|
|||||||
![]() |
|
|
Konu Araçları |
| bilgi, buluşlar, buluşların, hakkında, hikayeleri |
Buluşlar Bazı Buluşlar Bazı Buluşlar'ın Hikayeleri Buluşlar Hakkında Bilgi |
|
|
#1 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Buluşlar Bazı Buluşlar Bazı Buluşlar'ın Hikayeleri Buluşlar Hakkında BilgiBuluşlar Bazı Buluşlar Bazı Buluşlar'ın Hikayeleri Buluşlar Hakkında Bilgi Buluşlar Bazı Buluşlar Bazı Buluşlar'ın Hikayeleri Buluşlar Hakkında Bilgi 1930lu yıllarda, Du Pont bilim adamlarından Wallace Hume Carothers, polimerin genişleyebilen güçlü bir iplik olduğunu tespit etmişti Ancak asıl buluş, haşarı kimyagerlerin, eritilmiş polyester geçirdikleri çubukları ellerine alıp ortalıkta koşuşturmaları sonucu ortaya çıktı Bir çubuk sabitken diğeri ondan uzaklaşınca ortaya çıkan tablo hepsini hayretler içinde bırakmıştı; kopmadan önce oldukça uzayabilen, ayrıca ipeğe benzeyen yapıda bir madde ortaya çıkıyordu Ne var ki, bu polyester çok çabuk eriyordu, giysi yapmaya uygun değildi Bunun üzerine kimyagerler aynı işlemi poliyamidle denemeye karar verdiler ve bugün "naylon" olarak bildiğimiz madde doğmuş oldu Naylon çorabın, elektron mikrograf yöntemiyle 100 kez büyütülmüş haliİpek çorapların yerine naylon çoraplar piyasaya sürüldü ve Du Pont'un en önemli para basma makinesi haline geldi Bu ürünler ilk günlerde çok pahalıydı II Dünya Savaşının patlak verdiği yıllarda Du Pont dikkatini savaşa çevirdi ve çorap yerine paraşüt üretmeye başladı![]() ![]() Naylon çorapların ucuzlaması ve geniş kitlelere yayılması ancak savaş ertesi gerçekleşti![]() ![]() ![]() FOTOGRAF Mucit: Louis-Jacques Daguerre Tarih: 1838 Kaza: Dağınık laboratuvar dolabı ![]() ![]() ![]() Bu rastlantısal buluşun nedeni kırık bir termometre ![]() ![]() ![]() Louis Daguerre, karanlık odada, gümüş iyodür levhada açığa çıkan görüntüyü sabitlemenin yollarını arıyordu 1938 yılında bir gün, farklı kimyasal maddelerin bulunduğu dolabına, daha sonra kullanmak ve temizlemek üzere bozuk görüntülü bir film levhası koydu![]() Bunu tekrar dışarı çıkardığında görüntü belirginleşmişti Ancak Daguerre, bu garipliğe hangi kimyasal maddenin neden olduğunu bilmiyordu Bunun üzerine levhaları yerleştirdi ve kimyasal maddeleri birer birer dışarı çıkarttı Dolabı boşaltmasına rağmen hala aradığı maddeyi bulamamıştı Sonunda dolabın raflarından birinde, kırılmış termometreden dökülmüş civayı fark etti![]() ![]() Gümüşlü levha üzerine alınan görüntü (daguerreotype), modern fotoğrafçılığın başlangıcı oldu![]() ![]() Yerini ancak on yıl sonranegatif ve, pozitif film sürecine bıraktı Tarih: 1974 Kaza: Kutsal bir ilham ve hatalı üretim ![]() ![]() ![]() Bu sayede ayıracın kitaba yapışmasını sağlayacak, ancak çıkarttığında da kitaba zarar gelmeyecekti Post-it kağıdı tabii ki bir gecelik başarının ürünü değil![]() ![]() 3M'in ortaya attığı bu örnek, büro malzemeleri içinde vazgeçilmezler arasında yerini aldı![]() ![]() ![]() Vulkanize kauçuk (lastik) Mucit: Charles Goodyear Tarih: 1844Kaza: Kızgın ocağa atılan