Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Sözlük Ağı

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
harfi, harfiosmanlıca, kelimeler, osmanlıca, sözlük

Osmanlıca Sözlük (Ü Harfi)-Osmanlıca Sözlük (Ü Harfi) Kelimeler...

Eski 09-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (Ü Harfi)-Osmanlıca Sözlük (Ü Harfi) Kelimeler...



Osmanlıca Sözlük (Ü Harfi)-Osmanlıca Sözlük (Ü Harfi) Kelimeler
Osmanlıca Sözlük (Ü Harfi)-Osmanlıca Sözlük (Ü Harfi) Kelimeler

Osmanlıca Sözlük (Ü Harfi) ÜBAB Şiddetli ve taşkın sel suyu
ÜBATİR Akrabasını arayıp sormayan kişi
ÜBBEHET Ululuk, büyüklük, azamet
ÜBEYD (Abd dan) Kölecik, kulcağız
ÜBHET (Bak: Übbehet)
ÜBNE (C: İben) Ağaç boğumu
ÜBUD Ürkmek
ÜBÜLLE Basra yakınında bir harap şehir * Bir miktar hurma
ÜBÜVVET (Eb den) Babalık, atalık
ÜBÜVVETEN Babalık sıfatıyla Atalık cihetiyle
ÜCAC Tuzlu, acı su
ÜCAHİN (C: Acâhine) Hizmetkâr * Aşçı Dost * Deyyus
ÜCEM (Ecme C) Sık ağaçlık yerler
ÜCRA f Pek uçta ve kenarda olan Uzak (Bu kelime, Arapça zannedilerek "hücra" yazılması yanlıştır)
ÜCRET Hizmet karşılığı verilen şey
ÜCUM Kale
ÜCUN Suyun renginin ve tadının bozulması
ÜCUR (Ecir C) Ecirler, sevablar
ÜCURAT (Ücret C) Ücretler
ÜCÜMM Medine ehlinin taştan yaptıkları hisar * Sığınacak yer * Damlı dört köşeli ev
ÜDEBA (Edib C) Edibler, edebiyatçılar * Edeb sâhibleri Zarif kimseler
ÜF Kulak kiri * Tırnak arasında olan kir * Hüzün ve kedere işaret eden kelime
ÜFÇE f Bostan korkuluğu
ÜFF Of!
ÜFFE Necis, pis
ÜFHUD Yetişmiş çocuk
ÜFHUS (C: Efâhis) Kayalarda olan kuş yuvası
ÜFKUHE Şaşılacak şey
ÜFN Hamâkat, ahmaklık
ÜFNUN Hâl Nev, çeşit Saçma sapan söz Dedikodu
ÜFTADE f Düşmüş Fakir, biçare * Âşık, tutkun
ÜFTADEGÂN (Üftade C) f Düşkünler Tutkunlar Âşıklar
ÜFTADEGÎ f Düşkünlük, biçarelik
ÜFTAN f Düşen Düşerek
ÜFUK (Efk) Yalan söylemek * Kaçmak * Bir işten sapmak
ÜFUL Batmak, kaybolmak * Mc: Ölmek
ÜF'ULE Vazife, görev
ÜF'UVAN Erkek yılan
ÜFÜRRE Karışmak
ÜHBE Yolculuk veya asker için hazırlanmış elbise ve malzeme * Süt
ÜHCİYYE (Ühcüvve) Hicvetmeğe sebep olan şey
ÜHCÜVVE Hicvetmeğe sebep olan şey * Yerme, hicvetme
ÜHKUME Alaylı söz veya hal
ÜKEL (Ükle C) Lokmalar
ÜKİLE Gıybet
ÜKL (Ükül) Meyve, yiyecek, azık * Zekâ
ÜKLE (C: Ükel) Lokma
ÜKNE Çukur içinde olan kuş yuvası
ÜKRE Yuvarlak nesne Top * Çukur
