Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Genel Bilgiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
devletinde, eğitim, nasıldı, osmanlı, sistemi, öğretim

Osmanlı Devletinde Eğitim Öğretim Sistemi Nasıldı?

Eski 09-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlı Devletinde Eğitim Öğretim Sistemi Nasıldı?



Osmanlı Devletinde Eğitim Öğretim Sistemi Nasıldı?
Osmanlı Devletinde Eğitim Öğretim Sistemi Nasıldı?

Osmanlı Devletinde Eğitim ve Öğretim sistemi nasıldı OSMANLI EĞİTİM KURUMLARI
Osmanlı devleti,diğer devletlerde olduğu gibi kendi vatandaşlarını kendi düşünceleri doğrultusunda yetiştirmek amacı ile eğitim ve öğretim müesseseleri kurmuştur
Devlet ve çoğunlukta vakıflar aracılığıyla kurulan ve devletin kuruluşundan yıkılışına kadar çeşitlenerek gelişen bu müesseseleri iki ana guruba ayrılır;
1) Örgün Eğitim Müesseseleri
2)Yaygın Eğitim Müesseseleri

A- RESMİ ÖĞRETİM KURUMLARI:

Acemi Oğlanlar Ocağı:

I Murad Han (1362-1389) döneminde sistemleşmeye başlayan Devşirme yöntemi Osmanlı Devletinin askerî ihtiyacını karşılamak üzere geliştirilmiş bir yöntemdir Buna göre savaş esirlerinden veya Osmanlı Hristiyan tebasından seçilen çocuklar 3-8 sene Türk ailelerinin yanında hizmet edip yetiştikten sonra Acemi oğlanlar ocağına alınırlardı Gelibolu’da ve İstanbul’da bulunan Acemi ocakları asker yetiştirirlerdi Burada askerlik sanatını öğrenen acemiler ihtiyaca ve yeteneklerine göre diğer ocaklara gönderilirlerdi Acemi ocağının sıkı bir disiplinin yanında belli görevlileri ve çalışma usulleri vardı Osmanlı Kapıkulu ocaklarının ilk kademesini meydana getirmesi bakımından önemliydi

Enderûn Mektebi:

II Murad zamanında kurulup, zamanla çeşitli değişikliklere uğramakla beraber Osmanlı Devleti’nin son zamanlarına kadar (1909) varlığını sürdüren bir saray okuludur Hristiyan ailelerden devşirilen çocukların zekî ve gösterişlileri saraya alınarak özel bir şekilde yetiştirilirlerdi

Enderûn mektebine alınan çocuklara, Kur’an-ı Kerim, tefsir, hadis, kelâm gibi dini dersler, edebiyat, inşa (şiir) gramer, Arapça, Farsça gibi dil ve edebiyat dersleri ve matematik, coğrafya, mantık gibi müsbet dersler okutulurdu Bir taraftan da Osmanlı saray geleneği, protokol kaideleri ve bürokratik işler öğretilirdi Bunların yanında çeşitli sanat kollarında beceriler kazandırıldığı gibi sportif faaliyetlere de yer verilirdi

İç oğlanı denilen Enderûn talebesi ortak bir kültürü özümseyerek, saray ve padişah hizmetlerinin yürütülmesini sağlarlar, böylece Osmanlı Devletinin sarayda, yönetimde, ordu ve bürokraside ihtiyaç duyulan kadrolarının bir kısmı bu şekilde yetiştirilmiş olurdu Sarayda kademe kademe yükselerek sancakbeyi rütbesiyle taşrada görev alırlardı

Burada bir iki hususa açıklık kazandırmak gerekiyor

1 Osmanlı Devleti, kendinden önceki Türk devletlerine göre daha merkeziyetçi bir yapıya sahiptir Bu sebepten dolayı kendi kurumlarından yetişmeyen kimselere görev vermemiştir Bu durum, bazı çevreler tarafından Türkleri dışlamak şeklinde yorumlanarak konu yanlış bir yöne çekilmiştir

2 Osmanlı Bürokrasisi sadece devşirmelerden ibaret değildir Divan ve taşra teşkilatında da yükselme olup buralar genelde Türklerin hakim oldukları kurumlardır Esasen Kanunî Devrinden itibaren Türk çocukları da Enderûn Mektebine alınmıştır

3 Böylece Devşirme zamanla uzaklaşarak devletin mülkî ve idarî kimliğinden kadrolarının yetiştirildiği yüksek seviyeli bir okul haline gelmiştir

