Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
antlaşması, barış, lozan

Lozan Barış Antlaşması

Eski 06-03-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Lozan Barış Antlaşması



ANTLAŞMALAR / KONFERANSLAR LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASI




Mudanya Mütarekesi sonucu, kesin barış antlaşması görüşmelerine gidilmiş ve tarafsız bir ülkenin şehri olarak Lozan (İsviçre) görüşmelerin yapılacağı yer olarak seçilmiştir Lozan Barış Konferansı'nda, yalnız Yunanistan'la bir hesaplaşma ve savaşa son veren bir barış antlaşması yapma söz konusu değildi Aynı zamanda, I Dünya Savaşı'nın galipleri ile hesaplaşma, hukuki ve siyasi yönden uyuşmazlıkları çözümleme, yüzyıllardan beri süre gelen sorunlara çözüm aranmaktaydı Açıkça, "Doğu Meselesi" bütün konferansın ağırlık merkezini oluşturuyordu


Barış Konferansı, 20 Kasım 1922 Salı günü saat 16'da Lozan şehrinin Mont Benon Gazinosu'nda toplandı Tarafsız İsviçre Konfederasyonunun Başkanı Habab'ın konuşması ile açıldı Lord Curzon'dan sonra söz alan İsmet Paşa (İnönü), daha ilk andan itibaren istiklal ve hakimiyet davasını önemle belirtmiş, "Bütün medeni milletler gibi hürriyet ve istiklal istiyoruz" diyerek sesini duyurmuştur


Konferans, 4 Şubat'da Antlaşmazlık yüzünden kesilmiş, 23 Nisan 1923'te ikinci defa toplanarak, 24 Temmuz 1923'te Barış Antlaşması imza edilmiştir Lozan Barışı sekiz aylık çetin ve uzun bir müzakere devresinden sonra, Lozan Üniversitesi'nin tören salonunda imzalanmıştır Lozan'da imzalanan belgeler, esas Barış Antlaşması, 16 adet sözleşme, protokol, beyanname ile bir de nihai senetten ibarettir Lozan'da imzalanan bu belgelerle, sadece bir barış Antlaşması yapılmamış, aynı zamanda Türkiye ile Batı devletlerinin siyasi, hukuki, iktisadi ve sosyal ilişkileri yeni baştan düzenlenmiştir
Lozan Barış Antlaşması önsözünde, devletlerin istiklal ve hakimiyetine saygı gösterilmesi ilkesine yer vermiştir Bu ilke, yeni Türkiye'nin 1 Dünya Savaşı'nın galipleri ile eşit şartlar altında, Lozan'da siyasi bir mücadeleye giriştiğini gösteren bir hükümdür Türk istiklal ve hakimiyetinin tanınması bakımından da önem arz eder
Esas Barış Antlaşması, bir önsöz ve 5 bölümden oluşan 143 maddedir
Lozan Barış Antlaşması'nda düzenlenen önemli konular aşağıda özetle belirtilmiştir bulunmaktadır:
Sınırlar Güney Sınırı

20 Ekim 1921 Ankara Antlaşması gereğince, Fransa ile anlaşılarak güney sınırı kararlaştırılmış, Lozan'da bu sınır sadece teyit edilmiştir

Irak sınırı

Irak sınırı uyuşmazlığı çözülememiştir Antlaşmada, Türk topraklarının tahliyesinden itibaren, bu uyuşmazlığın dokuz ay zarfında dostane bir şekilde halledileceği belirtiliyordu

Batı Sınırlarımız


Yunanlılarla batı sınırı, Misak-ı Milli'ye uygun, Mudanya Mütarekesi'nde ön görüldüğü gibi, Meriç nehri sınır olmak üzere düzenlenmiştir Karaağaç ve çevresi Yunanlılardan alınarak savaş tamiratı karşılığı Türkiye'ye bırakılmıştır Ege Denizi'nde Bozcaada ve İmroz Türkiye'ye verilmiştir Ayrıca, Yunanlıların elinde bırakılan Anadolu kıyısına yakın adalar da, askersiz hale getirilmiştir
Azınlıklar

Birinci Dünya Savaşı'na son veren barış antlaşmalarında azınlıkların himayesine ait hükümler mevcuttur Lozan Barış Antlaşması'nın bu hususla ilgili hükümleri incelendiğinde, azınlıklar bir ayrıcalığa sahip olmamışlardır Türk tebaasından sayılan gayri Müslimlerin kanun ve hukuk düzeni önünde eşitliği söz konusu olmuştur Antlaşmanın 42 maddesi ile gayrimüslim azınlıklar yararına olarak kabul edilen şahsi haklar ile aile hakları, Medeni Kanunumuzun yürürlüğe girmesi ile önem ve anlamını yitirmiştir Böylece Patrikhanelerin dünya işlerinde ve azınlıkların şahsi muamelelerinde hiç bir yetkileri kalmamıştır
Kapitülasyonlar

Kapitülasyonlar, adli, mali ve idari sahada yabancılara tanınan imtiyaz ve muafiyetlerdir Antlaşmanın 28maddesiyle, kapitülasyonlar bütün sonuçları ile birlikte kaldırılmış ve yeni Türkiye, yüzyıllardan beri çekilen bir beladan sonsuza dek kurtulmuştur

Savaş Tazminatları

1Dünya Savaşı'nın galipleri, bizden 1Dünya Savaşı sebebi ile tazminat talep ettiler Ayrıca buna ek olarak, işgal masraflarını, kendi tebaalarının zarar ve ziyanlarını da eklemişlerdir Savaş içinde Almanya'dan borç karşılığı rehini bulunan beş milyon altın ve savaş yıllarında İngiltere'ye sipariş edilen donanma bedeli de kendi ellerinde bulunduğundan, bizlere verilmemiş ve tamirat karşılığı tutulmuştur


1 Dünya Savaşı'na giren mağlup devletlere ciddi bir mali yük olan bu beladan, geleceğe bir borç bırakılmadan, sadece fiilen elimizde bulunmayan meblağ karşılık gösterilerek, büyük bir başarı ile sıyrılınmıştır

Türkiye, Yunanistan'ın harbin devamından ve bunun neticelerinden doğan mali vaziyetini dikkate alarak, tamirat hususunda her türlü taleplerinden Karaağaç ve çevresinin Türkiye'ye bırakılması şartı ile vazgeçmiştir
BORÇ SORUNU

1854'ten itibaren Birinci Dünya Savaşı sonuna kadar devam eden Osmanlı amme borçları, Birinci Dünya Savaşı'nda yapılan istikrazlar da dahil, büyük bir yekün teşkil ediyordu
Sene tertipleri üzerinde borcun taksimi yerine, sermaye üzerinden borcun taksimi ile esas borç toplamı bir hayli azaltılmıştır Diğer taraftan bu borçlar, Osmanlı İmparatorluğu'ndan ayrılan devletlere de gelirle orantılı olarak bölünmüştür Ayrıca, Osmanlı İmparatorluğunun Almanya, Avusturya, Macaristan ve Bulgaristan'a olan borçları bu devletlerle de yapılan antlaşmalarla 1Dünya Savaşı'nın galiplerine devredilmiştir

