Prof. Dr. Sinsi
|
Serbest Cumhuriyet Fırkası’Nın Kuruluşu Sırasında Ali Fethi(Okyar)Bey İle Mahmut Esat
İsmet Paşanın Sivas söylevine yanıt niteliği taşıyan bu konuşmasında Fethi Bey eleştirilerini olabildiğince yumuşak bir üslupla ortaya koydu Belki yeni bir tatsızlığa meydan vermemek ve partisinin geleceğini garanti altına almak için konuşmasına başlarken de nezaket ölçüleri içinde serbest tartışmadan yana olduklarını açıkladı Ne var ki Fethi Beyin bu duyarlılığını SCF yanlısı kimi gazeteler göstermedi Yarın gazetesinde Arif Oruç, İzmir olayları dolayısıyla Halk Fırkası’nı suçladı Duyguları ve onurları çiğnenmek istenenler Mısır ehramları önünde kamçılanan esirler değillerdi35 diyerek olayların büyümesinden Mahmut Esat’ı sorumlu tuttu36 Son Posta gazetesi ise CHP’nin 9 Eylül’de İzmir’in kurtuluşunu kutlamak amacıyla hazırladığı program çerçevesinde Fethi Beyin konuşmasına yanıt olmak üzere Mahmut Esat’ın konuşma yapacağı haberini verirken Adliye Vekilinin kürsüye çıkmaya cesaret edip edemeyeceği meçhuldür37 diyerek SCF ile CHP arasındaki ipleri gerecek yayınlarını sürdürdü İzmir’de yayın yapan Hizmet ve Yeni Asır gazeteleri de Hükûmete yönelik sert eleştirilerde bulundu
Fethi Beyin halktan aldığı olumlu tepki ve SCF yanlısı basının iktidar partisine yüklenmesi Hükûmeti harekete geçirdi Başbakan, bakanların Ankara’da toplanmalarını istedi Mahmut Esat, İsmet Paşaya yazdığı bir mektupla, bütün mülhakata davetliyim Teftişten avdetimden beri bir dakika dinlenmedim Mutlaka hareketim lâzımsa emirlerini bekliyorum diyerek İzmir’de kalmak istediğini belirtti ve toplantıya katılmadı38 İsmet Paşa ise asayişi muhil ve türlü maksatlarla kanuna muhalif neşriyat, tahrikât ve harekât yapanlar hakkında kanunun emrettiği takibat bila tereddüt icra olunmalıdır Fikir münakaşalarının masuniyeti ancak zabıta ve adliyenin memleketin nizam ve asayişini mahfuz tutmasile mümkündür39 diyerek İçişleri ve Adalet bakanlarından İzmir’deki olayları denetim altına almalarını istedi Ardından İzmir’de tutuklamalar başladı Önce Son Posta gazetesinin sorumlu müdürü Selim Ragıp, ardından Hizmet başyazarı Zeynel Besim ve sorumlu müdürü Avukat Bedri, Yeni Asır gazetesinin sahiplerinden Behzat Arif ve sorumlu müdürü Abdullah Abidin, Halkın Sesi başyazarı Sırrı ve sorumlu müdürü Fuat beyler hilâfı kanun neşriyattan dolayı tutuklandılar40 Hükûmetin özellikle SCF yanlısı basına yönelik bu tutumu muhalefet partisi tarafından sert bir şekilde eleştirilince Anadolu gazetesi de kovuşturma kapsamına alındı41
Hükûmetin aldığı sert önlemlere Fethi Bey de Balıkesir söylevinde aynı sertlikle yanıt verdi Halkın kendisine ve partisine gösterdiği coşkuyu küçültmek isteyenlerin kıskançlığına acıdığını söyleyerek sözlerine başlayan Fethi Bey, karşıtlarına, kendisine gösterilen bu coşkunun nedenlerini aramayı önerdi42 SCF’nin vergileri indirmek, tekelleri kaldırmak, çiftçinin kredi olanaklarını artırmak yolundaki amaçlarını yineleyerek, partisine yöneltilen eleştirileri yersiz bulduğunu şu sözlerle açıkladı
Fırkamız iktisadî teşebbüslerinde halkın serbest çalışmasına gayret eder Vergilerin tahammülü mümkün dereceye indirilmesi hedefimizdir   Fırkamız halkın sermayesini himaye ve küstürmemeğe çalışacaktır Fırkamız hükûmetin masraflarında tasarruf icrasını mümkün görüyor Meselâ Liman İnhisarı ticareti sektedar ettiği ve hiçbir faide temin etmediği gibi bu işlerle meşgul bir kısım mesai erbabını ızrar etmiştir Bunun ilgası elzemdir   Şeker ve petrol rüsumunu ve buna mümasil şeylere konulan ağır vergiler tadil edilerek hayat bahalılığlının izalesi şarttır Ziraat Bankasını ucuz faizle ve kâfi miktarda çiftçiye para verecek hale getirmek ve ikraz usullerini ıslah etmek iktiza eyliyor   Fırkamıza fes giydirmek, Arap harflerini tekrar kullandırmak vadile propaganda yaptığı iftira olunmaktadır Bu iftira aynı zamanda halka da hakarettir Gûya bütün vergileri kaldıracakmışız Türk milleti takati dahilindeki vergileri verir Bize böyle isnatlarda bulunanlar mahcup düşeceklerdir   Biz yolumuza devam edeceğiz Yolumuzun hak olduğuna kaniiz   ”43
