Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bilgiler, bilgileri, geniş, hakkında, izmitin, tarihi

İzmit'in Tarihi,İzmit'in Tarihi Bilgileri, İzmit'in Tarihi Hakkında Geniş Bilgiler

Eski 09-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İzmit'in Tarihi,İzmit'in Tarihi Bilgileri, İzmit'in Tarihi Hakkında Geniş Bilgiler



İzmit'in Tarihi,İzmit'in Tarihi Bilgileri, İzmit'in Tarihi Hakkında Geniş Bilgiler
İzmit'in Tarihi,İzmit'in Tarihi Bilgileri, İzmit'in Tarihi Hakkında Geniş Bilgiler

İZMİT`İN TARİHİ
TARİHİ ADI NEREDEN GELİYOR?

Tarih kaynaklarına göre ilimiz bilinen en eski yerleşme merkezi Astakos'tur Milattan önce sekizinci yüzyıl sonralarında Megarlılar tarafından kurulmuş bir kolonidir Bazı tarihçilere göre bu şehri Astlar kurmuş, sonradan bölgeye gelen Megarlılar şehre "Astların köyü anlamına gelen Astakos" adını vermişlerdir
Başka bir söylenceye göre yörede bol istakoz bulunduğu için şehre Astakoz adı verilmiştir Ayrıca Astakos, bu şehri kura kişinin adı olduğu da söylenir Mısır Firavunlarından milattan önce 2800 yıllarında yaşamış olan Seostros, "Sit" ordularına bu yörede yenildiği yazar

Milattan önce 1927 tarihinde Üçüncü Ramses'e ait yazıda bütün Anadolu'yu Sit ülkesini aldığı kaydedilir Bu sit ülkesi, İzmit ve çevresidir Sitler bir süre sonra Dördüncü Ramses'in İzmit çevresinde bozguna uğratarak vatanlarını düşmanda kurtarmışlardır Bu olaylar bize İzmit çevresinde Megarlılardan iki bin yıl önce uygar kavimlerin yaşadığını gösterir
Söylencelere göre İzmit yöresinde yaşamış en eski kavimler Sit'ler Amazon'lar ve Ast'lardır Milattan önce üçüncü yüzyılda Biritanya kralı Birinci Nikomedes bu yöreye yerleşmeye karar verince İskender'in komutanlarından Lizimakhoz'un harabeye çevirdiği Astakos şehrinin karşısına yeni bir şehir kurmuş ve ona Nikomedye (Nicomedia) adını vererek krallığına başkent yapmıştır

Nikomedya adı Araplar ve Selçuklular döneminde Nikumidiya'ya dönüşmüş, Osmanlıların Kuruluş Döneminde İznikomid, bir süre sonra İznikmid olmuştur Türkçe eserlerde İznikmid şeklinde yazılan şehrin adı halk tarafından kısaltılarak İzmid'e çevrilmiş, sonunda bu günkü yazılışı ile "İzmit" şeklini almıştır

11 Şubat 1922'de İzmit sancağının adı "Kocaeli" Sancağı"na çevrilmiştir Kocaeli adı, on dördüncü yüzyıl başlarında Osman ve Orhan Gazi döneminde ilimiz topraklarının büyük bölümünü savaşla Osmanlı Devletine kazandıran ünlü kumandan Akçakoca Bey' adından kaynaklanmaktadır

MİLATTAN ÖNCE İLİMİZ:

İznik Gölünün kuzeyinde yapılan araştırma ve kazılarda elde edilen buluntulara göre ilimiz sınırları içinde ilk yerleşmelerin Bakır çağında başladığı tahmin edilmektedir

Coğrafyacı Strabon'un yazdığına göre Sakarya Irmağı ile İstanbul Boğazı arasındaki bölgeye milattan önce 1200-800 yılları arasında Ege göç kavimleri Bebrikler, Misler ve Bitinler yerleşmişlerdir Bu bölgeye Bitinya adını almadan önce Bebrikya deniyordu Bebrikler, friglerin bir koludur

