Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ağaci, iranda, kayin, mitolojisi, mitolojisinde, türk

Türk Mitolojisinde Kayin Ağaci, İranda Türk Mitolojisi

Eski 09-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türk Mitolojisinde Kayin Ağaci, İranda Türk Mitolojisi



Türk Mitolojisinde Kayin Ağaci, İranda Türk Mitolojisi
Türk Mitolojisinde Kayin Ağaci, İranda Türk Mitolojisi
TÜRK MİTOLOJİSİ
UYGURLARIN TÜREYİŞLERİ
1 GÖKTEN İNEN IŞIKLA KAYIN AĞACININ BEŞ ÇOCUK DOĞURMASI

Uygurlar, 300 senelik bir süre içinde, Göktürklerin hakimiyeti altında kaldıktan sonra MS 744 de büyük bir imparatorluk kurmağı başarmışlardı Uygur boylarının birçokları daha önceleri, Çin sınırlarında gezmişler ve ticaret hayatı ile meşgul olmuşlardı Bu sebeple, büyük dinleri öğrenmişler ve yabancı kültürlere, oldukça ısınmışlardı MS 763 senesinden sonra Uygurların, Mani dinini, resmi din olarak aldıklarını görüyoruz Mani adlı bir Hıristiyan papazının temsil ettiği bu din, kök itibarı ile, Suriye'den geliyordu Hıristiyanlık ile Museviliğin bir nevi karışımından doğmuştu Suriye'den kovulan Mani, İran'a gelmiş ve orada birçok mürit edinerek, ölmüştü Bu mezhep, Mani'nin ölümünden sonra, İran'da epey süre yaşamış ve eski İran dinlerinden de, birçok unsurlar almıştı Ortaasya'da ve Çin'de gezen Mani rahipleri, Uygurların Büyük Kağanı Böğü-Kağan'ı ziyerat etmişler ve bu yolla, Türkler arasına Mani dinini sokmağı da başarmışlardı: "Bu sebeple Uygur çağındaki mitolojilerde, özellikle Önasya tesirlerini görmek mümkündür" Uygurların da kendilerine göre, bir türeyiş efsaneleri vardır Fakat Uygur türeyiş efsanesi, dış tesirler ne kadar kuvvetli olursa olsunlar, yine de eski Türk özelliklerini muhafaza edebiliyorlardı Bu efsanenin metin ve açıklamaları "Türk mitolojisi" adlı eserimizde geniş olarak belirtilmiştir

UYGURLARIN TÜREYİŞLERİ
Tola ile Şelenga, birleşir dökülürmüş,
Suların kavşağında, bir ada görülürmüş
Adanın ortasında, bir tepe göğe ermiş,
Tepenin tam üstünde, bir de kayın göğermiş
Gün olmuş zaman olmuş, bir ışık peyda olmuş,
Işık gökten inince, kayın da nurla dolmuş,
Ne zaman ki, gün batar, ışık gökten inermiş,
Kayından sesler çıkar, herkes müzik dinlermiş
Bunu duyan Uygurlar, hep birden şaşırmışlar,
Bu durumu görenler, aklını kaçırmışlar
On ay on gece kayın, ışık ile sarılmış,
Bir gün tam şafakleyin, kayın birden yarılmış
Beş güzel çocuk çıkmış, kayının ortasından,
Gözleri kamaştırmış, bakmışlar arkasından
Gün olmuş zaman olmuş, hepsi kocaman olmuş,
Küçükleri "Böğü-Han", Uygurlara Han olmuş
Türklere göre cennette, "Kutsal ağaç" ile bu ağacın kökünde bir "Ana-Tanrı" vardı Efsanede bazı dış tesirler vardır Fakat ana motifler, en eski Türk mitolojisinin özelliklerini taşırlar Türklerde nehirlerin kavuştukları yerler, kutsal idiler Tıpkı Oğuz destanında olduğu gibi burada da, "nehirlerin arasında kutsal bir adacık" görülmektedir "Kayın ağacı", Türklerin kutsal ağaçlarından biri idi Tanrı, kendi haberlerini, kayın ağacı yolu ile gönderirdi Bu ağaç aynı zamanda, bütün insanlığın atası olan, bir "Kadın-Ana" yı da içinde saklardı Dede Korkut kitabında da, şöyle deniyordu: "Başun ala bakar olsam, başsuz ağaç! Dibün ala bakar olsam, dipsüz ağaç!"

