Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
iskit, iskitler, uygarlığı

İskitler | İskit Uygarlığı

Eski 06-03-2009   #1
[KAPLAN]
Varsayılan

İskitler | İskit Uygarlığı



İskitler

Vikipedi, özgür ansiklopedi



İskit toprakları

İskitler, MÖ 7 yüzyılda Avrupa ile Asya'nın batı kesiminde, Tanrı Dağları ve Fergana Vadisi arasındaki bölgede yaşamış Sakalar diye de anılan Hint-Avrupa dili konunşan İrani bir kavimdir

İskitler hakkındaki bilgilerin çoğunluğu Yunan kaynaklarından gelmektedir Herodot Tarih eserinde İskitlerin Asya'dan geldiklerini ve Massagetlerin baskısı ile batıya göç etmeye zorlandıklarını belirtmektedir

İskitler, tarihi kayıtlara göre, ilk önce MÖ 680 yıllarında Kafkas geçitlerinden aşıp Kür Irmağı boylarına yayıldılar[kaynak belirtilmeli]

M Ö 645 - M Ö 617 yıllar arasında Suriye ve Filistin'e de girmiştir[kaynak belirtilmeli]

İskitler, MÖ 7 yüzyılda Avrupa ile Asya'nın batı kesiminde, Tanrı Dağları ve Fergana Vadisi arasındaki bölgede yaşamışlardır[kaynak belirtilmeli]

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : İskitler | İskit Uygarlığı

Eski 06-03-2009   #2
[KAPLAN]
Varsayılan

Cevap : İskitler | İskit Uygarlığı



İskitler, MÖVII yüzyılda Avrupa ile Asya'nın batı kesiminde, Tuna ile Volga ırmakları arasındaki bölgede yaşamış bir Orta Asya kavmidir
İranlılarla beraber Türklerin de Sakalar diye andığı bu kavimin ilk yurtlarının trabzon olduğu ve kilat köyünde yaşadıkları bilinmektedir Sakaların ilk boyları MÖ 8 yüzyılda bu bölgeden batıya göç etmişlerdir

İskitler hakkındaki bilgilerin çoğunluğu Yunan kaynaklarından gelmektedir O kaynaklarda ise İskitlerin İranlı olduklarına dair herhangi bir bilgi yoktur Herodot tarihi ise İskitlerin Asya'dan geldiklerini ve Massagetlerin baskısı ile Batı'ya göç etmeye zorlandıklarını belirtmektedir Ayrıca İran İmparatoru Darius'un İskit ülkesini ele geçirmek için açtığı savaşı anlatırken, Herodot, İskitlerin kesinlikle İranlılara benzemediğini açıklamaktadır

İskitler, Tarihi kayıtlara göre;
atlı-göçebe Saka Türkleri, ilk önce MÖ 680 yıllarında Kafkas geçitlerinden aşıp Kür Irmağı boylarına yayıldılar Arkasından gelen yeni ve daha güçlü Saka göç kolları Aras boylarını da ele geçirip Urmiye gölüne varınca Azerbaycan’a yerleştiler Az sonra da bütün Anadolu, Suriye ve Filistin’e yayılarak, İran’ı da kendilerine bağladılar Doğuda Çin’den batıda Tuna boylarıyla Karpatlar’a , kuzeyde Sibir’den, güneyde Mısır kapısı Sina’ya değin Asya ve Avrupa topraklarına hakim olarak; dünyanın bilinen en ulu ilk geniş imparatorluğunu kurdular

