Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Genel Bilgiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
buhur, yakılmalıdır, yakılır

Buhur Nasıl Yakılır? Buhur Nedir Ve Nasıl Yakılır? Buhur Nasıl Yakılmalıdır? Buhur

Eski 09-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Buhur Nasıl Yakılır? Buhur Nedir Ve Nasıl Yakılır? Buhur Nasıl Yakılmalıdır? Buhur



Buhur Nasıl Yakılır? Buhur Nedir Ve Nasıl Yakılır? Buhur Nasıl Yakılmalıdır? Buhur
Buhur Nasıl Yakılır? Buhur Nedir Ve Nasıl Yakılır? Buhur Nasıl Yakılmalıdır? Buhur

günlerdir araştırıyorum ve tam olarak günlük-buhur nasıl yakılır bulamadımdirekt ateşle temas ettiğinde eriyip karamel halını alıyorherhangı bı koku yaymıyornasıl ve nerde yakıcaz?

tesekkurler

Alıntı Yaparak Cevapla

Buhur Nasıl Yakılır? Buhur Nedir Ve Nasıl Yakılır? Buhur Nasıl Yakılmalıdır? Buhur

Eski 09-11-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Buhur Nasıl Yakılır? Buhur Nedir Ve Nasıl Yakılır? Buhur Nasıl Yakılmalıdır? Buhur



Alıntı:

misafirim´isimli üyeden Alıntı

Buhur Nasıl Yakılır? Buhur Nedir Ve Nasıl Yakılır? Buhur Nasıl Yakılmalıdır? Buhur

günlerdir araştırıyorum ve tam olarak günlük-buhur nasıl yakılır bulamadımdirekt ateşle temas ettiğinde eriyip karamel halını alıyorherhangı bı koku yaymıyornasıl ve nerde yakıcaz?

tesekkurler

Anladığım kadarıyla bu Buhur tütsü gibi birşey ve tütsüler tütsü kablarında yada kimya alanında kullanılan özel kimya araç ve gereçleri olan yakılacak maddeyi direk ateşe tabi tutulmadan kullanılan aracı kablardır konu hakkında daha geniş bilgiler verirseniz, hangi ders için gerekli olduğunu yada ne amaçla kullanacağını yazarsanız araştırmalarımızda bize daha da yardımcı olmuş olursunuz ben bulduğum kadarı ile biraz bilgi paylaşmaya çalıştım umarım yardımcı olabilmişimdir olmadığı taktirde detaylı olarak tekrar yardım isteyebilirsiniz aşşağıda paylaşacağım bilgide nasıl yakıldığı hakkında bilgi vermekte kolay gelsin başarılar
__________________________________________________ _______________________________

Bizans dönemine ait buhurdanlar, gövde kısmına tutturulmuş uzun tek saplılar, 3
zincirsiz ya da zincir askılı küçük bir çanak şeklinde olanlar ile bir çanak ve buna bitişik oval
biçimli bir dilden oluşanlar (katzi) başlıca bu dört tiptedir Bu tipteki buhurdanların hepsinin
kapaklı ya da kapaksız örnekleri bulunur
Buhurdanlar, derinliği fazla olmayan yarım küre biçiminde düz ya da dilimli, aşağı doğru
genişleyen soğan biçiminde, çokgen (dörtgen, altıgen, sekizgen) veya silindirik gövdeye sahiptir
Bu küçük kapların altında halka biçiminde yüksek ya da alçak kaideler ile dışa doğru genişleyen
konik kaideler, stilize hayvan ayağı biçiminde dirsek yaparak yükselen ayaklar ya da üç küçük
düğme ya da kürecikler vardır
Kiliselerde kullanılan litürjik eşyalar daha çok gümüş ve bakır alaşımlarından yapılmıştır
Kaynaklarda altın buhurdanlardan söz edilse de altından yapılmış herhangi bir örneğin varlığı
bilinmemektedir Gümüş ve gümüş üzerine altın yaldızlı buhurdanlar kilise hazinelerinde ele
geçmiştir Bunların adak ya da bağış olarak yapılmış oldukları yazıtlarından anlaşılmaktadır
Buhurdanların daha çok bakır alaşımları olan bronz ve pirinçten döküm tekniğinde yapılıp
kazıma, kabartma, niello ve delik işi tekniklerinde bezendikleri görülmektedir Zincir, sap gibi
ara parçalarda demir ve kurşun da kullanılmıştır
Buhurdan amaçlı kullanılmış madeni çanakların bazılarının üzerinde kapakları bulunur
Kapakları günümüze ulaşamayan örneklerin ise kapağının olduğunu gösteren menteşe kalıntıları
veya bazı izleri kalmıştır Kapaklar genellikle yarım küre, üçgen prizması ya da konik
biçimlerdedir Kapaklı buhurdanlarda, çanak ile kapak arasında menteşe ve küçük bir kilit
sistemi vardır Buhurdanın içinde yanma olayının gerçekleşebilmesi için oksijen girişini
sağlaması ve bitki karışımının yakılması sonucu oluşan duman ile kokunun yukarı çıkabilmesi
için kapakların işlevine uygun düşecek biçimde delik işi tekniğinde bezenmiştir Eşmerkezli
daireler, balık pulu, anahtar deliği, karşılıklı olarak yerleştirilmiş kuş, geyik ve grifonlar ile üzüm
ve asma yapraklarından oluşan desenler Bizans ve ortaçağ Avrupa’sında görülmektedir Bizans
sonrası dönemde batıda buhurdanların minyatür kilise şeklinde düzenlenmiş örnekleriyle
karşılaşılmaktadır Bunların kapakları çatı ve kubbe şeklindedir Değişik tiplerdeki haçlar da,
kapak tutamağı, zincir ara parçası ya da buhurdanın üzerine işlenmiş olarak karşımıza
çıkmaktadır
Kapaklı buhurdanlarda zincir halkası, kapağın üstündeki tutamak kısmına veya buhurdan
çanağının ağız kenarındaki üç askı halkasına geçirilmiştir Kapaklı örneklerde çoğunlukla tekli
zincir düzenlemesiyle karşılaşılmaktadır Bizans buhurdanlarının büyük çoğunluğu kapaksız,
zincirli örneklerden oluşur Buhurdanların çanak kısmı kapaklı ve kapaksız örneklerde benzer
3 Mısır'da bulunduğu söylenen 89
yüzyıllara tarihlenen yüksek üç ayaklı silindirik gövdeli, kubbe biçiminde
kapaklı, uzun saplı buhurdan, İslam buhurdanlarına da benzemektedir

Alıntı Yaparak Cevapla

Buhur Nasıl Yakılır? Buhur Nedir Ve Nasıl Yakılır? Buhur Nasıl Yakılmalıdır? Buhur

Eski 09-11-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Buhur Nasıl Yakılır? Buhur Nedir Ve Nasıl Yakılır? Buhur Nasıl Yakılmalıdır? Buhur