ÜKRUME Kerem, bahşiş, lütuf
ÜKSUM Çimenlik yer Çayırı bol ve güzel olan bahçe
ÜKSUS Sarmaşık
ÜKULE Sürüden ayırıp beslenilen koyun
ÜKÜL (Bak: Ükl)
ÜKZUBE Yalan Uydurma, söz
ÜLBE Kıtlık * Açlık
ÜLBUB Kiraz çekirdeği
ÜLEMA (Bak: Ulemâ)
ÜLFET Alışma, alışkanlık Birisiyle münasebette bulunmak Ünsiyet Ahbablık, dostluk Huy etme Görüşme, konuşma(İnsanları fikren dalâlete atan sebeblerden biri; ülfeti, ilim telâkki etmeleridir Yâni me'lufları olan şeyleri kendilerince mâlum bilirler Hattâ ülfet dolayısıyla âdiyata teemmül edip ehemmiyet vermezler Halbuki ülfetlerinden dolayı mâlum zannettikleri o âdi şeyler birer hârika ve birer mu'cize-i kudret oldukları halde, ülfet sâikasiyle onları teemmüle, dikkate almıyorlar; ta onların fevkinde olan tecelliyat-ı seyyâleye im'an-ı nazar edebilsinler Bunların meseli deniz kenarında durup, denizin içerisindeki hayvanata ve sâir garip halâtına bakmıgirsin bir tarafına !!! yalnız rüzgâr ile husule gelen dalgalara ve şemsin şuâatından peyda olan parıltısına dikkat etmekle Mâlik-ül Bihâr olan Allah'ın azametine delil getiren adamın meseli gibidirİ'lem Eyyühel-Aziz! İnsanların arza âit mâlumat ve müsellemat-ı bedihiyatları ülfete mebnidir Ülfet ise, cehl-i mürekkeb üstüne serilmiş bir perdedir Hakikate bakılırsa zannettikleri ilim, cehildir Bu sırra binaendir ki, Kur'an, âyetleriyle insanların nazarını me'lufatları olan şeylere çeviriyor Âyetler, necimler gibi ülfet perdesini deler atar İnsanın kulağından tutar, başını eğdirir O ülfetin altındaki havârik-ul-âdât mu'cizeleri o âdiyat içerisinde gösterir MN) (Bak: Tefekkür)
ÜLFETGER f Ülfet eden Ülfet edici
ÜLHİYYE Çocuk oyuncağı, oyuncak
ÜLHÜVVE Oyuncak, çocuk oyuncağı
ÜLİNNÜHA (Üli-n nühâ) Akıllı kimseler
ÜLKER (Bak: Süreyya)
ÜLKÜ Bazı öz türkçecilik taraftarlarınca kullanılmış bir kelimedir Divan-ı Lügat-ıt Türk'te "Peyman" mânasına geldiğine merhum A Hamdi Elmalılı işaret ediyor: "Ahd ü misak" da denir Emanî, ideal mânâsına kullananlar varsa da yanlıştır
ÜLTİMATOM (Oltimatom) Fr Kat'i ve dönülmez söz Son söz * Bir devletin başka bir devlete verdiği ihtar
ÜL'UBE Piyes, oyun
ÜLUF Binler (Bak: Uluf)
ÜLUHİYET (Bak: Uluhiyet)
ÜL'ÜBAN Oyuncu, aktör
ÜLÜM f Bölük, takım, cemaat
ÜLYA (Bak: Ulyâ)
ÜMA' Kedi miyavlaması
ÜMDUD Usûl, âdet, görenek
ÜMDUHA Medhedilmeğe sebep olan hal veya iş
