Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Kitap Özetleri

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
kitap, kızı, yüzbaşının, özeti

Yüzbaşının Kızı Kitap özeti

Eski 05-26-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Yüzbaşının Kızı Kitap özeti



Kitabın Adı Yüzbaşının Kızı
Kitabın Yazarı Aleksandr PUŞKİN

Yayınevi ve Adresi İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul
Basım Yılı 2001

Eserde anlatılan olaylar Rusya’da, 1700′lü yıllarda Çariçe döneminde geçmektedir Rus ordusundan kıdemli binbaşı rütbesinde emekli olan Andrey Petroviç Grinyov, Avdotya Vasilyevna ile evlidir Simbirsk’in köyünde oturan varlıklı bir ailedir Doğan çocuklarının sekizi, daha bebekken ölürler Doğacak dokuzuncu çocuklarını, daha kız veya erkek olacağı belli olmadan, aile dostlarından bir binbaşının yardımıyla Semenovski Alayına çavuş olarak yazdırırlar Çocuk eğer kız doğacak olursa, çavuşun öldüğü bildirilecek ve iş de böylece kapatılacaktır
Çocuklarının erkek olması Grinyov ailesini sevindirir Adını Pyotr Andreyiç koyarlar Savelyiç adlı yaşlı hizmetkâr lala olarak görevlendirilir İleriki yaşına doğru eğitimi için Monsieur Beaupre adında bir Fransız öğretmen tutulur Pyotr Andreyiç, bir süre öğretmeninden Fransızca, Almanca ve diğer bilimlerle ilgili dersler alır; kılıç kullanmayı öğrenir
On yedi yaşına gelince, babası, onun iyi bir subay olarak yetişmesi için, doğmadan önce çavuş olarak yazdırdığı muhafız birliğine değil, daha uzakta ve zaman zaman çatışmalara giren Orenburg’taki bir eski dostunun birliğine gönderir Oğluna, dostuna verilmek üzere bir mektup verir ve hizmetinde bulunması, koruması için lalası Savelyiç’i de yanına katar


Pyotr Andreyiç ile Savelyiç önce Simbirsk’e varırlar Burada, gerekli malzemeleri almak için bir gün konaklarlar Savelyiç malzeme alımıyla uğraşırken handa yalnız kalan Pyotr Andreyiç, İvan İvanoviç Zurin adında bir subayla tanışır Bu subay içkiye ve kumara düşkündür Pyotr Andreyiç, ondan bilardo oynamasını öğrenir Zurin’le parasına bilardo oynar ve yüz ruble kaybeder Kasadarı Savelyiç’e bu parayı ödettirir Ertesi günü bir at arabasıyla yola düşerler

Yolda hava bozmaya başlar Arabacı, hana geri dönmeyi teklif etse de kabul ettiremez Bir süre sonra tipi bastırır, her taraf karla kaplanır Ne yol, ne iz bellidir Hiç değilse sığınacak bir ev ya da bir yol izi görme umuduyla dört bir yana bakınırken bir karartı göze çarpar Arabacıya gördüğü karartıya doğru gitmesini emreder Karartı da kendilerine doğru gelmekte olduğundan kavuşmaları uzun sürmez Bu bir yolcudur Konuşmalarından yolcunun bu çevreyi iyi bildiği anlaşılır Kılavuzluk etmesi için arabaya alınır ve yola devam edilir Bir hana ulaşırlar Orada fırtınanın geçmesini beklerler Kendilerine kılavuzluk ettiği için yolcuya handa şarap ısmarlar Ertesi günü hancıya hesabı ödeyip ayrılırken kılavuza elli kapik bahşiş vermesini söyler Savelyiç’e Bir çapulçuya bu kadar para vermenin anlamsız olduğuna inan Savelyiç’i razı edemez Pyotr Andreyiç, kılavuzun hizmetini karşılıksız bırakmak istemez Tavşan kürklü gocuğunu, hizmetkârın itirazlarına rağmen, ona verir Bu sırada arabacı da yola çıkmak için hazırlıklarını tamamlamıştır, hemen yola çıkarlar
Orenburg’a varınca, doğru Andrey Karloviç adlı generale çıkar Babasının yazdığı mektubu ona verir General mektubu okur ve mektupta yazılanların yerine getirileceğini söyler Ertesi gün atanma emriyle birlikte, subay alayına katılması için onu Belegorski kalesindeki Yüzbaşı Mironov’un komutasındaki birliğe gönderir Generale göre, Mironov, iyi dürüst bir subaydır Orada Pyotr Andreyiç gerekli eğitimi alacak ve disipline alışacaktır
Belegorski, Kırgız bozkırlarının sınırında ıssız bir kaledir Orenburg’dan “kırk verst” ötededir Surlar, kuleler ve toprak bir tabya görmeyi umarken karşılarına kütüklerden yapılma bir çitle çevrili küçük bir köy çıkar Kalenin girişinde dökme demirden, eski bir top durmaktadır Dar, eğri büğrü sokaklardan, üzeri samanla örtülü basık kulübelerin arasından geçerek Yüzbaşının konutuna varırlar Onları Yüzbaşının karısı Vasilisa Yegorovna karşılar Ona, bu kaleye atandığını, Yüzbaşıyı görmeye geldiğini bildirir Yüzbaşı İvan Kuzmiç, Papaz Gerasim’e misafirliğe gitmiştir Yüzbaşının karısı, Çavuş Maksimiç’i çağırtır Gelince ona Pyotr Andreyiç’in kalacağı eve götürmesini emreder Burası tahta perdeyle ikiye ayrılmış, oldukça temiz bir odadır Savelyiç, eşyalarını hemen yerleştirir

