|
|||||||
![]() |
|
|
Konu Araçları |
| hak, hakkında, kadınlarının, türk, özgürlükleri |
Türk Kadınlarının Hak Ve Özgürlükleri Hakkında |
|
|
#1 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Türk Kadınlarının Hak Ve Özgürlükleri HakkındaTürk Kadınlarının Hak Ve Özgürlükleri Hakkında Türk Kadınlarının Hak Ve Özgürlükleri Hakkında Türkiye'de kadın hakları konusu, Batı dünyasındaki gelişmelere paralel olarak 19 yüzyıl ortalarından itibaren gündeme gelmiştir Günümüzde Türkiye'de kadınların başlıca sorunları şunlardır:Aile içi şiddete ve kabadayılığa maruz kalmak Toplumsal ve kültürel baskı ![]() Eğitim-öğretim imkanlarından yoksun bırakılmak ![]() Çalışma hakkından yoksun bırakılmak ![]() İş yerinde ayrımcılık ve gelir adaletsizliği ![]() Kadına karşı şiddet ve kabadayılık Dünyada her 3 kadından 1'i hayatında en az bir kez aile içi şiddete maruz kalıyor G-20 üyesi Türkiye'de bu oran diğer gelişmiş devletlere oranla çok daha yüksek![]() Türkiye genelinde kadınların neredeyse yarısı şiddete maruz kalıyor Uzmanlara göre ülke genelinde eşi veya eski eşi tarafından fiziksel şiddete maruz bırakılan kadınların oranı %39 Varoşlarda bu oran %97'lere çıkıyor Yaşadıkları fiziksel şiddeti kimseye anlatamayan kadınların oranı %48 5 Herhangi bir sivil toplum örgütüne ve polis, savcılık dahil hiçbir kuruluşa başvurmayanların oranı %92![]() Genel kanının aksine kırsal kesimde ve kentlerde kadına karşı şiddet oranı hemen hemen eşit düzeyde Şiddetin en yoğun yaşandığı bölgeler ise Doğu ve İç Anadolu bölgeleri![]() Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu'ya göre kadına karşı şiddetle mücadelede, kadın ve erkeklerin duyarlılıklarının artırılması, farkındalık yaratılması ve bilinçlendirilmesi ayrıca şiddet mağduru veya risk altındaki kadınlara sunulan hizmetlerde ise kurumsal mekanizmaların eşgüdüm içinde çalışmalarını sürdürmesi gerekiyor ![]() Kadına en temel haklarının iade edilmesinde erkeklerin eğitimine çok önemli rol düşüyor Bu amaçla 2006 yılı Ağustos'unda askerlik hizmetini yapmakta olan er ve erbaşlara verilen yurttaşlık sevgisi eğitim programına kız çocuklarının eğitimi, kadınların istihdamı ve karar alma mekanizmalarına katılımları, kadına yönelik şiddet, töre cinayetleri, kadın hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliği konuları da dahil edildi![]() Eğitim Türkiye'de 1975-2000 döneminde üniversite mezunu kadın sayısı 56 binlerden 910 bine kadar yükselirken, okuma yazma bilmeyen kadın sayısı, hala yüksek seviyede bulunuyor ![]() 2000 yılı itibariyle Türkiye'de 25 yaşın üzerinde okuma yazma bilmeyen kadın sayısı 4 milyon 625 bini buluyor Bu rakam erkeklerde 1 milyon 176 bin kişide kalıyor![]() Türkiye’de ilköğretim çağında olupta okula gitmeyen yaklaşık 1 milyon çocuk var İlköğretim düzeyinde okullulaşmada cinsiyetler arasındaki fark %7 Yani ilköğretim çağında olup da okula gitmeyen kız çocuk sayısı aynı durumdaki erkek çocuk sayısından 600,000 daha fazla![]() Kız çocuklarının eğitiminin önündeki engeller Okul ve dersliklerin yetersizliği; Okulların yerleşim yerlerinden uzak olması ve birçok