyin bizzat kendisini ön plana çıkartmıştır Başta Lenin olmak üzere, 3- Gramsci, Marcuse, Lukacs gibi düşünürlerin temsil ettiği yaklaşım ise, bireyin nihai bir özgürlük ve mutluluk haline ulaşabilmesi için, kapitalizmin ve burjuva devletinin, şiddet veya demokratik yollarla yıkılmasını öngörür

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.