Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Genel Bilgiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
atatürkün, dil, dili, düşünceleri, hakkında, kurumu, nelerdir, türk

Atatürk'ün Türk Dili Ve Türk Dil Kurumu Hakkında Düşünceleri Nelerdir?

Eski 09-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Atatürk'ün Türk Dili Ve Türk Dil Kurumu Hakkında Düşünceleri Nelerdir?



Atatürk'ün Türk Dili Ve Türk Dil Kurumu Hakkında Düşünceleri Nelerdir?
Atatürk'ün Türk Dili Ve Türk Dil Kurumu Hakkında Düşünceleri Nelerdir?

Türk Dil Kurumu, Türk Dili Tetkik Cemiyeti adıyla 12 Temmuz 1932'de Atatürk'ün talimatıyla kurulmuştur Cemiyetin kurucuları, hepsi de milletvekili ve dönemin tanınmış edebiyatçıları olan Sâmih Rif'at, Ruşen Eşref, Celâl Sahir ve Yakup Kadri'dir Kurumun ilk başkanı Sâmih Rif'at'tır Türk Dili Tetkik Cemiyetinin amacı, "Türk dilinin öz güzelliğini ve zenginliğini meydana çıkarmak, onu yeryüzü dilleri arasında değerine yaraşır yüksekliğe eriştirmek" olarak tespit edilmiştir Atatürk'ün sağlığında, 1932, 1934 ve 1936 yıllarında yapılan üç kurultayda hem Kurumun yönetim organları seçilmiş, hem dil politikası belirlenmiş, hem de bilimsel bildiriler sunulup tartışılmıştır 26 Eylül-5 Ekim 1932 tarihleri arasında Dolmabahçe Sarayı'nda yapılan Birinci Türk Dili Kurultayı sonunda Kurumun "Lügat-Istılah, Gramer-Sentaks, Derleme, Lenguistik-Filoloji, Etimoloji, Yayın" adları ile altı kol hâlinde çalışmalarını sürdürmesi kabul edilmiştir Sonraki kurultaylarda bu kollardan bazıları ayrılmış, bazıları tekrar birleştirilmiş; fakat ana çatı değiştirilmemiştir 1934'te yapılan kurultayda Cemiyetin adı, Türk Dili Araştırma Kurumu; 1936'daki kurultayda ise Türk Dil Kurumu olmuştur
Atatürk, 1 Kasım 1936'da Türkiye Büyük Millet Meclisinin V dönem 2 yasama yılını açış konuşmasında Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumunun geleceği ile ilgili dileklerini şu sözlerle dile getirmişti: Başlarında değerli Eğitim Bakanımız bulunan, Türk Tarih Kurumu ile Türk Dil Kurumunun her gün yeni gerçek ufuklar açan, ciddî ve aralıksız çalışmalarını övgü ile anmak isterim Bu iki ulusal kurumun, tarihimizin ve dilimizin, karanlıklar içinde unutulmuş derinliklerini, dünya kültüründe başlangıcı temsil ettiklerini, kabul edilebilir bilimsel belgelerle ortaya koydukça, yalnız Türk ulusunun değil, bütün bilim dünyasının ilgisini ve uyanmasını sağlayan, kutsal bir görev yapmakta olduklarını güvenle söyleyebilirim (Alkışlar)Tarih Kurumunun Alacahöyük'te yaptığı kazılar sonucunda, ortaya çıkardığı beş bin beş yüz yıllık maddî Türk tarih belgeleri, dünya kültür tarihinin yeni baştan incelenmesini ve derinleştirilmesini gerektirecektir Birçok Avrupalı bilim adamının katılması ile toplanan son Dil Kurultayının aydınlık sonuçlarını görmekle çok mutluyum Bu ulusal kurumların az zaman içinde ulusal akademilere dönüşmesini dilerim Bunun için, çalışkan tarih, dil ve bilim adamlarımızın, bilim dünyasınca tanınacak orijinal eserlerini görmekle mutlu olmanızı dilerim


Alıntı Yaparak Cevapla

Atatürk'ün Türk Dili Ve Türk Dil Kurumu Hakkında Düşünceleri Nelerdir?

Eski 09-11-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Atatürk'ün Türk Dili Ve Türk Dil Kurumu Hakkında Düşünceleri Nelerdir?



Aşağıdaki yazı TDK sitesinden alınmıştır ve Atatürk'ün Türk Dil Kurumuna verdiği değerin çeşitli tarihlerde incelenmesidir Size gerekli olan tarih aralığını inceleyiniz
Göreceksiniz ki ölünceye kadar verdiği değer, ilgi ve takip hiç eksilmemiş, artmıştır

Atatürk ve Türk Dil Kurumu:

TDK’nin kurucu ve koruyucu (hami) başkanı Yüce Atatürk, 12 Temmuz 1932 tarihinden itibaren ölünceye dek TDK ile yakından ilgilenmiş; çalışmalarını takip etmiş, bazen Genel Merkez Kurulu ve Terim Kolu toplantılarına başkanlık etmiş, bazen de bazı yönetici ve üyelerle sofrasında uzun uzadıya Kurum çalışmalarını ele almış, yönlendirici uyarılarda, tavsiyelerde bulunmuştur Bu yazımızda, Atatürk’ün hayatında TDK’nin nasıl yer aldığını, tarih sırasına göre kısaca açıklamaya çalışacağız:

11 Temmuz 1932: I Türk Tarihi Kurultayı’nda seçilen Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti (Türk Tarih Kurumu) Merkez Heyeti üyelerinden Âfet (İnan), Yusuf (Akçura), Sâmih Rifat, Sadri Maksudî (Arsal), Hâmit Zübeyr (Koşay) ve Macar Prof Zayti Ferenç, Cumhurbaşkanı ve Türk Tarihi Tetkik Cemiyetinin de kurucu ve koruyucu (hami) başkanı Gazi Mustafa Kemal tarafından Çankaya Köşkü’ne davet edilirler Prof Clemens Holzmeister’in planını çizdiği yeni köşke henüz taşınılmıştır Ruşen Eşref (Ünaydın) Bey de köşke davetlidir

Türk tarihiyle ilgili konular görüşüldükten sonra Gazi, şu soruyu sorar:
“-Dil işlerini düşünme zamanı da gelmiştir Ne dersiniz?”
