|
![]() ![]() |
|
Konu Araçları |
atatürkün, halinde, maddeler, uzun, yaptığı, yenilikler, ölçülerde |
![]() |
Atatürk'ün Ölçülerde Yaptığı Yenilikler Uzun Maddeler Halinde |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Atatürk'ün Ölçülerde Yaptığı Yenilikler Uzun Maddeler Halindemadde madde ve biraz uzun yazın patlıyacam yhaaaaaa! |
![]() |
![]() |
![]() |
Atatürk'ün Ölçülerde Yaptığı Yenilikler Uzun Maddeler Halinde |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Atatürk'ün Ölçülerde Yaptığı Yenilikler Uzun Maddeler HalindeAtatürk'ün YaptığıYenilikler Atatürk’ün ilke ve gerçekleştirmiş olduğu devrimleri Atatürkçü düşünce sistemi içerisinde inceleyebiliriz ![]() ![]() ![]() ![]() Türkiye Cumhuriyeti’nin güçlenmesi ve gelişmesi Türkiye Cumhuriyetinin her türlü tehlikeye karşı korunabilmesi için Atatürkçülüğün bilinmesi ve bunun hayata geçirilmesi gerekir ![]() ![]() ![]() 1 ![]() ![]() ![]() 2 ![]() ![]() ![]() ![]() 3 ![]() ![]() ![]() 4 ![]() ![]() ![]() 5 ![]() ![]() ![]() 6 ![]() ![]() ![]() ![]() Atatürk’ün ilkelerini incelediğimizde bunların bazı ortak özelliklerinin olduğunu gözlemleriz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() a) Milli egemenlik b) Milli birlik ve beraberlik c) Akılcılık ve bilimsellik d) Çağdaşlılık ve batılılaşma e) İnsanlık ve insan sevgisi f) Özgürlük ve bağımsızlık g) Yurttta sulh cihanda sulh Bu ilkelerin hepsi de farklı olmasına rağmen hepsinin temelinde yenilikçi bir anlayış yatmaktadır ![]() Atatürk toplum hayatını düzenlemek ve ilerlemeyi sağlamış olan batı devletlerine ayak uydurabilmek için bazı devrimler gerçekleştirmiştir ![]() 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 3 ![]() ![]() ![]() ![]() 4 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 5 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ATATÜRKÜN EĞİTİM FELSEFESİ Atatürk’ün eğitim politikası kendi zamanının diğer devlet politikalarından farklıydı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Atatürkçü düşünce sistemi eğitimde; “yaşamda en gerçek yol göstericinin bilim olduğu”nu esas alır ![]() ![]() ![]() Atatürk eğitim için yön belirlerken Osmanlıdan devraldığı mirası göz önünde bulundurmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Atatürk eğitim politikasını oluştururken akıl ve bilimi esas almıştır ![]() ![]() ![]() Maarifimizin böyle kötü şartlar içinde bulunduğu bir sırada Yunanlılarla harp devam etmekte ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu görüşü ile Atatürk geleneksel eğitimin yenilenen Türk toplumunun ihtiyaçlarını gidermekte yetersiz kaldığını belirtmiştir ![]() Atatürk ulusal eğitimin yaygınlaşması için; eğitime ve öğretmenlere çok işin düştüğünü belirterek 24 Mart 1923 günü Kütahya lisesinde yaptığı konuşmada şunları söylemiştir: “Toplumumuzu gerçeğe ve mutluluğa eriştirmek için iki orduya gerek vardır ![]() Eğitimin temel görevinin devletin varlığını sürdürmek olduğunu bilen Atatürk, 27 Ekim 1922 günü yaptığı konuşmada “çocuklarımıza ve gençlerimize vereceğimiz öğrenimin sınırı ne olursa olsun onlara temel olarak şunları öğreteceğiz: 1) Ulusuna 2) Türkiye devletine 3) Türkiye büyük millet meclisine düşman olanlarla savaşma gereği”[4] Büyük eğitimci ve devlet adamı olan Atatürk ün eğitim ve eğitimciye verdiği önemden sonra Türk eğitim modelinin geliştirilmesinde dikkate alınması gereken temel ilkeler vardır ![]() ![]() 1 ![]() ![]() 2 ![]() ![]() 3 ![]() ![]() 4 ![]() ![]() 5 ![]() ![]() Tabi bu ilkeler günümüzde uygulananım derecesi nedir o tartışılır ![]() sistemimizin daha ileri olması için bu ilkelerin uygulanması gerektiği söylenebilir ![]() Atatürk’ün eğitim felsefesini inceledikten sonra günümüzde eğitim cumhuriyetten sonra değişimlere uğramıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() MİLLİ EĞİTİM Eğitim, bir insanın kabiliyet ve davranışlarını geliştirmek, toplumun iyi değerlerini benimsetmek