Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Sözlük Ağı

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
harfikelimeler, harfiosmanlıca, osmanlıca, sözlük

Osmanlıca Sözlük (U Harfi)-Osmanlıca Sözlük (U Harfi)Kelimeler...

Eski 09-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (U Harfi)-Osmanlıca Sözlük (U Harfi)Kelimeler...



Osmanlıca Sözlük (U Harfi)-Osmanlıca Sözlük (U Harfi)Kelimeler
Osmanlıca Sözlük (U Harfi)-Osmanlıca Sözlük (U Harfi)Kelimeler

Osmanlıca Sözlük (U Harfi) UBAB Her nesnenin muazzamı, her şeyin büyüğü * Cemaat, topluluk * Taşkın sel suyu * Pek taşkın, coşkun
UBAR f Ağlama, inilti
UBEYD Küçük kul, kulcuk
UBEYDE BİN CERRAH (RA) Aşere-i Mübeşşere'den olup, asıl ismi Amir bin Abdullah'tır Her din muharebesinde bulunup çok büyük şecaat ve metanet göstermiştir Adaleti ile de meşhurdu Şam'ın fethinde kendisi kumandandı Hicri 18 senesinde 58 yaşında iken taundan vefat etmiştir
UBR Çok * Sedir ağacından su kenarlarında biten ağaç
UBS Huzursuzluktan yüz burkulmak Yüz ekşime, surat asma
UBSUR Seri Çok yürüyen deve
UBUD (Ebed C) Ebedler, sonsuzluklar
UBUDET Kulluk (Aslında zillete derler)
UBUDİYYET Bendelik, kulluk, kölelik Kul olduğunu bilip Allah'a itaat etmek Allah'a teslim olup, Kur'an ve Peygamber (ASM) vasıtası ile verilen emirleri aynen icra ve tatbike çalışmak(İnsanlar kendileri için değil, Allah'a ubudiyet için yaratılmışlardır)(Ubudiyet, emr-i İlâhîye ve rıza-i İlâhîye bakar Ubudiyetin dâîsi, emr-i İlâhî ve neticesi rıza-i Hak'tır Semeratı ve fevaidi, uhreviyedir Fakat ille-i gaiye olmamak, hem kasden istenilmemek şartıyla, dünyaya ait faideler ve kendi kendine terettüb eden ve istenilmeyerek verilen semereler, ubudiyete münafi olmaz Belki zaifler için müşevvik ve müreccih hükmüne geçerler Eğer o dünyaya ait faideler ve menfaatler, o ubudiyete, o virde veya o zikre illet veya illetin bir cüz'ü olsa, o ubudiyeti kısmen ibtal eder Belki o hasiyetli virdi akim bırakır, netice vermez İşte bu sırrı anlamıyanlar, mesela yüz hasiyeti ve faidesi bulunan Evrad-ı Kudsiye-i Şah-ı Nakşibendî'yi veya bin hasiyeti bulunan Cevşen-ül Kebir'i o faidelerin bazılarını maksud-u bizzat niyet ederek okuyorlar O faideleri göremiyorlar ve göremiyecekler ve görmeye de hakları yoktur Çünki o faideler, o evradların illeti olamaz ve ondan onlar kasden ve bizzat istenilmeyecek Çünkü onlar fazlî bir surette, o halis virde talebsiz terettüb eder Onları niyet etse, ihlası bir derece bozulur Belki ubudiyetten çıkar ve kıymetten düşerYalnız bu kadar var ki; böyle hasiyetli evradı okumak için, zaif insanlar bir müşevvik ve müreccihe muhtaçtırlar O faideleri düşünüp, şevke gelip, evradı sırf rıza-yı İlahî için, âhiret için okusa zarar vermez Hem de makbuldür Bu hikmet anlaşılmadığından; çoklar, aktabdan ve selef-i salihînden mervî olan faideleri görmediklerinden şübheye düşer, hattâ inkar da eder L) (Bak: Rububiyet)
UBUR Geçmek Atlamak * Zorlamak * Suyun öte kıyısına geçmek
UBUS Çatık yüzlü Abus * Utanmaz kimse
UBUSET Yüz ekşiliği Çehre çatıklığı Somurtkanlık
U'BÜD İbadet et (meâlinde emir)
UBYE Büyüklenmek, kibirlenmek
UCAB (Uccâb) Çok şaşılacak fazla gülünç olan şey
UCACET (C: İcâc) Dişi deve sürüsü * Toz * Yüce avazlı, yüksek sesli
UCALE Misafirlerin yolda yemek için götürdükleri azık * Çiftçilerin azık diye evvelce koyup getirdikleri buğday ve arpa
UCAM Çekirdek
UCARİM Kuvvetli adam
UCAVE Tırnağa bitişik olan sinir
UCB (Ucub) Kibir, gurur Kendini beğenmişlik Ameline, yaptıkları işe güvenmek * Varlığı nâdir olan şeyi görünce istiğrab etmek hâli * Yabancı kadın taifesiyle beraber oturmak ve konuşmaktan pek hoşlanan(Arkadaş! Ye'se düşen adam, azabdan kurtulmak için istinad edecek bir noktayı aramaya başlar Bakar ki, bir miktar hasenât ve kemâlâtı var, hemen o kemâlâtına bel bağlar Güvenerek der ki: "Bu kemalât beni kurtarır, yeter" diye bir derece rahat eder Halbuki a'mâle güvenmek ucubdur İnsanı dalâlete atar Çünkü insanın yaptığı kemalât ve iyiliklerde hakkı yoktur; mülkü değildir, onlara güvenemez Hem insanın vücudu ve cesedi bile onun değildir Çünkü, kendisinin eser-i san'atı değildir O vücudu yolda bulmuş, lekita olarak temellük de etmiş değildir Kıymeti olmayan şeylerden olduğu için yere atılmış da insan almış değildir Ancak, o vücut havi olduğu garip san'at, acip nakışların şehadetiyle, bir Sani-i Hâkim'in dest-i kudretinden çıkmış kıymettar bir hane olup, insan o hanede emâneten oturur O vücudda yapılan binlerce tasarrufattan ancak bir tane insana aittir MN)