ailenin kız çocuklarının bu kadar yol gitmesini istememeleri; Ailelerin, çocuklarını, fiziksel koşulları elverişsiz, örneğin tuvaletsiz, su şebekesi olmayan okullara göndermek istememeleri; Birçok ailenin ekonomik güçlük içinde olması; Ailelerin erkekleri kızlara göre önde tutan geleneksel önyargıları; Çocukları evde çalıştırarak aile gelirine ek katkı sağlama eğilimi; Birçok ailenin kızlarının bir an önce evlenmesini eğitimden daha önemli görmesi; Kırsal bölgelerde kadın rol modellerinin nadiren görülmesi ya da hiç olmaması; Orta öğrenim imkanlarının sınırlı olmasının ilköğretime yönelik ilgiyi azaltması [4]Buna karşılık, 1975-2000 döneminde kadınların eğitimde büyük mesafe kaydettikleri de görülüyor Nitekim dönem başında:1 milyon 920 bin seviyesinde olan ilkokul mezunu kadınların sayısı 7 milyon 644 bine, 167 bin olan ortaokul mezunu sayısı 896 bine, 199 bin olan lise mezunu sayısı da 1 milyon 539 bine çıktı ![]() Üniversite mezunu kadın sayısı da 56 binlerden 910 bine kadar yükseldi ![]() Mesleki eğitim Kız çocuklarına mesleki eğitim vermek amacıyla Kız Teknik Öğretim Müdürlüğü 1933 yılında kuruldu Kadın iş gücü Türkiye'de kadınların iş gücüne katılım oranları son derece düşük Erkeklerin hemen hemen yüzde % 70'i, kadınların ise sadece dörtte biri çalışıyor Çalışan erkek sayısı yaklaşık 17 milyon iken çalışan kadın sayısı 6 milyon civarında, yani erkeklerin üçte biri oranında![]() Kadınlardaki işsizlik oranı yüzde 9 4 iken, erkeklerde işsizlik oranının yüzde 10 7 olması kadın işsizliğinin daha düşük olduğu kanısı yaratıyor Ancak bunun nedeni, kadınların işgücüne daha az katılması![]() Türkiye'de tarım dışı kadın çalışanların oranı hızla artıyor 1997 yılında yüzde 17 7 olan bu oran 2003 yılına gelindiğinde yüzde 20 6'ya çıktı![]() Tüm bunlara rağmen, kadın ve erkek çalışanların ücret dengesizliği devam ediyor Türkiye, Dünya Ekonomik Forumu tarafından yayımlanan 2009 Küresel Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi'nde, 134 ülke arasında 129 sırada yer almıştır [5]Ağır işler 1936'da kadınların yeraltında ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılması, ILO sözleşmesi ile yasaklandı ![]() Siyaset Kadınlar siyasi hayatta da var olma mücadelesine ilk kez 1923 yılında başladı Kadınlar, ilk kadın partisi 'Kadınlar Halk Fırkası'nı, Nezihe Muhittin'in başkanlığında 1923 yılında kurmak istedi Ancak partinin kuruluşuna, kadınlara oy hakkı tanımayan 1909 tarihli Seçim Kanunu gereğince valilikçe izin verilmediği için parti girişimi dernekleşme ile sonuçlandı![]() 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet'in ilanıyla birlikte kadınların kamusal alana girmesini sağlayan yasal ve yapısal reformlar hızlandı Tevhid-i Tedrisat Kanunu'nun 3 mart 1924'te çıkarılmasıyla tüm eğitim kurumları Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlanırken, kızlar da erkeklerle eşit haklarla eğitim görmeye başladı![]() Kadınlara siyasetin kapısını aralayan Belediye Yasası, 1930 yılında çıkarıldı Böylece kadınlar belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı kazandı![]() 8 şubat 1935'te TBMM