Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Tıp / Biyoloji / Farmakoloji

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
düşmelerin, engellenmesi

Düşmelerin Engellenmesi

Eski 05-25-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Düşmelerin Engellenmesi




DÜŞMELERİN ENGELLENMESİ



Yaşlandıkça, düşüp bir yerinizi kırma riskini artıran bir takım değişiklerin oluştuğunu farkedebilirsiniz Bunlar kas zayıflığı, görme bozukluğu, hastalık ya da ilaç alınımı nedeni ile oluşan baş dönmesinden kaynaklanabilir Osteoporoz sonucu incelen kemik çok hafif bir zorlama sonucu bile kırılabilir Bu nedenle düşme riskinin azaltılması ilaç ile tedavi kadar önemlidir Düşme riskinizi kas gücünüzü artıran egzersizler yaparak, alçak ökçekli kaymayan tabanlı ayakkabılar giyerek azaltabilirsiniz Düzenli göz muayeneleri, gereksinim duyarsanız gözlük kullanımı görüşünüzü iyileştirecektir Doktorunuza baş dönmenizin nedenini sorun Tansiyonunuzun ve kan şekerinizin ani inip çıkmaları konusunda bilgilenin ve doktorunuzdan yardım isteyin Aşağıdaki liste, evinizi daha güvenli kılmak ve düşme riskinizi azaltmak için evde ne gibi önlemler almanız gerektiğini göstermektedir

Işıklandırma

  • Merdiven, oda ve koridorlar iyi ışıklandırılmalı
  • Gereken yerlere gece aydınlatma sağlanmalı
  • Yatağınızın yanında fener bulundurabilir ve gece kalktığınızda kullanabilirsiniz
Zemin Döşeme
  • Küçük, kayabilen halı, kilimlerden kaçının, kullanıyorsanız kaymaması için gerekli önlemleri alın
  • Halı kenarlarını sabitleyin
  • Kaymayan cilalar kullanın
  • Ayak altındaki elektrik kordonlarını kaldırın
Merdivenler
  • Merdivenin başına ve altına elektrik düğmeleri koyun
  • Kaymayan yüzeylerle kaplayın
  • Trabzan koydurun ve inerken çıkarken kullanın
Banyo
  • Banyo küvetinin, tuvaletin, duşun yanına tutunmaya yardımcı tutamaklar yerleştirin
  • Kaymayı engelleyici lastik ya da yapışan zeminler koyun
Mutfak
  • Alet edevatı kolay erişilebilecek yerlere koyun ( iskemleye tırmanmayı gerektirmeyen )
  • Raflara ulaşmak için sağlam bir basamak kullanın
FASET SENDROMU

Üst ve alttaki omurların birlikteliğini sağlayan faset eklemler önemli bir ağrı kaynağıdır Faset eklemlerinin geniş bir sinir innervasyonu vardır Her bir faset üstteki ve alttaki fasete giden medial daldan innervasyon alır

Faset sendromunda belde paravertebral bölgeye, kalçalara yayılan bölgesel bir ağrı vardır Ağrı hareketle özellikle arkaya doğru kaykılma ile artar Faset eklem üzerine bastırıldığı zaman hassasiyet vardır Sinir disfonksiyonu yokturGörüntüleme yöntemleri ile fasetlerdeki dejeneratif değişiklikler gösterilebilir

Faset sendromunun kesin tanısının konulabilmesi için klinik muayene çoğu kez yeterli değildir Kesin teşhis faset eklem ya da faset sinirine lokal anestetik enjeksiyonu ile konur
Konservatif tedaviye cevap vermeyen hastalarda faset eklem blokları, faset sinire dal veren medial sinirin radyofrekans ile termokoagülasyonu sık uygulanan yöntemlerdir


FASET EKLEM ENJEKSİYONLARI

Faset sendromu bel agrilari içerisinde degerlendirilmesi gereken önemli bir sendrom olarak karşımıza çıkar Faset sendromu tanisi konulmasinda faset eklem enjeksiyonlarinin özel bir önemi vardir Faset eklem blokaji 1979'da Bogduk ve Long tarafindan ileri sürülmüstür Faset sendromu, rekürran disk sendromu ve daha basit yöntemlere cevap vermeyen mekanik kökenli bel agrilarinda kullanilabilir Diagnostik olarak floroskopi altinda faset eklem içine 2cc % 1 lidokain ya da steroid karisimi ile birlikte verilmektedir Lomber faset blok komplikasyonlari, agrida geçici artis, intervertebral foramenden geçerek baska bölgeye enjeksiyon olarak siralanabilir

