Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
afife, jaletürk, sanatçısı, tiyatro

Afife Jale-Türk Tiyatro Sanatçısı

Eski 06-06-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Afife Jale-Türk Tiyatro Sanatçısı





Afife Jale, türk tiyatro sanatçısı (İstanbul 1902- ay y 1941) Cumhuriyetin ilanından önce, türk ve müslüman kadınların sahneye çıkmalarının yasak olduğu dönemde, Darülbedayi'ye girdi (1918) Bir yıl kadar provalara katıldıktan sonra ilk kez 1920'de Apollon tiyatrosu'nda Yamalar oyunuyla halkın karşısına çıktı Bir hafta sonra Tatlı sır oyununun ilk perdesi


sonunda, bir müslüman kızının sahneye çıkarıldığı gerekçesiyle tiyatroyu polis bastı Afife kaçırıldı 1921 'de baskılar sonucu Darülbedayi'den çıkarıldı Bir süre Burhanettin Tepsi ile çalıştı En son Yeni Sahne'de oynadı Uyuşturucu düşkünlüğü nedeniyle yaşamının son yıllarını Bakırköy akıl ve sinir hastalıkları hastanesi'nde geçirdi (

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Afife Jale-Türk Tiyatro Sanatçısı

Eski 06-06-2009   #2
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Afife Jale-Türk Tiyatro Sanatçısı



İlk Türk kadın tiyatro sanatcımız Afife Jale


İlk Türk kadın tiyatro sanatcımızı bilmeyen yoktur Afife Jale
İlk olmak ne kadar zordur Kapalı bir toplumda, kadınlara her türlü oyunculuk yasak iken, ilk tiyatro oyuncusu olmak İlk olmayı hayatlarından bir şeyler vererek yaşadılar, bedelini ağır ödediler Afife Jale'de önce toplumdan, sonra ailesinde koptu tiyatro aşkı uğrunaTiyaro varsa ben varım diyordu Afife Jale, bu aşk onun hayatına mal oldu ve bedelini hayatıyla ödedi



Afife Jale'nin hayatını özet halinde ''Wikipedi '' den aktarmak istiyorum

''Afife Jale (1902, İstanbul - 24 Temmuz 1941, İstanbul), ilk Türk kadın tiyatro oyucusudur
Dr Sait Paşa'nın torunudur
Tiyatro sevgisiyle 1918'de, Türk ve Müslüman kadınlarının sahneye çıkmaları yasak olan bir dönemde Darülbedayi'ye (Şehir Tiyatroları) alınmak üzere açılan sınava girer

Prof Metin And, Türk Tiyatrosu Tarihi kitabında o dönemi "1920 yılında Darülbedayi, Hüseyin Suat'ın "Yamalar" adlı oyununu Kadıköy'deki Apollon Tiyatrosu'nda (şimdiki Reks Sineması) sahneye koyuyordu Bu oyunda Emel adlı kızı oynayan Eliza Binemeciyan topluluktan ayrılıp yurt dışına gittiği için bu rolü yüklenecek bir bayan aranıyordu Bu rol için seçilen Afife, "Jale" takma ismiyle Kadıköy'de Apollon Tiyatrosu'nda sahneye çıkar
O tarihi geceyi, altı yıl sonra Refik Ahmet Sevengil'e anlatırken "Hayatımda mesut olduğum ilk gece" diyordu; "Sanatın, ruhuma verdiği güzel sarhoşluk içinde idim O piyeste güzel bir sen (scene:sahne) vardır; ağlama sahnesi Orada taşkın bir saadetle ağladım Sahiden ağladın Alkış, alkış, alkış Perde kapandı; açıldı, bana çiçekler getirdiler Muharrir Hüseyin Suat bey, kuliste bekliyormuş; ben çıkarken durdurdu; alnımdan öptü: "Bizim sahnemize bir sanat fedaisi lazımdı; sen işte o fedaisin" dedi, şeklinde konuşmuştu



Daha sonra "Tatlı Sır" ve "Odalık" oyunlarında da polis baskını ile karşılaşır İçişleri Bakanlığı'nın gönderdiği bir genelgeyle müslüman kadınların sahneye çıkmaları yasaklandı Ancak bu işin bir de geçmişi vardı 10 Kasım 1918'de, Behire, Memduha, Beyza, Refika ve Afife stajyer kadrosuna alınmışlar, ötekiler işi bırakmışlardı İkisi de sahneye çıkarılmamışlardı Refika suflör olarak çalışıyordu Tüm baskılara karşın bundan sonra Burhanettin Topluluğunda Seniye, Yeni Sahne’de Şaziye (Moral), Münire (Neyyire Neyir), Bedia (Muvahhit) Milli Sahne'de Huriye ve Hikmet, Ruhat gibi Müslüman Türk kadınları Afife'yi izlediler" diye anlatır

Nezihe Araz'ın kaleminden Afife şöyle sesleniyor "Beni acıyarak değil, düşünerek severek, kucaklayarak hatırlayın Tiyatro varsa ben varım" inancı ve aşkıyla yaşıyordu Afife, "Olmak ya da olmamak" işte gerçek buydu onun için "Olmak"la sanatını icra etmek eşanlamlıydı, bu eşanlam da tiyatroydu Toplum hayatında ilk olmak; yani onun deyimle "ilk ateşi yakmak"," ilk türküyü söylemek"," ilk aşkı ya da direnişi başlatmak" bir olaydı ve bunun her zaman bir bedeli vardı İlkler yol boyu bu bedeli ödediler"



