Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Genel Bilgiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
giyisileri, istanbul, istanbulun, kıyafetleri, nasıldır, nelerdir, yöresel

İstanbul'un Yöresel Kıyafetleri Nasıldır? İstanbul Yöresel Giyisileri Nelerdir?

Eski 09-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İstanbul'un Yöresel Kıyafetleri Nasıldır? İstanbul Yöresel Giyisileri Nelerdir?



İstanbul'un yöresel kıyafetleri nasıldır? İstanbul Yöresel Giyisileri Nelerdir?
İstanbul'un yöresel kıyafetleri nasıldır? İstanbul Yöresel Giyisileri Nelerdir?
Özellikleri
Osmanlı sultanları giyime oldukça önem veriyordu Sarayda oluşmuş; ölen sultanların kıyafetlerini bohçalama geleneği, bugün dönemlerin sosyal tarihini ortaya koyuyor Kaliteli giyinmeyi seven sultanlar saray bünyesinde dokuma atölyeleri kurdurmuşlardı Hassa nakkaşları tarafından hazırlanan desenler bu atölyelerde özenle dokunurdu Saray atölyeleri yetersiz kaldığında İstanbul ve Bursa’daki atölyeler devreye girerdi Özellikle Bursa bu konuda önemli bir merkezdi; İran’dan ithal edilen ham ipek burada dokunurdu

15 yüzyılda Osmanlı sarayı, başkent İstanbul’un giyim kuşamını yönlendiren bir merkez konumundaydı İstanbullular gösterişli, pahalı kıyafetler giyerken, Anadolu ve Rumeli’nin köylerinde, kasabalarında halk sade kumaşlar ve süsten uzak kıyafetlere yöneliyordu

Osmanlı kıyafetlerinin en önemli genel özelliği bol dökümlü, örtülü ve uzun olmalarıydı Kadınlar şalvar, hırka, gömlek, entari; erkekler şalvar ve çarık giyerlerdi Her meslek grubunun kendine ait bir kıyafeti bulunuyordu İmparatorluk her türlü sanat ve zanaatte olduğu gibi giyim kuşamda da 16 yüzyılda en yüksek düzeyine ulaşmıştı 17 yüzyılda imparatorluğun ekonomik durumuna paralel olarak dokumaların kalitesi düşmeye başladı Aynı dönemde kıymetli madenlerin kullanımı yasaklandı…

Alıntı Yaparak Cevapla

İstanbul'un Yöresel Kıyafetleri Nasıldır? İstanbul Yöresel Giyisileri Nelerdir?

Eski 09-11-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İstanbul'un Yöresel Kıyafetleri Nasıldır? İstanbul Yöresel Giyisileri Nelerdir?



Eski Kadın Kıyafetleri


O zamanın kadın kıyafetleri de, Kalübela’dan beri devam edegeldiği gibi, yaşlılarda başka, tazelerde başka, çocuklarda yine başka Yaşlılar ve orta yaşlılar, aşağı yukarı aynı kıyafetteydi Ev halleri ile sokak halleri ayrıydı Ev içinde: başta oyalı yemeni veya beyaz tülbentten üstüne, dokuma bezden, hilali gömlek; üzerine parmak dikişli, kolsuz pamuklu; daha üzerine, yaz ise basmadan, kış ise, pazen veya Rus fanilasından, tek cepli entari Belde, kukadan örme, üç parmak eninde, başı püsküllü kuşak Kışın, en üste, yine parmak dikişli, hayderi yakalı hırka

Sokağa çıkıldığı vakit: Yaşmak devrinde kaşmer veya Engürü (Ankara) sofundan, uzun yakalı, dört peşli babayani renkte ferace giyilir, başa, hotoz üstüne, altlı üstlü, yanları yelkenli ve kokorozsuz (süssüz, göşterişsiz), bir çift kalın yaşmak sarılırdı Çarşaflar, Şam ve Halep işi, düz siyah ipekli, Avrupakari olursa, koyurenk saten***iyondan, beli büzmeli, peçeye gelince siyah ve kalındı Ayakta, bir parmak topuklu, rugan, lastrin veya karamandolu çekme terlik, gözde gözlük, bir elde şemşiye, öbür elde ufak bir çanta veya torba bulunurdu