Osmanlı amme borçlarının diğer çetin bir safhası da tediye edeceğimiz borçların hangi para ile ödenmesi hususunda kendini göstermiştir Karşı taraf bunu altın veya sterlin olarak talep etmiştir Biz, Türk parası ve Fransız frangı olarak ödemeyi teklif ettik Aradaki fark muazzam meblağlara varmasına rağmen, burada da görüşümüz kabul edilmiştir
BOĞAZLAR

Lozan'da imza olunan en önemli belgelerden biri de, Türk Boğazlarının statüsü ile ilgili sözleşmedir Boğazlar sorunu, madde 23'de genel olarak yer almış, Barış Antlaşması'na ek Lozan Boğazlar Sözleşmesi ile ayrıca ayrıntılı olarak düzenlenmiştir Boğazlardan serbest geçişi, Boğazlar Komisyonunun kurulmasını, boğazların ve civarının askersiz hale getirilmesini hedef tutan ve Milletler Cemiyeti'nin de garantisini sağlayan hükümleri ihtiva eden bu Sözleşme, 1936'da Montrö (Montreux) Boğazlar Sözleşmesi ile değiştirilmiştir Milli hakimiyeti sınırlayıcı hükümler kaldırılmış, milli çıkarlarımıza uygun hale getirilmiştir
G- Nüfus Değişimi

Lozan'da çözümlenen bir diğer önemli sorun da, İstanbul'da yaşayan Rumlarla Batı Trakya'da yaşayan Türkler hariç, Türkiye'deki bütün Rumlarla Yunanistan'daki Türklerin değiştirileceğini öngören sözleşmenin, Barış Antlaşması'na ek olarak konmasıdır
Lozan Barış Antlaşması, Türk Kurtuluş Savaşı'nın sağladığı, Türk milletinin hayati haklarını ve emellerini gerçekleştirdiği bir eserdir Lozan aynı zamanda, Orta Doğunun en önemli bölgesinde, barış ve güvenliği kurmak ve devam ettirmekle dünya barışına da hizmet etmiştir Türkiye Lozan'da genel olarak, Misak-ı Milli'yi gerçekleştirmiştir
I VE II DÖNEM LOZAN KONFERANSI'NA KATILAN TÜRK DELEGASYONU

Başdelege : İsmet İnönü (Dışişleri Bakanı)
Delegeler : Dr Rıza Nur (Sağlık Bakanı), Hasan Saka (Maliye Bakanı)
Danışmanlar : Münir Ertegün, A Muhtar Çilli, Veli Saltı, Zülfü Tigrel, Zekai Apaydın, Mahmut Celal Bayar, Şefik Başman, Seniyettin Başak, Şevket Doğruker, Mehmet Tevfik Bıyıklıoğlu, Tahir Taner, Nusret Metya, Yusuf Hikmet Bayur, Zühtü İnhan, Fuat Ağralı, Mustafa Şeref Özkan, Şükrü Kaya, Hamit Hasancan, Cavit Bey, Hayım Naum, Baha Bey Basın Danışmanları : Ruşen Eşref Ünaydın, Yahya Kemal Beyatlı
Genel Sekreter ve Danışman : Reşit Saffet Atabinen Yazmanlar : Ali Türkgeldi, Mehmet Ali Balin, Cevat Açıkalın, Celal Hazım Arar, Saffet Şav, Süleyman Saip Kıran, Rıfat Bey, Dr Nihat Reşat Belger, Atıf Esenbel, Sabri Artuç



Not : Yukarıdaki delegasyon 1Dönem Lozan Konferansı'na (20 Kasım 1922-4 Şubat 1923) katılmıştır Bu gruptan AMuhtar Cilli, Veli Saltık, Zülfü Tiğrel, MCelal Bayar, Seniyettin Başak, Şevket Doğruker, Zühtü İnhan, Şükrü Kaya, Hamit Hasancan, Cavit Bey, Hayım Naum, Baha Bey, Ruşen Eşref Ünaydın, Yahya Kemal Beyatlı, Reşit Saffet Atabinen, Mehmet Ali Balim, Cevat Açıkalın, Celal Hazım Arar, Saffet Şav, Süleyman Saip Kıran, IIDönem Lozan Konferansı'na (23 Nisan-17 Temmuz 1923) katılmamıştır

II DÖNEM LOZAN KONFERANSI'NA YENİDEN KATILANLAR

Genel Sekreter ve Danışman : Tevfik Kamil Koperler Yazmanlar : Naci Kenter, Hamit Eseniş, Ali Muhtar Bey, Aziz Topkaç, Hüsnü Özer
Not : Fransa, İsviçre ve Almanya'da görevli hariciyecilerden Ferit Tek, Cemal Hüsnü Taray, Cevat Üstün ve TBMM Almanya-Avusturya basın temsilcisi ve Servet-i Fünun dergisi sahibi Ahmet İhsan Tokgöz bir süre konferans çalışmalarına katılmışlardır

GAZETECİLER

IDönemde : Ahmet Cevdet (İkdam), Ahmet Şükrü Esmer (Vakit), Hüseyin Cahit Yalçın (Tanin) IIDönemde : Velid Ebuzziya (Tevhid-i Efkar), Ahmet Şükrü Esmer (Vatan), Suphi Nuri İleri (İleri), Ali Naci Karacan (Akşam), Kerami Kurtbay (Hakimiyeti Milliye), Mecdi Sadrettin Sayman (İkdam), Kemal Salih Sel (Yeni Gün), Asım Us (Vakit), Hüseyin CahitYalçın (Tanin), Ahmet Hidayet Reel (Öğüt)


Lozan Konferansının 2 dönem çalışmalarının başladığı gün, İsmet Paşa yanında DrRıza Nur, Maliye Bakanı Hasan Saka, Dışişleri Bakanı Yusuf Kemal Tengirşek Beyler'le
(23 Nisan 1923)

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Lozan Barış Antlaşması

Eski 06-03-2009   #2
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Lozan Barış Antlaşması



Lozan Antlaşması

Lozan Antlaşması
Lozan Atlaşmasına göre Türkiye'nin sınırları



İmzalanma tarihi: 24 Temmuz1923

İmzalanma yeri: Lozan İsviçre

Onay: Türkiye, Birleşik Krallık,

İmzalar: Birleşik Krallık
Fransa
İtalya
Japonya
Yunan Krallığı
Romanya
Yugoslavya Krallığı
Türkiye



Emanetçi: Fransa


Lozan Antlaşması,




24 Temmuz 1923 tarihinde İsviçre’nin Lausanne (Lozan) şehrinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi temsilcileriyle Birleşik Krallık, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan, Portekiz, Belçika, SSCB ve Yugoslavya temsilcileri tarafından, Lozan Üniversitesi salonunda imzalanmış barış antlaşmasıdır[1]





Konferans

Konferansa önce Rauf Paşa katılmak istemiştir fakat Atatürk İsmet Paşa'nın katılmasını istemiştir