BİZANS DÖNEMİNDE BUHUR GELENEĞİ VE BUHURDANLAR

Doç Dr Gülgün Köroğlu
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi
Fen Edebiyat Fakültesi
Sanat Tarihi Bölümü
Eski dönemlerden günümüze değin yaşamış pek çok kültürde, çeşitli karışımlar farklı
amaçlarla yakılarak, kokusundan ve dumanından yarar beklenmiştir Yazılı belgelerin ve
resimlerin yanı sıra günümüze ulaşabilen buhurdan veya tütsü kabı olarak adlandırılan kaplar ile
sunaklar da bunların yaygın kullanımına işaret etmektedir Eski uygarlıklarda tütsü olarak
kullanılan maddelerin neler olduğuna dair yeterli veri olmamasına rağmen, kutsal olduğuna
inanılan bitki ya da kurban edilen hayvanın bir parçasının kap içinde yakılması veya yanmakta
olan bir ateşin üzerine atılmasıyla ortaya çıkan koku ve dumanın tanrıya ulaşıp onu hoşnut
ederek yarar sağlayacağına inanılmıştır Aynı zamanda ateşin arındırıcı ve iyileştirici bir gücü
olduğunun kabul edilmesi de tütsünün anlamını güçlendirmiş olmalıdır
Çoktanrılı ve tek tanrılı dinlerde inanç farklılıkları bulunmasına rağmen ateş yakarak
buhur elde etme, güzel kokularla mekânı doldurarak istenmeyen kokuları bastırma, yakılan
maddelerin şifa verici olduğu bilinen özelliklerinden yararlanma ve belki de tanrıya yakınlaşma,
yukarıya doğru dağılan dumanın etkisiyle duaların tanrıya daha kolay ulaşması ve manevi
temizlenme sağlaması gibi ortak amaçların tümü ya da biri için kullanılmış olmalıdır İnanışa
göre buhurun güzel kokusu mekânları doldurarak melek ve iyi ruhları tütsü çevresine toplarken,
iyi şeylerden hoşlanmayan şeytan, kötü ruhlar ve diğer zararlıları da kaçırmaktadır Ancak bu özelliklerden hangilerinin insanları tütsü kullanmaya yönlendirdiği tam olarak bilinmemektedir
Bütün bunlara rağmen kokuların cinsel yaşamdan dinsel yaşama insanların ruhsal yapısını her
dönemde etkilemiş olduğu da bir gerçektir
Başlangıcı bilinmemesine rağmen, ateşe bir şeyler atarak buhur elde etme geleneğinin ilk
olarak kurban törenleriyle başlamış olması mümkündür Kurban edilen hayvanın parçalarının
yakılmasıyla tanrıların bu sunudan haberdar edilmesi amaçlanmış olmalıdır Afrika, Asya ve
Avrupa’daki eski toplumlarda da bulunmasına rağmen Anadolu'dan örnekler vererek tütsü
kaplarına değinmek, konuyu sınırlamak anlamında gereklidir
Anadolu uygarlıklarından arkeolojik buluntuları günümüze ulaşan kültürler arasında en
güzel tütsü kabı örnekleri Lidyalıların Karun Hazinesi'nde yer almaktadır Anadolu'nun Pers
işgali dönemine ait duvar resimlerinde, özellikle cenaze törenlerinde (symposium) tütsü kapları
betimlenmiştir
Romalılarında tanrıları için kutu ya da küçük bir sunak biçimindeki seramik kaplarda
tütsü yaktıkları, sunak üzerinde yaktıkları ateşe bitki karışımları attıkları bilinmektedir 4 yüzyıl
sonlarına tarihlendirilen, Londra, Victoria ve Albert Müzesi'nde sergilenen fildişi diptikonun sağ
kanadı (299 x 14 cm ölçülerinde) üzerinde, Jüpiter meşesinin altında, kabartma süslemeli sunak
üzerindeki küçük ateşe elindeki tütsüleri serpen Romalı bir rahibe betimlenmiştir Genç kızın ve
karşısında duran hizmetkârının başlarında sarmaşıklı çelenklerin bulunması Baküs kültü ile ilgili
bir dini inanışa işaret etmektedir Diptikonun üst kısmında bulunan Symmakhorum yazısı,
diptikonun Roma'nın ünlü Pagan inançlı ailesine ait olduğunu göstermektedir
Tek tanrılı inançlarda tütsüye olan ilgi giderek artmıştır Tek tanrılı dinler içinde buhur
yakmaya en fazla önem veren Museviliktir Eski Ahit'te buhurun nasıl hazırlanacağı (Mısır'dan Çıkış
30: 3438),
ne zaman yakılacağı, buhur sunağının ne şekilde yapılacağı en ince ayrıntılarına kadar
bizzat Rab tarafından tanımlanmış ve buhur dumanlarının Rabb’in öfkesini yatıştırdığı da
belirtilmiştir (Sayılar 16: 44 vd) Rabb’in Musa'ya söylediği armağanlar arasında güzel kokulu yağlar
ve güzel kokulu buhur için baharat da bulunmaktadır (Mısır'dan Çıkış 25: 6) Ürdün, Gerasa'daki bir
sinagogun döşeme mozaiklerinde hayvan tasvirlerinin yanı sıra yedi kollu şamdan (menorah) ,
palmiye dalı (lulab) , koç boynuzu (shofar) ve uzun saplı bir buhurdan (shovel) gibi Musevi
inancıyla ilişkili litürjik eşyalar tasvir edilmiştir Sardes Sinagogu'nda yapılan kazılarda da iki
adet buhurdan ele geçmiştir
Eski Ahit'te Rab için kurban parçalarının yakmalık sunu olmasından söz edilir (Mısır'dan
ÇıkışBuhur
Sunağı 30: 110)
Hıristiyanlıkta kurban ve kurban etinin yakılması söz konusu olmamıştır
Kurban geleneğinden vazgeçilmesinin sebebi ise İsa'nın kendini "Tanrı Kuzusu" olarak, insanlık
adına kurban etmesidir Kiliselerde pazar sabahları ve belirli yortu günlerinde düzenlenen ekmekşarap
ayini, İsa’nın bedenini ve kanını simgeyen ekmekşarap
ayini aslında İsa’nın
insanlık adına kendini kurban etmesi anısına düzenlenen bir kurban törenidir Hıristiyanlar en
büyük kurbanı verdiklerine inandıklarından kurban kesmeye gerek duymamaktadırlar
Hıristiyanlıkta buhurun oldukça önemli bir yeri olmuştur Buhur geleneği başlangıçta
Pagan gelenek olarak görüldüğünden kilise babalarınca hoş karşılanmamış olmasına rağmen kısa
zamanda dinsel törenlerin ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir Gerçek bir Hıristiyan olup