UCB-ÜZ ZENEB (Bak: Acb-üz-zeneb)
UCBE Acaib ve şaşılacak şey
UCCAB (C: Eâcib) Şaşırıp taaccüp edecek nesne
UCCET Kaygana aşı
UCD Atın kuvvetli olması
UCFET Kuru üzüm çekirdeği
UCLE Acele ile ve çabuk yapılan iş
UCM Araptan gayrisi Arap milletinden olmayanlar * (Acmâ C) Dilinde tutukluk olanlar
UCME Dil tutukluğu Tutuk tutuk kekeliyerek konuşma * Acemlik
UCRE (C: Ucer) Ağaç boğumu * Düğme * Bedenin tomur kabaran yeri * Ayıp
UCRUF (C: Acârif) Uzun ayaklı karınca
U'CUBE Taaccüb olunacak şey Ucube Pek acib ve garib olan * Hayret edilecek derecede olan isti'dad
U'CUBE-İ HİLKAT Yaratılıştan insanlara hayret verici olan Şaşılacak, hayrete düşülecek hilkat garibesi
UÇBEYİ Hudutlardaki sancakbeyleri hakkında kullanılan bir tâbir idi Orta çağlarda Türk Devletinin uçbeyleri yarı müstakil idiler Bağlı bulundukları devletler zayıfladıkça istiklâl dereceleri artar, neticede müstakil devlet olarak ortaya çıkanlar olurdu Akkoyunlular, Karakoyunlular ve nihayet Osmanlılar bu şekilde müstakil bir devlet olarak meydana gelmişlerdir (OTDS)
UD Meşhur bir sazın adı * Bir hoş kokulu buhur * Ağaç parçası * Budak
UDAL Katı, şiddetli * Pek zor * Ağır hastalık
UDAT Düşman
UDDET Gelecek zamanın hâdiseleri için, darlığa düşmemek için mal ve silâh gibi şeylerde hazırlık Mühim levâzımat * İstidad * Gençlerin yüzlerinde çıkan sivilce
UDHİY Deve kuşu yumurtası
UDHİYE Cenab-ı Hakk'ın rızası için kurban niyetiyle kesilen hayvan
UDHUKE Gülünç şeyler Komedi
UDHUKEPERDÂZ f Güldürücü, komik
UDİ İnce taştan kapak
UDİKA Demir çengel
UD'İYYE (C: Eda'i) Mesel, hikâyat * Bilmece, yanıltmaç
UDLET (C: Uzul) Zahmet, meşakkat * şiddet
UDLUL Doğru yoldan sapma İslâmiyetten ayrılma, sapıtma
UDM Ekmek katığı
UDME Buğday renklilik * Beyazı çok olan deve
UDMUS Karanlık
UDRE(T) Yel inip hayası büyümek
UDRİC Sarı kaftan * Hızlı ve çok yürüyen at
UDTUMME Kişinin aslı
UDUBE Keskinlik
UDUL Yoldan çıkma, dönme, sapma * Vazgeçme * (Âdil C) Âdiller, âdil olanlar
UDVA' Kuru, sert yer * Üzerine oturulduğunda rahat olmayan yer * Evin uzak olması
UDVAN Düşmanlık, haksızlık, zulüm
UFAFE Memede kalan süt artığı
UFAT Haramdan nefsini koruyanlar
UFAVE Çorbanın sonu
UFAZE Pamuk kozası * Yüksek yer
UFFARE Her nesnenin evveli * Katılık * Şiddet
UFFE Bir deniz hayvanı * Davarın emziğinde kalan süt bakiyesi
UFK Kıyı, kenar * Rüzgârın estiği cihetler * Ufuk Gökle yerin birleşmiş gibi göründüğü yer Görüşümüzün nihayetindeki yerler * Mc: Görüş ve düşünüş derecesi
UFKA İnce deri * Sünnet edilen deri
UFKÎ Ufka ait Ufka dair ve müteallik * Yatık düzlük Yatay
UFRE Başın ortasında olan saç
UFUC (C: Afâc) Vurmak * Göden bağırsağı denilen bağırsak
UFUL Gurub, batış Gözden kayboluş Görünmez olmak * Mc: Ölmek
UFUNET Çıban veya yaranın çürüyüp fena kokması * İltihab * Her hangi bir maddenin çürümesinden hasıl olan pis koku, çürük kokusu * Sıkıntı veren manevî ağırlık
UFURE Üzerinde her ne varsa yenilip hiç bir şey kalmayan yer
UFUSA Kekrelik
UGEYLİME Küçük oğlan çocukları
UGLUTA (C: Uglulât - Egalit) Bilmece, bulmaca, yanıltmaca
UGNİYE Şarkılar, ilâhiler Teganni edilen sözler
UGNİYYE (C: Egâni) Ahenk
UGTUBE Azar, tekdir
UGVİYYE Belâ Zahmet Musibet
UHAH Susuzluk * Galiz, kaba, yoğun
UHBUŞE Türlü kabilelerden meydana gelen topluluk
UHCİYYE Bilmece, bulmaca, yanıltmaca
UHCÜVVE Bulmaca, yanıltmaca, bilmece
UHDE Bir işi üzerine alma Söz verme * Ahidnâme Bir kimsenin üstünde olan iş veya şey * Mes'uliyet hududu * Ric'at ve taalluk dâiresi * Becerme, yapma * Mes'uliyet, sorumluluk
UHDUD (C: Ahâdid) Çukur * Uzun hat * Yeryüzündeki uzun yarık ve çatlak * Hendek * Kamçı vurulmasından vücutta hâsıl olan yara ve iz
UHDUSE Hayret edilecek derecede uydurma haber * Haber verilen nesne
UHFUK (C: Ehâfik) Yer yarığı
UHKUK Yarık, hendek

