|
![]() ![]() |
|
Konu Araçları |
cumhuriyete, dönemde, faaliyetleri, felsefi, olan, osmanlılardaki, tanzimattan |
![]() |
Tanzimat'tan Cumhuriyet'e Kadar Olan Dönemde, Osmanlılar'daki Felsefî Faaliyetleri |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Tanzimat'tan Cumhuriyet'e Kadar Olan Dönemde, Osmanlılar'daki Felsefî FaaliyetleriTanzimat'tan Cumhuriyet'e kadar olan dönemde, Osmanlılar'daki felsefî faaliyetleri Tanzimat'tan Cumhuriyet'e kadar olan dönemde, Osmanlılar'daki felsefî faaliyetleri Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Osmanlılar’da “Felsefe” Biz, bu makalede, adından da anlaşılacağı üzere, Tanzimat'tan Cumhuriyet'e kadar olan dönemde, Osmanlılar'daki felsefî faaliyetleri söz konusu edeceğiz ![]() İlkin, Tanzimattan önce de, Osmanlılar'da, birtakım felsefî faaliyetlerin ve felsefe eğitiminin var olduğuna, medreselerde, özellikle de, Sahn-ı Semân ve Süleymaniye medreselerinde, matematik, astronomi ve tıp gibi aklî bilimlerin yanısıra, felsefe okutulduğuna işaret etmeliyiz (1) ![]() 3 Kasım 1839'da ilân edilen Tanzimatla birlikte, Batı'ya kapılarını açan Osmanlı İmparatorluğuna, oradan, ilkin, onsekizinci yüzyıl Aydınlanma devri devlet felsefesi girmiştir ![]() ![]() Bir geçit ve buhran dönemi olan bu dönemde, felsefe eğitimi almak üzere Fransa, Almanya, İngiltere ve Amerika'ya gönderilmiş olan öğrencilerden, Fransa'dan dönenler Fransız felsefesini; Descartes ve Descartes'çılık, Bergson ve Bergsonculuk ile Egzistansiyalizmi, Almanya'dan dönenler Alman Felsefesini; Felsefî Antropoloji, Yeni Ontoloji ve Fenomenolojiyi, İngiltere'den dönenler İngiliz Felsefesini; Yeni Realizm ve Yeni Pozitivizmi, Amerika'dan dönenler ise, Pragmatizmi ülkeye getirmişlerdir ![]() Osmanlı İmparatorluğuna, Batı'dan, ilkin girmiş olan onsekizinci yüzyıl Aydınlanma devri devlet felsefesi hakkında şunları söyleyebiliriz: Aydınlanma devrinde devlet, herşeyden önce, bireylerin hak ve özgürlüklerini korumak amacıyla meydana getirilmiş bir güven aracı olarak kabul edilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bilindiği üzere, Osmanlı İmparatorluğu'nda, o zaman için yepyeni olan özgürlük, eşitlik, ve adalet kavramlarını geniş halk kitlelerine yayan, bireyin doğal hak ve özgürlüğünü savunan ve daha sonra, Cumhuriyetle birlikte gerçekleşecek olan devrimler üzerinde hiç de küçümsenemeyecek etkileri bulunan Şinasi, Nâmık Kemâl ve Ziya Paşa gibi aydınlarımız, özellikle Lametrie, Voltaire, J J ![]() ![]() ![]() Tanzimatın ilân edildiği ondokuzuncu yüzyılın ilk yarısına rastlayan dönemde, Avrupa'da, Romantizm hâkimdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tanzimatla birlikte, Batı'dan yapılan çevirilere ve Batı etkisiyle yapılmış çalışmalara gelince: Bunları şu tekilde özetlemek mümkündür: Tanzimat döneminde ilgi, düşünce, görüş ve yazılarıyla Fransız devrimini hazırlayan Aydınlanma devri filozoflarına yönelmiş, onlardan çeviriler yapılmıttır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Münif Paşa (1828-1894), 18 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ali Suavi (1839-1878) ise, medreseden yetişmiş ateşli bir devrimcidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ahmet Mithat (1842-1912), başlangıçta materyalizme meyilli iken, daha sonra, İslâm ahlâkına ve doktrinine kuvvetle bağlanmış; Draper'in "Din ve Bilim Çatışması" adlı kitabını dilimize kazandırmıştır ![]() ![]() ![]() "Felsefe kelimesi, aslında, Yunanca "philo"/"sophia" kelimelerinden oluşmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() Bundan sonra, Ahmet Mithat, Thales'ten Sokrates'e kadar bir felsefe tarihi bilgisi vermiş ve şöyle demiştir: "Dünyada hiçbir filozof olmamıştır ki, bir manevî kuvvetin hüküm sürdüğünü görmemiş ve onu anlamamış olsun ![]() ![]() Daha sonra, Ahmet Mithat, yine bu yazısında, "feylesof" deyince herkeste dinsiz veya kayıtsız bir insan fikri uyandığını belirtmiş ve "filozofun mu bilim adamı, yoksa bilim adamının mı filozof" olduğu konusundaki tartışmalardan söz etmiştir ![]() ![]() ![]() "Felsefenin