Şengül Şirin
|
Türkiye'de Komedi-Türk Komedisi
Türk komedisinin kökenleri genelde, geleneksel köy ve seyirlik oyunlarına uzanır Özellikle halk efsanelerinden, mizahından, folklorundan geniş ölçüde yararlanan gölge oyunu ve onun canlı kişilerle sahnelenen daha yeni bir çeşitlemesi olan ortaoyunu, türk farsının zengin örneklerini oluşturur
XIX yy 'ın ilk yarısından başlayarak, Tanzimat'ın da etkisiyle tiyatrolar ve topluluklar hızla arttı Buna koşut olarak istanbul'a gelen yabancı opera, operet ve tiyatro toplulukları Saray'dan ilgi ve destek gördü Başta ermeni katolık Mıhtaryanlar'ı olmak üzere, birçok ermeni sanatçının türk-çe temsillere önem vermesiyle halk da giderek batılı yapıtlara yakınlık duymaya başladı
1858'de Abdülmecıt, İbrahim Şinası Efendi'ye bir oyun ısmarladı Böylece, Şair' evlenmesi, türkçenin batı tekniğine göre yazılmış ilk özgün komedi örneği olarak dramatik edebiyatımızda yerini aldı Bu tarihten başlayarak Ahmet Mithat Efendi, Recaızade Mahmut Ekrem, Feraizci-zade Mehmet Şakır ve daha pek çok yazar, yeni kültür ve değerler karşısında eskisini sorguya çeken, yeni yaşam tarzının toplumda ve ailede yarattığı sarsıntıları yansıtan, aynı zamanda köhne gelenekleri ve törelerin baskısının getirdiği sorunları eleştiren komediler yazdılar Bu arada kimi yazarlar da doğrudan batılılaşmayı, yenileşmeyi, gençleri alaya aldı (Mehmet Asaf, Beyimin edebiyata merakı vb )
Tanzimat ve istibdat döneminde genellikle aile sorunlarını ele alan komedi anlayışı ikinci meşrutiyet'in getirdiği özgürlük ortamında siyasal taşlamaya da yöneldi, istanbul'un yozlaşan kentsoylu yaşamını, cinsel duyumsuzluğu ve çarpık ilişkileri, batıl inançları ve benzeri durumları eleştirdiği gibi, Meclisi mebusan'ı, hükümet ileri gelenlerini de eleştirmekten kaçınmadı (Saffet Nezihi, izah ve istizah, Garibeler)
Bu dönem yazarlarının fransız yazarlarından büyük ölçüde etkilendikleri, düşünce ve insan öğesiyle zenginleşirken geleneksel oyunların kabalık ve saflıkla birleşen ironisinden uzaklaştıkları görülür Batı etkisinde gelişen komedinin yanı sıra müzikli oyunlar da halkın ilgisini çekmekteydi Dikran Çuhacıyan'ın Arifin hilesi, Leblebici' Horhor Ağa, Ahmet Mithat Efendı'nin Çengi, Zeybekler, Musahip-zade Celal'in istanbul' efendisi, Yedekçi, Kaşıkçılar, Muhlis Sabahattin'in Hilaliah-mer çiçeği, Çaresaz, Ayşe Şatırzadeler, Kaptanzade Ali Rıza Bey'in Çapkın Süleyman ve Fettan kız adlı operet ve müzikli vodvilleri bu dönemde sahnelendi
Cumhuriyet dönemindeyse komedi Reşat Nuri Güntekin'in Hülleci', Osman Cemal Kaygılı'nın Üfürükçü, Cemal Nadir Güler'in Yüzkarası gibi eski töreleri ve görenekleri eleştiren yapıtlarıyla başladı Mu-sahipzade Celal Aynaroz" kadısı'nda din adamlarıyla kadı ve kazaskerlerin çıkar oyunlarını dile getirdi, Balaban" Ağa'öa medreselerdeki yozlaşmanın, yöneticilerin bilgisiz ve yeteneksiz olmalarından kaynaklandığını anlattı Bir kavuk devrildi, Pazartesi-perşembe, Fermanlı deli hazretleri gibi komedileriyle M Celal, geçmişin hesabını akıl aşamasında ve ironiyle karışık gerçekçi bir perspektif içinde ele aldı İlk kez 1932'de istanbul Şehir tiyat-rosu'nda sahnelenen Bir ölü evi ile Nazım Hikmet, toplumu saran madde düşkünlüğünü kara komedi biçiminde işledi Vedat Nedim Tor de Sahte sultan adlı piyesinde halkın budalalık derecesine varan hoşgörüsünü ortaoyunu biçiminde ve grotesk öğelerden yararlanarak eleştirdi Cumhuriyet döneminin ilk yirmi yılında Ekrem ve Cemal Reşit Rey kardeşlerin Üç saat, Lü-küs hayat, Deli dolu, Adalar revüsü vb müzikli piyesleri de ilgi gördü
1940'lı yılların verimli komedi yazarlarından biri de Cevat Fehmi Başkut'tur Toplumun varlıklı, ama görgüsüz üst katmanlarını, dürüst, bilinçli ve erdemli orta katmanlarını, kırsal alandan büyük kente gelip yerleşmiş, ama ne köylülüğünü üstünden atabilmiş ne de kentin düzenini benimseyebilmiş alt katmanlarını anlatmayı denediği piyeslerinde, ikinci Dünya sava-şı'nın çalkantılarını, demokrasiye geçişte ortaya çıkan çelişkileri, köylü-kentli karşıtlığını vurguladı Daha genç kuşak yazarlarından Refik Erduran da, Başkut gibi, toplumdaki bozuklukları, halktan kişilerle aydınlar arasındaki kopukluğu, namussuzlarla erdemliler arasındaki çatışmayı yapıtlarının malzemesi olarak kullandı 1960'lı yıllar, edebiyatın öteki türlerinde olduğu gibi, komedide de toplum sorunlarının daha güncel ve gerçekçi açıdan, daha akılcı biçimde ele alınmasına yol açtı
Haldun Taner, Lütfen dokunmayın, Gözlerimi kaparım vazifemi yaparım, Sersem kocanın kurnaz karısı komedilerinde tarihsel olayları ve kişileri günümüzün çerçevesi içine başarıyla yerleştirdi Turgut Özakman, R N Güntekin'in Değirmen adlı hikâyesinden uyarladığı Sarıpınar 1914 adlı yapıtında, Fehim Paşa konağı, Resimli osmanlı tarihi gibi oyunlarında geçmişi ele alarak günümüze eleştirel bir yorum getirmeyi denedi Yine H Taner Türkiye'de ilk kez denenen kabare türü oyunlarla (Bu şehr-i Stanbul ki, Vatan kurtaran Şaban, Astronot Niyazi vb ) geleneksel halk tiyatrosunun siyasal ve toplumsal taşlama özelliğini güncel konular içinde sürdüren örnekler verdi S K Aksal, M C Anday, O Arayıcı, C Atay, N Cumalı, G Dilmen, R İlgaz, A Nesin, V Öngören, O Rıfat, B Sabuncu, S Şendil, F Şensoy ve başka yazarlar da yeni konular, yeni biçimler, yeni teknikler deneyerek türk komedisine ilginç, çoğu kalıcı nitelikte yapıtlar kazandırdılar
Kaynak: Büyük Larousse, Cilt 11, sf 6910
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|