Ardından İzmir söylevinde değinmediği adliye konusunu ele aldı Dönem içinde başta Ticaret Odaları olmak üzere sermaye çevrelerince ve bazı gazetecilerce kredi olanaklarını daralttığı ve borç için hapsi engellediği gerekçeleriyle yoğun bir eleştiriye uğrayan İcra ve İflâs Yasası44 üzerinde odaklandı Kredilerin kesilmesine ve ekonomik bunalıma neden olan başlıca âmilin İcra ve İflas Yasası olduğunu, yasanın Türkiye’de uygulama alanı bulamadığını ve ilga edileceğini söyledi45
Fethi Beyin, Adalet Bakanlığı’na yönelik bu çıkışı karşısında heyecanlı ve ateşli bir kişiliğe sahip olan Mahmut Esat sessiz kalmadı Adliye Müfettişleri Kongresi’ne yönelik çalışmaları yürüten Mahmut Esat kongreyi gerekçesiz olarak erteledi Kuşadası’na ve Söke’ye yaptığı ziyaretlerden46 sonra Ödemiş’e geçti ve 16 Eylül’de Fethi Beyin İzmir ve Balıkesir’deki söylevlerine yanıt verdi
İzmir’de hakarete uğrayanın CHP olduğunu, Partinin, tarihten ve aldatılmış, temiz yürekli vatandaşların kanından korktuğu için bu hakaretlere yanıt vermediğini, öcünü, tarihe ve cumhuriyet kanunlarına bıraktığını ve bir kısım vatandaşların gerçeğin nerede olduğunu, aldatılmış olduklarını kısa bir süre içinde görüp anlayacaklarından kuşku duymadığını söyleyerek sözlerine başladı Ardından da Niçin Cümhuriyet Halk Fırkasındanım sorusunu yanıtlayarak devam etti   Cumhuriyet Halk fırkası azasındanım, çünkü bu fırka en büyük Türk’ün, Gazinin fırkasıdır Bugün onun âli idaresi altındadır Yarın fiilen idaresi altında çalışacaktır47 diyerek Mustafa Kemal Paşanın SCF’den desteğini çekmiş olduğunu vurguladı48
Mahmut Esat’ın Ödemişlilere, Adliye Vekili olarak değil milletvekili kimliği ile seslenmesi ise yalnızca hükûmetinin ve bakanlığının değil CHP’nin de politikalarını savunacağının göstergesiydi Zira,
Cumhuriyet Halk Fırkası azasındanım, çünkü bu fırka vatanın kurtulma siyaseti mesuliyetini yüklenen vatanı kurtaran fırkadır Bu fırka dünyanın en büyük inkılâbını yapmış ve öldüğü zannedilen Türk milletini bugün dünyanın en medenî milletleri sırası meyanına dizmiştir 
Cumhuriyet halk fırkasındanım, çünkü bu fırka çiftçi ve köylü fırkasıdır Aşarı kaldırdı, askerliği bir buçuk seneye indirdi, yolları yapıyor, köylünün sırtındaki ezici kuvvetleri kaldırdı, mütemadiyen kredi açıyor, ziraat bankası, iş bankası başta olmak üzere bugün yalnız Ödemişin içinde bulunan beş Banka vardır Hepsine güveniyoruz, hepsi çalışıyor Hangi devirde, hangi idare içinde bu kadar iktisadi yardım müesseseleri kurulmuştur Hiçbir devirde Bütün bunlar C H Fırkasının siyasetinin feyizleridir 49 diyerek CHP’nin temel politikalarını savundu Fethi Bey’in, Hükûmetin politikalarına yönelik eleştirilerine de şöyle yanıt verdi
Muhalefet partisi bugünkü itirazlarından belli başlısını inhisarlara tevcih ediyor İnhisarların olmadığı devirlerde bütün vergi yükünü köylünün ve çiftçinin sırtında kaldığını biliyoruz Tütüne, içkiye inhisar koymayıp ta Türk köylüsünün omuzunda âşar belâsını bırakmağa vicdan razı olur mu? Ordu istiyoruz, adliye istiyoruz, maarif istiyoruz, şimendifer istiyoruz, hastaneler istiyoruz Bütün bunları devlet vergisiz mi yapacaktır Hürriyet, medeniyet, istiklâl ucuz alınır şeylerden değildir Bunlar can, mal bahasına elde edilir Dünyanın ecnebi boyunduruğu altında kalan milletleridir ki vergi vermezler Muhalefet partisinin lideri şurada, burada mütemadiyen vergilerin ağırlığından, bunları hafifleteceğinden bahsediyor Fakat bütün söylediği şeyleri nasıl yapacağını bize bugüne kadar bir tek kelime ile bildirmedi Hep vadediyor
Eğer Türkiyede vaitlerle, hayallerle hükûmeti ele almak kolay birşey olsaydı daha fazlasını vadedecekler bulunurdu Fakat Türk milletini hayal ve vait peşinde ele almak mümkün değildir Onun aklı selimi herşeye hâkimdir Hâkim kalacaktır
Fethi Bey vergileri indireceğim demekle hükûmeti elde edebilecekse yarın diğer birisi çıkar, vergileri büsbütün kaldıracağım, hatta daha bir başkası çıkar hem vergileri kaldıracağım, hem de herkese para dağıtacağım diyebilir Bütün bunların hepsi hükûmeti ele mi alacaklardır? Hükûmete geçmek bukadar kolay birşey midir Türk milletinin hükûmeti bukadar kolaylıkla ele geçirilebilir bir oyuncak mıdır?