Mudanya Ateşkes Antlaşması nın imzalanmasından sonra İtilaf Devletleri 28 Ekim 1922 de TBMM Hükümeti ni Lozan da toplanacak olan barış konferansına davet ettiler Mustafa Kemal Paşa Mudanya görüşmelerinde başarılı olan İsmet Paşa nın Lozan a baştemsilci olarak gönderilmesini uygun bulduİsmet Paşa Dışişleri Bakanlıgına getirildi ve çalışmalar hızlandırıldı İtilaf Devletleri Lozan a İstanbul Hükümetini de davet ettilerBu duruma tepki gösteren TBMM 1 Kasım 1922 de Saltanatını kaldırmıştır



TBMM Hükümeti Lozan konferansına katılarak Misak-ı Milli-yi gercekleştirmeyi Türkiye de bir Ermeni devletinin kurulmasını engellemeyi kapitilasyonları kaldırmayı Türkiye ile Yunanistan arasındaki sorunları (dogu trakya,ege



adaları,nüfus degişimi, savas tazminatı) çözmeyi ve Türkiye ile Avrupa devletleri arasındaki sorunları (ekonomik,siyasal,hukuksal)çözmeyi amaçlamış Ermeni yurdu ve kapitilasyonlar hakkında anlaşma sağlanamazsa görüşmeleri kesme kararı almıştır 20 Kasım 1922 de Lozan görüşmeleri başladıOsmanlı borcları ,Türk - Yunan sınırı bogazlar, Musul,azınlıklar ve kapitilasyonlar üzerinde uzun görüşmeler yapıldıAncak kapütülasyonların kaldırılması,İstanbulun boşaltılması ve Musul



konularında anlaşma sağlanamamıştırTemel konularda tarafların tavize yanaşmaması ve önemli görüş ayrılıkları çıkması üzerine 4 Şubat 1923 te görüşmelerin kesilmesi savaş ihtimalini yeniden gündeme getirmiştir Taraflar arasında karşılıklı verilen tavizler ile görüşmeler 23 Nisan 1923 te tekrar başladı 23 Nisanda başlayan görüşmeler 24 Temmuz 1923 e kadar devam etmiş ve bu tarihte Lozan barıs antlaşmasının imzalanması ile sonuclanmıstır

Görüşülen konular
  • Türkiye-Suriye Sınırı: Fransızlarla imzalanan Ankara Anlaşması'na göre kabul edilmiştir
  • Irak Sınırı: Musul üzerinde antlaşma sağlanamadığı için, bu konuda İngiltere ve Türk Hükümeti kendi aralarında görüşüp anlaşacaklardı
  • Türk-Yunan Sınırı: Mudanya Ateşkes Antlaşması'nda belirlenen şekliyle kabul edildi Meriç Nehri'nin batısındaki Karaağaç istasyonu ve Bosnaköy, Yunanistan'ın Batı Anadolu'da yaptığı tahribata karşılık, savaş tazminatı olarak Türkiye'ye verildi Ayrıca Gökçeada ile Bozcaada Türkiye'de, diğer Ege Adaları Yunanistan'da kaldı Yunanistan'ın Türk sınırına yakın adaları silahsızlandırması kararlaştırıldı
  • Türkiye-İran Sınırı:Osmanlı Devleti ile Safeviler arasında 17 Mayıs 1639'da imzalanan Kasr-ı Şirin Antlaşması'na göre belirlenmiştir
  • Kapitülasyonlar: Tamamı kaldırıldı
  • Azınlıklar: Tüm azınlıklar Türk uyruklu kabul edildi ve hiçbir şekilde ayrıcalık tanınmayacağı belirtildi Batı Trakya'daki Türklerle, İstanbul'daki Rumlar dışında, Anadolu ve Doğu Trakya'daki Rumlar ile Yunanistan'daki Türkler'in mübadele edilmeleri kararlaştırıldı
  • Savaş Tazminatları: İtilaf Devletleri, IDünya Savaşı nedeniyle istedikleri savaş tazminatlarından vazgeçtilerSadece Yunanistan savaş tazminatı olarak Karaağaç bölgesini verdi
  • Osmanlı'nın Borçları: Osmanlı borçları, Osmanlı İmparatorluğu'ndan ayrılan devletler arasında paylaştırıldı Türkler'e düşen bölümün taksitlendirme ile kâğıt para olarak ödenmesine karar verildi Düyun-u Umumiye de böylece tarihe karıştı
  • Boğazlar: Boğazlar, üzerinde en çok tartışılan konudur Sonunda geçici bir çözüm getirilmiştir Buna göre askeri olmayan gemi ve uçaklar barış zamanında boğazlardan geçebilecekti Boğazların her iki yakası askersizleştirilip, geçişi sağlamak amacıyla başkanı Türk olan uluslararası bir kurul oluşturuldu ve bu düzenlemelerin Milletler Cemiyeti'nin güvencesi altında sürdürülmesine karar verildi (Bu hüküm, Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nde değiştirilmiştir)
  • Kıbrıs İngilizlere bırakıldı

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Lozan Barış Antlaşması

Eski 09-29-2009   #3
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Lozan Barış Antlaşması



LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASI




İsmet Paşa Lozan Anlaşmasını imzalarken (24 Temmuz 1923)

MKemal görüşme için İzmir'i teklif etmiştir
Uluslararası antlaşmalara göre barış antlaşmaları tarafsız bir ülkede yapılması gerektiğinden bu isteğini İtilaf Devletleri kabul etmemiş ve Lozan görüşme yeri olarak kararlaştırılmıştır
Görüşmelere TBMM, İngiltere, Fransa, İtalya, Yunanistan, Romanya, Yugoslavya ve Japonya katılmıştır
Türk Devleti'ni temsilen İsmet Paşa gitmiştir
Boğazlarla ilgili görüşmelere SSCB ve Bulgaristan da dahil olmuş, ABD ise gözlemci olarak katılmıştır
Görüşmeler 20 Kasım 1922'de başlamıştır
TBMM, iki konuda kesinlikle taviz verilmemesini istemiştir, Kapitülasyonlar ve Ermeni yurdu
4 Şubat 1923'te görüşmeler kesilmiştir Buna neden olan anlaşmazlıklar şunlardır:

1Boğazlar Sorunu
2Kapitülasyonlar (en çok tartışılan konudur)
3Musul-Kerkük
4Osmanlı Devleti'nin Borçları
Hayim Naum Efendi'nin arabuluculuk faaliyetleri sonucu karşılıklı verilen tavizler sonucu 23 Nisan 1923'te görüşmeler tekrar başlamıştır
24 Temmuz 1923'te Lozan Barış Antlaşması imzalanmıştır
Lozan Barış Antlaşması'nın Maddeleri:

