Prof. Dr. Sinsi
|
Büyük Selçuklu Devleti (1040-1157)Selçuklu İmparatorluğu Hakkında Açıklamalı Bilgi
Büyük Selçuklu Devleti (1040-1157)Selçuklu İmparatorluğu Hakkında Açıklamalı Bilgi
Büyük Selçuklu Devleti (1040-1157)Selçuklu İmparatorluğu Hakkında Açıklamalı Bilgi
SELÇUKLULAR
Selçuklular Türk-Ä°slâm devletlerinin en büyüklerindendir OÄŸuzların Üçoklar kolunun,Kınık boyuna mensupturlar Onuncu asrın sonu ile on birinci asrın baÅŸlarında Ä°slâmiyeti kabul ettiler ĺtikâtta Mâtürîdî,amelde Hanefî olup,Ehl-i sünnet mezhebindeydiler Selçuklular;Çin’den Batı Anadolu dâhil bütün OrtadoÄŸu ülkeleri,Akdeniz sâhilleri,Kuzeybatı Afrika,Hicaz ve Yemen’den Rusya içlerine yayılan hâkimiyetin,muazzam bir kültür ve medeniyetin temsilcisidir
Devlete adını veren Selçuk Bey,Aral Gölüyle Hazar Denizi arasına hâkim olan OÄŸuz Yagbu Devletinin kumandanlarından Dukak Subaşı’nın oÄŸludur Dukak ölünce,on yedi-on sekiz yaÅŸlarındaki Selçuk Bey subaşı oldu Genç yaşına raÄŸmen yüksek mevkilere ulaÅŸan Selçuk Beyin devamlı artan bir îtibâra sâhip olması,Yagbu ve hanımın telâşlandırdı Onu baÅŸlarından atmak için çâre aramaya baÅŸladılar Öldürülmekten çekinen Selçuk Bey,kabîlesiyle birlikte oradan ayrıldı Güney yoluyla muhtemelen 985’lerde Sethun Nehri kenarında bulunan Cend ÅŸehrine geldiler Bölge ve ÅŸehir,Ä°slâm ülkerine geçiÅŸte hudud durumundaydı
Selçuk Beyin idâresindeki Türkler,kısa zamanda Ä°slâmiyeti kabul ettiler Bu durum Yagbu ile aralarını iyice açtı “Müslümanlar gayri müslimlere haraç vermez ”diyen Selçuk Bey,Yagbu’nun haraç memurlarını kovdu ve istiklâlini ilân etti Gayri müslim Türkler arasında cihâd faaliyetlerine giriÅŸti Selçuk Beyin istiklâlini ilân edip,Yagbu’ya haraç vermeyerek,Müslüman olmayanlarla mücadeleye giriÅŸmesi, çevrede tanınıp,îtibâr kazanmasına yol açtı OÄŸuz Yagbu’suna karşı olan Türkler,etrâfında toplandı Müslümanlardan da destek alan Selçuk Bey,Müslüman olmayan Türkler üzerine yaptığı gazâlarla şöhret kazandı Onun bu şöhreti,Mâverâünnehr’de üstünlük saÄŸlamaya çalışan Müslüman devletlerden biri olan Sâmânîlerle anlaÅŸmasını saÄŸladı Sâmânî sultânı,Selçuk Beye,devlet sınırlarını diÄŸer Türk akınlarına karşı korumasına mukâbil,Buhârâ yakınlarındaki Nũr kasabasına yerleÅŸme izni verdi
Selçuk Bey;Mikâil,Arslan,Ä°srâil,Yũsuf ve Mũsâ adındaki oÄŸullarıyla Büyük Selçuklu Devletinin temelini atıp,TuÄŸrul ve ÇaÄŸrı adında iki torun bırakarak yüz yaÅŸlarında vefât etti Selçuk Beyin büyük oÄŸlu TuÄŸrul ve ÇaÄŸrı beylerin babası olan Mikâil,babasının saÄŸlığında ölmüştü Ä°kinci büyük oÄŸlu olan Arslan Bey,babasının yerine geçti Yabgu ünvânını alarak,Selçuklular da denilmeye baÅŸlayan âilesini teÅŸkilâtlandırdı Karahanlıların Sâmânî Devletine son vermesi üzerine,Özkend’den kaçan Sâmânî ÅŸehzâdelerinden Ä°smâil Muntasır’ın Arslan Yabgu’ya sığınması,Karahanlılarla aralarının açılmasına sebep oldu Arslan Yabgu komutasındaki Selçuklular,Karahanlılar karşısında baÅŸarılı muhârebeler yaptılar
Selçukluların güçlenmesi,bölgenin hâkimi Karahanlılar ile Gaznelileri zor durumda bıraktı Karahanlı-Gazneli iÅŸbirliÄŸiyle 1025’te Arslan Yabgu,Gaznelilerce yakalanıp, Hindistan’daki Kâlencer Kalesine hapsedildi Bu Hâdiseden sonra Selçuklularla Gazneliler arasında açık bir mücâdele baÅŸladı Onun esâreti yıllarında Selçuklular,ortak hükümdâr sistemiyle idâre edildi Mũsâ’tı yabguluÄŸa, Yũsuf’un oÄŸlu Ä°brâhim’i yınallığa getirdiler Mikâil’in oÄŸulları ÇaÄŸrı ve TuÄŸrul beyler,amcalarının hâkimiyetlerini tanımakla berâber,ayrı bölgelerde yaÅŸamaya baÅŸladılar