Megarlılar milattan önce 712'de Ege Denizinden gelerek İzmit'in bulunduğu yerde Astakos şehrini kurdular Daha sonra Lidyalılar Kral Kroissos zamanında önemli bir ticaret şehri olan Astakos'u aldılar Lidya Devleti milattan önce 546'da Preslerin saldırısına uğradı Astakos şehri Pres İmparatoru Birinci Dareios'un Kuzey Trakya Seferi sırasında Pers ordusunun üslerinden biri oldu

İskender'in Bitinya üzerine gönderdiği Kalas adlı komutan, Bitinyalı önder Bas tarafından yenilgiye uğratıldı İskender ayrıca Bitinya üzerine gitmedi Bas'ın ölümünden sonra milattan önce 326 yılında Bitinyalılar, Bas'ın yerine geçen oğlu Zipotes zamanında bağımsızlıklarını ilan ederek Bitinya Krallığını kurdular İskender'in eski komutanlarından Lizimakhos üç defa Bitinya'ya saldırdıysa da başarılı olamadı Bu arada Astakos'u yakıp yıktı harabeye çevirdi

Zipotes'in ölümünden sonra yerine büyük oğlu Nikomedes geçti _self Avrupa'dan gelen Galatlara Trakya'dan Anadolu'ya geçme çağrısında bulundu Milattan önce 278 yılında Galatlar Anadolu'ya geçince her yanı yağmaladılar Bitinya halkı ile toprakları bu yağma ve yıkımdan büyük zarar gördü

Astakos şehri iyice harabeye döndü Nikomedes, koloni şehri Astakos'un karşısında yeni bir şehir kurdu ve Nikomedia adını vererek Bitinya krallığının başkenti yaptı

SELÇUKLULAR DÖNEMİ:

1087 yılında İzmit Anadolu Selçuklularının eline geçti Kutalmışoğlu Süleymanşah'ın kurduğu Anadolu Selçuklu Devleti topraklarına katıldı 1097 yılında önce İzmit, sonra iznik Haçlıların eline geçti 1204-1207 yılları arasında İzmit Latin işgali dönemini yaşadı

1261 yılına kadar İzmit Türkler, Latinler ve Bizanslılar arasında birkaç kere el değiştirdi

ROMALILAR DÖNEMİ:

Romalılar Bitinya şehirlerine önce ekonomik sebeblerle yerleştiler Bunu askeri istilalar izledi Bu arada Bergama Krallığı ordularının saldırısına uğrayan şehir, Kral Prusias devrinde Annibal'e sığınma hakkını tanıdı ve kabul etti (MÖ 148) O sırada Bitinya Roma egemenliği altına girmiş bulunuyordu

Midridat Seferinde Roma'ya sadık bir müttefik olan Üçüncü Nikomed, milattan önce 74 yılında ülkesini bu devlete bağışladı Nikomedia, Roma'nın bir eyalet merkezi oldu Romalılar Nikomedia'yı imar ettiler, geliştirdiler

Şehir 258 yılında Gotlar'ın 284 yılında İran ordularının saldırısına uğradı, yakılıp yıkıldı Diocletianus Nikomedia'yı kendisine başkent yapmak istedi, burada bir çok büyük inşaata başladı 358 ve 362 yıllarındaki depremler şehri harabeye çevirdi

BİZANSLILAR DÖNEMİ:

Milattan sonra 395 yılında Roma İmparatorluğu ikiye ayrılınca Anadolu gibi Kocaeli de Bizans İmparatorluğu payına düştü

Diocletianus'tan sonra altıncı yüzyılda Justianus'tan sonra şehir Orhan Gazi'nin eline düşünceye kadar bakımsız kaldı, acılı günler yaşadı

OSMANLILAR DÖNEMİ:

Osman Gazi'nin oğlu Orhan Bey, 1321'de Mudanya'yı 1323'te Akyazı'yı aldı Bu sırada Osmanlı orduları Bursa'yı kuşatmış, şehri almaya çalışıyorlardı Orhan Bey, Babasının silah arkadaşları Akçakoca, Gazi Abdurrahman, Karamürsel, Konur Alp gibi beyleri yeni yerler almakla görevlendirdi