Bu zaptiye baskının ilkinde Afife arkadaşlarınca kaçırılmışsa da daha sonra sokakta polisce yakalanarak karakola götürülür "Dinini, milliyetini unutan sen misin?" diye hırpalanır
Aile içinde babası da onun tiyatrocu olmasına karşıdır Babasının gözünde Afife artık fahişedir Evden de ayrı yaşamak zorundadır Bu arada Darülbedayi'deki ücretli görevine de son verilir Güvencesiz ve parasızdır Önüne geçilmeyen şiddetli baş ağrıları başlar Hekimi morfinle tedavi yoluna giderek büyük bir yanlışlık yapar Bunun sonucu Afife artık bir morfin bağımlısıdır Bu nedenle yaşamının son yıllarını Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde geçirir ve 39 yaşındayken burada ölür
Günümüzde, bir şirket tarafından düzenlenen ve gelenekselleşmiş hale gelen Afife Tiyatro Ödülleri, sanatçının anısına her yıl düzenlenmektedir



Kaynak: "http://trwikipediaorg/wiki/Afife_Jale"'dan alındı ''

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Afife Jale-Türk Tiyatro Sanatçısı

Eski 06-06-2009   #3
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Afife Jale-Türk Tiyatro Sanatçısı






Afife, orta halli bir ailenin kızı olarak 1902 yılında İstanbul'un Kadıköy semtinde dünyaya geldi 10 Kasım 1918 günü Darülbedayi'ye talebe olarak kabul olunan Beyza, Refika, Behire ve Memduha adlı beş kızdan biriydi Afife ve Refika hariç öteki kızlar daha fazla dayanamamış ve "nasılsa sahneye çıkamayacakları" gerekçesiyle tiyatroyu bırakmışlardı Aynı yılın 18 Aralık günü Refika tiyatronun suflör, Afife de "mülazım artistlik" (stajyer oyuncu) kadrolarına alınmışlardı Afife bir yıl süreyle bütün provalara devam etti, ama bir türlü sahneye çıkamadı Öte yandan Refika, sahne gerisinde görev alan ilk müslüman Türk kadını oldu 1919 yılının 13 Nisan gecesi premier'i yapılacak olan, Hüseyin Suat'ın "Yamalar" adlı oyununda, Emel rolü, Eliza Binemeciyan'ın Paris'e gitmesiyle ortada kaldı Darülbedayi yöneticileri ister istemez rolü Afife'ye oynatma kararı verdiler Böylelikle Afife, 22 Nisan gecesi, Kadıköy'deki Apollon Sineması'nda (sonraki Hale, şimdiki Reks) Emel rolünü oynayarak sahneye çıkan ilk müslüman Türk kadını oldu O gece tiyatroya gelen zaptiyeler, yöneticilere bir uyarıda bulundularsa da genç sanatçı bir hafta sonra da "Tatlı Sır" oyununda yeniden sahneye çıktı Sanatçı polis tarafından tutuklanmak istenince, Kınar Hanım tarafından arka bahçeye kaçırılarak polislerin elinden zor kurtuldu Üçüncü piyesi olan "Odalık" oynanırken polis tiyatroyu bastı Afife bu kez de makine dairesinden kaçırıldı 1921'de dahiliye nezaretinin bir buyruğu ile belediye 27 Şubat günü 204 sayılı bildiriyi Darülbedayi Yönetim Kurulu'na gönderdi Bildiride müslüman kadınların kesinlikle sahneye çıkamayacakları yazılmıştı Bu bildiri üzerine Afife, tiyatronun kadrosundan çıkarıldı Tiyatrosuz kalması Afife'nin zaten zayıf olan sinirlerini alt üst etmiş, kaçışı haplarda ve uyuşturucularda bulmaya başlamıştı Sonradan aşık olduğu bir doktorun yaptığı iğneler de onda bir alışkanlık başlatmıştı Ortalık biraz durulunca, birkaç yıl sonra Burhanettin Tepsi Kumpanyası ile Anadolu'da turneye çıkmış, yeni tiyatro topluluğu ile Kadıköy'de oynamış, daha sonra da Fikret Şadi'nin Milli Sahne'siyle çeşitli kentlerde temsiller vermişti Zaten 1923'ten sonra Türk Kadınları Atatürk'ün emriyle sahneye çıkmaya başlamıştı Gün geçtikçe bozulan sağlığı ve uyuşturucu alışkanlığı, tiyatroyu ister istemez bırakmasına neden oldu Bu


onu büsbütün çileden çıkardı 1928 yılında bir arkadaşıyla, Kuşdili çayırında Hafız Burhan'ın bir konserine gitmiş, orada sanatçıya tamburuyla eşlik eden Selahattin Pınar'la tanışmıştı Kısa bir sürede Pınar, genç kadına deliler gibi aşık oldu 1929 yılında evlendiler ve Selahattin Pınar "Nereden Sevdim O Zalim Kadını" gibi birçok ölümsüz şarkısını onun için besteledi Bir süre sonra Pınar, karısının morfin bağımlılığı ile başa çıkamamaya başladı Tiyatrodan uzak kalmak, sahneye çıkamamak, Afife'yi mutsuz kılıyor, kurtuluşu yalnız "iğne"de buluyordu, 1935 yılında boşandılar Bundan sonra Afife içine düştüğü girdaba büsbütün batarak sefalet içinde sürünmeye başladı Darülbedayi'deki dostlarının yardımıyla, Bakırköy Akıl Hastanesi'ne yatırıldı ve 1941 yılının 24 Temmuz günü kimsesiz bir halde yaşama veda etti
Tiyatronun ve devrinin bu büyük fedaisi böylece sessiz sedasız yok olup gitti Uzun yıllar onun adını bile anan olmadıŞimdi zihinlerde İlk Müslüman Kadın Tiyatro sanatçısı olarak kalmaya devam ediyor

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.