İskit Adı

İskit adı Önasya’da ilk kez Urartu kralı Argişti I’in yıllıklarında İşkigulu Ülkesi coğrafi terimiyle karşımıza çıkmaktadır İşkigulu Ülkesi terimi büyük olasılıkla İskitler’in görülmeye başladığı Mannai topraklarını işaret etmektedir Mannai toprakları Assur ile Urartu arasında politik bir sorun olmuş ve zaman zaman bu iki büyük devletten birine bağlanmıştır Assur kralı Asarhaddon’un yıllıklarına göre, Asarhaddon İskit kralı İşpakai’yi MÖ 679 yılında Kuzeybatı İran’da mağlup etmiştir Bu belgelerde ise, İskitler Assur yazılı kaynaklarında ilk kez belirmektedir Bazı yazılı belgeler ise, Urartu ile İskitler arasında diplomatik gelişmeler olduğuna işaret etmektedir Bu belgelerde, Urartu kralı Rusa II ile İşkigulu kralı Sagastara arasında bir antlaşma yapılmış ve İskitler’in Urartu topraklarını sorunsuz geçerek Mannai’ye yerleşmelerine izin verilmiştir Anlaşıldığına göre, Urartu kralı Rusa II İskitler’le anlaşarak hem ülkesini istiladan kurtarmış, hem de kurduğu Mannai-İskit ittifakı ile Mannai toplumunu Assur egemenliğinden kurtarmayı amaçlamıştır İskitler’in gelecekte Urartu Krallığı için önemli bir tehlike olabileceğini düşünen Rusa II söz konusu bu politik girişimlere ek olarak, özellikle İskitler’in yoğunlaştığı bölge olan Kuzeybatı İran'da savunmaya yönelik inşa faaliyetlerine girişmiştir
Örneğin, Bastam/Rusa-i URUTUR İskitler’e karşı savunma amacıyla kurmuş kale tipi bir yerleşmedir Urmiya Gölü civarında MÖ 7 yüzyılda inşa edilmiş olan Kale Siyah, Kız Kalesi, Danalu, Kaleoğlu ve Sangar gibi çok sayıda kale de bu inşa faaliyetinin bir devamı olarak değerlendirilmektedir Kuzeybatı, Batı ve Kuzey İran’da bulunan Demir Çağı yerleşmelerinde ele geçmiş olan İskit tipi okuçları, İskitler’in söz konusu bu bölgelerde ne kadar etkili olduklarını açıkça ortaya koyan arkeolojik buluntulardır

Sakalar’a Asurlular “Aşkuzai/Askuzai” ve “İşkuza”, bazen de “Asagarta/Sakarta/Zakarti/Zakruti/Zikirtu”; Yahudiler’in Tevratında “Aşkenaz”; Eski Yunanlılar “Scythe” (İskit), hükümdarlar boyuna “Sokolot” ve sonraları “Sak/Saka” ; İranlılar “Saka”; Hintliler “Sakya” ve Çinliler de –hükümdarlar sülalesine göre- “Su” ve “Se” diyorlardı Kaşgarlı Mahmud’un Divan-ı Lügati’t Türkünde anıldığı gibi, Tanrı Dağları bölgesindeki “Şu/Su” sülalesi, MÖ 800'lü yıllardan beri Sakalar’ın hükümdarlar sülalesi idi

İskit Tarihi

İskitler ve Kimmerler Döneminde Önasya

Yazılı kaynaklarda verilen bilgilere göre İskitler’in Karadeniz’in kuzeyindeki stepleri istila etmelerinin ilk evresi, onların Aşağı Don Havzası ve Pre-Kafkasya bölgelerinde görünmesiyle bağlantılıdır Kimmerler’i yaşadıkları topraklardan çıkaran İskitler, bu hareketle Karadeniz’in kuzeyindeki steplerde büyük bir yıkım ve değişime neden olmuşlardır Bunun sonucunda MÖ 800'lü yıllarda Karadeniz’in kuzeyindeki steplerde çok sayıda yerleşme tahrip edilmiş, bununla doğru orantılı da olarak yerleşik hayat özellikleri ortadan kalkmaya başlamıştır Büyük bir tahribatla yansıyan bu durum olasılıkla Kimmer-İskit çekişmesinin bir sonucu olarak belirmektedir Bu durumun genel sonucunda söz konusu bölgede hem karma ekonomiden hayvancılığa geçiş olmuş hem de Kimmerler’in Önasya’ya zorunlu göçleri gerçekleşmiştir