Orhan Gazi 1326'da Bursa'yı aldı Akçakoca Bey Sapanca Gölü tarafındaki Palanga'yı alarak burasını kendisine merkez yaptı Daha sonra Kandıra'yı ve diğer bazı kaleleri ele geçirdi Bu çevreye sonradan Akçakoca'nın adından ötürü Kocaeli denildi Aydos Kalesiyle Samandıra Gazi Abdurrahman ile Konur Alp tarafından alındı

Kara Mürsel de iskale'yi zapt ederek bu kasabaya kendi adını vermiş, Türklerin İzmit Körfezinin güney kıyılarına yerleşmesini sağlamıştır Karamürsel 1324 yılında, Kandıra 1326'da, İzmit 1337 yılında kesin olarak Osmanlıların eline geçmişti Kara Mürsel Bey ele geçen kıyıların korunması için bir donanma kurmuştur Türk ordularının Kocaeli yarımadasındaki kaleleri alarak İstanbul'a yaklaşmaları üzerine Bizanslılar 1329'da Orhan Gazi'nin üzerine yürüdü

Darıca ile Eskihisar arasında yapılan savaşta Bizanslılar yenildi Yardım umudu kalmayan İznik Türklere teslim oldu 1331 yılında İzmit kuşatıldı Bizans İmparatorluğu şehrin yardımına koşunca Orhan Gazi kuşatmayı kaldırdı Bu arada yakınındaki kalelerin büyük bir bölümü Orhan Gazi'ye kendiliklerinden teslim oldular İzmit yeniden kuşatıldı ve 1337 yılında ele geçirildi

Ankara Savaşından sonra 1402 yılında Timur'un askerleri 10 000 kişilik bir ordu ile İzmit'i kuşatmış, daha sonra Gelibolu'da yapılan bir anlaşma ile Kocaeli yöresi Bizanslılara bırakılmıştır İzmit önce Musa Çelebi tarafından Bizanslılardan geri alındı Musa Çelebi'nin Mehmet Çelebi'ye yenilmesi üzerine 1423'te İzmit Osmanlı egemenliğine geçmiş oldu

Mehmet Çelebi, kardeşini destekleyen Bizanslılarla iyi geçiniyordu Bu yüzden İzmit ve çevresi bir süre daha Bizans etkisi devam etti Ancak 1419'da Gazi Timurtaşoğlu Umur Bey, Hereke, Gebze, Pendik, Kartal gibi kasabalarla beraber İzmit'i Bizanslılardan kesin olarak geri aldı

1420 yılında Çelebi Mehmet (Birinci Mehmet), Bayezit Paşa'yı İzmit sancakbeyliğine atadı İzmit'in ilk sancak beyi Orhan Gazi'nin büyük oğlu Gazi Süleyman Paşa'dır İzmit önceleri Anadolu Eyaletine bağlı bir sancaktı Yavuz Sultan Selim zamanında Hersekzade Ahmet Paşa Karamürsel'deki, Deftardar Abdüsselam Efendi de izmitteki tersaneleri onartarak çalışır duruma getirdiler

Daha sonra İzmit Tersane birkaç kere onarım gördü İkinci Abdülhamid döneminde bağımsız sancak olan İzmit'in ilk mutasarrıfı Selim Sırrı Paşa'dır İzmit Bağımsız kazaları (İlçeleri) Yalova, Karamürsel, Adapazarı, Kandıra ve Geyve idi Daha sonra İznik de İzmit Mutasarrıflığına bağlandı

KURTULUŞ SAVAŞI YILLARI:

Birinci Dünya Savaşından sonra Mondros Mütarekesi gereğince Yavuz Savaş gemimizin İzmit Körfezinde alı koyulması bahane ederek İngilizler 6 Temmuz 1920'de İzmit'e asker çıkardılar Hükümet Konağı İşgal kuvvetlerinin karargahı oldu