Faset eklem bloklarinda basari orani % 17-83 arasinda degismektedir Bu konuda hala randomize kontrollü çalismalara gereksinim vardir

FEMORAL SİNİR NÖROPATİSİ

Femoral sinir L2, L3 ve L4 köklerinden lif alarak retroperitoneal olarak pelvisi geçer ve inguinal ligamanın altından geçerek alt ekstremiteye girer İliakus, sartorius, pektineus ve kuadriseps femoris kaslarını innerve eder Femoral sinirden ayrılan duysal dallar uyluğun ön iç kısmının, safen sinir ise bacağın iç kısmının duyusunu sağlar

Femoral sinir iliopsoas, pelvik veya retroperitoneal hematom, tümör veya travmaya bağlı olarak kompresyona uğrayabilir Femoral nöropatiye diabetiklerde sık olarak rastlanır, ancak dikkatli bir muayene motor defisitlerin bu sinire ait bulgular ile sınırlı olmadığını ortaya koyar Nöropati dizde boşalmaya neden olan kuadriseps kas gücünde azalma ve uyluk önünde, baldır iç yüzünde duysal yakınmalar ile karakterizedir Bazen inguinal bölge veya iliak fossada lokalize bir ağrı olabilir

Muayenede patella refleksi alınamıyabilir Parsiyel lezyonlu olgularda örneğin sadece vastus lateralis kasını içeren sınırlı bir tutulma olabilir, genellikle duyu korunmuştur Femoral nöropatiden şüphelenilen bir hastada muayenede kuadriseps, iliopsoas ve kalça adduktorları test edilmesi gereken en önemli kaslardır İliopsoas kasındaki güçsüzlük üst lomber pleksus veya L2, L3 köklerinde etkilenmeyi işaret eder Kalça adduktorlerindeki güçsüzlük de aynı şekilde lomber pleksopati veya L2, L3, L4 radikülopatiyi düşündürür
Femoral ve safen sinir iletim çalışmaları femoral nöropatiden lomber radikülopatinin ayrılmasını sağlar Kuadriseps kasında güçsüzlük ve atrofiye neden olan myopati, radikülopati veya myelopati ile ayırıcı tanı yapmak gerekir Dikkatli bir klinik muayene ve elektrofizyolojik inceleme tanının doğrulanmasına yardımcı olacaktır


ALT EKSTREMİTEDE TUZAK NÖROPATİLERİ
SİYATİK SİNİRİN TUZAK NÖROPATİLERİ


Siyatik sinir L4-S3 spinal sinirlerinden orijin almaktadır Siyatik sinir piriformis kasının altında büyük siyatik delikten çıkarak pelvisden ayrılır İnferior gluteal sinir ve posterior femoral kutanöz sinir de piriformis kasının altında siyatik çentik boyunca siyatik sinir ile birlikte devam ederler Piriformis kasının üstünden geçen tek sinir superior gluteal sinirdir Siyatik sinir pelvisden siyatik çentik boyunca ayrılırken piriformis kası tarafından sıkıştırılabilir İnferior gluteal ve posterior femoral kutanöz sinirde bu durumda genellikle etkilenir

Siyatik sinir lateral (peroneal lifler) ve medial (tibial lifler) trunkuslardan oluşmuştur Medial trunkus tibial siniri, lateral trunkus ise peroneal siniri meydana getirir Kalça ekleminin arkasından geçerek uyluğa girer Hamstring kaslarının hemen hemen tamamı ve aynı zamanda kısmen adduktor magnus kası medial trunkus tarafından innerve edilirken, yalnız biseps femoris kasının kısa başı lateral trunkustan dal alır Siyatik sinirin duysal dalı yoktur
Proksimal siyatik nöropatilerde lateral turunkusu yapan peroneal lifler her zaman daha fazla tutulma eğilimindedir Lateral turunkus muhtemelen iki nedenle daha kolay yaralanır: a) lateral turunkus siyatik çentikte açılanma yapar ve esnekliği olmaksızın sımsıkı durur b) medial turunkusa göre daha az konnektif doku içerir, daha büyüktür ve daha az fasikül içerir, bundan dolayı gerilmelere karşı esnekliği daha azdır

Sinir pelvisten çıktıktan sonra priformis kası altından geçerken sıkışabilir, bu durum piriformis sendromu olarak adlandırılır Piriformis sendromunda kalça ağrısı siyatik trasesi boyunca ayağa kadar yayılır Hasta oturtulup dirence karşı abduksiyon ve dış rotasyon yaptırılması ağrı oluşturur Düz bacak kaldırma testi pozitiftir

