Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
antik, medeniyeti, yunan, yunanistan

Antik Yunanistan | Yunan Medeniyeti

Eski 05-29-2009   #1
[KAPLAN]
Varsayılan

Antik Yunanistan | Yunan Medeniyeti



Antik Yunanistan, bugünkü Yunanistan toprakları ile çevresinde yaşayan toplumların kurduğu devlet ve uygarlıkların MÖ 756 (Arkaik dönem) ile MÖ 146 (Roma işgâli) tarihleri[kaynak belirtilmeli] arasındaki dönemine verilen addır


Balkanlar'a göç eden Yunan kabilelerin kurmuş olduğu Yunan şehir devletleri demokrasinin ilk temellerinin atıldığı yerlerdir[kaynak belirtilmeli] Eshilos, Aristofanes, Evripides, Sofokles, Aristo, Eflatun, Sokrates, Herodot ve Ksenofon gibi büyük filozofların yetiştiği Atina, Sparta, Tebai ve Nakşa gibi büyük şehirler gerek birbirleriyle gerek o dönemin en önemli güçlerinden biri olan Persler ile üstünlük mücadelelerine girmişlerdir[kaynak belirtilmeli]


Antik Yunan uygarlığının zirveye çıktığı, en çok geliştiği dönemler İskender yönetiminde olmuştur Yunan kültürü içinde bir eğitim almış olan İskender, babası Filip'in ölmeden önce hazırlamış olduğu ortamı kaybetmemiş, Antik Yunan kültürünü batıda Makedonya'dan doğuda Hindistan'a, kuzeyde Fergana'dan güneyde Mısır çöllerine kadar yaymıştır[kaynak belirtilmeli]


Çok tanrılı din inancının hâkim olduğu, toplumun sınıflara ayrıldığı, tiyatro ve mimarinin o dönemdeki en büyük eserlerinin verildiği Antik Yunan medeniyetinin gelişimi Augustus Caesar'ın MÖ 27 yılında Yunanistan'ı Achaea eyaleti olarak Roma İmparatorluğu'na bağlaması ile durmuştur Fakat yine de Antik Yunan kültürü batı medeniyetlerinin temeli olarak kabul edilir Yunan kültür ve uygarlığının, Avrupa'nın birçok yerinde hüküm sürüp kendinden izler bırakmış Roma İmparatorluğu üzerinde çok büyük etkisi vardır 14 ve 16 yüzyıllar arasında Avrupa'yı etkisi altına alan Rönesans hareketinin ve Neo-Klasik canlanmanın üzerinde Antik Yunan medeniyetinin büyük izleri görülür
Konu başlıkları


  • 1 Kronoloji
  • 2 Köken
  • 3 Yunanistan'ın doğuşu
  • 4 Sosyal ve ekonomik sınıf farkılıkları
  • 5 Pers Savaşları
  • 6 Atina hâkimiyeti
  • 7 Mora (Peloponnesia) savaşı
  • 8 Sparta ve Tebai hâkimiyeti
  • 9 Makedonya'nın doğuşu
  • 10 Büyük İskender'in fetihleri
  • 11 Toplum
    • 111 Toplumun yapısı
  • 12 Yaşam tarzı
    • 121 Yerleşme
    • 122 Tarım
    • 123 Tıp
    • 124 Mutfak
    • 125 Eğitim
    • 126 Din ve inanış
    • 127 Genel yaşam
    • 128 Tiyatro
    • 129 Mimarî
    • 1210 Eşcinsellik
    • 1211 Fahişelik
  • 13 Ayrıca bakınız
  • 14 Dış bağlantılar
  • 15 Kaynaklar
  • 16 Notlar


Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Antik Yunanistan | Yunan Medeniyeti

Eski 05-29-2009   #2
[KAPLAN]
Varsayılan

Cevap : Antik Yunanistan | Yunan Medeniyeti



Kronoloji



Yunan medeniyetinin başlangıcı ve bitişi hakkında kesin ya da dünyaca kabul görmüş herhangi bir görüş yoktur Genel olarak Roma İmparatorluğu'ndan önceki dönemler Antik Yunan tarihi olarak değerlendirilir Bazı tarihçiler MÖ 1150 yılında yıkılan, Yunanca konuşan Miken uygarlığını da Yunan tarihi içerisinde değerlendirirler Buna rağmen birçoğu ise Miken uygarlığını etkilemiş olan Girit Uygarlığı'nın daha sonraki Yunan kültürlerinden çok farklı olduğunu öne sürerek sınıflandırmayı ayrı yaparlar
Günümüzde Yunanistan'da okul kitaplarında "eski zamanlar", Miken felaketiyle başlayan ve ülke topraklarının Roma İmparatorluğu tarafından fethedilmesine kadar olan 900 yıllık bir dönemi kapsamakta olup, sanat, kültür, ve politika temelinde üç bölüme ayrılabilir




Batı yönünden Partenon tapınağı, Yunanistan




Tarihî dönemler Yunan karanlık çağları ile başlar (MÖ 1100 - 800) Bu dönemde sanatçılar amforalar ve çeşitli çömlekler üzerine üçgen, kare, çember gibi geometrik şekiller yapmışlardır Arkaik Dönemler'de ise ayakta duran gerçekçi gülümsemelere sahip heykeller yapılmıştır (MÖ 800 - 490) Klasik Dönemde sanatçılar Parthenon gibi eserler vermeye başlamışlardır (MÖ 490 - 323) Büyük İskender'in ülkeyi fethiyle başlayan ve aynı adla ya da Helenistik Dönem diye anılan dönemde ise (MÖ 323 – 146) Antik Yunan Kültürü Mısır ve Baktria kültürüne de katkıda bulunmuştur
Geleneksel olarak Antik Yunan döneminin başlangıcı MÖ 776'da ilk Olimpiyat Oyunları'nın yapılması olarak alınır Ama birçok tarihçi Yunan Kültürü'nün geçmişini MÖ 1000'lere kadar yayar Fakat çoğunlukla kabul gören bitiş tarihi MÖ 323'te Büyük İskender'in ölümüdür Bir sonraki dönem ise Romalıların ülkeyi ele geçirmesiyle başlayan uyum dönemidir Fakat bu konuda da tartışmalar vardır Bazı tarihçiler Yunan kültürünün 3 yüzyıl'da Hıristiyanlık'ın çıkışına kadar ufak değişimlerle devam ettiğini öne sürerler

Köken



Herodot büstü




Yunanların MÖ 3000 yıllarında kitleler hâlinde Balkan Yarımadası'nın güneyine göç ettikleri inanılır[kaynak belirtilmeli] MÖ 23 ve 17 yüzyıllar Proto-Grek dönem olarak adlandırılır MÖ 1600'den 1100'e kadar olan dönem, Homeros'un epiklerinde masallaştırdığı Truva'ya karşı savaşan Kral Agememnon'un başında olduğu Miken Yunan Çağı'dır MÖ 1100'den MÖ 8 yüzyıla olan hiçbir yazılı eserin günümüze ulaşmadığı ve sadece yetersiz arkeolojik kalıntıların bulunduğu Karanlık Çağ olarak adlandırılır Herodot'un Tarihler, Pausanias'ın Yunanistan'ın Tanımı, Diodorus'un Biblioteca ve Jerome'nin Kranikon adlı eserleri bu dönemle ilgili bazı kısa bilgiler ve dönemin kralları hakkında bilgi verir Antik Yunan Çağı'nın çoğu zaman MÖ 323 yılında ölen Büyük İskender'in hükümdarlığının başlaması ile sona erdiği kabul edilir Büyük İskender dönemine Helenistik Çağ adı da verilir