Alıntı Yaparak Cevapla

Osmanlıca Sözlük (U Harfi)-Osmanlıca Sözlük (U Harfi)Kelimeler...

Eski 09-10-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (U Harfi)-Osmanlıca Sözlük (U Harfi)Kelimeler...



RE: Osmanlıca Sözlük (U Harfi) UHNE (C: Ühan) Kin tutmak
UHRA Sâir, diğer, başka Ahir, gayr, son, sonra
UHRE Bir şeyin sonu
UHREVÎ Âhirete dair, âhiretle alâkalı Öteki dünyaya ait
UHRUN f Doğurmayan, kısır kadın veya hayvan
UHT (C: Ahavât) Kızkardeş
UHTEYN İki kızkardeş
UHUD (Ahd C) Ahidler, yeminler, peymanlar, anlaşmalar, sözleşmeler
UHUD-İ ATİKA Eski anlaşmalar
UHUD-U MER'İYE Yürürlükteki anlaşmalar
UHUD MUHAREBESİ Uhud, Medine-i Münevvere'nin bir mil kuzeyinde kırmızı bir dağ olup, Hz Peygamberimizin (ASM) ashâbıyla Kureyşliler arasında vuku bulmuş olan Uhud Gazasıyla meşhurdurUhud gazası, hicretten 2 sene 6 ay 7 gün sonra olmuştur Bunun zahirî sebebi: Daha evvel yapılmış olan Bedir Gazasında Kureyşliler mağlub olduklarından, Kureyşlilerden Bedir Gazasında akrabaları öldürülmüş olan bazı kişiler Ebu Süfyan'a giderek harp teklifinde bulunmuşlardı Ebu Süfyan, kendi kumandası altında Kureyş müşriklerinden ve Kenane ve Tehâme'den üçbin ikiyüz kişi kadar alarak karısı Hind ve diğer bazı kadınlarla birlikte Medine'ye doğru hareket edip Uhud Dağı'na gelmişlerdi Hz Resulullah (ASM) Efendimiz, bunların önüne çıkmak fikrinde bulunmayıp, şehre girdiklerinde müdafaa yapmayı teklif etmişse de, bazı ashabın ısrarı üzerine muharebeye çıkmağa karar vermişlerdi Hz Peygamber (ASM) sahabeden 700 kişiyle küffâra karşı çıktı Muharebede müslümanlar bazan galip, bazan mağlub olarak Peygamberimizin amcası Hz Hamza ile birlikte 70 sahabe şehid olmuştu Hatta Peygamberimizin de dişi kırılmış, yüzü ve dudağı yaralanmıştı(Mühim bir sual: Fahr-ül-Âlemîn ve Habib-i Rabb-ül-Âlemîn Hazret-i Resul-ü Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın Sahabelerinin, müşrikîne karşı Uhud'un nihayetinde ve Huneyn'in bidayetinde mağlubiyetinin hikmeti nedir?Elcevab: Müşrikler içinde o zamanda saff-ı Sahabede bulunan ekâbir-i Sahabeye istikbalde mukabil gelecek Hazret-i Halid gibi çok zatlar bulunduğundan, şanlı ve şerefli olan istikballeri nokta-i nazarında bütün bütün izzetlerini kırmamak için, hikmet-i İlahiyye, hasenat-ı istikbaliyelerinin bir mükâfat-ı muaccelesi olarak mazide onlara vermiş, bütün bütün izzetlerini kırmamış Demek mazideki Sahabeler, müstakbeldeki Sahabelere karşı mağlup olmuşlar Tâ o müstakbel Sahabeler, berk-i süyuf korkusuyla değil, belki bârika-i hakikat şevkiyle İslâmiyete girsin ve o şehâmet-i fıtriyeleri çok zillet çekmesin L) (Bak: Huneyn)
UHUVVET Kardeşlik Din kardeşliği Samimi dostluk
UHUVVET-İ EFKÂR Fikir kardeşliği
UHUVVETKÂR f Kardeş gibi davranan Kardeş gibi muâmelede bulunan
UHUVVETKÂRANE f Kardeşçesine, kardeş gibi olarak Birlik, beraberlik ve karşılıklı sevgi ile(Uhuvvetin sırrı: Şahsiyetini kardeşler içinde fâni edip, onların nefislerini kendi nefsine tercih etmek L)(Her ikinizin, Hâlikınız bir, Mâlikiniz bir, Mâbudunuz bir, Râzıkınız bir Bir bir, bine kadar bir bir Hem Peygamberiniz bir, Dininiz bir, Kıbleniz bir Bir bir yüze kadar bir bir Sonra köyünüz bir, devletiniz bir, memleketiniz bir Ona kadar bir bir Bu kadar bir birler vahdet ve tevhidi, vifak ve ittifakı, muhabbet ve uhuvveti iktiza ettiği; ve kâinatı ve küreleri birbirine bağlıyacak mânevi zincirler bulundukları hâlde; şikak ve nifaka, kin ve adâvete sebebiyet veren örümcek ağı gibi ehemmiyetsiz ve sebatsız şeyleri tercih edip mü'mine karşı hakiki adâvet etmek ve kin bağlamak; ne kadar o rabıta-i vahdete bir hürmetsizlik ve o esbab-ı muhabbete karşı bir istihfaf ve o münâsebât-ı uhuvvete karşı ne derece bir zulüm ve i'tisaf olduğunu; kalbin ölmemiş ise aklın sönmemiş ise anlarsın! M)