İskitler ile Urartu ve Asur İlişkileri

İskitler, Herodotos’un bildirdiğine göre, Kafkasları doğudan dolaşarak, Hazar Denizi kıyısını izlemişler, Derbent geçidini kullanarak, Kimmerler’in ardından Önasya’ya girmişlerdir Bunlara ek olarak bir grup İskitli’nin Transkafkasya Dağları’nı geçerek Önasya’ya giriş yaptığı düşünülmektedir Bu durum İskitler’in tek bir liderin yönetiminde, belli bir amaca yönelik düzenli askeri ordular şeklinde değil, klanlar ve boylar halinde, birbirlerinin ardısıra Önasya’ya girmiş olduklarını göstermektedir Bu göçler sırasında İskitler güzergahları üzerinde bulunan ve Kuzeybatı İran’daki Urmiya Gölü civarına lokalize edilen Mannai’ye gelmişlerdir Bu olay Herodotos’un eserinde İskitler’in Medya’ya girmiş oldukları şeklinde belirmektedir


İskitler'in Mannailer ile İlişkileri

Urartular’dan başka Önasya’daki diğer uluslarda İskitler’le ilişkilerini iyi tutmak istemişlerdir Örneğin Mannai yöneticileri Assur İmparatorluğu’na karşı verdikleri savaşta İskitler’i yanlarına çekmek istemişlerdir Ancak Mannai-İskit ittifakına karşın Mannai’nin büyük bölümü MÖ 673 yılında yeniden Assur İmparatorluğu’nun eline geçmiştir Çünkü bereketli ovaları ve at kaynakları ile Mannai, Assur İmparatorluğu için son derece önemliydi

Bazı araştırmacılar İskitler’in Mannai’nin sınırları içinde olan Urmiya Gölü’nün kuzey veya kuzeybatısında, bazı araştırmacılar ise güney ve güneydoğusunda yerleştiklerini ileri sürmektedirler Bu dönem için Mannai’deki Sakız yöresinin İskitler’in siyasi yönetim merkezi olabileceği düşünülmektedir Urmiya Gölü’nün güneyindeki Sakız kasabasının 49 km doğusunda yer alan Ziwiye’de gerçekleştirilen arkeolojik kazılar burasının büyük olasılıkla İskit kralının oturduğu ve çok güçlü bir şekilde tahkim edilmiş bir kale olduğuna işaret etmiştir Sakız kasabasının yakınlarında ortaya çıkarılan bir İskit kralına ait mezarda ele geçmiş olan ve İÖ 6 yüzyıla tarihlendirilen zengin metal buluntular ile İskit tipi okuçları, İskitler’in Ziwiye yöresindeki varlıklarını güçlü bir şekilde desteklemektedir

