|
![]() ![]() |
|
Konu Araçları |
cemiyetine, katılması, milletler, türkiyenin |
![]() |
Türkiye"nin Milletler Cemiyetine Katılması |
![]() |
![]() |
#1 |
Şengül Şirin
![]() |
![]() Türkiye"nin Milletler Cemiyetine KatılmasıMİLLETLER CEMİYETİ (Cemiyet-i Akvâm) VE TÜRKİYE’NİN BU CEMİYET’E GİRİŞİ (1932) Türkiye, dört yıllık ağır ve zorlu bir mücadelenin sonunda kazandığı kesin bir zaferin ardından 24 Remmuz 1923’ de imzaladığı Lozan Barış Antlaşması ile uluslararası planda kendisini resmen tanıtmış, bunun ardından da 29 Ekim 1923’ te Cumhuriyeti ilan ederek, yeni devleti resmen kurmuştur ![]() Bundan sonra , bir yandan iç meselelerini halletmeye çalışırken, bir yandan da uluslararası ilişkiler kapsamında çözüm bekleyen sorunlarını çözme gayreti içine girmiştir ![]() ![]() Türkiye’ nin kendi dışındaki gelişmeler, nihayet 1930’ lu yıllara girildiğinde ona bu fırsatı vermiş ve Türkiye, hem de onurlu bir şekilde 18 Temmuz 1932’ de, o zamanın dünyadaki en büyük uluslararası kuruluşu olan Milletler Cemiyeti ( Cemiyet-i Akvâm )’ ne girmiştir ![]() ![]() ![]() Milletler Cemiyeti (Cemiyet-i Akvâm)’nin Kuruluşu ve Yapısı: A-Milletler Cemiyeti’nin Kuruluşu Birinci Dünya Savaşı’nın galip devletleri, bu büyük savaşın acı tecrübelerini göz önünde tutarak, bundan böyle yeni savaşları önlemek,uyuşmazlıkları barışçı yolllardan çözmek, hukuk kurallarına saygılı olmak ve uluslararası işbirliğini geliştirmek; böylece dünyada barış ve güvenliği sağlamak amacı ile evrensel bir örgüt olarak Milletler Cemiyeti’ni kurdular1 ve 10 Haziran 1919’da Milletler Cemiyeti Sekreterliği Londra’ da çalışmaya başladı ![]() ![]() Milletler Cemiyeti Anayasası, İngiliz ve Amerikalıların müşterek çalışması ile hazırlanmış, tarafsız devletlerin fikirleri de alındıktan sonra 28 Nisan 1919’ da Paris Barış Konferansı tarafından kabul edilmişti ![]() ![]() Milleyler Cemiyeti, kurulduğunda 27 kurucu üyesi vardı ![]() ![]() ![]() B-Milletler Cemiyeti’nin Yapısı Ve Niteliği : Milletler Cemiyeti Anayasası’na göre, üyeler arasında ayrım yapılmış “Kurucu” ve “Davetli” olmak üzere iki kategoride toplanmıştır ![]() 1 ![]() ![]() 2 ![]() ![]() 3 ![]() ![]() ![]() ![]() Cemiyet, Anayasası’na göre “Yüklenmiş olduğu görevlerden birini yapmayan bir üye, diğer üyelerin kararı ile üyelikten çıkarılabilirdi ![]() ![]() Milletler Cemiyeti’nin üç önemli organı vardı ![]() a)ASSAMBLE : Cemiyete üye olan devletlerintemsilcilerinden oluşurdu ![]() ![]() ![]() b)KONSEY : Konsey, başlangıçta dokuz üyeden oluşuyordu ![]() ![]() c)GENEL SEKRETERLİK : Assamble’nin veya Konsey’in görevlerini yerine getirmek amacıyla kurulan ve bu itibarla yardımcı ve tamamlayıcı bir rolü bulunan Genel Sekreter ve ona bağlı geniş bir memurlar kadrosu vardı ![]() ![]() ![]() Milletler Cemiyeti’nin merkezi Cenevre’de bulunuyordu ve burada büyük bir saray inşâ edilmişti ![]() ![]() C-Milletler Cemiyeti’nin Uluslararası Politika Ve Gelişmelere Etkileri Ve Rolü 1920-1939 sürecinde Milletler Cemiyeti’nin uluslararası ilişkiler ortamındaki rolü, etkisi ve durumu iki ana devreye ayrılarak incelenebilir ![]() ![]() ![]() Milletler Cemiyeti, kuruluşunun ilk yıllarında “Galip devletler tarafından, kendi lehlerine göre oluşturulmuş bulunan statükonun korunması amacıyla kurulmuş olduğundan ve bu devletlerin Manda adı altında sömürgeciliği