Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Genel Bilgiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bilgi, biyografisi, fazıl, hakkında, hayatı, kısakürek, necip

Necip Fazıl Kısakürek (Necip Fazıl Kısakürek Hayatı Ve Biyografisi Hakkında) Bilgi

Eski 09-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Necip Fazıl Kısakürek (Necip Fazıl Kısakürek Hayatı Ve Biyografisi Hakkında) Bilgi



Necip Fazıl Kısakürek (Necip Fazıl Kısakürek Hayatı Ve Biyografisi Hakkında) Bilgi
Necip Fazıl Kısakürek (Necip Fazıl Kısakürek Hayatı Ve Biyografisi Hakkında) Bilgi

Necip Fazıl Kısakürek (Necip Fazıl Kısakürek Hakkında)

NECİP FAZIL KISAKÜREK

(26 Mayıs 1905 - 25 Mayıs 1983)
HAYATI
Maraş'lı bir soydan gelen Necip Fazıl'ın çocukluğu, mahkeme reisliğinden emekli büyük babasının İstanbul Çemberlitaş'taki konağında geçti İlk ve orta öğrenimini Amerikan ve Fransız kolejleri ile Bahriye Mektebi'nde (Askeri Deniz Lisesi) tamamladıLisedeki hocaları arasında dönemin ünlülerinden Yahya Kemal,Ahmet Hamdi(Akseki),İbrahim Aşki gibi isimler vardı
İstanbul Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'nü bitirdikten (1924) sonra gönderildiği Fransa'da Sorbonne Üniversitesi Felsefe Bölümünde okudu Paris'te geçen bohem günlerinden sonra,Türkiye'ye dönüşünde Hollanda,Osmanlı ve İş Bankalarında müfettiş ve muhasebe müdürü olarak çalıştı Bir Fransız okulu,Robert Kolej,İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi, Ankara Devlet Konservatuarı,Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nde hocalık yaptı(1939-43)Sonraki yıllarında fikir ve sanat çalışmaları dışında başka bir işle meşgul olmadı
Şairliğe ilk adımını on yedi yaşında iken,annesinin arzusuyla başladı ve ilk şiirleri Yeni Mecmua'da yayımlandıMilli Mecmua ve Yeni Hayat dergilerinde çıkan şiirleriyle kendinden söz ettirdikten sonra,Paris dönüşü yayımladığı Örümcek Ağı ve Kaldırımlar adlı şiir kitapları onu çok genç yaşta çağdaşı şairlerin en önüne çıkararak edebiyat çevrelerinde büyük bir hayranlık ve heyecan uyandırdıHenüz otuz yaşına basmadan çıkardığı yeni şiir kitabı Ben ve Ötesi (1932) ile en az öncekiler kadar takdir toplamayı sürdürdü
Şöhretinin zirvesinde iken felsefi arayışlarını sürdürüp içinde yeni bir dönemin doğum sancısını hisseden Necip Fazıl için 1934 yılı gerçekten de hayatının yeni bir dönemine başlangıç olurBohem hayatını en koyu rengiyle yaşadığı günlerde Beyoğlu Ağa Camii'nde vaaz vermekte olan Abdülhakim Arvasi ile tanışır ve bir daha ondan kopamazNecip Fazıl'ın hemen tümünde üstün bir ahlak felsefesinin savunulduğu tiyatro eserlerini birbiri ardına edebiyatımıza kazandırması bu döneme rastlarTohum, Para, Bir Adam Yaratmak gibi piyesleri büyük ilgi görürBu eserlerden Bir Adam Yaratmak,Türk tiyatrosunun en güçlü oyunlarındandır
Necip Fazıl'ın şairliği ve oyun yazarlığı kadar önemli yönü,çıkardığı dergilerle düşünce hayatımıza kattığı zenginlik ve bu dergilerde çıkan yazılarla sürdürdüğü mücadeledirHaftalık Ağaç dergisi(1936,17 sayı) dönemin ünlü edebiyatçılarının toplandığı bir okul olmuşturBüyük Doğudergisinde çıkan yazılarıyla İsmet Paşa ve tek parti (CHP) yönetimine şiddetli bir muhalefet sürdürmesi sonucu hakkında açılan çok sayıda davada yüzlerce yıl hapsi istendi,163 maddeye aykırı bulunan yazıları ve kimi zaman da bulunan bahanelerle birkaç yılda bir hapse mahkum olduCinnet Mustatili adlı eserinde hapishane anıları yer alırSık sık kapatılan ve çeşitli bahanelerle toplatılan Büyük Doğu'nun çıkmadığı sürelerde günlük fıkra ve çeşitli yazılarını Yeni İstanbul, Son Posta, Babıalide Sabah, Bugün, Milli Gazete, Hergün ve Tercüman gazetelerinde yayımlandı Büyük Doğu'da çıkan yazılarında kendi imzası dışında Adıdeğmez, Mürid, Ahmet Abdülbaki gibi müstear isimler kullandı1962 yılından itibaren de hemen hemen tüm Anadolu şehirlerinde verdiği konferaslarla büyük ilgi topladıBaşta İdeolocya Örgüsü (1959) olmak üzere düşünce eserleriyle kültür hayatımıza verdiği büyük hizmet, diğer tüm yönlerini bile geride bırakacak üstünlüktedir
1980'de Kültür Bakanlığı Büyük Ödülü'nü, 'İman ve İslam Atlası' adlı eseriyle fikir dalında Milli Kültür Vakfı Armağanı'nı (1981),Türkiye Yazarlar Birliği Üstün Hizmet Ödülü'nü (1982) almış beratla 'Sultan-üş Şuara' (Şairlerin Sultanı) ünvanını kazanmıştır