Siyatik sinir kalça eklemi çevresinde yer aldığı için proksimaldeki siyatik nöropatilerin en sık nedeni travmadır Kalça eklemine yapılan cerrahi girişimler ve protez operasyonları da siyatik sinir yaralanmalarına neden olabilir Bir çalışmada total kalça artroplastilerinden sonra hastaların yaklaşık % 1’inde siyatik nöropati geliştiği bildirilmiştir İntramuskular gluteal enjeksiyonlara bağlı olarak en sık ortaya çıkan komplikasyon siyatik nöropatidir
Siyatik nöropati genellikle enjeksiyonlardan hemen sonra ortaya çıkar ve çoğunlukla ağrısızdır Bu bölgede siyatik sinirin kompresyonuna bağlı siyatik sinir nöropatisi seyrektir, siyatik nöropati vakalarının yaklaşık % 25’inde rastlandığı bildirilmiştir İlaçlara veya alkole bağlı olarak gelişen koma durumlarında sinir kompresyona uğruyabilir

Gluteal veya uylukta kompartman sendromu siyatik sinir nöropatisine yol açabilir Kalça operasyonu, kırık, iğne biyopsisi, sert yüzeyde oturma, enjeksiyon sonrası nedbe dokusu ve hematom, pelvis içinde endometriozis ve yatakta uzun süreli immobilizasyon vb nedenlerle siyatik sinir sıkışabilir Popliteal fossada baker kisti siyatik sinirin daha altta sıkışmasına neden olabilir

Siyatik nöropatili hastalarda en sık rastlanan şikayet güçsüzlüktür Sinirin ağır lezyonunda hamstring kasları ile birlikte ve diz altındaki bütün kaslarda paralizi gelişir Hissizlik veya parestezi şikayetlerine de sık olarak rastlanır ve hastaların çoğunda siyatik sinirin innervasyon alanı içinde dizestezik ağrı şikayeti vardır Diz altında duyu kaybı vardır ve aşil refleksi sıklıkla alınamaz veya belirgin olarak hipoaktiftir Gluteal kaslarda güçsüzlük olduğunda ya siyatik sinir ile birlikte gluteal sinirlerin etkilendiği ya da daha yukarı seviyede, pleksus veya sinir köklerinde bir patoloji olduğu düşünülmelidir Özellikle crush yaralanmalarına ve kalça artroplastisine bağlı siyatik sinir tutulmalarına femoral ve obturator sinir hasarı da eşlik edebilir

Siyatik sinirin travmatik lezyonlarının tanı ve değerlendirmesinde sinir iletim çalışmaları yararlı olabilir Sinir iletim çalışması siyatik sinirin bir veya iki trunkusunuda etkileyen proksimalde yer alan bir lezyonu, sinir peroneal ve tibial sinir olarak ayrıldıktan sonra distalde meydana gelen bir lezyondan ayırmaya da yardımcı olabilir Ekstensör dijitorum brevis, tibialis anterior veya abduktor hallusis kaslarından kayıt yapıldığında birleşik kas aksiyon potansiyeli amplitüdleri azalmış veya kaybolmuştur

Sinir iletim hızları aksonal dejenerasyona bağlı olarak normal veya hafif yavaşlamıştır Kompressif nöropatili bazı hastalarda segmental demiyelinizasyona bağlı olarak iletim hızlarının yavaşladığı tespit edilir Sural veya peroneal superfisyal duyusal sinir aksiyon potansiyelleri çoğunlukla azalmış veya kaybolmuştur, ancak normal olarak kayıt edilmiş olması tanıyı ekarte etmez Duyusal sinir aksiyon potansiyellerinin alınmış olması hastalarda lezyonun göreceli olarak hafif olduğunu akla getirebilir

Siyatik sinirden innerve olan kaslarda iğne EMG’sinde genellikle akut veya kronik denervasyon bulgularına rastlanır Yaralanmanın ciddiyetine ve zamanına bağlı olarak uzun süreli, büyük amplitüdlü, polifazik motor ünit potansiyelleri bulunabilir ve reinnervasyon izlenebilir

