Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
koçyiğit, köroğlu, ozan, ünlü

Köroğlu Koçyiğit, Ünlü Ozan Köroğlu

Eski 09-09-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Köroğlu Koçyiğit, Ünlü Ozan Köroğlu



KÖroĞlu
Köroğlu Koçyiğit, Ünlü Ozan Köroğlu
Koçyiğit, ünlü ozan Köroğlu, ünlü bir halk hikayesi, daha doğrusu halkın gönül süzgecinden yüzyıllar boyu süzülüp gelen bir halk romanıdır Köroğlu Anadolu insanının kanında var olan coşku ve kahramanlık tutkusunu şahsında kişileştiren bir kahramandır Ozan Köroğlu halk şiirindeki koçaklama şairlerine ortak olmuş bir şairdir Devlet gözünde Eşkıya Köroğlu ise bir kanun kaçağı, devlete karşı gelmiş bir dağ adamıdır Yol keser, kervan vuru Babasının kör olmasına sebep olan Bolu Beyinin ordularını bozguna uğratır ve sık, sık Bolu’yu basa, şehrin altını üstüne getirir Bu yaptıkları tabi ki örnek alınacak davranışlar değildir ama düzenin bu haksız gidişine, devlet makamlarında ki kişilerin halka yaptığı zulme karşı yapacak pek fazla şeyi de kalmamıştır Bütün bu şartlara rağmen Bolu Dağları’ndaki gür sesi hiçbir zaman haksızlığa karşı hükmetmemiştir Zaten böyle bir şey olsaydı bu günlere kadar yaşaması da mümkün olmazdı Köroğlu’nun yaşadığı dönem devletin halkı; yöneticileri vasıtasıyla ezdiği, aldığı çifte vergilerle canından bezdirdiği dönemdir Bu gidişe karşı Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde Celali adı altında ayaklanmalar olmuş, devlet bunlarla savaşa dursun, halk iki taraf arasında sürekli bir eziyet halinde yaşamını sürdürmektedir İşte bu son derece gergin ve tehlikeli ortam içinde bir kahraman çıkıyor, Bolu dağlarından kükrek bir sesle, Çamlıbelin eteklerinden ta Osmanlı sarayına kadar koçaklamalarıyla bütün haksızlıklara kafa tutuyor Halk ise onun bu sevimli şövalye kimliğinde kendini buluyor ve onda avuntuya karışıyor Köroğlu’nun halk tarafından sevilmesi belki de bundan dolayıdır

Bolu Bey’i, at meraklısı bir beydir Atçılıkta usta olan seyisi Yusuf’u güzel ve cins at aramak üzere civar köylere gönderir Yusuf günlerce gezdikten sonra obanın birinde istediği gibi bir tay bulurO tayı sahiplerinden satın alır, fakat tay görünüş olarak çirkin ve bakım- sızdır Ama ileride mükemmel bir küheylan olacaktır Yusuf bunu bildiğinden sevinerek geri döner Bey bu çirkin ve sevimsiz tayı görünce kendisi ile alay edildiğini sanar ve Yusuf’un gözlerine mil çektirerek tayı da ona verip yanından kovarYusuf köye geldiğinde olup bitenleri oğluna anlatır ve oğlu da daha o günlerden Bolu Beyine karşı içinde durulmaz bir kin taşır

Baba oğul, tayı terbiye etmeye başlarlar, yıllar geçer tay artık çok güzel bir küheylan olmuştur Rüzgar gibi koşmakta, ceylan gibi sıçramakta, türlü savaş oyunları bilmektedir Bu arada kör Yusuf ‘un oğlu Ruşen Ali de büyümüş, güçlü kuvvetli bir delikanlı olmuştur Olmuştur da Bolu Beyine karşı gitgide kini artmaktadır Bir gece Yusuf düşünde Hızır’ı görür Hızır ona yapacağı işi söyler Hızır’ın önerisiyle baba oğul yola çıkarlar Bingöl dağlarındın gelecek üç sihirli köpükle hem gözleri açılacak hem de intikamını alması için gereken kuvvet ve gençlik onun olacaktır Bunu bilen oğlu Ruşen Ali babasına haber vermeden köpükleri kendisi içerYusuf durumu öğrenince üzülür ama sonra kendi yerine oğlunun Bolu Beyinden öcünü alacağına sevinir Bu sihirli köpükler Köroğlu’na sonsuz yaşama gücü, yiğitlik ve şairlik bağışlamıştır Bir süre sonra Ruşen Alinin babası Yusuf oğluna öç almasını vasiyet ederek ölür

Kör Yusuf’un oğlu Ruşen Ali dağa çıkar Geleni geçeni soyarak ününü bütün bölgeye yayar Artık o civardaki bütün kanun kaçakları ona katılmaktadır Çamlıbelde bir kale yaptırarak, gelip geçen kervanlardan bac almaya başlar Vermeyen kervanları soyar, üzerine gönderilen odunları bozguna uğratır