Yunanistan'daki her tarihî olay sebepleri ile birlikte yazılmıştır Herodot, Tukididis, Ksenofon, Demosthenes, Eflatun ve Aristo gibi eserleri günümüze kadar ulaşan politikacı ve tarihçi yazarların çoğu Atina'lı idi Bu yüzden tüm Yunan medeniyeti içinde en çok bilgi sahibi olunan şehir Atina'dır ve yine bu yüzden diğer şehirlerin tarihleri hakkında kayda değer fazla bir bilgi yoktur Ayrıca bu yazarlar neredeyse tamamen politik, askerî ve diplomatik olayları yazmaya odaklandıklarından ekonomik ve sosyal tarihi pek dikkate almamışlardır Yunan tarihi hakkında söylenen her şey bu yazarların kalemlerinden çıkan bilgilerden ibarettir

Yunanistan'ın doğuşu

MÖ 8 yüzyılda Miken Uygarlığı'nın çöküşe geçmesi ile Yunanistan, Karanlık Çağından çıkmaya başladı Gerek kültürel gerekse toplumsal alanda büyük canlanmalar başladı Okuryazarlık kayboldu ve Miken yazısı unutuldu Fakat Yunanlar Fenike Alfabesi'nden Yunan Alfabesini yarattılar[kaynak belirtilmeli] MÖ 800'lerde ilk yazılı kayıtlar görülmeye başladı Yunanistan, daha sonra tüm Yunan coğrafyasına model teşkil edecek olan, her adanın, vadinin ve ovanın, deniz ya da dağ sınırları ile birbirinden ayrıldığı, kendi kendini yöneten küçük yönetim birimlerine ayrıldı


Nüfus MÖ 800'den 350'lere kadar tahminen 700000'lerden 8-10 milyona kadar çıktı ki bu tarıma elverişli arazilere oranla olması gerekenin çok üstündeydi Bu nedenle MÖ 750'lerden itibaren Yunanlar her yönde koloniler kurmaya başladılar[kaynak belirtilmeli]




Yunanlardan kalma bir amfi-tiyatro, Siracusa - İtalya




İlk olarak doğuda Anadolu Yarımadası'nın Ege Denizi kıyıları kolonize edildi Daha sonra Trakya ve Kıbrıs adasında koloniler kuruldu Marmara Denizi çevresi, Anadolu'nun Karadeniz kıyıları ve hatta günümüzdeki Ukrayna kıyıları bile sömürgeleştirildi Bunun yanısıra doğuda İllirya (Balkan Yarımadası'nın Adriyatik Kıyıları), Sicilya, İtalya'nın doğu uçları ile Fransa'nın güney kıyıları, Korsika, Libya ve Mısır'da bile Yunan kolonileri kurulmuştur Günümüz modern şehirlerinden Siracusa (Συρακούσαι) Sirekuse Kolonisi, Napoli (Νεάπολις) Neopolis Kolonisi, Marsilya (Μασσαλία) Massaliya Kolonisi ve İstanbul (Βυζάντιον) Bizantion Kolonisi tarafından, koloni devleti olarak kurulmuş olan yerlerdir


Milattan önce 6 yüzyıla gelindiğinde Yunan dili ve kültürü coğrafi olarak topraklarının kapladığı alandan çok daha geniş bir alanda etkiliydi Yunan sömürgeleri dinî ve ticari yönden geldikleri şehirlere bağlı olsalar da politik yönden kendi kontrolleri kendi ellerindeydi Eski Yunanlar hem anayurtlarında hem de kolonilerinde kendilerini bağımsız küçük topluluklara bölmüşlerdir Pólis adı verdikleri şehirler Yunan hükûmetinin ana birimleri olmuşlardır


Bu dönemde hem Yunanistan'da hem de denizaşırı sömürgelerinde büyük ekonomik gelişmeler olmuş hem de insanların yaşam standartları oldukça iyileşmiştir Tüm bu gelişmeler Yunanistan'ı dünyanın en büyük ekonomisi hâline getirdi Bir Yunan işçisinin günlük ücretinin, zenginliği dillere destan Mısır'lı işçilerinkinden 4 kat fazla olması bu ekonomik refah döneminin en açık kanıtlarındandır[kaynak belirtilmeli]

Sosyal ve ekonomik sınıf farkılıkları



Lycurgus kabartması




Yunan şehirlerinin herbiri aslen bir krallık olmalarına rağmen bunların çoğu o kadar küçüktü ki, yöneticileri için kullanılan kral terimi yanıltıcı derecede büyük bir kavramdı Bu dönemde para sisteminin kullanıma geçmesiyle tüccarlar sınıfının ortaya çıkması, büyük şehirlerde sınıf ayrılıklarına yol açtı MÖ 650'lerden başlayarak aristokratlar devrilmemek ve Tiran diye adlandırdıkları gaddar, halkçı liderlerin onların yerini almaması için büyük mücadeleler vermek zorunda kaldılar[kaynak belirtilmeli]


MÖ 6 yüzyılda Atina, Sparta, Korint ve Tebai gibi bazı şehirler Yunan çevrelerinde öne çıkmaya başladı Bu şehirlerden her biri çevrelerindeki kırsal alanları, kendilerinden küçük kasabaları kontrolleri altına almışlar ve Atina ile Sparta genel siyasete hâkim olmak amacı ile daima bir rekabet içinde olmuşlardır




Argos şehrinin günümüzde kalıntıları, Argolis-Yunanistan




Sparta'da kökleşmiş aristokrasi gücünü muhafaza etti ve (MÖ 650) Likurgus anayasası ile daha da güçlendi Bu güç Sparta'ya ikili monarşi altında kalıcı bir askerî güç verdi Sparta, Peleponnese'de (Bugünkü Mora Yarımadası) Argos ve Achaia hariç tüm şehirler üstünde hâkimiyet kurdu[kaynak belirtilmeli]


Bunun aksine, Atina'da, monarşi MÖ 683'te kaldırıldı ve Solon'un ilan ettiği reformlar aristokratik hükûmeti ölçülü bir düzeyde tuttu Atina'yı çok büyük bir ticaret ve donanma şehri hâline getiren aristokratları Pisistratid tiranı ve oğulları izledi Bu dönemdeki despotçu düzen devrilince MÖ 500'de Kleisthenes tarafından dünyanın ilk demokratik düzeni ilan edildi Demokrasi gücünü şehirli erkeklerin oluşturduğu bir meclisten alıyordu Bu meclis köleleri, ve Atina'lı olmayanları kapsamayan sadece yerel halktan oluşan bir topluluktu[kaynak belirtilmeli]

Pers Savaşları



Salamis Savaşı ve gidişatı




Koloni devleti olarak kurulmuş Bodrum, Milas gibi büyük merkezlere sahip olan İyonya diğer devletlere karşı gücünü ve bağımsızlığını koruyacak durumda değildi ve MÖ 6 yüzyılda Pers İmparatorluğu'nun egemenliği altına girdi Bu kaos ortamında Yunanların kışkırttığı İyon ayaklanmaları birçok şehirde amacına ulaştı