Mâhir süvârilerden meydana gelen Selçuklular,kalabalık hayvan sürüleri ve atları için bol otlaklı,geniÅŸ yaylalar aradılar Bu gâyeyle zaman zaman komÅŸuları Karahanlılar ve Gaznelilerin sınırlarına taşıp,yerli halkın ÅŸikâyetlerine sebep oldular Onların bu hâlini kendileri için tehlikeli gören Karahanlılar,Selçuklu âilesi içinde karışıklık çıkarmak istedilerse de muvaffak olamadılar Ãœzerlerine kuvvet gönderildi Hattâ Yũsuf Bey öldürüldü Mũsâ Yabgu ile birleÅŸen TuÄŸrul ve ÇaÄŸrı beyler,Karahanlı kuvvetlerini yenerek,Yũsuf Beyin intikâmını aldılar Siyâsî durum iyice gerginleÅŸti Bölgede deÄŸiÅŸiklikler oldu Bir baskınla Selçuklular bir hayli zâyiâta uÄŸratıldılar Bunun üzerine ÇaÄŸrı Bey,dağılan Selçuklulardan üç bin kiÅŸilik bir süvâri kuvvetiyle,Gazneli mukâvemet mevkilerini aÅŸarak DoÄŸu Anadolu sınırlarına kadar gitti Van Gölü havzasından kuzeyde Tiflis’e kadar uzanan bölgede keÅŸif harekatı yaptı
Büyük Selçuklu Devleti (1040-1157)
Ermeni ve Gürcü kuvvetlerini mağlup ederek,bölgenin otlak ve yaylaklarının keşfiyle gerekli siyâsî, etnik,kültürel ve askerî stratejik bilgileri topladı Bizans şehirlerine girdi Bol gânimetlerle geri döndü Keşif hareketi netîcesinde,bölgenin Selçukluların yerleşmesine müsâit olduğu tespit ederek Tuğrul Beye rapor verdi Tuğrul Bey de,ortalığın yatışması için çöle çekilmişti
Selçukluların esir tabguları Arslan,1032 senesinde Hindistan’da hapsedilmiÅŸ bulunduÄŸu Kâlencer Kalesinde vefât edince,Gaznelilerle münâsebet daha da bozuldu Mũsâ Yabgu ile yeÄŸenleri ÇaÄŸrı ve TuÄŸrul beyler kumandasındaki Selçuklu ve Türkmen kuvvetleri,bölgenin en stratejik mevkiinde yer alan ve Gaznelilere âit olan Horosan’a,âni bir taaruzla Ä°ran Ä°sfehan’da
girerek;Merv,Nişâbur ve Serahs havâlisini ele Sultan Sencer
geçirdiler Gazne Sultânı Mes’ũd,Selçukluları tarafından
tanımak mecbũriyetinde kaldı Mũsâ Yabgu’ya,TuÄŸrul yaptırılan
ve Çağrı beylere bulundukları yerlerin vâliliklerini Mescid-i Ali
verdi 1035 yılında yapılan bu antlaşma,dört ay gibi
kısa bir müddet devâm etti Yeniden başlayan Gazneli-
Selçuklu mücâdelesi,daha da şiddetlendi Selçuklular,
hafif süvârî kuvvetleriyle,Gaznelilerin fillerle takviye
edilmiş ağır techîzâtlı,çoğu piyâdeden meydana gelen
ordusuna,gerilla harpleriyle çok kayıp verdirdiler
1038 senesinde Serahs civârında yapılan
muhârebede,Gazneli ordusu ağır bir yenilgiye uğradı
Gazneli Sultan Mes’ũd büyük bir devlet adamı,
cesâretli bir kumandan olmasına rağmen,bu
yenilgiden sonra Nişâbur’u Selçuklulara terk edip,
kesin netîce alınacak büyük muhârebeyi devamlı
geciktirdi TuÄŸrul Beyin üvey kardeÅŸi Ä°brâhim Yınal,1038’de NiÅŸabũr’u alıp,TuÄŸrul Beyadına hutbe okuttu NiÅŸabur’a gelen TuÄŸrul BeyimuhteÅŸem bir törenle karşıladı TuÄŸrul Bey Sultanü’l-Muazzam,ÇaÄŸrı Bey de Melîkü’l-mülũk ünvânını aldılar Büyük Selçuklu Devletinin kuruluÅŸ ve istiklâlini îlân etti Selçuklu-Gazneli mücâdelesi 23 Mayıs 1040 Dandanakan Meydan Muhârebesi ve Selçukluların üstünlüğü ele almasıyla netîcelendi
Dandanakan’ın muzaffer baÅŸkumandanı ÇaÄŸrı Bey,zafer sonrasında verilen toy,yâni büyük ziyâfette üstün idârecilik vasfı ve keskin siyâsi zekâsını takdir ettiÄŸi kardeÅŸi TuÄŸrul Beyi Selçuklu
