Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
coğrafyası, isviçre, ülkeler

Ülkeler Coğrafyası -İsviçre

Eski 05-24-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Ülkeler Coğrafyası -İsviçre



Ülkeler Coğrafyası -İsviçre

Tam Adı: İsviçre Konfederasyonu

Yüzölçümü: 41 290 km²

Başkenti: Bern

Para Birimi: İsviçre Frankı

Dili: Almanca, İtalyanca ve Romansch

Dili Nüfusu: 7 301 994 kişi (2002 tahmini

Ortalama Ömür: 7986 yıl (2002 tahmini)

Okur Yazarlık Oranı: % 99 (1980 tahmini)

Kişi Başına Düşen Milli Gelir: 31 100 $ (2001 tahmini)




KONUM; Orta Avrupa'da yer alan ve denize kıyısı olmayan İsviçre'nin toplam 1 852 km olan kara sınırının; 334 km'si Avusturya, 573 km'si Fransa, 740 km'si İtalya, 41 km'si Liechtenstein ve 334 km'side Almanya iledir Toplam 41 290 km² alan kaplayan İsviçre arazisinin 1 520 km² si göller oluştururken, 39 770 km² si kara yüzeyidir Ülkenin en alçak yeri 195 m ile Maggiore Gölü kıyıları iken, en yüksek yeri 4 634 m ile Dufourspitze Tepesidir

TARİH; Tarih boyunca İsviçre'deki kantonlar sürekli olarak bağımsızlıklarını kazanmak için mücadele etmişlerdir 1800'lü yılların ortalarında kantonlar bir araya gelerek başkenti Bern olan federal bir devlet oluşturdular Tarafsız bir politika izleyen İsviçre, 1, ve 2 Dünya savaşlarına girmemiştir




YÖNETİM; Ülkenin Tam Adı :İsviçre Konfederasyonu

Kısa Adı :İsviçre

Yönetim Şekli :Federal Cumhuriyet

Başkent :Bern

Kurtuluş Günü : 1 Ağustos 1291 (İsviçre Konfederasyonu'nun kuruluş günü)

Milli Tatil Günü : 1 Ağustos İsviçre Konfederasyonu'nun Kuruluş Günü (1291)

Ülke toplam 26 kantondan oluşmaktadır Bu kantonlar; Aargau, Appenzell Ausser-Rhoden, Appenzell Inner-Rhoden, Basel-Landschaft, Basel-Stadt, Bern, Fribourg, Geneve, Glarus, Graubunden, Jura, Luzern, Neuchatel, Nidwalden, Obwalden, Sankt Gallen, Schaffhausen, Schwyz, Solothurn, Thurgau, Ticino, Uri, Valais, Vaud, Zug ve Zurich

Anayasa: 29 May 1874 Adli Sistem: Sivil hukuk sistemine dayanır Oy Hakkı: 18 yaşını dolduran herkesin oy hakkı bulunmaktadır

Yürütme Dalları: Devlet Başkanı: Başkan Kasper VILLIGER (1 Ocak 2002'den bu yana), Başkan Yardımcısı Pascal COUCHEPIN (1 Ocak 2002'den bu yana) Başkan hem hükümet hem de devlet başkanıdır Hükümetin Başı:Başkan Kasper VILLIGER (1 Ocak 2002'den bu yana), Başkan Yardımcısı Pascal COUCHEPIN (1 Ocak 2002'den bu yana) Başkan hem hükümet hem de devlet başkanıdır Kabine: Federal Konsey, Federal Meclis arasından 4 yıllığına seçilir

Seçimler: Seçim Sonuçları: Yasama Dalları: Seçimler: Seçim Sonuçları: Adli Dallar: Politik Partiler ve Liderleri: Politik Baskı Gurupları ve Liderleri: Katıldığı Uluslar Arası Organizasyonlar: ACCT (Fransızca Konuşan Ülkeler Ajansı), AfDB (Afrika Kalkınma Bankası), AsDB (Asya Kalkınma Bankası), Avustralya Grubu, BIS (Uluslararası İmar Bankası), CCC (Gümrük İşbirliği Konseyi), CE (Avrupa Konseyi), CERN (Avrupa Nükleer Araştırma Teşkilatı), EAPC (Avrupa - Atlantik Ortaklık Konseyi), EBRD (Avrupa Yatırım ve Kalkınma Bankası), ECE (Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu), EFTA (Avrupa Serbest Ticaret Bölgesi), ESA (Avrupa Uzay Ajansı), FAO (Tarım ve Gıda Örgütü), G-10, IADB (Amerika Bölgesi Kalkınma Bankası), IAEA (Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı), IBRD (Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası), ICAO (Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü), ICC (Milletlerarası Ticaret Odası), ICFTU (Uluslararası Serbest Ticaret Birlikleri Konfederasyonu), ICRM (Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi), IDA (Uluslararası Kalkınma Birliği), IEA (Uluslararası Enerji Ajansı), IFAD (Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu), IFC (Uluslararası Finansman Kurumu), IFRCS (Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Toplulukları Federasyonu), IL (Uluslararası Çalışma Örgütü)O, IMF (Uluslararası Para Fonu), IMO (Uluslararası Denizcilik Örgütü), Interpol (Uluslararası Polis Teşkilatı), IOC (Uluslararası Olimpiyat Komitesi), IOM (Uluslararası Göçmen Teşkilatı), ISO (Uluslararası Standartlar Örgütü), ITU (Uluslararası Haberleşme Birliği), LAIA (Latin Amerika Entegrasyon Birliği - gözlemci), MONUC (BM Kongo Operasyonu), NAM (Aynı Tarafta Olmayanlar Hareketi - misafir), NEA (Nükleer Enerji Ajansı), NSG (Nükleer Malzeme Sağlayanlar Grubu), OAS (Amerika Devletleri Teşkilatı - gözlemci), OECD (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü), OPCW (Kimyasal Silahları Yasaklayanlar Örgütü), OSCE (Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Örgütü), PCA (Daimi Hakemlik Mahkemesi), PFP (Barış için Ortaklık), BM (Birleşmiş Milletler - gözlemci), UNCTAD (Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı), UNESCO (Eğitim-Bilim ve Kültür Örgütü), UNHCR (BM Mülteciler Yüksek Komiserliği), UNIDO (Endüstriyel Kalkınma Örgütü), UNITAR (BM Eğitim Araştırma Enstitüsü), UNMEE (BM Etyopya-Eritre Misyonu), UNMIBH (BM Bosna Hersek Misyonu), UNMIK (BM Kosova Geçici Yönetimi), UNMOP (BM Prevlaka Gözlem Misyonu), UNOMIG (BM Gürcistan Gözlem Misyonu), UNTSO (BM Mütareke Gözlem Örgütü), UNU (BM Üniversitesi), UPU (Dünya Posta Birliği), WCL (Dünya Emek Konfederasyonu), WHO (Dünya Sağlık Örgütü), WIPO (Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı), WMO (Dünya Meteoroloji Örgütü), WToO (Dünya Turizm Örgütü), WTrO (Dünya Ticaret Örgütü), ZC (Zangger Heyeti) Uluslar Arası Çevre Anlaşmaları: Taraf Oldukları: Hava Kirliliği, Hava Kirliliği - Nitrojen Oksit, Hava Kirliliği - Sürekli Organik Kirleticiler, Hava Kirliliği - Sulphur 85, Hava Kirliliği - Sulphur 94, Hava Kirliliği - Uçucu Organik Bileşikler, Antarktika Antlaşması, Biyolojik Çeşitlilik, İklim Değişiklikleri, Çölleşme, Tehlikedeki Türler, Çevresel Değişiklikler, Tehlikeli Atıklar, Denize Boşaltma, Nükleer Silah Denemeleri, Ozon Tabakasının Korunması, Gemilerin Yol Açtığı Kirlilik, Tropikal kereste 83, Tropikal kereste 94, Sulak Alanlar ve Balina Avcılığı Antarktika Çevre Protokolü, Deniz Hukuku ve İklim Değişiklikleri - Kyoto Protokolü'nü imzaladığı halde henüz onaylamamıştır




YER ŞEKİLLERİ;


Alp dağ kuşağının adeta kalbine yerleşmiş olan İsviçre, çok engebelidir Ülkede Alp dağlarının yüksek bölümleri ve platoları yer alır Tuna, Ren ve Po nehirleri buradan kaynaklarını alır Alp dağlarının yüksek zirveleri 4000 m'yi aşar Buradaki dağlık alanlar 4 Jeolojik Zaman'ın buzul döneminde buzullarla kaplanmıştır Buzulların hareket etmesiyle dağların yüksek kesimlerinde çanaklar (sirk) ve "U" şeklinde vadiler oluşmuştur Bunların içinin su ile dolması sonucu çok sayı da göl meydana gelmiştir Belli başlı göller; Cenevre, Leman ve Konstanz'dır




Doğal Afetler: Çığ, heyelan ve ani seller ülke için büyük tehlike oluşturmaktadır Çevre konusunda hassas noktalar: Motorlu taşıtlardan kaynaklanan hava kirliliği, asit yağmurları, tarım sahalarında kullanılan gübrelerden kaynaklanan su kirliliği ve biyolojik çeşitlilik tahrip edilmektedir




İKLİM;


Yüksek ve denizden uzak olan ülkede karasal iklim etkilidir Kış mevsimi çok soğuk bulunlu yağmur ve kar yağışlı geçer Yaz dönemi serin ve bulutludur ve kısa süreli yağışlar etkili olur Bütün mevsimlerde az çok yağış düşer Kışın Alplerin kalın kar örtüsü ile kaplanmasından dolayı kayak sporları yapılır




BİTKİ ÖRTÜSÜ;

Dağların alçak eteklerinde geniş yapraklı, yükseklerde ise iğne yapraklı ormanlar görülür Dağların yüksek kesimlerinde önemli otlak sahalarını oluşturan alpin çayır alanları bulunur Doğal dengenin korunduğu ülkede çok sayıda milli park ve tabiatı koruma alanı vardır NÜFUS; İsviçre’de genel olarak üç farklı dil ve kültürden oluşan topluluklar yaşar Son bir yüzyıl içinde ülke nüfusu göçmenlerin gelişi ile üç misli artmıştır Ülkede; Güney Avrupa, özellikle İtalya ve Kuzey Afrika'dan gelmiş göçmenler yaşar, İsviçre’de 36 bin civarında Türk işçisi bulunur Nüfus: 7 301 994 kişi (2002 tahmini)

Yaş yapısı: 0-14 yaş: % 168 (erkek 629 513 kişi; kadın 597 472 kişi) 15-64 yaş: % 677 (erkek 2 512 273 kişi; kadın 2 433 396 kişi) 65 yaş ve üzeri: % 155 (erkek 461 722 kişi; kadın 667 618 kişi) (2002 tahmini)

Nüfus artış oranı: % 024 (2002 tahmini)

Doğum oranı: 1 000 kişide / 984 doğum (2002 tahmini)

Ölüm Oranı: 1 000 kişide / 879 ölüm (2002 tahmini)

Net göç oranı: 1 000 kişide / 137 göç (2002 tahmini)

Cinsiyet oranı: Doğumda:105 erkek / kadın 15 yaş altı: 105 erkek / kadın
15-64 yaş:103 erkek / kadın
65 yaş ve üzeri:069 erkek / kadın
Toplam nüfusun:097 erkek / kadın (2002 tahmini)

Bebek ölüm oranı: 1 000 canlı doğumda / 442 ölü (2002 tahmini)

Ortalama Ömür: Toplam nüfus: 7986 yıl

Erkek:7698 yıl

Kadın:8289 yıl (2002 tahmini)

Doğurganlık oranı: Kadın başına 147 çocuk (2002 tahmini)

HIV/AİDS - yetişkin nüfusta yayılma oranı: % 046 (1999 tahmini)

HIV/AİDS - taşıyan insan sayısı: 17,000 kişi (1999 tahmini)

HIV/AİDS - ölü sayısı: 150 kişi (1999 tahmini)

Milliyet (Uyruk): İsviçreli Etnik guruplar: Alman % 65, Fransız % 18, İtalyan % 10 ve diğerleri % 7 Din: Katolik % 461, Protestan % 40, diğerleri % 5 ateistler % 89 (1990) Dil: Halkın büyük bir bölümü (% 637) Almanca konuşur Bunu Fransızca (% 192), İtalyanca (% 76) ve diğer (% 95) diller takip eder Almanca konuşan nüfus çoğunlukla ülkenin kuzeydoğusunda Almanya'ya yakın kantonlarda ve Bern'dedir Okur yazarlık oranı: 15 yaş altındaki herkes okuma yazma bilmektedir
erkek:% 99 kadın: % 99 Toplam nüfus: % 99 (1980 tahmini)

YERLEŞME;

Önemli kentleri; Zürih, Bern, Basel ve Cenevre'dir EKONOMİ; İsviçre; küçük ve dağlık olmasına rağmen Orta Avrupa'nın sosyal ve ekonomik yönden gelişmiş Önemli bir ülkesidir Önceleri, dış etkilere ve ticarete kapalı dağ ekonomisi hakimdi Ancak, uygulanan modern teknoloji sayesinde günümüzde milli geliri yüksek ülkeler arasına girmiştir İsviçre’nin diğer önemli bir özelliği, çok gelişmiş ve güvenilir bir bankacılık sistemidir Cenevre, Basel ve Zürih, dünyanın önemli finans merkezleri arasındadır Türkiye ile İsviçre arasında ticari ilişkiler iyidir

Türkiye, İsviçre’den elektrikli makineler, hassas ölçü ve tartı aletleri, bazı kimyasal maddeler almaktadır Bu ülkeye bazı gıda (sebze, meyve), konfeksiyon ve demir çelik ürünleri ve tütün satmaktadır Gayri Safi Milli Hasıla: 226 milyar $ (2001 tahmini) GSMH Gerçek Büyüme Oranı: % 16 (2001 tahmini) GSMH Kişi Başına Düşen Milli Gelir: 31 100 $ (2001 tahmini) GSMH Sektörlere Dağılımı: tarım:% 2endüstri: % 34hizmetler: % 64 (2001) İş Gücü: 4 milyon (2001) İş Gücünün Sektörlere Dağılımı: tarım: % 46 endüstri:% 263hizmetler:% 691 (1998) İşsizlik Oranı: % 18 (2001 tahmini) Fakirlik Sınırının Altındaki Nüfus: Bilinmiyor Hane Halkının Gelir Oran Yüzdesi: en düşük % 10: % 28en yüksek %10:% 252 (1992) Enflasyon Oranı (tüketici fiyatları): % 1 (2001) Bütçe: gelirler:30 milyar $harcamalar:30 milyar $ (2001 tahmini) TARIM İsviçre'nin onda birinde tarım yapılır

Geriye kalanı orman ve çayırlarla kaplıdır Tarımda çalışan nüfus, faal nüfusun % 5'ini oluşturur Bütün olumsuz tabiat şartlarına rağmen tarım ve hayvancılık gelişmiştir Başlıca tarım ürünleri; buğday, çavdar, arpa, yulaf, mısır ve patatestir Bol miktarda süt ve süt ürünleri (peynir, tereyağı, süt tozu) üretilir Arazi Kullanımı: Ekili-Dikili Alan: % 10 Sürekli Ürünler:% 1 Diğerleri:% 89 (1998 tahmini) Sulanabilir Arazi: 250 km² (1998 tahmini) SANAYİ İsviçre dış ülkelerden aldığı ham maddeleri işleyerek sanayisini geliştirmiştir

