Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Genel Bilgiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
eserleri, fikret, hakkındaki, istanbul, kemalin, nelerdir, tevfik, yahya

Tevfik Fikret Ve Yahya Kemal'in İstanbul Hakkındaki Eserleri Nelerdir?

Eski 09-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tevfik Fikret Ve Yahya Kemal'in İstanbul Hakkındaki Eserleri Nelerdir?



Tevfik Fikret Ve Yahya Kemal'in İstanbul Hakkındaki Eserleri Nelerdir?
Tevfik Fikret Ve Yahya Kemal'in İstanbul Hakkındaki Eserleri Nelerdir?

Yahya kemal >>>"
Kendi Gök Kubbemiz"deki şiirlerde ise temelde bir "aşk" ve "İstanbul" şairi olarak görünür "Vuslat" şiiriyle erotik temaları örselemeden şiire getirir Bir yandan da tarih tutusuyla dinci ve milliyetçi bir görünüm kazanmaya başlar "Süleymaniye'de Bayram Sabahı", "Ziyaret", "Atik Valide'den İnen Sokakta" gibi şiirleri bu durumun örnekleridir

devamı ve tamamı

YAHYA KEMAL BEYATLI

2 Aralık 1884'te Üsküp'te doğdu 1 Kasım 1958'de İstanbul'da yaşamını yitirdi Asıl ismi Ahmed Agâh Üsküp Belediye Başkanı Nişli İbrahim Naci Bey'in oğlu Annesi Nakiye Hanım ise şair Lefkoşalı Galib'in yeğeni Çocukluk yılları Üsküp'teki şiirlerine de yansıyan Rakofça çiftliğinde geçti İlköğrenimini özel Mekteb-i Edep'te tamamladı 1892'de Üsküp İdadisi'ne girdi Bir yandan da İshak Bey Camii Medresesi'nde Arapça ve Farsça dersleri aldı 1897'de ailesi Selanik'e taşındı Annesinin ölmesi, babasının tekrar evlenmesi yüzünden aile içinde çıkan sorunlar nedeniyle Üsküp'e döndü Tekrar Selanik'e gönderildi 1902'de İstanbul'a geldi Vefa İdadisi'ne (lise) devam etti Jön Türk olma hevesiyle 1903'te Paris'e kaçtı Bir yıl kadar Meaux okuluna devam edip Fransızca bilgisini geliştirdi 1904'te siyasal bigiler yüksek okuluna girdi Jön Türkler'le ilişki kurdu Ahmet Rıza, Abdullah Cevdet, Samipaşazade Sezai, Prens Şahabettin gibi dönemin ünlü kişilerini tanıdı Şefik Hüsnü ve Abdülhak Şinasi Hisar'la arkadaşlık kurdu 1912'de İstanbul'a döndü

1913'te Darüşşafaka'da edebiyat ve tarih öğretmenliği yaptı Medresetü'l-Vaizin'de uygarlık tarihi dersi verdi Mütarekeden sonra Âti, İleri, Tevhid-i Efkâr, Hakimiyet-i Milliye dergilerinde yazılar yazdı Arkadaşlarıyla "Dergâh" dergisini kurdu Yazılarıyla Milli Mücadele'yi destekledi 1922'de barış anlaşması için Lozan'a giden kurulda danışman olarak yer aldı 1923'te Urfa milletvekili oldu Cumhuriyet'in kurulmasından sonra Varşova ve Madrid'de ortaelçisi olarak görevlendirildi Daha sonra sırasıyla Yozgat, Tekirdağ, 1943-1946'da da İstanbul milletvekili oldu Halkevleri Sanat Danışmanlığı yaptı 1949'da Pakistan Büyükelçisi iken emekli oldu Yaşamının son yıllarını İstanbul'da Park Otel'de geçirdi Tutulduğu müzmin barsak kanamasının tedavisi için 1957'de Paris'e gitti Bir yıl sonra Cerrahpaşa Hastanesi'nde aynı hastalık nedeniyle öldü