MÖ 490'da İyon ayaklanmalarını bastıran Pers Kralı I Darius Yunanları cezalandırmak için bir filo yolladı Atina'lı general Miltiades'in önderliğinde, Maraton Savaşı'nda Persler, Yunan ordularına yenildiler Günümüzde bu savaşta ölenlerin mezarları hâlâ Maraton alanında görülebilir


10 yıl sonra Dairus'un vârisi I Serhas daha güçlü bir orduyla tekrar Yunan topraklarına girdi Termofil Savaşı'nda Sparta kralı I Leonidas'ın sebep olduğu bir gecikme ile Serhas Atina içerine doğru ilerledi ve ele geçirmiş olduğu şehri yakıp yıktı Fakat Atina'lılar şehri deniz kenarına tahliye etmişlerdi ve Temistokles önderliğinde Salamis Savaşında Yunan ordusu Pers ordusunu tekrar yendi Bir yıl sonra Yunanlar Sparta'lı Pausanius ile Pers ordusunu Plataea'da da yenilgiye uğrattı Son olarak Yunan ordusu MÖ 478 yılında Pers ordusunu tamamen Ege Denizi'nin dışına çıkarmayı başardı ve Bizans şehrini kuşatarak ele geçirdi

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Antik Yunanistan | Yunan Medeniyeti

Eski 05-29-2009   #3
[KAPLAN]
Varsayılan

Cevap : Antik Yunanistan | Yunan Medeniyeti



Atina hâkimiyeti

Pers savaşları, Yunan çevrelerinde Atina hâkimiyetinin başı çektiği dönemdir Korint'in hâlâ dişli bir rakip olarak varlığını devam ettirmesine rağmen Atina, denizlerin ve ticari gücün meydan okunamaz efendisi olmuştur Bu dönemin başlıca devlet adamı, Parthenon ve Atina'nın diğer birçok klasik eserlerinin yaptırmak için Delos Antlaşmasının taraflarının verdiği vergileri kullanan Perikles'dir Perikles döneminde Atina artık bir büyük bir devlet hâline gelmişti[kaynak belirtilmeli]Yunanistan'ın refahı tüm yetenekli insanları etkiledi ve sanatın patronları hâline gelen varlıklı bir sanatçılar sınıfı ortaya çıktı Atina devleti, sanatları özellikle de mimariyi öğrenmeyi destekledi ve sanatçılara destek oldu Yunan edebiyatının, felsefesinin, sahne sanatlarının merkezi Atina oldu Adları bugün bile bilinen dramatistler Eshilos, Aristofanes, Evripides, Sofokles; filozoflar Aristo, Eflatun, Sokrates; tarihçiler Herodot, Tukidides, Ksenofon; şair Simonides; heykeltıraş Fidias bu müreffeh dönemde yaşamış önemli kişilerdir Atina bu dönemde Perikles'in deyimiyle Helen uygarlığının okulu hâline geldi[kaynak belirtilmeli]


Diğer Yunan devletçikleri başlarda Perslere karşı yapılan savaşlarda Atina'nın liderliğini kabul ettiler Fakat daha sonra muhafazakâr politikacı Kimon'un MÖ 466'da düşmesiyle Atina giderek artan bir emperyalist güç edindi MÖ 461'de Eurymedon savaşındaki başarıdan sonra Persler artık büyük bir tehdit unsuru olmaktan çıkmıştı Ama Naksos (Nakşa) gibi bazı şehirler bağımsızlıklarını ilan etmeye kalkıştılarsa da sert bir müdahale ile tekrar boyun eğmek zorunda bırakıldılar Yeni Atina önderleri, Perikles ve Efialtes, Atina ve Sparta arasındaki ilişkilerin bozulmasına sebep oldu ve MÖ 458'de bir savaş patlak verdi Birkaç yıl süren sonuçsuz savaşın ardından 30 yıllık bir barış antlaşması imzalandı Bu olay Yunanlar ve Persler arasındaki son çarpışma olan Kıbrıs'taki Salamis Savaşı ile aynı zamana denk gelir Bu savaşı takiben Persler ve Yunanlar arasında Callius Barış Antlaşması imzalanmıştır

Mora (Peloponnesia) savaşı

MÖ 431'de Atina ve Sparta arasında tekrar savaş çıktı Mora savaşının sebebi kaynaktan kaynağa değişir ama tüm bunların arasında en tutarlıları eski Yunan tarihçileri Tukidides ve Plutarh'ın söyledikleridir[kaynak belirtilmeli] Yazılanlara göre Korint ve kolonilerinden biri olan Korfu, Atina'nın kışkırtması ile birbirine düştü Daha sonra Atina ile Korint arasında Potidaea (Nea Potidai) kontrolü üzerine, Atina'nın Potidaea'yı kuşatmasıyla sonuçlanan bir sürtüşme başladı Sonunda Atina, Megoria Fermanı adı ile ekonomik fermanlar dizisi çıkardı ve bununla 30 yıllık Peloponnesia Barış Antlaşması'nı bozmakla suçlandı Böylece, her iki tarafın da önceden kararlaştırdıkları hükümler gereğince Sparta, Atina'ya savaş açtı




Alkibiades büstü




Birçok tarihçi bunu savaşın asıl sebebi sayarken bir kısmı da Sparta'nın Atina'nın Yunan çevrelerindeki üstünlüğünü çekememezliğinden kaynaklandığını öne sürerler[kaynak belirtilmeli] Bu savaş tam 27 yıl sürmüş, fakat ne donanması güçlü Atina ordusu, ne de kara kuvvetleri güçlü Sparta, birbirlerine karşı herhangi bir üstünlük sağlayamamıştır
Sparta'nın başlangıçtaki stratejisi Atina'yı işgal etmekti fakat Atina'lıların ardına sığınabilecekleri güçlü şehir surları vardı Bu arada bir veba salgının patlak vermesi çok büyük kayıplara sebep oldu Aynı zamanda Atina filosu (MÖ 429) Naupactus ve (MÖ 425) Pylos savaşlarını kazanarak askerî birliklerini Pelaponnesia'ya çıkardı Fakat bu taktikler her iki tarafa da kesin bir zafer getirmedi Uzun yıllar sonunda daha ılımlı bir lider olan Yunan komutanı Nicias sonuçsuz askerî harekâtı, Nicias Barışı (MÖ 421) ile sonlandırdı


MÖ 418'de Sparta ve Atina müttefiki Argos arasındaki düşmanca tutum savaşın tekrar başlamasına sebep oldu Montinea'da Sparta orduları, Atina ve müttefiklerinden oluşan orduları yendi Savaşın tekrar ateşlenmiş olması, savaş taraftarlarının Atina'da iş başına geçmesine neden oldu MÖ 415'de Alcibiades, Atina meclisini bir Peloponnesia müttefiki olan olan Sicilya'daki Siracusa'ya karşı bir keşif seferi düzenlemeye ikna etti Nicias, Sicilya seferine karşı kuşku ile yaklaşıyor olmasına rağmen Atina meclisi tarafından Alcibiades ile birlikte kendini keşif grubunun başında buldu Şahsına karşı yapılan suçlamalar nedeniyle Sparta'dan yardım isteyen ve oraya sığınan Alcibiade'nin gitmesi ile keşif harekâtı tamamen bir felakete dönüştü Grup dağıldı, Nicias esir alındı ve idam edildi[kaynak belirtilmeli]