Sermaye birikimi, halkın özel maharet ve yeteneği İsviçre’nin sanayileşme ve zenginleşmesinde etkili olmuştur Şöyle ki, el emeği ile monte edilen saat, optik ve ölçü aletleri, el işlemesi ürünler, dünyanın birçok ülkesinde alıcı bulmaktadır, İsviçre’de makine (demir yolu ekipmanları, dokuma makineleri, her çeşit alet) ve çeşitli elektrikli aletler (jeneratör ve motor) üretilmektedir Bunun yanında kimya (gübre, boya, parfümeri, kağıt, sentetik kauçuk), gıda, dokuma, çimento sanayisi de gelişmiştir Sanayi üretimi büyüme oranı: % 32 (2001 tahmini) MADENCİLİK Maden yatakları yönünden fakir olan ülkede bol miktarda kaya tuzu bulunur, ihtiyacı olan enerjisini, hidroelektrik ve nükleer santrallerden sağlar

Elektrik Üretimi:64182 milyar kWh (2000)

Elektrik Kullanımı: 5262 milyar kWh (2000)

Elektrik İhracatı:314 milyar kWh (2000)

Elektrik İthalatı:2433 milyar kWh (2000)

TİCARET

İhracat: 914 milyar $ (2001 tahmini) İhraç Malları: Çeşitli makineler, kimyasal maddeler, metal ürünleri, saat ve tarımsal ürünler

İhracat Yaptığı Ülkeler: Avrupa Birliği ülkeleri % 59 (Almanya % 21, Fransa % 9, İtalya % 8, İngiltere % 6, Avusturya % 3), ABD % 13 ve Japonya % 4 (2000) İthalat: 914 milyar $ (2001 tahmini)

İthal Malları: Önemli ithal malları; çeşitli makineler, motorlu taşıtlar, metal ürünleri, tarımsal ürünler ve tekstil ürünleri

İthalat Yaptığı Ülkeler: Avrupa Birliği ülkeleri % 74 (Almanya % 29, Fransa % 10, İtalya % 9, Hollanda % 6, İngiltere % 6), ABD % 8 ve Japonya % 3 (2000)

Dış Borcu: Bilinmiyor

Ekonomik Yardım: verdiği; 11 milyar $ (1995)
Para Birimi: İsviçre Frankı (CHF)

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

İsviçre Konfederasyonu

Eski 12-15-2009   #2
Şengül Şirin
Varsayılan

İsviçre Konfederasyonu



İsviçre Konfederasyonu


DEVLETİN ADI: İsviçre Konfederasyonu

BAŞŞEHRİ: Bern

YÜZÖLÇÜMÜ: 41293 km2

NÜFUSU: 6911000

RESMİ DİLİ: Hıristiyanlık

DİNİ: Almanca, Fransızca,İtalyanca ve Romanş

PARA BİRİMİ: İsviçre Frangı

Orta Avrupa'da bulunan bir devlet Kuzeyinde Almanya, doğusunda Avusturya ve Liechtenstein, güneyinde İtalya, batısında Fransa bulunur 25 eyaletten meydana gelmiş konfederasyondur


Târihi




Bugün İsviçre denilen Helvetia'da yaşayan Kelt kabilelerin MÖ 58 yılında Roma İmparatoru Julius Caesar'a yenilmeleriyle ülke beş asır boyunca Roma İmparatorluğunun bir bölümü sayılmıştır MS 5 yüzyılda Hıristiyanlığı kabul etmiş olan Burgondlar, Jura'nın Cenevre Gölünün iki yanına yerleştiler Almanlar ise Ren ile Aşağı Aar havzasına yerleşerek bölgeyi Germenleştirdiler


Bölge sonra Roma Germen İmparatorluğuna katıldı On birinci yüzyıldan itibaren feodal devletler kurulmaya başlandı On üçüncü yüzyılda da Habsburglar Sülâlesi orta ve batı İsviçre'ye hâkim oldu 1291'de üç kanton Schwyzuri Nidwalden birleşerek Habsburglara karşı bir savunma ittifâkı kurdular Böylece İsviçre Konfederasyonu (adını birleşen kantonların en büyüğü olan Schwzy'den aldı) doğdu Daha sonraki yüzyıllarda İsviçreliler Habsburglara karşı bağımsızlığı savunmak için birçok kere silâhla saldırdılar On dördüncü yüzyılda Luzirn, Zürich, Glaruszug ve Bern ilk kurulan üç kantonla birleştiler 1481'de birliğe Fribourg, Solothurn, 1501'de Basel, 1513'de Appenzell katıldı Askerî gücünü geliştiren İsviçre tarafsızlık politikasını benimsedi


Reform sırasında kantonlar arası çatışmada Protestanlar yenildi 1648'de Vestfalya Antlaşmasıyla İsviçre'nin bağımsızlığı resmen kabul edildi Napolyon savaşları sırasında Fransızlar ülkeyi işgal etti (1798) Napolyon kantonları birleştirerek bir federasyon hâline getirip Helvet Cumhûriyetini kurdu Napolyon'un yenilmesinden sonra kantonlar birliği bozulmadı 1815 Viyana Kongresinde İsviçre'nin tarafsızlığı kabul edildi 1847'de ülkede bir iç savaş patlak verdi Bâzı kantonlar bir konfederasyon kurulmasını istiyordu, bâzıları ise değişikliğe gerek görmüyordu



Yapılan savaşlarda konfederasyondan yana olanlar kazanınca, 1848'de İsviçre Konfederasyonu kuruldu İsviçre, Birinci ve İkinci Dünyâ Savaşlarında da tarafsızlığını korudu Herhangi bir bloka bağlanmamıştır Buna da sebep dünyânın bütün devletlerinin, devlet adamlarının İsviçre bankalarında açmış olduğu sırdaş hesaplar olmuştur 1978 yılında yapılan bir referandumla yeni bir kanton kurulması için karar alındı ve 1 Ocak 1979'da Jura Kantonu kuruldu


Fizikî Yapı





İsviçre Avrupa'nın en dağlık ülkesidir Toprakların 3/4'ü dağlarla kaplıdır Kuzeybatı Fransa sınırı boyunca uzanan Jura Dağları ülkenin güney kesimini kaplayan Alplerden Mitteland yaylasıyla ayrılır İsviçre Alpleri, Mont-Blanc'dan Ortlere kadar uzanan orta kesimini içine alır Ülkenin büyük kısmını meydana getiren güney bölümü Bern Alpleri, Pennine Alpleri, Lepontine Alpleri ile doğudaki Rehetia Alplerinden müteşekkildir En yüksek tepeler Pennine Alplerinde yer alan Mente Rosa ve Matterhorn (4478 m) tepeleridir Bern Alplerinde en yüksek tepeler Finsteraarrhorn (4274 m) ile Jungfrau (4166 m)dur


İsviçre yüksek yaylası, Alplerle Jura Dağları arasında kalan yayladır Bu yayla 1000 m yüksekliktedir İsviçre Tepeleri diye de anılır Bu yayla çayırlar ve kozalaklı ağaç ormanlarıyla kaplıdır




Avrupa'nın iki büyük akarsuyu İsviçre Alplerinden doğar Ren Nehri, Knostanz Gölüne akan iki pınardan kaynaklanır Rhone'ni kaynağı ise güneybatıdaki buzullardır Ticino Nehri güneye akar İsviçre'de çok sayıda göl vardır Bunların en büyüğü Almanya ve Avusturya'ya sınır olan Konstanz Gölüdür Diğer önemli gölleri ise Zürich, Lulerne, Neuchatel ve Leman'dir


İklim


İsviçre'nin iklimi çok değişiktir Rhetia Alplerinde hava kuru ve açık olmasına rağmen, Ticino Kantonun'da nemli bir sıcaklık, Magiore ve Lugarna Göllerinde ise Akdeniz iklimi hüküm sürer Dağların yüksek tepeleri yıl boyunca karla örtülü kalır İklim genellikle mutedildir Ticinoso kantonu dışında bütün kantonlarda kış sıcaklık ortalaması 0°C'nin altındadır Yaz aylarında ise ısı ortalaması 27°C'ye kadar çıkmaktadır


Tabiî Kaynakları


Bitki örtüsü ve hayvanlar: Ülke topraklarının % 23'ünü ormanlar meydana getirir Ormanların % 70'i kozalaklı ağaçlarla, geri kalan kısmı geniş yapraklı ağaçlarla kaplıdır Ormanlarda meşe, kayın, ceviz, çam ve kestane ağaçları vardır Ormanlar İsviçre'nin kereste ihtiyacının yarısını sağlar Yüksek Alp yamaçlarında dağ keçisi, tavşan, dağ sıçanı ve av kuşları yaşar
Mâdenler: Yeraltı kaynakları bakımından İsviçre fakirdir Ülkede önemsiz birkaç kömür yatağı vardır Yalnız tuz yatakları önemlidir


Nüfus ve Sosyal Hayat


Nüfûsu 6911000 olup, nüfûsun büyük bir kısmı şehirlerde ve yayla bölgesinde yoğunlaşmıştır Önemli şehirleri Bern, Zürich, Basel ve Cenevre'dir Hâlâ kantonlarda ve köylerde çok belirgin âdet, gelenek ve dil ayrılıkları görülür İsviçre'de resmî dil olarak dört dil kullanılır Halkın % 65'i Almanca, % 18'i Fransızca,% 12'si İtalyanca, % 1'i Romanş dillerini konuşur


Dîni: Halk Hıristiyan olup, % 49,4'ü Katolik, %47,8'i Protestandır
Eğitim: İsviçre'de eğitim düzeyi çok yüksektir Okuma-yazma oranı % 100'dür 6 ile 14 yaş arasında öğretim mecburîdir Ülkede 25 değişik eğitim sistemini kantonlar yönetimi kontrol eder İsviçre'de 8 üniversite ve 2 teknik kolej vardır Üniversitelerinden 7 tânesi dünyâca meşhur olup, çeşitli ülkelerden gelen talebeler bu okullarda eğitim görmektedir


Siyâsî Hayat





İsviçre'de hâlen yürürlükte olan Anayasa 1848'de yürürlüğe girmiştir Anayasaya göre İsviçre 20 egemen, 6 yarım kantondan meydana gelmiştir Federal meclis 44 üyeden meydana gelen bir devlet konseyi ile, doğrudan doğruya halk tarafından seçilen 200 üyeli bir millî konseyden müteşekkildir Devlet konseyine hâkim kantonlar ikişer, yarım kantonlar birer üye gönderirler Federal Konsey, Federal Meclis tarafından 4 yıl için seçilmiş 7 üyeden meydana gelir Federal Konseyin üyeleri olan konfederasyon başkanı ve başkan yardımcısı her yıl Federal Meclis tarafından seçilir


Ekonomi


İsviçre ekonomisinin temelini tarıma dayalı besin endüstrisi, kimyâ ve ilâç endüstrisi meydana getirir Bunun yanında hayvancılık büyük önem taşır
Tarım: İsviçre'de tarıma elverişli topraklar genellikle üstünde çalışılamayacak kadar yüksektir Topraklarının %6'sı ekilebilmektedir Halkın ise % 6'sı tarımla uğraşır Başlıca yetiştirilen önemli ürünleri patates, çavdar ve mısırdır Bağcılık gelişmiştir Göl kıyılarında ve dağ eteklerinde meyvecilik yapılır En çok yetiştirilen meyveleri elma, üzüm, armut, erik ve kirazdır




Hayvancılık: İsviçre'de hayvancılık ekonomide büyük yer tutar Topraklarının yarısı otlaklardan ve sürekli yeşeren çayırlardan meydana geldiği için hayvancılık açısından çok değerli bir tabiî kaynaktır Yüksek bölgelerde keçi ve koyun yetiştirilir Asıl hayvancılık alanında çalışmalar sığır ve inek gibi kesim ve süt hayvanları yetiştirmek için yapılır Elde edilen süt miktarı yaklaşık 3650000 ton, peynir üretimi ise 129000 tondur Peynir sektörü dünyaca ünlüdür Süt mamullerinden sayılan çikolatada dünyâ çapında söz sâhibidir




Sanâyii: İsviçre'de iş gücünün % 40'ı sanâyi kesiminde çalışmaktadır Ülkede çelik sanâyi gelişmiştir Bu amaçla dışarıdan demir filizi alır Makina, lokomotif, türbün gibi ağır sanâyi ürünleri imal edilir Elektrikli makinalar, bilimsel ve optik araç üretimi ülke sanâyiinde önemli bir yer tutar Kimyâ ve ilâç sanâyii de çok gelişmiştir Saatçilik ülkenin ünlü bir sanâyi dalıdır İsviçre saatleri dünyâca ünlüdür Sanâyi üretiminin % 90'ı ihraç edilir


Ticâret: Sanâyi ürünlerinin büyük bir kısmı ihraç edilir İhraç ettiği mallar arasında elektrikli motorlar, makina, lokomotif, türbün, dokuma ürünleri, süt mamülleri, saat, çikolata, ilâç ve kimyâ ürünleri gelir İsviçre dünyânın mâlî hayâtında önemli rol oynayan büyük bankacılık merkezidir İsviçre halkının % 10'u bankacılıkla uğraşır İsviçre bankacılık ve sigortacılık kaynağından büyük gelir sağlar Diğer önemli gelir kaynağını ise turizm teşkil eder İsviçre yaz kış bütün yıl boyunca turist akınına uğrar İthal ettiği maddelerin başında petrol gelir Bunu diğer sanâyi ham maddeleri ve besin maddeleri tâkip eder




Ulaşım: İsviçre'de 64855 km karayolu bulunmaktadır Bunun 1057 km'si milletlerarası karayolu şebekesine bağlıdır Demiryollarının toplam uzunluğu 4991 km'dir Bunun dışında 830 km özel hatlar bulunmaktadır Hava ulaşımı 1931 yılında kurulmuş olan Swissair ile sağlanır Deniz ticâret filosu 30 gemiden meydana gelmiş olup, 294304 gross ton yük kapasitelidir En önemli limanı Basel'dir

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

İsviçre, coğrafyası, tarihi, siyasi yapısı, ekonomisi

Eski 06-25-2010   #3
Şengül Şirin
Varsayılan

İsviçre, coğrafyası, tarihi, siyasi yapısı, ekonomisi



İsviçre, coğrafyası, tarihi, siyasi yapısı, ekonomisi



Orta Avrupa "da ülke Batıda Fransa, kuzeyde Federal Almanya Cumhuriyeti'yle, doğuda Avusturya ve Liechtenstein'la güneyde İtalya'yla komşu olan İsviçre, dağlık arazide ver alan bir ülkedir






COĞRAFYA


İsviçre güneybatı ve kuzeydoğu doğrultusunda uzanan üç doğal bütünden oluşur: jüra, Mittelland (orta ülke) ya da "Yayla" ve Alpler