VASİYETİ

1- Bu vasiyet,çoluk-çoğumun ve şahsi yakınlarımın dar ve hususi kadrosundan ziyade,onların da içinde olduğu geniş ve umumi zümreyi muhatap tutuyorBaşta gerçek Türk'ün ruh köküne bağlı yeni gençlik, şu kadar yıllık mücadele hayatımda beni okumuş veya dinlemiş her fert,kısaca Allah ve Resulüne perçinli herkesOnlara hitap ediyorum ve dileklerimin yerine getirilmesi için gerekli çalışmayı işte bu yeni gençliğe ısmarlıyorum! Eğer üzerilerinde bir hakkım varsa,Hesap Gününde tek tek sorumludurlar Emanetim, beni seven ve İslam davasında bir hak sahibi olduğumu kabul eden herkese
2- Fikir ve duyguda vasiyete lüzum görmüyorumBu bahiste bütün eserlerim,her kelime,cümle,mısra ve topyekün ifade tarzım vasiyettir Eğer bu kamusluk bütünü tek ve minicik bir daire içinde toplamak gerekirse söylenecek söz "Allah ve Resulü;başka herşey hiç ve batıl"demekten ibarettir
3- "Büyük Doğu Yayınları" kitabevi kuruluncaya kadar şunun bunun neşrettiği eserlerim arasında mukaddes ölçülere karşı küçük ve hafif çapta laubali,dikkatsiz ve ciddiyetsiz,hürmet ve haşyetten mahrum ve ne varsa -isterse nokta veya virgül olsun-onları reddediyor, malım olmaktan çıkarıyor ve bütün sorumluluğumu,bundan böyle kendi idare, murakabe ve firmam altında çıkaracağım eserlere bağlıyorumİnşallah Hak bana onları dünya gözüyle bütünleşmiş ve tamamlanmış gösterir, arkamdan gelecekler de bu örneklere göre devam ederler,virgül oynatmaktan bile çekinirlerİslama pazarlıksız ve sımsıkı bağlanmadan önceki şiirlerim ve yazılarım arasında hatta küfre kadar gidenler ise,çoktan beri eser çerçevem dışına çıkarıldığı,herbirinden ayrı ayrı istiğfar edildiği ve çöp tenekesine atıldığı için nereden nereye geldiğimi göstermekte bile kullanılmamalı ve onlarla müminleri benden çevirmek isteyeceklere -çok denenmiştir- şu cevap verilmelidir: "Koca HzÖmer bile Allahın Resulünü öldürmeye davranmış ve peşinden bütün sahabilerin, derecede ikincisi olmak gibi bir şerefe ermiştirHiç ona bu ilk davranışından ötürü sonradan dil uzatan olmuşmudur? Belki o noktadan bu noktaya gelmekte faziletlerin en büyüğü vardır"
Eserlerim mevzuunda vasiyetim kısaca şu:İlk yazılarımdan birkaçı asla benim değil;sonrakiler de en dakik şeriat mihengine vurulduktan,yani nasip olursa tarafımdan bütünleştirildikten sonra benimBir kısmını şimdiden tamamlamış bulunduğum eserlerim üzerinde bu ölçüyü devam ettirmek ve en titiz murakabeyi sürdürmek borcu ise,mirascılarımın ve manevi mirasçım gençliğinBen öldükten sonra kim ve ne suretle eserlerimin üzerinde gizli bir tasarrufa kalkar da ölçüyü hafifçe bile olsa örselerse,tezgahını başına yıkınız!
En büyük korkularımdan biri,nice müellifin başına geldiği gibi,ölümümden sonraki tahriflerdir
4-Beni,ayrıca hususi vasiyetimde gösterdiğim gibi,İslami usullerin en incelerine riayetle gömünüz! Burada,umumi vasiyette de belirtilmesi gereken bir noktaya dokunmalıyım:
1935 yılında,Mürşidim ve Kurtarıcım Esseyyid Abdülhakim Efendi Hazretlerine, bir yazımı okumuştumBu yazı,kendilerini tanıdıktan sonraki dünya görüşüme ait olarak,zamanenin bize aykırı,meşhur bir gazetesinde çıkmıştı ve Türkün tarih muhasebesini İslami tefekkür noktası etrafında çerçeveliyordu Yazıyı ellerine aldılar,kalem istediler ve üstüne öz elleriyle "altın ile yazılacak yazı"buyurdular İşte hususi zarfında duran bu kesilmiş makaleyi,bütün eserlerimin tasdiknamesiolarak kefenime iliştirsinler
5-Nasıl,nerede ve ne şekilde öleceğimi Allah bilirFakat imkan aleminde en küçük pay bulundukça,biricik dileğim Ankara'da Bağlum nahiyesindeki yalçın mezarlıkta, Şeyhimin civarına defnedilmektir Elden gelen yapılsın
6-Cenazeme çiçek ve bando muzika gönderecek makam ve şahıslara uzaklığımız ve kimsenin böyle bir zahmete girişmeyeceği malum Fakat bu hususta bir muziplik zuhur edecek olursa, ne yapılmak gerektiği de beni sevenlerce malumÇiçekler çamura ve bando yüzgeri koğuşuna
7-Cenazemde, namazıma durmayacaklardan hiç kimseyi istemiyorum! Nede, kim olursa olsun, kadınVe bilhassa, ölü simsarı cinsinden imam! Ve "bid'at" belirtici hiçbirşey! Başucumda ne nutuk,ne şamata, ne medh,ne şu,ne buSadece Fatiha ve Kur'an
8-Mezarımda ilahi ve ulvi isim ve sıfatlardan ve benim beşeri ve süfli isim ve sıfatlarımdan hiçbir iz bulunmayacakMevlid de istemem! Onu,uhrevi rüşvet vasıtası yapanlara bırakınız! Sadece Kur'an
9-Şimdi sıra en büyük dileğimdeMüslümanlardan,Eğer bu davada hizmetim geçtiğine inanan varsa,şunları istiyorum: Her ferdin,herhengi bir kifayet hesabına yanaşmaksızın,benim için "Necip Fazıl'ın kaza borcuna karşılık" niyeti ile bir günlük (Beş vakit) namaz kılması ve yine birgün oruç tutması Mevtanın ardından, onun için kaza namazı Şafii içtihadında caizdir ve aynı içtihat Hanefilerce de rahmettir
Her ferdin,en aşağı yüz Tevhid kelimesi okuyup sevabının mislini bana hediye etmesi70 bine dolması lazımBir de,üzerimde hakkı olanların bunu Allah rızası için helal etmeleri
Ölünceye dek,üzerimdeki Allah ve kul haklarından mümkün olanını ödeyebilmek için elimden geldiği kadar cehdetmek azmindeysem de ne olacağını,nereye,hangi noktaya varabileceğimi bilmiyorum ve yardımı müslümanlardan bekliyorum "Şey'en lillah"tabiriyle bana Allah için birşey veriniz!Yardımınızı esirgemeyiniz!
10-Allahı,Allah dostlarını ve düşmanlarını unutmayınız! Hele düşmanlarını! Olanca sevgi ve nefretinizi bu iki kutup üzerinde toplayınız!
11-Benide Allah ve Resul aşkının yanık bir örneği ve ardından bir takım sesler bırakmış divanesi olarak arada bir hatırlayınız!