ÜMEM (Ümmet C) Ümmetler Milletler
ÜMEM-İ SÂLİFE Geçmişteki ümmetler İslâmiyetten evvel diğer Peygamberlere tâbi olmuş ümmetler
ÜMENA Emin kimseler Eminler Emniyet sahibleri
ÜMERA (Emir C) Emirler, beyler Seyyidler şerifler * Yüksek rütbeli zabitler
ÜMHUD Çömlek * Tuzluk
ÜMİD f Ummak Emel Arzu İntizar Umut Rica
ÜMİDBAHŞ f Ümitlendiren, ümit veren
ÜMİDBESTE f Ümitlenmiş, ümit bağlamış
ÜMİDGÂH f Bir şey ümit edilen yer veya makam
ÜMİDVÂR f Ümitli Ümit besleyen(Evet, ümidvâr olunuz; şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sadâ, İslâmın sadâsı olacaktır M) (Rahmet-i İlâhiyyeden ümid kesilmez Çünkü Cenab-ı Hak bin seneden beri Kur'anın hizmetinde istihdam ettiği ve ona bayraktar tayin ettiği bu vatandaşların muhteşem ordusunu ve muazzam cemaatını muvakkat arızalarla inşâallah perişan etmez Yine o nuru ışıklandırır ve vazifesini idame ettirir M)
ÜMLUC Yaprak * Selvi yaprağına benzer uzun, karışık bir ot
ÜMLUD (C: Müled) Kamış dalı
ÜMM Ana, anne, vâlide Nine * Asıl, esas * Başlıca olan şey
ÜMM-İ SELEME (Mi: 542-626) Ümmehât-ı Mü'minînden olup, Resül-ü Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın son vefat eden zevcesi idi 378 Hadis-i şerif rivayet etti (RA)
ÜMM-ÜD DEM Kırmızı kan damarlarında görülen kabarma Bu nabız damarlarından birisine açılan kan kesesi
ÜMM-ÜD DİMAĞ Beyin zarı
ÜMM-ÜD DÜNYA Dünyanın anası Mısır
ÜMM-ÜL BİLÂD Mekke-i Mükerreme
ÜMM-ÜL HABÂİS Şarap, rakı gibi haram olan içki
ÜMM-ÜL KİTAB Kitabın anası, esası Levh-i Mahfuz ve ilm-i İlâhî (Yâni: Kur'ân, İlm-i İlâhîde, Levh-i Mahfuz'da ezelî ve ebedî olarak mahfuz bulunduğundan Kur'anın aslı ve anası mânasında kullanılan bir tabirdir) * Kur'an-ı Kerim'in müteşabih olmayan muhkem âyetlerine de kitabın anası, esası mânasında Ümm-ül Kitab denilir * Fâtiha Suresi * Diğer bir mânada bütün müsbet ve faydalı kitabların anası ve mercii olarak Kur'an-ı Kerim'e de denir)
ÜMM-ÜL KURÂ Mekke-i Mükerreme
ÜMM-ÜL KUR'AN Fâtiha Suresi
ÜMM-ÜL VELED Huk: Çocuğunun kendi efendisinden olduğunu söyleyen çocuk doğurmuş cariye
ÜMM-ÜN NÂFİ' Tavuk
ÜMM-ÜN NÜCUM Gök Sema
ÜMM-ÜT TAÂM Buğday
ÜMM-ÜT TÂRIK Deve kuşu
ÜMM-ÜT TARÎK Ulu yol Yüce yol
ÜMMAN Emin kimse Emniyetli kişi
ÜMMEHAT (Ümm C) Analar * Esaslar, asıllar * İslâmî ana eserler Me'haz olabilecek kıymetli ilmî eserler
