Liberalizm Nedir - Liberalleşme |
06-07-2009 | #1 |
Şengül Şirin
|
Liberalizm Nedir - LiberalleşmeLiberalizm 1- İktisadi düşünce tarihidir Bireye onun özgürlüğüne ve kamu yararına sonuçlanacağı için bireysel etkinliklerde özgürlüğe ayrıcalık tanıyan iktisadi kuram 2 Devletin bireysel özgürlükler karşısındaki yetkilerini sınırlamayı öngören siyasal öğreti iktisadi düşünce tarihi: Liberal okul, XVII ve XIX yyların büyük klasik iktisatçıları tarafından temsil edildi: ingiltere'de Adam Smith, Malthus, Ricardo, John Stuart Mili; Fransa'da Jean-Baptiste Say, Frederic Bastiat Liberalizmin ana tezi, iktisat alanında kendiliğinden oluşan bir doğal düzenin varlığı iddiasına dayanır Bireylerin rolü, tıpkı mekanik ya da fizik yasalar örneğindeki gibi, iktisadi sistemi dengeye doğru götüren iktisat yasalarını keşfetmekle sınırlı kalmalıdır Bunlar, insanın yaradılışına uygun yasalardır Liberal insan, homo oeconomicus, yani "en az zahmetle en çok kazanç sağlamaktan başka bir amaç gütmeyen akıl sahibi varlık"tır insan, böylesine özgür davranmakla doğal iktisadi düzenin gerçekleşmesini sağlar Bireysel çıkarlarla toplumun genel çıkarı çakışır ve uyuma kavuşur Öyleyse insan,kendisine en fazla özgürlük tanınması gereken iktisadi karar birimidir Devlet ve özel gruplar, müdahaleleriyle, bireyler arasında rekabetin serbestçe işlemesini engellemekten kaçınmalıdırlar Kural şudur: "Bırakın yapsınlar, bırakın geçsinler" Bununla birlikte liberal iktisatçılar, rekabetin sonucuna ilişkin yorumlarında birbirlerinden ayrılırlar Çoğunluğu fransız olan iyimser iktisatçılara göre, bu sonuç, olabileceklerin en iyisidir; çoğunluğu ingiliz olan kötümserlere göre ise, bu sonuç olabileceklerin en az kutusudur Ne olursa olsun, her iki eğilim de, serbest rekabetin ve devletin müdahaleden kaçınmasının zorunlu olduğu görüşündedirler Bunlar, üretim ile tüketimin fiyat mekanizması sayesinde dengeleneceğine inanırlar; emek ve sermaye arzı ile talebinin, gelir mekanizması sayesinde ayarlanacağına güvenirler Bu liberalizm, yeniklasikçi iktisatçılar tarafından daha da çok benimsenmiş ve son derece kapsamlı bir biçimde uygulanmıştır Ama, 1929 bunalımı, kuramın doğruluğu üzerinde kuşku bulutlarının toplanmasına yol açtı Böylece, Keynes'in öncülüğü altında, bazı dengesizliklere çare bulmak üzere devletin piyasa ekonomisine karışmasını haklı gösteren "müdahalecilik" kuramı ortaya çıktı Bu kuram, birçok ülke tarafından benimsendiyse de, ye-niliberal okul tarafından zamanla yumuşatıldı 1974 bunalımından sonra, keynesçi politikalar, "yeni iktisatçılar" akımınca eleştirildi Bu akım, aşırı müdahallerinden ötürü özellikle devleti bunalımdan sorumlu tutuyor ve dolayısıyla da katıksız bir liberalizme dönülmesini öğütlüyordu 80'li yılların başında bazı ülkeler (ABD), böyle bir liberalizmi uygulamaya giriştiler Siyaset bilimi: Liberal öğreti esas olarak XVIII yy'da monarşik mutlakıyetçiliğe karşı verilen mücadele içinde biçimlendi Ancak bu doktrin, halk egemenliği ile ilgili tahlilleri (J-J Rousseau) ve bunların sonuçlarını üstlenme yoluna da gitmedi Yükselen liberal burjuvaziye göre, siyasal iktidarın müdahalesi, bireysel etkinliklerin düzenlenmesi ve korunmasına ilişkin görevlerle (kolluk, adalet, savunma) sınırlı kalmalı, siyasal iktidar özel girişimi ezecek ya da kısıtlayacak her türlü müdahalecilikten kaçınmalıydı Bu ilke, devlet düzeyinde en azından üç sonuç doğurmaktadır: öncelikle devlet, Locke ve Montes-quieu tarafından kuramlaştıralan kuvvetler ayrılığı ilkesine uygun olarak örgütlenmelidir Tocqueville'in savunduğu yerinden yönetim ilkesi de bu anlayış içinde yer alır İkincisi demokrasi, temsili ve parlamenter olmalıdır Çünkü yalnızca bu demokrasi biçiminde, seçimler bir süzgeç işi gördüğünden ve halk çoğunluğunun her türlü diktacılığını önlediğinden dolayı, esasta halka ait olan iktidar hakkının, uygulamada seçkinler tarafından kullanılması sağlanmış olur Üçüncüsü devlet bireyin vazgeçilmez hak ve özgürlüklerini ve özellikle mülkiyet hakkını resmen güvence altına alan hukuka tabi kılınır »