PERONEAL SİNİRİN TUZAK NÖROPATİLERİ

Peroneal sinir L4, L5, S1 ve S2 köklerinin posterior divizyonundan oluşur ve popliteal fossa üzerinde siyatik sinirden ayrılır Fossanın dış tarafı boyunca aşağıya inerken, sural sinir ile birleşen bir kutanöz dal ve bacağın ön dış yüzünde yer alan lateral kutanöz sinir ayrılır Fibula boynunun çevresinde döner, superfisyal peroneal (muskulokutanöz) ve derin peroneal (anterior tibial) sinir olarak iki dala ayrılır Superfisyal peroneal sinir bacağın dış kenarından aşağıya doğru iner, peroneus longus ve brevis kaslarını innerve eder, bacağın alt ön yüzünün ve ayak sırtının büyük kısmının duyusunu sağlar

Derin peroneal sinir bacağın ön yüzünden aşağıya iner, ekstansör retinakulumun altından geçmeden önce tibialis anterior, ekstansör hallusis ve digitorum longus ve peroneus tertius kaslarının innervasyonunu, retinakulumu geçtikten sonra lateral terminal dalı ekstansör digitorum brevis kasının ve medial terminal dalı ise ayak sırtında birinci ve ikinci parmaklarının birleşme yerindeki küçük bir bölgenin duyusal innervasyonunu sağlar
Peroneal sinir özellikle fibula başı ve boynu hizasında kompresyona ve direkt travmaya uğruyabilir Total diz artroplastisi veya dize yapılan artroskopik bir girişim sonucu sinir hasarlanabilir Alçılar, bacak ortezleri, yüksek botlar, sıkı çorap bağları, çoraplar ve bacak bacak üstüne atarak uzun süre oturma sonucu sinir bası altında kalabilir Ayrıca anestezi sırasında hastanın uygunsuz pozisyonda yatırılması da sinirin basısına neden olabilir Bu şekilde basıya bağlı felçlere özellikle zehirlenme, stupor veya koma nedeni ile yatan hastalarda daha sık olarak rastlanır

Ayak bileğinin inversiyon yaralanmaları peroneal nöropatinin daha nadir görülen sebeplerindendir Akut lateral kompartman sendromları atletik aktivite sonucu gelişebilir Sinir biseps tendonu, gastroknemius lateral başı ile fibula başı arasında çömelme sırasında vücut ağırlığının kaslarda yarattığı kompresyon gücü ile sıkışabilir Kilo kaybından sonra gelişen peroneal nöropati de tarif edilmiştir Burada beslenme yetersizliği, metabolik faktörler veya siniri çevreleyen koruyucu subkutanöz dokunun azalmasının olaya neden olduğu düşünülmektedir ve prognoz genellikle iyidir Tümör veya kistlere bağlı olarak gelişen peroneal nöropatiler nadir de olsa rastlanmıştır Peroneal nöropati diabetik hastalarda daha sıktır
Peroneal sinir lezyonunda ayak sırtının ve bacağın ön yan yüzünün duyu kaybına eşlik eden, ayağın dorsifleksiyon, eversiyon ve ayak baş parmağı dorsifleksiyon kas gücünde zayıflık bulgularına rastlanır Ağır lezyonlarda düşük ayak gelişir Ayağın inversiyonunu sağlayan kas peroneal sinirden innerve olmadığı için ayağın inversiyonu normaldir Bu durum peroneal sinir felci ile siyatik sinir veya lumbosakral kök lezyonları arasında klinik olarak ayırıcı tanı yapmaya yardımcı olur Fibula boynu veya başı hizasında lokal olarak hassasiyet vardır
Motor nöron hastalığı bazen düşük ayak ile birliktedir, ancak fasikulasyon varlığı, üst motor nöron defisitler ve duyunun korunmuş olması motor nöron hastalığını peroneal nöropatiden ayırır

Peroneal sinirde parsiyel bir lezyon geliştiğinde klinik defisitler daha değişiktir Bir çalışmada derin peroneal sinirden innerve olan kasların superfisyal peroneal sinirden innerve olan kaslardan daha fazla etkilenme eğiliminde oldukları bildirilmiştir, bazen bu durum yanlışlıkla derin peroneal nöropati olarak ifade edilir

Bazen ekstansör digitorum brevis (EDB) kasının dış kısmının yarısı superfisyal peroneal sinirin dalı olan aksesuar derin peroneal sinir tarafından da innerve edilebilir EDB aksesuar derin peroneal sinirin de volanter kontrolu altında olduğu için, bu hastalarda derin peroneal sinirin komplet lezyonu gözden kaçabilir