Suriye Sınırı, 20 Ekim 1921'de imzalanan Ankara Antlaşması ile belirlendiği şekilde kabul edilmiştir
Irak Sınırı, Irak sınırının ileride İngiltere ve TBMM arasında yapılacak bir görüşme ile belirlenmesine karar verilmiştir
Yunanistan Sınırı, Mudanya Antlaşması'nda olduğu gibi kabul edilmiş, ancak savaş tazminatı olarak Yunanistan Karaağaç'ı Türkiye'ye bırakmıştır
Sovyet Sınırı, Gümrü, Moskova ve Kars Antlaşması ile belirlendiği gibi kalmıştır
Doğu Anadolu'da bir Ermeni Devleti kurulmasından vazgeçilmiştir
Kapitülasyonlar kesin olarak kaldırılmıştır
Adalar'dan,
Bozcaada ve Gökçeada Türk Devleti'ne,
Oniki Adalar İtalyanlar'a,
Diğer adalar ise Yunanistan'a bırakılmıştır
Türk Devleti'nin sınırları içindeki Yabancı Okullar Türk kanunlarına uyacaklar, okulların öğrenimini Türk Devleti düzenleyecektir
Fener Rum Patrikhanesi'nin yabancı kiliselerle ilişki kurmaması şartı ile Türkiye'de kalması kabul edilmiştir
Azınlıklara verilen ayrıcalıklar kaldırılmış, tüm azınlıklar Türk vatandaşı kabul edilmiştir İstanbul'daki Rumlar hariç diğer yerlerdeki Rumlar'ın Yunanistan'a gönderilmesine, Batı Trakya hariç diğer yerlerdeki Türkler'in de Türkiye'ye gönderilmesine karar verilmiştir
Boğazlar Sorunu ise şu şekilde halledilmiştir:

1Boğazların idaresi başkanlığını Türkler'in yapacağı bir komisyona bırakılmıştır
2Boğazların iki tarafında da 20 km'lik alanın askerden arındırılması kararlaştırılmış, buna rağmen olağanüstü bir durum olduğunda Türk tarafının boğazlara asker sokabilmesine izin verilmiştir
3Ticaret gemileri boğazlardan serbestçe geçebilecek, savaş gemilerine ise tonaj sınırlaması getirilecektir
4İşgal güçleri İstanbul'u bir buçuk ay içinde boşaltacaklardır
Borçlar şu şekilde halledilmiştir:

1Duyûn-u Umûmiye İdaresi kaldırılmıştır
2Osmanlı Devleti'nden ayrılan devletlere Osmanlı borçlarından hisse verilmiştir
3Osmanlı borçlarının büyük bir bölümünü TBMM ödemeyi kabul etmiştir
4Borçların Türk Lirası ve taksitler halinde ödenmesi karara bağlanmıştır
Lozan Barış Antlaşması'nın Önemi:

Yeni Türk Devleti ve Misâk-ı Millî, düşmanlarımız tarafından resmen kabul edilmiştir
Askerî zaferler siyâsi zaferle sonuçlanmıştır
Türkiye savaş tazminatı ödememiştir
Kapitülasyonlar kesin olarak kaldırılmıştır
Ülke sınırları Irak sınırı hariç belli olmuştur
Türkiye açısından IDünya Savaşı sona ermiştir
Azınlıkların Türk vatandaşı sayılması ile dış güçlerin içişlerimize karışması önlenmiştir
Millî Mücadele hareketi, bağımsızlık için uğraşan diğer milletlere de bir örnek olmuştur
Antlaşma, ITBMM tarafından imzalanmış, IITBMM tarafından onaylanmıştır
Lozan Antlaşması'ndan Kalan Problemler:

Boğazlar Komisyonu milli egemenliğimizi kısıtlayan bir unsur olmuştur Boğazlar Komisyonu Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile kaldırılmıştır
Musul alınamamış ve Irak sınır kesinlik kazanmamıştır Musul, Ankara Antlaşması ile Irak'a bırakılmıştır (5 Haziran 1926)
Ege Adaları ve Batı Trakya sorunu halledilmiş, fakat daha sonraki yıllarda yine sorun haline dönüşmüştür

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Lozan Antlaşma’sının Gazete Haberi

Eski 11-21-2010   #4
Şengül Şirin
Varsayılan

Lozan Antlaşma’sının Gazete Haberi





Lozan Antlaşma’sının Gazete Haberi


LOZAN BARIŞ ANTLAŞMA

Kurtuluş savaşını başarıya ulaştıran Mustafa Kemal Paşanın başında bulunduğu TBMM hükümetiyle İtilaf devletleri arasında önce Mudanya mütarekesi imzalandı ( 11 Ekim 1922 ) Buna göre, kısa bir süre sonra, barış yapılması gerekliydi İtilaf devletleri, barış görüşmelerine TBMM hükümetiyle Osmanlı hükümetini davet ettiler Bu durum TBMM hükümeti tarafından olumlu karşılanmadı Yapılan toplantıda Ankara hükümeti, Osmanlı hükümetiyle ilişkisi bulunmadığını ve Türkiye’yi yalnız Ankara hükümetinin temsil edebileceğini, aksi halde toplantıya katılmayacağını İtilaf hükümetlerine bildirdi Bu sırada İngiltere’de savaş taraflısı Lloyd George kabinesi düştü


Yerine barış taraflısı Bonarlow kabinesi geçti Kabinede Dışişleri bakanlığı görevi Lord Curzon’a verildi Curzon, barış görüşmelerinin hemen başlatılması için, diğer devletlerle ilişki kurarak, çalışmalara başlamıştı Fransa, İtalya ve Yunanistan görüşmelere hemen başlama kararı aldılar TBMM Hükümetinin uyarmasını da dikkate alan bu devletler, Lozan konferansına yalnız Ankara hükümetinin katılmasında bir sakınca görmediklerini Lord Curzon’a bildirdiler Lord Curzon da durumu Ankara’ya yazdı


Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümeti çağrıya olumlu cevap verdi ve Ankara’da Lozan’a gidecek heyet seçildiHeyete İsmet Paşanın ( İsmet İnönü ) başkanlık etmesi kararlaştırıldı Dr Rıza Nur ve Hasan Saka’dan gayrı müşavir olarak heyete, Münir Ertegün, Muhtar Çilli, Veli Saltık, Zülfü Tiğrel, Zekai Apaydın, Celal Bayar, Şefik Başman, Seniyettin Başak, Şevket Doğruer, Tevfik Bıyıklıoğlu, Tahir Taner, Nusret Metya, Hikmet Bayur, Zühtü İnhan, Fuat Ağralı, Mustafa Şeref Özkan, Şükrü Kaya, Hamit Hasancan, Ruşen Eşref Ünaydın ve Yahya Kemal Beyatlı Beyler de alındı Konferansa katılan Türk gazetecileri;Ahmet Cevdet, Ahmet Şükrü Esmer, Hüseyin Cahit Yalçın, Velit Ebüzziya, Kerami Kurtbay, Mecdi Sayman, Kemal Salih Sel, Asım Us, Ahmet Hidayet Reel Beylerdi