Sultânı îlân etti Merv baÅŸÅŸehir yapıldı Toplanan kurultayda fethedilecek yerlerle,idâreciler tespit edildi Ceyhun ile Gazne arasındaki bölge ÇaÄŸrı Beye,Bust-Sistan havalisi Mũsâ Yabgu’ya,Nişâbur’dan îtibâren bütün batı bölgeleri TuÄŸrul Beye verildi ÇaÄŸrı Beyin oÄŸlu Yâkutî ile Ä°brâhim Yınal,batı cephesinde vazife aldılar Hânedândan Arslan Yabgu’nun oÄŸlu Kutalmış,Cürcân ve Damgan’a,ÇaÄŸrı Beyin oÄŸlu Kara Arslan Kavurd ise, Kirman havâlisine tâyin olundular Vazîfe taksiminin ardından kısa zamanda;kuzeyde Hârezm dâhil,Mâverâünnehr,Sistân,Mekran bölgesi,Kirmân ve civârı,Hürmüz EmirliÄŸi hattâ Arabistan Yarımadasında Ummân ve dolayları ile Cürcân,Bâdgis,Huttalân tamâmen zaptedildi TuÄŸrul Bey, Taberistân,Kazvin,Dihistân,Ä°sfehan,Nihâvend, Rey ve Åžehrezur’u alarak devletin sınırlarını geniÅŸletti 1046’da Gence,1048’de Erzen,Karaz,Hasankale, Erzurum ve havâlisindeki Gürcü,Ermeni ve Bizans orduları maÄŸlubiyete uÄŸratıldı
Henüz yeni kurulan devlet kısa zamanda,Büveyhîlerin iÅŸgâlindeki BaÄŸdat hâriç,bölgedeki bütün Ä°slâm topraklarına hâkim oldu Sultan TuÄŸrul,Büveyhîlerin iÅŸgâlindeki halîfelik merkezi olan BaÄŸdât’ı kurtarmak için Abbâsi Halîfesi el-Kâim bi-Emrillah’ın dâvetiyle 17 Ocak 1055’te BaÄŸdat’a girdi Halîfenin,âlimlerin ve sünnî Müslümanların büyük hüsn-i kabũlüyle karşılaÅŸan TuÄŸrul Bey,Büveyhî Hükümdârlığını yıkarak Abbâsî halîfeliÄŸini yeniden ihyâ etti Ä°slâm âleminin takdirini kazanıp,büyük iltifâtlara kavuÅŸtu HalîfeliÄŸe karşı yapılan Fâtımî saldırılarını bertaraf etti Halîfelik makâmına ve BaÄŸdât ÅŸehrine hizmetinden dolayı 25 Ocak 1058’de TuÄŸrul Beye iki altın kılıç kuÅŸatan hâlife,onu,doÄŸunun ve batının hükümdarı îlân etti Selçuklu sultânının, Selçuklu Sultanı
halîfe tarafından “Dünyâ hâkânı” ilân edilmesi, MelikÅŸah
Türklere büyük îtibâr kazandırdığı gibi,alplik tarafından
rũhunu okÅŸayarak Ä°slâm dîninin cihâd 1088 tarihinde
emrine daha fazla sarılmalarına yol açtı Aynı bitirilen İsfehan
sene Tuğrul Bey,tahrikler sebebiyle isyân Mescid-i
eden üvey kardeÅŸi Ä°brâhim Yınal’ı Cuma’nın
cezâlandırdı Çağrı Bey,yetmiş yaşlarında cümle kapısının
1060’ta,TuÄŸrul Bey ise, 1063’te yetmiÅŸ iç avludan
yaşında vefât etti Tuğrul Bey,devletini sağlam görünüşü
temeller üzerine oturtarak,sınırlarını
Ceyhun’dan Fırat’a kadar geniÅŸletti Anadolu
üzerine yaptığı akınlarla, Bizans idâresinde
bulunan bölgenin Türk yurdu olması için ilk
harcı koydu
Tuğrul Beyin oğlu olmadığından,Çağrı
Beyin oÄŸlu Muhammed Alparslan Selçuklu sultânı oldu BaÅŸa geçer geçmez amcasının vezîri Amîdülmülk’ü görevden alarak,yerine Nizâmülmülk’ü tâyin etti Sultan Alparslan,tahta geçmek iddiâsında bulunan diÄŸer rakiplerini bertaraf ettikten sonra,batıya yönelerek fetihlere baÅŸladı Kafkaslardan dolaşıp mahallî küçük krallıkları itâati altına aldı DoÄŸu Anadolu’nun KuzeydoÄŸu ucundaki meÅŸhur Ani Kalesini 1064’te fethederek,16 AÄŸustos 1064’te Kars’a girdi Ani,Hıristiyan âleminin kutsal yerlerinden biriydi Bu fetihler Ä°slâm âleminde büyük sevinç kaynağı oldu Halîfe Kaim bi-Emrillah, Alparslan’a, “fetihler babası”,yanî çok fetheden mânâsına gelen “Ebü’l-Feth” lakabını verdi Sultan,1065 senesi sonlarında doÄŸuya yönelerek Ãœstyurd ve Mangışlak taraflarına yürüdü BaÅŸarı ile biten seferin sonunda;ticâret yollarını vuran Kıpçak ve Türkmenler itâat altına alındı