Bir gün güzelliğini duyduğu Üsküdar Kasapbaşısı’nın oğlu Ayvazı kaçırır Çamlıbel’e getirir, evlat edinir Başka bir gün Bolu Beyi’nin kız kardeşi Döne Hanım’ı kaçırır, evlenirler Aradan yıllar geçer Bolu’yu basar, her yeri yakıp yıkar ve Bolu Beyinden babasının öcünü alır Bolu Beyi de cenkle başa çıkamadığı Köroğlu’na karşı çeşitli düzenler kurar ve bir defasında Ayvazı, bir defasında bir defasında da Köroğlunu yakalatıp zindanlara atar Fakat her seferinde Köroğlu kurtulmayı başarır Köroğlu ara sıra Gürcistan, Çin gibi uzak ülkelere de seferler düzenler ve yeni serüvenlere atılır Bu arada başından büyük küçük bir çok olay geçer Bu olaylar yıllar yılı halkın dillerinde destanlaşarak söylenir gider Sonunda delikli demir ortaya çıkınca eski bahadırlık geleneği bozulur, dünyanın tadı kalmaz Ve bir gün Köroğlu beylerine dağılmalarını söyler ve kırklara karışarak sır olur İşte yıllar boyu halkın gönüllerinde yaşayan Köroğlu’nun söylencesi yine halk tarafından böyle yazılmıştır, böyle söylenir Ve yaşlı bir çınar gibi devrilen Köroğlu’nun hikayesi böyle sona erer

Selam edin ağlara beylere
Düşmana mert gibi durmalı imiş
Safımızda koç yiğitler var iken
Döğüşü, döğüşü ölmeli imiş, diyen Köroğlu Anadolu’da efsaneleşmiş sayılı kahramanlardan biri, devletin yönetimindeki yanlışlıklara karşı çekilmiş yalın bir kılıçtır

Köroğlu efsanesi bir anlamda halkın çektiği acılara karşı yüksek sesle söyleyemediği duyguların ifadesidir Halk güçsüzlülüğü ve ezilmişliğini Köroğlu efsanesinde dillendirmiş Köroğlu bir yaptıysa halk buna beş katarak efsaneleştirmiştir Köroğlu’nun hikayesi halk dilinde nazım – nesir karışımı anlatılır Duygusal konuşmalar ve kimi yerler türkü biçimde söylenir Böyle yerler gelince hikayeci sazla kendi karakterlerindeki bestesiyle okur Bu manzumelerin sanat yönü güçlü olup, edebiyatımızda benzeri az bulunur kahramanlık motifleriyle süslüdür Eski çağların cenkleri yer, yer canlanır,mert bir üslup ve anlatıma bürünür Sazı düzgün, sesi kalın usta sanatçılarca okunup anlatıldığı zaman, yürekleri hoplatan bir sanat şaheseri olur

Nesir bölümüne gelince Anlatanın ustalığına kalmıştır Genel olarak bütün hikayelerde olduğu gibi cümleler kısa ve kesindir

Köroğlu deyip de Ayvaz dememek olur mu hiç Köroğlu bir gün bir gün Çamlıbel de savaş yorgunluğu çıkarıyordu Aklına yeni ve yalnız başına atılacağı bir serüven geldi Kalktı yerinden, gözünü İstanbul’a çevirdi, hayal meyal görünen sisli İstanbul tepelerinde bir şeyler arar gibiydi Vaktiyle duyduğu üzere Üsküdar da bulunan bir kasapbaşının dünyalar güzeli bir oğlu vardı O an kararını verdi Köroğlu, atladı Kırata ver elini İstanbul, sora, sora buldu Kasapbaşını, Kasapbaşı koyun tüccarı ya, yalandan bir sürü alacağını söyledi Kasapbaşı oğlunu Köroğlu’nun yanına kattı, götürüp sürüyü göstermesi için derken Köroğlu bir punduna getirip Ayvazı attı terkisine ve Kıratına başını Çamlıbel yönüne çevirdi Ayvaz yol boyunca ağladı ama geçen günler, onu Köroğlu’na yakınlaştırdı Artık Ayvaz Köroğlu’nun oğluydu
Köroğlu Ayvazı öylesine seviyordu ki şiirlerinin en güzellerinde onu anlattı, onu yetiştirdi, büyüttü, koçaklarının arasına kattı

Yataktan kalkmış bir aslan
Gelir horlayı, horlayı
Buluttan çıkmış ay gibi
Gelir parlayı, parlayı

Döne seyreyle Ayvazı
Sim bilekli o zorbazı
Cılbatmış Kara Katbazı
Gelir gürleyi gürleyi