Konağın bahçesine, Saat Kulesi çevresine ve başka yerlere toplar yerleştirdiler, şehrin çevresini tel örgülerle çevirdiler Sivas Kongresinden sonra İzmit'te işgale karşı direniş teşkilatı olarak Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin İzmit Şubesi Kuruldu

Diğer bir teşkilat da 13 Kasım 1919'da İstanbul'a kurulan Gizli Karakol Cemiyeti Kocaeli Grubu idi Bu grubun asıl amacı Rum Mavrimira Cemiyeti'nin Kocaeli yöresindeki ayrılıkçı etkiliklerini önlemekte 23 Ekim 1920'de İngilizlerin koruması altında Yunanlılar Karamürsel'i işgal ettiler

Kasabada yakın köylerde dükkanları, evleri yağmaladılar Ancak Mevlüt Efendinin yönettiği Kuvayi Milliye yoğun direnişi karşısında saldırılarını yaygınlaştırılamadan kasabaya dönmek zorunda kaldılar 26 Ekim 1920'de İngilizler İzmit'i Yunanlılara teslim ederek ayrıldılar

27 Ekim 1921'de 11 ay 22 gün işgalden sonra İzmit Ankara Hükümeti tarafından geri alındı İzmit'in geri alınmasından sonra Türk birlikleri köyleri yakıp yıkarak kıyı boyunca kaçan Yunanlıların peşine düştüler ve Karamürsel yönünde ilerlediler

4 Temmuz 1921'de Karamürsel Türk birliklerinin eline geçti Yunanlılar gemilere binip çekilmeden önce halkın büyük bölümünü kılıçtan geçirmiş Kasabanın hemen her yerini ateşe vermişlerdi Temmuz 1921 sonraları doğru İzmit ve Karamürsel'le birlikte Değirmendere ve Kandıra da Türk askerleri tarafından kurtarılmıştır

Gebze'nin kurtuluşu ise 17 Ekim 1922'de Nurettin Paşa'nın yönettiği Birinci Ordu tarafından gerçekleştirilmiştir İzmit'te her yıl 28 Haziran Kurtuluş Günü törenlerle kutlanır Atatürk 19 Haziran 1922'de İzmit'te Türk dostu Fransız yazarı Claude Farrere'le görüşmüşdür

CUMHURİYET DÖNEMİ:

Cumhuriyet Döneminde Kocaeli, özellikle sanayileşme alanında en çok gelişen illerimizden biridir Bunun başlıca nedeni İstanbul'a komşu oluşudur 1924 yılında Gölcük'te ilk kağıt üretim tesisi olan İzmit Kağıt Fabrikası açıldı 1944'te İzmit'e ikinci selüloz ve Kağıt Fabrikası açıldı

SEKA tesisleri 1954, 1957 ve 1959'da genişletildi Böylece günümüze kadar deva eden hızlı bir sanayileşme ile Kocaeli Türkiye'nin ileri düzeyde sanayi bölgesi durumuna geldi Buna paralel olarak şehirler büyüdü, köyler, kırsal alanlar, sayfiyeler şehir görünümünü kazandı

DÜĞÜN DOĞUM VE ÖLÜM GELENEKLERİ :

Yörenin geleneklerine göre, söz kesimi için kız evine giden damat anası, 'gelinimi getirin' diye seslendikten sonra yere kumaş serer ve kız bu kumaşın üstünden yürüyerek kaynanasının önünde oturur

Kıza takılar takılır ve armağanlar verilir 2-3 hafta sonra erkeğe takılar takılır, kız evi 2 tepsi baklava gönderir Düğünden önce kız ve erkek büyükleri "çeyiz düzmeye"çıkarlar Düğün, çeyiz asma'yla başlar Bazı çevrelerde ilk gün gelin gelin ve güvey çörekleri yapılır, kız evinde kadınlar erkek evinde erkekler toplanır

Gece yarısından sonra mumlarla "heyamola" çekilerek oğlan evine gelinir Eğlenceler sabaha dek sürer Yöredeki kına gecesine "dürü gecesi" denir Gelin çoğunlukta perşembe günü alınır Gelin almaya damadın sağdıcının önderliğinde gidilir Damat, gelin alayını kapıda karşılar ve gelin arabadan indikten sonra bıçağını çekerek kapıya saplar, birlikte içeri girerler