sürdürmeleri yüzünden” , hem Asya ve Afrika’da, hem de Amerika kıtasında bir çok ulusun ve ülkeningüvenini kazanamamıştı ![]() Versailles Antlaşmasını onaylamamış olan Amerika’nın , kuruluş süecinde bu cemiyete girmemiş olması da , cemiyetin etkinliğinin azalmasında ve cemiyete karşı olan güvensizliğin artmasında önemli rol oynamıştır ![]() ![]() Başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere bir çok devlet, bu cemiyetin başlıca amacı olan “barışı sürdürme, silahlanma ve saldırıları önleme” yi gerçekleştiremeyeceğini anlayınca, kurum dışı faaliyetlerle bunları gerçekleştirme çarelerini aramaya koyulmuşlar ve bu girişimlerin sonucu olarak, 1925’de Lokarno, 1928’de de Briand-Kellog Paktı imzalanmıştır ![]() 1923-1932DEVRESİNDE TÜRKİYE’NİN DIŞ POLİTİKASI A-İçteki Gelişmelerin Dış Politikaya Etkileri Türkiye, dört yıl süren zorlu ve ağır bir savaştan sonra kazandığı kesin zaferin ardından, 24 Temmuz 1923’de Lozan Barış Antlaşması’nı imzalamış ve yeni haliyle varlığını uluslararası planda resmen tanıtmıştı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Lozan’dan sonra Türkiye, Cumhuriyeti ilan ederek yeni devletin rejim sorununu bu şekilde halletmişti ![]() ![]() ![]() İçerde yeniliklerle memleketi medenileştirmeye çalışan ve demokratik hayata hazırlayan Atatürk, “Yurtta Sulh-Cihanda Sulh” ilkesi ile de Türkiye Cumhuriyeti’nin dış politikada izleyeceği yolu göstermiş bulunuyordu ![]() ![]() ![]() ![]() Kendi içinde gerçekleştirdiği inkılâpları başarıya ulaştırmak durumunda olan Türkiye, bütün devletlerle iyi geçinmek zorundaydı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Netice olarak şunu söylemek gerekir ki, Türkiye 1923-1938 devresinde, dış dünya ile olan ilişkilerinde, içteki durumu nedeniyle barışçı bir dış politika izleme yolunu tutmuştur ![]() B-Türkiye’nin Milletler Cemiyeti’ne Bakışı Ve Bunu Etkileyen Faktörler : Millletler Cemiyeti, Birinci Dünya Savaşı’nı galip olarak bitiren devletlerin önderliğinde “Versailles Barış Antlaşması ile tesbit edilen savaş sonrası düzenin devamını sağlamak ve bu statükoyu korumak” amacıyla kurulmuştu ![]() ![]() Lozan Antlaşması, Türkiye ile Millletler Cemiyeti’nin aktif ve etkili üyeleri arasında imzalanmış olmakla birlikte, Milletler Cemiyeti hükümleri, bu antlaşma metnine ilâve edilmemişti ![]() ![]() ![]() Bu kapsamda olmak üzere, “Musul sorununun çözümü sırasında Milletler Cemiyeti’nin İngiltere’ nin etkisi ile Türkiye için olumsuz bir tutum içine girmesi, Konsey’ de alınabilecek zorlayıcı önlemlere Türkiye’nin uyması zorunluluğunun getirilmesi ve diğer bir önemli sebep olarak da Türkiye ‘nin Milli Mücadele’den beri, Batı karşısında Sovyetler’e dayanarak ve bu ülke ile iyi ilişkilerini sürdürerek yürütmeye çalıştığı dış politikası”, Türkiye’nin Milletler Cemiyeti’ne karşı olumsuz ve güvensiz tavrını sürdürmesini etkileyen faktörler olarak sayılabilir ![]() Türkiye ‘nin o dönemde önemli bir müttefiki durumunda olan Sovyetler Birliği “Türkiye’nin Millerler Cemiyeti dışında kalırsa daha da güçleneceğini, oysa İngiltere’nin Türkiye’yi Milletler Cemiyeti’ne sokarak Fransa’ya karşı tutum almasını sağlamaya çalıştığını,Fransa’nın da aynı şekilde bir politika güderek, Türkiye’ yi Milletler Cemiyeti’ne sokup, onun İngiltere’ye karşı tavır almasını arzuladığını, Almanya’nın ise İngiltere ve