Alparslan,1067 senesinde Kirman melîki olan kardeÅŸi Kavurd’un isyânıyla karşılaÅŸtı Bu isyânı kısa sürede bastırdı Öncelikle Müslümanlar arasında birliÄŸin teminini arzu eden Sultan Alparslan,Bahreyn taraflarındaki Karmatî sapıkları ve Önasya’daki Åžiî-Fâtımî kalıntılarını temizlemek için harekete geçti Åžiî-Fâtımî baskısının Ä°slâm ülkeleri üzerinden kalkmakta olduÄŸunu gören Mekke ÅŸerîfi,Alparslan’a itâatini arz ederek,hutbeyi Abbâsî halîfesi ve Sultan Alparslan adına okumaya baÅŸladı DoÄŸu ve Batıda sistemli bir ÅŸekilde yapılan fetih hareketleri;1067 senesinde Anadolu’da baÅŸlatılan yıpratma ve yıldırma akınları, 26 AÄŸustos 1071’deki Malazgirt Muhârebesine kadar devâm etti Malazgirt Zaferiyle Selçuklulara kapıları açılan Anadolu,Türkiye Türklerinin istikbâldeki yurdu durumuna girdi Malazgirt Zaferi sonrasında,Bizans imparatoru Diogenes ile yapılan anlaÅŸma,tahttan indirildiÄŸi için tatbik edilemedi Sultan Alparslan,antlaÅŸmanın silah yoluyla tatbikini kumandan ve beylerine emrederek,bütün Anadolu’nun fethini istedi Selçuklu emrindeki Türkmen boyları,Orta Asya’dan batıya sevk edilerek,DoÄŸu Anadolu’daki Bizans hudũduna gönderildi Selçuklularun gazâ akınlarına karşı koyamayan Bizans kale ve garnizonları, Türklerin eline geçti Türk akınları,Marmara Denizi sâhillerine kadar uzandı ve fethedilen Anadolu,iskân edildi Ä°slâmlaÅŸması için gerekli bütün tedbirler alındı Sultan Alparslan,çıktığı Mâverâünnehr Seferinde,esir alınan bir kale kumandanı tarafından ÅŸehit edildi Türk târihinin büyük sultanlarından olan Alparslan,enerjisi,disiplini,yiÄŸitliÄŸi ve adâletiyle temâyüz etmiÅŸti
Sultan Alparslan vefât ettiÄŸinde,devlet toprakları,doÄŸuda KaÅŸgar’dan,batıda Ege kıyıları ve Ä°stanbul BoÄŸazına,kuzeyde Hazar-Aral arasından,güneyde Yemen’e kadar olan bir bölgeye yayılmıştı
Alparslan’ın yerine oÄŸlu ve veliahtı Melikşâh,Selçuklu sultanı oldu Sultanlığını tanımayan amcası Kavurd ile Kerez’de yapılan savaşı kazanan Melikşâh birkaç gün sonra Kavurd’un ölümüyle devlet içinde âsâyiÅŸi kısa sürede saÄŸladı İç iÅŸlerini hâlleden Melikşâh, taht mücâdelesinden faydalanarak Selçuklu hududlarına hücũm eden Gaznelilerle Karahanlılara karşı sefere çıkıp onları anlaÅŸmaya mecbur etti
Meraga’da Büyük Selçuklular Harrekan’da Büyük Selçuklular Büyük Selçuklular devrinde
Devrinde yapılan Kümbet-i devrine ait Ebu Mansur Bey Elsi yapılan Demavend Türbesi
Kabut bin Tekin Türbesi
DoÄŸu sınırlarını garantiye alan Sultan MelikÅŸah,babasının vezîri ve kendisinden de hocası olan sapık ve bâtınî akımlara karşı sünnîliÄŸin müdafası için Nizammiye Medreselerini kuran Tuslu Nizâmülmülk Hasan’dan vezirliÄŸe devâm etmesini istedi Bu sâyede Selçuklu Devletine ve Ä°slâm dînine çok hizmet etmesine sebep oldu
Sultan MelikÅŸah,çok halim-selîm,affedici,fakat devlet ve millet iÅŸlerinde ciddî, müstesnâ bir ÅŸahsiyetti Devrinde bozkırlardaki Türk boylarını,bütün Ä°ran’ı,Arabistan’ı,Sũriye v Filistin’i idâresi altına aldı Anadolu’nun fethi üzerinde hassâsiyetle durup,babasının vazifelendirdiÄŸi amca KutalmışoÄŸlu Süleymen Şâh ve Türkmen beylerinden Alp Ä°lig,Artuk Bey,Mansur,Dolat gibi komutanlarla fütũhatı sürdürdü Selçuklu kumandanları,Bizans’ın Türklere karşı kurduÄŸu Ölmezler adlı askerî birlikleri maÄŸlup ettiler Artuk Bey,Bizans kuvvetleini 1074’te Sapanca çevresinde maÄŸlup ederek,100 000’den fazla Türk’ü,Ä°zmit’ten Ãœsküdar’a kadar olan sahaya yerleÅŸtirdi