UHUZ Göz ağrısı
UHZ Sihir, efsun
UKAB Duman, toz
UKAB (C: Ukbân-Ekub) Tavşancıl kuşu
UKABEYN İşkence veya asmak için dikilen iki tane dar ağacı * Kovayı muhafaza etmek için kuyu içinde olan yumru taş * Kuyu duvarı arasına koyulan saksı parçası * Havuz içinde akan suyun yolu * Büyük ilim
UKAD (Ukde C) Düğümler, bezler, şişlikler Boyun, koltuk altı ve kasıkta bulunan guddeler
UKAD-I HAYATİYE Can alıcı noktalar, hayat düğümleri Bir şeyi meydana getiren aslî rükünler
UKALA (Âkıl C) Akıllılar * Halk dilinde: Akıllılık iddia edenler
UKAM Çok sert Pek şiddetli
UKAMA' (Akîm C) Kısırlar Zürriyeti olmayanlar
UKAMİS Çok
UKAR şarap * Lüks mobilya
UKAS Bir cins ot * "Kesmek" mânâsına mastardır
UKAYKAN Karınca
UKAZ Mekke-i Mükerreme yakınındaki bir pazar adı
UKBA Âhiret, öbür dünya, bâki olan âlem * Ceza
UKBA-İ FERDA f Gelecek olan âhiret Yarınki devir
UKBE Nöbet * Çorba bakiyyesi
UKBE BİN AMİR BİN KAYS EL-CÜHENÎ (RA) Ashab-ı Kiramın mümtaz fakihlerinden ve Kur'an-ı Kerim'i ezberleyip yazanlardandır 55 Hadis-i Şerif rivayet etmiştir Mısır Valiliğinde bulunmuş ve orada Hicri 58 tarihinde vefat etmiştir
UKD Düğüm * Yoğun * Gazap, hiddet * Sâkin olmak
UKDE Düğüm, bağ * Karışık ve müşkil iş Zorluk, zor iş Vâlilik ve halifelik için akdolunan biat * Ağaçlık yer * Pelteklik, kekemelik * Arzu edip de ulaşamadığından dolayı içe dert olan şey
UKDE-İ HAYAT f Hayat düğümü (Çekirdek gibi)
UKDE-İ LİSAN f Kekelemek
UKDEGİR f Müşkil, zor * Şüpheli * Düğümlü
UKDEGÜŞA f Müşkilleri yenen
UKDEVÎ Düğüm biçiminde olan Ukde ile alâkalı
UKHUVAN Papatya
UKIYYE (Bak: Okiyye)
UKKAŞE BİN EL-MİHSAN EL-ESDÎ (RA) Efâdıl-ı Sahabeden ve kahramanlardan olup hususan Bedir muharebesinde ve Hazret-i Ebu Bekir (RA) devrinde mürtedlerle olan muharebede yararlıklar göstermiştir Peygamberimizin vefat tarihinde 44 yaşlarında idi
UKKAZE (C: Akâkiz) Ucu demirli sopa
UKKE Tulum, deriden yapılan kap
UKLE Bağlamak * Hile edip aldatmak
UKLUM Kuvvetli deve
UKM Kısırlık * Verimsizlik
UKNE Taş oda veya kulübe, kümes
UKNE (C: Uknâ-Akân-Uknât) Karın büklümü (Şişmanlık ve semizlikten olur)
UKNUM (C: Ekanim) Asıl
UKR Kısırlık * Kısır olan kadının veya dişi hayvanın hali * Mc: Netice alamama
UKRE Kısır Doğurmayan kadın veya hayvan
UKRUBAN Akrebin erkeği
UKSUME (C: Ekasim) Nasib, kısmet Hisse, pay
UKTUA Alâkayı kesmek gayesiyle gönderilen şey İlgiyi kesmek üzere verilen şey
UKUB Her nesnenin sonu
UKUB Toz * Çömlek kaynaması * Kalabalık
UKUBAT (Ukubet C) Cezalar İşkenceler, eziyetler * Kısas ve şahsî cezalar
UKUBET (C: Ukubât) İşkence, azab, eziyet * Ceza
UKUD (Akid C) Akidler Şartlar, bağlar İki tarafça kabul edilen şeyler
UKUD SURESİ Kur'an-ı Kerim'in beşinci suresi olan Mâide Suresinin diğer bir ismi
UKUK Anaya babaya itaatsizlik ve hürmetsizlik etmek Zorbalık, tanımamak, âsi olmak
UKUL (Akıl C) Akıllar
UKUL-U AŞERE (Bak: Akl-ı evvel)
UKUNNE (C: Ukun) Taştan yapılmış nesne
UKUS (Aks C) Akisler, yankılar, çarpmalar
UKUSA Berklik, muhkemlik, sağlamlık, sertlik
UKVE Kuyruk dibi
ULA Birinci, ilk, evvel * Eskiden vezirlikten sonra gelen sivil rütbe
ULA Şanlı, şerefli kimse
ULALE Süt bakiyyesi * Her nesnenin bakiyyesi, artığı
ULASE Yağ Birbirine karışmış olan iki şey
ULAT Demir örs * Üstünde keş kurutulan taş
ULBARİ Bir ot cinsi
ULBE (C: Uleb-İlâb) Fıçı * Büyük kutu * Sandık
ULCUM (C: Alâcim) Erkek kurbağa * Dağ keçisinin erkeği * Deve kuşu * Sağlam ve dayanıklı deve * Çok su * Gece karanlığı
ULEB (Ulbe C) Fıçılar * Büyük kutular * Sandıklar
ULEBİT Yoğun ve büyük nesne * Koyun sürüsü
ULEMA (Âlim C) Âlimler Osmanlı devrinde yüksek ilim ve fıkıh âlimleri İlmiye mensubları
ULEMA-İ ÂMİLÎN İlmine ve bilgisine göre amel eden, ilmini tatbik eden âlimler