kauçuk ![]() ![]() ![]() Amerikalı Charles Goodyear, 10 yıldan beri ham kauçuğu daha sağlam ve elastik hale getirmenin çarelerini arıyordu Bu onda bir takıntı halini almıştı ve hatta ödenmemiş borçları nedeniyle hapse bile girdi Goodyear bu konuda her şeyi denemişti; karışımına kükürt bile eklemişti Ne var ki, bu karışımı kızgın ocağa atıncaya kadar hiçbir sonuç elde edemedi: Kauçuk erimiyordu![]() ![]() Bunu gece boyunca dışarıya çivileyen Goodyear, ertesi gün karışımın oldukça esnek olduğunu fark etti Kükürtle sertleştirme yöntemine, Romalılar'ın ateş tanrısından esinlenerek, "Vulkan" adını verdi (vulkanizasyon) Yöntemin Amerika'daki patentini almayı başardı, ancak Fransa ve İngiltere'den yasal formaliteler nedeniyle patent alamadı ![]() Goodyear, Paris'te borçları nedeniyle hapis yattıktan sonra Amerika'ya döndü Patentleri ortakları tarafından yağmalandığından yoksulluk içinde öldü Ancak en azından "Goodyear Tyre" ve "Rubber Company" gibi şirketler onun isminin gelecek kuşaklar tarafından da anılmasını sağladı![]() ![]() ![]() PENİSİLİN Mucit: Alexander Fleming Tarih: 1928 Kaza: Havada uçuşan bir küf ![]() ![]() ![]() St Mary Hastanesi'nde danışman olarak çalışan ve Alexander Fleming'in hayatta kalan tek meslektaşı, ünlü bilim adamının penisilini 1928 yılında bir rastlantı sonucu bulduğunu anlatmıştı![]() Fleming bir deney üzerinde çalışırken, muhtemelen laboratuvarın karşısındaki bardan uçup gelen bir küf mikroskoptaki lamın üzerine konmuştu ![]() O sırada Fleming, lam üzerinde zararlı bir bakteri türü olan stafilokokları inceliyordu Dikkatsiz bir bilim adamı bu küfü büyük olasılıkla önünden uzaklaştırırdı, ama o, küfün bakteri üzerindeki etkisini görmek istedi Sonuç hayret inciydi![]() ![]() Çünkü Fleming, "Penicilim notatum" isimli yeşil küfün bulunduğu bölümdeki bakterilerin öldüğünü fark etmişti![]() ![]() ![]() Daha sonra gerçekkleştirilen testlerde, bu küfün diğer bakteriler üzerinde de etkili olduğu ortaya çıktı Tavşan, fare ve insanlar üzerinde yapılan testler sonunda, açık bir yan etkisinin de olmadığı görüldü Ne var ki Fleming, küften sızan maddeyi bir türlü keşfedememişti Sonuç olarak 1939 yılında, Oxford'dan Howard Florey ve Ernst Chain bu maddeyi ayrıştırmayı başardılar ve buna "penicilin" adını verdiler Bu madde, öldürücü bakteriyel hastalıklarla savaşabilen ilk antibiyotik olarak tarihe geçti Fleming ve diğer iki bilim adamı, 1945 yılında Nobel Ödülü aldılar![]() ![]() Çünkü, milyonlarca insanın hayatını kurtaran bir buluş yapmışlardı![]() ![]() ![]() BUCKMİNSTERFULLERME Mucit Harry Kroto Tarih: 1985 Kaza: Karbon atomunun kilisekubbesine benzemesi ![]() ![]() ![]() Harry Kroto ve meslektaşları, uzayda varolduğu düşünülen anlaşılması zor yapıdaki karbon atomlarını çözmeye çalışıyorlardı Laboratuar testleri sonucunda karbonun, 60 atomdan oluşan, diğerlerinden daha güçlü ve istikrarlı yapıda olduğu ortaya çıktı![]() Cevaplar araştırılırken çalışma gruplarından biri, atomların, mimar Richard Buckminster Fullerln