Türk Murahhas heyeti Lozan’a gitmek üzere Ankara’dan 4 Kasım 1922’de törenle uğurlandı Konferansın açılış tarihi olarak önce 13 Kasım kararlaştırılmıştı Ama bu arada müttefikler birtakım tertiplere başvurdular; nitekim Türk heyeti Lozan istasyonunda, devlet ileri gelenleri tarafından bilhassa karşılanmadı İnönü bu durumdan yararlandı ve Fransa başbakanı ve dışişleri bakanı Poincare’nin özel davetini kabul ederek Paris’e gitti, onunla konuştu


Bu görüşme İngilizleri etkileyecekti Fransız basınında Türkler için yararlı yayınlar yapıldı Konferans ancak 20 Kasım saat 3:30 ‘da Mont Benon gazinosu salonunda açıldı Müttefikler bu konferansı “ Şark İşleri Konferansı “ olarak adlandırdılar Onlara göre bu, 1914’ten beri doğunun huzurunu bozan savaşlara kesin olarak son vermek ve karşılıklı anlaşmaya varmak üzere toplanan bir konferanstı Bu sebeple Lozan’daki görüşmeler sırasında İsmet Paşa, Osmanlı hükümetiyle ilgili bütün meselelerle uğraşmak zorunda kaldı Mustafa Kemal Paşa bu durumu, Nutuk’ta “ Lozan sulh masasında bahse mevzu olan meseleler üç, dört yıllık yeni bir devreye münhasır kalmıyordu Konferansta, yüzyıllık hesaplar görülüyordu Bu kadar eski, bu kadar karışık, bu kadar mülevves hesapların içinden çıkmak, elbette o kadar basit ve kolay değildi “ diye belirtir ve İsmet Paşanın karşılaştığı güçlükleri anlatır

Konferans İsviçre Konfederasyonu başkanının bir konuşmasıyla açıldı İsmet Paşa bu ilk toplantıda salona Lord Curzon ile birlikte girdi ; konferansa Lord Curzon başkanlık edecekti İsviçre başkanı nutkunu “ Yeryüzündeki iyi niyetli insanlara selam “ söyleriyle bitirdi Açılış töreninde İtalya başbakanı Mussolini ve Fransa başbakanı Poincare de bulunuyordu İsviçre Konfederasyonu başkanından sonra Lord Curzon bir konuşma yaparak “ Eğer delegelerin hepsi aynı uzlaştırıcı ruhla çalışırlarsa, masaya gelecek her meseleyi çözmek ve barış yapmak isteğini duyarlarsa, amaca ulaşmak kolaylaşacaktır “ dedi Bu konuşmadan sonra kendisinin, taraflardan biri olduğunu düşünerek İsmet Paşa söz istedi ve konuşmasında Türkiye’nin uğradığı haksızlıkları saydı


Anadolu’daki tahribatı, yapılan mezalimi, halkın çektiği acıları anlattı Konferansa bir ricacı olarak gelmediğini de tekrarladı Asıl görüşmeler, 21 Kasım’da saat 11:00’de , Chateau d’Uhy otelinin büyük salonunda başladı Oturumun başkanı Lord Curzon idi Konuşmalar sert bir hava içinde başladı İsmet Paşa, komisyonlardan birinin başkanlığının Türklere bırakılmasını, genel sekreterliğe bir Türk yardımcının verilmesini ve Türk delegeleri sayısının ikiden üçe çıkarılmasını teklif etti


Bu tekliflerin hepsi karşı tarafça reddedildi Yalnız Boğazlar meselesi konuşulurken bu konuşmalara Karadeniz’de kıyıları olan devletlerin temsilcilerinin çağrılması teklifi olumlu karşılandı Konuşmaların bu kısmına Sovyetler Birliği ile Romanya ve Bulgaristan temsilcileri de katıldı İsmet Paşa bütün oturumlar boyunca Fransızca konuştu Konferansta önce üç ana komisyon kuruldu Bunların sayısı gerekirse artırılacak yahut alt komisyonlar seçilecekti


Ana komisyonlar:
1-Topraklara, askerliğe ve Boğazlar’a ait işler komisyonu
2-Ekalliyetler ( azınlıklar ) komisyonu
3-Mali, iktisadi ve hukuki işler komisyonuydu



Bunun dışında alt komisyonlar da kuruldu Lozan’da karşılaşılan ilk çetin mesele Batı Trakya meselesi olduBu topraklar son elli yıl içinde,Türkler,Bulgarlar,Yunanlılar arasında çeşitli bölünmelerle el değiştirmiş ve bu konuda yapılan her incelemede , o andaki duruma göre verilen istatistikler ayrı sonuçlar doğurmuştu Lozan konferansına gidildiği zaman, Batı Trakya’da Türk nüfusu, diğer nüfusa nazaran çoğunluktaydı Türk kuvvetleri bir taraftan Meriç hattına ilerlerken öte yandan bazı milis teşkilatçıları Batı Trakya’da mahalli teşebbüslere girişmişler, bir müslüman hükümet kurmayı bile tasarlamışlardı Ankara’nın barış istemesi üstüne, Batı Trakya’da Yunanistan’dan geri alınacak topraklar meselesiyle ilgili çalışmalara yer verilmedi Çünkü Türkiye, Batı Trakya’yı Birinci Dünya savaşından önce elden çıkarmıştı Bu durum, birtakım antlaşmalara dayanıyordu Batı Trakya, saldırıya uğrayan ve Yunanlılar tarafından zorla işgal edilen Türk topraklarına benzer durumda değildi Milli misak sınırları içinde de bulunmuyordu Fakat ortada bir Karaağaç meselesi vardı ve burası, Edirne’nin bir mahallesiydi Yunanlılar Edirne’yi işgalleri sırasında Karaağaç’ı ele geçirmişlerdi; Mudanya antlaşması, Meriç nehrine kadar Türk topraklarının Türklere geri verilmesini kabul ettiği halde, Meriç’in batı kıyısına düşen ve Edirne’nin bir mahallesi durumunda olan Karaağaç meselesini barış konferansına bırakmıştı


Konferansta Yunanlılar bu konu üstünde direndiler Boğazlar, azınlıklar ve diğer meseleler üstünde de olumlu ilerlemeler olmadı Konferansın açılışı üstünden bir ay geçti Ele alınan meselelerin çözümü konusunda, her iki taraf da görüşünü değiştirmedi İsmet Paşa bu hava içinde, Ankara’ya durumu bildirmek ve konuyu daha yakından görüşebilmek için heyetten Hasan Saka Bey’i memlekete gönderdi Hasan Bey, Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsüsünde Türklerin Lozan’daki tutumunu ve diğer devletlerin öne sürdüğü meseleleri bütün açıklığıyla anlattı Bir kısım konuşmacılar silaha sarılmaktan ve meseleleri silah gücüyle çözümlemekten söz ettiler Hasan Bey’in mecliste verdiği bilgilere göre birinci komisyonun ele aldığı meseleler şunlardı :