Düşüncesinin sevinçle karşılanması üzerine:
“-Öyle ise Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti gibi bir de ona kardeş bir dil cemiyeti kuralım Adı, Türk Dili Tetkik Cemiyeti olsun” der
O akşam, Gazi’nin önerisiyle Sâmih Rifat Bey Başkan, Ruşen Eşref Bey Umumi Kâtip (genel yazman) olurlar Ruşen Eşref Bey'in önerisi üzerine de Yakup Kadri (Karaosmanoğlu) ve Celâl Sahir (Erozan) Beyler de kurucu üyeliklere uygun görülürler Ertesi gün, kuruluş izninin alınması kararlaştırılır
12 Temmuz 1932: Türk Dili Tetkik Cemiyeti (TDTC)’nin İçişleri Bakanlığından kuruluş izni alındı İzinnamenin ekindeki Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti tüzüğünün benzeri ilk tüzük de yürürlüğe girdi
18 Ağustos 1932: Gazi Mustafa Kemal, TDTC’nin kuruluş amacı ve yapması gereken çalışmalar konusunda gazeteci Yunus Nadi (Abalıoğlu) ile Yalova’da görüştüler Yunus Nadi Bey, o sırada hazırlıkları sürdürülen I Türk Dili Kurultayı’nı düzenleyen TDTC Teşebbüs Heyeti üyesiydi Gazi’nin düşüncelerine çok değer verdiği bir yazardı Kurul (heyet) toplantılarına düzenli olarak katılamadığından, daha sonra yerine başka bir üye alındı TDTC kurulalı henüz bir ay geçmişti Cumhuriyet gazetesinin 21 Ağustos 1932 tarihli baskısında yer alan ve Söylev ve Demeçler kitabına girmemiş “Gazi Hz ile Bir Hasbıhâl” başlıklı makalede yayımlanmış bu sohbette şunlar konuşulmuştur:
“Büyük Reis ve Rehber, birkaç gün evvel kendilerini Yalova’daki son ziyaretimizde maksadın Türk milletine kendi mazisinde mevcut ve kendi mazisinden mevrus (miras) ve bu itibar ile bittabi daha mütekâmil (gelişmiş) şekiller ile istikbaline de şamil kendi kültürünü ortaya çıkararak göstermek olduğunu izah ettikten sonra Türk Dili Cemiyetinin bu yoldaki mesaisinden ortaya cidden hayret olunacak neticeler, yani hakikatler çıkması muhakkak bulunduğunu bütün bir emniyet ve kuvvetle beyan buyurdular ve:
“-İsterseniz”, dediler, “evvela mevzuubahsimiz olan kültür kelimesini ele alalım
Şöylece bir tesadüf bu kelime bile bizi tenvire (aydınlatmaya) kifayet etti
Bunları söyleyerek büyük reis bize yanlarındaki bir kitabı uzatarak:
“-Evvela”, dediler, “bu kitabın ismini, müellifini (yazarını) ve basma tarihini okuyunuz
Okuduk:
-Lûgat-i Çağatay Müellifi Şeyh Süleyman Efendi Buharî İstanbul 1298
Sonra da:
“-Şimdi”, dediler, “bu kitapta kilturmak kelimesini bulunuz!”
Bulduk
“-Kelimenin karşısındaki mana izahlarını okuyunuz” dediler
Şöylece okuduk:
-Getürmek, ihzar, isal İrat ve peyda etmek Sevk ve ikame etmek Takarrür
Bundan sonra Gazi Hz şunları söylediler:
-“Türkçe fiillerinde mek ve mak lahikalarının (eklerinin) kaldırılmasıyla geri kalan maddenin asıl kelime olduğunu bilirsiniz Kilturmak fiilinin asıl maddesi kilturdur demek Fransızca, İngilizce, Almanca gibi belli başlı Garp dillerinde pek az telaffuz farkıyla kullanılan kültür kelimesi ile bu kiltur kelimemiz arasında telaffuz itibarıyla olduğu gibi mana itibariyle de mevcut olan kuvvetli tetabuka (uygunluğa) dikkat etmemek mümkün müdür? Malûmdur ki garp dillerinde kültürün manası hem maddidir, hem manevi Türkçede de aynı Nihayet Çağatayî Türkî de yapılacak işe takarrür edecek son şeklini vermeye kiltur diyor Frenk tarlayı ekmeye kültür dediği gibi ulum ve fünunda tekemmül muhassalasına da kültür diyor Şeyh Süleyman Efendi Buharî’nin bu kiltur kelimesini Garp lisanlarından almamış olduğuna şüphe yok Öyle bir şey hatıra dahi gelemez Bu zatın Türk dilleri şubelerinden Çağataycanın kelimelerini toplamış ve onların manalarını yazmış olduğu meydandadır Pek ufak bir telaffuz farkıyla kelime bütün manaları itibarıyla Asya’da ve Avrupa’da aynıdır Acaba onun asıl menşei Asya mıdır, Avrupa mıdır? Burasını tetkike çok zaman ve imkânımız vardır Fakat şimdiden söylenebilir ki kelime esasen Asyalıdır Avrupa’nın hâlen çok müterakki (ileri) olduğunda şüphe olmayan kültürü dahi aslen Türk’tür demek olur
Filhakika biz kültür kelimesini Garp medeniyetinde gördükten sonra onu Arapça bir kelime ile ifade etmek için hars kelimesini almışız Hars ve haraset, kültürün aslına ve iştikaklarına maddi ve manevi manalarıyla tetabuk eden (uygun düşen) bir kelimedir Garp dillerindeki kültür kelimesine menşe olarak Latince kültüra (cultura) ve kültive (cultiver) mukabili olarak da kültivare (cultivare) kelimelerini buluyoruz ki aynı ile hars ve haraset demektir Fakat şimdi asıl Türk dilinde kiltur kelimesini buluyoruz, bunun da aynen kültür demek olduğunu görüyoruz