ALPLER Güneyde ve doğuda ülke topraklarının % 58,5'ini kaplarlar Billurlu yapıda olan Güney Alpleri, tırtıklı tepeleri çoğunlukla 4 000 m'yi geçen (Cervino ya da Matterhorn, 4 477 m: Weisshom 4 517 m) Valais Alpleri'ni, 3 107 m'ye ulaşan Sankt-Gotthard kütlesini, Graubünden Alpleri'ni (Ber-nina 4 052 m) ve vadileri Po ovasına açılan Ticino Alpleri'ni kapsar Güney Alpieri'nden uzunlamasına Rhone ve yukarı Ren vadileriyle ayrılan Kuzey Alpleri, Cenevre gölünden (Leman gölü) Bodensee gölüne (Konstanz gölü) kadar uzanır; bunlar batıda ve doğuda kıvrımlı kalkerlerden, ortada billurlu kayaçlardan (özellikle Bern Alpleri'nin en yüksek kesiminde



[Finsteraarhorn, 4 274 m; jungfrau,4158 m]) oluşur; Bern Alpleri doğuya doğru Uri ve Glarus Alpleri'yle (Tödi, 3 623 m) uzanır, güneydoğuya doğru alçalır Kıvrımlı kalker tortulları ve Önalpler' in Üçüncü Zaman şistleri, Alpler'in kuzey kesiminde 2 000 m- 2 500 m yüksekliğe varan dağkolları oluşturur (Rigi, 1 797 m; Santis, 2 501 m) Çok sayıda olan enine ovalar Alpler ve Önalpler bütününün yoğunluğunu azaltır; tümü de, İsviçre'yi aşağı yukarı baştan başa kaplamış olan Dördüncü Zaman buzulları tarafından biçimlendirilmiştir;


Alp zincirinin kenarlarına dizilmiş olan dar ve derin göller de gene buzulların etkisiyle oluşmuştur Alp bölgesi iklimi yükselti nedeniyle serttir Sözgelimi, 1 440 m yükseklikte bulunan Andermatt'ta ocak ayı sıcaklığı -6,5°G, temmuz sıcaklığı 11,6°C'tır; yıllık yağışlar da
1211mm'dirKışın son



günlerinde ve ilkbaharda güneyden esen kuru ve sıcak fön rüzgârı, karların erimesini hızlandırır Vadilerde, özellikle Rhone vadisi ya da İsviçre'nin en sıcak ve güneşli yeri olan Güney Ticino vadisinde (Lugano'da ocakta 2,3°C; temmuzda 21,3°C; 120 günde 1 800 mm yağış; 2 100 saat güneş) iklim koşulları elverişlidir Bitki örtüsü de yükselti ve konuma göre değişir: 800-1 200 m'ye kadar olan yerlerde tarım yapılır 1 200-1 800 m'ye kadar yapraklı ağaçlar 1 800-2 100 m'ye kadar kozalaklılar 2 200-2 500 m'ye kadar Alp tipi çayırlar, bu sınırın ötesinde de karlar ve buzullar uzanır Alpler' deki akarsulara buzul (yaz aylarında suları kabaran yukarı Ren ve Rhöne) ya da kar-buzul (ilkbaharda taşan Reuss Aar) rejimleri egemendir




MİTTELLAND

Ülkenin % 31,5'ini kaplayan bir bölgedir, jüra ve Alpler arasında dar ve uzun bir geçit görümünde olan bu bölge, yükseltileri 375 ile 800 m arasında değişen vadiler ve tepelerden meydana gelmiş, Üçüncü Zaman molasları (karbonatlı kumtaşı) ve ırmak-buzul alüvyonlarıyla oluşmuştur Göller çok sayıdadır ve değişik kökenlidir
Aar, Ren'e ulaşmadan önce Mittelland'ın sularının büyük bölümünü toplar Karasal eğilimli okyanus iklimi (Bern'de, ocak ayında -11°C; temmuzda 18°C; 160 günde 1 000 mm yağış) ve verimli topraklar sayesinde, bu orta ülkede yoğun tarım yapılır;

kentleşme merkezleri ve çok sayıda köy ve kasaba, sanayi sayesinde gelişmektedir Ren koridoru ve Basel üstünden Almanya'yla, Cenevre üstünden Fransa'yla ve Sankt Gotthard üstünden İtalya'yla bağlantı kurabilen Mittelland, ülkenin en hareketli bölgesidir
JÜRA İsviçre yüzölçümünün % 10'unu kaplar Batıda, kıvrımlı kalkerler, kuzeyde de Fransa'ya ve Almanya'ya doğru hafif eğimli kalkerli



yaylalardan oluşur Bol yağış alan (yılda 1 000 - 2 000 mm) bölgede, okyanustan gelen hava kütleleri tepeleri döver; yazlar serin geçer (990 m yükseklikte yer alan La Chaux-de-Fonds'da ocak ayında - 1,7°C; temmuz aynıda 15,6°C) Akarsuların büyük bölümü doğrudan ya da Aar yoluyla dolaylı olarak Ren ırmağına yönelir; geri kalanlarsa Doubs yoluyla Rhöne'a ulaşırlar, jüra, çayırların ve kozalaklı ormanlarının bulunduğu bir bölgedir



NÜFUS

İsviçre'nin nüfusu 1950'den bu yana iki katını aştı Son on yıl içinde de göçler sayesinde %15,2 oranında artış gösterdi Önce ülkeye İtalyanlar (2/3) ve İspanyollar gelerek özellikle metalürji, inşaat ve dokumacılık alanında çalışmaya başladüar Öte yandan, vadiler dışında dağlık kesimle kırsal kesimin nüfusu kentlere göç nedeniyle giderek azaldı; günümüzde nüfusun %43'ü kentlerde toplanmıştır, özellikle Mittelland'da Solothurn-Zürih-Winterthur ekseni, gerçek bir kentleşme alam oluşturur (km2'ye 400 kişi)

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Ülkeler Coğrafyası -İsviçre

Eski 06-25-2010   #4
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Ülkeler Coğrafyası -İsviçre



TARİH
KONFEDERASYON


İsviçre'nin ilk halkını Kelt kökenli Helvetler oluşturur İÖ58'de Kimberler ve Tötonlar:-dan kaçan bu halk, Galya'ya girdi ve orada Sezar tarafından durduruldu Canlarını kurtaranlarsa ülkelerine götürülerek boyun eğmek zorunda bırakıldılar ve ülkeleri Romahlaştırıldı Büyük göçler sırasında (Vyy) ülke Germen kabileleri olan Alamanlar tarafından işgal edildi, yeni gelenler yerli halkı büyük ölçüde Germenlestirdiler, daha sonra da Burgundlar geldi, ama bunlar yerli halkla kaynaştılar

Clovis ve oğullarının döneminde Burgund Krallığı Frank Krallığı tarafından fethedildi, önce Merovenj,daha sonra da Karolenj İmparatorluğu' nun bir parçası haline geldi Karolenj; İmparatorluğu'nun kesin olarak parçalanmasından (843) sonra İsviçre büyük ölçüde jüraötesi Bourgogne Kral-lığı'na bağlandı; jüraötesi Bourgogne Krallığı'yla jüraberisi Bourgogne Krallığı 934'ten başlayarak Arles Krallığı'nı kurdulari032'desonBour-gogne kralının ölümü üstüne, Germania krah, kendisine miras olarak kalan Helvetia'yı Kutsal Roma Germen împaratorluğu'na kattı

Alman imparatorları ile papalar arasındaki çatışmalardan (XI yy -XIII yy) yararlanan İsviçre, siyasal açıdan çeşitli bölümlere ayrıldı Feodal senyörler, özgür kentler ve özgür köylü toplulukları arasında paylaşıldı Bu sonuncu topluluklar da özgür kentler gibi, hukuksal açıdan komşu senyör-lere değil ama doğrudan doğruya imparatora bağlıydılar; bu da onların uygulamada bağımsız olduklarını gösteriyordu

VValdstâtten (orman ülkesi) olarak adlandırılan Uri, Schvvyz ve Untervvalden kantonlarının durumu XIII yy'ın ortasından beri böyledir XIII yy sonunda İsviçre'yi paylaşan feodal kontlar arasında en güçlü olanları,İsviçre'nin Alman kesimindeki Habsburg kontları ve İsviçre'nin Fransız kesimindeki kontlardır (daha sonra dükler)

İmparator Rudolf I von Habsburg'un ölümünden sonra VValdstâttenler özgürlüklerinin, Avusturya'da egemenlik kurmuş olan Habsburglar tarafından zedeleneceğinden korktular 1 Ağustos 1291'de Uri, Schvvyz ve Untervvalden kantonlarının delegeleri sürekli bir ittifak kurdular Yazılı olarak gerçekleştirilen bu anlaşmada (Grütli andı, 1291) bir iç anlaşmazlık söz konusu olduğunda hakemliğe başvurma, savaş durumu söz konusu olduğunda da yabancı yargıçların reddi ve karşılıklı yardımlaşma açıkça belirtilmiştir Habsburglara karşı direnme hareketi, 1315'te Konfederasyon askerlerinin, Morgarten'de Avusturyalı Leopold I von Habsburg'un şövalyelerini yenilgiye uğratması ve ittifaklarını yenilemeleriyle (Brunnen anlaşması) kesinlik kazandı


BAĞIMSIZLIK Eski Konfederasyon, yeni kantonların (Lüzern, 1332; Zürih, 1351; Glarus ve Zug, 1352; Bern, 1353;Fribourg[Freiburg]ve Solothurn, 1481; Basel ve Schaffhausen, 1501; Appenzell, 1513) ve uyruk ülkelerle (Aargau, 1415; Thurgau, 1460; Ticino, 1512) XV yy'da müttefiklerin (Vaiais, Neuchâtel ve Valangin, Toggen-burg, Sankt-Gallen, Graubünden) katılmasıyla genişledi

Sempach'ta (1386) ve Nâfels'de (1388) yenilen, Aargau ile Thurgau'yu elden çıkaran ve Schvvaben savaşları sırasında da bozguna uğrayan, 1437'den başlayarak imparatorluk tacının sahibi Habsburglar, 1499'daki Basel barışıyla konfederelerin bağımsızlığını tanıdı Konfedereler arasındaki ilişkiler birçok kez tehlikeye düştü; Zürih ve Schvvyz (öbür kantonlardan yardım gördü) arasındaki savaş (1436-1450); Bourgogne savaşlarının hemen ardından kent-kantonlarla köy-kantonlar arasında başgösteren anlaşmazlıklar ve İsviçrelileri uzlaştıran Unterwaldenli bir keşişin aracılığı Yiğit Chares'a karşı kazanılan 1476-1477 zaferleri, konfederelerin askeri gücünü sağlamlaştırdı, kantonlar İtalya savaşlarına katıldılar: 1513'te Konfederasyon askeri gücünün doruğuna ulaştı Ama siyasal görüş ayrılıkları Melegnano'da (1515) geri çekilmeye neden oldu İsviçreliler bu tarihte Fransa'yla sürekli bir barış imzaladılar ve yayılma siyasetlerinden vazgeçtiler

Hümanist papazların (özellikle Zwin-gli) girişimiyle gerçekleştirilenReform hareketi, on yıllık bir süre içinde Fri-bourg (Freiburg) ve Salothurn dışındaki kent-kantonlarda ve müttefiklerde yaygınlaştı Fransızca konuşulan ve henüz Konfederasyon'a katılmamış olan batı kesime deFarelve Viret sayesinde girdi Dinsel anlaşmazlıklar Katoliklerin askeri alanda başarı kazanmalarıyla sonuçlandı: Kappel barışıyla (1531} XIX yy'a kadar, dinsel alanlar, yani hangi kantonda hangi dinin benimsenmiş olduğu belirlendi Sözgelimi Bern, Zürih, Basel ve Schaffhausen kantonları Protestandı, Glarus ve Appenzell'de hem Katoliklik hem de Protestanlık yaygmdı, geri kalanlarsa Katolikti 1536'da Bern, Savoie'dan Vaud'yu aldı; Farel Cenevre'de Reform'un başarıya ulaşmasını sağlamak amacıyla, Bern'i müttefik olarak tutarken Calvin'i destekliyordu

Ortak savunma için birleşen kantonlar, her yıl toplanan bir Diyet'te ortak çıkarları konusunda tartışırlardı, ama son karar kanton hükümetierinin elindeydi Kent-kantonlar birer aristokrat cumhuriyetleriydiler; köy-kantonlarıysa (Landsgemeinden le birlikte) demokratik cumhuriyetlerdi Uyruk ülkeler, ilgili kanton hükümetleri taraf ından atanan yüksek adalet görevlilerince (baüli) yönetilirdi Her kantonun belli bir asker kontenjanı bulunurdu Ayrıca birçok İsviçreli, paralı asker olarak Avrupa ordularına yazıldılar ve çoğu kez birbirlerine karşı savaştılar, ama Konfederasyon, bunlara görev veren devletlerden yana olmadı, kantonlar da değişik dinsel eğilimlerine karşın iç savaşı önlemek için yabancılarla birleşmeyi reddettiler Konfederasyon, Vestfalya anlaşmalarıyla (1648) bağımsızlığına kavuştu


Aristokrat hükümetlerin tutumu çeşitli karışıklıklara yol açtı (1653'te köylü savaşları; Davel'in 1723'te Vaud'daki girişimi; Cenevre'de XVIII yy'da görülen karışıklıklar] ama bunlar etkin bir biçimde bastırıldı Yeni çıkan dinsel anlaşmazlıklar (1656,1712) sonunda, Diyet'te azınlıkta olan ama daha büyük bir kalabalık oluşturan Protestan kantonların Kappel barışının geçersiz kılınmasını sağlamalarına ve din özgürlüğünün benimsenmesine yol açtı

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Ülkeler Coğrafyası -İsviçre

Eski 06-25-2010   #5
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Ülkeler Coğrafyası -İsviçre



FEDERATİF DEVLET

Louis XVI'nm düşmesiyle, Fransa Krallığı'yla imzalanmış olan sürekli barış sona erdi Direktuvar'm 1798'deki işgal girişimi sonucunda, eski Konfederasyon devrilerek Helvet Cumhuriyeti kuruldu İsviçre, Avrupa'nın savaş alanı haline geldi Bonapart, iç savaşın pençesindeki İsviçre'ye barış getirdi; 1803'te de İsviçre Konfederasyonu oluşturuldu Federalizm kuruldu, ama sivil eşitlik, eski müttefikler ve uyruklar olan yeni kantonların kurulmasına yol açtı: Böylece Sankt-Gallen,Ticino, Aargau, Thurgau, Vaud, Grau-bünden doğdu İsviçre, Napolyon savaşlarından çok zararlı çıktı (Berezina'da 8 000 ölü; dokumacılık alanındaki bunalım) Viyana kongresi ve ikinci Paris anlaşmasında ülkenin aşağı yukarı günümüzdeki şuurları saptandı: Valais, Neuchâtel ve Cenevre 1815'te kanton haline geldüer; eski Basel (jüra) piskoposluğu da Bern'e bağlandı; eski müttefik olan Mulhou-se, Fransa'da kaldı, Valtellina da Avusturya'ya bağlandıÖte yandan, çeşitli güçler, İsviçre'nin bağımsızlığını ve sürekli yansızlığını tanıdılar

