Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Siyasal Bilgiler / Hukuk

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
alacağın, hakkında, sözleşmesialacağın, temliki, temlikialacağın

Alacağın Temliki-Alacağın Temliki Sözleşmesi-Alacağın Temliki Hakkında

Eski 09-09-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Alacağın Temliki-Alacağın Temliki Sözleşmesi-Alacağın Temliki Hakkında



ALACAĞIN TEMLİKİ
Alacağın Temliki-Alacağın Temliki Sözleşmesi-Alacağın Temliki Hakkında

I- KAVRAM

Alacağın temliki, bir alacağın alacaklı tarafından başka bir kimseye devredilmesidir Bu suretle borç münasebetinde alacaklının şahsında bir değişiklik vuku bulmakta, eski alacaklının (temlik edenin) yerini yeni alacaklı (temellük eden) almaktadır Aynı zamanda, temlik edilen alacak eski alacaklının mamelekinden çıkarak yeni alacaklının mamelekine dahil olmakta, alacağı talep etmek hakkı da yeni alacaklıya intikâl etmektedir

Gerçekten, eğer alacaklı bir borcunu ödemek üzere alacağını temlik etmekteyse, bu temlik tediye maksadıyla yapılmış olur Meselâ benim size karz akdinden dolayı 100 lira borcum, başka birisinden de satım akdi dolayısıyla 100 lira alacağım varsa, bu alacağımı size temlik etmek suretiyle size olan 100 liralık borcumu ödemiş olurum

Eğer alacaklı, alacağını bir başkası vasıtasıyla tahsil ettirmek isterse, bu kimseye tahsil salâhiyeti verecek yerde alacağını ona temlik eder ki, bu halde alacağın temliki tahsil maksadıyla yapılmış olmaktadır

Eğer alacaklı, mevcut bir borcu için teminat olmak üzere alacağını kendi alacaklısına rehnedeceği yerde ona temlik ederse, bu halde alacağın temliki teminat maksadıyla yapılmış olur

II- TÜRLERİ

Alacağın temlikinin başlıca üç nev’i vardır:

A) Rızaî Temlik:

Rızaî temlik, alacağın temlik eden ile temellük eden arasında yapılan bir anlaşmayla temlik edilmesidir ki, Borçlar Kanunumuzun 162-172 maddelerinde düzenlenmiş olan temlik nev’i de budur

B) Kanunî Temlik:

Kanunî temlik, alacağın muayyen vakıaların gerçekleşmesi üzerine kanundan ötürü bir başkasına temlik edilmesidir ki, bunun en tipik misalini ölüm vakıasının gerçekleşmesi halinde ölen kimseye (murise) ait alacakların kanundan ötürü mirasçılara intikâl etmesi teşkil eder Burada alacaklar, rızaî temlikteki gibi bir hukukî muameleyle değil, kendiliğinden intikâl etmektedirler

C) Kazaî Temlik:

Kazaî temlik ise, alacağın bir mahkeme hükmüyle temlik edilmesidir Meselâ mirasçılar mirasın taksiminde anlaşamadıkları için mahkemeye başvurarak taksimin hâkim tarafından yapılmasını talep ettikleri takdirde hâkim, bu talep üzerine hisseleri teşkil edip mirasçılara tahsis eder İşte hâkimin tahsis ettiği bu hisseler içinde bulunan alacaklar mirasçıya mahkeme hükmüyle intikâl etmiş olurlar

III- ŞARTLARI

Alacağın temlikin hüküm ifade edebilmesi, bir takım şartların bulunmasına bağlıdır Bu şartları üç noktada toplamak mümkündür:

A) Bir Alacağın Mevcut Olması:

Alacağın temlikin söz konusu olabilmesi için, evvelemirde temlik edilecek bir alacağın mevcut olması gerekir

Kural olarak bütün alacaklar temlik edilebilir Böylece halen iktisap edilmiş (kazanılmış) bir alacak kadar ileride iktisap olunacak bir alacak da; keza muaccel bir alacak kadar bir vadeye veya şarta bağlanmış olan alacaklar da temlik olunabilir Hattâ alacağın hukukî muameleden, haksız fiilden, sebepsiz zenginleşmeden veya doğrudan doğruya kanundan doğmuş olmasının da bir önemi yoktur

Kural böyle olmakla beraber, bunun istisnaları da vardır Gerçekten, bazı alacakların temlik edilemeyecekleri bizzat kanunda belirtilmiştir Buna misâl olarak nişanın bozulması halinde kusursuz nişanlı lehine doğan manevî tazminat hakkını zikredebiliriz

B) Anlaşma:

Alacağın temliki, mahiyeti itibariyle iki taraflı bir hukukî muamele, yani akittir; binaenaleyh temlik eden ile temellük edenin iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun suretle beyan etmeleriyle meydana gelebilir

Kanunumuz alacağın temlikinin «yazılı» şekilde yapılmasını öngörmektedir Bu itibarladır ki, bir muteberlik şekli olarak yazılı şekle uyulmadıkça alacağın temlikinin hiçbir hükmü yoktur Mamafih temlik senedinde (temliknamede) sadece temlik edenin imzasının bulunması kâfi olup, ayrıca temellük edenin imzasının bulunmasına lüzum yoktur Temlik senedine tarih konulması da şart değildir

C) Temlik Edenin Tasarruf Salâhiyetinin Bulunması:

Alacağın temlikinin hüküm ifade edebilmesi için, temlik edenin bu alacak üzerinde tasarruf salâhiyetine sahip olması da lâzımdır Kural olarak alacak hakkı sahibinin, alacağı üzerinde tasarruf salâhiyeti vardır Mamafih bazı hallerde, meselâ iflâsta masaya dahil olan alacakları üzerinde alacaklının (müflisin) tasarruf salâhiyeti yoktur Diğer taraftan, bir alacak üzerinde sahibinden başka kimselerin, meselâ kanunî veya akdî mümessillerin de tasarruf salâhiyetleri olabilir İşte, alacağın temliki ancak alacak üzerinde tasarruf salâhiyeti bulunan kimseler tarafından yapılabilir Temlik edenin tasarruf salâhiyeti bulunmadığı takdirde, yapılmış olan temlik muteber olmaz; temlikin muteber hale gelebilmesi için, alacaklının icazet vermesi; yani temliki sonradan onaylaması gerekir

IV- HÜKÜMLERİ

Alacağın temlikinin hükümlerini; temlik eden, temellük eden ve borçlu bakımından ayrı ayrı incelemek icap eder

A) Temlik Eden İle Temellük Eden Arasındaki Münasebet:

Alacak, temlik edilmekle temlik edenin mamelekinden çıkarak temellük edenin mamelekine dahil olur; binaenaleyh temlik edenin «alacaklı» sıfatı da artık son bulur, onun yerini temellük eden alır

Alacak ile birlikte alacağa bağlı olan «fer’i haklar» da kanundan ötürü temellük edene intikâl ederler Bu itibarladır ki, alacak için gösterilmiş olan aynî ve şahsî teminatlardan, ezcümle rehin ve kefaletten artık temellük eden istifade eder Keza faiz ve cezaî şart da temellük edene geçer Aynı zamanda temlikten önce doğmuş olan faizler de asıl alacakla birlikte temlik edilmiş olurlar

Temlik edenin temlik ettiği alacak dolayısıyla mes’uliyetini kanunumuz temlikin ivazlı veya ivazsız olmasına göre ayrı ayrı düzenlenmiştir

Gerçekten, temlik ivazlı ise, yani alacak bir bedel karşılığında devredilmekte bulunuyorsa, temlik eden «temlik zamanında alacağın mevcut olduğunu» tekeffül eder Böylece temlik zamanında borçlu karşısında böyle bir alacak mevcut değilse, temlik eden bundan mes’uldür Temlik edenin bu mes’uliyetinin kapsamına sadece almış olduğu mukabil ivaz, faizler, temlik dolayısıyla yapılmış olan masraflar ve semeresiz kalmış dâva ve takip masrafları dahildir

Temlik ivazsız ise, temlik eden temlik zamanında alacağın mevcudiyetinden mes’ul değildir Temlik edenin bu halde dahi mes’ul olabilmesi için, onun bunu tekeffül etmiş bulunması lâzımdır

Temlik ister ivazlı ister ivazsız olsun, temlik eden, «borçlunun ödeme kabiliyetinden» mes’ul değildir Mamafih temlik eden, borçlunun ödeme kabiliyetinden de mes’ul olacağını ayrıca taahhüt edebilir

B) Temlik Eden İle Borçlu Arasındaki Münasebet:

Alacak temlik edilmekle temlik edenin mamelekinden çıkar ve temlik edenin «alacaklı» sıfatı da son bulur Böylece temlik eden, borçludan edimini ifa etmesini talep edemeyeceği gibi, borçlu tarafından vâki olan ifayı da kabul edemez Borçlu, edimini bundan böyle «temellük edene», yani «yeni alacaklı»sını ifa etmekle mükelleftir Ancak, alacağın temliki borçlunun muvafakatini gerektirmediğinden, borçlunun bu temlikten haberi bulunmayabilir Temlikten habersiz olan borçlu, hüsnüniyetle borcunu temlik edene, yani eski alacaklısına ifa ederse, borcundan kurtulur

Eğer borçlu, alacağın temlik edilmiş olduğundan haberdar edilmiş bulunuyorsa, borcunu ancak temellük edene ifa edebilir; temlik edene ifada bulunmuş olduğu takdirde, temellük eden karşı da ikinci bir ifada bulunmakla mükellef olur Borçluya alacağın temlik edilmiş olduğunu temlik eden de, temellük eden de bildirebilir; bu ihbar herhangi bir şekle de bağlı değildir

Alacağın kime ait olduğu ihtilâflı ise, diğer bir deyimle gerek temlik eden gerekse temellük eden sıfatıyla başkaları alacağın kendilerine ait olduğunu iddia ederek ifanın kendilerine yapılmasını isterlerse, borçlu her ikisine karşı da ifadan kaçınarak borcunu mahkemeye veya hâkimin göstereceği bir yere tevdi etmekle borcundan kurtulabilir

C) Borçlu İle Temellük Eden Arasındaki Münasebet:

Temellük eden, borcun ifasını borçludan talep edebilir; ancak bunun için alacağı temellük ettiğini ispat etmesi gerekir ki, bunu da «temlikname»yi ibraz etmek suretiyle yapabilir

Borçlu, temliki öğrendiği anda temlik edene karşı sahip olduğu def’i ve itirazları temellük edene karşı da ileri sürebilir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.