İskitler’in Assur topraklarına yaptıkları ve kayıtlara geçmiş ilk akın olasılıkla MÖ 676 ya da MÖ 675 yılının Mayıs-Haziran aylarında Kral Işpakai liderliğinde meydana gelmiştir Assur kralı Asarhaddon’un yazıtına göre Van Gölü’nün güneyinde yer alan Hubuskia üzerinden gerçekleşen bu akın sırasında İskit ve Mannai kuvvetleri Asarhaddon tarafından mağlup edilmişlerdir Bu savaş sonucunda İskit Ülkesi’nin kralı olarak Bartatua’nın adının geçmesi İşpakai’nin öldürüldüğünü düşündürmektedir Gelişmelerden anlaşıldığına göre Bartatua Assur kralı Asarhaddon’un kızı Sern’a-etert ile evlenmek isteyecek kadar güçlü bir liderdi Asarhaddon bu evliliği onaylamakla birlikte, Bartatua’ya güvenmediği için bu evliliğin Assur İmparatorluğu için yararlı olup olmayacağı konusunda şüpheler duymuştur Bir fal metninde Kral Asarhaddon’un Tanrı Samas’a yönelttiği kehanet sorularında bu durum açıkça belli olmaktadır Kral Asarhaddon bu politik evlilikle kurulan ilişkiler sayesinde Urartu, Mannai, Kimmer ve Medler’e karşı kuvvetli bir müttefik kazanmıştır İskitler ve Assur arasında kurulan kan bağı temelindeki bu ittifak Assurbanipal döneminde (İÖ 668-627) de sürmüştür Bu bağlamda İÖ 653-652’de Assur İmparatorluğu’nun Medler’e karşı kazandığı zaferde, İskitler Assur’a yardım etmiştir İÖ 7 yüzyılın ortalarında Kral Bartatua’nın emri altında bulunan İskitler Önasya’da güçlerinin zirvesine ulaşmışlardır
İskit kralı Bartatua büyük olasılıkla İÖ 645 yılında ölmüş ve yerine oğlu Madyes geçmiştir İÖ 7 yüzyılın ikinci yarısında gerek Bartatua gerekse Madyes döneminde İskitler’in gücünün büyük ölçüde Assur ile olan yakın işbirliğine dayandığı düşünülmektedir

İskitler ve Medler

MÖ 627’de Assur kralı Assurbanipal’in ölümüyle aynı dönemde Önasya’nın yeni gücü olarak beliren Medler’in başına Kyaxares geçmiştir Kral Kyaxares liderliğinde güçlenen Medler İÖ 617/616 yılında Assur egemenliğine karşı ayaklanmış ve Ninive’ye saldırmıştır Ancak Madyes komutasındaki İskitler Kyaxares’in bu saldırısı karşısında Assur’a bir kez daha yardım etmişler ve Med saldırısı başarısızlıkla sonuçlanmıştır Madyes’in Assurlular’a yardımı nedeniyle saldırısı engellenen Med kralı Kyaxares bunun üzerine İskitler’le anlaşma yoluna gitmiştir İskitler ve Medler’e Babil kralı Nabopolassar da katılmış, birleşen bu kuvvetler İÖ 612 yılında Assur başkenti Ninive’yi yakıp yıkmışlar ve Önasya’nın en büyük devletlerinden biri olan Assur İmparatorluğu’nu ortadan kaldırmışlardır Ninive’nin fethinden hemen sonra İskitler Babil’le beraber Medler’e cephe alarak Kyaxares’e saldırmışlar ve Medler’in mağlubiyeti ile İskitler Önasya’ya egemen olmuşlardır

Assur İmparatorluğu’nun yıkılışını Urartu Krallığı’nın yıkılışı izlemiştir Urartu Krallığı’nın İskitler tarafından yıkıldığını ya da bunda İskitler’in önemli bir rolü olduğunu Urartu yerleşim merkezlerindeki İskit buluntuları açıkça göstermektedir Örneğin, Erivan yakınlarında yer alan önemli bir Urartu yerleşmesi olan Karmir Blur/Teişebaini’nin, İskitler tarafından tahrip edilmiş olduğu burada ele geçmiş olan çok sayıdaki İskit tipinde okuçlarından anlaşılmaktadır

