Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
abdülhakîm, arvasi, hakkında, seyyid

Abdülhakim Arvasi,Seyyid Abdülhakîm Arvâsî Hakkında

Eski 09-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Abdülhakim Arvasi,Seyyid Abdülhakîm Arvâsî Hakkında



Abdülhakim Arvasi,Seyyid Abdülhakîm Arvâsî Hakkında
Abdülhakim Arvasi,Seyyid Abdülhakîm Arvâsî Hakkında
Seyyid Abdülhakîm Arvâsî (r aleyh) Son asırda yetişen, zahir ve batın ilimlerinde kamil ve dört mezhebin fıkıh bilgilerinde mahir, büyük alim ve ruh bilgilerinin mütehassısı büyük veli Allahü tealanın emir ve yasaklarını insanlara anlatan ve kendilerine Silsile-i aliyye adı verilen büyük alimlerin otuz dördüncüsüdür Babası Seyyid Mustafa Efendidir 1865 (H 1281)te Van'ın Başkale kazasında doğdu 1943 (H 1362)te Ankara'da vefat etti Kabirleri Ankara yakınındaki Bağlum kasabasındadır

Babası Seyyid Mustafa Efendi ve bütün dedeleri, zamanlarının alim ve fadılları idiler Imam-ı Ali Rıza bin Musa Kazım soyundan olup, seyyid oldukları Irak'taki şer'i mahkeme defterlerinde yazılıdır Arvasi ailesi, altı yüz seneden beri ilim yaymakla ve en üstün insanlık meziyetlerinde nümune olmakla tanınmış ve halk arasındaki ayrılıkları gidermekte, milli birliği sağlamakta büyük vazifeler üstlenmiş ve bunları devam ettiregelmişlerdir

Ilk tahsilini babasının huzurunda gördü Daha sonra Arvas'a giderek yüksek tahsilini zamanın en büyük alim ve evliyası Seyyid Fehim Arvasi hazretlerinin huzurunda tamamladı 1300 hicri sene başında ilm-i sarf, nahv, mantık, münazara, vad', beyan, meani, bedi', belagat, kelam, usul-i fıkh, tefsir, tasavvuf, ulum-i hikemiyye yani hikmet-i tabi’iyye (fizik, biyoloji), hikmet-i ilahiyye, riyaziyye (yani matematik, geometri), hey’et (astronomi) gibi zahir ilimlerde icazet (diploma); tasavvufun Nakşibendiyye, Kadiriyye, Küfreviyye, Sühreverdiyye ve Çeştiyye yollarından hilafet aldı Başkale'de otuz yıl kadar tedris ve irşad ile meşgul oldu Yani ders okuttu ve insanlara Allahü tealanın emir ve yasaklarını anlattı

1914 (H 1332)te Birinci Dünya Harbi çıkıp Ruslar Doğu Anadolu'yu işgal edince, Başkale'den hicret edip, Irak'a, oradan Adana, Eskişehir ve 1919 (H 1337)da Istanbul'a geldi Eyyub Sultan'da önce yazılı medreseye, sonra Gümüşsuyu Tepesindeki Mürteza Efendi Dergahına yerleşti ve Kaşgari Hanekahı meşihatına tayin olundu Islam halifelerinin ve Osmanlı Sultanlarının sonuncusu olan Sultan Vahideddin tarafından Medrese-i mütehassısin denilen Ilahiyat Fakültesinde tasavvuf müderrisi yani ordinaryüs profesörü olarak 8 Zilkade 1919 (H 1337) tarihli ferman ile tayin edildi

Anadolu'da çarpışan Kuvay-ı Milliyenin galip gelmesi için para, mal ve dua ile yardım edilmesi, eli silah tutanların onlara katılmaları için milleti teşvik ederek çok kimseyi Anadolu'ya gönderdi Çok yardım yapılmasına sebep oldu Uzun zaman irşad, vaz ve tedris ile meşgul olup hayatının sonuna doğru Izmir'e gönderildi Zor şartlar altında Izmir'de kaldığı sırada ihtiyarlığın da verdiği takatsizlikle hastalandı Ankara'ya getirildi Ankara'ya geldikten birkaç gün sonra 27 Kasım 1943 (H 1362) tarihinde sıkıntılarla dolu dünyadan ahirete intikal etti Ankara'nın kuzeyinde bulunan Bağlum nahiyesinde defnolundu Kabri ziyaret edilmekte, huzurunda yapılan dualar kabul olunmaktadır