Sergüzeşt-i Ahvâli" adlı yazısında ise, A ![]() ![]() ![]() ![]() 1815'de Mühendishaneye matematik profesörü olarak tayin edilen İshak Hoca ve Tamanlı Rıfkı Efendi, matematiğe ilişkin ilk ciddi çevirileri yapmışlar, Vidinli Tevfik (1832-1893) ise, ülkemizde, matematik ile felsefe arasındaki ilişkileri göstermiştir (9) ![]() Aynı zamanda, Vidinli Tevfik, Ahmet Muhtar Paşa ve Yusuf Efendi ile birlikte, 1864'de "Cemiyet-i Tedrisiye-i İslâmiye" cemiyetini kurmuştur ![]() ![]() ![]() Felsefede atılmış ilk adımlardan bir diğeri, İbrahim Ethem'in 1895'de dilimize çevirdiği Descartes'ın "Discourse de la Methode"udur (10) ![]() Mantık alanında da bu dönemde, çeşitli eserler dilimize kazandırılmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() I ![]() ![]() I ![]() ![]() ![]() ![]() II ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu dönemde, felsefî akımlardan, materyalizm, pozitivizm ve mekanik evrimcilik ülkede, oldukça yayılmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Baha Tevfik, bu dergide, amacını şöyle anlatmıştır: " Bizde bir felsefe dili yoktur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Baha Tevfik, bu hususta da önemli bir yenilik yapmış, büyük bir adım atmıştır ![]() ![]() ![]() Teceddüd-i Felsefî serisinin dikkate değer bir kitabı da, Ernest Haeckel'in "Monisme" adlı konferansının Baha Tevfik ve Ahmet Nebil tarafından çevrilmesiyle oluşturulmuş olan ve materyalist felsefenin tezine uygun olarak, Tanrısız Pan naturisme'i destekleyen, dolayısıyla, hararetli tartışmalara yol açmış olan "Vahdet-i Mevcut" adlı kitaptır ![]() ![]() Beşir Fuat da materyalist Büchner'den etkilenmiş ve onun "Madde ve Kuvvet" adlı kitabının felsefe dünyasında bir yenilik oluşturduğunu söylemiştir ![]() ![]() Pozitivist ve Naturalist felsefeden etkilenenler arasında ise, başta Rıza Tevfik, Mehmet Cavit ve Ahmet Şuayıp gelir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Tanzimat'tan Cumhuriyet'e Kadar Olan Dönemde, Osmanlılar'daki Felsefî Faaliyetleri |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Tanzimat'tan Cumhuriyet'e Kadar Olan Dönemde, Osmanlılar'daki Felsefî FaaliyetleriRıza Tevfik (1868-1951), kendisinin daha sonra amprizm ve agnostisizm yolunda olduğunu söylemiş ve kendisine "Bacon'ın ve Stuart Mill'in öğrencisi" ünvanını vermiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() A ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Memduh Süleyman ise, Edward Hartmann'ın "Darwinizm" adlı eserini 1911'de dilimize kazandırmıştır ![]() ![]() II ![]() ![]() ![]() ![]() Ulûm-u İktisâdiye ve İçtimâiye dergisinin yazarlarından Asaf Nef'i de bir evrimcidir ve o da evrimi toplumu uygulamıştır ![]() ![]() ![]() ![]() Suphi Ethem ise, bir diğer evrimcidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ethem Nejdet de Suphi Ethem gibi koyu bir Darwinci, dolayısıyla, evrimcidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ahmet Mithat da "Dağarcık" dergisinde yayınladığı "Duvardan Bir Sada", "İnsan", "Dünyada İnsanın Zuhûru" adlı makalelerinde, Darwin'in evrim kuramını benimsemiş ve savunmuş bir evrimci olarak karşımıza çıkar ![]() ![]() ![]() ![]() Bizde, Auguste Comte ile asıl ilgilenen düşünür ise, Ahmet Rıza (1858-1930) olmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abdullah Cevdet (1869-1931) ise, çıkarmış olduğu İçtihâd dergisinde pozitivist, materyalist ve ateist görüşleri savunmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Panteizmi benimsemiş olmakla birlikte, esasında bir vahdet-i vücutçu olan Şehbenderzade Ahmet Hilmi (1865-1913) ise, 1908'den sonra, Dârü'l-fünûn'da felsefe dersleri okutmuş, 1910'da "Hikmet" adlı bir dergi çıkartmış ve daha sonra bunu gazete haline getirmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mantıkla ilgili olarak, "Yeni Mantık" adlı eseri bulunan Ahmet Hilmi'nin felsefeye dair "Üç Feylesof", "Maddiyun Mesleki Dalâleti", "Allahı İnkâr Mümkün müdür?" ve "Amâk-ı Hayâl" (Hayâlin Derinlikleri) adlı eserleri vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İsmail