GENÇLİĞE HİTABE
Bir gençlik, bir gençlik, bir gençlik
"Zaman bendedir ve mekân bana emanettir!" şuurunda bir gençlik
Devlet ve milletinin 7 asırlık hayatında dört devre
Birincisi iki buçuk asır Aşk, vecd, fetih ve hakimiyet
İkincisi üç asır Kaba softa ve ham yobaz elinde sefalet ve hezimet
Üçüncüsü bir asır Allahın, Kur'an'ında "belhümadal - hayvandan aşağı" dediği cüce taklitçilere ve batı dünyasına esaret Ya dördüncüsü ?
Son yarım asır! İşgal ordularının bile yapamayacağı bir cinayetle, madde plânında kurtarıldıktan sonra ruh plânında ebedi helake mahkumiyet
İşte tarihinde böyle dört devre bulunduğunu gören Bunları, yükseltici aşk, süründürücü satıhçılık, çürütücü taklitçilik ve öldürücü küfür diye yaftalayan ve şimdi, evet şimdi
Beşinci devrenin kapısı önünde nur infilakı yeni bir şafak fışkırışını gözleyen bir gençlik
Gökleri çökertecek ve son moda kurbağa diliyle bütün "dikey"leri "yatay" hale getirecek bir çığlık kopararak "mukaddes emaneti ne yaptınız?" diye meydan yerine çıkacağı günü kollayan bir gençlik
Dininin, dilinin beyninin, ilminin, ırzının,evinin, kininin, kalbinin dâvacısı bir gençlik
Halka değil, Hakka inanan, meclisinin duvarında "Hakimiyet Hakkındır" düsturuna hasret çeken, gerçek adâleti bu inanışta bulan ve halis hürriyeti Hakka kölelikte bilen bir gençlik
Emekçiye "Benim sana acıdığım ve seni koruduğum kadar sen kendine acıyamaz, kendini koruyamazsın! Ama sen de, zulüm gördüğün iddiasıyla, kendi kendine hakkı ezmekte ve en zalim patronlardan daha zalim istismarcılara yakanı kaptırmakta başı boş bırakılamazsın!" diyecek
Kapitaliste ise "Allah buyruğunu ve Resul emrini kalbinin ve kasanın kapısına kazımadıkça serbest nefes bile alamazsın!" ihtarını edecekKökü ezelde ve dalı ebedde bir sistemin, aşkına,vecdine, diyalektiğine, estetiğine, irfanına, idrâkine sahip bir gençlik
Bir buçuk asırdır türlü buhranlar içinde yanıp kavrulan ve bunca keşfine rağmen başını yarasalar gibi taştan taşa çalarak kurtuluşunu arayan batı adamının bulamadığı, Türk'ün de yine bir buçuk asırdır işte bu hasta batı adamında bulduğunu sandığı şeyi, o mübarek oluş sırrını, her sistem ve mezhebe ortada ne kadar illet varsa devasının ve ne kadar cennet hayâli varsa hakikatinin,İslâmda olduğunu gösterecek ve bu tavırla yurduna, İslâm âlemine ve bütüıı insanlığa model teşkil edecek bir gençlik
"Kim var?" diye seslenilince, sağına ve soluna bakmadan fert fert "ben varım!" cevabını verici, her ferdi "benim olmadığım yerde kimse yoktur!" fikrini besleyici bir dâva ahlakına kaynak bir gençlik
Can taşıma liyakatini, canların canı uğrunda can vermeyi cana minnetsayacak kadar gözü kara ve o nispette usule, stratejiye uygun bir gençlik
Büyük bir tasavvuf adamının benzetişiyle zifiri karanlıkta, ak sütün içindeki ak kılı farkedecek kadar gözü keskin; ve gerçek kahramanlık mâdeniyle sahtesini ayırdetmekte kuyumcu ustası bir gençlik
Bugün komik üniversitesi, hokkabaz profesörü, yalancı ders kitabı, demagog politikacısı,çıkartma kâğıdı şehri, muzahrafat kanalı sokağı, takma diş fabrikası, fuhuş albümü gazetesi,mümin zindanı mâbedi, temeli yıkık ailesi, hasılı kendisini yetiştirecek bütün cemiyet müesseselerinden aldağı zehirli tesiri üzerinden atabilecek, kendi öz talim ve terbiyesine memur vasıtalara kadar nefsini koruyabilecek, destanlık bir meydan savaşı içinde ve bu savaşı mutlaka kazanmakla vazifeli bir gençlik
Annesi, babası, ninesi ve dedesi de içinde olsa, gelmiş ve geçmiş bütün eski mümin nesillerden hiçbirini beğenmeyecek, onlara "siz güneşi ceplerinizde kaybetmiş marka müslümanlarısınız !Gerçek müslüman olsaydınız bu hallerden hiçbiri başımıza gelmezdi!" diyecek ve gerçek müslümanlığın "nasıl" ını ve "ne idüğü" nü her haliyle gösterecek bir gençlik
Tek cümleyle, Allahın, kâinatı yüzü suyu ,hürmetine yarattığı Sevgilisinin fezâyı bütün yıldızlariyle manto gibi saran mukaddes eteğine tutunacak, ve O'ndan başka hiçbir tutamak,dayanak, sığınak tanımayacak ve O'nun düşman larını ancak kubur farelerine lâyık bir muameleye tâbi tutacak bir gençlik
İşte bu gençliği, bu gençliğin ilk filizlerini karşımda görüyorumŞekillenmesi,billurlaşması için 30 küsur yıldır, devrimbazlık kodamanların viski çektiği kamış borularla kalemime ciğerîmden kan çekerek yırtındığım, paralandığım ve zindanlarda süründüğüm bu gençlik karşısında, uykusuz, susuz, ekmeksiz, başımı secdeye mıhlayıp bir ömür Allaha hamd etme makamındayım Genç adam! Bundan böyle senden beklediğim şudur: Tabutumu öz ellerinle musalla taşına koyarken, Anadolu kıtası büyüklüğündeki dâva taşını da gediğine koymayı unutma ve bunu tek vasiyetim bil!
Allahın selâmı üzerine oIsun
Surda bir gedik açtık; mukaddes mi mukaddes!
Ey kahbe rüzgâr, artık ne yandan esersen es!
Necip Fazıl

