Prof. Dr. Sinsi
|
Rüzgar Enerjisinin Tarihçesi Nedir? Rüzgar Enerjisinin Tarihçesi Hakkında Bilgi
Rüzgar Enerjisinin Tarihçesi Nedir? Rüzgar Enerjisinin Tarihçesi Hakkında Bilgi
Rüzgar Enerjisinin Tarihçesi Nedir? Rüzgar Enerjisinin Tarihçesi Hakkında Bilgi
Rüzgar enerjisi kullanımı M Ö 2800 yıllarında Orta Doğuda başlamıştır M Ö 17 Yüzyılda Babil kralı Harrîmurabi döneminde Mezopotamya'da sulama amacıyla kullanılan rüzgar enerjisinin , aynı dönemde Çin'de de kullanıldığı belirtilmektedir Yel değirmenleri, ilk olarak İskenderiye yakınlarında kurulmuştur Türklerin ve İranlıların ilk Yel değirmenlerini M S 7 yüzyılda kullanmaya başlamalarına karşın , Avrupalılar yel değirmenlerini ilk olarak Haçlı seferleri sırasında görmüşlerdir Fransa ve İngiltere'de yel değirmenlerin kullanılmaya başlanması 12 yüzyılda olmuştur
Avrupa, Haçlı Seferlerinde kazandığı bu teknoloji ile Roma İmparatorluğunun kaçırdığı bir serveti yakalamıştır Roma İmparatorluğu gücünün zirvesindeyken para basmak için gereken altın ve gümüşü Avrupa dışındaki eyaletlerden sağlamaktaydı Bu eyaletleri kaybettikten sonra Avrupa'daki fakir madenlerin işletilmesi denenmiş, ancak, bu madenlerin yüzeysel kapasiteleri hızla tüketilip, derinlere inildikten sonra galerilerden su çıktığından, madenler terk edilmiştir Giderek artan para ve ekonomik bunalımla birlikte, o dönemin yüksek hızlı enflasyonu Roma İmparatorluğunun sonunu getirmişti Romalıların terk ettikleri madenlerin yeniden işletmeye açılması olduğu söylenir Avrupalılar bunu yel değirmenleri yardımı ile , galeri diplerindeki suları dışarı pompalayarak , yani rüzgar enerjisini kullanarak başarmışlardır
18 Yüzyılın sonunda yalnızca Hollanda'da 10 000 yel değirmeni bulunuyordu Buhar makinesinin yapılması ve odun, kömür gibi yakıtlardan kesintisiz enerji üretimine başlanması ile rüzgar enerjisi önemini yitiriyordu Bununla beraber, rüzgar türbini denilen ve elektrik üretiminde kullanılan ilk makineler 1890'larm başlarında Danimarka'da yapılmıştır Aynı dönemde, bu makinelerin geliştirilmesi için Almanya'da da önemli çalışmalar yapıldığı bilinmektedir Rüzgar kuvvet makineleri yerlerini yakıtlı kuvvet makinelerine bırakırken, rüzgar enerjisi kullanımının sürmesi için yeni bir teknoloji de başlıyordu Ancak 19 yüzyılda geliştirilen ilk rüzgar türbinlerin verimleri düşüktü
1961 yılında Roma'da birleşmiş milletler tarafından düzenlenen "Enerjinin Yeni Kaynakları Konferansında ele alınan üç kaynaktan biri rüzgar enerjisi idi Böylece çok eskiden bu yana tanınan rüzgar enerjisi, teknolojik gelişmelerle ele alınıyor, yeni ve yenilenebilir kaynaklar arasına sokuluyordu 1961-1966 yılları arasında Almanya’ da rotor çapı 35m olan 100kW'lık bir modelin geliştirilmesi üzerinde duruluyordu
1970'lerde Danimarka'daki Gedser türbini, gücü 650 kW olan büyük türbinlerle değiştiriliyordu Bu dönemde rüzgar jeneratörleri üzerinde İsviçre, Avusturya ve İtalya'da da teknolojik çalışmalar yapılmıştır Amerika'da 1970'lerde büyük tip yatay eksenli makineler üzerinde yeniden çalışılırken, dikey eksenli Darrieus tipi makineler üzerinde de çalışmalar başlatılmıştır Ucuz petrol döneminde güncellik kazanamayan rüzgar enerjisi, 1974-1978 yılları arasındaki yapay petrol bunalımlarının ardından, gündeme daha çok girmiştir
Rüzgar enerjisinin gelişimine, 1980'li yıllarda Uluslararası Enerji Ajansı eşgüdümünde yürütülen araştırma geliştirme çalışmalarının büyük etkisi olmuştur Artık, eski tip rüzgar jeneratörleri yerine modern ve çağdaş rüzgar enerjisi çevrim sistemleri (WECS) kurulmaktadır Ayrıca, rüzgar türbini ile beraber, dizel motor ve güneş fotovoltaik jeneratörü içeren rüzgar-dizel-PV hibrid sistemlerde geliştirilmiştir