Muhalefet partisi içinde bugün inhisarlara muhalif olanlardan öylelerini tanıyorum ki daha dün bana inhisar idarelerine yerleştirilmeleri için mektup yazıyorlardı Arzuları yapılmayınca bugün inhisara muhalif oldular Gene öylelerini tanıyorum ki düne kadar inhisar idarelerinden geçiniyorlardı Buralardan çıkarılınca inhisar aleyhtarı oldular İşte bütün bunlar bugün muhalefet partisi namına çalışanlardan birçoklarının kanaatlerinde samimî olmadıklarını göstermeğe kâfidir50
Mahmut Esat, Fethi Beyin temel eleştiri konusu olan demiryolu politikası hakkında da şunları söyledi:
Ben C H Fırkasındanım Bunun sebeplerinden birisi de şimendifer siyasetidir Türkler vatanın belli başlı kurtarıcı saiklerinden birini de büyük İsmet Paşanın şimendifer siyasetinde görüyorum Geçen idare(ler), milleti gırtlağına kadar borca soktukları halde C H Fırkası hariçten bir para almaksızın eski idarelerin yedi asırda yaptıkları işin fazlasını Türk parasıyla, Türk işçisiyle yedi senede yaptı Vatanın yarısından fazlasını yedi sene içerisinde demir çemberle ördü Şimendiferler lâzım mı değil mi? Rus çarlarının vaktiyle bu memlekette şimendifer yaptırmamak için Osmanlı hükûmetini silâhla tehdit ettiklerini söylersem bunun nekadar lâzım olduğunu kolaylıkla anlıyacağız Bu memleketin bütün düşmanları Türkiye’de şimendifer istememişlerdir Çünkü Türk vatanını müdafaasız bir çöl halinde bırakmak istiyorlardı Şimendifersiz bir memleket nasıl müdafaa olunur? Orada zenginlik nasıl yaratılır Muhaliflerimiz biraz sükûnetle buraları düşünseler, fırkamızın şimendifer siyasetini candan kabul etmeleri lâzımdır Fırkamızın muarızları gelecek nesillerin işini bu nesle yükletmeyiniz diyorlar Cetlerimiz Viyana kapıları önünde kılıçlarını sallarken, kan dökerken yalnız kendilerini değil bugünü de düşünüyorlardı Dünyada vatanperver, milliyetperver geçinen bir nesil yalnız kendisini düşünemez Gelecek nesilleri de düşünmek mecburiyetindedir Hürriyet ve istiklâl yolunda bütün bir neslin hem kendisi, hem ilerideki nesiller için kan döktüklerini az mı görüyoruz
Bugünkü şimendifer siyaseti yalnız gelecek nesillerin değil, bugünkü nesillerin de yaşaması, istiklâl ve hürriyetini müdafaa etmesi için lâzımdır Avrupadan para alıp niçin yapmıyorsun diyenlere: İnsaf ediniz; Avrupa verinceye kadar memleketin müdafaasını unutalım mı? deriz Avrupa Türk milletinin şeref ile, istiklâl ile ikrazatta bulunmak istiyorsa Fethi Bey bu kadar zamandır Paris sefiridir Bu kadar kolay bulunacak parayı niçin vazifesini yaparak hükûmete bildirmedi? Memleketin şerefini istiyen bir paraya bu memleketin kapıları kapalıdır ve daima kapalı kalmalıdır 51
Hükûmetin demiryolu politikasını bu sözlerle savunan Mahmut Esat, bakanlığına yönelik eleştirileri ise şöyle yanıtladı:
Muhalefet partisi lideri Fethi Bey şurada burada söylediği lâflar arasında biraz da Türk adliyesine ilişmek lütufkârlığında bulundu Eğer Fethi Beyin samimiyetine inanmasaydım bunu gülmeğe değer bir lâtife olarak telâkki ederdim Fethi Bey bazı gazetelere beyanatında; Türk adliyesinin istiklâlinden tereddütle bahseder gibi şeyler söylüyor
Türk Adliyesinin istiklâli yalnız teşkilâtı esasiye ile, kanunlarla değil, Türk hâkiminin el değmez vicdanı ve yüksek şerefile teminat altındadır Fedakârlık içinde çalışan bütün Türk Hâkimlerini rencide edecek bu sözleri Fethi Beyin ağzından beklemezdim Fethi Bey emin olsun ki bir selâm ile ve selâm ediyorlarla Hükûm verilecek devirler çoktan geçmiştir   
Mahmut Esat’a göre, bir dönem Türk hâkiminin bağımsızlığına sekte vurmak isteyen de Fethi Beyden başkası değildi