Ertesi sabah tam giyinmek üzereyken kısa boylu, esmer, genç bir subay içeri girer Fransızca olarak, insan yüzü görmeyi özlediği için geldiğini söyler Bu subay, düello nedeniyle muhafız birliğinden çıkarılan Şvabrin’dir Bu sırada kapıya gelen asker, Vasilisa Yegorovna’nın kendisini yemeğe çağırdığını bildirir Şvabrin de kendisiyle birlikte gelir Yaşlı, uzun boylu, dinç bir adam olan Yüzbaşıyı, başında takke, sırtında bej renkli, pamuklu bir gecelik entariyle safta toplanmış yirmi kadar askeri eğitirken görürler Yüzbaşı, yanlarına yaklaşıp dostça birkaç söz söyleyip eğitim yaptırmaya döner Yüzbaşının evine gelirler, hizmetçi kız Palaşka sofrayı kurmaktadır Tam bu sırada Yüzbaşının on sekiz yaşlarında, toparlak yüzlü, pembe yanaklı, açık kumral saçlı kızı Marya İvanovna içeri girer Şvabrin, Yüzbaşının kızının tam bir aptal olduğunu kendisine söylediği için ilk görüşte ondan pek hoşlanmaz Sofrada, Yüzbaşının karısı, annesinin, babasının sağ olup olmadığını, nerede oturduklarını, ekonomik durumlarının nasıl olduğunu sorar Pyotr Andreyiç’in zengin bir aileden geldiğini öğrenen Yüzbaşının karısı, derin bir iç çeker Burada kıt kanaat geçinmeye razı olduğunu; ancak evlenme yaşına gelmiş kızlarına çeyiz olarak verecekleri hiçbir şeylerinin olmamasının kendilerini üzdüğünü, karşılarına çıkacak iyi bir adamla kızlarını hemen evlendirmek istediklerini söyler
Aradan birkaç hafta geçer Pyotr Andreyiç, Marya’yı sevmeye başlar Edebiyatla da uğraştığı için, ona aşk şiirleri yazar Yazdığı birkaç şiiri arkadaşı Şvabrin’e gösterir Şvabrin, okuduğu şiirleri acımasızca eleştirir Bu eleştiri, şiirlerin kötülüğünden değil, Marya’ya kendisinin de âşık olmasındandır Hatta, Marya, onun iki ay önceki evlenme teklifini reddetmiştir Şvabrin’in, Marya ile ilgili atıp tutmaları Pyotr Andreyiç’i çok kızdırır Şvabrin’i alçak ve şerefsiz olmakla suçlar Şvabrin, Pyotr Andreyiç’i düelloya davet eder O da kabul eder Pyotr Andreyiç, kavganın şahitliği için Üsteğmen İvan İgnatyiç’ten yardım ister Fakat daha sonra Şvabrin’in de isteğiyle tanık olmadan kavga etmeye karar verirler Samanlığın yakınında tam kavgaya tutuşacakken İgnatyiç tarafından yakalanırlar Askerlerin de yardımıyla ikisi de Yüzbaşıya götürülür Kalede barışın bozulmaması konusunda öğütler veren Yüzbaşı, kavgacıların birbirlerine sarılarak barışmalarını sağlar Kavganın nedeninin de Marya için yazılmış şiirler olduğunu herkes öğrenir
Yüzbaşının evinden ayrılan Şvabrin ve Pyotr Andreyiç’in hırsları geçmemiştir Ertesi gün ırmak kıyısında kozlarını paylaşmak üzere sözleşip ayrılırlar Her ikisi de sözünü tutar ve kararlaştırılan saatte ırmağın kıyısına gelir Kılıçlarını çekerek kavgaya başlarlar Bir süre birbirlerine zarar veremeden kavga sürer Şvabrin’in gerilemeye başladığını sezen Pyotr Andreyiç, tekrar saldırıya geçer, hasmını ırmağın ucuna kadar sıkıştırır Bu sırada keçi yolundan aşağı doğru koşarak gelen Savelyiç’in kendisine seslendiğini işitir Kısa bir dalgınlık anında Şvabrin’den aldığı kılıç darbesiyle göğsünden yaralanır, yere düşer ve bayılır