İskit ve Mısır İlişkileri
Urartu Krallığı’nın İÖ 6 yüzyılın başlarında yıkılmasından sonra İskitler Filistin sahili boyunca Mısır sınırlarına kadar hızlı bir yağma seferi yapmışlardır İskitlerin gelişini haber alan Mısır Kralı Psammetikos, onları karşılamış ve çeşitli hediyelerle daha fazla ilerlememelerini sağlamıştır Bunun üzerine İskitler geri dönmüşlerdir Ancak geriye doğru dönüş yolunda bir grup İskitli, Suriye’deki Askalon şehrini tahrip etmiş ve tanrıça Aphrodite tapınağını yağmalamıştır Mısır’da Doğu Delta’da yer alan Tell Defenneh/Tahpanhes yerleşmesinde ele geçirilen İskit tipi okucu ve demir hançer İskitler’in Mısır seferinin arkeolojik kanıtları olarak kabul edilmektedir İskitler, hastalık, sıcak ve uzun bir yol katetmelerinden dolayı yorgun bir şekilde Medya’ya dönmüşlerdir Kral Madyes ve diğer İskit liderleri Kyaxares tarafından, belki de bu seferi kutlamak bahanesiyle bir şölene davet edilmişler ve sarhos edilerek öldürülmüşlerdir Bu olay İskitler’in Önasya’daki 28 yıllık egemenliklerinin, yani politik-askeri güçlerinin sonu olmuştur Kralları Madyes’in ölümü üzerine lidersiz kalan İskitler kendi yurtlarına, Güney Rusya’ya geri dönmüşlerdir Herodotos İskitler’in Önasya’daki bu 28 yıllık egemenlikleri sırasında kötü bir şöhret kazanmış olduklarını, ayrıca İskitler’in kendi ülkelerine geri döndüklerinde, Medya seferinde kendileriyle beraber gelmeyen kölelerinin ve karılarının oğullarından oluşan bir ordunun direnişiyle karşılaştıklarını bildirmektedir Bunlar büyük olasılıkla İÖ 8 yüzyılda Kimmerli yerli halkın arasına yerleşen ve güneye Önasya’ya ilerlemeyen İskitler’in torunlarıdırlar

İskitler ve Akhamenidler
MÖ 6 yüzyılın sonlarına doğru Akhamenid kralı, Büyük Darius’un İskitler üzerine yapmış olduğu sefer, İskit tarihinin önemli olaylarından birini oluşturur Herodotos’ta detaylı olarak anlatılan bu sefer Tabula Capitolina olarak bilinen Grek yazıtı ışığında MÖ 514 - MÖ 513 yıllarına tarihlenir 1 İskit Seferi Büyük Darius’un Bisitun Yazıtı’nda Aral-Hazar steplerinde yaşayan Doğu İskitler üzerinde yapılmıştır 2 İskit Seferi’nin ise, Herodotos’un bildirdiği İskitya seferi ise MÖ 514 - MÖ 512’de İstanbul Boğazı ve Tuna üzerinden Karadeniz’in kuzey sahilindeki İskitler üzerine yapılmıştır Büyük Darius ilk seferinde, İran’ı tehdit eden İskitler’i yenilgiye uğratarak ülkesinin kuzey sınırlarının güvenliğini sağlamıştır İkinci İskit seferinde ise, İskitler’in başarılı savaş taktikleri nedeniyle Tuna Nehri’ne geri çekilmek zorunda kalmıştır

İskitler ve Grekler
Grek kolonistleri ve diğer yerli halklarla aralarındaki iyi ilişkiler bu dönemde Karadeniz’in kuzeyindeki steplere Kuzey Kafkaslar’dan ve Doğu Avrasya steplerinden yeni göçebe grupların gelmesi ile bozulmuştur
Grekler, atlı savaşçılar olan bu yeni grupları da farklı kültüre sahip olmalarına rağmen “İskitler” olarak tanımlamışlardır Göç eden bu gruplar bölgede karışıklıklara ve huzursuzluklara neden olmuştur Grek kolonistleriyle İskit yüksek sınıfı arasındaki yakın ilişki karşılıklı kültürel etkileşimi arttırmış, sosyal yaşamda ve sanat eserleri üzerinde Grek etkileri belirginleşmiştir Dinyeper Nehri havzasında çok sayıdaki kurganlardan oluşmuş olan büyük nekropoller nedeniyle, İskitler’in İÖ 4 yüzyılda kısa süreli de olsa parlak bir dönem yaşmış oldukları düşünülmektedir Bu nekropollerden en önemlileri Oguz, Certomlyk, Solocha ve Gajmanova Mogila’dır Bu dönemde İskitler’in kralı Ataes’tır Cesur bir savaşçı olarak da bilinen Kral Ateas İskitler’in batı sınırını genişletmeye çalışmış, özellikle Makedonya kralı II Philip ile Tuna Nehri havzasında uzun süreli savaşlar yapmış ve İÖ 339 yılında bir savaş sırasında ölmüştür İÖ 331’de II Philip’in oğlu Büyük İskender’in komutanlarından Zopyrion Trakya’ya kadar ilerlemiş olan İskitler’e saldırmıştır Geri çekilen İskitler’i Olbia’ya kadar kovalayan ve kenti ele geçiremeyen Zopyrion ve ordusu geri dönüş yolunda İskitler tarafından yok edilmiştir İskitler’in özellikle Grekler’le olan kültürel etkileşimleri sonucunda toplum yaşamındaki değişim geleneksel göçebe sosyal sistemini bozmuş ve bunun sonucunda İskitler, politik ve askeri açıdan zayıflamışlardır

