![]() |
Felsefenin Bölümleri |
![]() |
![]() |
#1 |
Şengül Şirin
![]() |
![]() Felsefenin BölümleriBİLGİ FELSEFESİ Felsefenin, insan bilgisinin yapısını ve geçerliliğini ele alan dalına bilgi felsefesi denir ![]() ![]() ![]() 1 ![]() a ![]() Bir düşünceyi dile getiren yargının gerçek ile uyuşmasıdır ![]() ![]() “Ankara başkenttir” yargısı doğru, “İstanbul başkenttir” yargısı doğru değildir ![]() ![]() b ![]() Gerçeklik, bir varoluş tarzını belirtir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() c ![]() Bir iddiayı savunmaya yönelik olarak mantıksal gerekçelerin tutarlılık içinde ortaya konulmasıdır ![]() ![]() ![]() ![]() 2 ![]() a ![]() İnsan, genel bir düşünce ile, kendisini kuşatan evrenle ilgili bir takım bilgilere sahip olur ![]() ![]() ![]() Bütün bu sorulara;
![]() b ![]() Bilginin, araştırdığı olaya ve konuya uygunluğu demektir ![]() ![]() ![]() Elde ettiğimiz bilgi, objesine uygun mudur, değil midir? Varlığın doğru bilgisine ulaşılabilir mi? Bilgi gerçeği verebilir mi? gibi sorular da hangi bilginin doğru olduğuna açıklık getirmeye çalışır ![]() Bilginin değeri ile ilgili sorular bizi “doğru bilginin imkânı” problemine götürmüştür ![]() ![]() 3 ![]() (Doğru Bilginin İmkanı Problemi) a ![]() aa ![]() İnsan zihninin değişmez bir gerçeğe ulaşamayacağını, hakikat olarak kabul edilebilecek bir şey için zihnimizde bir ayraç bulunmadığını, bundan dolayı da kesin hükümler vermekten kaçınmamızın ve herşeyden “prensip olarak şüphe etmemizin” doğru olacağını kabul eden görüştür ![]() ![]() ![]() Süpheciliğin kurucusu olan Pyrrhon’a göre hiçbir şey ne doğrudur ne de yanlıştır ![]() ![]() ![]() ![]() Süpheci filozoflardan Timon’a göre ise;
![]() Sofist Protagoras, “İnsan her şeyin ölçüsüdür” di-yerek, doğruluğun insanlara göre değiştiğini ileri sürmüştür ![]() ![]() Bilginin imkânsızlığını ileri süren sofist filozoflardan Gorgias bu görüşünü, “Hiçbirşey yoktur, olsa bile bunu bilemezdik, bilseydik de başkalarına bildiremezdik” sözleriyle dile getirmiştir ![]() b ![]() ba ![]() Bilginin kesin ve değişmez nitelikte olup olamayacağını hiçbir eleştiriye tabi tutmadan, aklın mutlak ve değişmez olanı bilebileceğini, düşünme ve akıl yoluyla değişmez, kesin gerçeklere ulaşılabileceğini kabul eden öğretidir ![]() Dogmatik düşüncenin ilk temsilcileri ilkçağ doğa filozoflarıdır ![]() ![]() ![]() bb ![]() Rasyonalizme göre doğru bilgi olanaklıdır ve doğru bilginin ölçütü akıldır ![]() ![]() ![]() Sokrates: Aklın, değişmez ve gerçek varlığın bilgisine doğuştan sahip olduğunu söyler ![]() ![]() Platon: bilgisi olduğunu ileri sürer ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Aristoteles: Ona göre bilgi edinme yetisi akıldır ![]() ![]() ![]() Descartes: İnsan zihninde doğuştan düşünceler bulunduğunu, iyi yönetilen zihnin kesin, genel geçer bilgiye ulaşabileceği görüşündedir ![]() Başlangıçta, geçici olarak bütün bilgilerinin doğruluğundan kuşku duymuştur ![]() ![]() ![]() Hegel: O, doğru bilgiye, hiçbir deneye başvurmadan, yalnızca düşüncenin sınırları içinde kalınarak ulaşılabileceğini ileri sürer ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() bc ![]() Rasyonalizmin karşıtı olan bu akıma göre doğuştan gelen hiçbir ilke ya da bilgi yoktur, bütün bilgiler duyu ve deneyimlerden gelir ![]() ![]() ![]() John Locke’a göre insan zihni doğuştan “boş bir levha” (tabula rasa)dır ![]() ![]() ![]() Hume, insan zihnindeki bütün bilgilerini duyu verilerine indirger ![]() ![]() ![]() bd ![]() Pozitif felsefeyi geliştirip sistemleştiren A ![]() ![]() ![]() ![]() Pozitivizm, araştırma alanı olarak sadece olguları görür ![]() ![]() ![]() be ![]() Bu akıma göre mutlak hakikati kavramanın yolu sezgiden geçer ![]() ![]() ![]() ![]() Sezgiciliğin önemli temsilcisi Bergson’dur ![]() ![]() ![]() bf ![]() İnsan zihninin güçlerine ve insanın neyi bilip neyi bilemeyeceğine ilişkin bir araştırmadan meydana gelen felsefe yaklaşımıdır ![]() ![]() Kant’a göre insan aklı, ancak olaylar dünyasını bilebilir ![]() ![]() ![]() Bilgi sürecinde insan pasif olmayıp, aktif bir biçimde duyular yoluyla gelen izlenimleri sınıflar, kalıplara yerleştirir ve yorumlar ![]() ![]() ![]() ![]() bg ![]() Doğruluğu ve gerçekliği tek yanlı olarak, yalnızca eylemlerin sonuçları ile değerlendiren ve onlara yalnızca “fayda” açısından bakan felsefe yaklaşımıdır ![]() Bu yaklaşımın savunucularından W ![]() ![]() ![]() ![]()
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz
![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Bilim Felsefesi |
![]() |
![]() |
#2 |
Şengül Şirin
![]() |
![]() Bilim FelsefesiBİLİM FELSEFESİ Bilimin yapısını, doğasını, bilimsel kuramlarla gerçeklik arasındaki ilişkiyi ve bilimde yöntem problemini ele alır ![]() ![]() 19 ![]() ![]() ![]() ![]() [Zaman içinde doğa bilimlerinin, özellikle de matematiksel fiziğin gösterdiği gelişmeler filozofları çok etkilemiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1 ![]() Filozofların, bilime ilişkin farklı açıklama gayretleri başlıca iki grupta ele alınmaktadır ![]() ![]() a ![]() Bu yaklaşım, bilimi ve bilimsel kuramı, bilim adamının yaratıcı etkinliğinin ve çalışmasının sonucunda ortaya çıkan bir ürün olarak görür ![]() ![]() ![]() ![]() Bu anlayışa göre, bilime ait metinler sembolik mantığın diline çevrilir ve bu metinlerin mantığı ortaya konur ![]() ![]() ![]() Bu görüşe göre bilimin tüm anlamlı önermeleri aynı zamanda doğrulanabilir önermelerdir ![]() ![]() ![]() ![]() b ![]() Bilimi bir süreç ve bilim adamlarından oluşan bilimsel topluluğun etkinliği olarak değerlendirir ![]() ![]() ![]() “Bilim bir etkinlik, bir süreç midir?” “Bilim adamlarının bilimde rolü nedir?” gibi sorulardan hareket ederek onu meydana getiren topluluğun iç yapısını, inançlarını, ilişkilerini, başkalarının bakış açılarını, kısacası bilimin meydana geldiği kültür ortamını dikkate alır ![]() Kuhn’a göre bilim, belli bir alanda bilim adamları topluluğunun gerçekleştirmekte olduğu bir etkinliktir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ancak benimsenen paradigma, problemlere çözüm getirmede yetersiz kaldığında, olguları açıklama gücü oldukça yüksek başka paradigmalar onun yerine geçer ![]() ![]() ![]() Ancak bir paradigmadan diğer paradigmaya geçişte, psikolojik, toplumsal pek çok bilim dışı faktörler işe karışır ![]() ![]() Kuhn, bir paradigmanın yerine diğerinin geçişini bilimsel devrim olarak niteler ![]() ![]() 2 ![]() a ![]() Bu görüş Auguste Comte’un pozitivizmiyle temsil edilir ![]()
![]() Bu eleştiriler, temelde Kuhn’un görüşleri olarak ortaya çıkmaktadır ![]()
![]()
4 ![]() Bilimsel açıklama “neden” sorusunun cevabıdır ![]() ![]() Bilimsel öndeyi, bilimsel yasalara dayanılarak, henüz meydana gelmemiş olayları önceden kestirmek, tahmin etmektir ![]() ![]() ![]() 5 ![]() Kuram, bir takım ilkelerden, kurallardan yola çıkarak gerçekliği açıklamaya çalışan kavram çerçeveleridir ![]() ![]() ![]()