Döne Ayvaz bunun adı
Geldi bu meydanın tadı
Köroğlu’nun bir evladı
Gelir zorlayı, zorlayı

Köroğlu’nun hayatı, araştırmacılar arasında, bu gün de tartışma konusu olup gitmektedir Kimi, on altıncı, on yedinci yüzyıllarda Bolu Dağları’nda yaşayan halkın sevgisini kazanmış bir ozan, bir yiğit Celali der, kimi de onu Selçuklular devrinde Horasan’dan Anadolu’ya gelerek zalim Bolu Beyi’nden halkı koruyan bir kahraman olarak tanıtır İşin bu yönüyle tarihçiler uğraşa dursun, asıl önemli olanı Köroğlu’nun Anadolu kültür mozaği içindeki sanatı, yiğit kişiliği ve savaşlardaki hüneridir Köroğlu’nu öteki destan kahramanlarından ayıran en önemli özelliği ise atının terkisinde taşıdığı sazıdır
Bir çok savaş kahramanı etrafındaki ozanların dile getirmesine rağmen, Köroğlu kendi destanını kendisi dile getirmiştir Saz şairleri de Köroğlu’nun etkisinde oldukça kalmışlar onu mesleğin piri saymışlardır

Köroğlu halk musikisinde de bir bestenin adı, bağlama üzerinde de başlı başına bir tavrın isimlendirilişidir Anadolu’da yiğitleme, koçaklama gibi kahramanlık türkülerinin bir çok Anadolu ozanı yürümüş, Köroğlu’nu bu günlere kadar bütün canlılığı ile yaşatmışlardır Bu tarz ozanların arasında Dadaloğlu’nda da Köroğlu geleneğinin kuvvetle yaşadığı görülmüştür Dadaloğlu gerek ruh, gerekse sanat bakımından Köroğlu geleneğinin son temsilcisidir

Bir başka sava göre de Köroğlu halkın kendi belleğinde yarattığı bir hayal kahramanıdır Bütün bu söylemlere rağmen Köroğlu halk tarafından öyle benimsenmiştir ki sonunda bir Köroğlu geleneği bu günlere kadar gelmiştir Köroğlu, halkın gözünde mert bir insan, çetin bir bahadırdır Zalimlere karşı amansız, yoksullara karşı koruyucu ve şefkatlidir Halkı ezen derebeylerini karşısına alıp, onlarla savaşan, sevimli bir kahramandır

Bu bakımdan, halk hikayelerinin başında gelir Halk Köroğlu’nu gerçekte yaşamış bir kişi olarak kabul eder ve yaşasa da yaşamasa da onu canlı bir anı gibi içinde saklarbu nedenle hayatın her devresinde ona yer verir Öyle ki: yakın çağın saz aşıklarından bir ozan, son nefesinde oğluna “Oğul, hele üstüme bir Köroğlu oku da öyle öleyim” demiş ve yorganı başına çekmiştir

Köroğlu her ne kadar yiğit bir koçak ise de, hiç yenilmemiş bir bahadır değildir Halk arasında anlatılan bir hikayeye göre, Köroğlu Gürcistan üzerinde sefere giderken yolu üzerine çıkan Kars’ın Kiziroğlu köyünde konaklamıştır Bu köyün beyi ise Kiziroğlu Mustafa Bey isimli bir yiğittir Köroğlu’yla karşılaşmışlar, aralarındaki konuşma atışmaya, buradan da ileri geri konuşmalar neticesinde kavgaya dönüşmüş ve köy meydanında yapılan döğüş neticesinde Kiziroğlu Mustafa Bey Köroğlu’nu yenmiş Köroğlu aldığı yenilginin neticesinde çadırına dönmüş ve sazı eline alıp Kiziroğlu’nun karısına anlatmaya başlamış,

Bir hışımla geldi geçti (peh peh peh peh)
Kiziroğlu Mustafa Bey (hey, hey, hey)
Bu dağları deldi geçti (Ağam kim, paşam kim,nigar kim, hanım kim)
Kiziroğlu Mustafa Bey

Bir atı var alapaça
Fırsat vermez Kırat kaça
Az kaldı ortamdan biçe
Kiziroğlu Mustafa Bey
v
Hay edende haya teper
Huy edende huya teper
Köroğlu’nu suya teper
Kiziroğlu Mustafa Bey

Köroğlu aldığı yenilgi sonrası, Kiziroğlu’nu çadırında karısına böyle anlatmış O sırada çadırın dışında Köroğlu’nu dinleyen Kiziroğlu da yendiği kadar yenilgiyi de böylesine doğru bir şekilde şiirleştiren Köroğlu’nun yanına gelip, Köroğlu’yla barışmış

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.