Sparta bu kez Perslerin de yardımı ile Atina'nın deniz üstünlüğüne meydan okumak için yeni bir donanma hazırladı Donanması için Çanakkale Boğazı'nın yönetimini elde tutmakta olan, bölgenin stratejik inisiyatifi ele almış askerî bir lider buldu Çanakkale Boğazı, Yunanistan'a giren tahılın kaynağıydı Atina'nın karşısında, Atina'nın kaderini elinde tutan bir komutanın olması, açlık tehdidini doğuruyordu ve Atina son bir umutla elinde kalan tek filosunu da ağır bir yenilgi alacağını bilemeden oraya gönderdi MÖ 405 Aegospotami Savaşı'nın kaybedilmesi ile Atina iflasın eşiğine sürüklenmeden, bir an önce barış istemek zorunda kaldı Bu da Sparta'nın en çok istediği şeydi ve Atina için acımasız hükümlere sahip bir anlaşma hazırlandı Çaresiz, anlaşmayı kabul eden Atina şehir surlarını, filosunu ve deniz aşırı tüm topraklarını kaybetti Totaliter rejim Sparta'nın da desteği ile güç kazandı[kaynak belirtilmeli]

Sparta ve Tebai hâkimiyeti

Peloponnesia Savaşı'nın ardından Sparta tüm Yunanistan'ın hâkimiydi ama bu olay bazı çevrelere rahatsızlık verdiği için acilen harekete geçildi Her türlü entrika ile Atina'da ve önceden Atina'ya bağlı şehirlerde demokratik partiler birkaç yıl içinde siyasî gücü tekrar ellerine geçirdiler MÖ 395'te Sparta idarecileri Lysander'i yönetimden aldılar ve bu nedenle Sparta donanma üstünlüğünü kaybetti Atina, Argos, Tebai ve Korint, ki son iki şehir daha önceden Sparta'nın en yakın müttefikleri idi, bu kez bir sonuç elde edilemeden biten Korint Savaşı'nda Sparta'ya meydan okudular (MÖ 387) Aynı yıl içerisinde bu kez Sparta, Persler ile savaşa girdi, kaybedeceğini anlayınca barış antlaşması istedi ve yapılan Antalcidas Antlaşması hükümlerine göre İyonya ve Kıbrıs'tan vazgeçerek 100 yıldır Perslere karşı yenilgi yüzü görmemiş Yunan milletinin tarihini tersine çevirdi Bu olay Atina'yı ve birlikte Sparta'ya karşı savaştığı müttefiklerini çok şaşırttı[kaynak belirtilmeli]


Daha sonra Tebai kumandanları Epaminondos ve Pelopidas MÖ 371'de Leuctra'da kesin bir zafer kazandılar Bu savaşın sonucunda Sparta hâkimiyetini ve Tebai üzerindeki üstünlüğünü kaybetti Bu dönemde Atina kaybetmiş olduğu gücünü tekrar toparlama fırsatını buldu, çünkü Tebai üstünlüğü pek kısa ömürlü oldu İmparator Epaminondos'ın MÖ 362'deki ölümü ile beraber en büyük lider kaybedilmiş oldu ve kendinden sonrakiler Phocis ile gereksiz bir savaş yapma hatâsına düştüler Yenilmeye başladıklarını anlayınca Makedonya Kralı II Filip'ten yardım istendi Böylece Makedonya ilk kez Yunan dünyası içine girmiş oldu

Makedonya'nın doğuşu



Atina lideri Demosthenes




Makedonya Krallığı MÖ 7 yüzyılda doğdu 5 yüzyılda Yunan politikasında küçük roller oynuyordu 4 yüzyılın başlarında Tebai'de eğitim-öğrenim görmüş, hırslı bir lider olan Makedonya Kralı II Filip artık daha büyük bir rol oynamak istedi Sparta'nın güç kaybetmesi ile kendilerini toplayan Yunan şehirleri arasında kabul görmek istiyordu Amphipolis, Methone ve Potidaea gibi Yunan şehirlerini ele geçirdikten sonra, buralardaki altın ve gümüş madenlerini de yönetimi altına almış oldu Böylesine zengin kaynaklara sahip olmak Filip'e Yunanistan üzerinde daha etkili olma fikrini verdi
Filip, MÖ 352'de Tesalya ve MÖ 348'de Trakya üzerinde Makedon hâkimiyetini kurdu MÖ 348'de Termofil'in kuzeyindeki yerleri kontrol ediyordu Yunan çevresine dost gibi görünmek istedi, dillere destan zenginliğini her şehirde bir Makedon partisi kurmak için Yunan politikacılarına rüşvet olarak kullandı Tebai ve Phocis arasındaki savaşa müdahale etmiş olması ile büyük bir ün kazandı ve Yunan çevrelerinde dikkate değer bir güç olmasına fırsat sağladı Filip'in bu politikasının sonuçlarının nereye varacağını anlayan Atina lideri Demosthenes, ünlü nutuklarında halkı Filip'in bu amacına karşı koyması için yönlendiriyordu[kaynak belirtilmeli]


MÖ 339'da Atina ve Tebai, gün geçtikçe büyüyen Filip tehlikesini engellemek için bir araya gelerek anlaşma yaptı Bunun üzerine Filip, Yunanistan içlerine ilerledi ve MÖ 338'de Chraeronea'da Atina'nın müttefiklerini yendi Fakat yine de, o dönemden sonra birçok şehir devleti, Roma İmparatorluğu dönemine kadar bağımsız olarak yaşamaya devam etti


Filip, Atina'nın üzerinde baskı kurabilmek için bu kez pahalı hediyeler ve pohpohlama yoluna gitti Fakat çabalarının ulaştığı başarı, beklediğinin aksine, daha düşük oldu Yunan çevrelerinde sempati kazanmak için, ele geçirmiş olduğu Yunan şehirlerini azat etmesini sağlamak ve geçen asırda Yunanistan topraklarına yaptıkları seferin öcünü almak için Perslerin üzerine sefer yapacağını bildirdi Fakat bunu yapmaya fırsat bulamadan suikaste uğrayarak, hayatını kaybetti

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Antik Yunanistan | Yunan Medeniyeti