Tazelerde: En içte, yazsa pamuktan, kışsa yünden, göğsü memelikli, yarım kollu fanila, üstünde, yakası pamukaki ile sarma işlemeli, yerden bir karış kalkık, patiskadan dekolte gömlek Bunun üzerine, yünden örme veya kalınca yünlü kumaştan mamul, belden büzmeli iç etekliği Daha üzerine, gene mevsime göre patiskadan veya faniladan, göğsü sıkı tutmaya ve kaldırmaya yarayan önü sık düğmeli yelek Kaşmerdikozdan kimisi kloş, kimisi yarım kloş, kimisi yanları pastalı eteklik Etekliğin üstüne bluz Bluzdan sonra da, itiyada (alışkanlığa) göre, kısa kürk, astragan veya karakülden bolero, kolları ve yakası şal taklidi, kadife hırka
Başlara çok dikkat edilirdi ve zamanla çok çeşitleri yapıldı Mesela, alında kahkül, yanlarda favori, tepede topuz Alın kabarık, altında tel ponpon, üstünde topuz Saçlar toplu, ortadan ikiye ayrık ve maşa ile kabartılmış, ensede topuz
Yüzde, allık, pudra, gözde sürme, kaşta kozmetik Fazla tuvalete düşkün olanlar, pembe veya beyaz mayi üzerine pudra geçirirler, aşağı takım ise yağlı düzgün sürerler, rastık çekerler, püskürme ben kondururlardı


Düğünlerde, bayramlarda, teklifli ziyaretlerde giyilen giysiler ağırdı Ekseriyetle, dallı ve kabuk gibi nakışlı, zemini parlak satenlüksten, açık renk ipekliler giyilirdi Bunlar, enli ipek dantelalarla müzeyyen (süslü), yakanın dekolte kısmı, zayıflarda gene tülgrekle bileğe kadar örtülü, etlilerde çıplaktı Podösüet (süet) veya güderiden uzun elbise kullanılır, görmemişler arasında, üstüne müteaddit (çok sayıda) yüzük takanlar da olurdu
Zayıflar, göğsü kabarık göstermek için hazır satılan göğüslükler koydukları gibi bir zamanlar, belden aşağı, arkaya turnür bağlamak modası da takip edilmişti


Böyle pür tuvalet tazelerin çorapları bagetli ve beyaz ipek, iskarpinleri ponponlu ve atlas, ökçeleri ortaydı Şimdiki uzun ökçeler daha meydanda yoktu Bu mutavassıt (orta) ökçeler de bile rahatsız olunduğu, doğru dürüst yürünemediği söylenirdi Tazelerin hariç kıyafetleri, önceleri ferace, sonra çarşaf, sayfiyelerde ise maşlah, yeldirme, kaşpuşiyerdi Ferace, düz renk ipekliden yapılır, yaka içine, renge uygun sura astar konur, yaka ve kol kenarlarına ağır motifler, boncuklu ve saçaklı harçlar dikilirdi Bunların en son moda ve alasını, Çarşıiçi’ndeki terzi Anastas yapardı Bir feraceye, altın para, yirmi, yirmi beş lira sarfedildiği vaki idi
Evvelleri, peçeler kalın, çarşaflar, dallı ve yollu ipeklerden, uzun ve kloş pelerinli, yerlere kadar etekli, etrafı fırça şeritli iken, gitgide, peçeler inceldi; çarşaf kumaşları hafiflendi ve pelerinler dirseğe kadar kısaldı
Başlar, topuz altından kurdela ile bağlanıp, iğnelerle türlü şekle sokuldu Maşlahların en ağırı, Halep, Şam ve Bağdat’ın sırmalı maşlahlarıydı Bunların yolluları vardı ki ense kısmındaki som sırma mihrapları, pırıl pırıl, altın gibi parlardı İpekli ve yünlü kumaşlardan da evden maşlah dikildiği, üstlerinin ipekle sırma işlendiği de çoktu


