Atasözlerinin özellikleri |
05-21-2009 | #1 |
Şengül Şirin
|
Atasözlerinin özellikleriATASÖZLERİNİN ÖZELLİKLERİ Türkçe'de Atasözü Atın ölümü arpadan olsun
Türkçede atasözleri biçim ve anlam özelliklerine göre şu şekilde sınıflandırılır: Biçim Özellikleri Atasözleri, biçim yönünden diğer yazı türlerine göre farklı özellikler gösterir Öykü, roman, şiir, deneme gibi yazı türleri pek çok cümlenin bir araya gelmesi ve anlam yönünden bütünleşmesiyle oluşur Buna karşın atasözleri genellikle bir, en fazla iki cümleden oluşur Bütün duygu ve düşünceler bu tek cümleye sığdırılır Bu cümleler kişiden kişiye değişmez Halkın ortak malıdır ve halk tarafından aynı biçimde söylenir Atasözlerinde biçim özellikleri şu başlıklar altında toplanabilir: Atasözlerinde Kalıplaşma Atasözleri bir toplumun ortak kullandığı kalıplaşmış sözlerdir Bu nedenle herhangi bir kimse, atasözlerindeki sözcükleri ya da sözcüklerin sırasını değiştiremez Örneğin "Dikensiz gül olmaz" atasözü "Gül dikensiz olmaz" şeklinde söylenemez "Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür" atasözündeki "kaz" kelimesi yerine "ördek" veya "horoz" denmez Bunun nedeni, atasözlerinin bir kişinin değil, bütün toplumun ortak malı olması ve o toplumun düşünce ve dil zevkini yansıtmasıdır Ancak, bazı atasözleri tarihsel süreç içinde değişikliğe uğramıştır Örnek: "Ayağını yorganına göre köskıl" → "Ayağını yorganına göre uzat" Bu atasözündeki "köskıl" kelimesinin yerine günümüzde "uzat" kelimesi kullanılmaktadır Tarih boyunca dilde ve kültürde oluşan değişmeler atasözlerine de yansımıştır Kalıplaşmanın bir istisnası da bir atasözünün farklı bölgelerde değişik şekillerde söylenmesidir Örnek: Mum dibine ışık vermez → "Çıra dibi karanlık olur" Örnek: Er ekmeği er kursağında kalmaz → Er lokması er kursağında kalmaz Örneklerdeki gibi bazı atasözlerinde, hem sözcüklerin sırası hem de sözcükler değişebilmektedir Ancak, bu değişiklik kişiden kişiye değil bölgeden bölgeyedir Bu durum, atasözlerinin tarihsel süreç içinde ve farklı bölgelerde değişikliğe uğrayabildiğini gösterir Cümle Türlerine Göre Atasözleri Türkçede bulunan bütün cümle türlerine atasözlerinde de rastlanır Atasözleri kısa ve özlü sözler olduğu için genelde bir-iki cümleden oluşur Daha uzun cümlelerden oluşan Türk atasözlerinin sayısı azdır Atasözlerinde kullanılan cümle türleri şu şekilde sıralanabilir: Yalın Cümle Atasözlerinin çoğu yalın cümle biçimindedir İçinde sadece bir yargı bulunan atasözleri genellikle yalın cümleler biçiminde anlatılır Örnek: Ağaç kökünden yıkılır / Aç köpek fırın duvarını deler / Vakit nakittir Birleşik Cümle İçinde iki yargı bulunan atasözleri genelde birleşik cümle biçiminde kurulur Örnek: Dağ ne kadar yüce olsa, yol üstünden aşar / Erkek aslan aslan da, dişi aslan aslan değil mi? / Elin ağzı torba değil ki büzesin Devrik Cümle Atasözlerinde şiirsel bir anlatıma özen gösterildiğinden pek çok atasözü devrik cümlelerle kurulmuştur Örnek: Gülme komşuna, gelir başına / Besle kargayı, oysun gözünü / Sık gidersen dostuna, yatar arka üstüne Ad Cümleleriyle Kurulan Atasözleri * Ad cümleleriyle kurulan atasözlerimde yüklem ad ya da ad soylu sözcüklerden oluşur Örnek: Almak kolay, ödemek güçtür / Akıl için yol birdir / İki el bir baş içindir * Ad cümleleriyle kurulan atasözlerinde var, yok sözcükleri ek eylem alarak yüklem olur Örnek: Kalpten kalbe yol vardır / Ölümen öte köye köy yoktur * Ad cümleleriyle kurulan atasözlerinin çoğunda ek eylem -dır söylenmez Bu durumda genellikle herhangi bir anlam kaybı söz konusu olmaz Örnek: Can cümleden aziz / Hizmetçi kırarsa şuç, hanım kırarsa kaza Eylem Cümleleriyle Kurulan Atasözleri * Eylem cümleleriyle kurulan atasözlerinde yüklem eylem olur Eylem cümlesiyle kurulan atasözlerinin sayısı ad cümlesiyle kurulanlara nazaran daha çoktur Örnek: Can boğazdan gelir / Zorla güzellik olmaz / İki at bir kazığa bağlanmaz * Bazı atasözlerinde eylem söylenmez Anlam kendiliğinden ortaya çıkar Örnek: Ata arpa, yiğide pilav / Bakarsan bağ, bakmazsan dağ Ek Eylemle Kurulan Atasözleri Bazı atasözleri ek eylemle kurulurlar Örnek: Akıl için yol birdir / Yiğidin malı Atasözlerinde Kipler Atasözleri, uzun tarihî bir süreçte oluştuğu ve çağlar boyu geçerli olduğu için genellikle geniş zaman kipiyle kurulmuştur Doğrudan öğüt veren atasözlerinde emir kipinin kullanıldığı görülmektedir yküleme ya da rivayet biçiminde söylenen atasözlerinde belirsiz geçmiş zaman kipinin kullanıldığı görülür Belirli geçmiş zaman ve şimdiki zaman kipleriyle kurulmuş atasözü sayısı oldukça azdır * Geniş Zaman Kipiyle Kurulmuş Atasözleri: Ağır kazan geç kaynar / Bir başa bir göz yeter / Boş çuval ayakta durmaz * Belirsiz Geçmiş Zaman Fiiliyle Kurulmuş Atasözleri: İnsanoğlu çiğ süt emmiş / Yaş yetmiş, iş bitmiş / Yılan sokan uyumuş, aç kalan uyumamış * Soru Kipiyle Kurulmuş Atasözleri: Akıl olmayınca ne yapsın sakal? / Tok ne bilir aç hâlinden? / Her sakallıyı baban mı sanırsın? * İstek Kipiyle Kurulmuş Atasözleri: Ağır git ki yol alasın / Sabah ola, hayır ola / Baba malı tez tükenir, evlât gerek kazana * Emir Kipiyle Kurulmuş Atasözleri: Baş kes, yaş kesme / Önce düşün, sonra söyle / Bin bilsen de bir bilene danış Atasözlerinin Anlam Özellikleri Atasözleri belli bir toplumun ve/veya bütüm insanlığın yaşam felsefesidir İnsanlarda bulunan sevgi, kıskançlık, bencillik, dostluk, düşmanlık gibi duyguşar evrenseldir Bu nedenle bu duyguları yansıtan atasözleri de evrensel olarak kabul edilmektedir Dünyada pek çok ulusun kullandığı atasözleri karşılaştırıldığında, bu atasözlerinin pek çoğunun aynı ya da benzer olduğu görülmüştür Atasözleri evrensel değerler yanında bir ulusa özgü kültürel değerleri de yansıtır Örneğin "Gözden ırak olan, gönülden ırak olur", "Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur", "Vakit nakittir" gibi atasözleri evrenseldir Bunlara benzer atasözlerini bütün dilerde bulmak mümkündür "Osmanlı, tavşanı araba ile avlar", "Türk'ün aklı