Eski 05-29-2009   #4
[KAPLAN]
Varsayılan

Cevap : Antik Yunanistan | Yunan Medeniyeti



Büyük İskender'in fetihleri



Büyük İskender Büstü




Filip'in tahtını, babasının yarım kalmış plânlarını uygulamak için yola çıkan ve henüz 20 yaşında olan İskender aldı Atina'nın düştüğünü görünce Atina geleneklerini geri getirmek için Pers İmparatorluğu'nu ortadan kaldırmak istedi Daha sonra Yunan şehirlerinin kendine liderleri olarak kabul ettiği Korint'e gitti ve ardından güç toplamak için kuzeye ilerledi İskender'in ordusunun çekirdeği, sağlam Makedon dağ-savaşçılarıydı İskender, ordusuna her türlü desteği sağladı ve Yunanistan'ın her köşesinde gördüğü, Tebai'deki süvarilerden Sparta'daki gerilla taktiğine kadar, savaş taktiklerini değiştirdi Her şeyini Yunan kökenine uygun hâle getirdi Trakya'ya sefere çıktığında Tebai şehrinin ayaklandığı haberini aldı hemen güneye inerek Tebai şehrini yerle bir etti Daha önce büyük dedelerinden birine bir şiir hediye etmiş olan Pindar'ın yaşadığı ev dışında ayakta hiç bir yapı bırakmadı Büyük İskender'in bu hareketi, Yunan şehirlerine eğer İskender'in gücünü kabul etmezlerse başlarına neler gelebileceğini, "uslu dururlar" ise nasıl yaşayabileceklerini gösteren acımasız bir gözdağıydı
MÖ 334'te Büyük İskender, Asya'ya geçti ve bugün Çanakkale ili sınırları içerisinde kalan Granikos Çayı kıyılarında Persleri yenilgiye uğrattı Bu galibiyet, İskender'e İyonya kıyılarının kontrolünü verdi ve bu nedenle özgürlüğüne kavuşmuş diğer Yunan şehirlerinde zafer kutlamaları yaptı Bu yörede her şeyi düzene koyduktan sonra Anadolu'da, Kilikya üzerinden Suriye'ye seferler düzenledi ve MÖ 333'te III Darius'un ordusunu yendi Burada da düzeni sağladıktan sonra Fenike üzerinden küçük bir askerî direnç ile karşılaştığı Mısır'a geçti Fakat Mısır halkı Büyük İskender'i Perslerin ve imparator Amun'un oğlunun baskısından rahata çıkaran bir kurtarıcı gibi karşıladılar
Darius, ülkesine barış içinde dönebilmek için İskender'den barış istemeye hazırdı, fakat Büyük İskender'in böyle bir niyeti yoktu Pers topraklarını fethedip kendini dünyanın imparatoru yapmaya kararlıydı Kuzeydoğu'da Suriye üzerinden Mezopotamya'ya ilerledi ve Dairus'u tekrar bu kez Gaugamela Savaşı'nda yenilgiye uğrattı (MÖ 331) Bu savaştan sonra Dairus kaçtı ve kendi yandaşları tarafından öldürüldü ve böylece Büyük İskender, Susa ve Persepolis'de hiçbir karşı koymaya uğramadan kendini Pers İmparatorluğu'nun başında buldu


Büyük İskender, Yunan İmparatorluğunu bu kadar sahiplenmiş iken bazı şehirler Makedonya kontrolünden kaçmak için ellerinden geleni yapıyorlardı MÖ 331'de Megalopolis'de, Büyük İskender'in vekili Antepater, Makedonya üstünlüğünü tanımak istemeyen Sparta'lıları yendi




Büyük İskender'in ele geçirdiği topraklar




Büyük İskender ardından azimle Afganistan, Pakistan ve İndus Irmağı vadisine ilerledi MÖ 326'da Pencab'a girdi, Ganj Nehri ve Bengal Körfezi'ne geldiğinde ise askerlerde baş gösteren isteksizlik ve yorgunluk nedeni ile ordusunu toplayarak geri dönme kararı aldı Hayâl kırıklığı içinde Yunanistan'a gitmek için yola çıktığında ise dönüş yolunda MÖ 323'te Babil'de bilinmeyen bir ateşli hastalığa yakalanarak yaşamını yitirdi
Büyük İskender'in ölümünün ardından kurduğu imparatorluk yıkıldı ama yapmış olduğu fetihler Yunan dünyasını tamamen değiştirdi Binlerce Yunan onunla veya ondan sonra, almış olduğu topraklara yerleşti Başta İskenderiye olmak üzere, kurduğu şehirler önemli merkezler hâline geldi Mısır'da, Suriye'de, İran'da ve Baktria'da Yunanca konuşulan krallıklar kuruldu Doğu ile batının kültür ve bilgi birikimi birleşip etkileşmeye başladı

Toplum

Eski Yunanistan'da toplumda genel olarak göze çarpan ayrılık köleler ve hürlerdir İnanılan dine, cinsiyete, önemli bir mevkide akrabaya sahip olup olmamakta ya da soylu olup olmamaya göre sosyal görev ve sorumluluklar değişiklik göstermiştir Atina'daki sosyal yaşam Sparta'dakine kıyasla Yunan dünyasına daha çok örnek olmuştur

Toplumun yapısı



Efendisinin yanında bir köle




Yunan şehir devletlerinde sadece hür insanlar kanunların kesin korumasına tâbi idi Roma hariç diğer hiçbir şehirde sosyal sınıf farklılıkları özel haklara sahip olunmasına izin vermiyordu Örneğin birinin herhangi bir aileye mensup olarak doğması kişiye doğrudan bir hak getirmezdi Atina'da nüfus gelir durumuna göre dört tabakaya ayrılmıştı Para kazanarak zengin olan kişiler sınıf atlayabilirlerdi Sparta'da tüm erkek vatandaşlar eğitim öğretimlerine devam ettikleri sürece eşitlerdi Köleler herhangi bir hakka ya da sosyal statüye sahip değillerdi Evlenip yuva kurma hakları olmasına rağmen politikaya girme ve oy kullanma hakları yoktu MÖ 600'lerde dışarıdan köle getirme âdeti başladı MÖ 5 yüzyıla gelindiğinde köleler artık nüfusun üçte birini oluşturuyordu Sparta dışında hemen hiçbir yerde köleler ayaklanmamıştır çünkü diğer yerlerdeki köleler organize olabilmek için çok seyrek ve dağınıklardı Bir çok aile ev işlerinde ve insan gücüne gerek duyulan çalışmalar için köle bakıyorlardı En fakir ailelerin bile köleleri olabiliyordu Sahiplerin köleleri dövme ya da öldürme gibi bir hakları yoktu Sahipleri köleleri daha sıkı çalıştırmak için zaman zaman onları gelecekte azad edeceklerini söylerlerdi Roma hariç, azad edilen köleler yine de bir vatandaş olarak kabul görmezdi, onun yerine diğer şehirlerden gelip resmî olarak şehirde yaşamalarına izin verilmiş metik adı verilen (μέτοικος) gruba karışırlardı Bu gruptakiler ne hür bir vatandaş gibi haklara sahiptiler, ne de bir köle gibi çalıştırılırlardı


Şahısların yanında, şehir devletleri de kölelere sahipti Kendi kendilerine yaşayan ve sadece belirli görevler yapan devlet köleleri, şahsa özel kölelerden daha fazla hakka sahipti Bu devlet çalışanı kölelerden Atina'da olanlar sadece piyasada gezen sahte paraları denetlemekle görevliydi Bazıları ise tapınaklarda temizlik görevlisi olarak çalıştırılırlardı


Sparta tüm şehir devletlerinden daha değişik bir kölelik sistemine sahipti Helot adı verilen her bir köle Sparta'lıların savaş esirleriydi Bunlar devlet tarafından tutulur ve ailelere tahsis edilirdi Sparta vatandaşları, kendi şehirlerinden olanları köle edinmezdi Helotlar, kadınların güçlü ve sağlıklı çocuklar doğurup yetiştirirken; erkeklerin, çocukları oplit adı verilen (ὁπλίτης) zırhlı piyade askerler olarak hazırlamasına zaman vermek için yiyecek yetiştirirler ve günlük ev işleri ile uğraşırlardı Sahipleri Sparta'daki kölelere çok sert ve kırıcı davrandığından bir çok ayaklanma yaşanmıştır