Restorasyon, Eski Rejim'e dönüş biçiminde kendini gösterdi (iktidardaki aristokrat aileler, sansür, mutlakiyet), yalnızca ticaret özgürlüğü güvence altına alınmıştı 1815'teki federal anlaşma eski Diyet'in kurulmasını sağladı, yürütme gücü yönetici kantonun hükümeti tarafından temsil ediliyordu (sırayla Bern, Zürih ve Lüzern) Yeniden refaha kavuşan isviçre, liberalizme doğru bir gelişme gösterdi; birçok kantonda liberal anayasalar benimsendi (1831) ingiltere'nin desteği ve yurtseverliğin yüceltilmesi, büyük güçlerin müdahalesini engelledi Radikal merkezci ve Kilise karşıtçılarıyla muhafazakârlann çatışmaları giderek çok kötü bir görünüm kazandı

Sonunda Katolik ve muhafazakâr kantonlar ayrı bir birlik oluşturdular (1845) Ama birlik, radikal kantonların çoğunluk sağladığı Diyet tarafından dağıtıldı General Dufour'un yönettiği federal ordu, muhafazakâr güçler müdahale edemeden,Katolik kantonların ordusunu yendi (1847) Uzlaşmayı olanaklı kılmak amacıyla, 1848 Anayasası sayesinde ABD'ndekinden esinlenilerek, tam merkezüeş-meyle mutlak federalizm arasında bir yol bulundu 1874'teki yeni anayasadan sonra merkezileşmede gelişme gözlendi (sivil yasalarla ceza yasalarının, ordunun birleştirilmesi, vb), ayrıca, federal yasama konusmıda isteğe bağlı bir halkoylaması,! 918'de nispi temsil sistemin kabulü; yabancı devletlerle, ticari olmayan anlaşmalarda zorunlu halkoylaması gibi çeşitli haklar getirildi

İktisadi gelişme 1930 yıllarındaki bunalımla kesintiye uğradı ve 1936'da para devalüe edildi 1918'deki genel grevden başka toplumsal yaşamda önemli sayılabilecek anlaşmazlıklar olmadı 1945'ten bu yana İsviçre, tarihinde görülmedik bir refah içinde yaşamaktadır


İsviçre'nin yansızlığına, 1939 -1944'teki hava saldınları dışında, Avrupa ve dünya çapındaki anlaşmazlıklar sırasında saygı gösterildiUluslar-arası büyük örgütler, merkezlerini İsviçre'de kurdular Bunlar arasmda Kızıl Haç, Milletler Cemiyeti, Uluslararası İş Bürosu, vb sayılabilir 1940'tan 1944'e kadar tümüyle Eksen güçleriyle çevrili olan İsviçre, general Guisan, Wahlen, vb gibi sorumluluk duygusu olan kimseler sayesinde bir barış ve bağımsızlık "adacığı" olarak kalmıştır

1945'ten sonra, ülke içinde kararlılık egemen oldu İç siyasetteki en önemli olaylardan biri de, 1971'de federal alanda, kadınlara oy hakkının tanınması ve bunun ardından Ulusal Mec-lis'e on iki kadın üyenin seçümesidir; öte yandan, ülkede çalışan çok sayıda (yaklaşık 1 milyon) yabancıya karşı belli belirsiz bir düşmanlık beslenmektedir, bu tutum 1974'te yaklaşık 500 000 yabancı işçinin ülkeden yollanıp yollanmaması konusunda girişilen bir halkoylamasıyla açığa çıkmıştır Ama, İsviçreliler bu halkoylama-sında l'e karşı 2 çoğunlukla işçilerin sürülmesine karşı çıkmışlardır İsviçre, Birleşmiş Milletler Örgütü' nün özel kuruluşlarına katıldı ve 1972'de bir serbest değişim anlaşması imzaladı

Son yıllarda Avrupa ülkelerini sarsan büyük olaylar, görünürde İsviçre'ye zarar vermemiş gibidir; siyasal yaşam tam bir kararlılık içindedir: Seçimden seçime, partilerin durumunda benzerine az raslanan bir denge görülmüş, oy kaymaları yok denecek kadar az olmuştur Ama çekimser kalan seçmenlerin sayısı da tedirginlik yaratacak kadar yüksektir; bu da kuşkusuz, halkın bir bölümünün siyasal partilere olan güvensizliğinin göstergesidir Federal seçimlere katüma oram çoğunlukla %40'm altındadır; bu oran bazı belediye seçimlerinde %20'ye, hatta %15'e düşer Federal Meclis, İsviçrelilerin deyimiyle "tılsımlı formüT'e göre oluşur: Yürütme gücünün yedi sandalyesinden ikisini radikaller, ikisini sosyalistler, ikisini hıristiyan-demokratlar, birim merkez demokratlar alır

Dörder yıllık dönemlerin sonunda genellikle yerlerini koruyan hükümet üyeleri, kendi istekleriyle çeki-linceye kadar işbaşında kalırlar Bu kurumların taşıdıkları ağırlığa ve toplumsal uzlaşmanın başka yerlerde olduğundan çok daha ileri bir düzeye erişmiş bulunmasına karşın, gene de Konfederasyon içinde bazı çözümlerin geçerliği tartışılmaktadır İktisadi güç ile siyasal güç arasındaki karışıklığa son verilmesini isteyen sesler yükselmektedir; bankacılıkta gizlilik ilkesine açıkça karşı çıkılmakta, sosyalistler bankaların etkinliklerinin daha sıkı bir denetim altma alınmasını istemektedirler Bern kantomındaki fransızca konuşan azınlığın sorununa çözüm bulunması yolunda bir adım atılmış, 1 Ocak 1979'da Jürakantonu oluşturulmuştur 1980'de Kilise'yle devletin kesin olarak birbirinden ayrılmasına halkoylamasıyla karşı çıkılmıştır İsviçre Federal Meclisi toplanarak 8 Aralık 1982'de Pierre Aubert'i 1983 yılı Konfederasyon başkanı olarak seçti Ekim 1983'te genel seçimler yapıldıktan sonra Aralık 1983'te de LSchlumpf 1984 yılı Konfederasyon başkam seçildi

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Ülkeler Coğrafyası -İsviçre

Eski 06-25-2010   #6
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Ülkeler Coğrafyası -İsviçre



İKTİSAT / TARIM

İsviçre'de tarım, çayırlarla birlikte ülke topraklarının %30'unu kaplar; etkin nüfusun %7-8'i de küçük işletmelerde çalışır; tarım alanında, ülke gereksmiminin hemen hemen yarısı sağlanır,, özellikle buğday, patates, arpa ve çavdar yetiştirilir Meyve ağaçları daha çok Thurgau ve Va-lais'de yaygındır, burası ayrıca,Vaud ve Cenevre gibi şarap yapımıyla ünlüdür Sürekli otlaklarla birlikte hayvancılık, ülke topraklarının %40'ına yayılmıştır Sığırlar, etleri ve sütleri için yetiştirilir; hayvancılığa bağlı olarak yağ, peynir, süttozu, vb yapımı önemli boyutlara ulaşmıştır


SANAYİ

İktisadın başlıca kesimini oluşturan sanayi alanında etkin nüfusun %50'si çalışır; ülkede kömür, maden ve hidrokarbon çıkarılmadığı halde sanayi büyük gelişme göstermiştir Federal Almanya Cumhuriyeti'nden alman kömürün yerini giderek petrol almaktadır Petrol,Cenova ve Lavera' dan gelen petrol boru hatlarıyla Col-lombey (Valais) ve Cressier (Neuchâtel) rafinerilerine sevkedilir Öte yandan, Gröningen'de doğal gaz elde edilir İsviçre beyaz kömür bakımından zengin bir ülkedir (28 milyon kWs), ama hidroelektrik donanımları henüz tamamlanmış olan ülkede, son yıllarda nükleer santralların yapımına girişilmiştir (Beznau-Dottingen, Mühleberg), ama bu girişimler çevre koruyucularının eleştirilerine hedef olmuştur

Bex ve Rheinfelden' deki tuz yatakları dışında yeraltı gelir kaynaklarının yoksulluğu ve hammadde kaynaklarının uzak olması, sanayinin duyarlı araçlar ve lüks eşya yapımına yönel meşine yol açmıştır; üstelik ülkenin siyasal ve parasal konulardaki kararlılığı, yabancı sermayenin bu alanı desteklemesini sağlamıştır Makine sanayisi ve duyarlı araçların yapımı, başlıca dışsatım kesimini oluşturur Baden, Oerlikon, Cenevre, Bern'de elektrikli eşya yapımı, Cenevre, Neuchâtel ve Schaffhausen'de duyarlı araç yapımı; Winterthur'da dokuma makineleri ve Diesel motorları yapımı gelişmiştir Saatçilik, ABD ve Japonya'nın rekabetine karşın dünyada birinci sırada yer alır Alüminyum elektrometalurjisi daha çok Valais'de (Martigny, Chippis) toplanmıştır Basel'de kurulan ve gelişen kimya sanayisi, özellikle Cenevre ve Valais'ye de yayılmıştır
Ülkenin kuzey kesiminde yoğunlaşmış olan dokuma sanayisi yapay ve sentetik elyaf kullanımına yönelmiştir Sanayi, yalnızca büyük merkezlerin değil, ama birçok küçük kent ve kasabaların da başlıca etkinliğini oluşturur

ULAŞIM VE TİCARET

Önemli bir demiryolu ağına sahip olan İsviçre, Alp-ler'i aşan büyük Simplon, Lötschberg ve Gotthard hatları sayesinde Avrupa'nın önemli bir kavşak noktası haline gelmiştir Dar ve dişlilerle donatılmış yerel hatlarsa turizme önemli ölçüde yardımcı olmaktadır Karayolları da Alpler'i aşan otoyollar ve tünellerin (Grand-Saint-Bernard) yapımıyla giderek büyük gelişme göstermektedir Akarsu ağı yok gibidir, Ren ulaşımının son durağı sayılan Basel, önemli bir ırmak limanıdır, ikinci Dünya savaşı sırasında oluşturulan ticaret filosu Rotterdam, Marsilya ve Cenova limanlarında konaklar

Ülkenin AET'yla olan ticari alışverişi, üyesi olduğu Avrupa Serbest Mübadele Toplulugu'yla olan alışverişten daha önemlidir Ticaret bilançosundaki giderek artan açık, başka gelir kaynaklarıyla (sermaye hareketleri, sigortalar, taşımacılık, özellikle de turizm) dengelenmiştir İsviçre özellikle etkin bir bankacüık örgütüyle donatılmıştır İsviçre Ulusal Bankası'nm (merkezi Bern'de) yanı sıra ülkede 4 000 kadar kanton bankası ve yerel banka, vb vardır En önemli İsviçre bankaları olan Cenevre, Zürih ve Basel bankaları iktisadi alanda büyük rol oynarlar

__________________

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

İsviçre'de İktisat-Tarım-Sanayi-Ulaşım ve Ticaret

Eski 06-25-2010   #7
Şengül Şirin
Varsayılan

İsviçre'de İktisat-Tarım-Sanayi-Ulaşım ve Ticaret



İsviçre (Almanca: die Schweiz, Fransızca: la Suisse, İtalyanca: Svizzera ve Romanş: Svizra), resmî adıyla İsviçre Konfederasyonu, Orta Avrupa'da Alp Dağları'nda yer alan ve denize kıyısı bulunmayan bir ülke Kuzeyinde Almanya, batısında Fransa, güneyinde İtalya ve doğusunda Avusturya ile Lihtenstein'a komşu olan ve tarihsel olarak bir konfederasyon olan ülke 1848 yılından beri bir federasyondur Bankacılık ve finans sektörlerinde çok güçlü bir ekonomiye sahip olan İsviçre uzun süredir siyasi ve askerî tarafsızlık geleneğine sahiptir

Bu nedenlerden ötürü birçok uluslararası örgüte evsahipliği yapmaktadır
Ülkenin resmî Latince adı olan Confoederatio Helvetica, Helvetler Konfederasyonu anlamına gelmektedir Dört resmî dilden herhangi birine öncelik vermemek amacıyla Latince kullanılmaktadır Ülke kısaltması olarak (CH) kullanılmasının nedeni de budur Fransızca (Confédération suisse), İtalyanca (Confederazione Svizzera) ve Romanş (Confederaziun svizra) resmî adları "İsviçre Konfederasyonu" olarak çevrilirken Almanca resmî ad olan Schweizerische Eidgenossenschaft "İsviçre Ant Kardeşliği" ya da "İsviçre Sözleşme Ülkesi" anlamına gelir

Tarihçe:

İsviçre tarihi bugünkü İsviçre Konfederasyonu topraklarının tarih öncesi dönemlerden günümüze kadar uzanan tarihini kapsar

Orta Çağ:

1291 yılında Uri, Schwyz ve Unterwalden kantonlarının oluşturduğu üç orman kantonu temsilcileri bir Federal Beyanname altına imza attı Beyannameye imza atan taraflar, o zamanlar Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu’nda Avusturya Düklüğünü elinde tutan Habsburg hanedanının hükmüne karşı çıkabilmek için birleşmeyi taahhüt ediyorlardı 15 Kasım 1315 günü Morgarten Çarpışması’nda Habsburg ordusunu yenen İsviçreliler, Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu içinde İsviçre Konfederasyonunun varlığını güven altına almıştır

1353 yılına gelindiğinde ilk birleşen üç kantona ek olarak Glarus ve Zug kantonlarıyla Lüzern, Zürih ve Bern şehir devletleri de birliğe katılarak 15 yüzyıla kadar varlığını sürdüren (Zürih bir toprak anlaşmazlığı nedeniyle 1440 yılında konfederasyondan atılmıştır) ve sekiz eyaletten oluşan "Eski Federasyonu" kurdular 1470’lerde Bourgogne dükü I Charles’a karşı kazandıkları zaferler ve İsviçre paralı askerlerinin başarılarıyla federasyonun hem gücü hem de zenginliği arttı İsviçre kantonları sıralaması yapılırken geleneksel olarak, şehir devletlerini takiben kurucu kantonlar ilk sekiz "Eski Kanton" olarak önde anılır, 1481 yılından sonra federasyona katılan diğer kantonlar tarih sırasına göre dizilir Kutsal Roma Cermen İmparatoru I Maximilian’a karşı İsviçrelilerin 1499 yılında kazandığı zafer sonucunda, İsviçre, Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu’ndan ayrılıp de facto bağımsızlığını kazanmıştır

1506 yılında II Julius, günümüzde hâlâ Vatikan’ı koruyan İsviçreli Muhafızları işe aldı Federasyonun genişlemesi ve ilk savaşlarda elde edilen yenilmezlik ünü 1515 yılında Marignano Çarpışması’ndaki İsviçre yenilgisi ile ilk kez durakladı Bazı kantonlarda Huldrych Zwingli’nin Reformunun başarılı olması 1529 ve 1531 yıllarında kantonlararası savaşların (Kappeler Kriege) çıkmasına neden oldu Katolik ve Protestan kantonlar arasında anlaşmazlığın devam etmesi üzerine 1656 ve 1712 yıllarında Villmergen Çarpışmaları ile karşılıklı şiddet devam etmiştir 1648 yılında Westfalya Barış Antlaşması ile Avrupalı ülkeler İsviçre’nin Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu’ndan ayrılmasını ve tarafsızlığını tanıdı