olmadığı kesinleşmemiş olmasına rağmen Hıristiyanlığı serbest bırakan İmparator I
Konstantin'in Roma'daki iki büyük kiliseye altın buhurdanlar bağışladığı kaynaklarda yazılıdır
Hıristiyan döneme ait ilk buhurdan örnekleri 4 yüzyılda Mısır'da Koptlar tarafından
kullanılmaya başlamış, kiliselerde buhur yakma geleneği kısa süre içinde yaygınlık kazanmıştır
Bizans döneminden günümüze ulaşan buhurdanların pek çoğu 5 ile 7yüzyıllar arasına
tarihlendirilmektedir Finike yakınlarındaki Kumluca (Sion) ve KıbrısGirne’de
bulunmuş olan
67
yüzyıllara ait gümüş kilise eşyalarının olduğu definelerde tören haçı, kutsal kitap
mahfazaları, paten, kalis ve kandillerin yanı sıra buhurdanlar da ele geçmiştir
İkonoklazma döneminin (726843)
sona ermesiyle birlikte tütsü yakma bir gelenek haline
gelmiştir Bizans geleneklerine ve din kurallarına uygun olarak kiliseyi ziyaret eden imparator
veya piskoposun kilisede karşılanması onuruna buhur yakılmıştır Kentin çeşitli felaketlerden
korunması, kutsal kalıntıların taşınması, evlilik sahneleri, cenaze, ölü gömme, Meryem
ikonalarının ve röliklerin kutsanması, kent içinde yapılan dini geçit törenleri ve ekmekşarap
(ökaristi) ayini gibi dinsel törenlerin birçoğunda tütsünün vazgeçilmez yeri vardır
Ortodoks ve Katolik kiliselerindeki sözü edilen bu törenler sırasında yakılan karışımlar
tamamen kiliselere özgü mistik bir koku yarattığından dini mekânda inançlıların işitme, görme,
dokunma, tat alma duyularının yanı sıra koku alma duyusu da uyarılmaktadır
Tütsünün Değişik Kullanım Alanları
Bütün dinlerde ortak olan eylem, güzel kokulu bitki ya da ağaç kabuklarının
yakılmasıyla oluşan duman ya da buhurun mekânı doldurmasıdır Bunun için de "buhurdan" ya
da "tütsü kabı" denilen küçük kaplarda tütsü yakılmıştır Sadece dinsel mekânlarda törenler
sırasında değil, günlük yaşamda evlerde ve kötü kokuları bastırmak için boyama dükkânlarında
da tütsü kullanılmıştır Sardes'te yapılan arkeolojik kazılar sırasında Gymnasium'un bitişiğindeki
boyama dükkânlarında buhurdanlar gün ışığına çıkarılmıştır
Aromatik güzel kokuların baştan çıkarıcı etkisi olduğuna çok eski dönemlerden itibaren
inanılmıştır Bizans kültüründe, düğün gecesi yeni evlenenlerin odasının hoş kokularla
tütsülenmesi bir gelenek olmuştur Bu dönemde güzel kokularla uğraşma pek çok kişinin ilgisini çekmiş olmalıdır Mikhail Psellos, Ayasofya’nın güney galerisinde portre tasviri bulunan
İmparatoriçe Zoe'nin tatlı otlara, halis Hint baharatına ve daha pek çok nadir bulunan kokulu
bitkiye olan ilgisini ve Büyük Saray'ın ikametine ayrılan bölümünde vaktini parfüm ve merhem
yaparak geçirdiğini anlatır Psellos, Zoe'nin tamamen kendine özgü dinsel tapınışlarını da Grek
edebiyatını iyi okuduğunu belirtip çoktanrılı inanca dayandırarakparfümlerin
saçtığı buharın
kötü ruhları kovup iyi ruhları cezbettiği şeklinde yorumlamıştır
MısırKopt
dönemi (47
yüzyıllar) eserleri arasında kadın başı şeklindeki buhurdan ve
kandil örneklerinin Saba kraliçesini temsil ettiğine inanılmıştır Günlük yaşama yönelik
bronzdan yapılmış buhurdan, makyajlı yüzü, kolyesi, küpeleri ve alnındaki iri inci tanesi gibi
aksesuvarlarıyla dinsel bir kişilikten öte özellikle Hıristiyan Mısır'da kadın güzelliğinin ve
bereketin simgesi olmuştur Üzerinde küçük delikler olan sivri uçlu başlık aynı zamanda
buhurdanın kapağını oluşturur Külahın ucundaki halka ve zincir parçası da taşıma kolaylığı
sağlamaktadır Saba kraliçesi ile Kral Süleyman'ın aşkları ortaçağ masalları arasında önemli bir
yere sahiptir Efsanevi Saba kraliçesi Arabistan'ın güneyindeki (büyük ihtimalle Yemen)
ülkesinden Süleyman'ın sarayına geldiğinde altın, değerli taşlar ve bol miktarda hoş kokulu
baharat getirmiştir
Venedik’teki San Marko Kilisesi Hazinesi'nde sergilenen kubbeli minyatür yapı
şeklindeki kutu da bir buhurdandır Gümüş üzerine altın yaldızlı buhurdan, beş kubbeyle örtülü
merkezi planlı bir yapı görünümündedir Ortadaki büyük kubbenin üzerinde bir aydınlık feneri,
diğerlerinde ise haçlar vardır Haçlar ilk bakışta bu yapının bir kilise olduğunu düşündürse de
duvarların alt kısmında kabartma ve kazıma teknikleriyle işlenmiş siren, kentavros, grifon ve
kanatlı küçük melekler gibi mitolojik yaratıklar ile kapı kanatlarında genç kız görünümünde
betimlenmiş cesaret ve akıllılık alegorileri bu yapının saray yapısı olabileceğini akla
getirmektedir Haçlar ile mitolojik efsanevi figürlerin birlikte gösterilmesi de tamamen Bizans'a
özgü farklı bir bakış açısı sergilemektedir Buhurdanın üst kısımlarında ise kazıma, kabartma ve
delik işi tekniğinde stilize bitkisel desenler vardır Üst kısımdaki süslemede delik işi tekniğinin
seçilmiş olması güzel kokunun buradaki açıklıklardan kolayca dışarı çıkmasını sağlamıştır Bu
buhurdan dinsel bir eşya olmaktan çok, bir saray ya da soylunun ikametgâhına güzel koku
sağlamak için kullanılmış olmalıdır Konstantinopolis'in Latinler tarafından işgal edilmesi
sırasında Venedik'e götürülmüş olan bu nadir eser 12 yüzyıla tarihlendirilmektedir
Bizans döneminde tütsü geleneği yukarıda örnekleriyle değindiğimiz güzel koku elde
etme amacından daha çok dinsel amaçlarla tercih edilmiş, zamanla dini törenlerin ayrılmaz bir
öğesi olmuştur