Gazi Hznin bu yolda verdikleri izahlara ve tafsillere (açıklamalara) nazaran yukarıya kaydetmiş olduğumuz bu kültür ve kiltur tetabuku şöylece ilk misallerden biridir İlk tetkiklerin umumi bir göz gezdirişten ibaret olan ilk araştırmaları ortaya şimdiden böyle yüzlerce misal koymuştur Bu tetkikler ise yoktan bir şey icat etmek veya yakıştırmak için yapılmıyor Evvela Türk’ün tarihi tespit olunmuştur Bu tarih, tarihe hâkim olan bir hayattır Ondan sonradır ki şimdi bu hakikatin diğer evsaf ve eşkâli üzerinde çalışmaya geçilmiştir Vereceği müspet neticeler evvelinden bilinerek diyebiliriz ki Türk’ün kültürü uyanmıştır, ayaklanıyor (Yunus Nadi)
27 Ağustos 1932: Gazi Mustafa Kemal, TDTC’yi kurarak Dil Devrimi çalışmalarına başlaması dolayısıyla kendisini kutlayan Sivas Millî Türk Talebe Birliği Araştırma Heyetinin telgrafını cevaplandırdılar:
Millî Türk Talebe Araştırma Heyetine:
"Dilimiz çok zengindir, güzeldir Bunu ortaya çıkaracaklar, sizin gibi duygusu derin, yorulmaz Türk gençleridir Türkçemizi günün en ileri bilgi dili yapmak, değerli araştırmanızdan beklenir Sizlere uğurlar dilerim
2 Eylül 1932: Gazi Mustafa Kemal, Dolmabahçe Sarayı’nda TDTC Başkanı Sâmih Rifat, Umumi Kâtip (Genel Yazman) Ruşen Eşref (Ünaydın) ve TDTC Teşebbüs Heyetinden gazeteci Yunus Nadi (Abalıoğlu) ile görüştüler O günlerde Sâmih Rifat Bey çok hastaydı Gazi’nin emriyle Sarayda TDK’ye bir büro tahsis edilmiş, bir odaya da Sâmih Rifat Bey yatırılmıştı Doktor gözetiminde, hasta yatağından Kurultay hazırlıklarını yürütmekteydi Basına herhangi bir açıklama yapılmamış olmakla beraber, söz konusu görüşmede Kurultay hazırlıkları üzerinde durulduğu kesindir
5 Eylül 1932: Gazi’nin emriyle ünlü şair Yahya Kemal (Beyatlı) Paris Büyük Elçiliğine çekilen bir telgrafla I Türk Dili Kurultayı’na davet edildi Telgraf Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Y Hikmet (Bayur) imzasıyla çekilmiştir
10 Eylül 1932: Atatürk’ün Nöbet Defteri; Gazi, I Türk Dili Kurultayı Düzenleme Kurulu (TDTC Teşebbüs Heyeti) üyelerinden Ruşen Eşref (Ünaydın), Ragıp Hulûsi (Özdem), Ahmet İhsan (Tokgöz), Ruşenî (Barkın), İhsan (Sungu) ve Ahmet Cevat (Emre) ile Dolmabahçe Sarayı’nda görüştüler Bu görüşmelerin toplu veya tek tek yapıldığı hakkında elimizde bir belge yok Ancak, her ne şekilde olursa olsun Kurultay hazırlıkları ve sunulacak tezler üzerinde durulduğunu kesinlikle söyleyebiliriz Kurultay’ın 26 Eylül 1932 tarihinde Dolmabahçe Sarayı’nda toplanacağı gerçeğinden yola çıkarak bu kanıya ulaşmış bulunuyoruz Hastalığı sebebiyle Başkan Sâmih Rifat, yatağından kaldırılmamış olmalıdır
15 Eylül 1932: Gazi, Dolmabahçe Sarayı’nda I Türk Dili Kurultayı Düzenleme Kurulundan Ruşen Eşref (Ünaydın), Ahmet İhsan (Tokgöz), Ahmet Cevat (Emre), Prof Ragıp Hulûsi (Özdem), Ruşenî (Barkın), Celâl Sahir (Erozan), Reşat Nuri (Güntekin), Hasan Âli (Yücel) ve Prof Dr Saim Ali (Dilemre) Bey'le görüştüler Bu görüşmeler sırasında da I Türk Dili Kurultayı hazırlıklarının gözden geçirildiğine şüphe yoktur Kurucu ve Koruyucu Başkan, Kurultay’da sunulacak tezleri önceden okuyup bilgi sahibi olmaktaydı Başkan Sâmih Rifat’ın yatağından kaldırılıp hırpalanmamasına dikkat edilmiştir görüşündeyiz
20/21 Eylül 1932: Atatürk’ün İstanbul’daki hayatını, çalışmalarını gün gün inceleyen Niyazi Ahmet Banoğlu’na göre, Gazi bu günlerde de Dolmabahçe Sarayı’nda I Türk Dili Kurultayı’nı düzenleyen TDTC Teşebbüs Heyeti üyeleriyle toplantılar yapmış, Kurultay’da sunulacak tezleri incelemiştir Her ne kadar, Atatürk’ün günlük çalışmalarının not edildiği Nöbet Defteri’nde bu konuda bir bilgi bulunmamaktaysa da, Gazi’nin dil konusuna verdiği önem dolayısıyla verilen bilginin doğru olduğuna inanıyoruz
21 Eylül 1932: Gazi’nin emri üzerine Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğince Sofya’da yaşayan Ermeni Dil Bilgini Agop Martayan’a (Ata’nın isteği üzerine TDK’de görev alarak 1936-1978 yılları arasında çalıştı Soyadı, Ata tarafından “Dilaçar” olarak verildi) I Türk Dili Kurultayı’na yetişmek üzere vize verilmesi hakkında Dahiliye (İçişleri) Vekili (Bakanı) Şükrü Kaya’ya bir telgraf yazıldı ve Agop Martayan Kurultay’a katıldı
22 Eylül 1932: Gazi, Dolmabahçe Sarayı’nda I Türk Dili Kurultayı’nı düzenleyen TDTC Teşebbüs Heyeti üyelerinden Ruşen Eşref (Ünaydın), Ragıp Hulûsi (Özdem), Ruşenî (Barkın), Ahmet İhsan (Tokgöz), Hasan Âli (Yücel), Celâl Sahir (Erozan), İhsan (Sungu), Ahmet Cevat (Emre), Reşat Nuri (Güntekin) ve Prof Dr Saim Ali (Dilemre) Beylerle görüştüler Bu görüşmelerde Kurultay hazırlıklarının gözden geçirildiği kesindir