Yaşam tarzı

Yunan şehirlerinde yaşam stili uzun süre aynı kaldı Şehirlerde yaşayan insanlar servetlerine göre müstakil evlerinde ya da bugünkü apartmanlar gibi bir çok evden meydana gelen yapılarda yaşıyorlardı Evler, sosyal yapılar ve tapınaklar Agora'nın etrafına inşâ edilirdi İnsanlar bazen köylerde ve şehir merkezinin dışında seyrek konutlaşmış yerlerde yaşarlardı Atina'da insanların çoğunluğu şehir surları dışında yaşıyorlardı Tahminî olarak 560000 olan nüfusun 400000'i şehir surları dışındaydı

Yerleşme

Genel Yunan evleri bir avlu etrafında dizilmiş yatak odaları, kilerler ve bir mutfaktan oluşuyordu Yunan kültüründe evler diğer uygarlıklara kıyasla çok daha büyük olmuştur her bir evin, yaklaşık 230-250 m2 olduğu görülmektedir


Evler genel olarak ebeveyn ve çocuk yatak odalarından oluşuyordu ve diğer akrabaların aile içinde yaşadığı pek görülmezdi Erkekler aileyi geçindirmekle yükümlü olduğundan evde pek vakit geçirmezlerdi Ev işlerini köleler yaparlardı Kadınların görevi çocuklara bakmak, yapılacak ev işlerinin listesini hazırlamak ve çeşmelerden eve su taşıyan, yemek pişiren, temizlik yapan ve çocuklarla oyun oynayan köleleri denetlemekti Erkekler akşamları misafirleri ağırlayabilecekleri özel odalara sahipti zira erkek misafirlerin evin, kadınının ve çocuklarının yaşadığı mahrem bölümlere girmesi yasaktı Erkekler arkadaşlarını çağırarak sempozyumlar düzenlerlerdi Işık gaz yağından sağlanır, odun kömürü yakarak ısınılırdı Ev içi mobilyalar gayet basitti Tahtadan masalar, sandalyeler, yataklar, dolap ve komodinler kullanılırdı

Tarım

Ana madde: Antik Yunanistan'da tarım

Tarlada çalıştırılan köleleri tasvir eden bir çömlek




Yunan insanlarının yaklaşık %80'i tarım ile uğraşıyordu Toprak az verimli ve yağmur kıttı Araştırmalar o günden bu zamana iklimin pek değişmediğini göstermektedir Yunanların verimli toprakları kolonize etme ihtiyacının bir sebebi de budur O zamanlarda birçok iş insan eli ile yapılmasına rağmen bazen öküzler çift sürmek için kullanılırdı Yunan çiftçileri çanak - çömlek, tuz, balık almak ve ihtiyaç fazlası mahsullerini satmak için festivallere giderlerdi
Yetiştirilen başlıca yiyecekler lahana, soğan, sarımsak, mercimek, fasülye ve bezelye idi Bunun yanında nane, adaçayı ve kekik gibi şifalı otlar da hem yemeklerde kullanılmak hem de tedavi amaçlı olarak yetiştirilirdi Tarlalarda köleler çalıştırılırdı Sulama, zararlı otları yolma, mahsul toplama, ekin ve hasat zamanları köleler tarlalarda çalışırdı


Eski Yunanistan'da en çok yetiştirilen şey bugün de olduğu gibi zeytin idi Yunan illerinin herbir yerinde yetişen zeytin, halkın günlük yaşamında da büyük yer tutuyordu Buna bağlı olarak zeytinyağı üretimi de oldukça gelişmişti

Tıp

Ana madde: Antik Yunanistan'da tıp Antik Yunan tıp konusunda pek ileri değildi fakat Hipokrates gibi büyük tıp bilginleri yine de Yunanistan'dan çıkmıştır Eski Yunanistan'da yetiştirilen şifâlı otlar ağrı kesici olarak kullanılırdı fakat enfeksiyonları engellemek için herhangi bir kürleri yoktu, bu nedenle en sağlıklı bir insan bile her yaşta en ufak bir hastalıktan ölebilirdi İlaç ve merhem yapımını büyük ölçüde Mısır kültüründen edinmişlerdi


Tarihin bilinen ilk tıp okulu Knidos'da, MÖ 700'lerde açıldı Anatomi uzmanı Alcmaeon bu okulda eğitmenlik yaptı Daha sonra ünlü tıpçı Hipokrates, Kos'ta kendi okulunu açmıştır


Bunun yanında insanlar formlarını korumak için kendileri de spor yaparlardı Erkekler, askerî harekâtlara her an hazır olmak için egzersiz yaparlardı Hemen her şehir en azından bir spor kompleksine sahipti Sparta hariç diğer tüm şehirlerde bu salonlar sadece erkeklere açıktı ve içeride egzersizlerin çıplak yapılması âdettendi

Mutfak

Ana madde: Antik Yunanistan'da mutfak kültürü

Ekmek hamuru yoğuran bir kadın




Eski Yunanistan'da insanların yiyecekleri zengin de olsa, fakir de olsa oldukça mütevazı idi Fakirler soğanla tatlandırılmış arpa ve yulaf lapası yerlerdi Şehir festivallerinde tanrılara kesilen kurbanlar haricinde halkın çok azı et yeme lüksüne sahipti Fırıncılar günlük olarak ekmek çıkartırdı ve şarap, sudan sonra en önemli içecekti
Yemekler genelde üç öğün üzerine kuruluydu Sabah, öğlen ve akşam üzeri öğünleri vardı İnsanlar kahvaltıda şaraba banılmış yulaf ekmeği yerlerdi Eğer biraz zengin ise bunun yanına zeytin ya da incir eşlik ederdi
Daha zengin olanların gücü domuz veya keçi kesmeye de yeterdi Sığır eti, sadece hükümdarların ve üst düzey insanların tatmaya tâbi olduğu çok lüks et çeşidi idi En ucuz et çeşidi yine de domuzdu Hür bir işçi üç günlük ücreti ile ailesini doyuracak kadar domuz eti satın alabilirdi Yemekler genelde dörtgen, bazende yuvarlak bir masa etrafında yenirdi Masa ayaklarının hayvan ayağı gibi oyulması âdetti

Eğitim

Yunan tarihinde eğitim, Sparta hariç, kişisel idi Sparta'da çocuklar 7 yaşlarına kadar aileleriyle kalır daha sonra devlete ait kurumlara giderdi Daha çok müzik eşliğinde yapılan jimnastikle vücut geliştirilir, bunun yanında okuma yazma, aritmetik, devlet işleri ve din de öğretilirdi Helenistik dönem boyunca birçok şehir devleti halk okulları açtı Sadece bazı varlıklı aileler çocuklarına özel öğretmen tutabilecek durumdaydı Erkekler okuma - yazmayı ve edebî metinleri öğreniyorlardı Bunun yanında şarkı söylemeyi ve en az bir müzik âleti çalmayı öğrenen çocuklar aynı zamanda askerî birlikler için birer atlet gibi yetiştiriliyorlardı Sadece bir meslek için değil, etkileyici bir yurttaş olmak için de çabalıyorlardı Kızlar da okumayı yazmayı ve ev işlerinde yardımcı olması amacıyla basit aritmetik işlemleri okullarda öğrenmişlerdir fakat çocukluktan sonra bir daha hemen hiç eğitim alan olmamıştır