Ayıldığında kendini Yüzbaşının evinde bulur Marya ile Savelyiç yanındadır Beş gün boyunca komada yatmıştır Kendini iyi hissetmeye başlayınca Marya’ya evlilik teklifinde bulunur Marya ise henüz tehlikeyi atlatmadığını ve kendisini korumasını söyler Kalede doktor olmadığı için Pyotr Andreyiç’in tedavisiyle alay berberi ilgilenmektedir Ertesi gün Marya’ya evlilik teklifini tekrarlar Marya da Pyotr Andreyiç’e karşı ilgisiz değildir Pyotr Andreyiç’in anne ve babasının bu evlilik için onayını almak isterler Pyotr Andreyiç, babasına bir mektup yazar Gelen cevap umdukları gibi değildir Pyotr Andreyiç’in babası hem evliliğe karşı çıkmakta hem de gereksiz yere kavga ederek yaralanmasına neden olmasına kızmaktadır Hatta Yüzbaşının, kalesinde bu olaylara sebebiyet vermesine içerler ve oğlunu bir başka birliğe tayin ettireceğini yazar
Bu sıralarda Çariçeye karşı isyan edenler kalabalık bir grup olmuşlardır Pugaçev adlı bir Kazak’ın etrafında toplanan isyancılar, bazı kalelere saldırarak başarı kazanmışlar ve oralardaki askerleri de saflarına katmışlar, katılmayanları ise idam etmişlerdir
Yüzbaşı Mironov, Generalden aldığı emri tebliğ etmek için kaledeki bütün subaylarını toplar Kendini III Petro olarak tanıtan isyancı Kazak Pugaçev’in kaleye saldırması durumunda öldürülmesi ve bunun için hazırlıklara başlanılması emredilmiştir
Kalede Kazaklar dışında yüz otuz asker vardır Bir süredir terk edilen nöbet ve devriye sistemi tekrar başlatılır Eldeki top temizlenir, kullanılır duruma getirilir Kaleye saldırı olacağı her ne kadar gizli tutulmaya çalışılsada kısa bir süre sonra herkesin haberi olur Kaledekilerin telaşı bir kat daha artar
Pugaçev, kaleye girmeye hazırlanmaktadır Yüzbaşıya, Pugaçev’den bir mesaj gelir Kaledeki Kazakları ve askerleri çetesine çağırmakta ve komutanlara da karşı koymamalarını öğütlemektedir Yüzbaşı savaştan çok korkan kızı Marya’yı, karısı ile güvende olacakları başka bir kaleye göndermeyi düşünür Karısı başka yere gitmeye razı olmaz Marya’yı da göndermeye zaman kalmaz Çünkü, Pugaçev yolları kesmiş, kaleye girişi ve çıkışı kontrol altına almıştır Yüzbaşı önce savunmaya geçer İsyancılar, atlardan inip saldırıya geçince Yüzbaşı da kale kapısını açtırıp isyancıların üzerine saldırıya geçer Umdukları gibi olmaz İsyancılar kısa süre içinde Yüzbaşıyı ve diğerlerini yakalarlar ve etkisiz hâle getirirler Pugaçev, komutanın evine yerleşir Meydana darağacını kurdurur Kendisine katılmayan Yüzbaşı ile Üsteğmeni hemen astırır Sıra Pyotr Andreyiç’e gelir Bu arada Kazak kaftanı ile Şvabrin gelip Pugaçev’in kulağına bir şeyler fısıldar Pyotr Andreyiç’in yüzüne bile bakmadan adamlarına onu asmalarını emreder Tam ilmeği boynuna geçirdikleri bir sırada bir haykırış yükselir Bu Savelyiç’in sesidir Pugaçev’e yalvarmakta, onu asmamasını istemektedir Pugaçev, yaşlı hizmetkârı tanır Pyotr Andreyiç’in, tipide kendini arabasına alan; kendine handa şarap ısmarlayan ve tavşan kürklü gocuğunu veren kişi olduğunu anlar Adamlarına işaret ederek serbest bıraktırır Yüzbaşının karısı bu sırada olay yerine gelir Kocasını darağacında görünce “Katiller!” diye bağırır Pugaçev, adamlarına kadının susturulmasını emreder Kadının başına bir Kazak, kılıcıyla bir darbe indirir; kadın yere düşer ve can verir