için yapılan işler ve uygulanan yollardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eğitimde geri kalan toplumlar, gelişme ve ilerleme sürecini yakalayamazlar ![]() ![]() ![]() ![]() Her yenileşme hareketinin başarısı, eğitim alanındaki başarıya bağlıdır ![]() ![]() Hiçbir devlet kurucusu Atatürk kadar eğitime önem vermemiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Memleket sorunlarının çözümü ancak iyi bir eğitimle mümkündür ![]() ![]() Eğitim, çağdaş ve millî değerlere bağlı olmalıdır ![]() ![]() ![]() Atatürk, eğitimin yabancı fikirlerden, etkilerden uzak ve millî değerlerimize uygun olmasını istemiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Eğitimin çağdaş ve bilimsel olması gerektiği konusunda ise şunları söylemiştir: "Evet, milletimizin siyasal ve toplumsal hayatında, milletimizin zihinsel eğitiminde de rehberimiz ilim ve fen olacaktır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Atatürk, Kütahya ilimize yaptığı bir gezide öğretmenlere "Memleketimizi, toplumumuzu gerçek hedefe, mutluluğa eriştirmek için iki orduya ihtiyaç vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir devlet, eğitim çağındaki kuşaklara, iyi ve kötüyü, kalkınmayı, millî birlik ve beraberlik ülküsünü ancak eğitimle verebilir ![]() ![]() Genç kuşaklar, güçlü bir millî eğitimle, gerektiğinde millî menfaatler konusunda kendi çıkarlarını hiçe sayan, her türlü fedakârlığı yapmaya hazır bir ruhla yetiştirilmelidir ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Atatürk'ün Ölçülerde Yaptığı Yenilikler Uzun Maddeler Halinde |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Atatürk'ün Ölçülerde Yaptığı Yenilikler Uzun Maddeler HalindeTEVHİD-İ TEDRİSAT KANUNU VE MEDRESELERİN KALDIRILMASI Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde, diğer kurumlar gibi eğitim kurumları da büyük bir çöküntü içinde idi ![]() ![]() Fakat 17 ![]() ![]() Devletin yıkılışını önlemek amacıyla yapılmaya başlanan yenilikler çerçevesinde, eğitim kurumları da yeniden düzenlendi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kurtuluş Savaşı'nın amacı millî birliğin sağlanması ve çağdaşlaşma olduğu için, Osmanlı eğitim sistemi devam ettirilemezdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Büyük zaferden sonra çağdaş bir eğitim sisteminin kurulması için düşündüklerini uygulamaya koydu ![]() ![]() ![]() ![]() 2 Mart 1926'da maarif teşkilâtı hakkındaki kanun kabul edildi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() YENİ TÜRK HARFLERİN KABULÜ Cumhuriyet Dönemi'nin en önemli inkılâplarından birisi de Harf İnkılâbı'dır ![]() Türkler, tarih boyunca değişik alfabeler kullanmışlardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Atatürk, Millet Mektepleri Başöğretmeni ilân edildi (24 Kasım 1928) ![]() İleti konusu: Atatürk'ün Devrimleri DİL DEVRİMİ Dil, milli yapıyı oluşturan, sağlamlaştıran ortak bağdır ![]() ![]() ![]() ![]() Atatürk'ün 1932 yılında başlattığı dil devrimi çalışmalarına, milli kültür politikasının gerekli kıldığı bir anlayışla eğilmiştir ![]() ![]() ![]() SALTANATIN KALDIRILMASI Mudanya Mütarekesi'nden sonra, Lozan Barış Konferansı için hazırlıklar başlayınca, Osmanlı Hükümeti, Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti yanında konferansa katılmak arzusunda olduğunu bildirdi ![]() ![]() Sadrazamı Tevfik Paşa'nın barış konferansında görüş ve sözbirliği, Büyük Millet Meclisi Başkanlığına çektiği telgraf, Mecliste tepkiyle karşılandı ![]() ![]() 1921 ve 1924 ANAYASALARI 20 Ocak 1921 Anayasası (Teşkilatı Esasiye Kanunu) 20 Ocak 1921'de kabul edilen Anayasa, 23 asıl, bir de ayrı madde halinde iki kısım olarak düzenlenmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 20 NİSAN 1924 Anayasası 1924 Anayasası, dayandığı ilkeler bakımından, 1789 Fransız İhtilali'nden itibaren gelişen ferdiyetçi ve hürriyetçi hukuki ve siyasi ideolojiyi temsil etmekte ve