2 KUTSAL AĞAÇLAR VE "ANA-TANRI"

Eski Türklere göre, ağacın yalnız gövdesi ve yapraklar değil; kökleri de önemli idi Çünkü "Dede Korkut" kitabında da dendiği gibi, onun kökleri dipsiz, yani, yer altı âleminin en derin noktalarına kadar gidiyor ve oralardan da haber getiriyordu Gerçi Türklerin bu kutsal ağacı ile, Önasya mitolojisindeki "Tuba ağacı" arasında, bir ilgi de yok değildi Ama, aralarındaki fark, çok büyüktü Sibirya'da yaşayan Yakut Türklerinin efsanelerinde, böyle bir ağaç için, şöyle deniyordu:
Gitmiş sormuş ağaca, benim anam, kim diye!
Elbet bir atam vardır, benim babam, kim diye!
Ağaç da dile gelmiş, soyunu sayıp dökmüş,
Er-Sogotoh adlı er, saygı ile diz çökmüş
Gök tanrısı Er-Toyon, onun babası imiş,
Karısı Kübey Hatun, onun anası imiş
Türk mitolojisindeki bu ağaç da, tıpkı İsl'miyetteki "Tuba ağacı" gibi, gökyüzünde ve cennette bulunuyordu Fakat Türklerin bu ağacının, bir de sahibi vardı Yakut efsanesi, ağacın bu sahibini de şöyle anlatıyordu:
Bu kutsal ağacın da, var idi bir sahibi,
Bir dişi Tanrı idi saçları da kar gibi!
Kendisi ihtiyardı, göğsü de ap alaca!
Görenler sanır idi, bir keklik gibi kırca!
Memeleri büyüktü, aşağıya sarkardı!
Uzaktan bakan kimse, iki tulum sanardı!
Aslında ise ağaç, normal boydan küçüktü!
Ana Tanrı gelince, ona göre büyürdü!
Büyürken sesler çıkar, gürültüyle esnerdi,
Bu sesler yavaş yavaş, gittikçe genişlerdi
Sibirya'nın en kuzeylerinde yaşayan ve yüzyıllar boyunca, hiçbir yabancı görmeyen Yakut Türklerinin bu efsanesinde de, ağacın sesler çıkardığı ve içinde de, bir "Ana-Tanrı" nını bulunduğu, açık olarak görülmektedir Bazı Türk efsanelerine göre ise, bu "Ana-Tanrı" zaman zaman ağaçtan çıkıyor ve göklerde geziniyordu Bazı efsanelerde ise, bu Ana-Tanrı, denizin diplerinde yaşardı Altay Türkleri bu Ana-Tanrı'ya "Ak-Ana" adını veriyorlardı O'da bir yaratıcı idi Yeri, göğü ve insanları yaratan Tanrı Ülgen'e, yaratma gücüne de o vermişti

"Türk mitolojisindeki Ana-Tanrı, kutsal kayınlar" ve buna benzer daha birçok motifler, çok geniş olarak üzerinde durulması gereken konulardı Bu meselelerin hepsi, Türk mitolojisi adlı eserimizde ele alınmış ve incelenmiştir
Bu sayfadaki bilgiler, Bahaeddin ÖGEL tarafından hazırlanan Mili Eğitim Bakanlığı - Eğitim Dizisi, "Türk Mitolojisi - I" adlı kitaptan alınmıştır

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.