aldadır" gibi atasözleri ise ulusaldır Bunlara benzeyen atasözleri bir ulusun kültürünü yansıtır Atasözlerinin konulara çoğu zaman kullanıldıkları bölgeye ve ülkeye göre değişiklikler gösterir Türk toplumunda tarih boyunca askerlik ve çiftçilik önemli olduğu için at, it, kurt, koyun, silah ve yiğitlik konusunda Türkçe'de pek çok atasözü vardır Buna karşın Alman atasözlerinde daha çok ayı, kartal gibi Almanya'nın sembolü haline gelmiş konulara yer verilir Bu nedenlerle, atasözlerinde evrensel ve toplumsal düzen ile bu düzendeki iyi, kötü bütün özellikler görülür Atasözlerinde Anlam Aktarması ve Somutlaştırma Atasözlerinin çoğunda sözcükler kendi anlamlarında kullanılmaz Cümleler kurulurken genelde konular somutlaştırılır Kısa ve özlü bir anlatımla konu daha güzel, etkili ve çarpıcı biçimde sunulur Genellikle sözcükler benzetme, örnekleme yoluyla başka anlamlarda kullanılarak anlatıma şiirsel bir güzellik katılır Bazı atasözlerinin dizeler ve beyitler biçiminde oluşu, halkın atasözlerinde şiirsel anlatıma verdiği önemi gösterir Örnekler: "Sakla samanı, gelir zamanı" atasözünde saman sözcüğü gerçek anlamında kullanılmamıştır Bu atasözünde, en değersiz şeylerin bile saklandığı zaman günün birinde işe yarayabileceği belirtilmektedir "Yuvayı dişi kuş yapar" atasözünde ev düzeni ile ilgilenen kadın, yuvayı yapan dişi kuşa benzetilmiştir Dolayısıyla dişi kuş sözcük öbeği kadın sözcüğünün yerine kullanılmıştır "Koyun can derdinde, kasap et derdinde" atasözünde koyun sözcüğü büyük sıkıntılar içinde çırpınan insanı, kasap sözcüğü bu insanın düştüğü kötü durumdan yararlanmak isteyen ya da yalnızca kendi çıkarını düşünen kimseleri temsil etmektedir "Aç köpek fırın duvarını deler" atasözünde aç bir insanın neler yapabileceği etkili biçimde anlatılmaktadır Konularına Göre Atasözleri Atasözlerini birkaç konuyla sınırlandırmak mümkün değildir İnsan yaşamında yer alan doğum, ölüm, evlilik, arkadaşlık, dostluk, düşmanlık, hırsızlık, gelin, kaynana, ana-baba vb dahil her şey atasözlerinin konularını oluşturur Atasözlerinin genel konusu yaşamın temel kuralları ve toplumda uyulması gereken temel ilkelerdir Bu kural ve ilkelere uymayan kimselerin zarar görürdüklerine inanılır Atasözleri başarılı, sağlıklı ve mutlu bir yaşam için insanlara genel uyarılarda bulunur; verdikleri öğütlerle yaşamın temel kural ve ilkelerinin bilinmesine yardımcı olurlar Birbirleriyle Çelişkili Atasözleri Evrendeki her şeyin zıddıyla varolduğu olgusu atasözlerine de yansımıştır Olumlu öğütlerin yanısıra, yalnızca çıkara yönelik olumsuz öğütler veren atasözleri de vardır "Devletin malı deniz, yemeyen keriz" atasözü bunun örneklerinden birisidir Çelişkili atasözleri, ayrıca, toplumda ayrı düşünen grupları ve bu gruplar arasındaki ayrılıkları/çelşkileri ortaya koymaktadır Örnekler: * "Biri yer biri bakar; kıyamet ondan kopar" atasözü kişileri yoksul kimselere yardım etmeye teşvik ederken "Aç yanından kaç" atasözü bunun tersini öğütlemektedir * "Derdini söylemeyen derman bulamaz" atasözü kişileri derterini dostlarıyla paylaşmaya teşvik ederken "Sırrını verme dostuna o da söyler dostuna" atasözü bunun aksini savunmaktadır * Her koyun kendi bacağından asılır / Kurunun yanında yaş da yanar * İyi insan lafının üstüne gelirmiş / İti an çomağı hazırla * Taşıma suyla değirmen dönmez / Damlaya damlaya göl olur * Zorla güzellik olmaz / Zora dağ dayanmaz Atasözleri ve Deyimler Atasözleri ve deyimlerin birbirleriyle ortak ve birbirinden ayrılan bazı özellikleri vardır Birbirleriyle ortak olan en önemli özellikleri, her ikisinin de toplum tarafından ortak olarak benimsenen ve kullanılan kalıplaşmış sözler olmalarıdır Genellikle bu ortak özelliklerinden dolayı atasözleri ve deyimler birbirine karıştırılır Oysa her ikisini birbirinden ayıran bazı önemli özellikler vardır: Öğüt ve Yargı Deyimler bir anlatım biçimidir Bir kavramı en güzel, en etkili biçimde anlatmayı amaçlar Bu nedenle de deyimlerde, atasözlerinde olduğu gibi bir öğüt verme ya da bilgece sözler söyleme çabası yoktur Attan inip eşeğe binmek, etekleri zil çalmak, ok yaydan çıkmak, bin dereden su getirmek gibi deyimlerde herhangi bir öğüt veya yargı yoktur Ancak, "Ağaç yaşken eğilir", "Ne ekersen onu biçersin" gibi atasözlerinde hem öğüt hem de yargı vardır Deyimlerde ise genelde öğüt ve yargı bulunmaz Atasözleri ile deyimleri birbirinden ayıran en önemli özellik budur Cümle Biçimindeki Atasözleri ve Deyimler Bazı deyimler cümle biçimindedir Cümle biçiminde olan bu deyimlerde yargı vardır Bu nedenle atasözleri ile karıştırılabilir Dağ fare doğurdu / Delik büyük, yama küçük/ Yorgan gitti, kavga bitti / Tencere yuvarlanmış, kapağını bulmuş gibi deyimlerde de yargı vardır, ama öğüt yoktur Atasözleri ve deyimler arasındaki bir fark da değimlerin "öğüt" vermemesidir Atasözlerini Deyim Olarak Kullanma Birçok atasözü deyim olarak da kullanılır Ancak deyimler genelde atasözü olarak kullanılmazlar "Ne ekersen onu biçersin" atasözü bir konuşma ya da yazıda "Hamdi ektiğini biçti" şeklinde kullanıldığında deyim haline dönüşür Örnek: Ayağını yorganına göre uzat (atasözü) → Ayağını yorganına göre uzatmak (deyim) Doğmadık çocuğa don biçilmez (atasözü) → Doğmadık çocuğa don biçmek (deyim) İtle yatan, bitle kalkar (atasözü) → İtle yatıp bitle kalkmak (deyim) Aman diyene kılıç kalkmaz (atasözü) → Aman diyene kılıç kaldırmak (deyim) Atasözlerinin çoğu bir anlatım biçimine dönüştüğü zaman deyim olur Örnek: Recep, ayağını yorganına göre uzatmadığı için iflas etti Otu çekip, köküne bakmadan, yani adamın ailesini iyice araştırmadan evlenirsen pişman olabilirsin Hem Atasözü Hem Deyim Olarak Kullanılan Sözler Bazı sözler hem atasözü hem de deyim özelliği taşır Ancak bunların sayıları oldukça azdır Aşağıda örnek olarak verilen sözler öğüt olarak kullanıldıklarında atasözü, konuşma biçimi olarak kullanıldıklarında deyim olur: Üzümünü ye, bağını sorma Sen ağa ben ağa, bu ineği kim sağa? Çamsakızı çoban armağanı |
|