24 Eylül 1932: I Türk Dili Kurultayı’nı düzenleyen kurul üyeleri ve bazı dil bilginleri, Gazi’nin başkanlığında saat 1500’te Dolmabahçe Sarayı’nda toplandılar Saat 1500’te başlayıp gece yarısına değin süren toplantıda iki gün sonra başlayacak olan Kurultay’da sunulacak tezler gözden geçirildi Başkan Sâmih Rifat Bey yine yataktaydı Son gücünü açılış gününe saklıyordu Toplantıya Ruşen Eşref (Ünaydın), Ragıp Hulûsi (Özdem), Ruşenî (Barkın), Ahmet İhsan (Tokgöz), Hasan Âli (Yücel), Celâl Sahir (Erozan), İhsan (Sungu), Ahmet Cevat (Emre), Reşat Nuri (Güntekin), Dr Saim Ali (Dilemre) ve Sofya’dan Gazi’nin isteği üzerine gelen Ermeni dil bilgini Agop Martayan (Dilaçar) katıldılar
26 Eylül 1932: Cumhurbaşkanı, Kurucu ve Koruyucu Başkan Gazi Mustafa Kemal, 1330-1900 saatleri arasında, Dolmabahçe Sarayı’nda çalışmalarına başlayan I Türk Dili Kurultayı’nın açış toplantısında hazır bulundular Kurultay açış konuşmalarını ve oturumda sunulan Sâmih Rifat Bey'in “Türkçenin Ari ve Sami Lisanlarla Mukayesesi” başlıklı konferansını dinlediler
27 Eylül 1932: Gazi Mustafa Kemal, konuğu ABD Genelkurmay Başkanı Gen Mc Arthur’la birlikte saat 1400-1800 arasında I Türk Dili Kurultayı çalışmalarını izlediler Ahmet Cevat (Emre), Prof Dr Saim Ali (Dilemre) ve Agop Martayan (Dilaçar)’ın tezlerini ve tartışmalarını dinlediler Ayrıca, Ruşen Eşref (Ünaydın) ve Celâl Sahir (Erozan) Bey'le bir süre görüştüler
28 Eylül 1932: Gazi Mustafa Kemal, saat 1400’ten itibaren Kurultay toplantı salonunu teşrif ederek; Mehmet Saffet, Hakkı Nezihi, Artin Cebeli ve Prof Yusuf Ziya (Özer) Beylerin tezlerini dinlediler Ayrıca TDTC yöneticilerden Ruşen Eşref (Ünaydın) ve Celâl Sahir (Erozan) Beylerle görüştüler
29 Eylül 1932: Gazi, öğleden sonra (1400-1800) Dolmabahçe Sarayı’ndaki Kurultay toplantı salonunda Prof Ragıp Hulûsi (Özdem), Sâmih Rifat ve Hasan Âli (Yücel) Beylerin tezlerini dinlediler
1 Ekim 1932: Öğleden sonra 1400’te Kurultay toplantı salonunu teşrif ederek; Köse Raif Paşaoğlu Fuat, Abdullah Battal (Taymas), Bedros Zeki (Usman) Beylerin tezlerini ve tartışmalarını dinlediler Ayrıca, TDTC yöneticilerinden Kurultay düzenleyicilerinden Ruşen Eşref (Ünaydın), Ruşenî (Barkın), Hasan Âli (Yücel), Ali Canip (Yöntem), Celâl Sahir (Erozan), Ahmet Cevat (Emre) Beylerle de bir süre görüştüler
2 Ekim 1932: Gazi, Niyazi Ahmet Banoğlu’nun yazdığına göre bugün de Dolmabahçe Sarayı’nda Kurultay çalışmalarına katıldılar Dil tartışmalarını dinlediler O gün, Hüseyin Cahit (Yalçın) ve Faik Âli (Ozansoy) Beyler tezlerini sunmuşlardır Hüseyin Cahit Beyin tezi tartışma yaratmıştır Hasan Âli (Yücel), Ali Canip (Yöntem), Fazıl Ahmet (Aykaç), Dr M Şükrü (Akkaya), Sâmih Rifat, Sadri Etem (Ertem) ve Namdar Rahmi (Karatay) söz alarak bu tez üzerinde görüşlerini açıklamışlardır
3 Ekim 1932: Gazi, öğleden sonra (1400-1800) Kurultay toplantı salonunu teşrif ederek Halit Ziya (Uşaklıgil), Ahmet Cevat (Emre), Ali Canip (Yöntem), Reşat Nuri (Güntekin) Beylerin tezlerini dinlediler Ayrıca; Kurultay’ı düzenleyenlerden Ahmet İhsan (Tokgöz), Ali Canip (Yöntem), Ahmet Cevat (Emre), Prof Dr Saim Ali (Dilemre), İhsan (Sungu) ve Ruşenî (Barkın) Beylerle bir süre görüştüler
4 Ekim 1932: Öğleden sonra (1400-1900) Kurultay çalışmalarını takip ederek; Prof Dr Saim Ali (Dilemre), İhsan (Sungu), Ruşenî (Barkın), Ahmet İhsan (Tokgöz), Fuat (Köprülü), Besim (Atalay) Beylerle, Mediha Muzaffer Hanımın tezlerini dinlediler Toplantıdan sonra Celâl Sahir (Erozan), Ruşenî (Barkın), Ahmet İhsan (Tokgöz), Falih Rıfkı (Atay), Prof Yusuf Ziya (Özer), Besim (Atalay) Beylerle görüştüler Gazi’nin, Kurultay’ın günlük çalışmalarının ardından Kurultay düzenleyicilerinin bazılarıyla yaptığı görüşmelerde o günkü çalışmaları değerlendirdiği görüşündeyiz
5 Ekim 1932: Gazi Mustafa Kemal, öğleden sonra (1400-1600) Kurultay’ın son oturumunda hazır bulundular Tüzük değişikliği ve program çalışmalarını izlediler Seçimlerden önce salondan ayrıldılar Kurultay kapandıktan sonra Boğaziçi’nde tekneyle bir gezinti yapıp 2000’de Dolmabahçe Sarayı’na döndükten sonra Kurultay’da TDTC Umumî (Genel) Merkez Heyetine (Kuruluna) seçilen Başkan Sâmih Rifat, Genel Yazman (Umumi Kâtip) Ruşen Eşref (Ünaydın), Sayman (Muhasip) Besim (Atalay), Celâl Sahir (Erozan), Ahmet Cevat (Emre), Prof Ragıp Hulûsi (Özdem), Hâmit Zübeyr (Koşay), Hasan Âli (Yücel) ve İbrahim Necmi (Dilmen) Beylerle Maarif Vekili Dr Reşit Galip (Baydur) Beyi, ayrıca Kurultay düzenleme kurulundan Ali Canip (Yöntem) ve Ruşenî (Barkın) Beyleri kabul ettiler Bu kabulde, Gazi’nin Merkez Heyeti üyelerini tebrik ettiği, başarılar dilediğini tahmin etmek güç olmasa gerek Ayrıca, Kurultay’ın değerlendirilmesinin yapıldığını da bu tahmine ekleyebiliriz Gazi, aynı gün, Kurultay’ın tamamlanması dolayısıyla Başbakan İsmet (İnönü) Bey'e bir telgraf göndererek; “Kurultay’ın değerli çalışmasından, yüksek duygular ortaya koymasından ne kadar sevindiğini” bildirmişlerdir Telgrafta ayrıca Kurultay’ın kapanışında İsmet Bey'in adı geçince çok alkışlandığı da belirtilmiştir