ESERLERİ
1-Hikayelerim
2-Cinnet Mustatili
3-Bir Adam Yaratmak
4-Çile
5-Kafa Kağıdı
6-O ve Ben
7-Yunus Emre
8-At'a Senfoni
9-Para
10-Sahte Kahramanlar
11-Hazret-i Ali
12-Tanrı Kulundan Dinlediklerim
13-İhtilal
14-Moskof
15-Tohum
16-Aynadaki Yalan
17-Reis Bey
18-Batı Tefekkürü ve İslam Tasavvufu
19-Babıali
20-Sosyalizm,Komünizm ve İnsanlık
21-Hitabeler
22-Peygamberler Halkası
23-İbrahim Ethem
24-Hesaplaşma
25-Esselam
26-Dünya Bir İnkilap Bekliyor
27-Hac
28-Tarih Boyunca Büyük Mazlumlar
29-Türkiye'nin Manzarası
30-Çerçeve-I
31-Nur Harmanı
32-İman ve İslam Atlası
33-Müdafaalarım
34-Veliler Ordusundan 333
35-Benim Gözümde Menderes
36-İdeolocya Örgüsü
37-Mümin-Kafir
38-Senaryo Romanlarım
39-Çöle İnen Nur
40-Son Devrin Din Mazlumları
41-Öfke ve Hiciv
42-Sabır Taşı
43-Ulu Hakan IIAbdülhamid Han
44-Başbuğ Velilerden 33
45-Çerçeve-II
46-Konuşmalar
47-Rabıta-i Şerife
48-Doğru Yolun Sapık Kolları
49-Başmakalelerim-I
50-Tasavvuf Bahçeleri
51-Çerçeve-III
52-Namık Kemal
53-Hücum Ve Polemik
54-Rapor 1/3
55-Rapor 4/6
56-Rapor 7/9
57-Rapor 10/13
58-Yeniçeri
59-Reşahat
60-Başmakalelerim-II
61-Mektubat
62-Başmakalelerim-III
63-Çerçeve-IV
64-Gönül Nimetleri


Alıntı Yaparak Cevapla

Necip Fazıl Kısakürek (Necip Fazıl Kısakürek Hayatı Ve Biyografisi Hakkında) Bilgi

Eski 09-11-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Necip Fazıl Kısakürek (Necip Fazıl Kısakürek Hayatı Ve Biyografisi Hakkında) Bilgi



KALDIRIMLAR

sokaktayım kimsesiz bir sokak ortasında
yürüyorum ardıma bakmadan yürüyorum
yolumun karanlığa saplanan noktasında
sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum

kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık
evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar
in cin uykuda yalnız iki yoldaş uyanık
biri benim biri de serseri kaldırımlar

içimde damla damla bir korku birikiyor
sanıyorum her sokak başını kesmiş devler
üstüme camlarını hep simsiyah dikiyor
gözüne mil çekilmiş bir ama gibi evler

kaldırımlar çilekeş yalnızların annesi
kaldırımlar içimde yaşamış bir insandır
kaldırımlar duyulur ses kesilince sesi
kaldırımlar içimde kıvrılan bir lisandır

bana düşmez can vermek yumuşak bir kucakta
ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum
aman sabah olmasın bu karanlık sokakta
bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum

ben gideyim yol gitsin ben gideyim yol gitsin
iki yanımdan aksın bir sel gibi fenerler
tak tak ayak sesimi aç köpekler işitsin
yolumun zafer takı gölgeden taş kemerler

ne sabahı göreyim ne sabah görüneyim
gündüzler size kalsın verin karanlıkları
ıslak bir yorgan gibi sımsıkı bürüneyim
örtün üstüme örtün serin karanlıkları

uzanıverse gövdem taşlara boydan boya
alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi
dalıp sokaklar kadar esrarlı bir uykuya
ölse kaldırımların kara sevdalı eşi

Alıntı Yaparak Cevapla

Necip Fazıl Kısakürek (Necip Fazıl Kısakürek Hayatı Ve Biyografisi Hakkında) Bilgi

Eski 09-11-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Necip Fazıl Kısakürek (Necip Fazıl Kısakürek Hayatı Ve Biyografisi Hakkında) Bilgi



Necip Fazıl Kısakürek (Necip Fazıl Kısakürek Hakkında)