Bozkurt-Lotus davasında Türk Adliyesi Enginde dokuz Türkün ölümüne sebep olan bir Fransız kaptanını tevkif etmişti Fethi Bey o zaman Paris Sefiri idi Hükûmete çektiği telgrafta hâkime emir verilerek kaptanın tahliyesini temin ettirmek istemişti Hükûmet Fransızlarla harbi bile göze alarak Fethi Beyin teklifini reddeti Ve hâkimi, hertürlü müdahaleden azade bulundurdu Adalette istiklâl devri kimin kime vermekte haklı olduğunun milletin hâkim efkârına bırakıyorum52
Mahmut Esat’ın en duyarlı olduğu konu Fethi Beyin İcra ve İflas Yasası’na yönelttiği eleştiriler oldu Cumhuriyetin ana kanunlarından biri53 olarak değerlendirdiği ve çıkarılmasında öncü olduğu İcra ve İflas Yasası’na karşı muhalefet liderinin getirdiği eleştirileri oldukça sert yanıtladı
Fethi Bey Balıkesirden geçerken yeni icra kanununun memlekette iktisadî buhranın başlıca âmillerinden olduğunu söyledi Biz memleketin ihtiyacını Paris’ten değil, vatanın dört bucağını karış karış gezerek tetkik ettik Gördük ki yeni icra kanunu eskiyi arattıracak bir mahiyette değildir
İstatistiklerle sabittir ki bu günkü tahsilat dünkü tahsilattan hatta biraz da fazladır İcra kanunu şunun bunun şahsî menfeatine dokunmuş olabilir Fakat bütün Türk milletinin umumî menfeatine uygundur Dünyanın hiçbir medenî memleketinde şahsî borç için hapis yoktur Fransa bundan 63 sene evel bu usulü kaldırmıştır Dünyanın en geri memleketi, dünyanın en geri milleti Türk milleti midir ki borç için hapis vatanımızda yer bulsun
Borcuna en sadık millet şüphe edilmesin ki Türk milletidir Muhalefet liderinin beyanatından Türk milletini hapis etmek istediği anlaşılıyor Milletin Adliye vekâleti emaneti elinde kaldıkça yüzde beşyüz alan faizciler için İstanbul, İzmir sokaklarında dolaşan Tefeciler uğrunda Türk milleti hapis edilmiyecektir Millet faizcilerin, mütegallibenin Tefecilerin elinde hapis oyuncağı değildir Bir gün Adliye vekili olmazsam bile bu hür vatanda kızgın güneş altında alınteri ile çalışan milleti borç için hapis ettireceklerle uğraşacak kadar zindeliği ve kuvveti kendimde buluyorum
Tire’den geçerken muhalefet ocağı heyeti bana hoş geldine, geldiği zaman kanunlarımızın sertliğinden bahsederek hürriyetin lâzım olduğu gibi tevzi edilmediğinden şikâyet etti Size şu kanaatimi söylemeliyim ki, hürriyet şuna buna taarruz ve tecavüz ederek gazeteciliğin para kazanmak vasıtası değildir Hürriyet Türk milletinin Türk vatanının malıdır Bu mal şunun bunun elinde para kazanmak metaı değildir Bozdağın hür havasını teneffüs etmekte bulunduğum eteklerinde bir kere daha sesimi yükselterek diyeceğim ki, muarızlarımın tecavüzleri, taarruzları benim neşem ve hazzımdır
Bu taarruz ve tecavüzleri nekadar artarsa neşem kuvvetinde o kadar artacaktır Memleketimin ve milletimin uğrunda uğrayacağım taarruz ve tecavüzler benim için bulunmaz bir neşe ve keyif mevzuu olarak kalacaktır Tecavüzlerinde devam edecek muarızlarıma şimdiden teşekkür ederim Muhaliflerime müsaade ederlerse şunu hatırlatmak isterim ki, bu memleketin samimî, ciddî bir fikir mücadelesi ihtiyacı çoktur Fakat muhalefet partisi harekete geçerken onun namı gayri samimî hareketle şahsî endişelerle vaki tecavüzler fırkaları için şeref olmıyacaktır Bundan sakınılırsa hem kendilerine ve hem de memlekete iyilik etmiş olur Sağ olsun Türk milleti, Yaşasın Gazi reisicümhur Hazretleri54
Bununla birlikte Mahmut Esat’ın, partisinin, hükûmetinin ve bakanlığının benimsediği politikaları savunan bu sözleri milliyetçi söylemi kadar etkili olmadı Ödemiş söylevinde;