6 Kasım 1932: Gazi, Çankaya Köşkü’nde, TDTC Fahri Başkanı ve Maarif Vekili Dr Reşit Galip (Baydur), TDTC Genel Merkez Heyeti Üyesi ve Kol Başkanlarından Ruşen Eşref (Ünaydın), Ahmet Cevat (Emre), Hâmit Zübeyr (Koşay), Prof Ragıp Hulûsi (Özdem), İ Necmi (Dilmen), Celâl Sahir (Erozan), Naim Hâzım (Onat) ve Besim (Atalay) Beyleri kabul edip görüştüler, muhtemelen yemek yediler Falih Rıfkı Atay da o gün Köşk’teydi Ata’nın sofrası bir akademik tartışma alanıydı Bu yemekte Türkçe ve yapılması gerekenler konusunun konuşulduğundan hiç şüphemiz yok
4 Aralık 1932: TDTC’nin ağır hasta olan Başkanı Sâmih Rifat Bey'in 3 Aralık 1932 günü İstanbul’da vefat etmesi üzerine Kurucu ve Koruyucu Başkan Gazi Mustafa Kemal, TDTC Başkanlığına bir başsağlığı mektubu gönderdiler
21 Aralık 1932: Gazi, SSCB Ankara Büyükelçiliği tarafından kendisine armağan edilen dille ilgili 23 kitabı, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğinin bir yazısıyla TDTC’ye gönderdiler
4 Ocak 1933: Gazi, saat 1700’de TDTC’nin Ankara Vakıf Apartmanı sırasındaki Anadolu Kulübünden devralınan binasına gelip Genel Merkez Kurulu (Umumi Merkez Heyeti) toplantısına başkanlık ettiler Bu toplantıya; Millî Eğitim (Maarif) Bakanı Dr Reşit Galip (Baydur)’in yanı sıra Ruşen Eşref (Ünaydın), Besim (Atalay), İ Necmi (Dilmen), Celâl Sahir (Erozan), Ahmet Cevat (Emre), Prof Ragıp Hulûsi (Özdem), Hâmit Zübeyr (Koşay), Hasan Âli (Yücel) Beyler ve Türk Tarihi Tetkik Cemiyetinden Âfet (İnan) Hanım katıldılar Toplantıda alınan kararların en önemlisi, tüzüğe göre fahriî başkan konumundaki Millî Eğitim Bakanı Dr Reşit Galip’in başkanlığı gelecek kurultaya kadar asaleten yürütmesi oldu Millî Eğitim Bakanlarının TDK Başkanlığını yürütmesi uygulaması öylesine benimsendi ki, tüzük değişikliği yapılarak 1936 (III Kurultay)'dan itibaren 1951 yılı olağanüstü kurultayına değin devam etti
7 Mart 1933: TDTC Genel Merkez Kurulu, Kurum binasında Gazi Mustafa Kemal’in başkanlığında toplandı Toplantıda Arapça ve Farsça kelimelere karşılık bulunması için bir dil anketi açılmasına karar verildi 8 Mart gününe de sarkan toplantıya TDTC Başkanı ve Millî Eğitim Bakanı Dr Reşit Galip (Baydur), Ruşen Eşref (Ünaydın), İ Necmi (Dilmen), Besim (Atalay), Celâl Sahir (Erozan), Ahmet Cevat (Emre), Prof Ragıp Hulûsi (Özdem), Hâmit Zübeyr (Koşay), Hasan Âli (Yücel)’in yanı sıra CHP Genel Sekreteri Recep (Peker) ve Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Yusuf Hikmet (Bayur) Beyler de katıldılar Alınan karar uyarınca dil anketi açılıp birçok Arapça ve Farsça kelimeye Türkçe karşılık bulundu
23 Mart 1933: Gazi, TDTC Başkanı ve Millî Eğitim Bakanı Dr Reşit Galip (Baydur) ve Genel Merkez Kurulundan Besim (Atalay), Ahmet Cevat (Emre), Prof Ragıp Hulûsi (Özdem), Hasan Âli (Yücel), Naim Hâzım (Onat) ve Hâmit Zübeyr (Koşay) Beyleri Çankaya Köşkü’nde kabul edip görüştüler Bu görüşmede TDTC’nin çalışmaları ve dil anketi uygulamasının konuşulduğu muhakkaktır O gün ayrıca, S Maksudî (Arsal), Hasan Cemil (Çambel), ve Yusuf (Akçura) ile de bir süre görüşmüşlerdir
2 Nisan 1933: Çankaya Köşkü’nde gece Gazi Mustafa Kemal’in başkanlığında TDTC Genel Merkez Kurulu ve bazı üyeler toplandılar Toplantıya; TDTC Başkanı ve Millî Eğitim Bakanı Dr Reşit Galip (Baydur), Genel Yazman Ruşen Eşref (Ünaydın), Sayman Besim (Atalay), Prof Ragıp Hulûsi (Özdem), Ahmet Cevat (Emre), Celâl Sahir (Erozan), İ Necmi (Dilmen), Hâmit Zübeyr (Koşay), Naim Hâzım (Onat), Prof Yusuf Ziya (Özer), Yusuf (Akçura) ve Sadri Maksudî (Arsal) katıldılar Bu toplantıda dil anketi çalışmaları üzerinde durulduğunu tahmin ediyoruz
27 Temmuz 1933: Genel Yazman Ruşen Eşref (Ünaydın) Bey'in başkanlığında toplanan TDTC Genel Merkez Kurulunun dil anketi değerlendirme toplantısına bir ara Gazi de gelmiş, çalışmaları incelemiş, memnuniyetini bildirerek üyeleri teşvik etmişlerdir
17 Ağustos 1933: Yalova’dan İstanbul’a dönen Gazi Mustafa Kemal, Dolmabahçe Sarayı’na gelen TDTC Genel Merkez Kurulu üyeleriyle bir toplantı yaptılar Bu toplantıyla ilgili Anadolu Ajansının haberi şöyledir:

“Türk Dili Tetkik Cemiyeti Umumi Merkez Heyeti, bugün Umumi Kâtip (Genel Yazman) Ruşen Eşref (Ünaydın) Bey'in reisliği altında Dolmabahçe Sarayı’nda toplanarak iki celse (oturum) yapmıştır