aynı zamanda siyasi fikir akımlarının tarihi gelişmesinden de faydalanmaktadır ![]() ![]() ![]() 1924 Anayasası, egemenliğin yalnızca millete ait olduğu ve ancak TBMM tarafından kullanılacağı esasına uygun olarak hazırlanmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ULUSLARARASI SAAT ve TAKVİMİN KABUL EDİLMESİ Ölçülerde Değişiklikler Takvimde Değişiklik Ayın hareketlerine göre ayları gösteren, saat, rakam ve tatil günleri, gerek memleketin iç hayatında, gerekse dünya ile olan ilişkilerimizde büyük güçlük çıkartıyor, çalışma hayatımızda karışıklıklara neden oluyordu ![]() ![]() ![]() Hafta tatili olarak kabul edilen cuma yerine, pazar gününün resmi hafta tatili günü olması ise, 1935'te çıkarılan bir kanunla sağlanmıştır ![]() SOYADI KANUNU Kişinin soyadının bulunmaması toplum hayatında karışıklara neden oluyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 21 Haziran 1934'te çıkarılan 2525 sayılı Soyadı Kanunu ile her vatandaşın öz adından başka bir de, soyadı taşıması zorunlu kılındı ![]() ![]() ![]() Soyadı kanununun kabulünden sonra 24 Kasım 1934 yılında 2258 Sayılı Kanunla, TBMM Türk milletinin bir şükran ifadesi olarak, Gazi Mustafa Kemal Paşaya Atatürk soyadını vermiştir ![]() SANAYİ Milli Mücadelenin sonucunda, İstanbul, İzmir ve Adana'da hurda bir durum arz eden birkaç dokuma fabrikası ile İstanbul'da harap bir askeri fabrika, ülkenin sanayi gücünü oluşturuyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu dönemde devlet, temel tüketim ve ara malları alanında ithal ikamesi sağlamak amacıyla üç beyaz ve üç siyah projesine öncelik vermiştir ![]() ![]() ![]() Devlet bu dönemde, doğrudan sanayi yatırımlarına hemen hemen hiç iltifat etmemiş, faaliyetini daha çok insan yetişmesine, eğitime ve altyapı yatırımlarına yöneltmiş, sanayinin özel teşebbüs tarafından yaratılabileceğini varsaymıştır ![]() ![]() 1931 yılında iktidar partisi CHP, özel sektör girişimlerinin ülke kalkınmasında yetersiz kalması sonucu, programına devletçiliği almış, hazırlık ve çalışma devresinden sonra, 1 ![]() ![]() 1935 yılında yeraltı kaynaklarının araştırılması için Maden Tetkik Arama Enstitüsü (MTA), elektrik enerji kaynaklarının değerlendirilmesi için Elektrik İşleri Etüd İdaresi (EİE), maden ve elektrik işletmelerini kurmak ve işletmek amacıyla Etibank kurulmuştur ![]() 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Atatürk'ün Ölçülerde Yaptığı Yenilikler Uzun Maddeler Halinde |
![]() |
![]() |
#4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Atatürk'ün Ölçülerde Yaptığı Yenilikler Uzun Maddeler HalindeTÜRK ALFABESİNİN KABULÜ 1 Kasım 1928'de Latin esasından alınan harfler, (Türk dilinin özelliklerini belirten işaretlere de yer vererek) "Türk harfleri" adıyla 1353 Sayılı Kanunla kabul edilmiştir ![]() ![]() Arap harflerinin Türkler tarafından kullanılması, İslamiyet'in kabulünden sonra başlamış ancak bu harfler, Türk diline hiç bir zaman uyamamıştır ![]() ![]() ![]() ![]() Atatürk, 9 Ağustos 1928 gecesi İstanbul'da Sarayburnu Parkı'nda düzenlenmiş bir şenlik sırasında, Harf Devrimini halka duyurmuştur; "Arkadaşlar, güzel dilimizi ifade etmek için yeni Türk harflerini kabul ediyoruz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1 Kasım 1928'de Latin alfabesine dayalı yeni Türk Alfabesinin kabulünden sonra, 24 Kasım 1928'de yayımlanan Millet Mektepleri Talimatnamesi gereğince, yurdun her köşesinde Millet Mektepleri açılmış, halka yeni harflerle okuma yazma öğretilmiştir ![]() ![]() TARİKAT, TEKKE ZAVİYE ve TÜRBELERİN KAPATILMASI Osmanlı toplum ve eğitim hayatında önemli bir yere sahip olan tekke ve zaviyeler zamanla yozlaşmış ve toplumsal alanda bölünme ve gruplaşmalara sebep olmuştu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 30 Kasım 1925 tarih ve 677 sayılı kanunla tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması kabul edilmiş ve birtakım unvanların kullanılması