1798 Fransız İşgali:

1798 yılında Fransız Devrimi orduları İsviçre’yi işgal ederek zorla yeni bir anayasayı uygulattırdı Bu anayasa ile ülkenin hükümeti merkezîleştiriliyor ve kantonlar ortadan kaldırılıyordu Helvet Cumhuriyeti olarak bilinen yeni devletin halk arasında hiç desteği yoktu Yabancı işgal kuvvetleri tarafından zorla kabul ettirilen bu hükümet dinsel inanç özgürlüğü de dahil olmak üzere yüzyıllarca süren gelenekleri yıkmıştı Bu devlet, İsviçre’yi Fransa’nın bir uydusundan başka bir şey yapmamıştı Sık sık ortaya çıkan ayaklanmalar, Fransız birliklerinin varlığı nedeniyle başarıya ulaşamamıştı Eylül ayında Nidwalden isyanının Fransızlar tarafından kanlı bir şekilde bastırılması çok iyi karşılanmamıştı
Fransa ile diğer ülkeler arasında savaş çıktıktan sonra İsviçre, Avusturya ve Rusya gibi başka kuvvetler tarafından da işgal edilmişti İsviçreliler, merkezî hükümeti destekleyen "Cumhuriyetçiler" ve kantonların özerkliğinin tekrar verilmesini isteyen "Federalistler" arasında ikiye bölünmüştü Napolyon Bonapart, her iki tarafın önde gelen politikacılarını 1803 yılında Paris’te biraraya getirdi Bu toplantının sonucunda İsviçre’nin özerkliğini büyük oranda geri veren ve 19 kantondan oluşan bir Konfederasyonu kuran Aracılık Yasası çıkmıştır Bu tarihten sonra İsviçre politikasının en önemli konusu kantonların kendi kendini yönetme geleneği ile merkezî bir hükümet gerekliliği arasında geçecektir 1815 yılında Viyana Kongresi ile İsviçre’nin bağımsızlığı ve tarafsızlığı tüm Avrupa güçleri tarafından tanınmıştır Bu tarihte, Valais, Neuchâtel ve Cenevre kantonlarının federasyona katılmasıyla birlikte İsviçre tarihteki en son genişlemeyi gerçekleştirmiştir

1848 Anayasası:


1845 yılında katolik ve protestan kantonlar arasında bir iç savaş (Sonderbundskrieg) patlak verdi O zamanlar hükümette olan Radikal Partinin yaymaya çalıştığı daha üniter bir İsviçre fikrinden hoşlanmayan katolikler Sonderbund adını verdikleri özel bir antlaşma ortaya çıkardılar Radikallerin de bu antlaşmaya karşı çıkması üzerine ortaya çıkan savaş bir aydan az sürdü ve yaklaşık yüz kayıp verildi Küçük başkaldırılar dışında bu çarpışma, İsviçre topraklarında yaşanan son silahlı çatışmaydı

İç savaştan sonra İsviçre referandum uygulamasına geçti ve 1849 yılında federal anayasa kabul edildi Bu anayasa ile merkezî otorite kuruluyor ve kantonlar yerel konularda kendi kendilerini yönetebiliyorlardı Nüfus artışı, Sanayi Devrimi ve tek para birimi kullanılması nedeniyle 1872 yılında bu anayasa önemli oranda düzeltilmiştir Bu anayasayla savunma, ticaret ve yasal konularda federal sorumluluk da düzenlenmişti

1893 yılında anayasa olağandışı bir şekilde doğrudan demokrasinin uygulanmasına yönelik olarak düzenlenmiştir ve günümüzde de tek örneği teşkil etmektedir
20 Yüzyıl:

İsviçre 1920 yılında Milletler Cemiyeti’ne ve 1963 yılında da Avrupa Konseyi’ne katıldı I Dünya Savaşı’nda tarafsızlığını açıklayan ülke askerî olarak savaşa katılmadı II Dünya Savaşı’nda da tarafsızlık açıklanmış, bir Alman müdahalesi planlansa da bu gerçekleşmemiştir Bu müdahalenin gerçekleşmemesinin nedenlerinden birisi olarak General Henri Guisan önderliğinde İsviçre Silahlı Kuvvetlerinin seferberliğe geçmesi gösterilir Bazı İsviçre vatandaşlarının Yahudi Soykırımı esnasında elde edilen paraların yıkanmasına yardımcı oldukları dolayısıyla da İsviçre’nin tarafsızlığına gölge düştüğü iddialarının [1] yanısıra İsviçre, Almanya ve Mihver Kuvvetlere karşı yürütülen casusluk faaliyetlerinin bir merkezi hâline gelerek yenilmelerine yardımcı olmuştur
1959 yılından itibaren kantonlarda kadınlara oy hakkı verilmeye başlandı 1971 yılında federal düzeyden sonra en son 1990 yılında Appenzell Innerrhoden kantonunda kadınlara oy hakkı verilmiştir 1979 yılında Bern kantonunun bazı kısımları bağımsızlıklarını kazanarak yeni Jura kantonunu kurmuştur 18 Nisan 1999’da İsviçre halkı ve kantonlar tamamen gözden geçirilmiş ve yenilenmiş bir federal anayasanın kabulü yönünde oy kullanılmıştır

Yakın Tarih:

İsviçre 2002 yılında Birleşmiş Milletler’e tam üye oldu EFTA (Avrupa Serbest Ticaret Alanı)’nın kurucu üyesi olan ülke EEA (Avrupa Ekonomik Alanı)’nın bir parçası değildir Avrupa Birliği’ne üye olmak için Mayıs 1992 tarihinde başvuru yapılmış olsa da, Aralık 1992’de EEA için yapılan referandum sonucunda (EEA konusunda referandum yapan tek ülke İsviçre’dir) halkın EEA’ya girişi kabul etmemesi üzerine bu konuda başka bir girişimde bulunulmamıştır

Bu tarihten sonra AB konusunda çeşitli referandumlar yapılmasına rağmen, bunlar ülke içindeki marjinal gruplar tarafından başlatılmış ve hükümetin desteğini almamıştır Yine de İsviçre yasaları AB yasalarıyla uyumlu hâle gelmek üzere yavaş yavaş düzenlenmektedir ve hükümet Avrupa Birliği ile bir dizi karşılıklı antlaşma imzalamıştır Avusturya’nın 1995 yılında AB’ye girmesiyle birlikte İsviçre ve Lihtenştein tamamen AB ile komşu olmuştur 5 Haziran 2005’te İsviçreliler % 55'lik çoğunlukla Schengen antlaşmasına katılmayı kabul etmişlerdir AB yorumcuları bu sonucu geleneksel olarak izolasyonist bir ülke olarak nitelendirilen İsviçre’nin bir iyi niyet gösterisi olarak değerlendirdiler

Siyasal Yapı:

Çift meclisli İsviçre parlamentosu Federal Meclis, Federal Konsey’den ayrı olarak temel iktidar merkezidir Federal Meclisi oluşturan Eyaletler Konseyi ve Ulusal Konsey yasa çıkarmak da dahil olmak üzere her açıdan eşit güce sahiptir
1999 anayasasına göre, federasyona özel olarak delege edilmemiş tüm güçler kantonların elindedir

Eyaletler konseyinin 46 üyesi (her kantondan iki ve yarım kantondan bir olmak üzere) doğrudan her kantonda seçilir Ulusal Konsey’in 200 üyesi ise nispi temsil esaslarına dayanarak seçilir Her iki meclise seçilenlerin görev süresi 4 yıldır Referandumlar yoluyla her yurttaş federal hükümet tarafından kabul edilmiş yasaların geçerliliğini sorgulayabilir ve federal anayasaya düzeltme yapılmasını isteyebilir Bu haklar İsviçre’yi doğrudan demokrasi uygulanan bir ülke yapmaktadır

Yürütme erki ve devlet başkanlığı görevi yedi üyeden oluşan Federal Konsey’de toplanmıştır Her ne kadar anayasaya göre Meclis Konsey üyelerini seçse ve denetlese de, yasama sürecini yönlendirme ve federal yasaları uygulama konusunda Federal Konsey yavaş yavaş önde gelen bir role kavuşmuştur Özel temsil görevlerini yürütmek üzere konseyi oluşturan yedi kişi içinden bir kişi bir yıllığına İsviçre Konfederasyon Başkanı olarak seçilir

1959 yılından Aralık 2003’e kadar Federal Konsey’de İsviçre’nin dört önemli siyasi partisi, federal meclisteki temsil oranlarına göre oluşan "sihirli formüle" göre temsil edilmiştir: 2 üye Hristiyan Demokratlardan (CVP/PDC), 2 üye Sosyal Demokratlardan (SPS/PSS), 2 üye Liberal Demokratlardan (FDP/PRD), ve 1 üye de İsviçre Halk Partisinden (SVP/UDC) Konseydeki bu geleneksel üye dağılımı herhangi bir yasa ile tanımlanmamıştır ve 2003 seçimlerinden sonra Hristiyan Demokratlar ikinci sandalyelerini, o yıl meclis seçimlerinde en güçlü parti olarak çıkan İsviçre Halk Partisine kaptırmıştır
Federal Yüksek Mahkeme’nin görevi kanton mahkemelerinden gelen temyizlere ve federal yönetimin idarî kararlara bakmaktır Yüksek Mahkeme yargıçları, altı yıllık görev süresi için Federal Meclis tarafından seçilir

Doğrudan Demokrasi:

1848 federal anayasanın uygulanmaya başlandığından beri İsviçre Dünya üzerinde eşi benzeri olmayan bir hükümet sistemine evsahipliği yapmaktadır: Doğrudan demokrasi Parlamenter demokrasi’nin vazgeçilmez ögeleri olan meclis ve konseyler de bulunduğundan kimi zaman bu sistem yarı-doğrudan sistem olarak da adlandırılır İsviçre doğrudan demokrasisinin federal düzeydeki araçları halkın hakları denilen anayasal girişim ve referandumdur Kanton ve belediye düzeyinde de bu araçlar daha geniş ve farklı olarak uygulanmaktadır

Meclis tarafından onaylanmış bir yasanın geçerliliğini sorgulamak isteyen bir grup yurttaş eğer yasanın çıkmasından sonraki 100 gün içinde yasaya karşı 50000 imza toplayabilirlerse federal bir referandum isteğinde bulunabilirler Bu durumda yasanın kabulu ya da reddi için ulusal düzeyde ve basit çoğunluk ile karar verilen bir oylama yapılır Federal bir yasaya karşı sekiz kanton birleşerek de referandum isteğinde bulunabilir

Benzer şekilde yurttaşlar bir anayasal değişikliği 18 aylık bir süre içinde destekleyen 100000 imzaya ulaşabilirlerse federal anayasal girişim ile ulusal oylamaya gidebilirler Meclis anayasal değişiklik isteğini tamamlayıcı olarak karşı öneri getirebilir ve seçmenler her iki önerinin kabulu durumunda seçeneklerini oy pusulalarında işaretler Anayasal değişikliklerin, ister meclis tarafından getirilmiş ister anayasal girişimle sunulmuş olsun kabul edilmesi için hem ulusal düzeydeki oylamanın sonucunun çoğunluğu hem de kantonların sonuçlarının çoğunluğu olmak üzere çifte çoğunluk aranır

İsviçre'de Bulunan Uluslararası Örgütler:

Özellikle İsviçre’nintarafsızlığı nedeniyle hatırı sayılır bir miktarda uluslararası örgütün merkezi İsviçre’de bulunmaktadır 1863 yılında İsviçre’de kurulan Kızıl Haç’ın merkezi hâlâ buradadır İsviçre Avrupa Birliği’nin bir üyesi değildir ve 1990’ların başında yapılan referandum sonucunda İsviçre halkı AB’ye katılmayı reddetmiştir 2002 yılında Birleşmiş Milletler’e katılan İsviçre, bu örgüte en son katılan ülkelerden biridir

Enerji Politikası:

İsviçre’de üretilen enerjinin % 40’ı nükleer enerji ve % 60’ı hidroelektrik kaynaklıdır
18 Mayıs 2003 tarihinde, Moratorium Plus adındaki halk girişimi yeni nükleer enerji santrallerinin yapımını yasaklayan yasanın uzatılmasını istedi Ancak hem Moratorium Plus hem de Electricity Without Nuclear girişimleri bu sefer kabul görmedi: Moratorium Plus % 41,6 evet ve % 58,4 hayır oyu; Electricity Without Nuclear % 33,7 evet ve % 66,3 hayır oyu 10 yıldır yeni nükleer enerji santrallerinin yapımı konusundaki moratoryum, 1990 yılında oylanan ve % 54,5 evet oyuna karşı % 45,5 hayır oyuyla kabul edilen bir halk girişiminin sonucuydu
Kantonlar (Eyaletler):
İsviçre Konfederasyonu 26 kantondan oluşmaktadır:
Aargau, Appenzell Innerrhoden, Appenzell Ausserrhoden, Basel - Stadt, Basel - Landschaft, Bern, Fribourg, Cenevre, Glarus, Graubünden, Jura, Lüzern, Neuchâtel, Nidwalden, Obwalden, Schaffhausen, Schwyz, Solothurn, St Gallen, Thurgau, Ticino, Uri, Valais, Vaud, Zug, Zürih

Bu kantonlar Eyaletler Konseyi’nde tek üye ile temsil edilir
Kantonların nüfusu 15000 (Appenzell Innerrhoden) ile 1253500 (Zürih) arasında ve yüzölçümü de 37 km² (Basel-Stadt) ile 7105 km² (Graubünden) arasında değişir Kantonlarda toplam 2889 belediye bulunmaktadır
İsviçre içinde iki anklav (kuşatılmış toprak) bulunur: Almanya’ya ait olan Büsingen ile İtalya’ya ait olan Campione d'Italia

Avusturya’nın Vorarlberg eyaletinde 11 Mayıs 1919 tarihinde yapılan referandum sonucunda halkın %80’i eyaletin İsviçre Konfederasyonu'na katılması önerisini destekledi Ancak Avusturya Hükümeti’nin, Müttefik kuvvetlerin, İsviçre liberallerinin, İtalyan İsviçrelilerin ve Fransız İsviçrelilerin karşı çıkmasıyla bu gerçeklerşmedi

Coğrafya:

41285 kilometrekarelik yüzölçümüyle İsviçre görece küçük bir ülkedir 7,4 milyonluk nüfusa sahip olan ülkede nüfus yoğunluğu kilometrekareye 182 kişidir [7]
İsviçre’de üç ana topografik alan bulunur: İsviçre Alpleri, İsviçre platosu, ve Jura Dağları Alpler, ülkeyi orta ve güneyinden kateden yüksek sıradağlardır İsviçre Alpleri’nin yüksek dorukları arasında (en yüksek zirvesi 4634 metrelik Dufour Zirvesidir) bazılarında buzul bulunan sayısız vadi yeralır Buralarda doğan Ren, Rhône, Inn, Aare ve Ticino gibi Avrupa’nın başlıca nehirleri Cenevre Gölü, Zürih Gölü, Neuchâtel Gölü ve Konstanz Gölü gibi göllere dökülür