a ) Boğazlar Meselesi : Türk tezine göre : Karadeniz ve Çanakkale Boğazları Türkiye’nin hakimiyeti altındaki topraklar üzerinde ve Milli misak sınırları içindedir İstanbul ve Marmara’nın güvenliği için Boğazlar, Türk hakimiyeti altında olmalıdır Türkiye, bu ilkeler kabul edildikten sonra Boğazlar’ın milletlerarası ulaştırmaya açılması konusunda ilgililerle birlikte karar alabilir Sovyetler Birliği dışişleri bakanı Çiçerin, Türk tezini destekledi ve bu tutum Türkiye için faydalı oldu Nitekim görüşmeler, Boğazlar hukuku hakkında Türkiye’nin sunduğu tez üstünde devam etti


b ) Azınlıklar Meselesi : Anadolu’daki zafer, Anadolu Rumluğuna ve Anadolu’daki Ortodoks kilisesine son verdi Kaçan Yunan ordusuyla birlikte Yunan adalarına Rum göçmen akını başladı Bunların sayısı yaklaşık olarak 263000’i bulduğu gibi, Yunanlıların “ pontus “ dedikleri Karadeniz kıyılarındaki Rumlar da, aynı şekilde çekildiler Antlaşmaya göre yapılacak “ mübadele “ sonunda, Anadolu ve Doğu Trakya’da Rum kalmayacaktı Türkiye’deki azınlıkların hakları Avrupa’da imzalanan antlaşmalar çerçevesi içinde Türkiye hükümeti tarafından korunacaktı Türkiye’ye komşu ülkelerdeki Türk azınlıklarının hakları da aynı antlaşma hükümlerine bağlıydı Bu görüş İstanbul’da kalacak Rumlarla, Batı Trakya’da kalacak Türkler meselesini ortaya çıkardı Hıristiyan heyetlere göre eski Bizans’ın son hatırası olan patrikhane yüzünden tartışmalar uzadı


c ) Musul Meselesi : Musul vilayeti bakımsız, yıkılmış, fakat taşıdığı petrol rezervleriyle daima ilgi çeken bir bölgeydi Bu yüzden Irak ve Musul vilayetlerini İngilizler, kendilerine verilecek bir toprak sanıyorlardı Sevr antlaşmasıyla Güneydoğu Anadolu’da kurulması kararlaştırılan Kürdistan için Musul’un ellerinde bulunmasını ve bu yolla İngiliz ordusunun bu bölgede yerleşmesini gerekli görüyorlardı Mütareke imzalandığı zaman ( 30 – 31 Ekim 1918 ), Musul şehri ve yöresi İngilizlerin elinde değildi İngilizler Musul’u mütarekeden sonra ele geçirdiler ve Irak’ta bir kukla hükümet kurarak bir hükümetle bazı antlaşmalar yaptılar


Bu konudaki Türk tezi şuydu :
•Musul vilayetinde çoğunluk Türktür
•Coğrafi ve siyasi bakımdan bu vilayet, Anadolu’nun ayrılmaz parçasıdır
•Türkiye’nin bir parçası olan bu topraklar hakkında İngiltere’nin imzaladığı antlaşmalar yersizdir


• Musul vilayeti, İngilizler tarafından mütarekeden sonra işgal edilmiştir Bu sebeple, aynı durumda olan öteki Türk toprakları gibi, anavatan verilmelidir
Lord Curzon bu görüş ve isteklere karşı çıktı Fransız ve İtalyan temsilcileri de onu desteklediler Bu topraklar konusunda, gelecekte kurulması düşünülen bir kurulda ele alınması görüşü ortaya atıldı İsmet Paşa bu görüşe karşı direndi ve “ Dünyada hiç kimse, Musul meselesinden dolayı sulhun tehdit edilmesini istemez “ diyerek meseleye barışçı bir çözüm yolu aradı Fakat İngiltere de görüşünde direnerek ortada bir savaş tehlikesi olduğunu ve Milletler Cemiyeti misakının II maddesine göre İngiltere’nin bu meseleyi çözümleyecek güçte bulunduğunu ileri sürdü İsmet Paşa, dünya kamuoyunun bu konuda Türk davasına destek olacağı inancını belirtti Musul meselesi, Milletler Cemiyeti’nin araştırma ve hakemliğine bırakıldı Milletler Cemiyeti, Türk görüşünü benimsemedi İkinci komisyon, Türkiye’deki yabancıların hakları meselesiyle uğraştı Kapitülasyonlar meselesi de yalnız Lozan görüşmelerinin değil, Türk Milli mücadelesinin de ana konularından biriydi


Kapitülasyonla eski Osmanlı İmparatorluğuyla batılılar arasında yapılmış birtakım antlaşmalardı Bunlar, Osmanlı Devleti güçten düştükçe, Türkiye’nin yarı sömürgeliğini kanunlaştıran bir nitelik kazanmıştı Lozan konferansında karşı taraf bu şartları sürdürmek istedi Kapitülasyonların en önemli noktası gümrük tarifeleriydi Türkiye gümrüklerinde gerekli gördüğü tarifeleri uygulayamayacaktı Bu durum, ülkede sanayinin gelişmesini, iktisadi kalkınma ve hakimiyeti sağlayıcı ve koruyucu tedbirlerin alınmasını önlüyordu Ayrıca devletin yargı bağımsızlığına, ulaştırma haklarına engel oluyordu Konferansta Türk tezi, kapitülasyonların kesin olarak kaldırılması yönündeydi


Karşı taraf adına Lord Curzon, kapitülasyonları : “ Türkiye’nin ticaret ve servet kaynaklarının geliştirilmesi için yabancılara verilmiş garantiler “ sayıyordu İsmet Paşa’nın karşılığı ise kesindi: “ Yabancıların Türkiye’deki durumu, mütakil ve kendi mukadderatına sahip medeni milletlerin kanunlarına benzer kanunlarla garanti edilmiştir ” Bu konuda Türk heyeti, yabancı hukukçuların danışmanlıklarından da faydalandılar Yabancı kaynaklardan örnekler derlendi İsmet Paşa’nın savunduğu Türk görüşü “ Kapitülasyonların, iki taraflı mukavelelerden ibaret bulunduğunu ve ebediyen feshi mümkün olmadığını kabul etmek, elbette ki haksızlık olur Müddetleri belli olmayan muahedeler “ Rebus Sic Stantibus ( değişin şartlara göre antlaşma yenilenir ) kaydına uyar “ Bu kayıt, “ bir antlaşmanın yapılmasını gerektiren durumlarda değişiklik olunca ve antlaşmanın iki tarafın isteğiyle değiştirilmesi mümkün olmayınca, taraflardan yalnız biri, o antlaşmayı kaldırabilir “ şeklinde belirtildi Konferansın havası gittikçe sertleşti Konferans yönetmenliğine göre ( madde 5 ) kurulan Mali ve İktisadi Meseleler komisyonuna Fransız delegesi Baver başkanlık etti En önemli konu “ Düyuni Umumiye “ denilen Osmanlı borçlarıydı