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
Cevap : Liberalizm Nedir - Liberalleşme |
05-03-2010 | #2 |
Şengül Şirin
|
Cevap : Liberalizm Nedir - LiberalleşmeLiberalizm: Kökleri rönesans ve reformasyona dayanmakla birlikte, daha çok on sekizinci yüzyıla sağlam temellere oturan felsefi akım; modern dünyanın temel politik ideolojilerinden biri olarak bireyleri sivil ve politik haklarına verdiği önemle seçkinleşen görüş Bireye, bireyin hak ve özgürlüklerine, kamu yararına, genelin çıkarına sonuçlanacağı için, bireysel faaliyetlerde özgürlüğe imtiyaz tanıyan iktisadi öğreti olarak liberalizm, aynı zamanda devletin bireysel özgürlükler karşısındaki yetkilerini sınırlamayı, bireysel haklarla teşebbüs özgürlüğüne yönelik muhtemel müdahalesini ortadan kaldırmayı öngören siyasi bir öğretidir Liberalizm sınıflar yerine, bireylerden oluşan bir toplum görüşü benimser ve bireylerin özgürlüğünü en yüksek amaç olarak belirleyip, bu özgürlüğü de düşünce ve yaratma özgürlüğü, serbest teşebbüs ve rekabet özgürlüğü, inanç ve ibadet özgürlüğü olarak tanımlar Buna göre, insanın tinsel özgürlüğüne sonsuz bir inanç besleyen, insan yaşamı ve eyleminin doğalcı ya da determinist bir tarzda yorumlanmasına şiddetle karşı çıkarak, bireyin kendisini özgürce gerçekleştirme ve ifade etme kapasitesini ön plana çıkartan ve bu yolda tüm engellerin ortadan kaldırılmasını amaçlayan liberalizm, devletin müdahalesinin en aza indirgenmesini, devlet politikasının bireylerin ve grupların özgürlüklerini hayata geçirmede bir araç olarak kullanılmasını ister 1- İktisadi liberalizmin ana tezi, ekonomik alanda kendiliğinden oluşan doğal bir düzenin varolduğu iddiasına dayanmaktadır ‘Bireylere düşen görev, iktisadi düzeni dengeye götüren ekonomik yasaları keşfetmektir Bunlar İnsanın doğasına, onun yaradılışına uygun yasalardır İktisaden liberal İnsan, homo economicos, yani ‘en az zahmetle en çok kazanç sağlamaktan başka bir amaç gözetmeyen rasyonel varlıktır’ İnsan bu şekilde özgür davrandığında, doğal iktisadi düzenin gerçekleşmesini sağlar Bireysel çıkarlarla toplumun genel çıkan çakışır ve genel bir ahenge ulaşılır İktisadi liberalizme göre, İnsan, kendisine en fazla özgürlük tanınması gereken iktisadi karar birimidir Devlet ve özel gruplar, birtakım müdahalelerle, bireyler arasında varolan rekabetin serbestçe işlemesini engellemekten kaçınmalıdırlar İktisadi liberalizmin bu bağlamda ana kuralı, Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler’dir 2- Buna karşın, on sekizinci yüzyılda monarşik mutlakiyetçiliğe karşı verilen mücadelede şekillenen siyasi liberalizm, siyasi iktidarın müdahalesinin bireysel faaliyetlerin düzenlenmesi ve korunmasına yönelik görevlerle sınırlı kalması, özel teşebbüsü kısıtlayacak her türlü müdahalecilikten kaçınması gerektiği ilkesine dayanır Bu ilke, devlet düzeyinde üç ayrı sonucu ihtiva eder Bunlardan birincisine göre, devlet kuvvetler ayrılığı ilkesi uyarınca örgütlenmelidir İkinci olarak demokrasi, temsili ve parlamenter demokrasi olmalıdır Zira, sadece temsili ve parlamenter demokraside, seçimler bir süzgeç işi gördüğü ve halk çoğunluğunun diktasını önlediği için, esasen halka ait olan iktidar hakkı, pratikte seçkinler tarafından kullanılır Ve nihayet üç, devlet, bireyin vazgeçilmez hak ve özgürlüklerini, özellikle de mülkiyet hakkını resmen güvence altına alan hukuka tabi kılınır
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|