GENÇLİĞE HİTABE
Bir gençlik, bir gençlik, bir gençlik
"Zaman bendedir ve mekân bana emanettir!" şuurunda bir gençlik
Devlet ve milletinin 7 asırlık hayatında dört devre
Birincisi iki buçuk asır Aşk, vecd, fetih ve hakimiyet
İkincisi üç asır Kaba softa ve ham yobaz elinde sefalet ve hezimet
Üçüncüsü bir asır Allahın, Kur'an'ında "belhümadal - hayvandan aşağı" dediği cüce taklitçilere ve batı dünyasına esaret Ya dördüncüsü ?
Son yarım asır! İşgal ordularının bile yapamayacağı bir cinayetle, madde plânında kurtarıldıktan sonra ruh plânında ebedi helake mahkumiyet
İşte tarihinde böyle dört devre bulunduğunu gören Bunları, yükseltici aşk, süründürücü satıhçılık, çürütücü taklitçilik ve öldürücü küfür diye yaftalayan ve şimdi, evet şimdi
Beşinci devrenin kapısı önünde nur infilakı yeni bir şafak fışkırışını gözleyen bir gençlik
Gökleri çökertecek ve son moda kurbağa diliyle bütün "dikey"leri "yatay" hale getirecek bir çığlık kopararak "mukaddes emaneti ne yaptınız?" diye meydan yerine çıkacağı günü kollayan bir gençlik
Dininin, dilinin beyninin, ilminin, ırzının,evinin, kininin, kalbinin dâvacısı bir gençlik
Halka değil, Hakka inanan, meclisinin duvarında "Hakimiyet Hakkındır" düsturuna hasret çeken, gerçek adâleti bu inanışta bulan ve halis hürriyeti Hakka kölelikte bilen bir gençlik
Emekçiye "Benim sana acıdığım ve seni koruduğum kadar sen kendine acıyamaz, kendini koruyamazsın! Ama sen de, zulüm gördüğün iddiasıyla, kendi kendine hakkı ezmekte ve en zalim patronlardan daha zalim istismarcılara yakanı kaptırmakta başı boş bırakılamazsın!" diyecek
Kapitaliste ise "Allah buyruğunu ve Resul emrini kalbinin ve kasanın kapısına kazımadıkça serbest nefes bile alamazsın!" ihtarını edecekKökü ezelde ve dalı ebedde bir sistemin, aşkına,vecdine, diyalektiğine, estetiğine, irfanına, idrâkine sahip bir gençlik
Bir buçuk asırdır türlü buhranlar içinde yanıp kavrulan ve bunca keşfine rağmen başını yarasalar gibi taştan taşa çalarak kurtuluşunu arayan batı adamının bulamadığı, Türk'ün de yine bir buçuk asırdır işte bu hasta batı adamında bulduğunu sandığı şeyi, o mübarek oluş sırrını, her sistem ve mezhebe ortada ne kadar illet varsa devasının ve ne kadar cennet hayâli varsa hakikatinin,İslâmda olduğunu gösterecek ve bu tavırla yurduna, İslâm âlemine ve bütüıı insanlığa model teşkil edecek bir gençlik
"Kim var?" diye seslenilince, sağına ve soluna bakmadan fert fert "ben varım!" cevabını verici, her ferdi "benim olmadığım yerde kimse yoktur!" fikrini besleyici bir dâva ahlakına kaynak bir gençlik
Can taşıma liyakatini, canların canı uğrunda can vermeyi cana minnetsayacak kadar gözü kara ve o nispette usule, stratejiye uygun bir gençlik
Büyük bir tasavvuf adamının benzetişiyle zifiri karanlıkta, ak sütün içindeki ak kılı farkedecek kadar gözü keskin; ve gerçek kahramanlık mâdeniyle sahtesini ayırdetmekte kuyumcu ustası bir gençlik
Bugün komik üniversitesi, hokkabaz profesörü, yalancı ders kitabı, demagog politikacısı,çıkartma kâğıdı şehri, muzahrafat kanalı sokağı, takma diş fabrikası, fuhuş albümü gazetesi,mümin zindanı mâbedi, temeli yıkık ailesi, hasılı kendisini yetiştirecek bütün cemiyet müesseselerinden aldağı zehirli tesiri üzerinden atabilecek, kendi öz talim ve terbiyesine memur vasıtalara kadar nefsini koruyabilecek, destanlık bir meydan savaşı içinde ve bu savaşı mutlaka kazanmakla vazifeli bir gençlik
Annesi, babası, ninesi ve dedesi de içinde olsa, gelmiş ve geçmiş bütün eski mümin nesillerden hiçbirini beğenmeyecek, onlara "siz güneşi ceplerinizde kaybetmiş marka müslümanlarısınız !Gerçek müslüman olsaydınız bu hallerden hiçbiri başımıza gelmezdi!" diyecek ve gerçek müslümanlığın "nasıl" ını ve "ne idüğü" nü her haliyle gösterecek bir gençlik
Tek cümleyle, Allahın, kâinatı yüzü suyu ,hürmetine yarattığı Sevgilisinin fezâyı bütün yıldızlariyle manto gibi saran mukaddes eteğine tutunacak, ve O'ndan başka hiçbir tutamak,dayanak, sığınak tanımayacak ve O'nun düşman larını ancak kubur farelerine lâyık bir muameleye tâbi tutacak bir gençlik
İşte bu gençliği, bu gençliğin ilk filizlerini karşımda görüyorumŞekillenmesi,billurlaşması için 30 küsur yıldır, devrimbazlık kodamanların viski çektiği kamış borularla kalemime ciğerîmden kan çekerek yırtındığım, paralandığım ve zindanlarda süründüğüm bu gençlik karşısında, uykusuz, susuz, ekmeksiz, başımı secdeye mıhlayıp bir ömür Allaha hamd etme makamındayım Genç adam! Bundan böyle senden beklediğim şudur: Tabutumu öz ellerinle musalla taşına koyarken, Anadolu kıtası büyüklüğündeki dâva taşını da gediğine koymayı unutma ve bunu tek vasiyetim bil!
Allahın selâmı üzerine oIsun
Surda bir gedik açtık; mukaddes mi mukaddes!
Ey kahbe rüzgâr, artık ne yandan esersen es!
Necip Fazıl

Alıntı Yaparak Cevapla

Necip Fazıl Kısakürek (Necip Fazıl Kısakürek Hayatı Ve Biyografisi Hakkında) Bilgi

Eski 09-11-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Necip Fazıl Kısakürek (Necip Fazıl Kısakürek Hayatı Ve Biyografisi Hakkında) Bilgi



Necip Fazıl Kısakürek - Hatrına Düşeceğim

Kopkoyu bir sis içinde bir akşam
Hatırına düşeceğim belki
Bir an ıslayacak yağmur yüzünü
Birden o tatlı demleri hatırlayacaksın
Sonra sıcak yatağında uzun uzun
Ağlayacaksın Ağlayacak!

Boğazında bir şeyler düğümlenecek
Ah yanımda olsaydı diyeceksin
Tüm yıldızlar gülecek haline Ay'da göz kırpacak
İliklerine işleyecek bensizlik
Kahrolacaksın!

Bir sigara tüttüreceksin ihtimal
Ufku seyredeceksin saatlerce
Bir rüzgar kopçalayacak yüzünü
Sonra hayalim gelecek karşına
Bir Şiirimi mırıldanacaksın
Hıçkıracaksın!

Gönlünden atamadığın gibi kafandan da
Silemeyeceksin beni düşlerine gireceğim her gece
İnce bir hüzün bürüyecek yüzünü
Ve çırılçıplak gerçekleri o zaman
Anlayacaksın!

Sonra bir şeyler yazmak isteyeceksin
Kafan gibi kaleminde işlemeyecek
Unutmak isteyeceksin her şeyi
Ama unutamayacaksın hiç bir şeyi
Kıvranacaksın!


Alıntı Yaparak Cevapla

Necip Fazıl Kısakürek (Necip Fazıl Kısakürek Hayatı Ve Biyografisi Hakkında) Bilgi

Eski 09-11-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Necip Fazıl Kısakürek (Necip Fazıl Kısakürek Hayatı Ve Biyografisi Hakkında) Bilgi



Sakarya Türküsü

İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya;
Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya
Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak;
Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak
Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir;
Oluklar çift; birinden nur akar; birinden kir
Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kâinat;
Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat!
Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne,
Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine;
Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için
Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin?
Rabbim isterse, sular büklüm büklüm burulur,
Sırtına Sakaryanın, Türk tarihi vurulur
Eyvah, eyvah, Sakaryam, sana mı düştü bu yük?
Bu dâva hor, bu dâva öksüz, bu dâva büyük!