Ölümden kurtulan Pyotr Andreyiç, Yüzbaşının kızını merak eder Onun başına bir kötülük gelmesinden korkar Marya’yı, Papazın karısı korumaya alır ve onu yegeni olarak isyancılara tanıtır Bu duruma Şvabrin de ses çıkarmaz Çünkü o karışıklıkta Marya’nın başına bir kötülük gelmesini istemez

Pugaçev, Pyotr Andreyiç’e kendisine katıldığı takdirde yüksek rütbeler vereceğini vadeder Pyotr Andreyiç, bu teklife yanaşmaz Bunun üzerine onun kaleden hizmetkârıyla birlikte çıkışına izin verir
Pyotr Andreyiç, Orenburg’a gider Kale komutanı generale olanı biteni anlatır İsyancıların gücü hakkında bilgiler verir General subaylarını toplayıp durum değerlendirmesi yapar Pyotr Andreyiç, Belegorsk kalesindeki isyancılara karşı taarruz yapılmasını savunursa da hiçbir subay buna yanaşmaz Savunmada kalmayı tercih ederler
Aradan birkaç gün geçtikten sonra geldiği kaledeki Çavuş Maksimiç, Marya’dan bir mektup getirir Mektuba göre, Pugaçev, kalenin yönetimini Şvabrin’e bırakmış Orenburg yakınlarında kaleye saldırı hazırlıklarına girişmiştir Şvabrin, Marya’yı Papaz Gerasim’in evinden alıp kendi evine götürmüş ve orada bir odaya hapsetmiştir Karısı olması için baskı yapmaktadır Marya, Pyotr Andreyiç’ten gelip kendisini kurtarmasını istemektedir
Pyotr Andreyiç, General’e gider Ondan, Belegorsk kalesini isyancılardan temizlemek için bir bölük askerle, elli Kazak vermesini ister Yüzbaşının kızının yazdığı mektuptan da söz eder ona Fakat General’i yine razı edemez Umutsuzluğa kapılan Pyotr Andreyiç, sevdiği kızı Şvabrin’e kaptırmaktansa ölümü göze alır Atına binip kale kapısından dışarı çıkar Peşine Savelyiç de takılır Bir süre sonra Berda köyü yakınlarında Pugaçev’in adamlarına yakalanırlar Pugaçev’in huzuruna çıkarılırlar Pugaçev’e sevdiği kızın Belogorsk kalesinde olduğunu ve kale komutanı olarak bıraktığı Şvabrin’in kızı hapsettiğini, evlenmeye zorladığını halka zulmettiğini anlatır Pugaçev, kalenin yönetimini bıraktığı şahsın halka zulmetmesine çok kızar Birlikte kaleye giderler Marya’yı hapsedildiği odadan çıkarırlar Pugaçev, halka verdiği eziyetten dolayı Şvabrin’e kızar Papazı çağırmasını, Marya ile Pyotr Andreyiç’i evlendireceğini söyleyince, Şvabrin, Marya’nın Yüzbaşının kızı olduğunu itiraf eder Kendisine bunun daha önce söylenmemesinden dolayı Pugaçev’in kızgınlığı daha da artar Pyotr Andreyiç de Şvabrin’in söylediklerini doğrular Bunu, Marya’nın hayatına zarar verileceğinden korktuğu için söylemediğini itiraf eder