Sarmatlar
İçten zayıflayan İskitler’e son darbe Sarmatlar’dan gelmiştir MÖ 300 civarında yine bir Avrasya atlı savaşçı ulusu olan Sarmatlar’ın etkisi ile İskitler önce Kırım yarımadasına çekilmişler, daha batıdakiler ise güneye doğru inerek daha çok Tuna vadisine yayılmışlardır MÖ 250’den sonra bütün Karadeniz steplerine Sarmatlar egemen olmuşlardır MÖ 250 civarında İskiler’in tarih sahnesinden çekilmesinden sonra küçük bir grup İskitli komşuları olan Sarmat, Trak, Galat kabilelerine ve Pontus Kralı Mithridates’e karşı mücadele etmişlerdir MÖ 2 yüzyıla kadar zayıf da olsa varlıklarını sürdüren İskitler, bu dönemde Güney Avrupa’ya doğru ilerleyen Gotlar tarafından ortadan kaldırılmışlardır

İskitler'de İnanç ve Gelenekler

İskitler her bakımdan atlı bir uygarlığın temsilcisi oldukları için barbar sözcüğü ile tanımlanmışlardır Tüm göçebelerde ve dağlı kavimlerde olduğu gibi İskitlerde de ruhsal yaşama inanış öncelik taşımıştır
Greklerle temastan önceki İskit dininde Şamanizme ait önemli kalıntılar bulunmaktadır İskitler'de de Şamanların varolduğu Herodot tarihinden öğrenilmektedir Şamanizm İskitler aracılığı ile Traklara da geçmiştir
Grek kaynaklarında ve Herodot tarihinde İskit tanrıları şu sırayı izleyerek açıklanırlar En önde canavarların tanrıçası sayılan Tabiti, göktanrısı Papaios da önemli bir tanrıydı Ay ve yıldızların sembolü olarak da tanrıça Apaia'ya inanılıyordu Bu tanrıça evliliğin ve kadın haklarının simgesiydi Apollon kötülükleri yok eden ışık tanrısı, Afrodit kadın güzelliğinin, aşk ile sevginin tanrıçasıydı

Alıntı Yaparak Cevapla

İskitlerin Önasya'ya Gelişleri

Eski 06-03-2009   #3
[KAPLAN]
Varsayılan

İskitlerin Önasya'ya Gelişleri



İSKİTLER'İN ÖNASYA'YA GELİŞLERİ

Savaşçı atlı uluslardan biri olan İskitler, batıda Tuna Nehri havzasından doğuda Çin'e kadar uzanan geniş Avrasya steplerinde yaşamış ve göçebe hayat tarzını uygulamış bir toplumdur Günümüzde geçmişteki göçebe toplumlarla ilgili arkeolojik araştırmalar büyük bir hızla ve artarak sürdürülmektedir Ancak, göçebe toplumlara ait arkeolojik kalıntıların azlığı ve bunların büyük bir çoğunluğunun mezar buluntuları olması sorunlara açıklık getirmeyi güçleştirmektedir