Ne ağır imtihandır, başındaki, Sakarya!
Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya?

İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal
Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal,
Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan;
Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan
Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu ân;
Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an!
Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu;
Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu?
Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna;
Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna?
Mermerlerin nabzında hâlâ çarpar mı tekbir?
Bulur mu deli rüzgâr o sedayı: Allah bir!
Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler;
Sakarya, kandillere katran döktü geceler

Vicdan azabına eş, kayna kayna Sakarya,
Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!

İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su;
Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu
Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek;
Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?
Kafdağını assalar, belki çeker de bir kıl!
Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl!
Sakarya, sâf çocuğu, mâsum Anadolunun,
Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun!
Sen ve ben, gözyaşiyle ıslanmış hamurdanız;
Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız!
Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader;
Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!
Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz;
Sen kıvrıl, ben gideyim, Son Peygamber Kılavuz!

Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya;
Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya!

(1949)Necip Fazıl Kısakürek

Canım İstanbul
Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar
İçimde tüten birşey; hava, renk, eda, iklim;
O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim
Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;
Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur
Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,
Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale

İstanbul benim canim;
Vatanim da vatanim
İstanbul,
İstanbul

Tarihin gözleri var, surlarda delik;
Servi, endamlı servi, ahirete perdelik
Bulutta saha kalkmış Fatih'ten kalma kir at;
Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat
Şahadet parmağıdır göğe doğru minare;
Her nakısta o mana: Öleceğiz ne çare?
Hayattan canlı olum, günahtan baskın rahmet;
Beyoğlu tepinirken ağlar Karaca Ahmet

O manayı bul da bul!
İlle İstanbul’da bul!
İstanbul,
İstanbul

Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği;
Çamlıca'da, yerdedir göklerin derinliği
Oynak sular yalının alt katına misafir;
Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir
Her aksam camlarında yangın çıkan Üsküdar,
Perili ahşap konak, koca bir şehir kadar
Bir ses, bilemem tambur gibi mi, uda gibi mi?
Cumbalı odalarda inletir katibi mi

Kadını keskin bıçak,
Taze kan gibi sıcak
İstanbul,
İstanbul

Yedi tepe üstünde zaman bir gergef isler!
Yedi renk, yedi sesten şayisiz belirişler
Eyüp oksuz, Kadıköy süslü, Moda kurumlu,
Adada rüzgar, ucan eteklerden sorumlu
Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından
Hala çığlıklar gelir Topkapı sarayından
Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar;
Güleni söyle dursun, ağlayanı bahtiyar

Gecesi sümbül kokan
Türkçe’si bülbül kokan,
İstanbul,
İstanbul
Necip Fazıl Kısakürek

Zindandan Mehmed'e Mektup
Zindan iki hece, Mehmed'im lâfta!
Baba katiliyle baban bir safta!
Bir de, geri adam, boynunda yafta
Halimi düşünüp yanma Mehmed'im!
Kavuşmak mı? Belki Daha ölmedim!

Avlu Bir uzun yol Tuğla döşeli,
Kırmızı tuğlalar altı köşeli
Bu yol da tutuktur hapse düşeli
Git ve gel Yüz adım Bin yıllık konak

Ne ayak dayanır buna, ne tırnak!
Bir âlem ki, gökler boru içinde!
Akıl, olmazların zoru içinde
Üstüste sorular soru içinde:
Düşün mü, konuş mu, sus mu, unut mu?
Buradan insan mı çıkar, tabut mu?

Bir idamlık Ali vardı, asıldı;
Kaydını düştüler, mühür basıldı
Geçti gitti, birkaç günlük fasıldı
Ondan kalan, boynu bükük ve sefil;
Bahçeye diktiği üç beş karanfil

Müdür bey dert dinler, bugün 'maruzât'!
Çatık kaş Hükûmet dedikleri zat
Beni Allah tutmuş, kim eder azat?
Anlamaz; yazısız, pulsuz, dilekçem
Anlamaz; ruhuma geçti bilekçem!

Saat beş dedi mi, bir yırtıcı zil;
Sayım var, maltada hizaya dizil!
Tek yekûn içinde yazıl ve çizil!
İnsanlar zindanda birer kemmiyet;
Urbalarla kemik, mintanlarla et

Somurtuş ki bıçak, nâra ki tokat;
Zift dolu gözlerde karanlık kat kat
Yalnız seccâdemin yününde şefkat;
Beni kimsecikler okşamaz mâdem;
Öp beni alnımdan, sen öp seccâdem!

Çaycı, getir, ilâç kokulu çaydan!
Dakika düşelim, senelik paydan!
Zindanda dakika farksızdır aydan
Karıştır çayını zaman erisin;
Köpük köpük, duman duman erisin!

Peykeler, duvara mıhlı peykeler;
Duvarda, başlardan, yağlı lekeler,
Gömülmüş duvara, baş baş gölgeler
Duvar, katil duvar, yolumu biçtin!
Kanla dolu sünger Beynimi içtin!

Sükût Kıvrım kıvrım uzaklık uzar;
Tek nokta seçemez dünyadan nazar
Yerinde mi acep, ölü ve mezar?
Yeryüzü boşaldı, habersiz miyiz?
Güneşe göç var da, kalan biz miyiz?

Ses demir, su demir ve ekmek demir
İstersen demirde muhali kemir,
Ne gelir ki elden, kader bu, emir
Garip pencerecik, küçük, daracık;
Dünyaya kapalı, Allaha açık

Dua, dua, eller karıncalanmış;
Yıldızlar avuçta, gök parçalanmış
Gözyaşı bir tarla, hep yoncalanmış
Bir soluk, bir tütsü, bir uçan buğu;
İplik ki, incecik, örer boşluğu

Ana rahmi zâhir, şu bizim koğuş;
Karanlığında nur, yeniden doğuş
Sesler duymaktayım: Davran ve boğuş!
Sen bir devsin, yükü ağırdır devin!
Kalk ayağa, dimdik doğrul ve sevin!

Mehmed'im, sevinin, başlar yüksekte!
Ölsek de sevinin, eve dönsek de!
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!
Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir!
Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!