Bürokrasinin kaynağı olması bakımından Divân-ı Hümâyûn’dan da biraz bahsetmemiz gerekecektir Osmanlılarda Divan idarî ve hukukî bir meclis olmasının ötesinde bürokrasinin merkezi ve beyni idi Devletin her türlü yazışmaları, Divân kararları, sicilleri, defterleri, malî kayıtları Divan’da tutulur ve saklanırdı Bu sebepten dolayı Divan birçok büroların bulunduğu ve yüzlerce görevlinin çalıştığı bir kurum idi Kâtiplik, usta-çıraklık ilişkisi içinde zamanla kazanılırdı Divandan yetişen pek çok ünlü devlet adamı olduğu gibi ilim-edebiyat tarih vb alanlarında yetişen Kâtip Çelebi, Gelibolu’lu Mustafa Ali, Feridun Ahmet Bey gibi şahsiyetlerde Divan’dan yetişmiş, zamanlarının önemli isimleridir Böylece divan bürokrasinin yanında okul niteliği de kazanmıştır

B- SİVİL ÖĞRETİM KURUMLARI

1 Sıbyan Mektepleri:

5-10 yaşlarındaki çocuklara okuma-yazma, bazı dinî bilgiler ve basit hesap işlemlerinin verildiği ilkokullardır Hemen her mahallede bulunduğu için “Mahalle Mektepleri” veya taş bina olarak inşa edildiği için “Taşmektep” de denilen bu okullar örgün eğitimin ilk basamağını oluştururlardı Okuma-yazmanın yanında ahlâkî terbiye verilmesi de amaçlanıyordu Çocuğu şerden sakındırmak ve hayra sevketmek Osmanlı cemiyetinin eğitim felsefesiydi

Sıbyan mekteplerinde bugünkü gibi sınıf, ders saati ve teneffüs ayarlaması yoktu Sabahtan ikindiye kadar ders veriliyor, yalnız öğle paydosu yapılabiliyordu

Okula başlama törenle yapılırdı Öğretim hatim indirmekle tamamlanırdı Bundan sonra isteyen medreseye, isteyen memuriyete (Divan kâtipliğine), isteyen de kaabiliyetine uygun bir zenaata girerdi

Zamanla programında ve çalışmalarında değişiklikler yapılmakla beraber Sıbyan Mektepleri Cumhuriyet Dönemine kadar varlığını sürdürmüştür

2 Medreseler:

İslâm dünyasında en yaygın ve en köklü eğitim kurumu olan medreseler, Anadolu Selçuklular’ında ve Osmanlı’larda diğer ülkelerden ayrılarak daha farklı bir gelişme göstermiştir

İlk İslâm toplumlarında camilerin okul olarak kullanıldıklarını biliyoruz 10 yüzyılda Türkistan şehrinde görülmeye başlayan medreseler ünlü Selçuklu veziri Nizam’ülmülk tarafından sistemli ve kalıcı hale getirilmiştir Bir rivayete göre Sultan Alparslan Nişabur Camii’nin kapısında perişan kılıklı bir grup genç görünce, bunların kim olduklarını ve niçin böyle bir durumda bulunduklarını sormuş; “bunlar dünya zevki taşımayan ilim talebeleridir” cevabını alınca çok üzülmüş Bunun üzerine Sultan Alparslan bunlara bir yurt inşa edilmesini ve maaş bağlanmasını emretmiştir Bu şekilde kurulmaya başlayan Selçuklu medreseleri, eğitim-öğretim kadrosuna tahsil ve geçim sağlayan ilk teşkilatlı medrese olarak ortaya çıkmıştır Bu rivayetin yanında İslâm dünyasındaki Şiî, Rafızî ve Batınî hareketlere karşı sistemli bir eğitim-öğretim yapılması Selçuklu siyasetinin temelini teşkil eder

Vakıf kuruluşlar olarak sistemleşen medreseler Osmanlılarda da devletin güçlenmesine paralel olarak büyümüş ve gelişmiştir

Medreseler seviye itibarıyla bugünün orta ve yüksek okullarına tekabül etmektedirler Vakıf olduğu için öğrencilerin barınmasının yanında diğer ihtiyaçları da medreseden sağlanıyordu Medreseler külliyenin bir parçasını teşkil ettiğinden öğrenciler hamamda temizleniyorlar, imaret (aşevi) den yemek yiyorlar, câmii de ibadet ediyorlar ve medresede öğrenim faaliyetlerine devam ediyorlardı Bu yönleriyle bugünün kampüs ve öğrenci yurdu anlayışının temellerini kendi eğitim tarihimizde bulabiliyoruz