Pugaçev, Pyotr Andreyiç’in kendisine yaptığı iyilikleri hatırlar ve bir kez daha canını bağışlar Marya ile birlikte diledikleri yere gitmelerine izin verir Üstelik yolda adamları tarafından engellenmemesi için bir izin kağıdı da düzenler Pugaçev’e göre iyilik ya tam yapılmalı ya da hiç yapılmamalıdır
Pyotr Andreyiç, Marya ve Savelyiç bir yaylı arabasıyla yola koyulurlar Amacı Marya’yı memleketine götürmek ve onunla evlenmektir Bir süre sonra Pugaçev’in egemenliğindeki bir kalenin yakınındaki menzile gelirler Menzildeki görevliye ellerindeki izin kağıdını gösterince hemen arabanın atları değiştirilir ve tekrar yola koyulurlar Hava kararmaya başlarken küçük bir kente yaklaşırlar Devriyeler önlerini keser Arabacı arabada Çarın bacanağının olduğunu söyleyince, muhafızlar küfürler savurarak hemen etraflarını sarar Komutanlarına götürürler Orada karşılarına handa bilardo oynayıp yüz ruble kaybettiği Zurin çıkar Durumu ona anlatır Zurin, isyancılara karşı kendisiyle birlikte savaşmasını teklif eder Marya’yı Savelyiç ile babasına gönderir Kendisi orada kalır
Pyotr Andreyiç ve Zurin isyancılara karşı başarılar kazanırlar Bir süre sonra Pugaçev de yakalanır Pugaçev işini soruşturan komisyon, Pyotr Andreyiç’in yakalanıp kendilerine gönderilmesi için Zurin’e emir göndermiştir Zurin, görevini yapar Pyotr Andreyiç’i Kazan’a gönderir Askerî mahkeme kurulmuştur Mahkeme başkanı bir generaldir Pyotr Andreyiç’in adını sanını sorduktan sonra, Andreyiç Petroviç Grinyov’un oğlu olup olmadığını bir defa daha sorar Öyle saygıdeğer bir babanın, isyancılarla iş birliği yapan bir oğlunun olmasına çok şaşırır Pyotr Andreyiç, Pugaçev’in hizmetine girmediğini ve ondan herhangi bir görev almadığını söylese de mahkemeyi ikna edemez Yüzbaşının kızının, mahkeme kapılarında sürünmemesi için bu konuda kendisine tanıklık etmesini de istemez Babasının iyi bir subay olması nedeniyle idam edilme yerine, Sibirya’nın ücra bir bölgesinde ömür boyu oturmaya mahkûm edilir
Bu karar, Pyotr Andreyiç’in babasını kahreder Oğlunun, bir isyancının hizmetinde bulunmasını onuruna yediremez Bu durum Marya’yı da derinden sarsmıştır Mahkemede Pyotr Andreyiç’in kendisiyle ilgili bazı şeyleri açıklamamış olmasına inanmaktadır Çok iyi bakıldığı bu evden müsaade isteyerek Savelyiç’le birlikte Petersburg’a gider Çariçenin o sırada Tsarskoye Selo’da olduğunu öğrenir Kendisi de orada konaklamaya karar verir Menzil bekçisinin eşiyle tanışır Saray sobacısının yeğeni olan bu kadın, Marya’ya Çariçe’nin uyandığı saati, gezindiği yerleri, hizmeti için yanında bulunanları anlatır Ertesi gün Marya, erkenden kalkar ve bahçeye çıkar Orada kırk yaşlarında, Çariçe’nin sarayında görevli bir bayanla tanışır Ona başından geçenleri anlatır ve ondan Çariçeye yazdığı mektubu götürmesi için yardım ister Mektubu okuyan Çariçe, Marya’yı huzuruna davet eder; onu çok iyi karşılar Ona, Pyotr Andreyiç’in suçsuz olduğuna inandığını, evlenmeleri için yardım edeceğini söyler Kayın babasına vermesi için bir mektup da verir Mektubunda Pyotr Andreyiç’in suçsuzluğunu bildirmekte ve Yüzbaşı Mironov’un kızının da zekâsını, ahlâkını övmektedir
Pyotr Andreyiç, özel bir emirle sürgünden kurtulur ve Simbirsk’e döner Marya ile evlenir, bolluk içinde mutlu bir hayat yaşarlar
Akıcı bir dille kaleme alınan eserde, Rus ordusunda görev yapan subayların yetişme tarzını; kişinin ekmeğini yediği devletine, canı pahasına da olsa, nankörlük etmemesi gerektiği; aşkın insana verdiği cesareti görmekteyiz

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.