Erkek çocukların çok az bir kısmı çocukluktan sonra da eğitimlerine devam etmişlerdir Varlıklı gençlerden bazıları kendilerinden yaşça büyük akıl hocaları tutuyorlardı Gençler hocalarını izleyerek ve onunla beraber sempozyumlara katılarak, çarşıda politika konuşmayı, günlük görevlerini nasıl yapması gerektiğini vb öğrenirlerdi En zengin öğrenciler ise eğitim hayatlarına kolejlerde devam ederdi ve büyük bir şehirde üniversite'ye giderdi Bu üniversiteler dönemin en önemli ve saygın öğretmenlerine sahip olurlar ve eğitimi verilebilecek en iyi biçimde verirlerdi

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Antik Yunanistan | Yunan Medeniyeti

Eski 05-29-2009   #5
[KAPLAN]
Varsayılan

Cevap : Antik Yunanistan | Yunan Medeniyeti



Din ve inanış

Yunan mitolojisi Tanrılar ve Tanrıçalar
  • İlk tanrılar ve Titanlar
  • Zeus ve Olimposlu tanrılar
  • Pan ve Nympheler
  • Apollo ve Dionysos
  • Deniz tanrıları ve Toprak tanrıları
Kahramanlar
  • Herakles ve onun oniki görevi
  • Akhilleus ve Truva savaşı
  • Odysseus ve Odyssey
  • İason ve Altın post
  • Perseus ve Gorgon
  • Oedipus ve Thebes
  • Theseus ve Minotauros
  • Triptolemus
Eski Yunan kültüründe çok tanrılı bir inanış vardı Her önemli doğa ögesi ve insan duyguları ile ilgili tanrılar vardı Tanrıların tanrısı Zeus dünyayı ve gökleri yönetir, ondan sonra kardeşleri Hades ve Poseidon gelirdi Eski Yunanlar'ın inanışlarına göre Zeus, önceleri Tanrıların tanrısı değildi, babası Kronos'u devirdi ve hâkimiyeti kendi eline aldı Fakat Zeus gibi babası Kronos da asıl tanrı değildi ve o da gerçek tanrı olan Uranos ve karısı Gaia'yı devirip iş başına geçmişti Zeus'un kardeşlerinden Hades ölülerin dünyası olduğu kabul edilen yer altı dünyasını, Poseidon ise Yunanların yaşamlarında hayatî öneme sahip olan denizlerin tanrısıydı
Zeus ve kardeşlerinin Olimpos Dağı'nda yaşadıklarına inanılırdı Zeus'un Hera adında bir karısı vardı Zeus ile Hera'nın çocukları Hephaistos, Apollon, Artemis, Athena, Ares, Dionysos, Afrodit ve Hermes idi Tüm bu tanrıların insanlar gibi yaşadığına, âşık olduğuna, evlendiğine, kıskançlığa kapıldığına, kavga ettiklerine ve ara bozduklarına fakat ölümsüz oldukları inanılırdı

Yunanlar bir takım mağaraların tanrılarının tapınakları olduğuna inanırlardı Korint ve Delfi'de rahip ve rahibeler tanrılar adına kâhinlik yapardı

Genel yaşam



Kadınların giydiği bol elbise, Chiton




Antik Yunanistan'da herkes gün içinde görevlerini yapar ve dinî görevlerini aksatmamaya çalışırdı Atina gibi büyük şehirlerde sık sık festivaller düzenlenirdi, bu festivallere katılmak bir görevdi Festivallerde tanrılara müzik, şiir, drama türlerinde hediyeler sunulurdu Atina'lılar birbiri ardına festivalleri olmasıyla övünürlerdi Büyük Panhellenik (tüm Yunan şehirlerinden katılımcıların bulunduğu) festivaller Olympia, Delfi, Nemea ve Isthmia gibi yerlerde düzenlenirdi Bu festivalerde yarışmalar düzenlenir ve kazanan şairler, atletler zengin ve ünlü olurlardı En popüler ve para getireni ise Kariot (atların çektiği iki tekerlekli savaş arabası) yarışlarıydı




Zeus'un Chariot'u




Yunanların giyim biçimi zamanla ufak değişimlere uğramıştır Kadınlar da erkekler de genelde bol giysiler giyerlerdi Tunikler renkli dizaynlara sahip olurdu ve çoğu zaman bir kemerle bağlanırdı Soğuk zamanlarda şapka ve pelerin giyerler, sıcak havalarda deri sandaletler ve tüm vücudu örten ince kumaştan yapılma elbiseler giyilirdi Kadınlar mücevher takarlar ve kozmetik ürünler kullanırlardı Saçlarını yüzyıllar boyunca modası geçmeyen bir âdet olarak enselerinde topuz yapmak Yunan kadınlarının en büyük şıklık göstergesiydi Özellikle pudrayla ten rengine beyaz bir görüntü vermek gelenekti Hoş kokulu esanslar kullanır ve tırnaklarını boyarlardı Soylu Yunan kadınlarının sıkça kullandığı yağlı kremi yapmayı ilk başaran hekim Galen'dir Antik dönemde erkekler de kadınlar gibi uzun saçlı olmuşlar Büyük İskender'in başlattığı tıraş modasına değin sakal bırakmışlardır Zira Büyük İskender savaş ânında düşmanların askerlerin sakallarına yapışıp bırakmaması endişesi taşımıştır Eski Yunanistan'da şehre ya da eve gelen misafirlere sıcak banyo sunmak ve banyo sonrasında hoş kokulu yağlar ikram etmek bir gelenek hâline gelmişti


İlk para Lidyalılar tarafından bulunmuş olmasına rağmen yaygın olarak kullanımı Eski Yunanistan'da olmuştur Bugünkü bozuk paraların tasarımı da aynı biçimde Eski Yunanistan kültüründen kalmıştır Yuvarlak olması, herhangi bir yüzünde önemli bir liderin kabartmasının bulunması bu dönemdeki âdetlerdendir Eski Yunanistan'da para süsleme ve basma bir sanat olarak görülmemişse de onların el becerileri hakkında en çok bilgi veren eserlerden biri de paralardır

Tiyatro

Oyuncuların kullandığı maskeler




Eski Yunanistan'da tiyatro kültürün en önemli parçasıydı Tiyatrolar halkı eğlendirmenin yanı sıra halkı eğitmek için de kullanılmıştır Bu dönemde sadece erkeklerin tiyatro oyuncusu olmasına izin verildiğinden erkek oyuncular gerektiğinde maskeler ile kadın rollerini de üstlenirlerdi


İlk olarak şarap tanrısı Dionysos'u kutsamak için dinî törenlerde söylenen ilâhilerden doğan tiyatronun ilk oyuncusu, önceden plânlanmış soruları halktan biriymiş gibi öne çıkıp ilâhi korosuna yönelterek rol yapan Thespis olmuştur Tiyatronun ilk olarak böyle doğmasından dolayı tiyatroların oynandığı yerler uzun süre halk tarafından tapınaklar kadar kutsal sayılmıştır