Alıntı Yaparak Cevapla

Buhur Nasıl Yakılır? Buhur Nedir Ve Nasıl Yakılır? Buhur Nasıl Yakılmalıdır? Buhur

Eski 09-11-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Buhur Nasıl Yakılır? Buhur Nedir Ve Nasıl Yakılır? Buhur Nasıl Yakılmalıdır? Buhur



Tütsü Malzemeleri
Bizans döneminde buhur elde etmek için yakılacak tütsü maddelerinin neler olduğuna
dair kesin reçeteler bulunmamaktadır British Museum'daki bir buhurdanın içindeki kül ve
korozyon kalıntılarında yapılan laboratuvar incelemesi, günnük (olibanum) ve mür (myrrh) gibi
bitkilerin yakıldığını göstermiştir Tevrat (Mısır'dan Çıkış Buhur:
3437)
ve İncil'de (Matta 2: 11) mür,
kara ve saf günnük, kasnı, onika 1 ve sarı sabır özü (aloe vera), adlarından sıklıkla söz edilen hoş
kokulu bitkilerdir
Günümüzde de Musevi, Hıristiyan ve Müslümanlar tarafından benzer bitkiler (safran,
Hint sümbülü) ve ağaç kabuklarından (sığla, öd ağacı, günnük, sandal ve sedir ağacı, şeker
kamışı sapı, tarçın ağacı) oluşan karışımlar tütsü malzemesi olarak kullanılmaktadırlar Bu ağaç
ve bitkiler Doğu Akdeniz kıyıları, Güney Anadolu, Yemen, Hindistan ve Somali'de
yetişmektedir Çağdaşı kaynakların da belirttiği üzere Bizans'ın ihtiyacı olan tütsü malzemesi
özellikle Yemen'den getirilmiştir 3 yüzyılın tanınmış din büyüklerinden Tertullian, tütsü ithalatı
ile uğraşan tüccarları “Sabalılar” olarak adlandırıp “Eğer bir yerin kokusu bana hoş gelmezse,
Arabistan'dan gelen şeyleri yakarım” demiştir
Tütsü malzemesi olarak bitki ve ağaçların sadece buhurundan ve hoş kokularından
yararlanılmamış, aynı zamanda bunlardan maddi değeri çok yüksek aromatik yağlar, kremler ve
ilaçlar da yapılmıştır Eski ve orta çağlarda değerli parfüm ve yağları günlük yaşamlarında
sadece soylular, zenginler ve pahalı sokak kadınları kullanabilmektedir Bunların dışında ölen
kişiler yıkandıktan sonra keten bezinden kefene sarılırken bu bitkilerden yapılan karışımlar krem
ya da parfüm olarak cansız bedenlere sürülmekte, yakınlarının da son bir kez görüp öpebilmesi
için ceset yatırıldığı sedye benzeri yatağında tütsülenmektedir İncil'de söz edildiği üzere İsa'nın
cansız bedeni çarmıhtan indirildikten sonra Aramatyalı Yusuf ve Nikodim tarafından alınıp
Yahudi gömme geleneklerine uygun olarak baharat ve keten bezlere sarılmıştı (Yuhanna 19:39)
İsa'nın gömüldüğü yeri gören, Yahudilerin kutsal günü Şabat'ı dinlenerek evlerinde geçiren
kadınlar 2 hazırladıkları baharat ve güzel kokulu yağlarla birlikte İsa'nın mezarına ziyarete
gitmişlerdi (Luka 24:1)
Bizans Döneminden Buhurdanlar
Bizanslılar tütsü karışımlarını Thymiateria adını verdikleri, küçük çanak ya da vazo
formundaki madeni buhurdanlarda yakarak kullanmışlardır
1 Onika; Kızıldeniz'de bulunan bir tür midye kabuğundan yapılan güzel kokulu bir baharattır
2 İsa'nın annesi Meryem, Mecdelli Meryem ve Klopas'ın karısı ve Havari Yusuf ve Yakup'un annesi olan Meryem

Alıntı Yaparak Cevapla

Buhur Nasıl Yakılır? Buhur Nedir Ve Nasıl Yakılır? Buhur Nasıl Yakılmalıdır? Buhur

Eski 09-11-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Buhur Nasıl Yakılır? Buhur Nedir Ve Nasıl Yakılır? Buhur Nasıl Yakılmalıdır? Buhur



Bizans dönemine ait buhurdanlar, gövde kısmına tutturulmuş uzun tek saplılar, 3
zincirsiz ya da zincir askılı küçük bir çanak şeklinde olanlar ile bir çanak ve buna bitişik oval
biçimli bir dilden oluşanlar (katzi) başlıca bu dört tiptedir Bu tipteki buhurdanların hepsinin
kapaklı ya da kapaksız örnekleri bulunur
Buhurdanlar, derinliği fazla olmayan yarım küre biçiminde düz ya da dilimli, aşağı doğru
genişleyen soğan biçiminde, çokgen (dörtgen, altıgen, sekizgen) veya silindirik gövdeye sahiptir
Bu küçük kapların altında halka biçiminde yüksek ya da alçak kaideler ile dışa doğru genişleyen
konik kaideler, stilize hayvan ayağı biçiminde dirsek yaparak yükselen ayaklar ya da üç küçük
düğme ya da kürecikler vardır
Kiliselerde kullanılan litürjik eşyalar daha çok gümüş ve bakır alaşımlarından yapılmıştır
Kaynaklarda altın buhurdanlardan söz edilse de altından yapılmış herhangi bir örneğin varlığı
bilinmemektedir Gümüş ve gümüş üzerine altın yaldızlı buhurdanlar kilise hazinelerinde ele
geçmiştir Bunların adak ya da bağış olarak yapılmış oldukları yazıtlarından anlaşılmaktadır
Buhurdanların daha çok bakır alaşımları olan bronz ve pirinçten döküm tekniğinde yapılıp
kazıma, kabartma, niello ve delik işi tekniklerinde bezendikleri görülmektedir Zincir, sap gibi
ara parçalarda demir ve kurşun da kullanılmıştır
Buhurdan amaçlı kullanılmış madeni çanakların bazılarının üzerinde kapakları bulunur
Kapakları günümüze ulaşamayan örneklerin ise kapağının olduğunu gösteren menteşe kalıntıları
veya bazı izleri kalmıştır Kapaklar genellikle yarım küre, üçgen prizması ya da konik
biçimlerdedir Kapaklı buhurdanlarda, çanak ile kapak arasında menteşe ve küçük bir kilit
sistemi vardır Buhurdanın içinde yanma olayının gerçekleşebilmesi için oksijen girişini
sağlaması ve bitki karışımının yakılması sonucu oluşan duman ile kokunun yukarı çıkabilmesi
için kapakların işlevine uygun düşecek biçimde delik işi tekniğinde bezenmiştir Eşmerkezli
daireler, balık pulu, anahtar deliği, karşılıklı olarak yerleştirilmiş kuş, geyik ve grifonlar ile üzüm
ve asma yapraklarından oluşan desenler Bizans ve ortaçağ Avrupa’sında görülmektedir Bizans
sonrası dönemde batıda buhurdanların minyatür kilise şeklinde düzenlenmiş örnekleriyle
karşılaşılmaktadır Bunların kapakları çatı ve kubbe şeklindedir Değişik tiplerdeki haçlar da,
kapak tutamağı, zincir ara parçası ya da buhurdanın üzerine işlenmiş olarak karşımıza
çıkmaktadır
Kapaklı buhurdanlarda zincir halkası, kapağın üstündeki tutamak kısmına veya buhurdan
çanağının ağız kenarındaki üç askı halkasına geçirilmiştir Kapaklı örneklerde çoğunlukla tekli
zincir düzenlemesiyle karşılaşılmaktadır Bizans buhurdanlarının büyük çoğunluğu kapaksız,
zincirli örneklerden oluşur Buhurdanların çanak kısmı kapaklı ve kapaksız örneklerde benzer
3 Mısır'da bulunduğu söylenen 89
yüzyıllara tarihlenen yüksek üç ayaklı silindirik gövdeli, kubbe biçiminde
kapaklı, uzun saplı buhurdan, İslam buhurdanlarına da benzemektedir