C H Fırkası azasındanım Çünkü bu fırka bu vatanın maddî, manevî varlıklarını yabancıların ellerinden alarak Türk milletine verdi Ellerinizi vicdanlarınıza koyarak düşünelim, hatta düne, bugüne kadar C H Fırkasından olup ta bugün nedense dönmüş olanlara soralım, ilmî mütalea diye C H Fırkasına sövdükleri şu anda taşıdıkları saadeti hangi fırkanın siyaseti sayesinde edindiler? Düne kadar vapurlarda, şimendiferlerde, memleketimizin bugün ticarî ve malî müesseselerinde kimler çalışıyordu, ve bunlar kimlerin ellerinde bulunuyordu? Türk olmıyanların değil mi? Bugün kimin elindedir Türklerin Bütün bunlar Cumhuriyet Halk Fırkasının mahsulüdür Bağlar, bahçeler, hatta dağlar, ovalar, mal, mülk memleketin iktisadiyatı baştan başa Türk olmayanların elinde değil mi idi? Bugün bütün bunlar Türk’lerin eline geçti, bu da Cumhuriyet Halk Fırkasının siyasetinin semeresidir Düne kadar yabancıların yanında amelelik yapan binlerce Türk’ün bağ, bahçe, mülk sahibi olduğunu az mı görüyoruz C H Fırkasındanım, çünkü bu fırka bugüne kadar yaptıklarile esasen efendi olan Türk Milletine mevkini iade etti Benim fikrim, kanaatim şudur ki, dost ta düşman da bilsin ki bu memleketin efendisi Türk’tür Öz Türk olmıyanların Türk vatanında bir hakkı vardır, o da hizmetçi olmaktır Köle olmaktır Dünyanın en hür bir memleketindeyiz Onun adına Türkiye diyorlar Meb’usunuzun samimi kanaatini söylemesi için bundan daha müsait yer bulunamazdı Onun için duygularımı saklıyamıyacağım”55 diyerek tavrını açıkça ortaya koyması, ülkede büyük bir tepki doğurdu SCF yanlısı basın Mahmut Esat’ın bu sözlerle Anayasayı baltaladığını ve Türk adliyesini harice karşı fena mevkiie düşürdüğünü56 belirterek istifasını istedi Bunun üzerine Mahmut Esat, ulus-devlet anlayışını ortaya koyarak kendisini savundu ve şöyle dedi
Ben Ödemiş nutkunda bu memleketin efendisi Tüklerdir Öz Türk olmıyanların hakkı hizmetçiliktir, köleliktir Demekle misafirlerimiz olan ecnebileri kasdetmedim Esasen bir memleketin dahili, siyasî münakaşalarında yabancıların yeri yoktur ve olamaz Bu hak vatan evlâtlarına aittir Benim kastım teşkilâtı esasiye mucibince Türk olup hâlâ Türkten başka milliyet iddia edenler varsa onlardır Türk harsını samimi kabul edipte Türküm diyene sözüm yoktur57
Ancak bu açıklama da Rumca gazetelerin eleştirilerini ve İzmir’deki muhalif basının Mahmut Esat’ın istifasını istemelerini engellemedi Hatta O’nun ülkeden uzaklaştırılacağı söylentileri de çıkarıldı58 Cumhuriyet gazetesi de İsmet Paşanın Halk Fırkası Grubu’nu toplantıya çağırdığına ve kabinede değişiklik yapılacağına dikkati çekti59 Akşam ise Mahmut Esat’ın çekilmesinin pek muhtemel olduğunu belirtti60 Bu baskılar karşısında Adalet Bakanı Mahmut Esat, 22 Eylül 1930’da İzmir’den gönderdiği mektupla Başbakan İsmet Paşadan istifasının kabulünü istedi61
Buna karşın, muhalif basın Mahmut Esat’ın istifaya zorlandığını düşünüyordu Ancak İsmet Paşa Fırka Gurubu’nda bu iddianın asılsız olduğunu, aksine, Mahmut Esat Beyin çekilme isteğini bir kaç kere reddettiğini62, ancak bu kez ısrar ettiğini ve istifasını kabul etmekten müteessif olacağını63 açıklayarak gazeteleri yalanladı Ancak, 27 Eylül 1930’da kurulan V İsmet Paşa Hükûmeti’nde Mahmut Esat yer alamadı Böylece muhalefet, amacına ulaşmış oldu
Mahmut Esat, İsmet Paşaya sunduğu istifa mektubunda SCF ile başlayan çok partili dönemde yaşanan gelişmelerin, acı olayların Türk ulusu ve Türk Devrimi için vahim sonuçlar doğurabileceğini öngörmüştü Hükûmet sorumluluğunu taşımadan bunlara karşı özgürce mücadele edebilmek için de istifasını istemişti Nitekim, SCF’nin 17 Kasım 1930’da kendi kendini fesh etmesinin ardından çıkan Menemen kaytaklığı O’nun öngörüsündeki haklılığını ve toplumun henüz çok partili yaşama hazır olmadığını gösterdi