Cemiyetin hami (koruyucu) reisi Gazi Mustafa Kemal, Cemiyetin müzakere etmekte olduğu odayı, yanlarında Muallim Âfet (İnan) Hanım, Meclis Reisi Kâzım (Özalp) Paşa, Hikmet (Bayur, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri) olduğu hâlde lütfen teşrif ederek uzun zaman toplantıya riyaset (başkanlık) ettiler
Bu toplantıda dil anketine gelen cevaplar üzerinde çalışıldığına şüphe yoktur Çünkü, aynı konudaki toplantılar, 23 ve 24 Ağustos 1933 günleri de sürdürülmüştür
23 Ağustos 1933: TDTC Genel Merkez Kurulu, Genel Yazman Ruşen Eşref (Ünaydın) Bey'in başkanlığında Dolmabahçe Sarayı’nda toplanarak dil anketi çerçevesinde Arapça ve Farsça kelimelere bulunan Türkçe karşılıklar üzerinde çalışmıştır Gazi’nin bu konuya verdiği önem ve çalışmaları yakından izlemesi dolayısıyla bu toplantının ve devamının Dolmabahçe Sarayı’nda yapıldığı açıktır Toplantılar; 24, 26 ve 31 Ağustos 1933 günlerinde de sürdürülmüştür Sarayda, TDTC’nin bir çalışma odası bulunmaktaydı Toplantıyla ilgili bilgi Anadolu Ajansı kanalıyla kamuoyuna verilmiştir
12 Ağustos 1934: TDTC Genel Merkez Kurulu ve II Kurultay Merkez Bürosu üyeleri Dolmabahçe Sarayı’nda biri sabah, diğeri öğleden sonra iki toplantı yaptılar Gazi Mustafa Kemal, öğleden sonraki toplantıya başkanlık ettiler Toplantıda, 18 Ağustos 1934 tarihinde sarayda toplanacak olan II Türk Dili Kurultayı’nın hazırlıklarını gözden geçirdiler Toplantıya TBMM Başkanı Kâzım F (Özalp), Genel Yazman İbrahim Necmi (Dilmen), Sayman Besim (Atalay), Naim Hâzım (Onat), Hasan Âli (Yücel), Ahmet Cevat (Emre), Ali Canip (Yöntem) ve Prof Dr Saim Ali (Dilemre) katıldılar
18 Ağustos 1934: Kurucu ve Koruyucu Başkan Gazi Mustafa Kemal, Dolmabahçe Sarayı’nda toplanan II Türk Dili Kurultayı’nı 1400’te teşrif edip 1800’e değin çalışmaları izlediler Millî Eğitim Bakanı Abidin (Özmen) Bey'in açış konuşmasını, Genel Yazman İ Necmi (Dilmen) Bey'in iki yıllık çalışma raporunu dinleyip, yeni program taslağının müzakerelerini takip ettiler Ahmet Cevat (Emre) Bey'in tezinin birinci bölümünü dinlediler
19 Ağustos 1934: Gazi, öğleden sonra 1400’te II Kurultay toplantı salonunu teşrif ederek akşama değin yapılan konuşmaları dinlediler Ahmet Cevat (Emre), Prof Dr Saim Ali (Dilemre), Doç Ahmet (Caferoğlu) Beylerin tezlerini ilgiyle takip ettiler Doç Ahmet (Caferoğlu) “Rus Dilinde İlk Türk Dili Yadigârları” başlıklı tezini sunarken konu dışına çıkan sözler söyleyince Gazi, salonu terk ettiler Bunun üzerine Kurultay Başkanı TBMM Başkanı Kâzım F (Özalp), konuşmacının sözünü keserek kendisini kürsüden indirdi
20 Ağustos 1934: Gazi, 1400-1800 saatleri arasında II Türk Dili Kurultayı’nda hazır bulunup sunulan tezleri dinlediler Bugün, Naim Hâzım (Onat), Yusuf Ziya (Özer) Beyler tezlerini sundular
21 Ağustos 1934: Gazi, 1400-1800 saatleri arasında II Kurultay çalışmalarını izlediler Prof Dr Reşit Rahmeti (Arat), Tahsin Ömer, Dr Şevket Aziz (Kansu), Prof Meşçeninov ve Prof Dr W Friedrich Carl Giese ve Agop Martayan (Dilaçar)’ın tezlerini dinlemişlerdir
22 Ağustos 1934: Gazi, 1400-1800 saatleri arasında II Kurultay’da yapılan konuşmaları dinlediler Bugün; Hakkı Nezihi, Prof Salih Murat (Uzdilek), Prof Aleksandr N Samoiloviç, Harp Akademisi Komutanı Korg Ali Fuat (Erden) tezlerini sundular
23 Ağustos 1934: Gazi, saat 1400’te II Kurultay’ın toplandığı salonu teşrif ettiler Saat 1530’da Kurultay sona erinceye değin çalışmaları izlediler Komisyonların sunulan tezler hakkındaki raporlarını dinlediler
26 Eylül 1934: Gazi Mustafa Kemal, yanında Başbakan İsmet (İnönü) Bey olduğu hâlde saat 1730’da Ankara Halkevi’ni teşrif edip locasından TDTC’ce düzenlenen II Dil Bayramı toplantısını izleyip saat 1930’da Çankaya Köşkü’ne döndüler Aynı gün; TDTC Başkanı ve Millî Eğitim Bakanı Abidin (Özmen) ve TDTC üyelerinden Besim (Atalay), Naim Hâzım (Onat) ve Velet Çelebi (İzbudak) Beylerle görüştüler
31 Ocak 1935: Atatürk, akşamüstü TDTC yönetici ve üyelerinden bir grupla Dolmabahçe Sarayı’nda bir toplantı yaptılar Basına yansımayan bu toplantıya kimlerin katıldığı ve hangi konuların görüşüldüğü bilinmiyor Ancak, TDTC çalışmalarıyla o günlerin güncel konusu Arapça ve Farsça kelimelere Türkçe karşılıklar bulunması üzerinde durulduğu söylenebilir
15 Nisan 1935: Atatürk, 14 Nisan gecesinden başlayarak uyumaksızın Çankaya Köşkü’nde dil bilginleriyle birlikte Türkçeyle ilgili incelemeler yaptılar Bu çalışmaya TDTC Genel Merkez Yönetici ve Kol Başkanlarından İbrahim Necmi Dilmen (Genel Yazman) Naim Hâzım Onat, Ahmet Cevat Emre, Hasan Âli Yücel, İsmail Müştak Mayakon ve Üye Reşat Nuri Güntekin katıldılar