Alıntı Yaparak Cevapla

Buhur Nasıl Yakılır? Buhur Nedir Ve Nasıl Yakılır? Buhur Nasıl Yakılmalıdır? Buhur

Eski 09-11-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Buhur Nasıl Yakılır? Buhur Nedir Ve Nasıl Yakılır? Buhur Nasıl Yakılmalıdır? Buhur



formlarda yapılmıştır Kapaksız örneklerde çanağın ağız kenarında bulunan dilimli veya yarım
daire şeklindeki askı halkalarına zincir ya da uzun teller takılmıştır Döküm tekniğinde veya
metalden kesilerek yuvarlak, "6 veya 8" biçiminde kıvrılmış zincir halkalarına ara parça olarak
bazı örneklerde haçlar asılmıştır Zincirler üst kısımda ya bir kancada birleşmekte ya da bir
tepeliğe geçmektedir Tepelik genellikle üç ya da altı kolu olan, uçları yukarı kıvrılan uzun ve
sivri taç yaprakları olan çiçek şeklindedir Bazı örneklerde tepelik yerine bir ucu kıvrılarak halka,
diğer ucu kanca şekline getirilmiş uzun bir tel mevcuttur Tepeliğin yukarı kısmına asılı olan
kanca ya da halka dini törenler sırasında din adamlarının sağ ellerinin baş parmaklarına geçirip
kullanmaları içindir Tepelikler ile kandil ayaklarının bazı örneklerde birbirine benzer olması bu
tür madeni eşyaların aynı atölyelerde üretilmiş olduğunu da gösterir
Buhurdanların ağız kenarları hafifçe içe ya da dışa dönük olabilmekte, buralarda
genellikle zincirin geçirilmesi için yarım yuvarlak ya da dilimli askı halkaları bulunmaktadır
Ancak zincirli olmayan buhurdan örnekleri de mevcuttur Bizans döneminde tek ya da en çok üç
zincirli buhurdanların kullanıldığı görülmektedir Zincirli buhurdanlar taşıma kolaylığı
getirmesinin ötesinde özellikle de din adamlarının (çoğunlukla diyakonların) dini törenler
sırasında ileri ve geri sallamasına olanak vermiştir 4 Buhurdanın sallanması ile ateşin rüzgârla
sönmemesi, dumanın fazla çıkması ve tütsü kokusunun daha geniş alana yayılması sağlanmıştır
Buhurdan çanaklarının iç kısımları genellikle pütürlü bırakılmış, dış kısımları
perdahlanarak parlatılmıştır Döküm tekniğiyle yapılmış buhurdanların dış kısımlarında kalıpla
yapılmış kabartma bantlar, pergel ya da tornada yapılmış basit kazıma yivler bulunmaktadır
Haluk Perk Müzesi’nden iki buhurdanın dış yüzeyinde kazıma tekniğinde stilize bitkisel ve
geometrik desenler ile sembolik anlamlar taşıyan kuş figürleri işlenmiştir
Zincirli buhurdanların yanı sıra katzi (katzion, katsi, katzen, katsiterion) denilen ayaklı sığ
çanak, buna bitişik düz disk veya oval biçimli dil şeklinde bir ara bölüm ve uzun bir saptan
oluşan buhurdanlar da vardır Buhurdan çanağı ile sap arasındaki oval veya daire biçiminde bir
diskin üzeri delik işi, kazıma veya kabartma tekniğinde bezemelidir
Katziler bir yere koymak veya kısa bir süre elde tutmak için tasarlanmış buhurdanlardır
Bu tip buhurdanlar özellikle erken dönemde görülen uzun tek saplı buhurdanların bir çeşidi
olarak ortaya çıkmış olmalıdırlar Kapaklı katzi formunun erken örnekleri Mısır'da Kopt
sanatında görülür 11 yüzyıldan itibaren özellikle Balkan ülkelerinde yer alan kilise ve
ikonalardaki “Meryem'in ölümü”, “Meryem'in kutsal ikonasının kutsanması” ve “İsa'nın boş
mezarını ziyarete gelen kadınlar” gibi sahnelerde zincirli buhurdanların yanı sıra katzilerin de
4 Rum Ortodoks Kiliselerinde buhurdanın ileri geri sallanmasında sayısal bir düzen, kural olarak benimsenmiştir İsa
için 3, Meryem için 2, aziz ve azizeler için 1 kez buhurdan ileri sallanmaktadır Bizans döneminde de böyle bir
uygulama olup olmadığı ise bilinmemektedir

Alıntı Yaparak Cevapla

Buhur Nasıl Yakılır? Buhur Nedir Ve Nasıl Yakılır? Buhur Nasıl Yakılmalıdır? Buhur

Eski 09-11-2012   #7
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Buhur Nasıl Yakılır? Buhur Nedir Ve Nasıl Yakılır? Buhur Nasıl Yakılmalıdır? Buhur



tütsü yakmak için kullanıldığı göze çarpmaktadır Katziler çoğunlukla ölüm sahnelerinde tasvir
edildiğinden daha çok cenaze törenlerinde kullanılmış oldukları düşünülmektedir Türkiye müze
ve özel koleksiyonlarında katzi örneği mevcut değildir Buna rağmen Avrupa ve Amerika'daki
müze, özel koleksiyon ve manastır hazinelerinde Bizans dönemine ve sonraki dönemlere ait
katziler bulunmaktadır ve örneklerin çoğu Balkanlar ya da Yunanistan’dandır Katzilerin
özellikle manastırlarda kullanıldığı, manastır kuruluş vakfiyelerinde (typikon) kilisedeki bir
kardeşin (keşişin) katziye bakmakla sorumlu tutulduğu belirtilmiş, katzilerin kullanımı
günümüze kadar devam etmiştir Geç Bizans ve Bizans sonrası dönem katzilerinde süsleme
özellikle çanak ile sap arasındaki parça üzerinde yoğunlaşmıştır Bu bölüme kilisenin adandığı
kutsal kişinin tasviri yapılmış, uzayıp genişleyen bu ara parça küçük ayaklarla da
desteklenmiştir Geç dönemde katzi ve zincirli buhurdanların yan kenarlarına tintinabula denilen
özellikle kötü ruhları kaçırdığına inanılan küçük ziller eklenmiştir 5
Buhurdanların yanı sıra tütsü kutuları ve tütsü faraşları da kullanılmıştır Buhurdanın
içinde yakılacak olan bitkisel karışımlar pyksis ya da mouzikion denilen fildişi, kemik, metal
veya taştan oyulmuş, çoğu kapaklı olan kutuların içinde muhafaza edilmiştir Bizans ve Bizans
sonrası döneme ait birçok dinsel içerikli resimde, diyakon giysileri içindeki Aziz Stephanos veya
başka azizler sağ ellerinde buhurdan, sol ellerinde beyaz ketenden bir örtüye sarılmış tütsü
kutusu taşımaktadırlar
Mount Athos'taki Protaton Manastırı'nda bulunan gümüş tütsü kutusu beş kubbeli, üç
apsisli, revaklı narteksi olan, bir kilise görünümündedir 25 x 26 x 11 cm ölçülerinde bir
dikdörtgenler prizması şeklindeki kutunun iki uzun yan kenarında alçak kabartma olarak
işlenmiş mimarili ve figürlü tasvirler vardır Kilisenin kuzey duvarında zengin diyakon
giysileriyle Aziz Stephanos sağ elinde zincirli buhurdan, sol elinde ise Kutsal Kitap tutmaktadır
Arkada ise kubbeli bir kilise ve başka yapılar görülmektedir
Konstantinopolis, Anadolu ve Balkanlar'daki yerleşimlerde bakır alaşımlarından dinsel ve
günlük yaşama ait eşyaları üreten atölyeler, benzer tipteki buhurdan ve katzi modellerini
tekrarlamışlardır Dinsel törenlerde kullanılan eşyalar ve buhurdanlar manastırlardaki atölyelerde
yapılmıştır İmparatorluk Sarayı'nda darphaneye bağlı çalışan atölyelerde ise birinci sınıf eserler
üretilip, imparatorun ve diğer soyluların hediyesi ya da adağı olarak komşu devletlere, papaya,
önemli manastır ve kiliselere gönderilmiş olmalıdır
Kutsal Topraklar olarak adlandırılan SuriyeFilistin,
Ürdün ve Kudüs çevresindeki İsa'nın
ve Hıristiyan inancıyla ilgili diğer kutsal kişilerin yaşamlarına ilişkin yerler ile türbe ve kiliselere
ziyaretleri sırasında "hac hatırası" olarak aldıkları eşyalar arasında pişmiş toprak ya da kurşun
5 Günümüzde Rum Ortodoks Kiliselerinde kullanılan buhurdanların zincir kısmında 12 adet küçük zil asılıdır Sayısı
12 olan zillerin, 12 havariyi simgelediği din adamları tarafından belirtmiştir