Fenni Ertuğrul (1855-1946) ise, modernist İslâm filozofudur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İzmirli İsmail Hakkı (1868-1946) Dârü'l-fünûn Edebiyat fakültesinde felsefe, felsefe tarihi, İslâm Felsefesi, Hukuk fakültesinde ise, fıkıh ve usûl-i fıkıh dersleri vermiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mehmet Ali Aynî (1869-1945) ise, Cumhuriyet öncesinde karşılaştığımız bir diğer önemli düşünürümüzdür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ziya Gökalp, Osmanlı İmparatorluğunun son yıllarında olduğu kadar, Cumhuriyetin ilk yıllarında da, düşünceleriyle toplumu büyük ölçüde etkileyecek ve adını gittikçe genişleyen bir kitleye duyuracaktır ![]() ![]() ![]() Ziya Gökalp gibi, bir Durkheim'ci olan Mehmet İzzet (1891-1930) ise, Sorbonne Üniversitesi felsefe bölümü mezunudur ![]() ![]() ![]() Mehmet İzzet, Pragmatizm ve Bergsonizmi, o dönemdeki moda akımlar olarak nitelendirmiş, onların karşısına Kant'tan başlayan felsefe geleneğini o günün ihtiyaçlarına göre dirilten filozofları koymuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şu halde, anlatılacağı üzere, Bedi Nuri, Sâtı el- Husri, Asaf Nef'î, Baha Tevfik, Suphi Ethem, Ethem Nejdet, Memduh Süleyman, Ahmet Mithat gibi düşünürlerimiz evrimci felsefeden etkilenmişler ve bu felsefeyi ülkemizde temsil etmişlerdir ![]() 1912'de, zamanın Maarif Bakanı Emrullah Efendi tarafından son kez açılışında da, Dârü'l-fünûn'da, başta Ahmet Mithat ve Rıza Tevfik olmak üzere, İzmirli İsmail Hakkı, Mehmet Ali Aynî, Mehmet İzzet ve Cumhuriyetten sonraki dönemde de Mehmet Emin Erişirgil tarafından felsefe dersleri verilmiştir ![]() Sonuç olarak diyebiliriz ki, felsefe, Tanzimattan önce olduğu gibi, Tanzimatta da sürekli olarak varlıkta kalmış ve Cumhuriyet'e temel teşkil etmiştir ![]() ![]() [IMG]file:///C:/DOCUME%7E1/Serhan/LOCALS%7E1/Temp/msohtml1/01/clip_image001 ![]() (1) Şerafettin Yaltkaya, “Tanzimattan Evvel ve Sonra Medreseler”, Tanzimat (Yüzüncü Yıldönümü Münasebetiyle), Maarif Matbaası, İstanbul ![]() ![]() (2)Kâmıran Birand, Aydınlanma Devri Devlet Felsefesinin Tanzimatta Tesirleri, Son Havadis Matbaası, Ankara, 1955, s ![]() ![]() (3) Kâmıran Birand, a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (4)Arslan Kaynardağ, “Türkiye’de Felsefenin Evrimi”, Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ansiklopedisi,C ![]() ![]() ![]() (5)H ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (6)H ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (7) H ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (8)a ![]() ![]() ![]() ![]() (9) H ![]() ![]() ![]() ![]() (10) H ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (11)H ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (12) Arslan Kaynardağ, a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (13) H ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (14)H ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (15)Arslan Kaynardağ, a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (16)Arslan Kaynardağ, a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (17)H ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (18) H ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (19)H ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (20) H ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (21)H ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (22)H ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (23)Arslan Kaynardağ, a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (24)H ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (25)H ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (26)H ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (27)H ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (28)H ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (29)H ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (30)Arslan Kaynardağ, a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (31)H ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|