Beşinci Dönem seçimleri sonucunda 17 kadın milletvekili, ilk kez Meclis'e girdi 1936'da yürürlüğe giren İş Kanunu ile kadınların çalışma hayatına düzenleme getirildi![]() Kadınlara köylerde muhtar olma ve ihtiyaç meclisine seçilme hakları ise 1933 yılında Köy Kanunu'nda değişiklik yapılarak verildi Kadınlara siyasetin kapısı 1934'te yapılan Anayasa değişikliği ile seçme ve seçilme hakkı tanınmasıyla tam olarak açıldı ve ilk kadın milletvekilleri TBMM'de yerlerini aldı![]() 1950 yılında ilk kadın belediye başkanı Müfide İlhan Mersin'den seçildi ![]() İlk kadın bakan Türkan Akyol, 1971 yılında göreve atandı ![]() 1989 yılında kadınlara da kaymakamlık yolu açıldı İçişleri Bakanlığı, kaymakamlık sınavlarına kadınların da alınacağını açıkladı Kadının çalışmasını kocanın iznine bağlayan Medeni Kanun'un 159'uncu maddesi, Anayasa Mahkemesi'nce 1990 tarihinde iptal edildi![]() Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kadın vali Lale Aytaman, 1991 yılında Muğla'ya atandı 1993'te İstanbul Üniversitesi'nde ilk Kadın Araştırmaları Ana Bilim Dalı açıldı ve yüksek lisans programı vermeye başladı Aynı yıl Kadın Dayanışma Vakfı, Altındağ Belediyesinin desteğiyle kadın danışma merkezi ve kadın sığınma evini açtı![]() Türkiye Cumhuriyeti tarihinde Başbakan koltuğuna ilk kez bir kadın oturdu Türkiye'nin ilk kadın başbakanı Tansu Çiller, 25 haziran 1993 tarihinde hükümeti kurdu![]() Nüfusun yarısını oluşturan kadınların Meclis'teki temsil oranı ise yok denecek kadar az seviyede bulunuyor Kadın milletvekili sayısı erkek milletvekillerinin sadece yüzde 4 2'sinde kalıyor![]() Türk kadını seçme seçilme hakkına 74 yıl önce kavuştu Ancak 1935'ten 2009'a kadar Meclis'e 8 bin 794 erkek vekile karşılık sadece 236 kadın girebildi![]() Çokeşliliğin kaldırılması ve boşanma hakkı Erkeğin çokeşliliği ve tek taraflı boşanmasına ilişkin düzenlemelerin kaldırıldığı, kadınlara boşanma hakkı, velayet hakkı vemalları üzerinde tasarruf hakkı tanıyan Türk Medeni Kanunu, 17 şubat 1926'da kabul edildi ![]() Doğum izni ve yardımı Kadınların en önemli sorunlarından olan doğum izni, ilk kez 1930 yılında düzenlendi ![]() Kadınlara doğum yardımı ilk kez 1945 yılında 4772 sayılı yasa ile düzenlendi Yaşlılık sigortasının kadın ve erkekler için eşit esaslara göre düzenlenmesi ise 1949 yılında çıkarılan yasa ile gerçekleşti![]() Sağlık Bakanlığı bünyesinde ana çocuk sağlığı hizmetleri verilmesine 1952 yılında başlanırken, gebeliği önleyici araçların satış ve dağıtımının serbest bırakılmasını ve tıbbi zorunluluk halinde kürtaj hakkı tanınmasını düzenleyen 'Nüfus Planlaması Hakkında Kanun' 1965 yılında çıkarıldı ![]() Eşit değerde iş için kadın ve erkek işçiler arasında ücret eşitliğini sağlayan ILO sözleşmesi 1966 yılında onaylandı ![]() 1971'de yasal değişiklikle, 10 haftaya kadar olan gebeliklerin kürtajla sona erdirilmesi ve gönüllü cerrahi sterilizasyon yöntemlerine izin verilirken, kürtaj için evli kadınlara kocadan izin alma koşulu getirildi ![]() Ayrımcılıkla mücadele Türkiye, Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi'ni 1985 yılında