ÜMMEHÂT-ÜL MÜ'MİNÎN Mü'minlerin anaları Peygamberimiz Resül-ü Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın mübarek zevceleri
ÜMMET Cemaat, kavim, taife * Bir hâkim milletin ashabından olan hey'et-i içtimaiye * Bir peygambere inanıp onun yolundan giden insanların hepsi Bir peygamberin Hakka davet ettiği cemaat * Bir dille konuşan millet * Arkasına düşülecek bir cemaat veya tarikat
ÜMMET-İ KAİME Hakşinas, doğru, doğrudan ve Allah için kalkan, müstakim ve âdil ümmet
ÜMMİ Anasından doğduğu gibi kalmış ve tahsil görmemiş, mekteb ve medresede okumamış kimse Yazı yazmak bilmeyen (Ümmi ile câhil arasında fark vardır Ümmi yalnız okuyup yazmak bilmiyendir Câhil ise, okuyup yazmak bilse de, bir şey bilmiyen kimsedir, her ümmi câhil değildir) * Anaya mensub olan(Mefhar-i Âlem (ASM) hiç bir mektebde, medresede ve hiçbir beşerden tahsil görmeden, ümmiliğiyle beraber, evvel, âhir ilimlerle mücehhez olması, Âlem-i İslâma, âlemlere ve dünyaya rahmet olması ve Onun bir misli ve benzeri bulunmaması, en büyük mu'cizelerden ve Hak Peygamber olduğuna dair en mühim delillerdendir)
ÜMMİ SİNAN (Vefatı Hi: 958, Mi: 1551) Halvetî Tarikatı, Sinaniye kolunun piridir Bursa'lı olduğu nakledilir Karaman'lı olduğu hakkında da rivayet vardır Risale-i Şerife-i İstanbulî Ümmi Sinan adında bir eseri vardır (R Aleyh) (Osmanlı Müellifleri sh: 214)
ÜMMİYANE f Bir şey bilmiyormuşçasına Ümmilere yakışır halde Okur yazar olmadan
ÜMMİYYE Analık, annelik
ÜMMİYET Ümmi oluş Ümmi kimsenin hali Okur-yazarlığı olmamak
ÜMNİYYE Umut, ümid * Arzu, istek, talep * Niyet, kuruntu
ÜMSÜLE Örnek olarak verilen beyit Misal olarak gösterilen mısra
ÜMUMET (Ümm den) Annelik, analık
ÜM'UZ Keçi veya karaca
ÜMÜLDAN Taze fidan Körpe dal * Genç, güzel * İnce ve narin vücud
ÜNAFİ Büyük burunlu kimse
ÜNAH Süstlük, zayıflık
ÜNAN İnleme
ÜNAS Halk İnsanlar
ÜNBUB (Ünbube) Kamıştaki boğum arası kısım * Parmak uçları * Tüp İnce boru
ÜNBUSE Çocukların oyunu
ÜNBUŞ (Ünbûşe) Bitki kökü Kökü yerden takımıyla birlikte çıkarılan fidan
ÜNCUC (C: Anâcic) Hızlı yürüyen at
ÜNCUR Şişe kılıfı

Alıntı Yaparak Cevapla

Osmanlıca Sözlük (Ü Harfi)-Osmanlıca Sözlük (Ü Harfi) Kelimeler...

Eski 09-10-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (Ü Harfi)-Osmanlıca Sözlük (Ü Harfi) Kelimeler...