Fransa’ya karşı Milletler Cemiyeti içinde kendisine destek olması için Türkiye’yi bu teşkilâta sokmaya çalıştıklarını” ifâde ediyordu ![]() S ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ancak, belli bir devreden sonra Türkiye, “artık, hem batı ile ilişkilerini geliştirmek, hem de Sovyetler Birliği ile olan iyi ilişkilerini sürdürmek ve bu politikanın doğal bir sonucu olarak da giderek kutuplaşma ve gruplaşma eğilimi gösteren uluslararası ilişkiler ortamında “denge” esasına dayalı bir genel dış politika” uygulamak istiyordu ![]() Avrupa’ da ve daha bir çok yerde meydana gelen olaylar ve gelişmeler yüzünden “Bunalımlar Dönemi” olarak adlandırılan 1923-1931 döneminde Türkiye’nin bütün dış politika faaliyetleri, “yeni bir kurtuluşun ortaya çıkardığı sorunları çözmek ve yeni Türkiye’yi Uluslararası çevrede istikrarlı bir düzene oturtmak” amacına yönelmiştir ![]() ![]() ![]() Bu gelişmeler sürecinde, belirtilmelidir ki, Türkiye revizyonist Avrupa Devletleri’nin yaptığı gibi, “bu ortamı kendi çıkarları için bencilce kullanmak ve sömürgeci politikalar izlemek” yoluna gitmemiş, aksine kollektif barış ve güvenliğin hararetli bir savunucusu olarak, anti-revizyonist bir politika izlemiştir ![]() TÜRKİYE’NİN MİLLETLER CEMİYETİNE GİRİŞİ A-Türkiye’nin Milletler Cemiyeti’ne Giriş Şekli 1930 yılına kadar , hem kendi iç sorunlarını, hem de dış politikadaki ikili ilişkiler kapsamında yer alan sorunlarını çözmekle uğraşan Türkiye, adeta uluslararası işbirliği çalışmalarının dışında kalmış bir manzara sergiliyordu ![]() ![]() ![]() ![]() Cenevre’de Silahsızlanma Konferansı sırasında yapılan temaslarda Türkiye’nin Milletler Cemiyeti’ne girmesi konusu da görüşülmeye başlandı ![]() ![]() görmeyecektir ![]() ![]() ![]() Cemiyetinin çağrısı üzerine olmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Sayın Genel Sekreter; Genel Kurul adına yaptığımız çağrıya karşılık,Türkiye Cumhuriyeti’nin Milletler Cemiyeti’ne üye olmağa hazır bulunduğunu ve Türkiye’nin Milletler Cemiyeti’ne üye olmayan devletlerle yapılanlar da kapsam içinde bulunmak üzere, şimdiye kadar yaptığı anlaşmalarda üstlendiği yükümlülüklerin, Cemiyet üyeliği görevleriyle hiçbir biçimde çelişir nitelikte olmadığını bildirmekle onur duyuyoruz ![]() ![]() ![]() ![]() Türkiye, Milletler Cemiyeti’ne katılırken, daha önceki bazı örnekleri nazara vererek, Cemiyet’in kararlaştıracağı yaptırımlara, kendi askeri ve coğrafi durumlarıyla bağdaşacak bir ölçüde katılabileceğini, bir çekince ile ortaya koymuştur ![]() Netice de Genel Sekreter, konuyu Genel Kurul’a sunmuş, Genel Kurul da 18 Temmuz !932 günkü oturumunda 43 (Kırküç) üyenin oybirliği ile Türkiye’yi Milletler Cemiyeti üyeliğine kabul etmiştir ![]() B-Türkiye’nin Milletler Cemiyeti’ne Girişinin Yol Açtığı Yeni Politik Durum Ve Değişiklikler 1-Türkiye Açısından Ortaya Çıkan Yeni Durum Türkiye, Milletler Cemiyeti’ne katıldıktan sonra, onun içinde barış ve ortak güvenlik için canlı bir çalışma içine girmiştir ![]() ![]() ![]() Türkiye, Milletler Cemiyeti’ne üye olmadan önce, iki sorunu [Musul ve Etabli (Mübadele) sorunları] Cemiyet’e getirmiş ve bunlar Türkiye‘nin pek de lehinde olmayan şekillerde sonuçlanmıştır ![]() ![]() Türkiye’nin belirli bir süreci izleyerek uluslararası işbirliğine ve kollektif barış faaliyetlerine katılması, Batılı devletlerle