Ülkenin daha yoğun nüfusa sahip olan kuzey kısmı daha düzlük de olsa kuzeybatıda bulunan daha küçük Jura Dağları gibi dağlık da olabilir İsviçre’nin iklimi genel olarak ılıman olsa da yüksek dağlardaki zorlu şartlardan İsviçre’nin güney ucundaki sıcak Akdeniz iklimine kadar bölgeden bölgeye değişiklik gösterir

Yüksek dağlarla ayrılan birçok vadinin varlığı nedeniyle İsviçre’nin ekosistemleri çok hassastır ve hemen hemen her vadide kendine özgü ekolojiler oluşmuştur Dağlık bölgelerde de diğer yükseltilerde bulunmayan zengin bir bitki örtüsü bulunur

Ekonomi:

Zengin ve kararlı bir pazar ekonomisine sahip olan İsviçre, kişibaşı Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’da Amerika Birleşik Devletleri, Japonya ve büyük Avrupa ekonomilerinin önünde yer alırken alım gücü paritesinde onuncu sırada gelir 20 yüzyılın çok önemli bir döneminde açık ara ile Avrupa’nın en refah ülkesi olan İsviçre 1990’lardan beri ağır bir büyüme dönemine girmiş ve 2005’e gelindiğinde kişi başına GSYİH’da nüfusu bir milyondan büyük Avrupa ülkeleri arasında İrlanda, Danimarka ve Norveç’in ardından dördüncülüğe düşmüş ve satınalma paritesine göre de onunculuğa gerilemiştir İsviçre Avrupa Serbest Ticaret Alanı üyesidir

Son yıllarda İsviçreliler uluslararası rekabet güçlerini arttırmak için ekonomik uygulamalarını büyük bir oranda Avrupa Birliği ile uyumlu hâle getirmiş olsalarda güçlü bir büyüme oranına ulaşamadılar Avrupa Birliği’ne tam üyelik İsviçre hükümetinin uzun dönem hedefleri arasında yer alsa da İsviçre halkı önemli ölçüde buna karşı çıkmaktadır İsviçre’nin Avrupa’nın geri kalanından izole olmasının olumsuz etkilerini azaltmak için Bern ve Brüksel arasında ticaret bağlarını daha da liberalleştirmek için karşılıklı yedi sektörel anlaşma imzalanmıştır 1999 yılında imzalanan ve 2001 yılında yürürlüğe giren bu anlaşmaların arasında serbest dolaşım hakkı da bulunmaktadır Dokuz farklı alanı kapsayan ikinci bir dizi sektörel anlaşma 2004 yılında imzalanmıştır ve hükümetler tarafından bu anlaşmaların kabulü beklenmektedir Bu ikinci dizi anlaşma arasında Şengen antlaşması ve Dublin anlaşması bulunmaktadır

İki taraf arasında diğer alanlarda karşılıklı işbirliği konuları görüşülmektedir Dört yeni alanda hazırlık görüşmelerine başlanmıştır: elektrik enerjisi pazarının açılması, Avrupa Galileo GPS sistemine dahil olma, Avrupa hastalık önleme merkezi ile işbirliği ve yiyecek ürünlerinin kaynak sertifikalarının tanınması İsviçre Aralık 1992’de Avrupa Ekonomik Alanı’na üye olmama yönünde oy kullandığı için hem Avrupa Birliği ile hem de Avrupa ülkeleriyle ilişkilerini ikili sektörel anlaşmalarla sürdürmektedir Mart 2001’de yapılan referandumla İsviçre halkı ülkenin AB’ne tam üye olmasına karşı yönde oy kullanmıştır

Güncel Ekonomik Gelişmeler:

İsviçre ekonomisi, 2001 yılından bu yana genel bir durgunluk içindedir Atalete yol açan tekelci yaklaşımın da etkisiyle ekonomik yapıda zaman içinde ortaya çıkan sorunların çözümü için geniş kapsamlı idari ve sosyal reformlara ihtiyaç bulunduğu genel kanıdır İsviçre’nin idari yapısı itibarıyla uzun bir süreç içereceği anlaşılan yapısal reformlar için Federal Hükümet bazı çalışmalar başlatmıştır

İç pazardaki yapısal sorunların aşılmasının zaman alacağının bilincinde olan Federal Hükümet dış dünya ile ekonomik ilişkilere özel bir önem atfetmektedir Bu çerçevede, ilk kez 2005 yılında dış ekonomik ilişkiler stratejisi oluşturulmuş ve uygulamaya konmuştur Dışa dönük stratejinin bir sonucu olarak İsviçre’nin çok uluslu nitelikteki, uluslararası alanda yatırım ve faaliyette bulunan UBS gibi bankaları ile Roche, Novartis, Nestle gibi şirketleri son dönemde tarihi kârlar elde etmektedirler

Bununla birlikte ülkedeki iç piyasadaki daralma aşılamamaktadır Bunu aşmak için devlet inşaat sektörü gibi istihdam ve çeşitli sektörlerde zincirleme olumlu katkı sağlayan alanları teşvik etmektedir Bunlara ilave olarak AB ile ikili anlaşmalarla artan ekonomik ilişkilerin de etkisiyle iç piyasa, komşu AB ülkelerinin tüketim sektöründe (çoğunlukla gıda, süpermarketler, giyim ve ev eşyaları) faaliyet gösteren mağazalarına açılmış ve böylece ülke içindeki tekelci yaklaşımlar azalmaya başlamıştır Bunun hem fiyatlara hem de istihdama olumlu etkisi olmaktadır

Bu gelişmelerin etkisiyle 2006 yılının ilk altı ay verileri itibariyle ekonomi olumlu ilerleme kaydetmiştir Son yıllarda en büyük sorun olan işsizlik 2006 yılında düzenli olarak azalarak yüzde 31’e gerilemiştir Keza, artan petrol fiyatlarına ve faiz oranlarının yükselmesine rağmen enflasyonda görece az bir artış olmuştur Bu artış da petrol fiyatlarına bağlı üretici fiyatlarındaki artışın etkisiyle olmuştur Ekonomideki genel iyileşmenin bir göstergesi de Hükümetin 2006 yılı büyüme tahminini Haziran ayında yüzde 2 oranında yükselterek yüzde 27 olarak açıklaması olmuştur Keza, OECD de İsviçre için 2006 yılı büyüme tahminini yüzde 17’den yüzde 24’e çıkarmıştır

İsviçre’nin 2005 yılı Ocak-Haziran döneminde 64 milyar ABD Doları olan ihracatı, 2006 yılının aynı döneminde yüzde 750 artarak 68,8 milyar Dolar’a yükselmiştir 2005 yılında 61 milyar Dolar olan ülke ithalatının 2006 yılında yüzde 901 artarak 66,5 milyar Dolar’a yükseldiği görülmüştür NOT:isviçre bu kadar gelişmesinin en büyük sebebi:kirli paradırkağıt üzerinde olmayan bankalar ülkeleri dolandıran kişiler tarafından paraları isviçre bankalarına yatırmaktalarBöylece bankalar da inanılmaz para kazanıyorlarO yüzden de Avrupa Birliği üyesi olmamaktadır

Nüfus Yapısı:

İsviçre Avrupa’nın bazı önemli kültürlerinin kavşak yerinde yer alır Bu kültürler ülkenin dillerini ve kültürü önemli ölçüde etkilemiştir İsviçre’nin dört resmî dili vardır: kuzeyde ve orta İsviçre’de Almanca (64%); batıda Fransızca (204%); güneyde İtalyanca (65%); ve güneydoğuda Graubünden kantonunda küçük bir azınlık tarafından konuşulan Romanş (< 1%) Federal hükümet dört resmî dili de kullanmak zorundadır Federal Meclis’te bu dört dilde simültane tercüme yapılmaktadır İsviçre’de konuşulan Almanca diyalekt grubuna genel olarak İsviçre Almancası denir, ancak yazılı iletişimde ve radyo-televizyon yayımcılığınd standart Yüksek Almanca kullanılır

Benzer şekilde İsviçre’nin diğer bölgelerinde de İsviçre Fransızcası ve Ticino diyalekti kullanılır Ayrıca resmî diller (Almanca, Fransızca ve İtalyanca) diğer dillerden İsviçre dışında anlaşılmayan bazı terimleri (Fransızca’dan geçen Almanca Billette [9]) ve diğer dillerdekine benzer kelime kullanımlarını (İtalyanca azione, eylem anlamında değil Almanca Aktion gibi indirim anlamında kullanılır) ödünç almıştır Her İsviçrelinin okulda kendi anadilinden başka İsviçre’nin resmî dillerinden birini öğrenmesi zorunludur Bu nedenle İsviçrelilerin çoğu en azından iki dil bilmektedir

Ülkede ikamet eden yabancılar ve geçici yabancı işçiler nüfusun %21’ini oluşturur Ortalama 100000 Türk vatandaşimizin isviçre'de yaşadığı bilinmektedir
Din:
İsviçre’de ülke çapında bir devlet dini olmasa da Cenevre ve Neuchâtel kantonlarının dışındaki tüm kantonlarda vergilendirme yoluyla Roman Katolik, Eski Katolik ya da İsviçre Reform Kiliseleri desteklenir

İsviçre’de en yaygın din %44 ile Roma Katolik Kilisesi’dir Ardından %38,5 ile protestanlık gelir Göçmenlik ile birlikte %4,3’lük bir müslüman nüfus ile %1,8’lik bir ortodoks nüfus da yerleşmiştir Farklı dillere sahip bir nüfusa sahip olan İsviçre’nin istikrarlı ve müreffeh bir ülke olması, bu ülkenin bir konsensus ya da ahenk devleti olarak tanımlanmasına yol açmıştır

Tarihsel olarak ülke katolikler ve protestanlar arasında yaklaşık eşit olarak dağılmıştır Hatta Appenzell gibi bazı kantonlar resmî olarak katolik ve protestan bölümlere ayrılmıştır ve bir çok köyün girişinde baskın olan din, "bu köy katoliktir/protestantır" tabelalarıyla belirtilmiştir Ancak bazı genel modeller de bulunur Büyük şehirler arasında başkent Bern, bankacılık merkezi Zürih ve Basel’de protestanlık baskınken Lüzern gibi diğer şehirler çoğunlukla katoliktir Cenevre ilk Calvincilik merkezi olarak tanınmıştır ve dünya üzerinde Fransızların çoğunluğunun katolik olmasına karşın Fransız İsviçresinin çoğunluğu protestandır Diğer yandan İsviçre’nin kuruluşunda bulunan Almanca konuşulan Schwyz, Uri, ve Unterwalden kantonlarıyla İtalyanca konuşulan Ticino kantonu genelde katoliktir

Kültür:

İsviçre’nin kültürü komşuları tarafında çok etkilendiyse de yıllar boyunca önemli bölgesel farklılıklar gösteren kendine özgü bir kültür oluşmuştur Özel olarak Fransızca konuşulan bölgelere Fransa’ya, Almanca konuşulan bölgeler Almanya’ya ve İtalyanca konuşulan bölgeler de İtalya’ya, ülkelerindeki diğer bölgelerden daha yakındır İsviçre’deki kuvvetli bölgecilik nedeniyle homojen bir İsviçre kültüründen söz etmek oldukça zordur
Kültürel olarak aktif olan bir çok İsviçre, ülkelerindeki kısıtlı olanaklar nedeniyle yurtdışına çıkmayı tercih etmiştir Aynı zamanda İsviçre’nin tarafsızlığı ve düşük vergi oranları da tüm dünyadan bir çok yaratıcı insanı bu ülkeye çekmiştir Savaş zamanlarında siyasi sığınma geleneği bir çok sanatçının bu ülkeye gelmesinde yardımcı olurken günümüzde bunu düşük vergi oranları sağlamaktadır

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Ülkeler Coğrafyası -İsviçre

Eski 07-12-2010   #8
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Ülkeler Coğrafyası -İsviçre



BERN VE CİVARI

İsviçre eyaletleri arasında yüzölçümü bakımından ikinci büyüklüğe sahip olan Bern kantonu, kuzeybatıda Fransa sınırından, güneyde Alpler’in yüksek zirvelerine kadar uzanır Turizm otoriteleri doğal güzellikler ve arazinin farklılığı nedeniyle, bölgeyi ikiye ayırırlar: Federal başkent ve bölgenin kuzey bölümünü bir bölge olarak, Interlaken ve Alpler üzerinde yer alan dinlenme merkezlerini Bern Oberland’ı olarak ele alırlar

Bern


Bern (Berne), 1848 yılından bu yana İsviçre Konfederasyonu’nun başkentidir Kıtanın en iyi korunmuş ortaçağ şehirlerinden biri olan Bern, UNESCO tarafından dünyanın değerli hazinelerinden biri olarak kabul edilmiştir Bern ayrıca, Avrupa’nın en “çiçekli” şehirlerinden biridir Halka açık pek çok bahçe ve ormanın yanı sıra bina cepheleri ve tarihi çeşmeler de çiçeklerle süslenmiştir

Federal hükümet ile çeşitli diplomatik temsilciliklerin yanı sıra Universal Postal Union gibi çeşitli uluslararası organizasyonlara da ev sahipliği yapan şehir, romantik sakinliğini koruyan bir yerleşim bölgesidir

Bern, önemli bir bölümü kargaşa içinde geçen 8 asırlık bir tarihe sahiptir Şehir, topraklarının batı sınırında sur inşa etmek isteyen Zähringenli Dük V Berchtold tarafından 1191’de kurulmuştur Dük, surları, Aare nehrinin kıvrılmasıyla oluşan kayalık bir çıkıntının üzerine inşa etmiştir 1405’te, ahşap evlerinin tamamının harap olduğu bir yangından sonra, şehir kumtaşından yeniden inşa edilmiştir Zähringen hanedanını temsil eden sembolik ayı, heykel biçiminde, flamalar üzerinde, hatta canlı olarak her yerde karşınıza çıkar Bunların en popüleri Ayı (Bear) Pit’tir Efsaneye göre, Dük şehri kurmaya karar verdiğinde avladığı ilk hayvanın ismini şehre vereceğine yemin eder ve ilk vurduğu hayvan bir ayı (Almanca Bär) olur Bern, Habsburglarla savaştıktan sonra özgürlüğünü korumak için 1353 yılında Konfederasyona katılmıştır Sınırlarının batıya doğru genişliğinden dolayı Fransızca konuşulan bir bölgenin de Konfederasyona katılmasını sağlamış, 1848’deki anayasal değişiklikler sırasında ise federal hükümetin merkezi seçilmiştir

Tarihi Şehir

Bern’in tarihi bölgelerini gezmeye tren istasyonundan başlayabilirsiniz: Yeraltındaki alışveriş galerilerinde, bundan neredeyse altı asır önce şehir surlarının önemli bir bölümü olan Christoffelturm’un (Saint Christopher Kulesi) kalıntıları bulunur