KutalmışoÄŸlu Süleymân Åžah,güneydoÄŸu hatekâtıyla,Adana dolaylarını fethetmekle meÅŸguldü Fırat’ı geçerek Çukurova,MaraÅŸ,Tarsus,Antep ve Urfa’ya dağılan Ermeni ve ücretli Frank askerlerini Antakya’da;Gümüştigin de Nizip,Âmid ve Urfa civârında Bizans kuvvetlerini maÄŸlup ettiler
Artuk Bey,Sultan Melikşâh’ın emriyle DoÄŸu harekâtını idâre etti 1074-1077 seneleri arsında Sivas,Tokat,Çorum havâlisini,YeÅŸilırmak ve Keltik havzalarını ele geçirdi Artuk Beyden sonra yerine DaniÅŸmend Gâzi geçerek,Amasya ve civârını Karadeniz’e kadar aldı Mengücük Gâzi,Åžarkî Karahisar, Erzincan ve DivriÄŸi havâlisini;Ebü’l-Kâsım da,Erzurum ve Çoruh bölgesini fethetti
Orta,Kuzey-batı ve Batı harekâtını Ä°ran’da
Süleymân Şâh idâre edip,Bizanslılrla Selçuklular
mücâdele ve onların âsî kumandanlarıyla ittifak döneminde
yaptı Bizanslılar,Balkanlar’daki iktidâr 1215 sene-
mücâdelesi ve iç hâdiseler üzerine sinde sera-
Selçuklulardan yardım istediler Yardım mikten
talepleri Selçukluların menfaatleri yapılmış
doÄŸrultusunda karşılandı Süleymân Şâh,Ä°znik’e olan bir
yerleşerek,bu şehri Türkiye Selçukluları ibrik
Devletinin merkezi yaptı Selçuklular,Anadolu’da
sâhil şehirleri dışında Toroslar ve
Çukurova’dan Ãœsküdar’a kadar bütün bölgeye
yerleştiler Bu durum karşısında Avrupalılar
Çin’e elçilik heyeti göndererek,Selçukluların
doÄŸudan tazyik edilmesini istediler Ancak
mürâcaatları netîcesiz kaldı
Diyarbekir bölgesinin fethi için Selçuklu seferleri,Fahrüddevle Cüheyr’in Ä°sfehân’a gelmesiyle baÅŸladı Fahrüddevle,buradaki Åžiî îtikâdlı Karmatîlerin yola sokulması için hareket eden Artuk Bey ev baÄŸlı kuvvetlerle berâber Diyarbekir’e doru yola çıktı
Fahrüddevle’nin kumandanlığındaki Büyük Selçuklu
birlikler,çevredeki Mardin,Hasankeyf,Cizre ve hükümdarı
daha oyuz kadar keleyi ele geçirdi Diyarbakır, Alparslan
Fahrüddeve’nin oÄŸlu Zaimüddevle ve adına 1058
emrindeki kuvvetlerin 4 Mayıs 1085’te ÅŸehre senesinde
girmesiyle düştü ve Mervânîler Devleti ortadan Herat’ta
kalktı bastırılan
Musul’un fethine memur edilen altın para
Aksungur ve diğer Türkmen
emirlerişehre harpsiz girdiler Fethi müteâkip
Musul’a gelen Melikşâh,büyük bir merâsimle
karşılandı Musul emîrliÄŸine Åžerefüddevle’yi
tâyin etti
Sultan Alparslan zamânından beri Sũriye ve daha güneye yürüyen meÅŸhur Selçuklu kumandanlarından Atsız,seferlerini Melikşâh zamânında da sürdürdü Uzun süre muhâsara ettiÄŸi DımaÅŸk’ı 1076 Martında Selçuklu topraklarına kattı DımaÅŸk’ın alınmasından sonra câmilerde okunan Şîi-Fâtımi ezânını yasaklayarak Cumâ hutbesini Halîfe Muktedî ve Sultan Melikşâh adına okuttu Daha sonra Selçuklu Devletinin “Fâtımî Devlatinin ortadan kaldırılması” politikasına uygun olarak,Mısır’a doÄŸru sefere devâm etti Fakat muvaffak olamadı ve baÅŸarısızlığı Sũriye emirliÄŸinden alınmasına sebep oldu Yerine Melikşâh’ın kardeÅŸi Tâcüddevle TutuÅŸ getirildi
Sultan Melikşâh,kardeÅŸi TutuÅŸ ile KutalöışoÄŸlu Süleymân Åžahın mücâdelesi üzerine 1086’da Ä°sfehan’dan hareket ederek Suriye’de asâyiÅŸi yeniden tesis etti Halep vâliliÄŸini Aksungur’a,Urfa’yı Bozan’ı,Antakya’yı da Yağısıyan’a verdi 1087 senesinde Sultan Melikşâh,Süveydiye kıyılarından Akdeniz’e ulaÅŸtı Böylece Uzak-doÄŸudan Orta-doÄŸuya kadar hâkimiyet kurdu Dönüşte hilâfet merkezi Halife Müktedî tarafından iki kılıç kuÅŸatıldı ve 25 Nisan 1087’de “Dünya hükümdârı” îlân edildi