mataracıklar, pişmiş toprak madalyonlar ve koruyucu tılsımların yanı sıra buhurdanlar da
bulunmaktadır Tamamen döküm tekniğiyle yapılmış bu tipteki bronz buhurdanların genellikle
soğan biçimli olan küresel gövdelerinin üzerinde yüksek kabartma olarak İsa'nın yaşamından
sahneler (Meryem'e Müjde, İsa'nın Doğumu, İsa'nın Vaftizi, Çarmıh, Kadınların İsa'nın Boş
Mezarını Ziyareti) birbirini takip eder şekilde yan yana sıralanmıştır Kutsal Topraklar'dan
getirilmiş olduğu düşünülen ve özellikle 67
yüzyıllara tarihlendirilen bu tipteki örnekler British
Museum, Virginia Museum of Fine Arts, Harvard University, Arthur M Sackler Museum,
Sadberk Hanım Müzesi ve daha pek çok müzede bulunmaktadır SuriyeFilistin
bölgesi üretimi
olan bu tipteki buhurdanların üzerinde tasvir edilen konular, hacıların bu bölgeye yaptıkları
geziler sırasında ziyaret ettikleri kutsal yerlerle ilişkili mekânlardır
Kumluca yakınlarında 1963 yılında yapılan kaçak kazılarda bir kiliseye ait gümüş
eşyalardan oluşan bir define bulunmuştur Bu definedeki eşyaların büyük bir bölümü Antalya
Müzesi'nde ve bilinen diğer bölümü ise Washington DC, Dumbarton Oaks Koleksiyon'da
bulunmaktadır Yurtdışında Sion, Türkiye'de ise Kumluca (Korydalla) Definesi olarak bilinen bu
definedeki dinsel törenlerde kullanılan kilise eşyalarının üzerindeki kontrol damgaları eserlerin
565575
yılları arasına ait olduklarını gösterir Bu çok değerli eserlerden oluşan definede, biri
Antalya'da, diğeri Washington'da olan iki buhurdan yer alır Antalya Müzesi'ndeki buhurdan
gümüş üzerine altın yaldızlı, silindirik gövdeli ve halka dipli zincirli buhurdandır Buhurdanın
silindirik gövdesi üzerinde alçak kabartma olarak İsa'nın yaşamından altı sahne işlenmiştir Bu
sahneler sırasıyla Müjde, Su ile İspat, Meryem ile Elizabet'in Buluşması, Beytüllahim'e Gidiş,
İsa'nın Yıkanması ve Anastasis'tir 6 Üst kısımdaki bordürde niello tekniğinde "Çok alçakgönüllü
Piskopos Eutychianus'dan Tanrı doğuran Meryem'e" adandığı yazılıdır
Kumluca definesindeki ikinci buhurdan Dumbarton Oaks Koleksiyonu'ndadır Kaçak
kazıyı yapanlar tarafından maden olarak satılmak üzere 10 parça halinde bölünerek katlanmıştır
Restore edilen eser, gümüş üzerine altın yaldızlı altıgen gövdesi olan zincirli bir buhurdandır
Buhurdanın üstünde defne dalı çelenginin içerisinde İsa'nın, Aziz Petrus ve Aziz Pavlus'un
büstleri kabartma olarak işlenmiştir Aralarda kalan diğer üç yüzde ise cepheden gösterilmiş,
ince ayrıntıları bile işlenmiş tavus kuşları vardır
Kıbrıs, Lamboussa'da gün ışığına çıkarılan definenin içerisinde yer alan altıgen biçimli
gümüş buhurdanın her yüzündeki oval madalyonlar içerisinde Pantokrator İsa, Meryem, Aziz
Petrus, Aziz Pavlus, İncil yazarı Ioannes ve Aziz Yakup kazıma ve alçak kabartma teknikleriyle
işlenmiştir Buhurdanın alçak kaidesindeki İmparator Phokas devrine (602610)
ait kontrol
damgası, tarihlendirme açısından önemlidir
6 Acara 1989: 75 Acara tarafından Anastasis olduğu belirtilen sahne, Antalya Müzesi'nin envanter kayıtlarında,
"Tanrı olarak bilinen İsa'nın dönüşü" olarak tanımlanmıştır Bu sahnenin Anastasis olması gerekmektedir