RE: Osmanlıca Sözlük (Ü Harfi) ÜNF (Bak: Unf)
ÜNKUA Yağ biriken yer
ÜNMA İçi saman veya ot doldurulmuş şey
ÜNS Alışkanlık, alışma * Arkadaş Hemdem
ÜNS TUTMAK Alışmak, birlikte düşüp kalkmak
ÜNSA Dişi Kadın, kız
ÜNSA-ÜNS Sıkıfıkı konuşma
ÜNSÎ (Ünsiye) Alışmış, ünsiyet etmiş, sokulgan * Arkadaş
ÜNSİYET Alışkanlık, dostluk Birlikte düşüp kalkmak Ahbablık
ÜNŞUDE (Bak: Neşide)
ÜNŞUTA Düğüm, ilmik
ÜNUF Henüz daha yedirilmemiş olan çayır * (Enf C) Burunlar
ÜNUSET Dişilik Müennes oluş
ÜNÜN Ayağı ve burnu kırmızı, vücudu kara olan bir kuş
ÜNVAN İsim Lâkab Adres * Önsöz, mukaddeme
ÜNVAN-I MÜLÂHAZA Bir şeyin hakikatını bir derece düşünebilmek için olan isim, tabir ve vasıta(Mi'raciyedeki mâceralar, mâlumumuz olan mânalarla, o kudsi ve nezih hakikatları ifade edemiyor Belki o muhavereler birer ünvan-ı mülâhazadır; birer mirsad-ı tefekkürdür ve ulvi ve derin hakaika birer işarettir ve imanın bir kısım hakaikına birer ihtardır Ve kabil-i tabir olmayan bazı mânalara birer kinayedir Yoksa ma'lumumuz olan mânalar ile birer mâcera değil Biz hayalimiz ile o muhaverelerden o hakikatları alamayız; belki kalbimizle heyecanlı bir zevk-i imanî ve nuranî bir neş'e-i ruhanî alabiliriz M)
ÜNZUHA Gurur, kibir, büyüklük
ÜRBA Belâ, mihnet
ÜRBE Büklüm * Düğüm * Hile
ÜRBUN Pey akçesi, pey olarak verilen para
ÜRCUCE Salıncak
ÜRCUFE (C: Erâcif) Yalan Uydurma söz
ÜRCUHA Salıncak
ÜRCUZE (Recez den) Edb: Mısraları kafiyeli, kısa vezinli nazım (Bak: Kaside)
ÜRD f Gibi, benzer
ÜRDÜNN Uyuklamak * Bir büyük ırmak
ÜRK Mekân, mevki
ÜRMULE (C: Erâmil) Ergen delikanlı
ÜRNE Taze peynir * Keler tuzağı olan yer
ÜRÜMEK f Havlamak (İt ürür, kervan yürür)Ürüyen köpek ısırmaz: Tehdit savuran, işi gürültüye boğan kimselerden yılmamak lâzım geldiğini anlatır
ÜRVİYYE (C: Ervâ-Erâvi) Dağ keçisinin dişisi
ÜRYAN (Bak: Uryan)
ÜSAL Çok miktar mal
ÜSAME Davar otlatmak * Arslan
ÜSAME BİN ZEYD (RA) Resül-ü Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın azadlısı olan Zeyd bin Harise'nin oğludur Meşhur sahabedendir 128 Hadis-i Şerif rivayet etmiştir 75 yaşında iken 54 yılında vefat etmiştir (RA)
ÜSARA (Bak: Üsera)
ÜSARE (Bak: Usare)
ÜSBU' Hafta Yedi günlük zaman
ÜSBUBE (C: Esâbib) Sövme, küfür
ÜSBUÎ (Üsbuiyye) Haftalık
ÜSERA (Üsârâ) Esirler Harbde teslim alınanlar * Köleler
ÜSFİYYE (C: Esâfi) Üzerine tencere koyup yemek pişirilen ocak taşı
ÜSİR Yaranın iyi olduktan sonra kalan izi
ÜSKUB Sıra ile dikilmiş olan ağaçlar * Kunduracı * Dökülmüş olan, akan su * Demirci
ÜSKUF (C: Esâkıf) Kâfirlerin kadısı ve ruhbanları
ÜSKUF (C: Esâkife) Pabuç diken, kunduracı
ÜSKUTUSS (Rumcadan) Cevher, asıl, unsur, madde
ÜSKUN Koruk halinde hurma salkımı