Selçukluların Ä°slâma ve insanlığa hizmeti sâyesinde kısa zamanda geniÅŸlemesi,düşmanlarını hızlı bir faaliyet içine soktu Bizanslılar ce sapık fırkalara karşı mücâdele eden âlim ve kumandanlar sũikastla öldürülüyordu 1092 senesinde,önce Selçukluların meÅŸhur vezîri Nizâmülmülk,Hasan Sabbah’ın fedâilerinden bir bâtınî tarafından,arkasından Sultan Melikşâh BaÄŸdat’ta zehirlenerek ÅŸehit edildiler
Melikşâh’ın ölümüyle baÅŸlayan saltanat mücâdelesinde Åžam Meliki TutuÅŸ,derhal sultanlığını îlân etti Bu arada Melikşâh’ın hanımı Terken Hâtun da küçük oÄŸlu Mahmud’u sultan ve torunu Câfer’i halîfenin veliahtı yapmak için bütün kuvvetiyle uÄŸraÅŸtı ve 1092’de Mahmũd’un saltanatını îlân ederek,nâmına hutbe okutmaya muvaffak oldu Yine bu arada taraftarlarıyla Rey’e çekilen Berkyaruk da sultanlığını îlân etti ve Terken Hâtunun üzerine gönderdiÄŸi orduyu Burucerd’de bozguna uÄŸrattı Terken Hâtunun Gence meliki Ä°slâil’i tarafına çekmesi de bir fayda saÄŸlamadı
Terken Hâtunun bir sũikast netîcesinde öldürülmesiyle saltanat mücâdelesi TutuÅŸ’la Berkyaruk arasında kaldı TutuÅŸ,Rey üzerine yürüdüyse de 1093 yılında vukũ bulan uzun mücâdeleler esnâsında birçok emir Berkyaruk karşısındaki orduyu bozguna uÄŸrattı Ayrıca TutuÅŸ’un ölümüyle bütün râkiplerini bertaraf ederek adına BaÄŸdat’ta hutbe okuttu
Sultan Berkyaruk zamânında Selçuklu Devleti; a)Irak ve Horosan, b)Sũriye, c)Kirman, d)Türkiye Selçukluları olmak üzere dörde bölündü Ayrıca DoÄŸu Anadolu’nun çeÅŸitli yerlerinde Türkmen beylikleri ve Atabeglikler ortaya çıktı Berkyaruk,parçalanan Selçuklu Ä°mparatorluÄŸunu toplamaya baÅŸladığı bir sırada Haçlı orduları da Sũriye’ye geldiler Berkyaruk,Haçlılara ve onların Antakya Muhâsarasına karşı KürboÄŸa’yı ve Artuklu beylerini sefere memur etti Anadolu’dan geçen Haçlılar,Sũriye’ye vardıkları zaman sayıları oldukça azalmıştı Ancak Ä°slâm dâvâsına ihânet eden Åžiî-Fâtımîlerin,Sünnî Müslümanlara karşı Haçlılarla ittifak etmeleri,ayrıca Sũriye emirleri arasındaki emniyetsizlik ve rekabetler,TutuÅŸ’un oÄŸlu Dudak ile birlikte Sũriye kuvvetlerinin haber vermeden çekilmesi,Frenklerin taarruza geçerek,Türkleri bozguna uÄŸratmalarına sebep oldu Netîcede ilerlemeye devam eden Haçlılar,Antakya’yı iÅŸgâlden bir sene sonra Kudüs’ü ele geçirip,ÅŸehirde meskũn olan yetmiÅŸ bin Müslüman ve Yahũdî’yi hunharca katlettiler
Bu arada Gence meliki ve kardeÅŸi Muhammed Tapar,Berkyaruk’a saltanat iddiâsıyla isyan etti Berkyaruk,1100 senesinde Sefîdrũd’da maÄŸlup olmasına raÄŸmen,Muhammed Tapar’ı arka arkaya dört defâ bozguna uÄŸrattı Ahlat’a sığınan Muhammed Tapar,buranın hükümdârı Sülemen’i ve Ani emîri Menuçehr’i hizmetine alarak yeniden savaÅŸa hazırlandıysa da,Sultan Berkyaruk çok kan aktığını memleketin harap,emir ve askerlerin yorgun,hazînenin boÅŸ kaldığını,vergilerin tahsil edilemez bir hâle geldiÄŸini ve nihâyet Ä°slâm düşmanlarına fırsat verildiÄŸini beyân ederek,gönderdiÄŸi bir elçiyle,kardeÅŸini barışa iknâ etti Böylece 1104’te Âzerbaycan’dan Sũriye’ye kadar bütün viyâletlerde Muhammed Tapar sultan tanındı BaÄŸdat,Rey,Cibâl,Taberistan,Fars,Huzis tan, Âzerbaycan,Mekke ve Medîne’nin idâresi de Berkyaruk’ta kaldı
Büyük Selçuklu Devleti,iki devlete ayrılmak sũretiyle Türkiye ile birlikte üç Selçuku sultânı ortaya çıktı Lâkin bu durum çok sürmedi Çünkü,Berkyaruk hastalıklı olduÄŸu için 1104 senesinde yirmi altı yaşındayken vefât etti Sultan Berkyaruk,ülkesini düşünen ve milletinin refâhı için çalışan bir kimseydi Ancak kardeÅŸ kavgalarının,memleketin birlik ve berâberliÄŸe en muhtaç olduÄŸu bir döneme rastlaması Berkyaruk’u çok üzdü Buna raÄŸmen fırsat buldukça Haçlı kuvvetleri üzerine asker sevk etmekten ve darbeler vurmaktan geri kalmadı