imzaladı Sözleşme bir yıl sonra yürürlüğe girdi 1985 yılında 'Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planı'nda kadın konusu, ilk kez bir sektör olarak yer aldı ve bu konuda politikalar belirlendi![]() İlk 'Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi', 1989 yılında İstanbul Üniversitesi'nde kuruldu Bugün üniversiteler bünyesinde kurulan bu merkezlerin sayısı 13'e ulaştı![]() Tecavüzle mücadele Tecavüz mağdurunun hayat kadını olması halinde cezanın indirilmesini öngören Türk Ceza Kanunu'nun 438'inci maddesi, TBMM tarafından 1990 yılında yürürlükten kaldırıldı ![]() Yerel yönetimler özellikle şiddete uğrayan kadınlara yönelik hizmet vermeye başlarken, Türkiye'de ilk kadın sığınma evi, Bakırköy Belediyesi tarafından 1990 yılında açıldı ![]() Yaşam beklentisi 2005 yılı için kadınların yaşam beklentisi 71 3 yıl olarak hesaplanırken, 2030 yılında ortalama yaşam beklentisinin 76 yıla çıkacağı öngörülüyor Bu tarihte Türkiye'deki kadın sayısının erkek sayısının önüne geçmesi bekleniyor![]() 2030 yılında Türkiye'deki kadın sayısının 46 milyon 854 bin, erkek sayısının da 46 milyon 841 bin olacağı tahmin ediliyor ![]() Kadının kendi soyadını kullanabilmesi Kadının evlendikten sonra kocasının soyadını almakla birlikte, kendi soyadını da kullanabilmesi, 1997 yılında Medeni Kanun'da yapılan değişiklikle sağlandı ![]() Zorunlu temel eğitimi beş yıldan sekiz yıla çıkaran kanun, 1997 yılında yürürlüğe girdi Aile içi şiddete uğrayan kişilerin korunması için gerekli tedbirlerin alınmasını düzenleyen 'Ailenin Korunmasına Dair Kanun', 1998'de yürürlüğe girdi![]() Türkiye'de kadın haklarının gelişimine genel bakış İlk dönemde daha çok kadınların eğitim hakkı ile ilgili olarak yapılan düzenlemeler, Avrupa'da yaklaşık aynı yıllarda gerçekleştirilen reformları çok kısa bir zaman aralığıyla izler Örneğin (meslek ve elişi okulları dışında) kızlar için ilk devlet liseleri Prusya'da 1872'de, Fransa'da 1880'de açılmışken Osmanlı Devletinin ilk kız idadisi (lisesi) de 1880'de açılmıştır Viyana üniversitesi ilk kız öğrencisini 1897'de, Sorbonne 1899'da, Alman üniversiteleri 1895 ile 1905 arasında kabul etmiş iken, İstanbul Darülfünun'unda karma öğretim 1914-1921 yılları arasında gerçekleşmiştir![]() Kadınların özel hukuktaki konumuna ilişkin reformlar Türkiye'de II Meşrutiyet döneminde gündeme gelmiş, çok eşlilik ilk kez 1917'de çıkarılan bir yasayla Avrupa normları doğrultusunda düzenlenmiştir Özel hukukta kadın-erkek eşitliği (bazı istisnalarla) 1926 tarihli Medeni Kanun'la gerçekleşmiştir![]() Kadınların siyasi ve mesleki yaşamda hak iddia etmelerinin örneklerine 1908-1914 yıllarından itibaren rastlanırsa da, bu alanda önemli gelişmeler ancak Cumhuriyet döneminde gerçekleşme fırsatını bulmuştur ![]() Kadınlara oy hakkı veren ilk ülke olan Finlandiya'dan (1906) sonra, 1917'de Rusya, 1918'de İngiltere ve Kanada, 1919'da Almanya ve Avusturya, 1920'de ABD ve Macaristan, kadınlara oy hakkı tanımıştır Türkiye'de ise kadınlar, gerçek siyasi seçimlerin henüz yapılmadığı bir dönemde, 1930 ve 1934'te bu hakka kavuşmuştur![]() |
|
|
|