Paralel Evrenler |
05-27-2009 | #1 |
Şengül Şirin
|
Paralel EvrenlerParalel Evrenler Görülebilir evrenin ötesinde, bu evrene paralel başka evrenler de varmı dır? Mistikler ve filozoflar böyle olduğunu öne sürüyorlarBilim adamları ise yakın zamanlara değin böyle bir şeyin olanaksız olduğunu düşünüyorlardıFakat bugün fizikçiler paralel evrenlerin olabileceğini matematiksel olarak ortaya koyabiliyorlarAşağıda ''üçüncü bir boyutta dizilmiş iki boyutlu evrensel düzlemler'' görülmektedir PARALEL EVRENLER kavramı, bugün bilimsel terimlerle açıkça bir şekilde tartışılabilmektedirBilim adamları içinde bulunduğumuz evrenin varlığını bir takım neden sonuç bağıntılarıyla açıklayabiliyorlarAslında bu açıklama, üç boyutlu uzayın tümüyle onun yapısını oluşturan fizik nesnelerden ibaret olduğu esasına dayanırBu yaklaşım biçimi ilk bakışta, evrenin var olan her şey demek olacağı anlamına gelebilirFakat iki önemli nokta varBirincisi, bilim adamlarının evren açıklamaları, birtakım soyut kavramları(güzellik ve sevgi gibi) açıklamaktan kaçınırOysa her ne kadar fizik bir evrende yaşıyorsak da, bu tür soyut kavramlar bu fizik evren içerisinde önemli bir yer tutarlarİkinci olarak da bilimin tüm yaklaşımları ve bu konuya ilişkin kabülleri kesinlikle üç boyut ile sınırlanmıştır 3 koordinat belirtilmelidir İkinci nokta, paralel evrenler tartışmasının odak noktasını oluşturuyorEvrenimiz üç boyutlu bir mekandırHerhangi bir nesnenin konumunu kavrayabilmek için öncelikle onun üç koordinatını belirlememiz gerekirBunun en somut örneği havacılıkta görülürBir uçağın pilotu, yerdeki hava trafik kontrolörüne havadaki konumunu bildirmek için 3 rakam vermek zorundadır: Bu değerler uçağın havada bulunduğu yerin enlemini, boylamını ve yere olan uzaklığını belirtir Peki, üç boyutun ötesi var mıdır? Matematikçiler diğer boyutları idrak etmenin sanıldığı kadar zor olmadığını belirtiyorlarDiğer boyutlar gerçekten de matematiksel olarak kavranabilir, fakat bu durum üç boyutlu insan beyni için de söz konusu mudur? Tüm kavramlarımızla birlikte üç boyutlu bir mekanda yaşadığımız için bu pek mümkün değildirFakat şu örnekler, bunu anlamamıza biraz yardımcı olabilir Nokta, kağıt ve masa örnekleri Uzaydaki tek bir noktayı ele alalım Bu noktanın herhangi bir yöne doğru uzanan hacmi yokturDolayısıyla bir matematikçi için o nokta boyutsuzdurDüz bir çizgiyi alalım O da sadece bir yöne doğru uzarGenişliği ve yüksekliği yoktur, sadece uzunluğu vardırBu bakımdan o çizği de bir matematikçi için tek boyutludurBir kağıt parçasını düşününGenişliği ve uzunluğu vardır ama derinliği yokturDolayısıyla o da iki boyutludurBir masayı ele alalımGenişliğiyle, uzunluğuyla ve derinliğiyle üç boyutlu bir nesnedirÖrneklerimizi bir kez daha inceleyelim: Boyutsuz, tek boyutlu, iki boyutlu ve üç boyutluBurada durmamız için herhangi bir neden var mı? Niçin bundan sonraki boyutları keşfe çıkmayalım? İki boyutlu evren: Flatland Tekrar kağıt örneğine dönelim ve bu iki boyutlu dünyada yaşayan varlıkları düşünelimFlatlandliler (R Edwin Abbott, Flatland adlı bilimkurgu romanında, iki boyutlu bir evreni ve oradaki yaşamı anlatır) sadece iki boyutu bilirler: Sağ-sol, ön-arkaOnların tüm hareketleri kağıtın derinliği olmayan yüzeyi ile sınırlanmıştır(Onlar derinliği sadece kendi boyutlarındaki yerçekimi olarak ölçümleyip duyumsarlar) Flatlandliler üçüncü boyutla ilgili olarak hiçbirşey bilmezlerHatta üçüncü boyutu hayal edemezler Flatlandlilerin üzerinde yaşadıkalrı bu kağıt parçasının sonsuz bir genişlikte olduğunu düşününBu durumda onlar doğallıkla kendi iki boyutlu evrenlerinin tüm ''var oluşu'' oluşturduğunu düşüneceklerdirÖte yandan kendi evrenlerinin ''altında'' ya da ''üstünde'' de başka evrenlerin olduğunu ise asla anlayamayacaklardırHatta anlamamanın ötesinde, bu kendilerine söylendiğinde kabul bile etmeyeceklerdir Paralel Flatlandler Bizim üç boyutlu bakış açımızla ise, Flatland evreni asıl gerçekliğin çok çok küçük bir bölümünü oluştururBu arada iki ayrı Flatland evreni