Topluca yatsı namazı kılındıktan sonra dini nikah kıyılır Yörede kısırlık ve sürekli kız çocuğu doğurma uğursuzluğa yorulur Gebenin midesinin yanması bebeğin saçlarının çıkmasına, gebenin çillenmesi doğacak çocuğun erkek olacağına yorulur

Çocukları yaşamayanlar, yeni doğmuş bebeklerini hiç çocuğu ölmemiş bir kadının koynundan geçirirler Yörede al basmasından korkulduğu için loğusa ve bebek 40 dolduk tan sonra komşulara götürülür

Her gidilen evden yeni doğan bebeğin dölünün bereketli olması için yumurta verilir Bir dumanın bacadan çıkışı gibi, ruhun da bedenden çıktığına, göğe yükseldiğine ve başka bir varlığa dönüşeceğine inanan Kocaeli'liler ölünün hemen gömülmesine özen gösterirler Ölü yakınları mezarlıkta yoksullara para dağıtır

TARİHİ VE TURİSTİK YERLER :

İzmit Surları:İzmit surları iki bölümdür Moloz, taş ve tuğladan dış surlar Romalılardan, dışarıdan getirme malzeme ile yapılan iç surlar Bizanslılardan kalmadır

İzmit Surları geniş bir alana çevirmektedir Dış surlar Baç Mahallesi Camiinin bulunduğu yerden başlar, doğu sırtlarının egemen noktalarını izleyerek Terzibayırı mevkinin kuzeyinden devam eder, bu sırtların zirvesinde bir kule ile birinci bölüm sona erer Buradan batıya dönen surlar, ile birinci bölüm sona erer Buradan batıya dönen surlar, ara ara kulelerle Bağ Çeşme mevkiinden Turgut Mahallesi Mescidinin arkasından geçer

Askeri hastanenin batısında Seka Bahçesine kavuşarak denize ulaşır Bizans Çağına ait olan iç surlar İzmit'in kuzeyindeki tepede Orhan Mahallesindedir Burası eski Nikomedya şehrinin akropolü durumundadır Buraya İzmit Kalesi denilmektedir İçinde Orhan Cami Vardır İzmit surları Romalılar, Bizanslılar ve Osmanlılar Döneminde onarım görmüştür

İzmit Tershanesi : Eskiçağda çevresi ormanlarla kaplı olan İzmit'te gemi inşa ediliyordu İmparator Diokletianus'un İzmit'te bir tersane kurduğu bilinmektedir İzmit'te ilk Türk Tersanesi Kanuni Sultan Süleyman'a deftadarlık etmiş olan Abdüsselam Efendi tarafından kurulmuştur

İzmit Tersanesinde, buharlı gemilerin çoğalarak ahşap gemilerin yerini aldığı yıllara kadar gemi yapımı devam etmiştir Tersane köprülüler zamanında genişletildi Venediklilerle savaşan Osmanlı donanması İzmit'te yapıldı On dokuzuncu yüzyıl başlarında tersanenin çalışmaları gerilemeye başladı Yirminci yüzyılın başında çalışmalarını tamamı durdurmuştu Cumhuriyet Döneminde yeni tersanenin körfezin karşısında Gölcük'te kurulması üzerine _selfdan kayboldu

Eskihisar Kalesi : Gebze'nin Eskihisar köyünün doğusundaki bir tepe üzerindedir Kale,dış sur ve iç kaleden oluşmaktadır Kale, Bir dizi tuğla, bir dizi taş örülerek yapılmıştır Duvarlarında tuğladan yapılmış süslemeler vardır Dikdörtgen planlı kale, yarım daire ve dörtgen kulelerle desteklenmiştir Kalenin Bizanslılar Döneminde yapıldığı tahmin edilmektedir