(1961) Necip Fazıl Kısakürek

Kaldırımlar 2
Başını bir gayeye satmış kahraman gibi,
Etinle, kemiğinle, sokakların malısın!
Kurulup şiltesine bir tahtaravan gibi,
Sonsuz mesafelerin üstünden aşmalısın!

****** yataklardan kaçtığın günden beri,
Erimiş ruhlarınız bir derdin potasında
Senin gölgeni içmiş, onun gözbebekleri;
Onun taşı erimiş, senin kafatasında

İkinizin de ne eş, ne arkadaşınız var;
Sükût gibi münzevî, çığlık gibi hürsünüz
Dünyada taşınacak bir kuru başınız var;
Onu da, hangi diyar olsa götürürsünüz

Yağız atlı süvari, koştur, atını, koştur!
Sonunda kabre çıkar bu yolun kıvrımları
Ne kaldırımlar kadar seni anlayan olur,
Ne senin anladığın kadar, kaldırımları

(1927)

Necip Fazıl Kısakürek

Kaldırımlar 3
Bir esmer kadındır ki, kaldırımlarda gece,
Vecd içinde başı dik, hayalini sürükler
Simsiyah gözlerine, bir ân, gözüm değince,
Yolumu bekleyen genç, haydi düş peşime der

Ondan bir temas gibi rüzgar beni bürür de,
Tutmak, tutmak isterim, onu göğsüme alıp
Bir türlü yetişemem, fecre kadar yürür de,
Heyhat, o bir ince ruh, bense etten bir kalıp

Arkamdan bir kahkaha duysam yaralanırım;
Onu bir başkasına râm oluyor sanırım,
Görsem pencerelerde soyunan bir karaltı

Varsın, bugün bir acı duymasın gözyaşımdan;
Bana rahat bir döşek serince yerin altı,
Bilirim, kalkmayacak, bir yâr gibi başımdan

(1927) Necip Fazıl Kısakürek


Alıntı Yaparak Cevapla

Necip Fazıl Kısakürek (Necip Fazıl Kısakürek Hayatı Ve Biyografisi Hakkında) Bilgi

Eski 09-11-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Necip Fazıl Kısakürek (Necip Fazıl Kısakürek Hayatı Ve Biyografisi Hakkında) Bilgi



KARACAAHMET

Deryada sonsuzluğu zikretmeye ne zahmet!
Al sana, derya gibi sonsuz Karacaahmet!
Göbeğinde yalancı şehrin, sahici belde;
Ona sor, gidenlerden kalan şey neymiş elde?
Mezar, mezar, zıtların kenetlendiği nokta;
Mezar, mezar, varlığa yol veren geçit, yokta
Onda sırların sırrı: Bulmak için kaybetmek
Parmakların saydığı ne varsa hep tüketmek
Varmak o iklime ki, uğramaz ihtiyarlık;
Ebedi gençliğin taht kurduğu yer, mezarlık
Ebedi gençlik ölüm, desem kimse inanmaz;
Taş ihtiyarlar, servi çürür, ölüm yıpranmaz
Karacaahmet bana neler söylüyor, neler!
Diyor ki, viran olmaz tek bucak, viraneler,
Zaman deli gömleği, onu yırtan da ölüm;
Ölümde yekpâre ân, ne kesiklik, ne bölüm
Hep olmadan hiç olmaz, hiçin ötesinde hep;
Bu mu dersin, taşlarda donmuş sükûta sebep?
Kavuklu, başörtülü, fesli, başaçık taşlar;
Taşlara yaslanmış da küflü kemikten başlar,
Kum dolu gözleriyle süzüyor insanları;
Süzüyor, sahi diye toprağa basanları
Onlar ki, her nefeste habersiz öldüğünden,
Gülüp oynamaktalar, gelir gibi düğünden
Onlar ki, sıfırlarda rakamları bulmuşlar,
Fikirden kurtularak, ölümden kurtulmuşlar
Söyle Karacaahmet, bu ne acıklı talih!
Taşlarına kapanmış, ağlıyor koca tarih!

Necip Fazıl KISAKÜREK - 1969

Alıntı Yaparak Cevapla

Necip Fazıl Kısakürek (Necip Fazıl Kısakürek Hayatı Ve Biyografisi Hakkında) Bilgi

Eski 09-11-2012   #7
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Necip Fazıl Kısakürek (Necip Fazıl Kısakürek Hayatı Ve Biyografisi Hakkında) Bilgi



Muhasebe
Ben artık ne şairim, ne fıkra muharriri!
Sadece, beyni zonk zonk sızlayanlardan biri!
Bakmayın tozduğuma meşhur Bâbıâlide!
Bulmuşum rahatımı ben de bir tesellide
Fikrin ne ******si oldum, ne zamparası!
Bir vicdanın, bilemem, kaçtır hava parası?
Evet, kafam çatlıyor, gûya ulvî hastalık;
Bendedir, duymadığı dertlerle kalabalık
Büyük meydana düştüm, uçtu fildişi kulem;
Milyonlarca ayağın altında kaldı kellem
Üstün çile, dev gibi gelip çattı birden! Tos! ! !
Sen, cüce sanatkârlık, sana büsbütün paydos!
Cemiyet, ah cemiyet, yok edilen ruhiyle;
Ve cemiyet, cemiyet, yok eden güruhiyle
Çok var ki, bu hınç bende fikirdir, fikirse hınç!
Genç adam, al silâhı; iman tılsımlı kılınç!
İşte bütün meselem, her meselenin başı,
Ben bir genç arıyorum, gençlikle köprübaşı!
Tırnağı, en yırtıcı hayvanın pençesinden,
Daha keskin eliyle, başını ensesinden,
Ayırıp o genç adam, uzansa yatağına;
Yerleştirse başını, iki diz kapağına;
Soruverse: Ben neyim ve bu hal neyin nesi?
Yetiş, yetiş, hey sonsuz varlık muhasebesi?
Dışımda bir dünya var, zıpzıp gibi küçülen,
İçimde homurtular, inanma diye gülen
İnanmıyorum, bana öğretilen tarihe!
Sebep ne, mezardansa bu hayatı tercihe?
Üç katlı ahşap evin her katı ayrı âlem!
Üst kat: Elinde tesbih, ağlıyor babaannem,
Orta kat: (Mavs) oynayan annem ve âşıkları,
Alt kat: Kızkardeşimin (Tamtam) da çığlıkları
Bir kurtlu peynir gibi, ortasından kestiğim;
Buyrun ve maktaından seyredin, işte evim!
Bu ne hazin ağaçtır, bütün ufkumu tutmuş!
Kökü iffet, dalları taklit, meyvesi fuhuş
Rahminde cemiyetin, ben doğum sancısıyım!
Mukaddes emanetin dönmez dâvacısıyım!
Zamanı kokutanlar mürteci diyor bana;
Yükseldik sanıyorlar, alçaldıkça tabana