Alıntı Yaparak Cevapla

Osmanlıca Sözlük (U Harfi)-Osmanlıca Sözlük (U Harfi)Kelimeler...

Eski 09-10-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (U Harfi)-Osmanlıca Sözlük (U Harfi)Kelimeler...



RE: Osmanlıca Sözlük (U Harfi) ULEMA-İ BÂTIN Şeriatın, zâhir ve hükümlerinden daha çok, mânâ ve esrarını bilen âlimler(Ulema-i zâhir ve bâtının Tâbiîn zamanında en büyük reisi ve İmam-ı Ali'nin mühim ve sadık bir şakirdi olan Hasan-ı Basri M)
ULEMA-İ İLM-İ HURUF Kur'anın bir harfinden, bir sahife kadar esrar bulduklarını söyleyen ve dâvalarını, o fennin ehline isbat edenler
ULEMA-İ RÂSİHÎN Hak ve hakikat ilminde meleke kazanmış âlimler
ULEMA-İ RÜSUM Resmî, merasim âlimleri Kendileri resmen âlim bilinen fakat hakiki âlim olmayan kimseler (Zâhirî ulema da denir)
ULEMA-İ ZÂHİR Kur'an-ı Kerimin zâhir mânâsına göre hakikatları değerlendiren âlimler Şeriatın mâna ve esrarından daha çok, zâhirini ve hükümlerini bilen âlimler
ULEMA-ÜS SÛ' Kötü âlimler Dünya için âhiretini unutan âlimler Dünyayı dine tercih eden âlimler Menfaat için hakikatı örten âlimler
ULGUZE Bilmece, bulmaca, yanıltmaca
ULİ Sâhib Ehil
ULK şarap
ULKA Kahvaltı * Az nesne * Küçük çocuklara yapılan elbise
ULKUM (C: Alâkım) Çok karanlık gece * Pek sağlam deve
ULLAME Kına
ULLEF Muz
ULLİYYE (İlliyye) Yüksek tabaka En yüksek En şerefli * Çardak
ULTA Gerdanlık * Kadınların süs olarak yüzlerine çektikleri siyah çizgi
ULUF (Elf C) Binler, bin sayıları * Ülfet ve ünsiyete ziyade meyyal ve alışkan olan
ULUFE Yeniçerilere ve sipahilere dağıtılan maaş * Bir nevi hayvan yemi
ULUFE-HÂR (C: Ulufehârân) Ulufesi olan, ulufeci
ULUHİYET İlâhlık * Allah'ın kâinattaki tasarruf ve hâkimiyeti ile herşeyi kendisine ibadet ve itaat ettirmesi
ULUHİYET-İ MUTLAKA Kayıt altında olmayan, mutlak uluhiyet Ancak bir tek İlâhın mâbud oluşu(Evet, nev'-i beşerin her taifesi birer nevi ibadetle fıtrî gibi meşgul olması ve sair zihayatın belki cemâdâtın dahi fıtrî hizmetleri birer nevi ibadet hükmünde bulunması ve kâinatta maddî ve manevî bütün nimetlerin ve ihsanların herbiri bir Ma'budiyet tarafından hamd ve ibadeti yaptıran perestişe ve şükre birer vesile olmaları ve vahiy ve ilhamlar gibi bütün tereşşuhât-ı gaybiye ve tezahürat-ı maneviyenin, bir tek İlâhın ma'budiyetini ilân etmeleri; elbette ve bedahetle bir uluhiyyet-i mutlakanın tahakkukunu ve hüküm-ferma olduğunu isbat ederler Ş)
ULUHİYET-İ SÂRİYE VE HAYAT-I SÂRİYE Vahdet-ül vücud ehlince kullanılan tasavvufî tabirler olup; İlâhî sıfatların ve hayatiyetin eşyaya sirayet etmesi, yani tecelli etmesi mânasında olan bu tabirlerden, ehil olmayanlar; Allah'ın tecessümünü veya eşyaya hulûl'ünü veya eşya ile ittihad ve ittisal'ini zu'metmek gibi bâtıl vehimlere düştülerBu mes'eleye dair Mesnevi-i Nuriye'den nakledeceğimiz veciz bir paragraftan bu tabirler daha iyi anlaşılabilir:"Evet, delil içinde neticeyi görmek, âlemde sânii müşahede etmek, tarîk-ı istigrakkârane cihetiyle cedavil-i ekvanda cereyan-ı tecelliyat-ı İlâhiyeyi; ve melekutiyet-i eşyada sereyan-ı füyuzatı; ve meraya-yı mevcudatta tecelli-i esma ve sıfâtı yalnız zevken anlaşılır birer hakikat iken dîk-i elfaz sebebiyle, uluhiyet-i sariye ve hayat-ı sariye tabir ettilerEhl-i fikir, o hakaik-ı zevkiyeyi nazarın mekayisine sıkıştırdığından, çok evham-ı bâtılaya menşe' oldu"
UL'UL Göğüs altında ve karın üzerinde dile benzer bir kemik * Çekik kuşunun erkeği
UL'UL Yaramazlık * Çağırmak * Budak
ULUM (İlm C) İlimler, bilgiler
ULUM-U ÂLİYE (Âlet den) Âlet ilimleri (Gramer, sarf, nahiv, belâgat ve mantık gibi)(Ulum-u medarisin tedennisine ve mecrayı tabiiden çevrilmesine bir sebeb-i mühim budur: Ulum-u âliye $ maksud-u bizzat sırasına geçtiğinden, ulum-u âliye $ mühmel kaldığı gibi, libas-ı mânâ hükmünde olan ibare-i Arabiyenin halli, ezhanı zaptederek, asıl maksud olan ilim ise tebeî kalmakla beraber ibareleri bir derece mebzul olan ve silsile-i tahsile resmen geçen kitaplar; evkat, efkârı kendine hasredip harice çıkmasına meydan vermemeleridir RN)