Derin peroneal sinir anterior tibial kompartman içinde sıkışabilir “ Anterior kompartman sendromu” olarak adlandırılan bu durumda kas ödemi derin peroneal sinirin tuzaklanmasına neden olur Ödemin nedeni aşırı egzersiz, travma veya anterior tibial arterin oklüzyonu olabilir Nörolojik hasarı azaltmak için acilen dekompresyon ameliyatının yapılması gerekir Derin peroneal sinir ayak sırtında da sıkışabilir Ağrıya, parestezik yakınmalara veya EDB kasında güçsüzlüğe neden olur, anterior tarsal tunel sendromu olarak isimlendirilir Sinirin medial dalı ekstansör hallusis brevis tendonunun altında sıkışabilir ve baş parmak ile ikinci parmağın birleşim yerinde sadece duysal şikayetlere yol açar

Superfisyal peroneal sinir aşırı aktivite veya travmaya bağlı olarak lateral (peroneal) kompartmanda tutulabilir Hastalarda ayak sırtında ağrılı parestezik yakınmalar vardır Klinik olarak lateral malleolün yaklaşık 10 cm üzerinde lokal hassasiyete ve duyu kaybına rastlanır

L5 radikülopatisi, lumbosakral pleksusus lezyonu, siyatik sinirin kısmi lezyonları ve motor nöron hastalığı ayırıcı tanıya girer
Diz bölgesinde sinirin sıkışmasının önlenmesi için hastanın uyarılması önemlidir Hastaların büyük çoğunluğunda klinik tablo kendiliğinden düzelir Düzelmeyen vakalarda cerrahi girişim endikasyonu vardır Fibuler tünel içinde sinir serbestleştirilir Dekompresyondan sonra motor fonksiyon % 87 olguda düzelmektedir Anterior kompartman sendromunda acil girişim gereklidir Fasyotomi ile hem kasın hem de sinirin iyileşmesi sağlanır


TİBİAL SİNİRİN TUZAK NÖROPATİLERİ

Siyatik sinirin medial trunkusunun devamı olan tibial sinir popliteal fossa üzerinde siyatik sinirden ayrılır ve gastroknemius kasının iki başı arasından derinleşerek aşağıya iner Gastroknemius, plantaris, soleus, popliteus, tibialis posterior, fleksör digitorum longus ve fleksör hallusis longus kaslarının innervasyonunu sağlar Ayak bileğinde fleksör retinakulum altında tarsal tünel içinden geçer Tarsal tünel içinde kalkaneal dal ile medial ve lateral plantar olmak üzere üç dala ayrılır

Tibial sinirin popliteada sıkışması nadirdir, ancak Baker kisti, popliteal anevrizma veya tümör sinirin sıkışmasına neden olabilir Bu nöropati ayağın plantar fleksör, invertör ve intrensek kaslarında güçsüzlük ile karakterizedir Duyu kaybı ayak tabanındadır ve bazen sural sinir alanı içinde de olabilir Aşil refleksi genellikle alınamaz Tibial nöropatinin sakral radikülopati, pleksopati ve parsiyel siyatik nöropati ile ayırıcı tanısının yapılması gerekir Kas güçsüzlüğünün dağılımı ve duyusal değişiklikler ayırıcı tanıya yardımcı olur Tedavi altta yatan sebebe yöneliktir

Tibial sinir veya dallarının fleksör retinakulum altında fibroossöz tünel içinde sıkışmasına tarsal tünel sendromu (TTS) denir Ayak bileği ve/veya ayakta ağrı, ayak tabanında parestezik şikayetler ile karakterize bir durumdur Motor bozukluk belirgin değildir ve nadiren parmak fleksörlerinde hafif kuvvetsizlik olabilir Ayakta medial malleol arkasında tarsal tünel üzerine uygulanan basınç(tinel sign) ağrı ve paresteziye neden olabilir Semptomlar aktivite ile artar, istirahatle azalır ve sıklıkla geceleri şikayetler daha şiddetlenir, bazen bacağa doğru yayılabilir

İğne EMG’sinde ayağın intrensek kaslarında denervasyon bulgularına rastlanır Olguların %90’ından fazlasında TTS’ u tanısını doğrulamak için seçilecek test sinir iletim çalışmasıdır Sinir iletim çalışmasında ileti hızında yavaşlama ve distal latansta gecikme saptanır Tibial sinirin proksimaldeki lezyonlarında rastlanan bulgulara zıt olarak, baldır kaslarının kas gücü normaldir ve aşil refleksi korunmuştur Lokal steroid enjeksiyonlarına cevap alınamadığı, semptomların şiddetinin arttığı veya lokal yapısal anormallik olduğunda tedavisi için cerrahi dekompresyon gerekebilir