Eğer yeraltından yukarı, sokak seviyesine çıkmak için asansöre binerseniz, canlı alışveriş caddesi Spitalgasse’nin başına çıkarsınız; şık ve eski bina cephelerinin arkasında büyük alışveriş mağazaları saklıdır Tarihi şehrin sokaklarının çoğunun üzeri (neredeyse 6 km) kemerlerle örtülmüştür Kemerlerin altında, müzik dinleyip sokak sanatçılarını seyrederek güzel vakit geçirebilirsiniz

Bern, çoğu 16 yüzyıldan kalma çeşmelerle doludur Çeşmelerin ana sütunları, genellikle canlı renklere boyanmış, alegorik figürlerle bezenmiştir Karşınıza çıkacak ilk çeşme muhtemelen Pfeiferbrunnen’dır (Gaydacı Çeşmesi) ve pek çok yerel anıtın tasarımcısı olan Hans Gieng’in eseridir


17 yüzyıl tarihli Käfigturm bir zamanlar, önce gözetleme kulesi, daha sonraları da hapishane olarak kullanılmıştır Waisenhausplatz’ı solunuza aldığınızda kuzey yönünde, 18 yüzyıldan kalma harika bir yapı olan Waisenhaus’u (kimsesizler yurdu) görürsünüz Yan tarafında yer alan ve Meret Oppenheim tarafından tasarlanan modern çeşme çok tartışılan bir eklemedir

Käfigturm’un güneyinde bulunan Bärenplatz, kafeleri ve açık havada yer alan büyük boyutlu satranç tahtalarıyla, canlı bir yerdir

Käfigturm’a geri dönerek, göz alıcı iki çeşmesi bulunan Marktgasse’yi gezebilirsiniz Çeşmelerden ilki salgın hastalığa yakalananlara evini açan ve Island Hospital’in kurucusu olan Anna Seiler’e adanmış, şarabı suyla seyrelten bir kadının yer aldığı Nefse Hâkimiyet alegorisidir Diğeri de ayılı flamalarla süslenmiş Schützenbrunnen çeşmesidir Marktgasse’nin sonunda, sol tarafınızda kalan Kornhausplatz’daki Kindlifresserbrunnen çeşmesinin ana teması korkutucu bir devdir Bir zamanlar tahıl deposu olarak kullanılan Kornhaus, günümüzde sergi ve benzeri etkinliklere ev sahipliği yapan bir kültür merkezidir Bu yapı grubunda Güzel Sanatlar ve Endüstriyel Sanatlar kütüphaneleri de yer alır Tarihi duvarlar ve modern tasarımların harika bir kombinasyonu olan Kornhaus Café’ye uğramadan geçmeyin

Bern’in en eski anıtı olan ünlü Zygloggeturm (saat kulesi) o kadar sıradışıdır ki muhakkak gezi programınıza ekleyin Böylece, 16 yüzyıl İsviçre saat işçiliğinin alışılmadık biçimde sergilenişine tanık olabilirsiniz Gösteriyi izlemek için saat başından en az beş dakika önce saat kulesine gitmeye çalışın: Gösteri, soytarının başının üstündeki iki çanı çalmasıyla başlar, arkasından ayılar geçidi başlar, horoz öter ve kanatlarını çırpar, Zaman Baba kumsaatinin üzerinde döner ve benzeri olaylar gerçekleşir

Zytglogge’nin ilerisinde, Kramgasse üzerinde bulunan Zähringerbrunnen’de (Zähringen Çeşmesi), zırh kuşanmış bir ayı ve onun ayaklarının dibinde de bir yavru ayı heykeli yer alır Bern yurttaşlarının adlandırdığı şekliyle Mutz, şehrin kurucusuna adanmıştır Albert Einstein ve ailesi 1902 yılından 1909 yılına kadar Kramgasse No49 adresinde yaşamışlardır Fizikçinin izafiyet teorisi ile madde ve enerjinin korunumu yasasını geliştirmiş olduğu ev, günümüzde müze haline getirilmiştir

Caddenin aşağılarına doğru sağ tarafta, Postgasse ve Postgasshalde’nin arasında yükselen Rathaus, Gotik tarzda inşa edilmiş son derece büyüleyici bir yapıdır Rathaus’un karşısında, tipik üniforması içinde Bern ayısının bulunduğu rengârenk Vennerbrunnen (Flama Taşıyan Çeşmesi) bulunur

Kramgasse caddesinin devamındaki Gerechtigkeitsgasse caddesinde, Adalet alegorisini temsil eden Gerechtigskeitsbrunnen çeşmesi bulunur Sokağın sonunda, önünüze, her ikisi de birbirinden çekici iki yol çıkar; isterseniz köprüyü geçer ve Ayı Pit’e doğru dümdüz gidebilir ya da dilerseniz gezinize, şehrin en tarihi bölümü olan Nydeggstalden’de devam edebilirsiniz Nydeggkirche’den (Nydegg Kilisesi) sonra Läuferplatz’a doğru inerek Bern’in en eski köprüsü olan (1461-1489) Untertorbrücke’yi görebilirsiniz Sol tarafta bulunan Läuferbrunnen (Haberci Çeşmesi), Fransa kralı tarafından Fransızca konuşmadığı için kınanan ve krala, “Siz de Almanca konuşamazsınız!” diyen Bernli bir haberciye adanmıştır

Unterbrücke’den hemen sonra sağa dönerek önünüze çıkan yokuşu tırmanırsanız Ayı Pit’i (Bärengraben) görebilirsiniz Ayısı olmayan Bern, Eyfel Kulesiz Paris’e benzer Fransızların maskotlara el koyduğu işgal altındaki dönem hariç, 15 yüzyıldan bu yana ayılar her zaman bu bölgede büyük saygı görmüştür Eğer hava uygun olursa, anne ayılar ve o senenin ilk yavrularının getirildiği Paskalya sabahı, anıtın en kalabalık olduğu zamandır


Tekrar Nydeggbrücke tarafına geçerek, Junkerngasse caddesi üzerinden, geç dönem Gotik tarzında inşa edilmiş Münster’e doğru yürüyün Münster, İsviçre’nin en görkemli katedralidir Tamamlanması iki asırdan fazla sürmüştür Yapımına 1421 yılında başlanan neflerin tamamlanması için 150 yıl gerekmiştir 100 metre uzunluğundaki kule külâhı 1893 yılında tamamlanabilmiş, ağırlığı 10 tondan fazla gelen büyük çan ise, 1611 yılında eklenmiştir Ana girişin üstündeki alınlıkta, Erhart Küng’ün, her sosyal sınıftan “seçilmiş” 234 lanetlenmiş ve kutsanmış ruhu temsil eden Son Yargı (1490-1495) adlı eseri göze çarpar

Koro mahallindeki 15 yüzyıla ait, özellikle üç kral ile danse macabre tasvirli vitray pencereler, çok etkileyicidir Rönesans koro koltukları dikkat çeker Merdivenden kulenin ikinci terasına çıkarak şehrin harika manzarasını seyredebilirsiniz Eskiden beri popüler bir yer olan Matte’nin bulunduğu nehir kenarına Münsterplattform asansörüyle inerek harika manzaranın keyfini çıkarın Yeniden düzenlendikten sonra butikler, el sanatı tezgâhları ve sanatçı stüdyolarıyla dolu olan bölge yürüyüş yapmaya da uygundur

Hemen yanında, İsviçre hükümetinin merkezi olan 19 yüzyılda inşa edilmiş Bundeshaus (Federal Meclis Binası) bulunur Bina, tatiller ve meclis oturumları hariç, her zaman ziyarete açıktır Günde 6 kez bina içinde rehber eşliğinde ücretsiz turlar düzenlenir Oturumlar esnasında ise sadece ziyaretçi galerileri açıktır Bern ve etrafını çevreleyen Alpler’in harika manzarasını izlemek için kısa bir yolculukla Gurten’e (860 m) tırmanabilirsiniz Tramvayla (9 nolu hat) 25 dakikalık bir yolculuk yaparak veya şehir merkezinin güneyinde kalan Wabern’den işleyen dağ demiryoluyla 10 dakikada zirveye ulaşabilirsiniz

CENEVRE

Kelimenin tam anlamıyla kozmopolit bir şehir olan Cenevre, hem yüksek yaşam kalitesine sahip hem de sakin bir yer olmayı başarmıştır Dünyanın dört bir yanından gelip buranın bir kez suyunu içen diplomatlar ve memurlar, herhangi bir tayin söz konusu olduğunda bu sanat ve tarih zengini şehirden ayrılmak istemezler Dağlara bir taş atımı mesafede yer alan Cenevre’nin yerleşimi lüks butikler, şık restoranlar, göl kenarı parklarıyla güzel bir şekilde düzenlenmiştir

Cenevre, Iulius Caesar ve ordusunun, Helveti askerlerinin Gaul’e doğru ilerlemelerini önlemek üzere Rhône üzerindeki eski köprüyü yıktıkları tarih olan İS 58 yılından itibaren, tarihin bütün dönemlerinde coğrafi konumundan dolayı stratejik bir yer olmuştur Önemli bir ulaşım kavşağı ve ticaret merkezi olması nedeniyle pek çok hükümdarın işgaline uğramıştır Şehir, sırasıyla, Burgonya dükleri, Germen İmparatorları, Savoy dükleri ve son olarak da Napoléon Bonaparte tarafınndan ele geçirilmiştir


Savoy dükü 1602 yılında, binlerce paralı askerle şehri kuşatmış, ve gecenin karanlığından da yararlanarak, şehrin surlarına kadar sokulmuştur Ancak Cenevrelilerin fırlattığı mızraklar ve (efsaneye göre) kadınların döktükleri kaynar çorbalarla bu işgalin önüne geçilmiştir Her yıl 11 Aralık civarında, Escalade (Surların Müdafaası), meşalelerin taşındığı geçit törenleri ve maskeli balolarla anılır

Fransız teolog Jean Calvin, Cenevre’yi Protestanlığın merkezi haline getirmiştir 1541 yılında hemşehrileri onu ruhani liderlikle onurlandırdılar Calvin, şehre muhafazakâr bir hava ve katı bir disiplin empoze etmiş, bunun üzerine pek çok Protestan mülteci ve keşiş “Protestan Roma”ya akın etmeye başlamıştır Günümüzde şehre hoşgörü hâkimdir Cenevre’de pek çok Protestan, Katolik ve Ortodoks ibadet yerleri ile bir sinagog ve caminin yanı sıra Ekümenik Kiliseler Konsili de bulunur

Cenevre’de Gezinti


Cenevre’nin en yüksek anıtı ve şehrin sembolü olan su fıskiyesi, şehrin hemen hemen her yerinden görülür; sular neredeyse 40 katlı bir bina yüksekliğine kadar çıkar
Etkileyici Mont-Blanc köprüsü, şehrin iki kıyısını birbirine bağlar Köprü üzerinden, sakin gölün beklenmedik şekilde birden daralarak güçlü bir nehre dönüştüğü noktayı izleyebilirsiniz Alpler’den doğan Rhône nehri, Akdeniz’e dökülmeden önce Cenevre Gölü’nden geçer Eğer açık bir hava yakalayabilirseniz, köprünün sağ kıyısından, Fransız Alpleri üzerinde yükselen Mont Blanc’ın muhteşem manzarasını seyredebilirsiniz

Köprünün batısında kalan (gerçekte 16 yüzyılda yaratılmış yapay bir ada olan) Rousseau Adası’na, Bergues köprüsü üzerinden yürüyerek ulaşabilirsiniz Göl kenarındaki heykel, ünlü yazar ve filozof Jean-Jacques Rousseau’nun anısına (1712-1778) dikilmiştir Akıntı yönünde, Cenevrelilerin kısaca Island dedikleri ada, nehri iki kola böler 1219 yılında inşa edilmiş olan şatonun, sadece gözetleme kulesi ayakta kalmıştır

Nehrin öbür kıyısına geçerek, lüks alışveriş bölgesini gezebilirsiniz Neuve meydanına çıkan şık bulvar caddeleri rue du Rhône, rue de la Confédération, rue du Marché, rue de la Croix-d’Or ve rue de la Corraterie boyunca aşağı doğru yürüyerek keyifli bir yürüyüş yapabilirsiniz Burada, üçü de birbirinden etkileyici üç güzel yapı karşınıza çıkar: Paris’teki Garnier Opéra’dan esinlenilerek inşa edilen Grand Théâtre, Conservatoire de Musique ile Musée Rath Sonuncusu, İsviçre’nin ilk güzel sanatlar müzesi olarak 1826 yılında Yunan tarzında inşa edilen görkemli bir yapıdır

Neuve meydanında karşınıza çıkacak olan metal kapılardan geçerek Promenade des Bastions parkına girebilirsiniz Burada göreceğiniz Reformasyon Anıtı çok çarpıcıdır 1909 yılında, Calvin’in doğumunun 400 yılı ile Cenevre Akademisinin 350 kuruluş yıldönümü anısına inşa edilen 100 m uzunluğundaki duvarın üzerinde birkaç dilde dini yazıt bulunur Duvarın merkezinde yer alan heykel topluluğu, Calvin ve üç arkadaşının –Fransız reformcular Théodore de Bèze ve Guillaume Farel ile birlikte İskoç vaiz John Knox’un– heykellerinden oluşur Anıtın tam karşısında bulunan yapı, Calvin’in kurduğu Teoloji Akademisi’nden doğan Cenevre Üniversitesi’nin merkez binası olarak kullanılır

Bahçeleri geçtikten sonra tarihi şehre doğru yürümeye devam edin: Labirentvari sokakları ve günümüze kadar muhafaza edilmiş tarihi mekânlarıyla görülmeye değer Stratejik konumundan dolayı Romalılar surları inşa etmek için burayı seçmişlerdir

Promenade des Bastions’un sonundaki rue Saint-Léger üzerinden Place du Bourg-de-Four’a çıkabilirsiniz Meydanda harika bir çeşme vardır Burası, etrafında Palais Justice (Adalet Sarayı, 1712) ve birkaç tarihi yapının (16-18 yüzyıllar) yer aldığı hoş bir meydandır Cenevre’nin en saygın antika dükkânlarının yer aldığı rue de l’Hôtel-de-Ville üzerinde dolaşarak Taconnerie alanına doğru yürüyün; birkaç adım ileride karşınıza katedral çıkacaktır

Pagan dönemlerden bu yana her zaman bir ibadet yeri olarak kullanılmış olan alan, tarihi şehrin en görülmeye değer yeridir 12 yüzyıldan kalma Cathedrale Saint Pierre’nin (Aziz Petrus Katedrali) yapımına, önce Romanesk tarzda başlanmış, daha sonra geç Gotik tarza ağırlık verilmiştir 18 yüzyılda ise katedralin ön cephesine, günümüzde dahi tartışılan klasik sütunlar eklenmiştir

Katedralin iç mekânı, Calvin’in burada 20 yıl boyunca vaaz ettiği doktrinler gibi ağırbaşlıdır Asansörü kullanarak çıkabileceğiniz kuzey kulesinin üzerinden, çanların arasında, Cenevre ve çevresinin eşsiz manzarasını izleyebilirsiniz