(1947) Necip Fazıl Kısakürek


Alıntı Yaparak Cevapla

Necip Fazıl Kısakürek (Necip Fazıl Kısakürek Hayatı Ve Biyografisi Hakkında) Bilgi

Eski 09-11-2012   #8
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Necip Fazıl Kısakürek (Necip Fazıl Kısakürek Hayatı Ve Biyografisi Hakkında) Bilgi



AYNALAR

Aynalar, bakmayın yüzüme dik dik;
İste yakalandık, kelepçelendik!
Çıktınız umulmaz anda karsıma,
Başımın tokmağı indi başıma

Suratımda her suç bir ayrı imza,
Benmişim kendime en büyük ceza!
Ey dipsiz berraklık, ulvi mahkeme!
Acı, hapsettiğin sefil gölgeme!

Nur topu günlerin kanına girdim
Kutsi emaneti yedim, bitirdim
Doğmaz güneşlere bağlandı vade;
Dişlerinde, köpek nefsin, irade

Günah, gunah, hasad yerinde demet;
Merhamet, sucumdan aşkın merhamet!
Olur mu, dünyaya indirsem kepenk:
Gözyaşı döksem, Nuh tufanına denk?

Çıkamam, aynalar, aynalar zindan
Bakamam, aynada, aynada vicdan;
Beni beklemeyin, o bir hevesti;
Gelemem, aynalar yolumu kesti

Alıntı Yaparak Cevapla

Necip Fazıl Kısakürek (Necip Fazıl Kısakürek Hayatı Ve Biyografisi Hakkında) Bilgi

Eski 09-11-2012   #9
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Necip Fazıl Kısakürek (Necip Fazıl Kısakürek Hayatı Ve Biyografisi Hakkında) Bilgi



Necip Fazıl Kısakürek Sözleri

Bir gün büyük şair Necip Fazıl Kısakürek'e sahilde rastlayan bir hayranı;
''Üstad, senin bütün mücadelelerin güzel, hizmetlerin eşsiz ama şu tarafın olmasa diye tenkit eder Bunun üzerine Necip Fazıl tebessüm ederek:
''şu boğaz'dan geçen lüks ve güzel gemiyi görüyor musun? Bak ne kadar lüks ve konforlu değil mi? İşte böylesine lüks geminin tuvaleti de vardır'' der
*********************************************
Bir gün Necip Fazıl, bir üniversitede konferansa katılmış
Çıkıp herzamanki gibi Din ve Allah kavramı hakkında konuşmuş
Konuşması bittikten sonra, onunla karşıt görüşlü olan bir Profesör, Necip Fazıl'a 'Siz önceden çıkıp farklı şeyler söylerdiniz, şimdi ise o sözlerinize çelişen şeyler söylüyorsunuz Yazdığınız şiirler hala ezberimdedir bu ne demek oluyor? '
Necip Fazıl'ın cevabı meleklere parmak ısırtacak bir cevap olur 'Benim geçmişim bir çöplüktür ve çöplükleri sadece köpekler kurcalar'
************************************************
Nur Harmanı'nın pırıltılı kalemi Necip Fazıl'ın da içinde bulunduğu uçak, Yeşilköy Havaalanından kalktıktan kısa bir zaman sonra arızalanır ve geri döner Havaalanındakiler merakla, "Ne oldu, nasıl oldu?" diye sorarlar mübareğin cevabı hem teslimiyetçi hem de hikmetli:
"Ahirete kabul etmediler, geri döndük"
*************************************************
Mahkemede hakim, Necip Fazıl'a:
- Bak, der Seni bundan böyle bir daha huzurumda görmeyeceğim, öyle değil mi?
Necip Fazıl sorar:
- Hakim Bey, yoksa istifa mı ediyorsunuz?
*************************************************
Rahmetli Ustad bir yerde konferans verirken, Ustadi sevemeyen biri konusmayi biraz
dinledikten sonra salondan cikar gibi yapip ustadin onunden gecerken muz kabugunu
Ustadin on tarafina yere atar
Ustad umursamaz bir tavir;
-Burada bir kimlik bulunmustur kayib eden varsa gelip alsin der
*********************************
1960’lı yıllar, Üstad’ın “Sahte Kahramanlar” konferansı ile Türkiye’yi salladığı yıllar İşte bu “Sahte Kahramanlar” dolayısıyla Ankara’ya gittiği zaman, devrin başbakanı bir adamını göndermiş Üstad’a adamın getirdiği mesaj şu:
—Muhterem Üstadım, sayın başbakanımızın size çok selamları var
-Aleyküm Selam ,ne diyor?
—Sahte kahramanlar konferansında kendilerinden söz edilmemesini istiyorlar
Başbakanın adamının sözü bitince şöyle gürlemiş Üstad:
—Var git söyle ona, sahte kahraman olmak da bir seviye işidir Onda bu seviye de yok, merak etmesin bahsetmeyeceğim
*********************************
Kayseri'deydik, bir adam getirdiler, "şununla iki kelime konuş!" dediler bana Adam geldi Elinde sigara, Ramazan günü Anladım ne tip
olduğunu
Hitap ettim:
"- Sigaranı at da öyle gel karşıma!"
Gayet ucuz bir formülü vardır bu işin Günün hemen bütün formülleri gibi
O da aynı şekilde cevap verdi:
"- Allah'ın bildiğini kuldan niye saklıyayım?"
Bu umumî formül
Devam ettim:
"- Allah senin tenasül aletin olduğunu da biliyor Niye saklıyorsun?"

*********************************
Üstad Yenilgi ve mağlubiyeti kabul etmezdi Bir gün bir tren istasyonunda onun sinirli sinirli gezdiğini gören bir hayranı (bazı rivayetlere göre onu sevmeyen biri) sorar:
- Ne oldu Üstad, treni mi kaçırdınız?
Üstad böyle bir ithamı kabul eder mi? Treni kaçırmak bir eksiklik, bir yenilgidir
- Kovdum gitti, der

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.