FEMORAL SİNİR NÖROPATİSİ

Femoral sinir L2, L3 ve L4 köklerinden lif alarak retroperitoneal olarak pelvisi geçer ve inguinal ligamanın altından geçerek alt ekstremiteye girer İliakus, sartorius, pektineus ve kuadriseps femoris kaslarını innerve eder Femoral sinirden ayrılan duysal dallar uyluğun ön iç kısmının, safen sinir ise bacağın iç kısmının duyusunu sağlar

Femoral sinir iliopsoas, pelvik veya retroperitoneal hematom, tümör veya travmaya bağlı olarak kompresyona uğrayabilir Femoral nöropatiye diabetiklerde sık olarak rastlanır, ancak dikkatli bir muayene motor defisitlerin bu sinire ait bulgular ile sınırlı olmadığını ortaya koyar Nöropati dizde boşalmaya neden olan kuadriseps kas gücünde azalma ve uyluk önünde, baldır iç yüzünde duysal yakınmalar ile karakterizedir Bazen inguinal bölge veya iliak fossada lokalize bir ağrı olabilir

Muayenede patella refleksi alınamıyabilir Parsiyel lezyonlu olgularda örneğin sadece vastus lateralis kasını içeren sınırlı bir tutulma olabilir, genellikle duyu korunmuştur Femoral nöropatiden şüphelenilen bir hastada muayenede kuadriseps, iliopsoas ve kalça adduktorları test edilmesi gereken en önemli kaslardır İliopsoas kasındaki güçsüzlük üst lomber pleksus veya L2, L3 köklerinde etkilenmeyi işaret eder Kalça adduktorlerindeki güçsüzlük de aynı şekilde lomber pleksopati veya L2, L3, L4 radikülopatiyi düşündürür
Femoral ve safen sinir iletim çalışmaları femoral nöropatiden lomber radikülopatinin ayrılmasını sağlar Kuadriseps kasında güçsüzlük ve atrofiye neden olan myopati, radikülopati veya myelopati ile ayırıcı tanı yapmak gerekir Dikkatli bir klinik muayene ve elektrofizyolojik inceleme tanının doğrulanmasına yardımcı olacaktır


LATERAL FEMORAL KUTANÖZ SİNİR NÖROPATİSİ

Lateral femoral kutanöz sinir L2 ve L3 spinal sinirlerinden orijin alır Psoas kasının dış kenarından çıkarak iliak kası çaprazlar ve inguinal ligamanın lateralinde bir tünelden geçer Saf duyusal bir sinirdir Uyluğun ön yan bölümlerinin duyusunu sağlar Tuzaklanma nedeni inguinal ligaman altından geçerken sinirin kıvrımlaşması ve basıya uğramasıdır Dar giysiler, korseler, ortezler veya dayanarak çalışma basıya neden olabilir Şişmanlık veya hamilelik nedeni ile lomber lordozu artmış kişilerde bu sinirin tuzak nöropatisine sık olarak rastlanır, kilo verilmesini takiben veya doğumdan sonra semptomlar düzelebilir
Sinirin tuzak nöropatisi klinik olarak meraljia parestetika tablosunu ortaya çıkarır Uyluk yan yüzünde uyuşma, parestezi ve ağrı şikayeti olur Dokunma ile ağrı oluşabilir Ayakta durmak ve uzun süre yürümek semptomları arttırabilir Ayırıcı tanıda femoral nöropati ve L3 radikülopatisi düşünülmelidir Kas güçsüzlüğünün olması, duyusal bulguların yaygınlığı ve refleks değişiklikleri femoral nöropatiyi düşündürür

Lateral kutanöz femoral sinirin sinir iletim çalışmaları oldukça güçtür ve her zaman güvenilir sonuç vermiyebilir Normal elektrofizyolojik bulgular diğer nöropatilerin ve radikülopatinin ayırıcı tanısında yardımcı olur Bazı olgularda spontan iyileşme olur Ağrının kontrolünde analjezikler kullanılır Kilo verilmesi ve abdominal kasların kuvvetlendirilmesi yararlıdır Kortikosteroid ve lokal anesteziklerin inguinal ligamanın lateral kısmından enjeksiyonu rahatlama sağlar Semptomların tekrarlaması halinde fizik tedavi modaliteleri uygulanabilir Yakınmaların devamı halinde nadiren dekompresyon operasyonu gerekli olabilir

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.