Rue du Puits-Saint-Pierre üzerindeki Tavel House (Tarihi Cenevre Müzesi), Cenevre’nin ayakta kalan en eski binasıdır Bir zamanlar tahıl ambarı olarak kullanılan Silahhane, l’Hôtel-de-Ville’in hemen köşesinde bulunur Kemerlerin altındaki 17 ve 18 yüzyıllardan kalma toplar, şehrin sembolik olarak savaşa ne kadar hazırlıklı olduğunu gösterir 1949 yılından kalma üç duvar mozaiğinde, şehir tarihinden önemli olaylar tasvir edilmiştir

Caddenin diğer yakası üzerinde yer alan Hôtel de Ville (Belediye Sarayı), kanton idaresinin merkezi olarak hizmet verir Yaz aylarında Rönesans tarzındaki şık avluda konserler verilir Savaş esirleriyle ilgili ilk antlaşma olan Cenevre Konvansiyonu, 1864 yılında bu binada imzalanmıştır

Hôtel de Ville’i geçtikten sonra, 15 ve 18 yüzyıllara ait binaların sağlı sollu sıralandığı pitoresk Grand-Rue boyunca ilerleyin No34 bir zamanlar Ferdinand Hodler tarafından atölye olarak kullanılıyordu Biraz daha aşağıda yer alan No40, Rousseau’nun doğduğu yerdir Bu caddeye paralel uzanan Rue des Granges üzerinde Cenevreli büyük burjuva ailelerinin yaşadığı evler bulunur Burası, XVI Louis tarzında muhteşem evlerle bambaşka bir havaya sahiptir

Sanat ve Tarih Müzesi’nin hemen yanında yer alan Eglise Russe (Rus Kilisesi), başlı başına görülmeye değer bir yerdir Kilisenin 1866 yılından kalma altın yaldızlı kubbeleri muhteşemdir

Tarihi şehrin başka bir ilgi çeken yeri de Jean Calvin ve Augustin de Candolle (Sera ve Botanik Parkı’nın yaratıcısı) gibi ünlü Cenevrelilerin ebedi uykularına yattıkları Cimetière de Plainpalais’dir (Plainpalais mezarlığı)

Pont de la Coulouvrenière’in yanında 1866 yılında inşa edilen ve eskiden bir hidroelektrik santrali olan Bâtimet de Forces Motrices (Hareketli Birlikler Binası) binası göze çarpar Günümüzde, binanın büyük salonu lirik sanata ayrılmıştır

Cenevre’nin mistik bir başka yeri de, tarihi 1932’lere dayanan ve yakınlarda restore edilen Bains des Paquis’tir (Paquis kaplıcaları) Bu doğal yüzme havuzu, limana inşa edilmiştir

Tarihi Grottes mahallesinde, tren istasyonunun arkasında, karşınıza bir başka mucize, alışılmadık boyutlarda, eğlenceli, rengârenk ve parlak mozaiklerle dekore edilmiş olan Şirinler’in evleri (1982-84) karşınıza çıkar

Sıradışı mimariden hoşlananlara, inşa edildiği 1931-32 yıllarında avangard olarak değerlendirilen ve “Clarity” (La Clarté) adını taşıyan binayı ziyaret etmelerini öneririz Villereuse mahallesinde bulunan bu çelik giydirme bina, Le Corbusier tarafından iç mekâna maksimum günışığının girmesine izin verecek şekilde tasarlanmıştır Bina içinde, Tinguely ile Nicki de Saint-Phalle’nin çalışmalarına ayrılmış Bonnier Galerisi’nde yapacağınız gezintiden yaratıcı tasarım konusunda pek çok şey öğrenebilirsiniz

Enternasyonal Şehir Cenevre

Gölün sağ yakasındaki göz alıcı Wilson Rıhtımı, I Dünya Savaşı’ndan sonra Cenevre’nin kaderini tamamen değiştiren Amerikan başbakanının anısına adanmıştır Rıhtımın sonunda yer alan Wilson Palace 1875’te inşa edilmiştir 1987’deki yangından sonra ancak yıllar süren onarım sonucu eski görkemine yeniden kavuşmuştur Çok uzun süredir bankacılık ve saatçiliğin merkezi olan şehir, 1920 yılında Woodrow Wilson’un Milletler Cemiyeti’nin merkezi olarak Cenevre’yi seçmesiyle, uluslararası bir boyut kazanmıştır Cenevre bu tarihten sonra diplomasinin dünya başkenti olmuştur

Cenevre yine aynı nedenle, sayısız organizasyon ve uluslararası kuruluşun merkezi haline gelmiştir Bunlar arasında Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Antlaşması Merkezi (GATT), Uluslararası Kızılhaç Komitesi, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) gibi kuruluşlar bulunur

Milletler Cemiyeti’nin Merkezi olarak kabul edilen büyük Palais des Nations, savaş rüzgârlarının uluslararası işbirliği ihtiyacı doğurması nedeniyle, 1937 yılında kurulmuştur II Dünya Savaşı’ndan sonra toplanan Birleşmiş Milletler Örgütü, Avrupa merkezi olarak kullanmak üzere Ariana Parkı’nın göbeğinde bulunan binaya el koymuştur BM’nin zamanla kapsamı genişleyen faaliyetleri ve o oranda artan personeli nedeniyle bina da günümüzde genişletilmiştir Rehberli turlar eşliğinde içerideki tarihi salonları, göz alıcı fresklere sahip olan Konsey salonu ile devasa toplantı salonu ve pek çok cilt ve uluslararası belgenin arşivlendiği Rockefeller Kütüphanesi’ni gezebilirsiniz Mülteciler Yüksek Komitesi’nin Ziyaretçi Merkezi (rue de Montbrillant) 1927 yılında, eskiden bir benzin istasyonu olarak kullanılan alana kurulmuştur Maurice Braillard tarafından tasarlanan bina, tarihi eser kategorisinde değerlendirilmektedir

Parklar ve Bahçeler


Cenevre çeşmeleri, heykelleri, kameriyeleri, kafeleri ve geniş parklarıyla övünmekte çok haklıdır

İngiliz Bahçesi Sol yakadaki bu park, dev bitki saatiyle ünlüdür Saatin yılda iki kez yeniden yeşillendirilen ve binlerce çiçek ve bitkiden oluşan saat yüzeyi görülmeye değer Saat, Cenevre’nin saat endüstrisini simgeler

Parc de la Grange’ın içinde bir gül bahçesi vardır 200’den fazla gül türünün bulunduğu bahçe özellikle Haziran’da çok canlıdır

Sağ yakada yer alan 1804-73 yılları arasında yaşayan Brunswick dükünün mozolesi Cenevre’nin en görkemli anıtıdır Mozole, Quai des Mont-Blanc üzerindeki Jardin Brunswick’in (Brunswick Bahçesi) içinde yer alır Son yıllarını Cenevre’de sürgünde geçiren dük, ölümünün ardından kendi adına bir mozole yapılması şartıyla şehre muazzam bir servet bırakmıştır

Mon-Repos ve Perle du Lac parkları içinden geçerek, Botanik Bahçesi’ne gidebilirsiniz Bahçe, pek çok tropik bitkinin yetiştirildiği yemyeşil bahçeler, su bitkileriyle dolu bir havuz, bilimsel amaçlarla ağaç yetiştirilen bir alan, dağ bitkileriyle kaplı kaya bahçesi ve bir kuşhaneden oluşur

ZÜRİH


İsviçre’nin en büyük şehir merkezi olan (bir milyon nüfusa sahip) Zürih kenti, aynı isimle anılan gölün kuzey ucuna kurulmuştur Zürih, ekonomisi göz önüne alındığında, New York, Londra ve Paris gibi şehirlerle aynı sıralamada yer alır Ekonomik önemine rağmen şehir kendisine “Büyük Köy” lakabını kazandıran samimi ve insancıl özelliklerini korumuştur

Zürih (Zürich) neredeyse bir asıra yakın zamandır mali açıdan bir merkez olmayı sürdürmektedir Borsa 1877 yılında kurulmuştur Şehrin tarihi ise çok daha eskilere dayanır Neolitik dönemden itibaren insanoğlu, Zürih Gölü’nün kıyı boyunda kazıklar üzerine yerleşim alanları inşa ederek kasabalar kurmuştur Romalılar, Limmat Nehri’ne nazır bir tepe olan Turicum’da, bundan iki binyıl önce bir gümrük bürosu kurmuşlardı Günümüzde Lindenhof olarak bilinen bu yer, şehrin coğrafi merkezidir Zürih’in şehirleşmesi, özellikle ipek, yün ve pamuk dokumacılığında gelişerek önemli bir sanayi merkezi haline gelmesi için binyıl daha gerekmiştir Zürih’in 1351 yılında Konfederasyon’a katılmasıyla, soylular ve tüccarlar, güçlerini esnaf loncası temsilcileriyle paylaşmayı kabul ettiler Günümüzde esnaf loncası merkez binaları, tarihi şehrin hazine değerindeki anıtları arasında sayılabilir

16 yüzyılda, Ulrich Zwingli kente Reformasyonu getirmiştir Bunun sonucu olarak Zürih, ticari ve siyasi alanlarda gelişme göstererek kazandığı önemin yanı sıra entelektüel alanda da canlılık kazanmıştır Kent, asırlar boyunca özgürlükçü düşüncenin merkezi olmuş, Goethe, Wagner, Thomas Mann, Einstein, Joyce, (Zürih’teki Café de l’Odéon’da birlikte sayısız saatler geçiren) Lenin ve Troçki gibi pek çok düşünürü ağırlamıştır Lenin ve Bolşevik yoldaşlarını, Almanya üzerinden Petersburg’a götürmek üzere yola çıkan ünlü ‘mühürlü tren’ 1917 yılında Zürih’ten hareket etmiştir

I Dünya Savaşı esnasında ortaya çıkan Dadacı sanat hareketi de, Spiegelgasse’de sahnelenen Cabaret Voltaire’de (Voltaire Kabaresi), Zürih’te doğmuştur Günümüzde Zürih, her türden sanat eserinin sergilendiği elliden fazla galeriye ev sahipliği yapar İsviçre’nin en büyük üniversitesi University of Zurich ile dünyanın en iyi mühendislik okulları arasında anılan ünlü Federal Polytechnic şehre entelektüel bir hava katar

Zürih’i Keşfederken

Limmat nehri, modern ve ticari şehir ile tarihi şehrin hayranlık bırakan daracık sokakları arasındaki sembolik sınırı belirler İsviçre’nin en güzel alışveriş caddesi olan Bahnhofstrasse dünyanın en prestijli caddelerinden biridir 1,5 km uzunluğundaki cadde, tren istasyonundan başlayarak göl kenarına kadar uzanır Mücevher, saat, kürk, haute couture, antika eşyalar ve sanat eseri türünden her çeşit lüks ürünü burada bulabilirsiniz Ihlamur ağaçlarının gölgelediği cadde, vitrin alışverişini elverişli kılmak için sadece yaya trafiğine ayrılmıştır Tren istasyonu yakınlarında şehrin en yüksek binası olan gözlem kulesi Urania göze çarpar Kulenin içinde bar da vardır Burada bulunan 600 kez büyütme özelliğine sahip teleskopla etrafı seyredebilirsiniz

Kutsal Fraumünster, Limmat nehrinin batı yakasında yükselir İlk olarak bir rahibe manastırının kurulduğu 853 yılından itibaren burada her zaman bir kilise bulunmuştur Günümüzde burada bulunan görkemli yapı, 13 yüzyıldan kalmadır Chagall tarafından tasarlanan modern vitrayları ve Romanesk koro mahalli muhteşemdir

Yakınlarda, şarap tüccarları loncasının 1757’de yaptırdığı, Zürih’in Barok tarzı en güzel binası Zunfthaus zur Meisen loncası yer alır Bina günümüzde, Swiss National Museum’un (İsviçre Ulusal Müzesi) seramik koleksiyonuna ev sahipliği yapar Münsterhof üzerinde 1637 yılından kalma Zunfthaus zur Waag bulunur Eskiden keten dokumacılarına ve şapkacılara ait olan bu loncalar, diğer eski lonca binaları gibi restorana dönüştürülmüştür

İki yanında sevimli butikler ile göz alıcı antika mağazalarının sıralandığı hayranlık uyandıran daracık sokaklar, Zürih’in en eski kilisesi Sankt Peterskirche’ye (Aziz Petrus Kilisesi) çıkar 13 yüzyıldan kalma çan kulesi üzerinde, dünyanın en büyük saati bulunur Saatin çapı 9 metreden fazladır Kilisenin Barok tarzı nefi pembe-turuncu mermer sütunlarla dekore edilmiştir Zarif alçı süslemeler ve kristal avizeler 18 yüzyıldan kalmadır

Eğer Lindenhof’a çıkan dik merdivenleri tırmanmayı göze alırsanız, üstü kapalı gezi tekneleri ve arka planda her zaman işlek Limmatquai’nin yer aldığı harika Limmat manzarasını görme fırsatı bulabilirsiniz Bu meydanda yer alan çeşme, 1292 yılında Habsburglar şehri kuşattıklarında, şehri kurtaran Zürih kadınlarının anısına yaptırılmıştır: Zürih kadınları düşmanı kandırmak için savaş giysilerine bürünerek, şehrin fetihlere karşı çok iyi korunduğu izlenimi uyandırıp, şehri kurtarmışlardır

Nehrin karşı yakasında Fraumünster’in tam karşısında yer alan Grossmünster katedrali, 1100 ve 1250 yılları arasında, 9 yüzyıldan kalma bir kilisenin üzerine inşa edilmiştir Grossmünster, İsviçre’nin Almanca konuşulan bölgeleri için tartışmasız, Reformasyonun “ana kilisesi” olmuştur Zwingli, 1519 yılından ölüm tarihi olan 1531 yılına kadar vaazlarını burada vermiştir Augusto Giacometti’nin tasarladığı vitraylar modern zamanların katkısıdır 15 yüzyılda inşa edilen ve 18 yüzyılda üzeri kubbeyle örtülen ikiz kuleler şehrin en dikkat çekici anıtlarıdır

Ayakları tuhaf bir biçimde Limmat nehrinin iki yakasına oturtulan Wasserkirche’nin camları da Giacometti kardeşlerin eseridir Nehrin doğu yakasında, her biri bir diğerinden görkemli eski lonca binaları dizilmiştir: Bir zamanlar soyluların toplandığı Zunfthaus zum Rüden, 1708 yılında inşa edilmiş ve cumbalı muhteşem pencerelerle dekore edilmiş marangoz loncası Zunfthaus zur Zimmerleuten ile tuhafiyeciler loncasının merkezi Zunfthaus zur Saffran Sonuncunun karşısında, yapımı 1698 yılında tamamlanmış olan zengin işlemeli Rathaus (Belediye Sarayı) bulunur Binanın inşasının tamamlanmasından bu yana olageldiği gibi, Zürih’in belediye ve kanton meclisleri hâlâ burada toplanır

Tarihi şehri gezdikten sonra göl kıyısında bir gezi yapabilirsiniz Doğu yakasında karşınıza, Zürih’in kardeş şehri Kunming’in hediyesi olan Çin Bahçesi çıkar Burada yer alan her şey Doğu esintileri taşır: Kuşlar, çiçekler, balıklar, dereler ve köprüler

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.