yasaklanmıştır ![]() ![]() ŞAPKA, KILIK ve KIYAFET DEVRİMİ Atatürk, 23 Ağustos 1925'te Kastamonu ve İnebolu'ya yaptığı seyahatlerde şapkayı halka göstererek giysi devriminin ilk işaretini verdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() CUMHURİYET'İN İLANI Türkiye Büyük Millet Meclisi, 1 Kasım 1922'de aldığı tarihi kararında, saltanata son vermiştir ![]() ![]() ![]() Türkiye Büyük Millet Meclisi, 1 Nisan 1923'te seçimlerin yenilenmesine karar vermiş ve yeni kurulan Meclis, Lozan'da elde edilen antlaşmayı onaylamıştır ![]() ![]() ![]() Cumhuriyet'in Kabulü 25 Ekim 1923 günü gelişen bir kabine bunalımı, Büyük Millet Meclisi'nde çalışma güçlüğünü ortaya çıkardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Grupta cereyan eden uzun müzakereler sonunda, Cumhuriyetin ilanı kabul edildi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ANKARA'NIN BAŞKENT OLUŞU Lozan Barış Antlaşması'nın TBMM tarafından onaylanmasından sonra, İstanbul 23 Eylül 1923'ten itibaren tahliye edilmeye başlandı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İsmet Paşa'ya göre; Ankara'nın hükümet merkezi olması meselesinin, hilafetle bir ilgisi yoktur ![]() ![]() Teklif edilen Anayasa maddesi gayet kısadır: Türkiye Devletinin makarrı idaresi Ankara şehridir ![]() ![]() ![]() 13 Ekim 1923'te TBMM'de kabul edilen tek maddelik bir yasa ile Ankara, yeni devletin başkenti olmuş ve böylece devlet merkezinin İstanbul olacağı yolundaki çekişmelere son verildiği gibi, Cumhuriyetin ilanı için de bir adım atılmıştır ![]() ![]() ANKARA'NIN BAŞKENT OLMASI İÇİN TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI'NA VERİLEN ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ TEKLİFİ Yüksek Başkanlığa, Lozan Antlaşması'nın tamamlayıcılarından tahliye protokolünün uygulanması son bulmuş ve baştan başa yabancı işgalinden kurtulan Türkiye'nin fiilen kuruluşu tahakkuk eylemiştir ![]() ![]() ![]() Bir devletin merkezini tayin için esas olacak düşünce, yeni Türkiye'nin idare merkezinin Anadolu'da ve Ankara şehrinin seçilmesini gerekli kılmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() Kanun maddesi : Türkiye Devleti'nin idare merkezi Ankara şehridir ![]() ![]() ![]() ![]() HALİFELİĞİN KALDIRILMASI 1 Kasım 1922'de saltanatın kaldırılması ile, Sultan-Halife gibi, çifte görevi olan Osmanlı hükümdarının elinden egemenlik hakları, devlet yetkileri alınmıştı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bazı politikacılar ise; "Hilafet aynı hükümettir, hilafetin hukuk ve görevini iptal etmek hiç kimsenin hiç bir meclisin elinde değildir" diyerek, Halife'yi, Padişah gibi yaşatmak istiyorlardı ![]() ![]() ![]() 3 Mart 1924 tarihli, "Hilafetin ilgasına ve Hanedan-ı Osmaniye'nin Türkiye Cumhuriyeti memalik-i hariciyesine çıkarılmasına dair kanun"la hilafet kaldırılmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() TÜRK MEDENİ KANUNU 17 Şubat 1926'da kabul edilen Türk Medeni Kanunu ve 22 Nisan 1926'da kabul edilen Borçlar Kanunu İsviçre'den, 1 Mart 1926'da kabul edilen Ceza Kanunu ise 1889 tarihli İtalyan Ceza Kanunu'ndan alınarak yürürlüğü girmiştir ![]() ![]() 17 Şubat- 1926'da kabul edilen Medeni Kanun, Türkiye'de laik bir özel hukuk sisteminin başlangıcını teşkil etmiştir ![]() ![]() ![]() TARIMDA DEVRİM Büyük zaferin kazanılmasından önce, Mustafa Kemal Paşa, 1 Mart 1922 tarihinde TBMM'yi açış konuşmasında köylü ve tarım sorunlarına eğilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Köylünün en büyük sıkıntısı, aşar veya öşür denilen mahsulünün onda birini vergi olarak ödemesiydi ![]() ![]() ![]() 1925'te çıkarılan başka bir kanunla Hükümet, köylüyü topraklandırmak amacı ile bedelini yirmi yılda ödemek üzere toprak dağıttı ![]() ![]() ![]() ![]() Köylüye yararlı olmak ve yardım sağlamak amacı ile tohum ıslah istasyonları, numune çiftlikleri açıldı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|