İskitler ve Kimmerler'in Önasya'ya Giriş Güzergahları (Murzin 1991, Abb5)

Son yıllarda Karadeniz'in kuzeyindeki steplerde yapılan arkeolojik araştırmalar sonucu, söz konusu bölgedeki arkeolojik kültürlerin izlediği sıra, kronolojik açıdan belirginleşmeye başlamıştır İÖ 2 Binyılın ortalarında yani 15 ve 14 yüzyıllarda, Srubnaja adı verilen bir kültür Volga Nehri'nden Karadeniz'in kuzeyindeki bölgelere kadar yayılmıştır Bu gelişme ile Karadeniz'in kuzeyindeki steplerde İÖ 2 Binyılın ilk çeyreğinden beri yaşanmakta olan Katakomb Kültürü toplumları ya asimile edilmişler ya da bölgeden dışarıya atılmışlardır Bunun sonucunda bölgedeki Katakomb Kültürü'nün varlığı sona ermiştir Srubnaja Kültürü daha sonra Karadeniz'in kuzeyindeki steplerde varlığını ve gelişimini devam ettirmiştir Bu kültürdeki gelişmenin son dönemi, birbirini izleyen Sabotinovka ve Belozersk adı verilen iki evre ile temsil edilmiştir Belozersk evresi doğrudan doğruya Sabotinovka evresinin devamıdır Srubnaja kültürünün Belozersk evresinin bitişi kesin olmamakla birlikte genellikle İÖ 9 yüzyıl ile 8 yüzyılın ilk yarısına tarihlendirilir Belozersk evresi hem coğrafi hem zamansal ve kısmen de kültürel açıdan Novocherkask Göçebe Topluluğu (İÖ 8 yy'ın ortası-7 yy'ın ilk yarısı) olarak isimlendirilen diğer bir kültürün arkeolojik kalıntılarının öncüsü niteliğindedir Bu bağlamda, Karadeniz'in kuzeyindeki steplerde, kültürel bağlantılar gösteren arkeolojik bir kültür ara vermeden gelişmeye devam etmiş ve bu kültürel bütünlük İÖ 2 Binyılın ortalarından İÖ 8 yüzyılın ortalarına kadar sürmüştür Söz konusu bu süreçte bölgeye yapılan herhangi önemli bir göç hareketine ait arkeolojik kalıntılara bugüne değin rastlanmamıştır Bu nedenle Katakomb Kültürü'nün bir ulusu olan Kimmerler, çok büyük bir olasılıkla Srubnaja kültürünü de yaşamışlardır Bu durumda Kimmerler'in yalnızca Katakomb Kültürü'nün ulusu olduğu şeklindeki görüşlerin artık tartışmalı olduğu, Kimmerler'in kültür hayatlarında Srubnaja Kültürü'nün de etkili olduğu anlaşılmaktadır Bu da bize İskitler'in Karadeniz'in kuzeyindeki steplere göç ettiği dönemde Kimmerler'in bu bölgede uzun bir süreden beri oturan, büyük olasılıkla da bölgenin otokton ulusu olduğuna işaret etmektedir