Selanik yıllarında "Esrar" takma adıyla şiir yazmaya başladı İstanbul'da Tevfik Fikret ve Cenap Şahabettin'in şiirleriyle tanıştı İrtika ve Mâlumât dergilerinde "Agâh Kemal" takma adıyla Servet-i Fünun'u destekleyen şiirler yazdı Paris'te Fransız simgecilerinin şiirlerine yakınlık duydu Fransız şiiriyle kurduğu yakınlık, Türk şiirine faklı bir açıyla bakmasını sağladı Türk şiiri ve Türkçe söz sanatlarını inceledi "Mısra haysiyetimdir" sözüyle şiirde dizenin bir iç uyumla, musiki cümlesi halinde kusursuzlaştırılması gerektiğini anlatır Şiirleriyle olduğu kadar şiirle ilgili görüşleriyle de büyük yankı uyandırdı Ona göre divan şiiri "yığma" bir şiirdi parçacılık ve belirsizlik üzerine kuruluydu Tanzimat şairleri bu şiiri birleştirme çabalarında yetersiz kalmıştı Servet-i Fünun'cular yapay ve yapmacık bir dille yetinerek öze inememişlerdi Oysa sanatçı kendi ulusunun dilini bulmalıydı Batı'dan edindiği yüksek beğeniyle, Batı şiirine öykünmeyen yerli bir şiire yöneldi Biçime ağırlık tanıdı Esinlenmenin yerine dil işçiliğini getirdi Arka planında bir tarih bulunan şiirlerinde imgeye de yer vermedi Dize çalışmasındaki titizliği "az ve güç yazıyor" izlenimi uyandırdı Yaşadığı sürede hiç kitap yayınlamaması da bu izlenimi pekiştirdi Karşıtları tarafından "esersiz şair" olarak adlandırıldı Hemen her kesimden eleştiriler aldı

1918'de Yeni Mecmua'da yayınlanan ürünleriyle büyük ilgi uyandırdı Daha sonra Edebi Mecmua, Şair, Büyük Mecmua, Şair Nedim, Yarın, İnci, Dergah gibi dergilerdeki şiirleriyle kendini yol gösterici olarak kabul ettirdi Ölümünden sonra yayınlanan eserleri iki bölüm halinde değerlendirilir "Kendi Gök Kubbemiz" ve "Eski Şiirin Rüzgarıyla" Bu iki eser Yahya Kemal'in baş yapıtlarını bir araya getirir "Eski Şiirin Rüzgarıyla"daki şiirlerden "Açık Deniz", "Itrî", Erenköyü'nde Bahar", "Nazar", "Ses", "Çin Kâsesi", "Deniz Türküsü" şairin çok özel ürünleridir Daha çok Nedîm'den yola çıktığı bu şiirlerde, günlük yaşamın parıltısını elden çıkardığı, dekadan bir girişimin aşırı incelikleri ve dil yabancılaşmasıyla bir tür resim sanatına yöneldiği görülür "Kendi Gök Kubbemiz"deki şiirlerde ise temelde bir "aşk" ve "İstanbul" şairi olarak görünür "Vuslat" şiiriyle erotik temaları örselemeden şiire getirir Bir yandan da tarih tutusuyla dinci ve milliyetçi bir görünüm kazanmaya başlar "Süleymaniye'de Bayram Sabahı", "Ziyaret", "Atik Valide'den İnen Sokakta" gibi şiirleri bu durumun örnekleridir Düzyazıları "Peyam" gazetesinde yayınlanan yazılarıyla, "Çamlar Altında Sohbetler"den oluşur Bu yazılardan bazıları "Süleyman Sadi" ya da "SS" imzasını taşır Ayrıca Büyük Mecmua ve Dergah'ta söyleşiler yaptı, eleştiriler yazdı, bunları Hakimiyet-i Milliye gazetesinde sürdürdü Bitmemiş şiirlerinin bir bölümü 1976'da "Bitmemiş Şiirler" adıyla yayınlandı

ESERLERİ

ŞİİR:
Kendi Gök Kubbemiz (1961)
Eski Şiirin Rüzgârıyla (1962)
Rubailer ve Hayyam Rubailerini Türkçe Söyleyiş (1963)
Bitmemiş Şiirler (1976)

DÜZYAZI:
Aziz İstanbul (1964)
Eğil Dağlar (1966)
Siyasi Hikayeler (1968)
Siyasi ve Edebi Portreler (1968)
Edebiyata Dair (1971)
Çocukluğum Gençliğim Siyasi ve Edebi Hatıralarım (1973)
Tarih Musahabeleri (1975)
Mektuplar-Makaleler (1977)


Alıntı Yaparak Cevapla

Tevfik Fikret Ve Yahya Kemal'in İstanbul Hakkındaki Eserleri Nelerdir?