Baş örtülerin, Bursa mamulatı veya ayrıca bilhassa işlenmiş olanları mevcut olduğu gibi şifon, gaz, krepdamurdan türlü renkte bulunanları da vardı Topuzlar ve saçlar, kuşlu firketeler, taşlı taraklar, menekşe ve divanhane çivisi denilen elmas iğnelerle süslenirdi Yeldirmeler şimdiki pardesüleri andırır şekillerde, terzilere diktirilir, kaşpuşiyerler Mayer’den, Tirink’ten, Karlman’dan hazır alınırdı Bunlar, üzerleri harmaniyeli şekilde ekseriya, haneli ve yollu, gümüş ve bej rengiydi
Kız çocuklarının ev elbiseleri, robalı, uzun ve bebe biçiminde, sokaklıkları, hemen daima, lacivert ve beyazla karışık marnel yakalı, dar belli, diz kapaktan dört parmak aşağıda etekliydi Bayramlık ve düğünlükler pembe, mavi, eflatun gibi açık renk ve ipektendi

Akşam, 18 Haziran 1932
Kaynak: Masal Olanlar, Sermet Muhtar Alus, İletişim Yayınları, 1997, sayfa:138-142

Alıntı Yaparak Cevapla

İstanbul'un Yöresel Kıyafetleri Nasıldır? İstanbul Yöresel Giyisileri Nelerdir?

Eski 09-11-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İstanbul'un Yöresel Kıyafetleri Nasıldır? İstanbul Yöresel Giyisileri Nelerdir?



burada hiç birşey yazmıyor boşuna girmeyiniz
Alıntı Yaparak Cevapla

İstanbul'un Yöresel Kıyafetleri Nasıldır? İstanbul Yöresel Giyisileri Nelerdir?

Eski 09-11-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İstanbul'un Yöresel Kıyafetleri Nasıldır? İstanbul Yöresel Giyisileri Nelerdir?



Alıntı:

kayıtsz üye´isimli üyeden Alıntı

burada hiç birşey yazmıyor boşuna girmeyiniz

Sorun sizde sanırım, birçok şey yazıyor ben görüyorum

Alıntı Yaparak Cevapla

İstanbul'un Yöresel Kıyafetleri Nasıldır? İstanbul Yöresel Giyisileri Nelerdir?

Eski 09-11-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İstanbul'un Yöresel Kıyafetleri Nasıldır? İstanbul Yöresel Giyisileri Nelerdir?



sorun size özel olmuş ben yazılanların hepsini teker teker görüyorum gayette düzgün yazmışlar ancak çok uzun olmuş
Alıntı Yaparak Cevapla

İstanbul'un Yöresel Kıyafetleri Nasıldır? İstanbul Yöresel Giyisileri Nelerdir?

Eski 09-11-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İstanbul'un Yöresel Kıyafetleri Nasıldır? İstanbul Yöresel Giyisileri Nelerdir?



Alıntı:

olmazsooz´isimli üyeden Alıntı

sorun size özel olmuş ben yazılanların hepsini teker teker görüyorum gayette düzgün yazmışlar ancak çok uzun olmuş

Konu hakkındaki görüşleriniz için teşekkürler Evet katılıyorum biraz uzun olmuş fakat kısa kısa özetleyerek alınabilir diye düşünüyorum

[img]images/smilies/maxih1 (6)gif[/img]

Alıntı Yaparak Cevapla

İstanbul'un Yöresel Kıyafetleri Nasıldır? İstanbul Yöresel Giyisileri Nelerdir?