Gerçekte bu borçlarla yeni Türkiye’nin ilgisi yoktu İsmet Paşa, Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümetinin eski Osmanlı İmparatorluğunun borçlarının kendine düşecek payı ödemeyi kabul ettiğini belirterek “ işgal ettiği vilayetleri harabeye çeviren Yunanlıların verdikleri her türlü hasarın da tazmin edilmesini “ istedi İşgal masrafları üstünde de söz alan İsmet Paşa, görüşünü, “ Adalet ve hakkaniyet, Türkiye’den askeri işgal masraflarının istenilmesi şöyle dursun, bu işgallerin ona verdiği hasarların tazmin edilmesini icap ettirir ” şeklinde açıkladı Yunan başbakanı Venizelos’un konuşması üstünde tartışmalar uzadı Osmanlı borçları üstünde de kesin bir sonuç alınamadı Komisyonlar 28 Ocak’ta raporlarını hazırladılar Fakat önemli konuların hiçbiri çözümlenemedi ve ana konularda görüş birliğine varılamadı 31 Ocak’ta her üç komisyon kendi aralarında toplanarak, Türk murahhas heyetine, kendi görüşlerine göre bir antlaşma tasarısı verdiler 4 Şubat’ta imzalanması istenen bu antlaşma tasarısını Türk heyetinin 4 gün içinde inceleyerek cevaplandırılması gerekiyordu Müttefiklerin verdiği barış antlaşması tasarısı İsmet Paşa tarafından kabul edilmedi


Bu antlaşmanın kabul edilmesi, Türk İstiklal Savaşı’nın sonuçlarını ülke aleyhine kötüye kullanmak demekti, kabul etmemek ise savaşı yeniden başlatacaktı Bu hava içinde toplantı ertelendi Türk heyeti Türkiye’ye döndü ( 7 Şubat 1923 ) Lozan görüşmeleriyle ilgili konuşmalar, Millet Meclisi’nde çok sert tartışmalardan sonra 6 Mart 1923’te bitirildi Bu sırada İsmet Paşa Hariciye vekilliğine getirildi İtalyan delegesi Montangna’nın toplantıda bulduğu bir çözüm üstünde duran İsmet Paşa, yüz sayfalık tasarıya on beş sayfalık bir cevabi nota hazırladı, İngiltere, Fransa ve İtalya’ya gönderdi ( 8 Mart ) Bu notaya göre, birinci toplantı, Türkiye’ye barış şartları zorla kabul ettirilmek istendiği için sonuç vermemişti Ayrıca yeni tasarıda, Lozan’da Türk heyeti tarafından kabul edilen bütün şartlar gösterildi Adı geçen devletler bir notayla cevap verdiler ( 28 Mart ) İsmet Paşa bunu yine bir notayla cevaplandırdı ( 7 Nisan ) Notada Lozan Konferansının 23 Nisanda yeniden toplanması istendi Bütün devletler bu yazıya olumlu yanıt verdiler Bunun üzerine İsmet Paşa eski yardımcılarından bir kısmını yanına alarak 21 Nisanda Lozan’a gitti


Lozan’da toplantı öncesi hava çok iyi değildi İngiltere ve Fransa, başdelegesini değiştirdiler Curzon’un yerine önceki tarihlerde Türkiye’de sefirlik yapan Horace George Montauge Rumbold, Fransız Bompard’ın yerine de, İzmir’de Gazi Mustafa Kemal Paşayla görüşen ve Mudanya’da bulunan general Maurice Pelle seçildi İtalya ise Garroni’nin görevlerini Montangna’ya verdi Ayrıca heyete şu devletlerin temsilcileri de katıldı: Japonya, Kertaro Otehiai; Yunanistan, MEK Venizelos, MD Kaklamanos; Romanya, Constantin Diamandy, Constantin Kontzerseo; SSCB, M Nikolav İvanoviç Yardanskiy; Bulgaristan, M Dimitr Stankov, M Fernand Peltsen; Portekiz, M Batholomeu Ferraria


Konferans 23 Nisan pazartesi günü aynı yerde, Chateau d’Ouchy otelinde açıldı ve 24 Temmuz 1923’e kadar sürdü Yapılan görüşmelerde Fransızlar, İsmet Paşadan bir şeyler koparabilmek için çalıştılar Fakat Ankara, İstanbul hükümetinin yaptığı antlaşmaların hiçbirini tanımadığını 7 Haziran 1923’te kanunlaştırarak ilan etti Anlaşmaya varılamayan bazı meselelerin çözümü ileride yapılacak görüşmelere bırakıldı Musul meselesi bunlardan biriydi Bütün komisyonların çalışmaları tamamlanınca, temmuz ortalarında konferans sona erdi İsmet Paşa, konferans çalışmaları bu safhaya gelince Ankara’dan imza yetkisi istedi Fakat Rauf Orbay’ın başında bulunduğu Türk hükümeti uzun süre Lozan’a imza yetkisini göndermedi
Bunun üzerine İsmet Paşa 18 Temmuz’da gönderdiği bir telgrafla Mustafa Kemal Paşaya durumu şöyle açıkladı : “Eğer hükümet kabul ettiğiniz şeyin katiyen reddini düşünüyorsa bunu bizim yapmaklığımızın imkanı yoktur Düşüne düşüne benim bulduğum yol, İstanbul’daki yabancı yüksek kimselere tebligat yapmak, imza salahiyetini almaktır Bu hal, gerçi bizim için dünya yüzünde görülmemiş bir skandal olur Fakat vatanın yüksek menfaatleri şahsi düşüncelerin üstünde olduğundan, milli hükümet, kanaatini tatbik eder Hükümetten teşekkür beklemiyoruz İşlerimizin muhasebesi, millete ve tarihe bırakılmıştır “


Hükümet, Lozan Antlaşmasının imza edilmesi emrini vererek, antlaşmanın sorumluluğunu kabul etmekten kaçınıyordu Bununla birlikte Mustafa Kemal Paşaya, İsmet Paşaya ve Lozan’da varılan sonuca karşı kesin cephe alamadılar Bundan dolayı Mustafa Kemal Paşa, hükümetin vermesi gereken yetkiyi kendi verdi Mustafa Kemal Paşa’nın İsmet Paşa’ya çektiği telgrafta şöyle deniliyordu: “ Lozan’da İsmet Paşa Hazretlerine; 18 Temmuz 1923 tarihli telgrafnamenizi aldım Hiç kimsede tereddüt yoktur Kazandığınız başarıyı en sıcak ve samimi duygularımızla tebrik ederek, usulen imza edildiğinin bildirilmesini bekliyoruz kardeşim Türkiye Büyük Millet Meclisi reisi Başkumandan Mustafa Kemal “


Telgrafı alan İsmet Paşa, Mustafa Kemal Paşaya şu karşılığı verdi : “ Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine : Her dar zamanımızda hızır gibi yetişirsin Dört beş gündür çektiğim azabı tasavvur et Büyük işler yapmış, yaptırmış bir adamsın, sana bağlılığım bir kat daha artmıştır Gözlerinden öperim, pek sevgili aziz kardeşim “ ( 20 Temmuz 1923 )