tasarladığı, kubbeli kiliseye benzeyen hexagonlardan oluştuklarını ortaya çıkarmıştı Bu da Kroto'nun aklına, daha önce pentagon ve hexagonlardan oluşturduğu, "Gece Gökyüzü" modelini getirdi![]() O gece, çalışma gruplarından bir bölümü de karbon atomlarını, futbol topuna benzeyecek şekilde birleştirmişti Ve grup, pentagon ve hexagonların hep 60 sayısında buluştuğunu keşfetti 60 karbon atomundan oluşan "Buckyball’lar şu anda karbonun temel biçimi olarak değerlendirilirken, Kroto ve meslektaşları 1996 yılında Nobel Ödülü'nü almaya hak kazandılar![]() ![]() ![]() Tarih: 1917 ECT (Electroconvulsive the-rapy) olarak bilinen elektroşok tedavisi, mezbaha işçilerinin, domuzların elektrikle sersemlemelerinden sonra çok sakin durduklarını fark etmelerinin bir sonucu ![]() ![]() ECTye, beyne elektrik akımı verilmesi suretiyle, depresyon gibi akıl hastalıklarının semptomlarını engellemekteki son çare olarak bakılıyor Elektroşok tedavisi fikri, sıtma aşısıyla frengili hastaları te*davi eden Avusturyalı Julius Wagner-Jauregg tarafından geliştirildi ![]() 1927 yılında Nobel Ödülü alan VVagner-Jauregg, bu fikre, "bir sisteme elektrik verilmesinin tedavi edici özellik taşıyacağından yola çıkarak ulaştı Ve böylece, çok tartışılan şok tedavisi doğmuş oldu![]() ![]() ![]() Aynı zamanda, şizofrenlerin doğal yollardan çarpılmalarının, hastalık belirtilerinin iyileşmesine neden olduğu da belirlenmişti Psikiyatristler, hastaların beynine elektrik akımı uygulamak yoluyla, anlaşılması güç tedavinin gerçekleştiğini belirtiyorlardı Ancak ECTnin kısa süreli hafıza kaybına neden olması dışında önemli etkisinin bulunmadığına dair klinik bulgulara az da olsa rastlanıyor Hastaların tedavi edilmesine yönelik olarak bu yöntem çok uzun zamandan beri kullanılmaya devam ediyor RADYOAKTİVİTE Mucit: Henri Becquerel Tarih: 1896 Kaza: Fotoğraf camındakisislenme ![]() ![]() ![]() Fransız fizikçi Henri Becquerel, 1896 Martı'nda laboratuarındaki çekmecesini açtığında büyük bir sürprizle karşılaştı Kapkaranlık bir ortamda olmasına rağmen bazı fotoğraf camları bulanıklaşmıştı O sırada Becquerel, yeni keşfedilen röntgen ışınları üzerinde çalışıyor ve bazı kimyasallar yardımıyla bunların yayılmalarını sağlamaya uğraşıyordu, ilk aklına gelen, güneş ışığının etkisiyle kristallerin ışını yaydığı ve fotoğraf camını sislendirdiğiydi ![]() ![]() ![]() İlk deneyleri onun doğru yolda olduğunu desteklese de hava bozunca olayın seyri birdenbire değişti Becquerel, kristallerin güneş ışığından etkilenmesini engellemek için kimyasallar kullanarak camları tekrar çekmeceye koydu Camları dışarı çıkardığında, uranyumlu kristallerden oluşan camlarda artık sisin bulunmayışına oldukça şaşırdı Ve bugün "bir atom çekirdeğinin ta*necikler veya elektromanyetik ışımalar yayarak kendiliğinden parçalanması" olarak bilinen radyoaktiviteyi keşfetmiş oldu![]() ![]() ![]() KAOS TEOREMİ Mucit: Ed Lorenz Tarih: 1960'lar Kaza: Bilgisayardaki bozuk çıkış ![]() ![]() ![]() Amerikalı meteoroloji uzmanı Ed Lorenz'in bilgisayarında