Eski 09-11-2012   #7
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İstanbul'un Yöresel Kıyafetleri Nasıldır? İstanbul Yöresel Giyisileri Nelerdir?



Erkek kıyafetlerini nerede bulabilirim?
Alıntı Yaparak Cevapla

İstanbul'un Yöresel Kıyafetleri Nasıldır? İstanbul Yöresel Giyisileri Nelerdir?

Eski 09-11-2012   #8
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İstanbul'un Yöresel Kıyafetleri Nasıldır? İstanbul Yöresel Giyisileri Nelerdir?



Alıntı:

Araştırmacıı´isimli üyeden Alıntı

Erkek kıyafetlerini nerede bulabilirim?



Eski İstanbul Erkek Kıyafetleri

Kadınların çeşit çeşit kıyafetleri olur da erkeklerin olmaz mı?
Erkeklerin de yaşa göre, ev halleri başka, sokak halleri başka, teklifli tekellüflü yerlerdeki halleri gene başka idi ve bu giyiniş halleri mevsimlerle değişirdi



Enseyi , göbeği şişirmiş, saçı sakalı ağartmış, geline ve damada karışmış olan kudeman (eskilerden) başlayalım

Bu kimseler, yaz gelince ev içinde patiska veya keten takke, hilali gömlek, üstüne fildekos pamuk fanila, daha üstüne yollu basmadan, önü açık ve kavuşturma peşli gecelik entarisi, en üste aynı kumaştan hırka giyerlerdi

Kibarlar, hırkadan sonra sırta bir feyyum kürk alır, Temmuz ve Ağustos ayları gibi pek sıcak zamanlarda kürk yerine mavi, sarı, pembe renkteki Hama kumaşından Şam hırkası kullanılırdıKarınlılar, daha doğrusu, çeviklik ve çalaklık (tez canlılık) daiyesinde (iddiasında) bulunanlar,ayak bileklerinden ilikli patiska don üzerine, üç dört kulaç boyunda, yün kuşak sararlardı

Ayaklar umumiyetle çorapsız ve çıplak olup ökçesiz vidala terliklerle yürünür, kollar sıvanıp, göğüs bağır açılır, evin en küfür küfür esen penceresi hangi canipte (yanda) ise, yelyeperek, yelken kürek oraya koşularak önüne geçilip tiryaki harcı kalın cıgara tellendirilir, az şekerli yorgunluk kahvesi, yudum yudum içilirdi

Mevsim kış ise, hilali gömlek, üzerine Selanik fanilası, ayrıca bir fanila don, üste, Şam veya Halep kumaşından, iki önü kavuşturma entari ile aynı kumaştan hırka giyili, kibarlar şal kuşak bağlayıp geziye kaplı elma veya koyu samur kürklere bürünürlerdi Adı kürk ama bunun da nevileri vardı Tüyleri kısa, hafif ve alacalı olup yaza mahsus olanına feyyum denilirdi Mevsimliğine elma ismi verilirdi (Esnaf kahyası, vekilharç, ahçı başı gibilerin giydikleri kaba elma kürkler sadedimizden hariçtir)
Kış kürkü olan samur kürkün açık sarısı ve siyaha yakın koyusu bulunur, zerdava kürk ise en zengin harcı sayılırdı Sereserpe dolaşmaya alışmış çıplak ayaklara yün çoraplar ve keçe terlikler geçirilirdi

Dahili kıyafeti, bu şekilde bulunan zevatın harici kisveleri: Azizyevari yumuşak fes; kısa yakalı frenk gömleği; yazın beyaz yelek ve sof ceket; kışın siyah ceket veya redingot; üstünde pardösü veya palto; ayakta potin kundura

Nimresmi (yarı resmi) yerlerde istanbulin, ayalarda sırmalı üniforma sırta takılır, kandilli temennahlara, Nabi misali sözlere"girişilirdi