olan ilişkilerini geliştirdiği gibi, Sovyetler Birliği’nin Batı ile olan ilişkilerinin de yumuşamasına ve belli ölçüde bir iyileşme sürecine girmesine neden olmuştur ![]() Netice de Türkiye, Milletler Cemiyeti’ne katıldıktan sonra, bu teşkilata sonuna kadar ve samimiyetle bağlı kalmış, barışın kurulması çabalarında Cemiyet’i daima desteklemiş ve herkesin ilgisini çeken, dostluğu aranılan bir devlet haline gelmiştir ![]() 2 ![]() Türkiye’nin Milletler Cemiyeti’ne girmesini izleyen günler ve aylarda, devletler arasında gruplaşmalar süatle gelişmiş ve bu süreçte Sovyetler Birliği’de Milletler Cemiyeti’ne (1934’de) girerek bu statükocu gruba katılmıştır ![]() Milletler Cemiyeti, bu süreçte bazı küçük uluslararası anlaşmazlıkların hallinde başarılar elde etmiş, ancak bazı konularda da başarısız olmuştur ![]() ![]() Yine,Milletler Cemiyeti’nin fikir babası olan A ![]() ![]() ![]() ![]() Milletler Cemiyeti, yasasında olduğu halde, bir çok olayda yaptırım uygulama yoluna gitmemiş, manevi otoritesi ile bu anlaşmazlıkları çözümlemeye çalışmıştır ![]() ![]() SONUÇ Milletler Cemiyeti, Birinci Dünya Savaşı’nın sonucunda, temelleri 1919 Versailles Antlaşması’nda atılmış olarak “Dünya da savaş ve saldırıları önlemek, mevcut durumu, yani statikoyu korumak” amacıyla kurulmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türkiye Cumhuriyeti ise, kazandığı Milli Mücadele zaferinden sonra imzaladığı Lozan Antlaşması ile uluslararası alanda kendisini kabul ettirmiştir ![]() ![]() Bundan başka, Lozan’ da halledilememiş bulunan bazı dış politika sorunlarını gerek ikili görüşmelerle, gerekse uluslararası platformlarda çözme gayreti ve çabası içine girmiştir ![]() ![]() Türkiye, bu amaçla önce 1932’de Milletler Cemiyeti’ne üye olmuş, ardından da komşularıyla birlikte Balkan ve Sadabad Paktlar’ını oluşturmuştur ![]() ![]() ![]() Netice olarak,Türkiye’nin Milletler Cemiyeti’ne girmesi, onun ulslararası ilişkiler ortamına en aktif bir şelikde katılması ve kendi dış politikasının gelişmesi sürecinde önemli bir dönüm noktası olmuştur ![]()
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz
![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : Türkiye"nin Milletler Cemiyetine Katılması |
![]() |
![]() |
#2 |
Şengül Şirin
![]() |
![]() Cevap : Türkiye"nin Milletler Cemiyetine Katılması
![]() ![]() ![]() Türkiye'nin Milletler Cemiyeti'ne girişi dış politikasında yeni bir aşama olmuş ve girdikten iki yıl sonra da Konsey Üyeliğine seçilmiştir ![]()
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz
![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Milletler Cemiyetine Katılması |
![]() |
![]() |
#3 |
Şengül Şirin
![]() |
![]() Milletler Cemiyetine KatılmasıMİLLETLER CEMİYETİNE GİRİŞ Hakka ve milli çıkarlara dayanan milli siyaseti ve içte düşmanlarına karşı kuvvetli bir orduya sahip oluşu sayesinde Türkiye Cumhuriyeti, bütün devletlerin saygı ve takdirini kazandı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 'Dünya ve dünya milletleri arasında sükun ve iyi geçim olmazsa, bir millet kendisi için ne yaparsa yapsın huzurdan mahrumdur ![]() Türkiye temkinli siyaseti yüzünden dünya devletleri arasında önemli bir yer edindi ![]() ![]() ![]()
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz
![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|