6 ![]() a ![]() Hayatımızdaki faydalarını ifade eder ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() b ![]() İnsanın bilme isteğini ve merakını tatmin eder ![]() ![]() ![]() c ![]() İnsanlara kazandırdığı birtakım karakter özellikleri ve alışkanlıklar bilimin ahlaki değerini ortaya koymaktadır ![]() ![]() ![]() İnsana bu kadar faydasının yanında bilim, zararlı amaçlar için de kullanılabilir ![]() ![]() ![]() ![]()
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz
![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Varlık Felsefesi |
![]() |
![]() |
#3 |
Şengül Şirin
![]() |
![]() Varlık FelsefesiVARLIK FELSEFESİ Varlığı konu olarak ele alan felsefe, genel bir varlık kavramı üzerinde durur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sayılar, geometrik şekiller, p (pi) sayısı gibi insan bilincinde ve ona bağımlı olarak varolan düşünsel (ideal) varlıklar da vardır ![]() ![]() Felsefe, düşünsel ve ideal varlığı biraraya getirip genel bir varlık kavramı üzerinde dururken, “Varlık nedir?”, “Varlık var mıdır?”, “Varlığın ilk maddesi nedir?” gibi sorular sorar ![]() ![]() Varlık, felsefenin konusu olduğu gibi bilimin de konusunu oluşturur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Buna karşılık bilime göre varlık; her durumda var olarak kabul edilir ![]() ![]() Ayrıca her bilim, varlığın bir yönünü konu alır ![]() ![]() 1 ![]() İlk sebeplerin ve nesnelerin ilkelerinin bilgisidir ![]() ![]() Metafiziğin üç ana konusu vardır: Tanrı ve Tanrı’nın varlığının kanıtlanması, dünyanın varlığı, ruh ve ruhun ölümsüzlüğü ![]() Metafiziğin bu konularına hiçbir zaman tartışmasız kabul edilen açıklamalar getirilememiştir ![]() ![]() ![]() Kant, “İnsan aklı, bilgisinin belli bir türünde özel bir kaderle karşı karşıyadır ![]() ![]() ![]() 2 ![]() Varlığı ele alan, irdeleyen bilgi dalı ontoloji, varlığı iki temel problem açısından ele alır:
![]() Nihilizm: Bilginin mümkün olduğu görüşünü reddeden, kendisinden şüphe edilemeyen hiçbir şeyin olmadığını öne süren ve maddi gerçekliğin varlığını yadsıyan bir öğretidir ![]() ![]() ![]() Bu yaklaşımı, Gorgias, “Hiçbirşey yoktur, olsa bile bilinemez, bilinse bile başkasına aktarılamaz” sözüyle vurgulamıştır ![]() Realizm: Varlığı var olarak kabul eder ![]() ![]() ![]() ![]() Ancak, varlığın varolduğu kabul edildikten sonra, zihne kaçınılmaz olarak “Varlığın ne türden bir varlık olduğu” sorusu belirir ![]() ![]() 3 ![]() a ![]() Varlıkta sürekli bir değişme ve oluşun gerçekleştiğini savunan yaklaşımdır ![]() ![]() ![]() Oluş görüşünü savunan Herakleitos, bu düşüncesini “Değişmeyen tek şey değişmenin kendisidir” sözüyle dile getirmiştir ![]() ![]() ![]() b ![]() Varlığın idea (düşünce) dan oluştuğunu savunan, varolan herşeyi düşünceye bağlayan, insan düşüncesinden bağımsız bir nesneler dünyasının ya da bir gerçekliğin varlığını yadsıyan yaklaşımdır ![]() İdealistler, maddenin gerçek olmadığını, gerçeğin zihnimizde yer alan ide’lerden oluştuğunu savunurlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Platon: Platon’a göre gerçek varlıklar idealardır ![]() ![]() ![]() Aristoteles: Aristoteles, idea olarak belirttiği formu varlığın içinde görmüştür ![]() ![]() ![]() ![]() Hegel: Asıl ve gerçek