12 Temmuz 1935: Atatürk, TDTC’nin kuruluşunun 3 yıl dönümü dolayısıyla Genel Yazman İ Necmi Dilmen’in saygı ve teşekkürlerini bildiren telgrafını cevaplandırdılar Çektikleri telgrafın başında “Türk Dili Araştırma Kurumu Genel Sekreterliğine”, hitabı bulunmaktadır Telgrafta; “Kurumun üç yıl içinde büyük işler yaptığı, Kurum çalışanlarının bununla övünmeleri gerektiği” belirtilerek başarılar dilenmektedir
26 Eylül 1935: Atatürk, 3 Dil Bayramı dolayısıyla TDTC’nin çektiği telgrafı cevaplandırdılar “TDK’nin verimli çalışmasını sevinçle andığını belirterek Dil Bayramı'nı kutladığını” bildirdiler Tamim Telgraf ve Beyannameler, kitabında telgraf tarihi yanlış olarak 21 Eylül yazılmıştır III Kurultay'dan önce TDK adı kullanılmaya başlamıştır
1 Kasım 1935: Atatürk, TBMM yasama yılını açış konuşmasında Türk Tarihi ve Türk Dili Tetkik Cemiyetlerinin çalışmalarından; “Türk tarih ve dil çalışmaları büyük inanla beklenilen ışıklı verimlerini şimdiden göstermektedir” diye söz etmişlerdir
25 Kasım 1935: Atatürk, Cenevre'de bulunan Afet İnan'a yazdığı mektuba, Çankaya'daki sofrasında "dil dersleri" sırasında çekilmiş bir fotoğrafı, 25XI1935 tarihini atarak imzalayıp göndermişlerdir
12 Ocak 1936: Atatürk, saat 1700’de Çankaya Köşkü’nde DTCF öğretim üyeleriyle TTK ve TDTC üyelerine bir çay verdiler Aynı gün, ayrıca TDTC Başkanı ve Kültür (Millî Eğitim) Bakanı Saffet Arıkan, TDTC Genel Yazmanı İ Necmi Dilmen’le dilci ve edebiyatçılardan Prof Fuat Köprülü, Prof Yusuf Ziya Özer, İhsan Sungu, Abdülkadir İnan ve İsmail Müştak Mayakon’u da kabul edip görüştüler
22 Ağustos 1936: Atatürk, Dolmabahçe Sarayı'nda Türk Tarih Kurumunun III Türk Dil Kurultayı dolayısıyla verdiği çayda, dil bilginlerine şu sözü söylemişlerdir: "Dünya dil âlimlerinin Türk âlimleriyle beraber çalışmaları, dil ilminin şimdiye kadar halledemediği birçok güçlüklerin hallini kolaylaştıracaktır"
24 Ağustos 1936: Atatürk, Dolmabahçe Sarayı’nda toplanan III Türk Dili Kurultayı’nın açılış törenini şereflendirdiler Açılış oturumunda bir konuşma yapan Türk Tarih Kurumu Asbaşkanı Âfet (İnan), Atatürk’ten naklen şunları söyledi: “Türk Tarih Kurumu, Türk Dil Kurumunun kendinden ayrılmaz eşidir Bu iki kurum, birlikte yükselmesi, birbirini tamamlaması icabeden iki aydın abidedir” Atatürk, açış konuşmalarını, TDK çalışma raporunu ve Prof Yusuf Ziya Özer’in tezini dinlediler Kurultay’ın o günkü çalışması 1730’da sona erdi III Kurultay’da ağırlıklı olarak Güneş Dil Teorisi ele alındı
25 Ağustos 1936: Atatürk, saat 1400-1800 arasında III Türk Dili Kurultayı’nın çalışmalarını izlediler İbrahim Necmi Dilmen ve Vecihe Kılıçoğlu (Hatipoğlu)’nun tezlerini dinlediler Aynı gün TDTC Başkanı ve Kültür (Millî Eğitim) Bakanı Saffet Arıkan’ı da kabul edip bir süre görüştüler Bu kabulde Kurultay çalışmaları üzerinde de durulduğunu söyleyebiliriz
26 Ağustos 1936: Atatürk, saat 1400-1800 arasında III Türk Dili Kurultayı’na zaman ayırarak Hasan Reşit Tankut ve Sabahat Türkân’ın tezlerini dinlediler
27 Ağustos 1936: Atatürk, saat 1400-1800 arasında III Kurultay çalışmalarını izlediler Naim Hâzım Onat, Ahmet Cevat Emre, Prof Abdülkadir İnan ve İsmail Müştak Mayakon’un tezlerini dinlediler O gün, ayrıca TDTC Başkanı ve Kültür (Millî Eğitim) Bakanı Saffet Arıkan, Prof Dr Saim Ali Dilemre, Hasan Reşit Tankut, Ahmet Cevat Emre ve İ Müştak Mayakon’la da görüştüler Bu görüşmelerde Kurultay’da ileri sürülen görüşlerin değerlendirildiğinden şüphe yoktur
28 Ağustos 1936: Atatürk, bugün de saat 1400-1800 arasında III Kurultay çalışmalarını izlediler Agop Dilaçar, Dr Mehmet Ali Ağakay ve İ Hâmi Danişment’in tezlerini dinlediler
29 Ağustos 1936: Atatürk, saat 1400-1800 arasında III Kurultay çalışmalarını izlediler Yabancı dil bilginlerinin (Prof Anagnastopulos, Prof J Deny, Prof Dr W F C Giese, Dr Miatef, Prof Dr M Hilaire Barenton, Prof Sir Denisson Ross, Prof Bartalini, Prof Okubo, Prof Dr A Zajaczkowski, Prof A N Samoiloviç ve Dr Herman F Kvergic) konuşmalarını dinlediler Aynı gün, dil bilginlerinden Prof Fuat Köprülü, Ahmet Cevat Emre, Abdülkadir İnan, Ruşen Eşref Ünaydın, Prof Yusuf Ziya Özer’le bir süre görüştüler
5 Eylül 1936: Atatürk, öğleden sonra Dolmabahçe Sarayı’nda TDK yöneticilerinden İbrahim Necmi Dilmen, Hasan Reşit Tankut, Ahmet Cevat Emre ve Dr Mehmet Ali Ağakay’la bir süre çalıştılar Bu toplantıda Atatürk’ün TDK’de görevlendirdiği ve soyadını bizzat verdiği Agop Dilaçar (Martayan) ve Avusturyalı dilci Dr Herman Kvergic de bulundu Toplantıda, Kurultay’ın değerlendirildiği, yeni dönemde yapılacak çalışmalar üzerinde durulduğundan şüphe yoktur