Osmanlı medreseleri zamanla hiyerarşik bir düzenlemeye tabi tutulmuş, hocalarına verilen maaşlara ve ihtisas alanlarına göre derecelendirilmiştir Yevmiye 20 Akçayla ders veren müderris en alt dereceden göreve başlar Terfi ederek 500 Akçalık medreseye kadar yükselebilirdi Süleymaniye medresesindeki: Darül-Hadis kürsüsü Osmanlı medreselerinin en yüksek (11 derece) derecesini ifade ediyordu 500 Akça yevmiye alan müderrislere ya da mevleviyet denilen büyük şehirlerin kadılarına “Molla” deniyordu ki bugün ordinaryus karşılığındadır

Kuruluş döneminde vezirlerin ilmiye (medrese)den gediklerini biliyoruz Fatih Döneminden itibaren bürokratik kurumların gelişmesiyle ilmiye ile siyaset birbirlerinden ayrılmıştır

Osmanlı medreseleri müezzin, imam-hatip ve vaiz gibi camii görevlilerini, mahalle mekteplerinin hocalarını, medresenin kendi kadrosunu, yargı kadrosunu yetiştirdiği gibi Divân-ı Hümayundaki Kazaskerler (Bugünkü M Eğitim ve Adalet Bakanları) ve Şeyhülislâm gibi temsilcileri de hazırlıyorlardı Bu yönleriyle çok fonksiyonlu idi Ulemâ denilen medreseliler halk ve yönetim üzerinde önemli bir nüfuz, etki ve yere sahiptiler Ayrıca toplumda entellektüel-aydın kadrosunun en üst tabakasını oluşturuyorlardı

Medreselerin programı dört ana gruba ayrılır:

1 Din ve Hukuk (Kur’an, tefsir, hadis, fıkıh, kelam…)

2 Dil ve Edebiyat (Arap, Fars dilleri, hitabet, şiir, gramer…)

3 Felsefe (Felsefe ve mantık)

4 Temel Bilimler (Tıp, Matematik, Geometri, Astronomi, Coğrafya) idi

Bu derslerin verilişi zamanla ihtisaslaşmayı meydana getiriyor Medrese öğrencilerinin en alt kademesine suhte (softa) ortaöğretim talebesi deniyordu Daha sonrakilere danişmend (lisans talebesi) denilirdi Muid (Asistan) müderris ile talebe arasındaki ilişkileri düzenler, hocanın derslerini müzakere yoluyla özetler veya tekrarlardı Medrese eğitimi uzun süren meşakkatli bir işti

Selçuklu ve Osmanlı medrese kadrosu sünnî İslâm itikadını temsil ettikleri gibi İslâm’ı rasyonel olarak ele aldıklarından tasavvuf geleneğinden bazen ayrılıyorlardı Bu sebepten zaman zaman medrese tarikat çatışması da meydana geliyordu Esasen medrese geleneği Tasavvufu İslâm’ın Kur’an ve Sünnet çizgisi içerisinde değerlendiriyor, bu ölçünün dışında kalan hareketleri benimsemiyordu

Selçuklu ve Osmanlı medreselerinin diğerlerinden farklı bir gelişme gösterdiğini yukarıda belirtmiştik Bu gelişme program ve ihtisaslaşma yönünden olduğu kadar fikir yönünden de ele alınmalıdır Anadolu Selçuklu ve Osmanlı medreseleri hür düşünceyi ve bilimi birinci plâna yerleştirmiştir Zengin vakıflar sayesinde maddi imkanları geniş olunca ve devlet yöneticilerinin de ilgilenmesi dolayısıyla İslâm dünyasının birçok şöhretli âlimi Selçuklu ve Osmanlı ülkesine gelerek bilgilerini ve fikirlerini yayma imkânı bulmuşlardır

Kaynaklar:
1 İ Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Devletinin İlmiye Teşkilatı, TTK Ank1983
2 M Zeki Pakalın, Osmanlı Tarih Deyim ve Terimleri Sözlüğü, C2 MEB, İstanbul 1988
3 Osmanlı Ansiklopedisi, C1, Ağaç Yayıncılık, İstanbul 1997

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.