Bu konudaki önemli sorunlardan biri İskitler'in Karadeniz'in kuzeyindeki steplere yani Kimmerler'in yaşadıkları topraklara kesin geliş tarihlerinin günümüze değin tam olarak belirlenememiş olmasıdır Bir görüş, söz konusu bölgede İskitler'in arkeolojik izlerinin İÖ 7 yüzyılın ikinci yarısında izlenebildiği temeline dayanmaktadır Bir başka görüşe göre İskitler'in Kimmer topraklarını istila etmesi İÖ 7 yüzyılın yetmişli yıllarında başlamış ve aynı yüzyılın ortalarından çok kısa bir süre sonra tamamlanmıştır Bu bağlamda diğer bir sorun biri, İskit kültürünün İÖ 7 yüzyılın ikinci yarısından önceki erken evresinin henüz saptanamamış olmasıdır Bunun başlıca nedeni ise, Karadeniz'in kuzeyindeki steplerde İskit kültürünün gelişmiş halinin birdenbire belirmesidir Bugünkü arkeolojik verilerin ışığında, İÖ 7 yüzyılın ikinci yarısından önce bu kültürün sadece Karadeniz'in kuzeyindeki steplerde değil, daha doğuda da hiçbir yerde tanınmadığı anlaşılmıştır Bu durumda İÖ 8 yüzyılın ortalarına kadar devam etmiş olan Novocherkask Göçebe Topluluğu kalıntılarının hem Kimmerler'e hem de İskitler'e ait olabileceği sonucu çıkmaktadır Görünüşe göre İskitler'in Karadeniz'in kuzeyindeki steplere gelmeleri onların Hazar Denizi ve Pre-Kafkasya bölgelerine gelmelerinden öncedir Söz konusu bölgeye gelen İskitler ile yerli Kimmerler arasındaki linguistik ve kültürel akrabalık ve benzerlik, İskitler'in Karadeniz'in kuzeyindeki steplere girmelerinin neden arkeolojik materyal ile izlenemediği sorusuna da açıklık getirmektedir Ayrıca, yazılı kaynaklarda varlıkları kesin olarak saptansa da, genelde göçebe yaşam tarzını uygulamış ulusların yer değiştirme hareketlerini arkeolojik materyal ile izlemenin oldukça zor olduğu da düşünülmelidir

İskitler ve Kimmerler'in Etkilediği Dönemde Önasya

Yazılı kaynaklarda verilen bilgilere göre İskitler'in Karadeniz'in kuzeyindeki stepleri istila etmelerinin ilk evresi, onların Aşağı Don Havzası ve Pre-Kafkasya bölgelerinde görünmesiyle bağlantılıdır Kimmerler'i yaşadıkları topraklardan çıkaran İskitler, bu hareketle Karadeniz'in kuzeyindeki steplerde büyük bir yıkım ve değişime neden olmuşlardır Bunun sonucunda İÖ 8 yüzyıl içinde Karadeniz'in kuzeyindeki steplerde çok sayıda yerleşme tahrip edilmiş, bununla doğru orantılı da olarak yerleşik hayat özellikleri ortadan kalkmaya başlamıştır Büyük bir tahribatla yansıyan bu durum olasılıkla Kimmer-İskit çekişmesinin bir sonucu olarak belirmektedir Bu durumun genel sonucunda söz konusu bölgede hem karma ekonomiden hayvancılığa geçiş olmuş hem de Kimmerler'in Önasya'ya zorunlu göçleri gerçekleşmiştir
İÖ 8 yüzyılda Karadeniz'in kuzeyindeki steplere yani Kimmerler'in ülkesine ayak basan İskitler, bir kısım Kimmerliyi kendi içine kabul etmiş, kısmen de mevcut Kimmerli ile bütünleşerek kendilerini yönetici zümre olarak kabul ettirmiş olabilirler İskitler ve Kimmerler arasındaki kültür ve dildeki yakınlık asimilasyonu kolaylaştırmış olmalıdır İskitler'in dışarıdaki yerleşik dünya ile ilişkilerinin çok kısıtlı olduğu bilinmektedir Bununla doğru orantılı olarak dış dünyadan getiriler de çok az olmuştur Bütün bunların sonucunda üretime dayalı bir ekonomisi bulunmayan İskitler çevre bölgelere ve özellikle Önasya'nın zengin ülkelerine yayılma ve saldırma eğilimi göstermişlerdir Çünkü hareket halinde olan ve yağma ile geçinen göçebe ve savaşçı toplumlar için daima yeni bir hedef, yaşamlarını sürdürebilmek için yeni ganimetler ve yağmalar gerekmektedir Yani, İskitler'in Önasya'ya akınlarının temelinde bölgedeki yerleşik toplumlardan kazanç ve çıkar elde etme isteğinin yattığı görülmektedir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.