Berkyaruk’un vefâtıyla oÄŸlu Melikşâh ile Muhammed Tapar saltanat mücâdelesine baÅŸladılar Muhammed Tapar,BaÄŸdat üzerine yürüyerek fazla zorluk çekmeden 1105’te tek başına sultan oldu Önce amcasının oÄŸlu Mengübars’ın isyânını bastırdı Daha sonra ülkede uzun zamandır karışıklık çıkaran,anarÅŸiyi tahrik eden Bâtınîlere karşı mücâdele etti 1107’de Bâtınîlerin merkezi olan Alamut Kalesi kuÅŸatıldı ve çok sayıda Bâtınî öldürüldü Selçuklular arasındaki karışıklıklardan istifâde eden Haçlılar,Birinci Haçlı Seferi sonunda Sũriye’de Haçlı devletleri kurmaya baÅŸladılar Sultan Muhammed Tapar,bunların üzerine ordular gönderdiyse de,kumandanlar arasında tam anlaÅŸma saÄŸlanamadığından kesin sonuca gidilemedi Sefer kumandanı Emir Mevdud,Åžam Ãœmeyye Câmiinde bir bâtınî tarafından öldürüldü Sultan,Haçlılara karşı Aksungur’u kumandanlığa getirdi Bu arada kardeÅŸi Sencer’i Sũriye ve Korosan’daki Bâtınîlere karşı mücâdele etmekle vazifelendirildi Alamut üzerine de bir ordu gönderdi Sultan Muhammed Tapar’ın 1118’de vefâtı sebebiyle bu fesad ocağı ortadan kaldırılamadı Sultan Muhammed Tapar,Ä°sfehan’da yaptırdığı medresenin bahçesine defn edildi
Ä°leri gelen devlet adamları,Muhammed Tapar’ın henüz küçük yaÅŸtaki oÄŸlu Mahmũd’u tahta geçirdilerse de,Melikşâh’ın oÄŸlu ve Horosan meliki olan Sencer,yeÄŸeni Mahmũd’un sultanlığını kabul etmeyerek,saltanat iddiâsında bulundu 14 AÄŸustos 1119 târihinde yapılan Save Savaşını kazanarak sultanlığını îlân eden Sencer,yeÄŸenine evlâd muâmelesi yaptı ve kendi hâkimiyeti tanımak ÅŸartıyla Rey hâriç,batı ülkelerinin hâkimiyetini ona bıraktı
Sultan Sencer,batı iÅŸlerinden çok doÄŸu ile uÄŸraÅŸtı Gaznelilerle savaÅŸtı Karahanlıları kendisine baÄŸladı Zamânı,Selçukluların son parlak devriydi Bu arada Büyük Selçuklu Devletini iki büyük tehlike tehdit ediyordu Bunlardan birisi batıdan Anadolu ve Sũriye’ye saldırmakta olan Haçlılar,diÄŸeri doÄŸudan gelen ve devletin doÄŸu sınırlarını zorlayan Büyük
Karahitaylardı Sultan yalnız bu ikinci Selçuklular
tehlikeyle uğraştı Doğu Karahanlılar Devletini dönemine
yıkarak Seyhun boylarını zorlayan ait eserlerden
Karahitaylarla çarpışan Sencer,onlarla 10 Damgan’da
Eylül 1141 senesinde yaptığı Katvan İmamzade
Meydan Muhârebesini kaybetti Bu Pir-i
muhârebeden sonra Seyhun Nehrine kadar Alemdar
olan topraklar Karahitayların eline geçti Türbesi
Katvan Meydan Muhârebesiyle Büyük
Selçuklu Devleti târihinde yeni bir devir
başladı ve Selçuklu ülkesi Müslüman olmayan
Türk ve Moğol birliklerinin isitilâsına uğradı
Sultan Sencer’in bu mâğlubiyetinden
istifâde etmek isteyen Gũr hükümdârı
Alâeddîn Hüseyin, yıllık vergiyi vermemek,sultanlık peÅŸinde koÅŸmak gibi davranışlarla Sencer’e olan tâbiliÄŸinen kurtulmaya çalışıyordu Zâten sınırlarını fazla geniÅŸletmesi,bölgenin kuvvet dengesini bozmakta ve bu durum Sultan Sencer’i endiÅŸeye düşürmekteydi Büyük kuvvetlere sâhip olan Gũrlular üzerine yürüyen Sultan Sencer,Haziran 1152’de yaptığı muhârebede Gũr ordusunu maÄŸlup ederek Katvan’da kaybedilen îtibârını yeniden saÄŸladı