ULUM-U ÂLİYE Dinden bahseden ilimler (Tefsir, kıraat, hadis, marifetullah, fıkıh, kelâm, ahlâk bilgileri gibi)
ULUM-U BEDİHİYYÂT Delil ve isbatına lüzum görülmeyip kolaylıkla bilinen ilimler (Bak: Kaziye-i bedihiyye)
ULUM-U BEDİİYE (Bak: İlm-i bedi')
ULUM-U HAFİYE Gizli ilimler Ancak veraset-i Nübüvvet muhakkiklerince veya bir kısım hakikatların esrarına vakıf âlimlerce bilinen ilimler(İlm-i Cifrin mühim bir düsturu ve ulum-u hafiyyenin mühim bir anahtarı ve bir kısım esrar-ı gaybiyye-i Kur'aniyyenin mühim bir miftahı tevafuktur M)
ULUM-U KEVNİYE Kâinatın ilmi Yaratılışa dair olan ilimler
ULUM-U MÜTEÂREFE Herkesin bildiği ve tanınmış olan ilimler
ULUM-U NAKLİYE Hadis, tefsir, fıkıh gibi ve mukaddes kitaplardan nakil olunan ve rivâyet üzerine kurulmuş olan ilimler
ULUM-U NAZARİYE Yalnız görüş halinde kalmış, tatbikata konulmamış ilimler, teoriler
ULUM-U SİYASİYE Siyasî ilimler
ULUM-U ŞETTÂ Dağınık bilgiler, çeşit çeşit ilimler
U'LUME (C: Eâlim) Alâmet, işaret, nişan
ULÜ Sahipler Bir şeyin ehli olanlar
ULÜ-L AZM Kat'i azim sahibi, ciddiyet, sabır, sebat sahibi büyük zâtlar, hususan peygamberler (Aleyhimüsselâm) Başta Hz Muhammed (ASM), İsa, Musa, İbrahim, Nuh (AS)(Kur'an-ı Hakîm ehl-i şuura imamdır Cin ve inse mürşiddir Ehl-i kemale rehberdir Ehl-i hakikata muallimdir Öyle ise, beşerin muhaveratı ve üslubu tarzında olmak zaruri ve kat'idir Çünkü, cin ve ins münacâtını ondan alıyor Duâsını ondan öğreniyor Mesailini onun lisaniyle zikrediyor Edeb-i muaşeretini ondan taallüm ediyor ve hakeza Herkes onu merci' yapıyor Öyle ise eğer Hz Musa'nın (AS) Tur-i Sina'da işittiği kelâmullah tarzında olsa idi; beşer bunu dinlemekte ve işitmekte tahammül edemezdi ve merci' edemezdi Hz Musa (AS) gibi bir ulü-l azm ancak birkaç kelâmı işitmeğe tahammül etmiştir S)
ULÜ-L EBSAR Basiret sâhibleri
ULÜ-L ELBAB Akıl sâhibleri Düşünebilenler Akl-ı selim sahibleri
ULÜ-L EMR Müslümanları şeriat nâmına idare eden (Halife, kadı, İslâm reisi, pâdişah, sultan, reis-i cumhur, reis, müdür gibi) zâtlar
ULÜ-N NÜHA Akıllı kimseler
ULÜF (Ulûfe C) Yemler, ulufeler * Yeniçeri maaşları
ULÜVV Büyüklük, yükseklik * Bir şeyin yukarısına çıkma * Şan, şeref ve kadr sahibi olma
ULÜVV-Ü CENABLIK Âlî cenablık * Kerem ve cömertlik sâhibi ve faziletli olmak Büyüklük
ULÜVV-Ü HİMMET Yüksek himmetlilik, gayret ve himmeti çok olmak (Bak: Himmet)
ULÜVV-Ü ŞAN Şânı şerefi büyük Yüksek şeref
ULVAN Mektup ve yazı başlığı * Övünme, tefahur
ULVİ (Ulviye) Yüksek, yüce * Manevî ve göğe mensub
ULVİYET Ulvilik, yücelik, yükseklik, ululuk
ULYA (Müe) Pek büyük, pek yüce, daha yüksek Çok yüksek olan
UMALE Bir işçinin, işi karşılığında aldığı ücret
UMDE İnanılacak şey * Prensip, temel fikir * Dostluk Güvenilecek yer veya kimse * Kavim veya kabilenin muteber ve mu'temedi olan Reis Serasker
UMK Derinlik Dibi derin * Kuyu veya denizin derinliği
UMKAN Derinliğine
UMMAL (Âmil C) İdare âmirleri Valiler Tahsildarlar
UMMAN Büyük deniz Okyanus * Hindistan ile Arabistan arasındaki büyük deniz
UMRA Bir kimsenin mülkünü bir kimseye "Ömrüm oldukça veya senin ömrün oldukça sana i'tâ ettim, ölsen yine benim olsun" demesi
UMRAN İmar ile şenlendirilmiş olan Bayındırlaşmak Medenilik Saâdet Mutluluk
UMRE Ziyâret Hac mevsimi dışında Kâbe'yi ve Mekke ve Medine'deki mukaddes yerleri ziyaret etmek Ist: Kâbe-i Muazzama'yı tavaftan ve Safâ ile Merve denilen iki mukaddes mevki arasında sa'yetmekten ibarettir Farz olan hacca Hacc-ı Ekber denildiği gibi, Umreye de Hacc-ı Asgar denilir Cuma gününe tevafuk eden hacca da Hacc-ı Ekber denilir
UMRE-İ NEBEVÎ Hz Muhammed (ASM) Efendimizin, hac farz olmadan evvelki haccı
UMUD (Amud C) Direkler Sütunlar * Mc: Seyyidler Askerî elçiler
UMUHET Yapılacak işte tereddüt gösterme, tutulacak yolda duraklama
UMUM Umumi olmak Hep, bütün, cümle, herkes
UM'UME İnsan topluluğu
UMUMEN Bütün, hep
UMUMET Amcalık Amca akrabalığı
UMUMÎ Herkesle alâkalı, herkese dâir
UMUMİYET Bir şeyin herkese âit olması Umumilik
UMUMİYETLE Umumi olarak Genel olarak