ÜSKÜDAR Mushaf cildi
ÜSKÜFFE Eşik tahtası
ÜSKÜR f Kirpi
ÜSLEM El arkasında hınsırla pınsır arasındaki damar
ÜSLUB Tarz, yol Biçim İfade tarzı Dizmek
ÜSLUB-U ÂDÎ Alelâde ifade tarzı İfadesinde hiçbir üstünlük bulunmayan tarz
ÜSLUB-U ÂLÎ Edb: Üstün ifade tarzı İfadenin yüksek ve nezih olanı
ÜSLUB-U HAKÎM Edebî san'atlardan biridir Sorulan bir suale, soranın halini nazara alarak başka bir sual gibi telâkki edip, ona göre cevab vermek demektir Meselâ : Bazı Ashab Resulüllah'a (ASM) hilâlin ince başlayıp, kalınlaşarak bedr şekline gelip, sonra yine başladığı şekle dönmesinin sebebini sordular Bunun cevabı onlara lâzım olmadığı için, Kur'ân-ı Kerim o vaziyetin neticesine terettüb eden hikmeti, yani ayın takvimcilik yaptığını söylemiştir Çünkü bu, soranlar için daha mühim ve anlaşılması daha kolaydır
ÜSLUB-U MÜCERRED (Sade üslub) Bu üslupta tabiîlik, akıcılık, selâset, kısalık, mânâ ve maksada kifayet sıfatları vardır Bu üslup, âlet ilimlerinde, ders kitablarında, konuşmalarda ve beşerî muamelelerde kullanılır
ÜSLUB-U MÜZEYYEN (Ziynetli ve parlak üslub) Bu üslub tergib ve terhib (teşvik etme ve sakındırma) gibi hususları tazammun eder Hitabiyat ve iknaiyatta kullanılır
ÜSLUB-PERESTLİK Kelâmın mâna ve maksada uygunluğuna değil de, ifade tarzının güzelliğine önem vermek
ÜSR Sidik tutulması, sidik zoru
ÜSRE Seleften gelen şan şeref * Söz veya hadis nakletmek
ÜSRE Cemaat, topluluk
ÜSRUŞ f Güzel ses
ÜSRÜB f Kurşun
ÜSS Esas, asıl Kök, temel * Askerlikte herhangi bir düşman hücumuna karşı esas dayanak olmak üzere önceden hazırlanmış yer * Harb gemilerinin, noksanlıklarını tamamladıkları yer * Mat: Bir sayının hangi kuvvete çıkarıldığını gösteren sayı
ÜSS-ÜL ESAS Hakiki sağlam temel
ÜSS-ÜL HAREKÂT Askerî harekâtın başlangıcına esas olan yer
ÜSTAD (Üstaz) İlim veya san'atta üstün olan kimse Usta, san'atkâr Muallim, profesör Bilgide veya san'atta veya amelde meharetli zât
ÜSTAD-I A'ZAM En büyük üstad Muallimlerin en üstünü ve reisi olan
ÜSTAD-I EZELÎ Cenab-ı Hak Bütün ilim ve bilgilerin, marifetlerin öğreticisi Alîm-i Mutlak ve Hakîm-i Ezelî( Hem maden-i kemalât ve muallim-i ahlâk-ı âliye olan o dellâl-ı vahdaniyet ve saadet kendi kendine söylemiyor, belki söylettiriliyor Üstad-ı Ezelîsinden ders alır, sonra ders verir M)
ÜSTAD-I KÜLL Herkesin üstadı Her çeşit ilimde çok ileri bilgisi olan
ÜSTAD-ÜL BEŞER Beşerin bütün insanlığın üstadı, hocası, daha bilgili ve ârif Muhammed Aleyhissalâtü Vesselam
ÜSTADANE f Üstâda yakışır surette Ustaca
ÜSTADÎ f Üstadlık, ustalık
ÜSTAH f Edebsiz, hayasız, utanmaz kimse
ÜSTAM f Güvenilir, itimad edilir, inanılır, emin * Gümüş veya altından yapılmış üzengi, at eyeri