Yedi yıllık Cumhuriyet yönetiminde devrimin kök salamadığı, ülkenin ekonomik koşulları nedeni ile toplumsal hoşnutsuzluğun arttığı, buna karşın hükûmetin benimsediği politikaların geniş halk kitlelerince benimsenmediği bir ortamda Mustafa Kemal Paşanın girişim ve çabası ile kurulan SCF, yalnızca yoksul halk kitlelerinin değil devrime karşı çevrelerin de sığındığı saçak altı oldu Fethi Beyin ve partinin etkin isimlerinin, SCF’nin bir “muvazaa” partisi olmadığını kanıtlamak istercesine etkin bir muhalefet yapmaları, kısa bir süre önce içinden çıktıkları CHP’nin politikalarına sert eleştiriler getirmeleri ve halktan da kendilerini hızla iktidara taşıyabilecek kadar olumlu yanıt bulmaları karşısında CHP de muhalefete karşı takındığı tavrı giderek sertleştirdi Bu süreçte muhalefete en keskin yanıtlar Mahmut Esat’tan geldi Mahmut Esat, yalnızca hükûmetine ve bakanlığına yönelik eleştirileri yanıtlamadı Türkiye’nin kurtuluş ve kuruluşunda partisinin rolünü ortaya koyarak CHP’nin âdeta sözcülüğünü yaptı Ödün vermez bir devletçi olarak da Fethi Beyin ısrarla üzerinde durduğu ekonomik liberalizme karşı tüm yönleri ile devletçiliği savundu
1 Ekonomik bunalımın Türkiye’deki etkileri ve alınan önlemler için bkz İsmail Hüsrev, “Dünya Bunalımı Ne Halde?”, Kadro, c 1 , 1932 (Tıpkı Basım), Ankara Üniversitesi Ticari İlimler Akademesi Yayın No: 121,Ankara 1978, s 18 vd ; Avni Zarakolu, “1929/30 Dünya Ekonomik Krizi Karşısında Türk Ekonomisi ve Alınan Krizle Mücadele Tedbirleri”, Atatürk Dönemi Ekonomi Politikası ve Türkiye’nin Ekonomik Gelişmesi, AÜSBF Yayınları-513, Ankara 1982, s 90vd; Necmeddin Sadık, “Buhranın Sebepleri 1”, Akşam, 18 Şubat 1930, No: 4079, s 1; “Milli Mücadelenin İkinci Sayfası 1”, Akşam, 23 Şubat 1930, No: 4084, s 1
2 Bu konuda bkz İlhan Tekeli ve Selim İlkin, Türkiye Belgesel İktisat Tarihi 2: 1929 Dünya Buhranında Türkiye’nin İktisadî Politika Arayışları, ODTÜ İdari Bilimler Fakültesi Yayın No: 30, Ankara 1983; İlhan Tekeli ve Selim İlkin Türkiye Belgesel İktisat Tarihi 3: Uygulamaya Geçerken Türkiye’de Devletçiliğin Oluşumu, ODTÜ İdari Bilimler Fakültesi Yayın No: 39, Ankara 1982; A Afetinan, Devletçilik İlkesi ve Türkiye Cumhuriyeti’nin Birinci Sanayi Planı 1933,TTK, Ankara 1972
3 Cumhuriyet, 23 Temmuz 1930, No: 2230, s 1-3; Vakit, 23 Temmuz 1930, No: 4503, s 1
4 Fethi Okyar’ın Anıları Atatürk, Okyar ve Çok Partili Türkiye, (Haz: Osman Okyar, Mehmet Seyitdanlıoğlu), Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 1997, s 93-96 Ayrıca bkz Çetin Yetkin, Atatürk’ün Başarısız Demokrasi Devrimi Serbest Cumhuriyet Fırkası, Toplumsal Dönüşüm Yayınları, İstanbul 1997, s 37 vd
5 Fethi Okyar’ın Anıları…, s 99-101
6 Cumhuriyet, 1 Ağustos 1930, No: 2239, s 1; Vakit, 1 Ağustos 1930, No:4512, s 1
7 Fethi Beyin İstanbul’a geldiği gün kalmaya başladığı bu eve, 29 Temmuz 1930 gecesi “Ceymis” adında bir “deli” girmiş, Fethi Beyin çalışma masası üzerindeki kimi mektup ve evrakları okuduktan sonra cebine koymuş, polisin olaya müdahalesi ile adlî tıbba sevk edilmiştir Cumhuriyet, 30 Temmuz 1930, No: 2237, s 2; 31 Temmuz 1930; No: 2238, s 3
8 Fethi Okyar’ın Anıları…, s 101-103
9 Cumhuriyet, 2 Ağustos 1930, No: 2240, s 1; Vakit, 2 Ağustos 1930, No:4513, s 1
10 Fethi Okyar’ın Anıları…, s 103-106
11 Vakit, 12 Ağustos 1930, No: 4523, s 2
12 Vakit, 11 Ağustos 1930, No: 4522, s 2
13 Fethi Okyar’ın Anıları…, s 138-140
14 Fethi Beyin programını sunmadan önce basına verdiği demeçlerde Milliyetçilik ilkesine değinilmemiştir
15 Cumhuriyet, 13 Ağustos 1930, No: 2251, s 1-4; Son Posta, 14 Ağustos 1930, No: 19, s 6 Mustafa Kemal Paşa, “Cumhuriyet Halk Fırkası Programından farklı” bulmadığı bu program hakkında Fethi Beyden “izahat” istemiş, Fethi Bey ise farkın, uygulamaya geçirildikten sonra anlaşılacağını belirtmiştir Bkz Cumhuriyet, 13 Ağustos 1930, No: 2251, s 4