Eski 09-11-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tevfik Fikret Ve Yahya Kemal'in İstanbul Hakkındaki Eserleri Nelerdir?



Tevfik Fikret

Tevfik Fikret

Tevfik Fikret (24 Aralık1867 - 19 Ağustos1915) Osmanlı dönemi büyük Türk şairi
24 Aralık1867 'de İstanbul'da Aksaray'ın Kadırga semtinde doğdu Baba tarafı Çankırılı, annesi ise müslüman olmuş Sakızlı bir Rumun kızıydı 12 yaşında annesini kaybetti Fikret, 1888'de Galatasaray Lisesi'ni birincilikle bitirdi Hocaları arasında Muallim Naci, Recaizade Ekrem gibi günün seçkin öğretmenleri vardı Şiire lise yıllarında başlamış ve ilk şiirini 1883'te yayımlamıştır
Liseden mezun olduktan sonra önce Hariciye Nezareti (Dışişleri Bakanlığı), daha sonra da Maarif Mektubi Kalemi'nde çalışmaya başladı Bir akrabasının yardımıyla Sadaret Mektubi Kalemi'nde düşük bir ücretle kısa bir süre çalıştı 1889 Ağustos'una gelindiğinde dördüncü işine istişare odası'nda muavin olarak başladı Ayrıca Yüksek Ticaret Okulu'nda Fransızca ve Türkçe dersleri veriyordu Ertesi yıl, 22 yaşında, kuzeni, kız öğretmen okulu öğrencisi, 14 yaşındaki Nazıme hanımla evlendi

Bu sırada, çeşitli şiir yarışmalarında birincilikler kazandı 1894'te, Malumat gazetesinin kurucuları arasında yer aldı Aynı yıl işinden ayrılıp, Galatasaray Lisesi'nde (Mekteb-i Sultani) Türkçe öğretmenliğine başladı Ancak, bütçe kısıntısından ötürü maaşlar kesintiye uğrayınca 1895'te ayrıldı Aynı yıl oğlu Haluk doğdu Bir yıl sonra Robert Kolej'de Türkçe öğretmenliğine atandı Bu sıralarda yazdığı şiirlerde aşk, ev, doğa temalarını işlemiştir

1896 'ta, hocası Recaizade Ekrem onu Servet-i Funun dergisinin sahibi Ahmet İhsan ile tanıştırdı Fikret, derginin tahrir ve tashih işlerine bakmaya başladı Sanatta hem içerik hem de biçimde bir atılım yapıp batılılaşmayı ilke edinen Servet-i Funun topluluğunun hareketine Edebiyat-i Cedide adı verilmiştir Bu ekolde, Fikret'in yanısıra Halit Ziya, Cenap Şahabettin, İsmail Safa, Mehmet Rauf, Samipaşazade Sezai, Hüseyin Cahit, Ahmet Şuayip, Hüseyin Siyret gibi isimler bulunuyordu Ondokuzuncu yüzyılın son dört yılında, Fikret'in şiirlerinde toplumsal boyutun arttığı, karamsarlığın üste çıktığı gözlenir 1897 Osmanlı-Yunan savaşı sırasında yurt ve ulus sevgisini dile getiren şiirler yazdı Aynı zamanda, Abdülhamit'in baskısı ile sansür ve jurnalcilik arttı Özgürlük ve adalet özlemi ile ilgili şiirler yazarken 1898'de birkaç gün için göz altına alındı ve bundan sonra sürekli izlendi

Aşiyan'da Tevfik Fikret'in bugün müze olan evi

1900 yılında, ilk kitabı Rubab-ı Şikeste (Kırık Saz) yayımlandı Ertesi yıl Ahmet İhsan ile araları bozuldu ve dergiden ayrıldı Bir süre sonra, bir çevirisi yüzünden Servet-i Funun kapatıldı 1902'de kız kardeşini, 1905'te babasını yitirdi Aynı yıl, babasının Aksaray'daki konağını satarak Rumelihisar'ında, planlarını kendi yaptığı ve ölünceye dek oturacağı, bugün Tevfik Fikret Müzesi olan, Aşiyan'a (Kuş yuvası) yerleşti Bu dönemde çok az insanla görüşüyor, toplumcu bir tavırla kavga şiirleri yazıyor, bunlar İstanbul'da elden ele dolaşıyordu "Sis", "Sabah Olursa", "Bir Lahza-i Taahhur" bu dönemin ürünleridir Bu arada, evinin Abdülhamit'in haber alma örgütünce sürekli gözetlenmesi onu büyük ölçüde etkiledi Bu döneminde, özgürlük getireceğine inandığı İttihat ve Terakki'yi destekliyordu