Gũr gâlibiyetinden sonra eriÅŸilen ihtiÅŸam fazla uzun sürmedi Vergi tahsili sırasında yapılan haksızlık yüzünden kendi soyundan olan OÄŸuzlarla bâzı emirler arasındaki ihtilâflar gittikçe büyüdü Sultan Sencer,bir kısım ümerânın ısrârı ile göçebe OÄŸuzların üzerine yürümek mecbũriyetinde kaldı 1153 senesi Mart ayında Belh civârında OÄŸuzlarla yapılan muhârebeyi Selçuklular kaybettiler Bu ağır maÄŸlũbiyetin sonunda Sultan Sencer esir düştü OÄŸuzlar,Sencer’e,esir de olsa sultan gözüyle baktılar
Esir Sultanı kurtarmak için ilk harekete geçen,onu harbe sürükleyen Belh vâlisi Emir Kumac’ın torunu Müeyyed Ayaba oldu Sencer,her ne kadar gündüz tahtta oturtuluyor ve zâhirî bir iltifât görüyorsa da geceleri demir bir kafeste uyuyordu Onun adına çok usülsüz iÅŸler yapılıyor ve bâzı vaadlerde bulunuluyordu Bu durum karşısında Sencer,1156 senesi Nisan ayında kaçmaya muvaffak oldu Fakat ağır OÄŸuz darbesi altında çöken,iç huzũrsuzluk ve istikrarsızlığa mâruz kalan Büyük Selçuklu Devleti,kendini toplamaya muvaffak olamadı Her ne kadar tâbi beyler,Sencer’e kurtuluÅŸundan dolayı memnũniyetlerini ve baÄŸlılıklarını bildirmiÅŸlerse de,Selçuklu kumandanları arasındaki mücâdele Sultana gerekli imkânı saÄŸlamadı Sencer,9 Mayıs 1157 senesinde yetmiÅŸ üç yaşında vefât etti Merv’de daha önce yaptırdığı Dârü’l-Apir’de defnedildi Onun vefâtından sonra Büyük Selçuklu Devleti’nin Ä°ran,Irak,Sũriye ve Anadolu’daki parçaları,Selçulu Hânedânına mensup kiÅŸilerce idâre edilip,on dördüncü asra kadar devâm edenler oldu
Devlet teÅŸkilâtı :Selçukluları meydana getiren OÄŸuzlar,Orta Asya’dan Mâverâünnehr ve Horosan’a gelince bütünüyle Ä°slâmiyeti kabul ettiler Müslüman olmaları eski bozkır kültürünün Ä°slâmiyete aykırı olmayan unsurlarını müesseselerinde sentezleÅŸtirdiler Türk devlet geleneÄŸinin esâsını teÅŸkil ettiÄŸi Selçuklu devlet teÅŸkilâtı;Karahanlı,Sâmânlı,Gazneli ve Abbâsî devletleri teÅŸkilâtından geniÅŸ ölçüde faydalanmış ve bunları kendi bünyesine mükemmel bir sũrette uygulamıştır
Hükümdar :Töre müesseselerin yanıdığı haklarla devletin tek hakimidir Sultan ünvanlı hükümdârlara umũmiyetle Sultânülâzam denilirdi Türklerdeki Hâkan veye KaÄŸan,batıdaki imparator kelimelerinin karşılığıdır Sultan,Türkçe adının yanında Ä°slâmî ad da taşırdı Halîfe tarafından künye ve lakab da verilirdi Sultan merkezde oturur,ülke toprakları hânedan mensuplarınca idâre edilirdi Merkeze baÄŸlı beylik ve atabeglikler vardı Sultanın hâkim olduÄŸu ülkelerde hutbe okunur ve para basılırıdı Fermanlara ve dîvânın kararlarına büyük sultanın imzâsı yerine tuÄŸra çekilip,tevkiî (niÅŸan) yazılır ve emir ondan sonra yürürlüğe girerdi Harplede ve devlet ileri gelenleriyle yaptığı seyahatlerde,hâkimiyet işâreti olarak başının üstünde atlastan veya altın sırmalı kadifeden yapılmış çetr (hükümdar ÅŸemsiyesi) tutulurdu Çetre,sultanın ok ve yaydan meydana gelen armaları iÅŸlenirdi Hükümdarlık sarayının kapısında veya saltanat çadırının önünde,namaz vakitlerinde,günde beÅŸ defâ nevbet (mehter) çalınırdı Sultan,haftanın belirli günlerinde devlet ileri gelenleriyle yüksek mevkili memur ve kumandanları huzũruna kabul edip,memleket meselelerini görüşür ve ahâlinin hâlinden haberdâr olurdu
Saray teÅŸkilâtı :Sarayda sultanın âilesi ve maiyeti otururdu Saray teÅŸkilâtı ve teÅŸrifâtçılık önceleri OÄŸuz töresine göre yapılırken,sonraları Ä°slâmî hüviyet kazandı Sarayda,sultanla dîvânlar arasındaki irtibâtı Hâcibü’l-hâcib denilen Hâcib saÄŸlar;örfî meselelerin hallinde kadıya da yardımcı olurdu Hâcibler,sultânın îtimâd ettiÄŸi ÅŸahıslar arasından seçilirdi
|