16 Yetkin, a g e , s 47-48 SCF’nin Program ve Tüzüğü hakkında bkz Cumhuriyet, 13 Ağustos 1930, No: 2251, s 1-4; Fethi Okyar’ın Anıları…, s 138-140; Ayın Tarihi, Ağustos 1930, S 77, s 6581 vd ; Tarık Zafer Tunaya, Türkiye’de Siyasî Partiler (1859-1952), İstanbul, 1952, s 633-634; Kâzım Öztürk, Türk Parlamento Tarihi TBMM-III Dönem 1927-1931, c II, TBMM Vakfı Yayınları, Ankara, s 350-357; Yetkin, a g e , s 259-269, EK: III-IV
17 Cumhuriyet, 12 Ağustos 1930, No: 2250, s 3
18 Davanın görüşüldüğü Lahey Uluslararası Adalet Divanı’nda Türkiye’yi Mahmut Esat temsil etmiş, yaptığı ateşli savunma ile ve bir oy fazlasıyla davanın Türkiye lehine sonuçlanmasını sağlamıştır Bkz Beynelmilel Bozkurt-Lotus Davasında Türk-Fransız Müdafaaları, Türk Ocakları Matbaası, Ankara 1927
19 Anadolu, 18 Eylül 1930; Akşam, 19 Eylül 1930, No: 4289, s 2
20 Cumhuriyet, 13 Ağustos 1930, No: 2251, s 4
21 Cumhuriyet, 12 Haziran 1341 (1925), No: 394, s 1-3
22 5 Mayıs 1930’da TBMM’de kabul edilen ve “Bazı Suçlardan Dolayı Memurlar ve Ortakları Hakkında Takip ve Muhakeme Usulüne Dair” olarak hazırlanan yasa ile “rüşvet, irtikap, ihtilâs, zimmete para geçirmek ve devlet müzayedelerine fesat karıştırmak” fiillerini işleyen memurlar ile ortakları hakkında yapılacak izleme ve kovuşturmada Ceza Yargılama Usulleri Yasası’nın genel hükümlerinin esas alınması öngörüldü Bkz TBMM ZC, D III, c 18, S Sayısı: 124; c 19, s 15-17 Mahmut Esat’a göre yasa, rüşvet alıp verenleri “Devlet makinesi dışına atacak” güçlü bir dayanaktı Bkz TBMM ZC, D III, c 19, s 35-36
23 Anadolu, 28 Ağustos 1930
24 Hakimiyeti Milliye (H M ), 28 Ağustos 1930, No: 3278, s 1; Anadolu, 28 Ağustos 1930, Akşam, 26 Ağustos 1930, No: 4265, s 1-2
25 H M , 27 Ağustos 1930, No: 3277, s 3
26 Son Posta, 27 Ağustos 1930, No: 32, s 1-7
27 H M , 27 Ağustos 1930, No: 3277, s 3
28 Son Posta, 1 Eylül 1930, No: 37, s 4 Ayrıcı bkz Bilsay Kuruç, Belgelerle Türkiye İktisat Politikası, c 1 (1929-1932), AÜSBFY No: 569, Ankara 1988, s 95-104
29 Son Posta, 3 Eylül 1930, No: 39, s 1
30 Anadolu, 3 Eylül 1930
31 Ahmet Ağaoğlu, Serbest Fırka Hatıraları, (I Baskı), Nebioğlu Yayınevi, Ankara Tarihsiz, s 51-52
32 Son Posta, 7 Eylül 1930, No: 43, s 1
33 İzmir olayları ile ilgili olarak SCF yanlısı yorumlar için Son Posta ve Yarın, CHF yanlısı yorumlar için Hakimiyeti Milliye ve Akşam, biraz daha tarafsız yorum için Cumhuriyet gazetelerinin 5-10 Eylül tarihlerinde ayrıntılı bilgi bulunabilir Ayrıca bkz Ağaoğlu Ahmet, Serbes Fırka Hatıraları; Yetkin, Atatürk’ün Başarısız Demokrasi Devrimi Serbest Cumhuriyet Fırkası; Tevfik Çavdar, Türkiye’nin Demokrasi Tarihi 1839-1950, İmge Kitabevi, Ankara1999; Tevfik Çavdar, “Serbest Fırka”, Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ansiklopedisi, c 8, İletişim yayınları, Ankaras 2059 vd ; Abdülhamit Avşar, Bir Partinin Kapanmasında Basının Rolü: Serbest Cumhuriyet Fırkası, İstanbul: Kitabevi Yayınları, 1998 Serbest Fırka ile ilgili basında yer alan seçme yazılar için bkz Kâzım Öztürk, Türk Parlamento Tarihi TBMM-III Dönem 1927-1931, c II, TBMMVY, Ankara s 359-425
34 Son Posta, 9 Eylül 1930, No: 45, s 4; Cumhuriyet, 8 Eylül 1930, No: 2277, s 1-3
35 Yarın, 7 Eylül 1930 Aktaran: Kâzım Öztürk, Türk Parlamento Tarihi TBMM-III Dönem 1927-1931, c II, s 381-383
36 Tırnak içinde verdiği bu cümle Mahmut Esat’ın en sık kullandığı ifadelerden biridir
37 Son Posta, 9 Eylül 1930, No: 45, s 4
38 Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi, 030 01-55 335 3 E2 , 09 09 1930
39 Cumhuriyet, 13 Eylül 1930, No: 2282, s 1; H M , 13 Eylül 1930, No: 3294, s 1; Avşar, a g e , s 133
40 H M , 14 Eylül 1930, No: 3295, s 1-3; Son Posta, 15 Eylül 1930, No: 51, s 1
41 Cumhuriyet, 17 Eylül 1930, No: 2286, s 1-2
42 Cumhuriyet, 13 Eylül 1930, No: 2282, s 4; Akşam, 14 Eylül 1930, 4284, s 1-2
43 Cumhuriyet, 13 Eylül 1930, No: 2282, s 4