Antik Yunan tiyatro sanatında oyunlar trajedi ve komedi olarak ikiye ayrılırdı Genelde Yunan mitolojisi üzerine yazılan senaryoların bir çoğu şiirsel bakımdan birer başyapıt niteliği taşır Eserlerinin bir kısmı günümüze ulaşabilen üç Yunan yazarı-düşünürü Aiskhylos, Euripides ve Sofokles'dir Bunların içinde ilk kez sahne dekoru kullanan kişi Sofokles'dir

Mimarî



Epidaurus tiyatrosu





Yunan uygarlığında mimarînin zirveye çıktığı dönemlerde yapılan en önemli eserler, Atina'da Korint'te, bugün Türkiye sınırları içinde kalan Efes ve Bergama'da görülebilir Bugüne dek kurulmuş en görkemli Yunan şehri, Dünyanın Yedi Harikası'ndan biri sayılan İskenderiye Feneri'nin inşa edilmiş olduğu, Mısır'daki İskenderiye şehri olarak kabul edilir Fakat yağmalar ve âfetler sonucu bugün İskenderiye Feneri de dahil olmak üzere neredeyse hiç bir eser ayakta değildir



Yunanca terimler ile temsilî bir Yunan tiyatrosu




Eski Yunanlarda mimarînin oldukça gelişmiş bir başka kolu da anıtmezarlardır Genelde dönemin kralları için inşâ ettirilen anıt mezarlardan en ünlüsü Bodrum'da Karya Kralı Artemisia adına yaptırılmış Mausoleion'dur Taban ölçüleri 32 x 38 metre boyutlarındaki Mausoleion'un yüksekliği 55 metreyi bulur


Yunanlar yaptıkları evlerin ya da diğer yapıların zeminlerini geleneksel bir nedenden dolayı aşınmış çakıl taşları ile döşerlerdi Ana fon siyah olup desenler beyaz varsa renkli çakıl taşlarından yapılırdı Bu dönemlerden kalma en eski buluntu MÖ 8 yüzyılda yapılmıştır Antik Yunanlara ait mimarî kalıntıların büyük çoğunluğu toprak altında olduğundan, her yeni keşifle ortaya daha yeni bilgiler çıkmaktadır


Yunanların en sık görülen yapıları ise tiyatrolardır Bulgulara göre ilk tiyatrolar Dionysos adına yapılan dinî şenliklerde tapınakların önünde bulunan, aslen bir sunak olan ve halkın etrafındaki tepelere çıkarak seyrettiği, ilâhi söylenen yükseltilerdir Tiyatrolar zamanla gelişerek ilk amfitiyatro örnekleri oluşmuştur Sahnenin seyircilere bakmayan tarafı, beyaz taşlardan duvar ile kapatılmış, olayın geçtiği yere göre, bu duvarlara orman ya da deniz resimleri çizilmiştir Arka fon ve oturakların oluşması günümüz tiyatro sanatının temelleri olarak kabul edilir

Eşcinsellik



Kır ve Çobanlar tanrısı Pan, öğrencisi Daphnis'e Syrinks çalmayı öğretirken




Eski Yunanistan'da eşcinsellik genelde erkekler arasında görülürdü Aşk ilişkileri çoğu zaman bir ergen erkek ile bir yetişkin arasında kurulurdu Yunanlar bir erkeğin, başka bir erkeğin güzelliğine vurulmasını normal karşılardı fakat farklılık bunu dışa vurma şekliydi Eğer erkeğe duyulan tutku kadına duyulandan fazla ise kişi dışlanırdı Eski Yunanistan'da bu tip ilişkiler genelde antrenmanların çıplak yapıldığı spor komplekslerinde ortaya çıkardı


Erkekler arasındaki eşcinsel ilişkilerde yetişkin bireye erastes, genç bireye eromenos denirdi Yunan eşcinsel ilişkileri genelde bu tipti fakat buna alternatif olarak Boeotia'da çiftler birlikte yaşamışlar, Elis gibi yerlerde gençler hediyeler verilerek ikna edilmiş, İyonya gibi yerlerde ise eşcinsellik toptan yasaklanmıştır



Eşcinsellik, Eski Yunanistan'da tanrılar arasında bile yaygındır Bu konudaki mitlere bakıldığında Zeus, Poseidon, Apollo, Orpheus, Herkül, Dionysus, Hermes, ve Pan gibi tanrıların her birinin genç sevgilileri olduğu görülür Hattâ efsaneye göre yakışıklılığı ile ünlü bir kahraman olan Narkissos nehire su içmek için eğildiğinde, yansımada kendi görüntüsünü görüp kendi vücuduna âşık olur

Fahişelik

Fahişelik, Eski Yunanistan'da günlük hayatın bir parçasıydı[kaynak belirtilmeli] Daha büyük şehirlerde ve özellikle limanlarda fahişelik iş sahasıydı ve azımsanamayacak derecede çok insana iş sağlıyordu Gizlilik içinde yapılmaz, genelevler ayıplanmaz ve merkezî yerlere kurulmasında bir sakınca görülmezdi


Atina'da efsanevî kanun koyucu Solon, genelevlere düzenli fiyatlar koydu ve fiyatlar arasındaki uçurumu kaldırdı Bu iş aslında sadece kadınlar arasında değil, erkeklerce de yapılan bir işti Genelde erkekleri orta yaşlı kadınlar tutardı ama bazen yaşlı kadınlara da hizmet verdikleri olurdu Cinsel tercihe göre zaman zaman erkek müşterilere de giderlerdi


Antik Roma'daki uygulamanın aksine, MÖ 390'lara kadar, köleler ile cinsel ilişki görülmemiştir Eski Yunanistan'da fahişelere bu kadar çok yönelinmesinin bir başka sebebi de oral seksin bir tabu olmasıydı İnsanların bunu yapması alçaltıcı olarak algılanırdı Erkekler arasındaki ilişkilerde bile Erastes (yetişkin olan taraf), Eromenosdan (genç taraf) çok ayıp sayıldığı için bunu yapmasını isteyemezdi Bu yüzden hem heteroseksüel insanlar, hem erkek eşcinseller genelevlere sık sık giderdi
Fahişelik hem yasal, hem de bu kadar kabul gören bir iş olmasına rağmen, bu işi yapanlar yine de toplum tarafından aşağılanırdı Bu işi yapan kadınlar Khametipis (χαμαιτυπής - yerin dibine geçirilmiş) adı ile anılırlardı MÖ 4 yüzyıldan sonra fahişelik köleler arasında yaygınlaştı Atina'da Atinalı bir kişi bu işi yaparsa bütün sosyal hak ve özgürlüklerini kaybeder ve köleler ile eşit duruma düşerdi, bu nedenle başka şehirden gelenlerin de bu işi yaptığı görülürdü


Eski Yunanistan'da genelevlerin nasıl olduğu konusunda sadece edebî eserlerden bilgi edinilmektedir Buna göre genelevler karanlık, dar koridorlu ve pis kokulu yerlerdir Kadınlar bu evlerde ne olursa olsun hamile kalmaktan kaçınırlardı ve ilkel doğum kontrol yöntemlerine baş vururlardı

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.