Lozan Üniversitesi salonunda bütün devletlerin temsilcileri, yorucu bir çalışma sonucu ortaya çıkan antlaşmayı bir törenle imzaladılar ( 24 Temmuz 1923 ) Bu antlaşmayla Türkiye, çağdaş devletler arasındaki hukuki yerini aldığı gibi yeni Türk devleti de Avrupalılar tarafından tanındıAntlaşma, Ağustos 1923’te TBMM’de görüşüldü İskenderun sancağının ve Trakya’da bir kısım toprakların sınır dışında bırakılması eleştirildi 227 üyeden 213’ünün oyuyla, antlaşma 23 Ağustos’ta onaylandı

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Lozan Barış Antlaşması

Eski 11-21-2010   #5
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Lozan Barış Antlaşması



Lozan’da görüşülen ve çözümlenen ana konular şunlardır :

I Sınırlar :
A Türk – Bulgar Sınırı :

İstanbul, Neuilly ve Sevr antlaşmalarıyla belirlenen sınır, Lozan’da da olduğu gibi kabul edildi Türkiye – Bulgaristan sınırı, Karadeniz kıyısındaki Regve deresi ağzından başlar Sınır aynı derenin telvey hattını izleyerek 40 km kadar akış yukarı ilerler, İncesırt köyünün kuzeyinde akarsu yatağını terk eder Kuzeybatıya doğru yönelir 713 m yüksekliğindeki Kartaltepe’nin doruk noktasından geçer
Aynı yönde Istıranca dağlarının kuzey eteklerinde 500 m eş yükselti eğrisi üstünden ilerleyerek Ahlatlı köyünü Türkiye’ye bırakır Buradan itibaren gene sınır bölümü çizgisini esas alarak batıya doğru ilerler Bucakkule tepesi ve Büyükyayla tepeleri üstünden geçer Hamzabeyli ve Uzunbayır köylerini Türkiye’de bırakarak Tunca nehrine ulaşır Daha sonra 10 km uzunlukta Tunca nehrinin telveyini takip ederek güneye doğru ilerlerÇömlek köyün batısında Tunca’yı terk eder Önce 20 km kadar batıya döner, Üsküdar Köyünü Bulgaristan’da bırakır Doğanca köyünü de Türkiye’de bırakarak Meriç nehrine ulaşır Burada Türkiye – Yunanistan sınırına varılır


B Türk – Yunan Sınırı :

Bulgar sınırından Arda ve Meriç nehirlerinin birleştiği noktaya kadar Meriç mecrası, Arda mansabına doğru bu ırmak üzerinde ve Çörek köyünün yakınında olmak üzere arazi üzerinde tayin edilecek bir noktaya kadar Arda mecrası, oradan güneydoğu doğrultusunda Bosna köyünün 1 km mansap yönünde Meriç üzerinde bulunan bir noktaya kadar Bosna köyünü Türkiye’de bırakan bir hattır
Deniz sınırları ise İmroz, Bozcaada ve Tavşan adaları Türkiye’de kalacak ve diğer adalar askersiz bölge durumuna getirilecektir Karasuları üç mil olacaktır


C Türkiye – Suriye Sınır :

Bu sınır Ankara itilafnamesindeki gibi ayrıldı Buna göre sınır, İskenderun Körfezi üzerinde, Payas mevkiinin hemen güneyinde tespit edilecek bir noktadan başlayacak ve Meydan-ı Ekbez’e doğru gidecekti Oradan Marsuus mevkiini Suriye’de ve Karnaba mevkii ile Kilis şehrini Türkiye’de bırakarak güneydoğuya doğru inecekSonra Bağdat demiryolunu izleyecek ve demiryolunun platformu Nusaybin’e kadar Türk toprakları üzerinde kalacaktı Nusaybin ile Cezire-i İbni Ömer ( bugün Cizre ) arasındaki eski yoldan Dicle’ye ulaşacaktı Nusaybin ve Cezire-i İbni Ömer mevkileriyle yol Türkiye’ye kalacaktır Bu yoldan yararlanma konusunda iki ülke aynı haklara sahiptirÇobanbey ile Nusaybin arasındaki demiryolu Türkiye’ye bırakılacak ve ayrıca Osman Gazinin büyükbabası Süleyman Şah’ın Caber kalesinde bulunduğu kabul edilen mezarı Türkiye’nin malı olacak, Türkiye orada muhafızlar ve Türk bayrağı bulundurabilecektir


D Türkiye – Irak Sınırı :

Bu sınır tespiti daha sonra Türkiye ve İngiltere arasında yapılacak ve antlaşmayla kararlaştırılacaktır
II Türkiye ve Yunanistan Arasındaki Diğer Meseleler :
A – İstanbul’daki Rumlar ile Batı Trakya’daki Türkler dışında, Türkiye’deki Rumlarla, Yunanistan’daki Türkler değiştirilecektir
B - Yunanistan savaş tazminatı olarak Karaağaç’ı Türkiye’ye verecektir


III Boğazlar Meselesi :

Lozan Boğazlar sözleşmesinde kabul edilen çözüme göre: Ticaret gemileri, gerek barış, gerek Türkiye’nin taraf olmadığı savaşlarda Boğazlar’dan serbestçe geçebilecek; Karadeniz’e çıkabilecek savaş gemileri ise sayı ve tonaj bakımından sınırlandırılacak; savaş zamanında Türkiye’nin taraf olması halindeyse Boğazlar’dan ancak tarafsız devletlerin savaş gemileri geçebilecek; Boğazlar bölgesi askersizleştirilecek ve Boğazlar’dan geçişi denetlemek üzere akit devletlerin temsilcilerinden kurulu bir Boğazlar komisyonu kurulacaktır
Lozan’da kabul edilen Boğazlar rejimi 1936’da Montreux Sözleşmesi’yle Türkiye lehine yeniden düzenlendi


IV Kapitülasyonlar :
Her türlü kapitülasyon kaldırılacaktır


V Kabotaj :

Türk kıyıları arasında yapılan her türlü deniz ulaştırması yalnız Türk gemileri tarafından yapılacaktır


VI Osmanlı Borçları Meselesi :

Lozan Antlaşması’yla, kalan Osmanlı borçları, Osmanlı Devleti’nden ayrılan ülkeler arasında orantılı olarak paylaşıldı Türkiye, kendine düşün miktarın son taksitini 1954’te ödedi


VII İstanbul ve Boğazların Boşaltılması :

Barış antlaşmasının Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından onaylanmasından sonra geçecek olan altı hafta içinde İstanbul ve Boğazlar’daki İtilaf devletleri kuvvetleri Türk topraklarını terk edecektir
KAYNAKÇALAR
Brittanica Compton’s ……………………………… cilt 13 , sayfa : 170 – 171
Büyük Larousse ……………………………………… cilt 15 , sayfa : 7560 – 7561
Meydan Larousse …………………………………… cilt 8 , sayfa : 101 – 103
Gelişim Hachette Genel Kültür Ansiklopedisi cilt 7 , sayfa : 2633 – 2635
Yeni Hayat Ansiklopedisi ………………………… cilt 4 , sayfa : 2204 – 2206

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.