44 İsviçre İcra ve İflas Yasası’nın Fransızca metninden, gerektikçe Almanca metinle de karşılaştırma yapılarak çevrilen yeni İcra ve İflas Yasası 18 Nisan 1929’da TBMM’de bir bütün olarak görüşülerek aynı gün yasalaştı Yasa, 4 Eylül 1929’da yürürlüğe girdi Bkz TBMM ZC, D III, c 10, s 67 vd , S Sayısı: 136 Yasa, kısa bir süre sonra ilâmsız icra yöntemi ve borç için hapsi kaldırmış olması nedeniyle eleştirildi Bkz Akşam, 24 Teşrinievvel 1929, No: 3963, s 1 Mahmut Esat’a göre, yasayı eleştirenler dolayısı ile kaldırılmasını isteyenler “liberal geçinen” bazı gazetecilerle “murabahacılar”dı Bkz Mahmut Esat, “Ne Yapmalı 2”, Anadolu, 14 Eylül 1932, No: 5408, s 1-2 Yasa, Mahmut Esat’ın Adliye Vekilliğinden ayrılmasından kısa bir süre sonra değişikliğe uğradı
45 Cumhuriyet, 13 Eylül 1930, No: 2282, s 4; Akşam, 14 Eylül 1930, 4284, s 1-2
46 Anadolu, 3 Eylül 1930, 4 Eylül 1930; 11 Eylül 1930; 14 Eylül 1930
47 Anadolu, 18 Eylül 1930; Akşam, 19 Eylül 1930, No: 4289, s 2
48 Zira Mustafa Kemal Paşa, Yunus Nadi’nin 9 Eylül’de yazdığı mektuba 10 Eylül’de verdiği yanıtta kendisinin CHP’nin Genel Başkanı olduğunu ve O’na “tarihten bağlı” bulunduğunu vurgulayarak tarafsızlığını bozmuştur Bkz Cumhuriyet, 9-10 Eylül 1930; Aktaran: Yetkin, a g e , s 211-212
49 Anadolu, 18 Eylül 1930; Akşam, 19 Eylül 1930, No: 4289, s 2
50 Anadolu, 18 Eylül 1930; Akşam, 19 Eylül 1930, No: 4289, s 2
51 Anadolu, 18 Eylül 1930; Akşam, 19 Eylül 1930, No: 4289, s 2
52 Anadolu, 18 Eylül 1930; Akşam, 19 Eylül 1930, No: 4289, s 2
53 Cumhuriyet, 27 Mayıs 1929, No: 1812, s 1
54 Anadolu, 18 Eylül 1930; Akşam, 19 Eylül 1930, No: 4289, s 2
55 Anadolu, 18 Eylül 1930, Akşam, 19 Eylül 1930, No: 4289, s 2
56 Son Posta, 20 Eylül 1930, No: 56, s 3 Teşkilâtı Esasiye Kanununun 88 Maddesi; “Türkiye’de din ve ırk ayırd edilmeksizin vatandaşlık bakımından herkese ‘Türk’ denir Türkiye’de veya Türkiye dışında bir Türk babadan gelen yahut Türkiye’de yerleşmiş bir yabancı babadan Türkiye’de dünyaya gelip de memleket içinde oturan ve erginlik yaşına vardığında resmî olarak Türk vatandaşlığını isteyen yahut Vatandaşlık Kanunu gereğince Türklüğü kabul olunan herkes Türktür” diyordu Bkz Suna Kili, Türk Anayasa Metinleri, Tekin Yayınları, İstanbul 1982, s 62
57 Anadolu, 21 Eylül 1930
58 Akşam, 25 Eylül 1930, No: 4295, s 2
59 Cumhuriyet, 17 Eylül 1930, No: 2286, s 1-4
60 Akşam, 22 Eylül 1930, No: 4292, s 1
61 Mahmut Esat İstifa mektubunda şöyle diyordu:
“Başvekil İsmet Paşa Hz
Ankarada mecliste ve fırkada faideli ve serbest çalışabileceğimi düşünerek bir kaç defa istifamın kabulü için vuku bulan ricalarım teveccüh ve iltifatı devletleri eseri olarak kabul buyurulmamıştı
Yeni fırkanın memleketimizde ittihaz ettiği ve böyle giderse Türk milleti ve inkılâbı için vahim olabileceği fikrinde bulunduğum son hadiseler ve cereyanlar karşısında bu eski düşüncem daha fazla kuvvetlendi Bilhassa kanunsuz vaziyet ve hücumlara karşı Vekillik kayıtlarından azade olarak millet ve memleket muvacehesinde mücadeleyi bir mebus vatandaş vazifesi tanımakta bulunduğumdan Adliye Vekâletinden istifamın kabulünü sarsılmaz hürmetlerimle istirham ederim Gazi inkılâbının hükûmet şefi Büyük İsmet Paşanın yüksek reisliğinde çalıştığım seneler hayatımın en şerefli günleriydi efendim hazretleri” Bkz Akşam, 23 Eylül 1930, No: 4293, s 1
62 Bkz Anadolu, 5 Mayıs 1930, No: 4683, s 2
63 Cumhuriyet, 24 Eylül 1930, No: 2293, s 1
Yrd Doç Dr Şaduman Halıcı
ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ DERGİSİ, Sayı 59, Cilt: XX, Temmuz 2004
serbest cum fırkası ni,çin kurulmuştur serbest cum fırkası ,bozkurt lotus belgeseli trt 1 ,ch fırkası,ali fethi okyar serbest cumhuriyet fırkası özet ,mahmut esat bozkurt ödemiş konuşması ,mahmut esat bozkurt ödemiş konuşması,
|