Alıntı Yaparak Cevapla

Osmanlıca Sözlük (U Harfi)-Osmanlıca Sözlük (U Harfi)Kelimeler...

Eski 09-10-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (U Harfi)-Osmanlıca Sözlük (U Harfi)Kelimeler...



RE: Osmanlıca Sözlük (U Harfi) UMUR (Emir C) Emirler İşler Hususlar Maddeler(Mühim ve büyük bir umur-u hayriyenin çok muzır mânileri olur Şeytanlar o hizmetin hâdimleriyle çok uğraşır Bu mânilere ve bu şeytanlara karşı, ihlâs kuvvetine dayanmak gerektir L)
UMUR-U ASKERİYE Askerlik işleri
UMUR-U DÜNYEVİYYE Dünya işleri Dünyaya ait işler
UMUR-U GAYBİYE Gaybi olan ve hissiyâtımızla bilinmeyen işler Geçmiş zamana yahut geleceğe dâir olan ve hazırda mevcut olmayan işler
UMUR-U HASİSE Çirkin ve kötü işler
UMUR-U İZÂFİYE Birbirisiz olmayan ve birbirine nisbet ve mukayese ile anlaşılan vasıflar (Meselâ: Karanlık olmasa, aydınlığın bilinmemesi gibi)
UMUR-U MÜTENASİBE Aralarında uygunluk ve münasebet bulunan şeyler
UMUR-U MÜTEZADDE Aralarında uygunluk olmayan birbirine zıt şeyler
UMURAŞNA (Umur-âşnâ) f İşten anlar, işbilir
UMURAT (Umre C) Umreler Hac mevsiminin haricinde Kâbe'yi ve Mekke-i Mükerreme'nin mübarek yerlerini ziyaret etmeler
UMURDİDE (C: Umurdidegân) f İş görmüş, işten anlar ve tecrübeli kimse
UMYA (Bak: Amya)
UMYAN (A'mâ C) A'mâlar, körler
UMYE Azgın ve sapkın olmak * Husumet ve inat etmek
UNAB Büyük burun * Akıl * Karın
UNAT (Ani C) Esirler * Adi, bayağı ve aşağılık kimseler
UNAYİL (C: Anâyil) Berk, metin, sağlam, dayanıklı, muhkem
UNCUD Çekirdeği çıkmış üzüm
UNF Kabalık Sertlik Cebir ve zor
UNFEN şiddetle, sertlikle Zor kullanarak
UNFÎ (Unfiyye) Sert, şiddetli, kaba
UNFUS Edepsiz ve hayâsız kadın
UNFUVAN Gençlik ve güzelliğin başlangıcı, en parlak zamanı * Parlaklık, tazelik
UNFUVAN-I ŞEBAB Gençlik çağı, tazelik
UNK Boyun, gerdanlık, gerdan
UNKUD Salkım
UNSUL Ada soğanı
UNSUR Kimyevî maddeden her biri Mürekkeb cisimlerde bulunan basit maddelerin her birisi * Umumdan ayrılan kısım * Tam olan şeyin her bir parçaları * Madde, esas, kök Element
UNSURİYET Irkçılık Bir kavmi veya kendi soyunu daha şerefli sayarak diğer insanları hakir görmek Menfî milliyetçilik(Cây-ı dikkat bir hal: Türk milleti anâsır-ı İslâmiye içinde en kesretli olduğu halde, dünyanın her tarafında olan Türkler ise müslümandır Sair unsurlar gibi müslim ve gayr-ı müslim olarak iki kısma inkısam etmemiştir Nerede Türk taifesi varsa müslümandır Müslümanlıktan çıkan ve müslüman olmayan Türkler Türklükten dahi çıkmışlardır -Macarlar gibi- Halbuki küçük unsurlarda dahi, hem müslim ve hem de gayr-i müslim var M)
UNSUT Kıldan bükülme ip
UNUŞE Refah, huzur, rahatlık * Adâlet Merhamet * Şarap * Beğenme
UNV Alçaklık * Alçak gönüllülük, tevâzu etmek
UNVE Zor, kuvvet gösterme
UNVETEN Cebren, zorla, kuvvet göstererek
UNZUB (C: Anâzıb) Erkek çekirge
UNZUBA' Çekirge olan yer
UNZUR Bak, gör (Meâlinde emir)
UNZUVAN Herze ve hezeyan söyleyen kimse * Bir ot
UNZUVANE Dişi çekirge
UR Önünde hendek olan istihkâm Yüksek ve müstahkem yer, toprak tabya Burç
UR Tek gözlüler * Silâhsız, mühimmatsız olanlar
URA Çıplaklık
URA' İlmek yapmak
URA'IR (C: Arâır) Semiz etli deve * Şerefli adam * Kavmin reisi
URAM Eti soyulmuş kemik * Çokluk * Kötü ahlâk * Şiddetli muhâlefet * Çocuğun edepsizlik yapması
URAME Hiddet * şiddetli muhalefet * Kötü ahlâk * Edepsizlik etmek
URAT (Uryan C) Elbisesi olmayanlar Çıplaklar, uryanlar
URAZA Misafire çıkarılan yiyecek * Hediye, armağan
URB Şiddetli akıcı çay * Ferah, sevinç, neşat
URBA (Aslı dır) İtl Esvab, elbise * Arabçada: Ukde, köstek, büklüm, düğüm * Zekâvet * Mekir, hile
URBAN Çöl arabaları * Aşiretler
URBUN Müşterinin bâyie verdiği pey
URCA Bir nesnenin üzerine durmak veya üstüne çıkmak
URCAN (A'rec C) Topallar
URCUN Kurumuş hurma dalı Ay gibi eğilen dal Hurma salkımının dalı
UREFA (Ârif C) İrfan sâhibi kimseler (Bak: İrfan)
URF (C: A'râf) At yelesi * Horuz ibiği * Âdet * Cennet ile Cehennem arasında bir makam * İhsan
URGAN t İp Halat
URGUN t Vurgun, âşık
URRAK Kabuğu soyulmuş ağaç * Eti gitmiş kemik
URRET Uyuz hastalığı
URRET (C: Urr) Devenin dudaklarında ve ayaklarında çıkan bir çıban * Ulaşmak, varmak * Kuş tersi
URS (Urus) Düğün yemeği
URŞ Boğazın iki tarafında olan iki uzun etin birisi
URUB (Arub C) (Bak: Arube)
URUC Yukarı çıkmak Yükselmek
URUC-U İSA Hz İsa'nın (AS) göğe çıkması
URUK (Irk C) Irklar * Kökler, damarlar
URUK-U BEŞER İnsan ırkları
URUK-U İNSANİYETKÂRANE f İnsanlığa yakışır damar, kök veya huylar
URUK Kadının hayız görmesi
URUM (Urume) Alâmet, nişane * Kök, dip * Başın tepesi
URUSAT (Urs ve Urus C) Düğün yemekleri
URUŞ (Arş C) Gökler, arşlar Tavanlar
URUZ (A'raz C) Fık: Nakit para, hayvan ve yenecek şeylerden olmayıp, kitap, manifatura eşyası, kumaş gibi mallar
URUZ Zâhir olmak, görünmek * Gelme, ârız olma * (Arz C) Bildirmeler, keyfiyetler
URVA Sıtma Sıtmaya tutulma
URVE (C: Urâ) Düğme iliği * Yazda ve kışta yaprağı dökülmeyen ağaç * Daima bâki olan nesne * Arslan Kudretten kinaye olur * Kulp Yapışacak sap Tutacak yer
URVET-ÜL VÜSKA Sağlam kulp Metin ve muhkem olan tutulacak şey * İslâmiyet * Kur'an-ı Kerim
URYAN Çıplak
URYANİ Çıplaklık * Bir cins erik
URYE Ari olmak Çıplak olmak
URZ Mania, engel Açıktan hedef gibi bir şeye mâruz olup duran * Hâcet, ihtiyaç * Taraf, nâhiye, cânip * Vasat, orta
URZA Hedef
US (C: İsâs) Büyük kadeh
USAFE Buğday sapından düşen parça
USAM Pire

Alıntı Yaparak Cevapla

Osmanlıca Sözlük (U Harfi)-Osmanlıca Sözlük (U Harfi)Kelimeler...

Eski 09-10-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (U Harfi)-Osmanlıca Sözlük (U Harfi)Kelimeler...