varlık, insan zihninden bağımsız olarak var olan Mutlak akıl (Geist) dır ![]() ![]() ![]() c ![]() Varlığı madde olarak ele alan görüşe materyalizm denir ![]() ![]() ![]() ![]() Demokritos: Var olan her şeyi sonsuz sayıda atoma ayırmıştır ![]() ![]() ![]() Hobbes: Gerçekte var olanın, cisim veya madde olduğuna inanır ![]() ![]() ![]() Marks: Evrendeki hareket ve değişme maddeden başka bir şey değildir ![]() ![]() ![]() ![]() d ![]() Varlığın düşünce ve madde gibi iki cevherden meydana geldiğini savunan anlayışa dualist anlayış denir ![]() ![]() Descartes: Varlıkta iki töz vardır: Biri “ruh”, öteki de “madde” ![]() ![]() ![]() ![]() e ![]() İnsan zihninden tam anlamıyla bağımsız olmayan bir varlık alanı vardır; insan bu varlık alanını bilebilir ![]() ![]() ![]() ![]() Husserl: Var olanın yalnızca fenomenler olduğunu söyler ![]() ![]() ![]() Ona göre varlığın bilinçten bağımsız bir var olma durumu yoktur; varlıklar bilincimizin bilgi nesneleri olarak vardırlar ![]() ![]()
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz
![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : Felsefenin Bölümleri |
![]() |
![]() |
#4 |
Şengül Şirin
![]() |
![]() Cevap : Felsefenin BölümleriAHLÂK FELSEFESİ (ETİK) Ahlâk felsefesi, felsefenin insan eylemlerini ve bu eylemlerin dayandığı ilkeleri konu alan dalıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Her bilgi dalının kendine özgü kavramları ve özel terimleri vardır ![]() ![]() ![]() 1 ![]() İyi: Ahlâk açısından yapılması uygun olan, iradenin yapılmasına özgürce karar verdiği eylemlerdir ![]() Kötü: Ahlâk yasası açısından yapılması uygun olmayan eylemlerdir ![]() Özgürlük: İradeyi kullanarak istediğini yapabilme halidir ![]() Erdem: İradenin cesaret, cömertlik, bilgelik gibi iyiyi yapmaya yönelmesidir ![]() Sorumluluk: İnsanın bilerek ve iradeli olarak yaptığı bir işin, bir davranışın sonuçlarını kabullenmesidir ![]() Vicdan: İyi ile kötüyü birbirinden ayırabilme gücüdür ![]() Ahlâk yasası: Uyulması ahlâk açısından gerekli ve geçerli olan kurallardır ![]() ![]() Ahlâki karar: Kişinin, ahlâk yasalarına kendi hür iradesi ile uymasıdır ![]() ![]() Ahlâki eylem: Ahlâk kurallarına uygun ve iradeli olarak bir şeyi yapmaktır ![]() 2 ![]() a ![]() Bu soruya filozoflar farklı cevaplar vermişlerdir ![]() Ahlâkın amacını mutluluk - haz olarak açıklayan filozoflardan Epiküros’a göre mutluluk; yaşamdan “haz” alabilmektir ![]() ![]() ![]() “Fayda”yı ileri süren filozoflara göre mutluluk, insanın tutkularına engel olması, toplumun çıkarının kişisel çıkarlardan üstün tutulmasıdır ![]() Kant’a göre ise ahlâki eylemin amacı mutluluk değil “ödev” olmalıdır ![]() ![]() ![]() b ![]() Bu soruya filozoflar birbirine karşıt iki cevap vermişlerdir ![]() İnsanın eylemlerinde özgür olduğunu ya da olmadığını savunanlar kendilerine göre psikolojik, sosyal, ahlâki ve hukuki kanıtlar ileri sürmektedirler ![]() Eylemlerin özgür olduğunu savunan filozoflar, kişinin kararlarında tamamen özgür olduğunu ileri sü-rerler ve özgürlük için sınır tanımazlar ![]() Eylemlerin özgür olmadığını savunanlar ise herşeyin önceden belirlenmiş olduğuna, insanın önceden belirlenmiş olanları hiçbir şekilde değiştiremeyeceğine inanırlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]()
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz
![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|