Fatih Sebili : Gebze dolaylarında Tekfur Çayırındadır Fatih Sultan Mehmet Mısır Seferine çıktığında Gebze Tekfur Çayırında ordu karargahında vefat etmiş, onun hatırasına burada çeşme şeklinde sebil yapılmıştır Deniz Hamamı Kalıntıları: Gölcük ilçesi Değirmendere Bucağı, Tekeli koyunda İmparator Herakliyus tatafından yaptırılmış deniz hamamı kalıntıları vardır

Arızlı Yer altı Mezarları : İzmit'te Zeytinlik mevkiindedir Üst mezarı binası ile altında ve yanlarında 10 bölümden (hypojeden) oluşmaktadır Mezarların dördüncü yüzyılın _selfları ile beşinci yüzyılın başlarına ait olduğu tahmin edilmektedir

Gonca Mezar Anıtı:Halıdere il Gonca arasındadır Bir kaide üzerine oturtulmuş lahit ve ayrıntılardan oluşmaktadır Mezar üçüncü yüzyılda yapılmış Üzerinde yazıtlar ve tasvirler vardır

Eski tapınak ve Okul : İzmit'in Akmeşe Bucağında Gregoryanlara ait büyük bir Hristiyan tapınağı ve el sanatları öğretim sitesinden günümüzde bu sitenin ipekböcekçiliği yapılan binası ayakta kalmıştır

Su Kemerleri : Antik Nikomedi'ya su getiren kemerler, kentin doğusundadır Sarıca köyü'nün batısında ki vadide iki, doğusunda ise bir büyük su kemeri vardır Bu kemerlerden köye yakın olan ikisi iki katlı ve beş gözlüdür

Nymphaion Çeşmesi : İstanbul Caddesi, Yeni Turan İlkokulu yanıdadır 2yüzyılda Romalılar tarafından yapılmıştır Anadolu'nun en büyük çeşmelrindendirKorint düzeninde süslü olan cephesi kemrinin üzeride yazıtıvardır (Su perileri) Nymph'lar adına yapılan kutsal çeşmelere Nymphion adı verilmiştir

Agora : Bugün,sümer okulu yanında Devlet Malzeme Ofisi bahçesinde kalmıştır Agora'ya ait mermer bloklar ofisi çevreleyen kuzey duvarında kullanılmıştır

Agustus Tapınağı : Yeni Doğan Mahlle'sindedir Romalılar tarafıdan yapılan tapınak bugün bir yıkntı halindedir

Hagios Pantelemon Manastrı : Kentin batısında , Manastır tepesinin yamacındadırManastra ait5 m yüksekliğindeki istinat duvarları yamaçta görülebilir

Sarnıç : İzmit'in doğusunda Cedid mahallesi'nde, Hastane bayırı'ndadır Kısmen toprağa gömülüdür Bizans döneminde 250 m lik bir alanı kaplayan ve 1500 m3 su aldığı hesaplanan sarnıcın bazı sütun ve kemrleri bugün ayaktadır

Av Köşkü(İzmit Müzesi) :Demiryolunun kuzeyinde saat kulesi'nin yanında Sultan Abdüllaziz tarafında av köşkü olarak yaptırılmıştır Uzun süre hükümet konağı olarak kullanılmış, 1967'de müzeye çevrilmiştir Barok üslüpta olan bina iki katlıdır, dış yüzü mermer sütunlarla çevrilidir, Denize bakan yüzünde ikinci kat pencerelerin üstü tuğlalarla süslüdür

Altkattaki salonlarda, toprak çanak, çömlekler, figürlü kendirler, heykeller, mezar taşları, büstler, madeni ve camesreler , üat katta ise Abdullaziz'in özel eşyaları Osmanlı ve Anadolu beyliklerine ait paralar ve çeşitli etnografig parçalar sergilen mektedir Atatürk, Kurtuluş Savaşı sırsında bu binada kalmıştır

Pertev Paşa Külliyesi : İzmit'teki en eski ve en önemli tarihi yapıladandır 16 yüzyılda Pertev Mehmed Paşa tarafından Mimar Sinan'a yaptırlmıştır Külliye caamii, hamam,medrese, kervensaray ve imaretten oluşaur