24 Temmuz1908 'de Meşrutiyet'in ilan edilmesini coşkuyla karşıladı, 'Rücu' ile 'Doğan Güneşe' adlı şiirlerini yazdı Aynı yıl, arkadaşlarıyla Tanin gazetesini çıkardı ve eski Servet-i Fünuncularla beraber çalışmaya başladı Gazetenin, programından sapıp, vaadettikleri hak ve özgürlükleri kısmaya yönelen İttihat ve Terakki Fırkası'nin organı durumuna gelmesi üzerine Fikret düş kırıklığına uğradı ve kendisine Maarif Nazırlığı (Milli Eğitim Bakanlığı) önerilmesine rağmen gazeteden ayrıldı Maarif nazırı görevine getirilen Abdurrahman Şeref'in çağrısıyla, Galatasaray Lisesi'nin müdürü oldu ve bir süre önce yanmış olan okulun onarımını üstlendi Bu arada, toplantı salonunu mescitin üstüne yaptırdığı gerekçesiyle tutucu basının ağır eleştirilerine uğradı O günlerde 31 Mart Olayı patlak verdi Fikret, olayı protesto amacıyla önce kendini okulun kapısına zincirle bağlattı, ertesi gün de istifa etti Ancak öğrencilerin ve Maarif Nazırı Nail Bey'in ısrarlarıyla tam yetkili olarak göreve döndü Ama sekiz ay sonra, yeni Maarif Nazırı Emrullah Efendi'yle anlaşamayarak bir daha dönmemek üzere Galatasaray'dan ayrıldı Darülmuallimin ve Darülfünun'daki görevlerinden de istifa etti ve yeniden Aşiyan'a çekildi Artık, İttihad ve Terakki iktidarına da muhalif olmuştu 1912'de meclisin kapatılması üzerine, bu olayı meclisin 1878'de (Hicri tarihle 1295'te) kapatılmasına benzeterek "Doksan Beşe Doğru" şiirini yazdı Bunu "Han-ı Yağma", "Sancak-ı Şerif Huzurunda" gibi şiirler izledi Mehmet Akif, 1912'de Süleymaniye Kürsüsü adlı şiirinde Fikret'i protestanlara zangoçluk etmekle suçladı Bu bir bakıma, Fikret'in iki ay kadar önce yazdığı Han-ı Yağma adlı hicvine karşılıktıBu şiir için değil, Tarih-i kadim için tepki göstermiştir

Bir süre öğretmen okulu'nda da edebiyat okuttuktan sonra sadece Robert Kolej'de çalışmaya başladı 1911'de, gençlere seslendiği Haluk'un Defteri yayımlandı Bu sıralarda şiirlerinde insancıllığa yönelmiştir Ağır bir şeker hastalığına yakalandığı 1914'te sağlığı bozuldu Balkan ve Trablusgarp savaşlarından yorgun çıkan Osmanlıların Almanların yanında savaşa girmesi hoşuna gitmedi İttihatçılar ile arası yıllar geçtikçe iyice açıldı Bu arada, 1914'te çocuklara seslendiği Şermin adlı kitabı yayımlandı

19 Ağustos1915 'te öldü ve Eyüp'te aile mezarlığına gömüldü Vasiyetine uyulup Aşiyan'a taşınması için 1961'deki doğum yıldönümünü beklemek gerekecektir
Yukarıda bahsedilen kitaplarına girmemiş şiirleri (Rubabın cevabı, Tarih-i Kadim, Doksan Beşe Doğru ve diğerleri) Cevdet Kudret tarafından derlenip 1952'de yayımlandı Kaynak: Ahmet Özdemir, Tevfik Fikret Hayatı Sanatı Eserleri, Bogaziçi Yayınları, Şairler ve yazırları Dizisi, İstanbul 1997


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.