Mut yakınlarında Dağ Pazarı Kilisesi'nde ele geçen, 5 yüzyıla tarihlendirilen döküm
tekniğiyle yapılmış zincirli altıgen biçimli buhurdanın her yüzünde kemer içinde bir figür
bulunmaktadır Kemerlerden birinde sağ elini kutsamak için yukarı kaldırmış, sol elinde kandil
tutan İsa, diğerlerinde melekler betimlenmiştir Kazıma tekniğiyle hazırlanmış yazıtta
"Theodoros'un adağı olarak (yaptırıldı)" yazılıdır
Bizans döneminde de Batı Anadolu'nun en önemli kentlerinden biri olan Sardes'te uzun
yıllardan beri yapılmakta olan arkeolojik kazılar sırasında in situ olarak ele geçmiş buhurdanlar
vardır Sardes'teki sinagogda, Erken Bizans dönemine ait kiliselerde ve dükkânlarda kullanılan
buhurdanların birbirinin yakın benzeri olduğu görülmüştür Günlük yaşamda sivil mekânlarda
kullanılan buhurdanlar ile dini mekânlarda kullanılanlar arasında fark bulunmamaktadır
Oxford, Ashmolean Müzesi'ndeki bronz katzi, yayvan ayaklı sığ çanak ile bu çanağın
ağız kenarının bir bölümüne eklenmiş "U" biçiminde yassı parça ve uzun demir saptan
oluşmaktadır Çanak ile sap arasındaki yayvan parça üzerinde delik işi tekniğinde sırt sırta bakar
şekilde karşılıklı grifonlara ek olarak ortada bir palmet işlenmiştir
Mount Athos'taki Simonopetra Manastırı'ndan pirinç katzinin "U" biçimli yassı parçası
üzerinde de delik işi tekniği kullanılmıştır; ortada palmet ve stilize dal kıvrımlarından oluşan
yürek biçimli bir düzenleme ile iki yanında üç taç yapraklı çiçekleri/meyveleri gagalayan kuşlar
görülmektedir Ioannina Bizans Müzesi'ndeki 13 yüzyıla tarihlendirilen bronz katzi ise sığ bir
çanak, üç çiviyle perçinlenmiş, üzerinde kazıma eşmerkezli daireler bulunan disk ve uzun bir
saptan oluşur
Bizans Görsel Sanatlarında Buhurdan Tasvirleri
Bizans sanatındaki tasvirler, uzun yıllar içinde uygulanış tarzı değişmiş ve belki de
ortadan kalkmış dinsel törenlerle ilgili bilgi vermesi açısından önemli bir görsel kanıt
sağlamaktadır Weitzmann, minyatür ve duvar resimlerinin görsel olarak Bizans litürjisini
tanımamıza yol açtığını belirtir Kilise resimleri, ikonalar, minyatürler ve dinsel amaçlı kullanımı
olan küçük el sanatı örneklerinin bir kısmında tasvir edilen kişi ya da işlenen konunun içeriği ile
ilişkili olarak buhurdanlar da betimlenmiştir Resimlerdeki buhurdan tasvirleriyle günümüze
ulaşabilen buhurdanlar karşılaştırıldıklarında bunların ne denli gerçekçi olarak işlenmiş oldukları
göze çarpmaktadır Örneğin İstanbul'daki Pammakaristos Manastırı Kilisesi (Fethiye Camii)
Mezar Şapeli'nin güney dehlizi kuzey duvarında yer alan niş içerisinde "Kutsal altar önünde
Harun (Aaron) ve oğulları" hediyeler sunarken betimlenmiştir Sol elinde çanak ve dörtgen
kutular taşıyan Harun ile bir oğlunun elinde zincirli buhurdanlar vardır Harun'un elindeki,
hafifçe içe kapanan omurgalı çanak, bilezikli yüksek halka kaideli, üç zincirli ve tepelikli bir

buhurdandır Zincirlerin orta kısmına haçlar asılmıştır Çanak kısmının dışında kazıma
tekniğinde bezemeler işlenmiştir Diğer buhurdan ise dilimli küresel gövdeli, bilezikli, yüksek
halka kaideli, üç zincirli ve tepeliklidir Zincirlerin orta kısmında iri halkalar bile gösterilmiştir
Bizans tasvirlerinde her aziz ya da azizenin belirli bir tipi vardır İlk Hıristiyan şehidi olan
Aziz Stephanos, tasvirlerde çoğunlukla beyaz renkte diyakon giysileriyle gösterilmiştir
Kiliselerde buhurdan taşıma görevi diyakonlara ait olduğundan Protodiyakon olarak kabul edilen
Stephanos da elinde buhurdan taşırken betimlenir 7 Kiev, Ayasofya Manastırı Kilisesi’nin (12
yüzyılın ilk çeyreği) mozaik duvar resimlerinde Diyakon Stephanos sağ elinin baş parmağına
geçirilmiş çokgen gövdeli, konik ayaklı bir buhurdan, sol elinde beyaz bir örtü üstünde, kapaklı
bir tütsü kutusu tutmaktadır 8 Bu kilisenin apsisinde "İsa'nın havarilerine ekmek ve şarap
dağıtması" sahnesi vardır Buhurdanlar Ökaristi töreninde özellikle Kutsal Kitap, ekmek kabı
(paten) ve şarap çanağı (kalis) gibi kutsal eşyaları tütsülemek için kullanılmıştır Stephanos'un
tasvirinin apsise yakın bir yerde bulunması, sanki onun bu olayın geçtiği kutsal mekânı
tütsülemekte olduğu izlenimini vermektedir
Roma'daki Maria Antiqua Kilisesi'ndeki Hekim Azizler Şapeli'nde Kosmas, Damianos ve
diğer hekim azizlerin yanı sıra Aziz Stephanos da elinde buhurdanla tasvir edilmiştir Buhurun
medikolitürjik
özelliği de olduğundan Aziz Stephanos, hastalarını hiçbir ücret almadan tedavi
eden, gerçek meslekleri de hekimlik olan anargyroi azizlerle birlikte elinde şifa tası ya da ilaç
kutusu gibi tuttuğu buhurdanıyla birlikte gösterilmiştir
Tasvirlerinde ve tapınımında tütsüye yer verilen bir diğer aziz ise Simeon Stylites'tir
Antakya yakınlarında Mucizeler Dağı olarak bilinen yerde, bir sütunun tepesinde ömrünün
büyük bir bölümünü geçirmiş olan Simeon Stylites birçok hastayı iyileştiren mucizeler
yaratmıştır Yaşadığı yer ölümünden sonra da hac merkezi olmuş, hacılar bu kutsal merkezden
aldıkları yağ ve su gibi şifa verdiğine inanılan maddeleri, pişmiş toprak mataracıkları ve kilden
yapılmış madalyonları (eulogia) ülkelerine taşımışlardır Eulogia'lar, azizin üzerinde yaşadığı
sütunun çevresinden alınan toz ya da toprakla yapılan yaklaşık 35
cm çapında hac hatıralarıdır
Ön ve arka yüzlerinde sütun üzerinde yaşayan Simeon Stylites, annesi Martha, öğrencisi Konon
ya da azize tapınan kişiler ya da sütuna dayalı merdivenle ona yemek taşıyan hizmetli figürleri
ve Hygeia ( sağlık) yazısı görülmektedir Bu tasvirlerde ortak nokta, Simeon Stylites'e tapınım
sırasında tütsünün de kullanılmış olmasıdır Azizin hayat hikâyesi (vita) sayısız mucizevi
iyileştirme anlatılarıyla doludur Gelen hastalar Simeon Stylites'in aracılığıyla kötü ruhlardan,
7 Kutsal Topraklar'da hacılar için üretilmiş küçük bronz haç röliker üzerindeki Aziz Stephanos'un kabaca kazınmış
tasvirinde bile, azizin sağ elinde zincirli buhurdan gösterilmiştir
8 Kilise hizmetlileri olan diyakonların üzerlerinde, görevlerinin bir simgesi olan sol omuz üzerine konulan bir ucu
öne, diğer ucu arkaya sarkıtılan sembolik anlam taşıyan orarion denilen keten bir atkıpeşkir
vardır