Pertev Paşa Camii : İzmt'in güneydoğusunda demir yolu ankara yolu arasında, Yenicuma Mahallesi'ndedir Kentin en büyük ve en güzel camii sayılan yapıyı 1579'da Rumeli Beyler Beyi Mehmed Pertev Paşa Mimar Sinan'a yaptırmıştır Yenicuma Camii adıyla tanınır

Kesme taştan, kare planlı olarak yapılmıştır Altı kubbeli son cemat yeri sonradan kapatılmıştır Kubbesinin sekizgen kasnağında 24 pencere bulunan camiin içi süslemelidirMemerden mihrabı ve minberi geometrik motiflerle bezenmiştir yanında bir çeşmeyele bir hamam verdır

Orhan Camii : İç kalenin _selfsında, Orhan Mahallesi:'nde, bir set üzerindedir 1355'te Kocaeli sancakbeyi süleyman tarafından ,kiliseden çevirtilerek babasını adı verilmiştir İzmit'in en eski cammiidir Kareplanlı olan bina, ahşap bir çatıyla örtülüdür Camiin yanındaki,Canfeda Kethüda Kadın'ın yaptıdığı çeşme, 1827'de onarılmıştır

Akça Koca Camii :Yukarı Pazar'dadır İzmit'i fetheden akçakoca tarafından yapılan camii çeşitli tarihlerde onarım görmüştür

İmaret Cami : İzmit'te Tepecik Mahallesinde Kanuni Sultan Süleyman zamanında Deftardar Abdüsselam Efendi tarafından Mimar Sinan'a yaptırılmıştır 1776 depreminde yıkılan cami 1872'de Altıcıoğlu Hatice Hanım tarafından yenilenmiştir Cami çatı örtülü, tek minarelidir

Baç Camii (Urgancı Ahmet Çelebi Camii) : İzmit'in Baç Mahallesindedir Cami Urgancı Ahmet Çelebi tarafından yaptırılmıştır Çatı örtülü, tek minarelidir Bunlardan başka izmit'te hayırsever ve ünlü kişiler tarafından yaptırılmış mescidler vardır Saat Kulesi : Atatürk Anıtı'nın arkasındaki parktadır

Abdulhamid II'nin tahta çıkışını 25'inci yıldöneminde (1901) İzmit Valisi Musa Kazım tarafından yaptırılmıştır,1970'te halkın ve kağıt fabrikasının yardımı ile onarılmıştırMimarı Vedat Bey'dir Kullenin duvarları renkli mermer kaplıdır Beş katlı olan kule, teraslı geniş bir taban üzerine yükselmektedir Kulenin üst katında saatler, alt katında bir kapı ve çeşmeler bulunmaktadır Çatısı kurşun kaplı sivri külah biçimindedir

Fevziye Camii : Demiryolunun güneyinde eski otagar yakınındadır İzmit'li Mehmed Bey tarafından yaptırıldığından Mehmed Bey Camii diye tanınır Mimar Sinan'ın eseri olan cami, harap olduğundan, Mahmut II zamanında kaptan-ı Derya Hain (Firari) Ahmet paşa tarafından yeniden yaptırılmıştır Bu yüzden "Fevziye Camii" adını almıştır 1894'teki yer sarsıntısında yıkılan camiin yerine bugünkü cami yapılmıştır

Mustafa Paşa Camii : Gebze Çarşısı'nda, Bağdat Caddesi üzeindedir 1523'te Rumeli beylerbeyi Çoban Mustafa Tarafından yaptırılmıştır Mimar Acem Ali'nin eseridir Sonradan Mimar Sinan tarafından onarılmıştır Kesme taştan, kare plan olarak yapılmıştır Son cemaat yeri altı sütun uzerinde beş kubbeyle örtülmüştür Tek şerefli minaresi sağdadır

Ana mekan dört duvara binen büyük bir kubbeyle örtülüdür Mihrap ve minberi renki taş levhalar ve küfi yazılarla süslüdürMermer mihrabı mozaiklerle , mermer minberi geometrik motiflerle süslenmiştir Cami'nin güney tarafındaki iki kat pencereli, sekiz köşeli ve kubbeli türbe,kesme taştan yapılmıştır Türbede Cami yaptıran Çoban Mustafa Paşa'nın sundukası vardır