ÜSTİBAH Masura
ÜST PERDEDEN BAŞLAMAK Ağız bozmak, sert konuşmak
ÜSTUN f Direk Sütun
ÜSTUR f At, katır davar gibi dört ayaklı hayvan
ÜSTURE Edb: Efsane, uydurma hikâye demek olan "esâtir" kelimesinin müfredidir
ÜSTÜHAN f Kemik
ÜSTÜHANPÂRE Kemik parçası
ÜSTÜKUS (C: Üstükusât) Cevher, madde, asıl * Geometri
ÜSTÜMM (C: Esâtim) Deniz suyunun toplandığı yer
ÜSTÜMME Orta, vasat
ÜSTÜRE f Ustura
ÜSTÜVANE Geo: Silindir Direk şeklindeki sütun İçi boş direk şekli
ÜSTÜVAR f Kuvvetli, dayanıklı, sağlam, muhkem * Güvenilir, itimad edilir
ÜSTÜVARİ f Sağlam, kuvvetli, emniyetli
ÜSUN Suyun tad ve renginin değişmesi * Bir kimse kuyuya girdiğinde buharından veya murdar kokulardan dolayı aklının gitmesi
ÜSÜR Yara izi * Kılıcın rengi ve cevheri
ÜSVE(T) Beraberlik * Halka reis olmak * Dert ortağı Sâdık arkadaş Manevî tabib * Nümune ve örnek tutulacak olan insan
ÜŞABE Irkı, nesebi karışık adam * Karışık cemaat * Rüşvet ve hırsızlık gibi yollarla elde edilen kazanç
ÜŞBE Kurt, böcek
ÜŞER Dişlerini birbirine sürüp keskinleştirmek
ÜŞGULE Uğraşılacak iş Meşguliyet
ÜŞGUR f Oklu kirpi
ÜŞHUB Süt sağılırken çıkan ses
ÜŞKUFE f Çiçek
ÜŞKUH f Ululuk, büyüklük, şan ü şeref
ÜŞKÜFTE f Açılmış çiçek
ÜŞKÜR Mest içine dikilen astar
ÜŞNE Yosun
ÜŞTÜLÜM f Kavga, gürültü
ÜŞTÜLÜMKÂR f Kavgacı, gürültücü
ÜŞTÜR f Deve
ÜŞTÜRBÂN f Deveci
ÜŞTÜRDİL f Kinci, fesatçı, hasedçi
ÜŞTÜREK f Dalga Mevc
ÜŞTÜRGAV f Zürafa
ÜŞTÜRHU f Deve huylu Kinci, hased eden
ÜŞTÜRMURG f Deve kuşu
ÜTAM Sidik tutulması İdrar tutukluğu
ÜTRUR Subaşı oğlanı
ÜVAM Susuzluk
ÜVERA' Ateş ve güneş harareti * Susuzluk harareti
ÜVEYL Çığlık, vâveylâ
ÜVEYS-EL KARANÎ Hz Ebu Bekir ve Ömer (RA) devirlerinde Medine-i Münevvere'de çok hürmet gören ve Tabiînin büyüklerinden olup hadis-i şerif ile medh ü senâsı yapılan büyük bir veli Peygamberimiz (ASM) zamanında yaşamış ise de vâlidesine çok hürmetinden dolayı Peygamberimizle görüşememiş, fakat ona bütün ruh u canı ile bağlı kalmıştır Sıffîn Muharebesinde Hz Ali'nin (RA) askerleri arasında şehid düşmüştü (Hi: 37) Veys diye de anılır
ÜVEYSÎ (Üveysî tarzı) Veysel Karanî Hazretleri gibi sevdiği ve kendisine bağlı olduğu zatı görmeden ve gaybî olarak olan muhabbet ve bağlılık; ve bu muhabbetle bağlı olduğu zattan manevî feyz almak tarzı
ÜYEL (C: Eyâyil) Dağ keçisi
ÜZANİ Kulakları büyük olan adam (Merkepten kinaye olarak söylenmiştir)
ÜZEYR (AS) Kur'an-ı Kerim'de ismi bulunan büyük zâtlardandır Peygamber olup olmadığı hakkında ihtilâf vardır
ÜZFUR (C: Ezfâr-Ezâfir) Tırnak
ÜZLUFE (C: Ezâlif) Sarp kayalı yer
ÜZN Kulak İşitme organı
ÜZN-Ü DÂHİLÎ İç kulak
ÜZUF Yakın olmak, yaklaşmak

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.