nazardan ve hastalıklardan kurtulmakta, tütsünün buharı da edilen duaları ve yalvarışları
göklerdeki Tanrı'ya ulaştırmaktadır
Sicilya'da bulunan bir bronz buhurdan üzerinde "Tanrı, Kutsal Zakharias'ın (Zekeriya)
buhurunu aldı, bunu kabul et" yazılıdır Burada İncil'deki bir ayete (Luka 1:8) gönderme
yapılmaktadır Tapınakta tütsü yakıp dua eden Zekeriya'nın dualarını, tütsünün buhuru Tanrı'ya
hızlı bir şekilde ulaştırmıştır Zekeriya'nın duaları kabul olmuş, karısı Elizabet ileri yaşta
olmasına rağmen hamile kalıp Yahya'yı doğurmuştur Bizans ikonografyasında sıkça tasvir
edilmeyen "Zekeriya'nın Tanrı Tapınağı'nda tütsü yakması ve Yahya'nın doğacağının
müjdelenmesi" sahnesi, Mısır'da Wadi ElNatrun'da,
Aziz Makarios Kopt Manastırı'ndaki duvar
resminde görülmektedir
Buhurdanların en çok kullanıldığı sahnelerin başında cenaze törenleri gelmektedir
Bizans tasvir sanatında büyük önem verilen "Meryem'in ölümü (Koimesis)" sahnesi, Hıristiyan
cenaze törenlerinin bir modeli olmuştur Yüksek bir yatak üzerinde, genellikle başı tasvirin
sağına gelecek şekilde yatırılmış Meryem'in cansız bedeninin üzerine eğilmiş Aziz Petrus, sağ
elindeki buhurdanla cenazeyi tütsülerken gösterilmiştir Bazı tasvirlerde Aziz Petrus buhurdan,
Aziz Ioannes ise tütsü kutusu taşımaktadır Gračanica Kilisesi'nde yer alan Meryem'in ölümü
sahnesi bu konuda yapılmış, en çok ayrıntı içeren resimlerden biridir Oldukça kalabalık olan bu
kompozisyonda cenaze alayı betimlenmiştir Cenaze alayının önünde havariler ilerlemektedir
Bu grubun içinde yer alan Petrus'un elinde dilimli gövdesi olan zincirli bir buhurdan ile kare
prizması şeklinde bir tütsü kutusu bulunmaktadır Meryem'in cesedinin olduğu yatak omuzlarda
taşınmakta, arkadan melekler ordusu gelmektedir Meleklerden birinin elinde katzi tuttuğu
görülmektedir
Meryem'in ölümü sahnesinin yanı sıra İsa ve diğer kutsal kişilerin ölüm töreni
sahnelerinde de cenaze mutlaka, piskopos ya da diyakon tarafından tütsülenmektedir Cenazeyi
toprağa verme sırasında da tütsüleme işlemi devam etmiştir
"Tanrı Anası (Theotokos) Meryem'in kutsal tasvirleri ve röliklerinin kutsanması"
sahnelerinde de zincirli buhurdan ve katzi kullanılarak ikonanın kutsandığı görülmektedir
Sonuç
Tütsü yakma geleneği geçmişten günümüze farklı amaçlarla sürmüştür Değişik
bitkilerden elde edilen tütsü malzemeleri tütsü kabı veya buhurdan (Thymiateria veya
thymiterion) adı verilen kaplarda yakılmış ya da altar üzerinde yakılan ateşin üzerine serpilmiştir
Tek tanrılı dinler içinde tütsüye en çok önem veren Musevilik olmuş, özellikle Eski Ahit'te
tütsünün nerede, nasıl yakılacağı ve hangi maddeden oluşacağı gibi ayrıntılar bildirilmiştir

Hıristiyanlıkta da tütsü karışımlarının yakılmasıyla elde edilen buhurun duaları Tanrı'ya
ulaştırdığı ve kötülükleri uzaklaştırdığı vurgulanarak anlatılmıştır
İlk Hıristiyan devlet olan Bizans uygarlığında tütsü geleneğine büyük önem verilmiştir
Günlük yaşamda temiz havaya, parfüme ve güzel kokuya da önem verildiği görülen bu
uygarlıkta dinsel amaçların dışında da hoş kokulu bitkilerin yakıldığı saray ya da köşk biçiminde
ve kadın başı şeklinde tütsü kutularının varlığından dolayı anlaşılmaktadır Erken dönemde din
adamlarının yadsıması ve putperestlik olarak yorumlamasına rağmen dini törenler sırasında tütsü
yakılmış ve zaman içinde Hıristiyan dinsel törenlerinin ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir
Deprem gibi büyük felaketlerden sonra kötülükleri uzaklaştırmak için şehirler bile tütsülenmiş,
evlerde de belli günlerde ve zamanlarda tütsü yakılmıştır
Bizans döneminden günümüze ulaşan farklı tiplerde buhurdanlar vardır Ele geçen bazı
kilise hazinelerinde gümüş ve gümüş üzerine altın yaldızlı kabartma tekniğinde, üzerinde dini
figür veya konuların betimlendiği oldukça zengin ve ince işlenmiş örnekler bulunmaktadır
Yurtiçi ve yurtdışındaki müze ve özel koleksiyonlarda da buhurdan örnekleri mevcuttur
Bunların genel olarak bronz, pirinç ve demir gibi daha ucuz metallerden, döküm gibi seri üretime
olanak veren bir teknikle yapıldıkları görülmektedir Özellikle 57
yüzyıllar arasında Kutsal
Topraklar'a giden hacıların beraberlerinde buhurdan getirdikleri anlaşılmaktadır
Bizans döneminde hangi dinsel törenlerde buhurdan kullanıldığını Bizans minyatür,
ikona ve kilise duvar resimlerinden öğreniyoruz Bunlar aynı zamanda oldukça gerçekçi bir
şekilde tasvir edildiklerinden, kullanılan buhurdan tipleri hakkında da bilgi vermektedir Bizans
dönemi buhurdanları, başlıca zincirli ya da zincirsiz ve uzun saplı olmak üzere üç tipte karşımıza
çıkmaktadır Küçük bir kutu ya da kâse formunda olan buhurdanların üzerini bazen delikli bir
kapak örtmektedir Elde taşımak için kulp ya da uzun sapı olan tava benzeri katzi denilen
buhurdanlar da vardır

Alıntı Yaparak Cevapla

Buhur Nasıl Yakılır? Buhur Nedir Ve Nasıl Yakılır? Buhur Nasıl Yakılmalıdır? Buhur

Eski 09-11-2012   #8
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Buhur Nasıl Yakılır? Buhur Nedir Ve Nasıl Yakılır? Buhur Nasıl Yakılmalıdır? Buhur



Metal bir kapta kor odun veya kömür üzerine attığınızda kokulu dumanını verecektirDirek ateşte erir ve duman vermez
Alıntı Yaparak Cevapla

Buhur Nasıl Yakılır? Buhur Nedir Ve Nasıl Yakılır? Buhur Nasıl Yakılmalıdır? Buhur

Eski 09-11-2012   #9
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Buhur Nasıl Yakılır? Buhur Nedir Ve Nasıl Yakılır? Buhur Nasıl Yakılmalıdır? Buhur



Alıntı:

Kayıtsız Üye´isimli üyeden Alıntı

Metal bir kapta kor odun veya kömür üzerine attığınızda kokulu dumanını verecektirDirek ateşte erir ve duman vermez

Buhur Nasıl Yakılır hakkındaki vermiş olduğunuz bilgi için teşekkürler

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.