anlamsız ve komik veriler belirince, Lorenz bunların her zamanki aksaklıklardan kaynaklandığını düşündü Ancak hatayla ilgili ipuçlarını elde etmek için kağıttaki çıktıda çalışmaya başladı Bilgisayarın, başlamak için ilk sonuçları eşleştirdiğini, ancak daha sonra haritayı yok ettiğini gördü Birden jetonu düştü: Lorenz bilgisayara aynı girdileri ikinci aşamada yüklememiş, bu küçük farklılık da, sonraki birkaç hafta boyunca, tamamen değişik sonuçlar verip durmuştu![]() ![]() ![]() Mucit: Edouard Benedictus Tarih: 1903 Güvenli camın bulunması, tam da en çok ihtiyaç duyulan zaman*da gerçekleştirildi: Motorlu taşıt çağında ![]() ![]() 1903 yılında Fransız kimyager Edouard Benedictus, deney tüpünü laboratuarının zeminine düşürdü Tüp kırıldı ancak dağılmadan tek parça halinde kaldı Benedictus, kolodyum ihtiva eden sıvının buharlaşmasından sonra tüpte kalan ince plastik tabakanın parçalanmayı engel*lediğini anladı![]() Bunu not ettikten sonra bu konu üzerine fazla kafa yormadı ![]() Ancak, kaza yapan bir aracın için*deki kızın kırılan camlardan çok feci şekilde yaralanması, bu konuyu tekrar gündeme getirmesine neden oldu ![]() İşte dayanıklılığın fotoğrafı: Camın dış yüzeyini bir aradatutan maddenin adıselüloz nitrat ![]() ![]() Gelişimini veyaygın kullanımını sürekliilerleme kaydeden otomobilsektörüne borçluDaha önceki deneyiminden esinlenerek iki cam tabakasının arasına selüloz nitrat yerleştirerek üç katlı camı oluşturdu ![]() Buluşu 1920'lerde arabaların ön camlarında kullanılmaya ve otomotiv endüstrisinde ciddi şekilde taklit edilmeye başlandı ![]() GAMMA IŞINI PATLATICILARI Mucit: ABD hükümetibilim adamları ![]() ![]() ![]() Tarih: 1969 Kaza: Nükleer silahcasusluğunun uzayınbilinmeyenlerine kapı açması ![]() ![]() ![]() Sovyetler Birliği nükleer denemeleri sınırlandırdığına dair anlaşmalar imzalamış olmasına rağmen, ABD hükümeti bir türlü onlara güvenmiyordu Ve bu yaklaşımla, uzaya nükleer dedektörler taşıyan casus uyduları yolluyorlardı Bu dedektörler çok hassastılar ama ne yazık ki yanlış hedeflendirilmişlerdi![]() ![]() ![]() 1969 yılında, "Vela 5"den bilgiler geldiğinde, bilim adamları bunlarda birtakım düzensizlikler ve yanlışlıklar belirledi Araştırmalar daha sonra da devam etti ve 1973 yılında yayımlanan sonuçlar, ABD'nin, Sovyetler Birliği'nin nükleer silahlarını denemek için uzayda gerçekleştirdiği 16 patlama hakkında ne düşündüğünü açıklığa kavuşturdu ![]() ![]() ![]() Ancak sonraları bunların, gamma ışını patlamaları olduğu anlaşıldı Buna, gamma radyasyon enerjisi nedeniyle gerçekleşen, olağanüstü büyüklükte galaktik patlamalar neden oluyordu Tüm bunlara rağmen, konu halen gizemini koruyor![]() ![]() RÖNTGEN IŞINLARI Mucit: Wilhelm Konrad Röntgen Tarih: 1895 Kaza: Bir elektrik deneyi ![]() ![]() ![]() Röntgen, gazların içinden geçen elektrik yolunu araştırmak amacıyla, katod ışın tüpüyle deney yaparken, baryum platin siyanürü levhasından yayılan radyasyonun şeffaf olmayan cisimlerin içinden geçebildiğin! Fark etti ![]() |
|
|
|