13 Eylül 1936: Atatürk, saat 1630’da Florya Deniz Köşkü’nden Dolmabahçe Sarayı’na gelerek TDK’nin toplantısına başkanlık ettiler Bu toplantı, III Kurultay’da seçilen yeni Genel Merkez Kurulu üyeleriyle yapılmış olmalıdır Basına herhangi bir bilgi yansımamıştır Kurucu ve Koruyucu Başkan, aynı gün TDK Genel Yazmanı İ Necmi Dilmen ve dil bilginlerinden Dr Mehmet Ali Ağakay ve Agop Dilaçar’la da görüşmüşlerdir
28 Eylül 1936: Atatürk, 4 Dil Bayramı dolayısıyla halktan ve çeşitli kuruluşlardan gelen telgraflara Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği vasıtasıyla ve Anadolu Ajansı kanalıyla teşekkür etmişlerdir
29 Eylül 1936: Atatürk, 4 Dil Bayramı dolayısıyla TDK Genel Yazmanı İ Necmi Dilmen’in telgrafını cevaplandırmış; teşekkür ederek TDK’nin Dil Bayramı’nı kutlamış ve çalışmalarında başarılar dilemişlerdir
19 Ekim 1936: Atatürk, öğleden sonra 1550’de TDK’nin Ankara Ulus semtindeki binasına gelmiş, bir saat kadar yöneticilerle görüşmüşlerdir Ata’nın yanında Bilecik Milletvekili Salih Bozok da bulunmaktaydı Genel Yazman İbrahim Necmi Dilmen, üyelerden Hasan Reşit Tankut, Uzman Abdülkadir İnan ve Avusturyalı dil bilgini Dr Herman F Kvergic tarafından karşılanmışlardır Gazetelere göre bu görüşmeden sonra Köşk’e, Nöbet Defteri’ne göre de Orman Çiftliği’ne gitmişlerdir O gün, ayrıca TDK yönetici ve üyelerinden İbrahim Necmi Dilmen (Genel Yazman), Ahmet Cevat Emre, Hasan Reşit Tankut ve İsmail Müştak Mayakon’u Çankaya Köşkü’nde kabul ederek görüşmüşlerdir
1 Kasım 1936: Atatürk, TBMM yeni yasama yılını açış konuşmasında Türk Tarih ve Dil Kurumlarının çalışmalarından övgüyle söz etmiş, “bu kurumların az zaman içinde ulusal akademiler hâlini almasını” temenni ettiğini söylemişlerdir
1936-1937 kış ayları: Atatürk, bir geometri kitabı yazarak geometri terimlerine Türkçe karşılıklar bulmuşlardır Bu terimler, okul kitaplarına girmiştir
12 Mart 1937: Atatürk, saat 1630’da TDK’nin Ankara Ulus semtindeki binasına gelerek saat 2300’e değin Terim Kolu üyeleriyle çalıştılar Daha sonra bazı Terim Kolu üyeleriyle birlikte Çankaya Köşkü’ne dönüp yemekte de tartışmalarını sürdürdüler Atatürk’ün Nöbet Defteri’ne göre; o gece Köşk’e gelenler Hasan Reşit Tankut, Dr Mehmet Ali Ağakay, Naim Hâzım Onat, Abdülkadir İnan ve İsmail Müştak Mayakon’du
31 Mart 1937: Atatürk, Çankaya Köşkü'nde sinüs ve kosinüs terimlerinin gelişimini söğüt çubuklarıyla TDK yöneticilerine açıklamışlar, bu açıklamanın bir anı olmak üzere bronz levha dökümü yapılmıştır Bu bronz levha, TDK Kitaplığında sergilenmektedir
27 Eylül 1937: Atatürk, 5 Dil Bayramı dolayısıyla TDK Genel Yazmanı İbrahim Necmi Dilmen’in kendisine çektiği tebrik ve şükran telgrafını cevaplandırarak; “TDK’nin hakkındaki duygularından çok mütehassis olduğunu belirterek kurumun değerli çalışmalarında başarılarının devamını” dilemişlerdir Telgraf tarihi, Atatürk’ün Tamim Telgraf ve Beyannameleri’nde 29 Eylül olarak gözükmekteyse de Türk Dili Bülteni’nin 23-26 sayfalarındaki özgün yayımında 27 Eylül’dür
1 Kasım 1937: Atatürk, TBMM yeni yasama yılını açış konuşmasında, Türk Tarih ve Dil Kurumlarının çalışmalarını övmüş; “bu kurumların değerli ve önemli birer bilim kurumu durumuna geldiğini” söylemişlerdir
13 Temmuz 1938: Atatürk, TDK'nin altıncı kuruluş yıl dönümü dolayısıyla TDK Genel Sekreteri İbrahim Necmi Dilmen'in telgrafını cevaplandırmışlardır
5 Eylül 1938: Atatürk, durumunun ağırlaşması üzerine vasiyetini yazmışlardır Vasiyetinin 6 maddesinde Türkiye İş Bankasındaki hisselerinin gelirinden her yıl Türk Tarih ve Dil Kurumlarına eşit miktarlarda pay tahsis etmişlerdir Vasiyet, 6 Eylül 1938 günü İstanbul 6 Noterine teslim edilmiş, Atatürk’ün vefatı üzerine 28 Kasım 1938 günü açılmıştır
26 Eylül 1938: Atatürk, 6 Dil Bayramı dolayısıyla TDK Genel Sekreteri İbrahim Necmi Dilmen'in radyoda yaptığı konuşmayı dinleyerek takdirlerini İstanbul Radyosu kanalıyla bildirmişlerdir
27 Eylül 1938: Atatürk, 6 Dil Bayramı dolayısıyla TDK Genel Yazmanı İbrahim Dilmen’in çektiği telgrafı cevaplandırmış; “kendisine karşı gösterilen temiz duygulardan çok mütehassis olduğunu belirterek Kurumun verimli çalışmalarında sürekli başarılar dilemişlerdir
Aynı gün Dil Bayramı dolayısıyla yurdun her tarafından kendisine gönderilen kutlama telgraflarına, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğinin hazırladığı teşekkür cevabı Anadolu Ajansı aracılığıyla kamuoyuna duyurulmuştur
1 Kasım 1938: Atatürk, Başbakan Mahmut Celâl Bayar’a okutturduğu TBMM yeni yasama yılını açış konuşmasında Türk Tarih ve Dil Kurumlarının çalışmalarından övgüyle söz etmişlerdir


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.