Seyyid Abdülhakim Arvasi'nin üç oğlu ve iki kızı vardı Kızlarından Şefia Hanım, hicrette Musul'da vefat etti Enver Medeni de hicret esnasında 1918 (H 1336)de Eskişehir'de vefat etti Ikinci oğlu Ahmet Neyyir Mekki Üçışık Efendi uzun zaman Üsküdar ve Kadıköy müftiliği yaptı Kadıköy müftisiyken 1967 (H 1387)de Istanbul'da vefat etti Üçüncü oğlu Seyyid Münir Üçışık, Istanbul Belediyesinde satış memurluğunda çalışmış, doğruluğu, çalışkanlığı güzel ahlakı ile etrafının sevgisini kazanmıştı 1979 (H 1400)da Izmir'de vefat edip Ankara'nın Bağlum kasabasına defnedildi Ikinci kızı Maide Hanım, eski Van mebusu Seyyid Ibrahim'in zevcesiydi Seyyid Ibrahim vefat etmiştir Maide Hanım, Ankara'da damadı Seyyid M Emin Garbi ve kızı Ümmü Gülsüm hanımefendi ile birliktedir

Seyyid Abdülhakim Arvasi vücutça gayet mutedil ve kusursuzdu Buğday tenliydi Alnı geniş ve açıktı Kaşları birer hilal gibi olup, kabarık ince ve ölçülüydü Nur bakışlı gözleri iriceydi Burnu ahenkli ve normalden büyükçeydi Yüzü zaifçe olup sakalı sıktı Bedeni iri yapılı olup, insana mutlak surette hürmet telkin edici bir vakar ve heybeti vardı

Her hali ve hareketi ile Islamiyete uyardı Çok mütevazi olup; "Ben" dediği işitilmemişti Çok heybetli ve temkin sahibiydi Çok misafir severdi Yardım yapmaktan hoşlanırdı Ziyaretlere gider, davetlere icabet ederdi

Seyyid Abdülhakim Arvasi din bilgilerinde ve tasavvufun ince marifetlerinde derin bir derya idi Üniversite mensupları, fen ve devlet adamları, çözülemez sandıkları güç bilgileri sormaya gelir; sohbetinde, dersinde bir saat kadar oturunca, cevabını alır; sormaya lüzum kalmadan o bilgi ile doymuş olarak geri dönerdi Teveccühünü, sevgisini kazananlar, sayısız kerametlerini görürdü Çok mütevazi, pek alçak gönüllüydü Eyyub Sultan, Fatih, Bayezid, Bakırköy, Kadıköy, Beyoğlu'nda Ağa Cami-i şerifleri kürsilerinde senelerce ilim neşretmiştir

Seyyid Abdülhakim Arvasi ayrıca Vefa Lisesinde öğretmenlik yapmış, Sultan Selim Cami-i şerifi yanındaki Süleymaniyye Medresesinde, tasavvuf müderrisi (profesörü) iken Er-Riyad-üt-Tasavvufiyye kitabını yazmıştır Tasavvuf hakkında risale büyüklüğünde müteaddid mektupları vardır Mevlid okunmasının ve tesbih kullanmanın başlangıc ve meşruiyeti hakkında bir risale, Rabıta-i Şerife Risalesi, Sahabe-i Kiram ve Ecdad-ı Peygamberi risaleleri, Islam Hukuku, Keşkul ve Sefer-i Ahiret isimli eserleri, Arabi, Farisi ve Türkçe şiirleri pek kıymetlidir

Yetiştirdiği seçkin din adamlarının en selahiyyetlisi; çeşitli din ve fen kitaplarının yazarı, eczacı, kimyager ve emekli öğretmen albay Hüseyin Hilmi Işık beyefendidir 1929'dan 1943 senesine kadar o büyük zattan ders almış, Arabi ve Farisi tercümeler yaparak gençliğe hizmet için çalışmıştır Türkçe, Arabi, Farisi, Almanca, Fransızca ve Ingilizcenin yanında, başka dillerde de çeşitli din kitapları neşretmiştir Bütün ilim ve feyzini, Abdülhakim Arvasi'den aldığını eserlerinde belirtmektedir

Abdülhakim Arvasi'nin kıymetli görüşlerinden biri şöyledir: "Insanı kaplayan sıkıntıların birinci sebebi, Hakk'a karşı şirk ve müşrikliktirIlim ve fen ilerlediği halde, insanlığın ufuklarını sarmış olan fesad karanlığı hep şirkin, imansızlığın, vahdetsizliğin ve sevişmezliğin neticesidirBeşeriyet ne kadar uğraşırsa uğraşsın, sevip sevilmedikçe, ızdırap ve felaketten kurtulamazHakk'ı tanımadıkça, Hakk'ı sevmedikçe, Hak tealayı hakim bilip, O’na kulluk etmedikçe, insanlar, birbiri ile sevişemez Hak'dan ve Hak yolundan başka her ne düşünülse, hepsi ayrılık ve perişanlık yoludur

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.