birbirine paralel bir şekilde yer alabilir ve bunların her birinde yaşayan varlıklar derinlik duygusuna sahip olmadıkları için birbirlerinin farkına varamazlarBu tür birbirine paralel iki Flatland evreni üçüncü bir boyutta bir araya gelirler, tıpkı bir kitabın sayfaları gibi Einstein'ın yaklaşımı Her ne kadar bilimsel düzeyde şimdilik bir varsayım olarak kabül ediliyorsa da, birtakım bilimsel ön bilgiler öne sürülmemiş olsaydı, paralel evrenler felsefesi bir kavram olmanın ötesinde hiçbirşey ifade etmeyecektiParalel evrenler konusuyla ilgili ilk kapıyı açan kişinin Albert Einstein olduğu biliniyorEinstein'in ünlü genel rölativite teorisinde paralel evrenleri birbirine bağlayan ''köprülerden'' söz edilirGenel rölativite teorisi çekim, uzay ve zaman konularını kapsayan oldukça karmaşık bir teoridirRölativite teorisine göre, bir çekim alanı eğimli bir uzay demektirÜç boyutlu uzay, dördüncü bir buyuta uzanırTekrar Flatland'e dönersek, bu iki boyutlu alem, üç boyutlu uzayın dördüncü bir boyuta açılmasının ne demek olduğunu açıklamaya yardım edecektir Hemen yanıbaşımızda yer alan mekanların varlığı olgusu, bizim dördüncü bir boyut tasarımlarımızdan oldukça farklıdırHer şeyden önce, üç boyutlu beynimizin bu tür bir olguyu kabüllenmesi oldukça zordurBöyle bir yaklaşım ancak iki boyutlu bir paralel evren modeli ile sağlanabilirModern bilimsel yaklaşımlar, paralel evrenlerin varlığına, hatta gerekliliğine dikkat çekiyorDördüncü bir boyut kavramı paralel evrenlerin nerede olabileceğine ilişkin bazı ip uçları veriyorÖzellikle Einstein 'ın bu tür evrenlerin karadelikler aracılığıyla nasıl birbirine bağlanabileceğine ilişkin bazı ön bilgiler ortaya koyduğu biliniyorAslında paralel evrenler bir dördüncü boyutta aynı uzayda aynı yerdedirlerFakat araya bir zaman duvarı girmiştirParalel evrenler birbirlerine değmeden sonsuz tabakalar şeklinde bir kitabın sayfaları gibi üst üste dizilirlerParalel evrenler ve kendi evrenimize ait farklı zaman tabakaları(Geçmiş, Şimdi, Gelecek) bu dördüncü boyutta birbirleri içerisine geçerek bir kitabın sayfaları gibi dizilmişlerdir Flatland 3 boyutlu oluyor Flatland'i oluşturan iki boyutlu kağıt tabakasının üzerine ağırlığı olan bir nesne koyalım İki boyutlu kağıt bu nesnenin ağırlığından ötürü hemen buruşacak ve şekli bozulacaktırDolayısıyla iki boyutluluğunu yitirecek, buruşuk bir yüzeyi olmasından ötürü, üçüncü bir boyut, yani derinlik kazanacaktırBöylece bu yeni üç boyutlu mekanda kütleçekimi denen etki oluşacaktırFlatland, çukurlaşmasına rağmen yine Flatland olmaya devam edecektirFakat şu farkla ki, Flatlandliler bu kez meyilli bir yüzey üzerinde yolculuk yapacaklardırBuradaki çukurlaşma, hemen akla bir karadelik getiriyorBir karadeliğin Flatland'de olduğu gibi üzerinde durabileceğiniz bir yüzeyi yokturSadece nesneyi daha derinlere çeken olağanüstü bir çekim gücü vardırFlatland'in bir karadeliğe yaklaştığını varsayalım, ne olacaktır o zaman? Flatland'in iki boyutlı evreni karadeliğin çekim etkisine girdiğinde, giderek küçülmeye ve bükülmeye başlayacaktırSanki bir huninin kenarlarından içeriye doğru, bir tünele doğru kayıyor gibi olacaktır Einstein-Rosen Köprüsü Einstein ve yakın çalışma arkadaşı Nathan Rosen'in bu karadelik tünellerini matematiksel olarak kabül ettikleri ve inceledikleri biliniyorEinstein ve Rosen, bu çalışmalarının sonucunda şaşırtıcı bie şey keşfettiler: Karadelik tünellerinin dibi yokturBurada, uçlarından birbirlerine bağlı iki huni söz konusudurBirleştikleri nokta, tünelin ''boğaz'' kısmını oluştururDolayısıyla tünelin bir ucundan giren bir nesne, merkezdeki ya da boğazdaki olağan üstü çekimin etkisiyle, tünelin öbür ucundan dışarı fırlatılırÖyleyse öbür yanda ne vardır?Öbür yan, yeni bir evrendir, ilkinden tamamıyla farklı bir evrendir bu! İşte bu iki evreni birbirine bağlayan tünele Einstein-Rosen Köprüsü adı verilir __________________________________________________ __________________________________
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|