Hannibal'ın Anıt mezarı : Ünlü Kartacalı komutanını anıt mezarı Gebze yakınlarındadır Selvilerler alanın _selfsında Hannibal'ın büyüklüğünü simgeleyen 24 ton ağırlığında bir taş lahit yer alır Taş lahidin üzerinde hannibal'ın bir portresi vardır

Osman Hamdi Bey Müzesi : Türk müzeciliğin kurucusu ressam Osman Hamdi Bey'in Eskihisar'daki yalısı restore edilerek müze haline getirilmiştir Müzede Osman Hamdi Bey'in taploları sergilenmektedir

Fatih Sebili : Gebze yakınındaki Hünkar Çayırı Semtindedir Fatih Sultan Mehmed, Mısır seferine çıkarkan burada ölmüştür Bu çeşme onun anısına yapılmıştır

Keiser Köşkü :Sümerbank Hereke Halı Fabrikası'nın bahçesindeki köşk, 1942'de Alman İmparatoru Wilhem Keiser'in Türkiye gezisi nedeniyle yapılmıştır

Akçakoca Anıt Merkezi: Kandıra ilçesinde Babadağı'nın Kocaeli'nin Fatihi Akçakoca'nın anıt mezarı vardır

Karadeniz Kıyıları : Kocaeli'nin Karadeniz kıyılarında çeşitli doğal güzellikler görülebilir Kefken,Kerpe ve kovanağızı'nda ince kumlu plajlar vardır Özellikle Kefken,Kerpe kıyılarında çeşitli dinlenme tesisleri ve lokantalar bulunur

Hereke : Hereke, halılarıyla ünlüdür En değerli Türk halıları burada dokunur

Kartepe : Kocaeli'nin kış sporları merkezidir İzmit'in güneydoğusunda, denizden 1606 metre yüksekliktedir Kartepe çevresinde küçük göllerde lezzetli balıklar bulunur

Saatçi Ali Efendi Konağı :1774'te İzmit'in denize hakim, dik yamaçlı bir tepesine yapılmıştır Çeşitli yıllarda onarım gören konak, en son 1987'de restore edilmiş ve Etnografya Müzesi olarak açılmıştır Müzede Kocaeli ve çevresinden derlenmiş çeşitli esreler sergilenmektedir

Mehmet Bey Hamamı : İzmit'te çarşı içindedir İznikli Mehmet Bey tarafından 1560 yılında yaptırılmıştır Planına ve yapı tekniğine göre Mimar Sinan'ın yapmış olduğu düşünülmektedir

Süleyman Paşa Hamamı: On dördüncü yüzyılda yapılmıştır Sekiz kubbeli hamamın günümüzde kalıntıları görülebilmektedir

Yeni Hamam : İzmit'te, Kolordu binasının karşısında İstanbul Caddesindedir On sekizinci yüzyıl _selflarında

yapılmış olan bu hamamın planı İstanbul'daki Cağaloğlu Hamamının planına benzemektedir

Yalı Hamamı: Eski Balık pazarınında on dokuzuncu yüzyılda yapılmış, son onarımda eklerle genişletilmiştir

Küçük Hamam: İzmit'in doğusunda, Hüseyin Paşa Camii yakınındadır On dokuzuncu yüzyılda yapılmıştır

Mısırlıoğlu Çeşmesi : Hoca Hasan Mahallesi Alaca Mescit Sokağındadır 1713'te Mısırlıoğlu adlı bir hayırsever tarafından yaptırılmıştır iki yüzlü bir meydan çeşmesidir

Kanuni Süleyman Köprüsü :Gebze'nin doğusunda Dilovası Deresi üzerindedir 65 metre uzunluğundaki köprünün _selfsında üç büyük gözü vardır Ayaklarının _selfsında boşalma gözleri bulunmaktadır On altıncı yüz yılda yapılmıştır


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.