RE: Osmanlıca Sözlük (U Harfi) USAS Çok kıl
USARE Vücud bezlerinden akan faydalı su Sıkılmış şeylerden çıkan su Öz su
USARE-İ İNEB Üzüm suyu Şıra
USARE-İ MİDEVİYE Mide suyu, mide salgısı
USAT (Asi C) Asiler, zorbalar, itaat etmeyenler * Günahkârlar
USBE Cemaat İnsanlar Atlılar Atlar veya kuşlardan cemaat
USBUD Kelp aşmasından olan kurt yavrusu
USDE Kaftan altına giyilen küçük gömlek
USEFA (Asif C) Rençberler Irgatlar
USEYBE (C: Useybât) Yaprağı bir takım kısımlara ayıran liflerden herbiri Damar
USEYLE Bal gibi tatlı olan küçük bir şey * Çiftleşme, cinsî münasebet
USFÜR Bir asıl boya
USKUL Hurma salkımı
USLUC (C: Asâlic) Yeni belirmeğe başlamış ağaç budağı
USM Her nesnenin bakiyyesi, artık
USM Zeytin ağacı
USMUH Kulak * Kulak deliği
USMUR (C: Asâmir) Döndükçe suyu çıkarıp döken dolap gözleri
USNUN (C: Asânin) Sakal ucu * Her nesnenin evveli * Devenin çenesi altında olan uzun kıllar
USR (C: Usur - A'sâr) Sığınacak yer Melce' * Dehr, zaman, devir
USR Tavşancıl kuşu * Yalan söz
USR Güçlük, zorluk Zor iş * Sıkıntı Darlık Kıtlık
USR-ÜN NEFES Nefes darlığı
USRA Güçlük, zorluk
USRET Zorluk, güçlük Darlık, sıkıntı İşlemezlik
USRET-İ HAZM Hazım güçlüğü, sindirim zorluğu
USRET-İ TENEFFÜS Teneffüs zorluğu, nefes darlığı
USRET Sığınacak ve kurtulacak yer
USSE Güve denilen böcek
USTAM f Güvenilir, emin İtimad edilir * Altın veya gümüşten yapılmış at eğeri
USTUBLE Üstüpü
USTUMME Her nesnenin aslı
USUBE İhâta etmek, kaplamak, içine almak
USUL (Asıl C) Ana, baba Cedler * İstinadgâh * Râcih delil, kaide Asıllar, kökler, temeller Bir ilmin asıl mevzuundan önce öğrenilmesi lâzım gelen esaslar Bir hedefe ulaşmak için tutulan düzenli yol * Tarz, metod, tertip
USUL-Ü ERBAA (Bak: Edille-i erbaa)
USUL-Ü FIKIH İLMİ Fıkıh ilmine âit bilgilerin esası ve istinadgâhı olan bir ilimdir Şer'i hükümlerin mufassal ve muayyen delilleri ve hikmetleri bu sayede bilinir ve bu dini hükümler, bu muayyen ve müşahhas deliller vâsıtası ile istinbat ve isbat olunur Bu ilme "Hikmet-i teşriiye" de denilmiştir
USUL-ÜD-DİN (Bak: İlm-i Kelâm)
USULİYYUN Fıkıh usulüyle uğraşan İslâm âlimleri Usul-ü Fıkıh müellifleri
USUR Gözcülük etmek
USUR Asırlar (Bak: Asr)
US'US Kuyruk sokumu
USÜVV Kaba ve iri olmak * Katı olmak * Gece karanlık olmak * Yakın olmak
USVE Çoktandır taranmamış sakal
UŞABE (C: Eşâyib) Karışık olan * Nesebi karışık kişi
UŞARA Uzunluğu on zira' miktarı olan
UŞB (C: A'şeb) Taze ot
UŞERE (C: Uşur-Uşerat) Sütleğen cinsinden dikenli, yassı yapraklı ağaç
UŞEYYA (Eşyâ dan) Küçük şeyler, eşyacıklar
UŞİR Taze çayır, taze ot
UŞŞ Kuş yuvası
UŞŞAK (Âşık C) Âşıklar
UŞVE Gece vakti uzaktan görünen ateş
UTAHİYE Akılsız, ahmak kimse
UTARİD Araptan bir kabile adı * Merkür gezegeni
UTAŞ İnsana ârız olan bir hastalıktır ve hasta insanın yüreği yanar, suyu içer, yine kanmaz
UTAT (Ati C) Serkeşler, âsiler
UTAT Arslan * Bahadır er, kahraman
UTBUL (C: Atâbil) Uzun boylu güzel kadın
UTEKA (Atik C) Azatlılar Azat olmuş köle veya cariyeler
UTİY (Bak: Atiy)
UTLE Boş ve muattal olmak * Hurma salkımı * Şahıs
UTM (Utüm) Yabani zeytin ağacı
UTME İğde gibi zeytin biçimindeki meyve
UTRUFE (Turfe C) Tuhaf, az bulunur
UTRUŞ Sağır
UTTEL Üzerinde ziynet eşyası olmayan kadınlar
UTUB Pamuk
UTUFET Nezaket, lütuf şefkat
UTUH Aklı noksan olan
UTULL Soğuk, sert ve cimri insan Câhil ve hayırdan men'eden Galiz ve bahil kimse
UTUM Taş duvar Taş yapı * Köşk, kasr
UTUN Katı şey Şiddetli
UT'UT Yiğit * Küçük buzağı
UT'UT Eşek sıpası
UTÜV (Atiy-Utiy) Haddini aşma, tecavüz Kibir Serkeşlik * Ayaklanma İsyan
UTYE Pamuk parçası * Yanmış bez parçası
UVA şiddetli ses Avaz, sayha
UVERA (Bak: Avrâ)
UVVAM Dalgıç adam
UVVAR (C: Avâvir) Korkak adam * Dağ kırlangıcı
UVZ Bir kimseye sığınmak
UYKU (Bak: Kaylule)
UYUB (Ayıb C) Ayıblar, kusurlar
UYUN (Ayn C) Gözler * Kaynaklar, pınarlar
UZAFİRE Katı şiddetli, şedid
UZBET (Bak: Uzube)
UZEMA' (Azim C) Mevki ve şeref bakımından büyükler
UZEYM (C: Uzeymât) Kemikcik
UZEYVAT (Uzeyve C) Küçük uzuvlar, uzuvcuklar
UZEYZA' Kuyruk kemiği
UZFUR Asma filizi * Tırnak
UZHUL (C: Azâhil) Yeyni, hafif * Yük vurulmayan deve
UZİMA Vücutta bir organın ateşsiz ve ağrısız olarak şişmesi
UZLET Yalnızlık İnsanlardan ayrılarak bir tarafa çekilip yalnız kalmak
UZLETGÂH f Oturulan tenhâ yer Yalnızlık köşesi
UZLETGÜZİN f Tenhada yaşayan, yalnızlık köşesine çekilen
UZLETNİŞİN f Tenha bir köşeye çekilip yalnız yaşayan
UZLUFE Kayalık Yalçın kaya
UZM Ululanma, kibirlenme
UZMA (Müe) Büyük İri * En büyük Çok büyük (Müz: A'zam)
UZME Aşiret * Birinin mensub olduğu âile * Akrabâ
UZRET Önde olan saç
UZRİYY Şiddetli muhabbet Şiddetli sevgi
UZTUMME İnsanın ırk ve nesebi * Her şeyin aslı
UZUB Kayıp ve görünmez olmak
UZUBE (Uzbe) Bekârlık Erginlik hâleti varken tecerrüd halinde kalmak Evlenmemek
UZUBET Tatlılık, şirinlik
UZUBET-İ LİSÂN Tatlı dillilik Dil tatlılığı
UZUF Nefsi kötülüklerden ve şüphelerden menedip uzaklaştırmak
UZUV (Uzv) Bir canlının vücud yapısının kısımlarından herbiri Azâ Organ
UZVÎ (Uzviye) Uzva ait Canlı Organik
UZVİYET Uzuv oluş Canlılık Canlı uzva ait
UZZA İslâmiyetten evvel câhiliyet devrinde büyük putlardan birisinin ismi
UZZAB Zevc veya zevcesi olmayan Bekâr

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.