Gençlerin kıyafetine gelince, bervechi peşin (ilkönce) yapılacak şey bunları ikiye tefriktir (ayırmaktır):

1 Iskartada kalıp boynu bükük pinekleyenler
2 Kaşanelerden birine mahdum veya damat olup yangelenler

Birinci şıktakiler gerek ev içi, gerekse sokak kisveleri, demin saydığımız yaşlılardan, hatta onların orta hallilerinden farklı değildi Mazruf (içi) ne kadar turfanda, terütaze, çiçeği burnunda olsa da zarf, hemen hemen aynı idi:

Klasik gecelik entarisi, basma kalıp frenk gömleiği, malum kostüm veya redingot, harcıalem pardesü veya palo Bu zümrenin ekseriyeti, Mayer, Iştayın, Tirink`den sekiz on mecidiyelik yaptıranları da, köşe bucakta, han odalarındaki külüstür terzilerle cebelleşip durur, ütüleye ütüleye, lekeciye vere vere, senelerce taşırdı

İkinci şıkka dahil olan mahdumin-i kiram ve damadan-ı zevil`l-ihtiram (saygı sahibi) ise, kılpıranga arz-ı endam eylerlerdi Mahafaza (bununla birlikte), bu cemaatin konak içinde ve haremdeki halleri yine umum gibiydi; yani; gecelik, hırka, kürk
O devirde, Pijamanın, Kimononun ismini cismini ne bilen, ne de işiten mevcuttu
Hatta bir gün, son tertip alafrangalardan bir tanıdık, sırasına getirerek, mütamadiyen bir kelime tekrar edip duruyor Muziplerden biri: Monşer, söylediğim Puyjama lafzı Hintçedir ve Hintlilere mahsus hafif bir elbisedir! cevabını vermiş ve hazır bi`l-meclis olanları apıştırmıştı Bahsettiğimiz kalantor beylerin sokak vaziyetleri görülecek şeydi Başta, içi hasırlı ve mantarlı fes Boyunda, dört parmak eninde, alerötur yakalık ve kabuk gibi kravat; kravatın üstünde pırlanta iğne Sırtta, mevsim nazar-ı dikkate, alınarak ince ve açık yahut kalın ve koyu renk kumaştan kostüm Kolda, ipek atlaslı pardesü Elde altın başlı baston Ayakta, uçları sipsivri iskarpin

Haftada, on beş günde bir, daireye gidilirken, fare tüyü renginde bonjurla gri pantolon giyilir, merasim ve alay günlerinde, sırmalı üniforma kuşanılırdı Şıklığı ileriye ***ürenler, mesela lacivert elbise giyecekse, kravatını, pardesösünü, şemsiyesini, çorabını, iskarpinini, ipekli mendilini, hatta mümkün olsa fesini bile lacivert renkte intihap eder (seçer), gri döşemeli faytonuna rağbet etmeyip lacivert kupasının koşulmasını emreylerdi

Güvez brikine (kiremit rengi) ikbal buyuracaksa, koyu kestane kostümünü ve aynı malzeme ve teferruatı takıp takıştırırdı Bu kademede bulunanların terzileri Mir veya Boter`di

Üste başa gene itinakar olup da işi ifrata vardırmayanlar, Leon, Vidoviç, Mendelino`ya şitap ederler(seğirtirler), modaya müptela fakat ala küllü hal (şöyle böyle) keseli gençler Tünel Meydanı`ndaki, kır sakallı frenk terziye başvurular, biraz daha para tutanları ise, Bab-ı Ali`nin alt başındaki Civelekyan`a dadanırlardı

Ne kadar askeri terzi varsa Rizapaşa Yokuşu`nda idi Bir zamanlar, Canbedenyan`ın üstüne yokmuş; sonraları Altınmakas`a nazir (eş, benzer) bulunmazdı


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.