Bir tüketiciyi besleyecek tek makine yerine, birden çok türbin içeren rüzgar çiftlikleri ile elektrik şebekeleri için üretim yapılır olmuştur ABD, Danimarka, Hollanda, İngiltere ve İsveç 'in katkıları sonucunda, deniz üstünde, kıyıdan uzakta rüzgar santralları kurulmuştur Günümüzde şamandıra üzerine yerleştirilen rüzgar türbinleri' de vardır
Dünyada Rüzgar Enerjisi
Rüzgar enerjisi yenilenebilir enerjiler arasındaki en gelişmiş ve ticari açıdan en elverişli enerji türüdür Tamamıyla doğa ile uyumlu olup hem çevreye zarar vermeyen hem de tükenme ihtimali olmayan bir enerji kaynağıdır
Çevresel avantajları açısından da pek çok ülke, resmi teşviklerle rüzgar enerjisini desteklemektedirler Tüm bunların amacı, pazan harekete geçirmek, maliyetleri düşürmek ve resmi teşviklerle şu an fosil yakıtların sahip olduğu haksız üstünlüğü ortadan kaldırmaktır Çeşitli ülkelerde pazaRI harekete geçirmeye yönelik farklı politikalar izlenilmektedir Rüzgar teknolojisinin araştırma ve geliştirme girişimlerine verilecek destek bu teknolojinin elektrik enerjisi pazarında adil olarak rekabet edebilmesi ve son yıllardaki başarısını sürdürmesi için son derece önemlidir
Dünyada rüzgar santrallerinin kurulu gücü hızlı bir artış göstermektedir 1995-2001 yıllan arasında rüzgar türbini satışlarında yıllık %40'lık bir büyüme gerçekleşmiştir 1990 yılında dünyanın kurulu gücü 2160 MW iken 1994 yılında 3488 MW'a, 1995 yılında 4778 MW'a, 1996 yılında 6070 MW'a, 1997 yılında 7636 MW'a, 1998 yılında 10153 MW'a, 1999 yılında 13932 MW'a ve 2000 yılında 18449 MW'a çıkmıştır
Dünya rüzgar enerjisinin toplam kurulu gücünün yaklaşık %74'ü Avrupa kıtasında, %15'i Amerika kıtasında, %9'u Asya kıtasında ve kalan yüzdelik dilimde diğer kıtalarda bulunan dünya ülkelerindedir
Avrupa'da en büyük kurulu güç Almanya'da olup, onu İspanya, Danimarka, Hollanda, İngiltere, İtalya, Yunanistan ve İsveç izlemektedir Amerika kıtasında en büyük kurulu güç Amerika Birleşik Devletleri'nde olup onu çok geriden Kanada takip etmektedir Asya'da Hindistan, Çin ve Japonya rüzgar santrallerine önem vermektedir
Son on beş yıldır Amerika'da yeni bir rüzgar endüstrisi doğmuştur 1982-1992 yılları arası California'da yaklaşık 15000 rüzgar türbini kurulmuştur 370 MW gücündeki Kenetech Rüzgar Çiftliği dünyanın en büyük rüzgar santralidir 8160 hektar alan kaplayan bu çiftlikte 100 kW 'lik 3500 adet ve 300-400 kW 'lık 40 adet türbin bulunmaktadır Ancak kısa zaman da bu türbinlerden daha modernleri geliştirilmiştir Avrupa'da rüzgar teknolojisi hızla gelişmektedir 1995 yılında yeni türbinler 600 kW güçte iken bugün geliştirilen türbinlerin gücü 2 MW' tır Almanya yaptığı atakla 1998 sonunda rüzgar kurulu gücünü 2875 MW'a çıkarmış, kurulu gücü 1820 MW 'ta kalan ABD yi geçmiş ve birinciliği elde etmiştir
Avrupa'da şu anda 12 MW 'lık deniz üstü rüzgar santrali çalışır durumdadır ve deniz üstü kurulu gücün kısa zamanda 180 MW ‘a cıkarılması planlanmıştır 2030 yılında rüzgar kurulu gücünün deniz üstü payının % 25’den az olmayacağı beklenmektedir
Teknolojik gelişimle rüzgar türbinlerinin ünite güçleri arttırılırken son beş yıl içerisinde fiyatları düşürülmüştür Karada kurulan türbinlerin birim fiyatları 1600-1800 dolar/kW'a kadar çıkabilmekte ise de ABD iç piyasasında 750 dolar/kW düzeyine inildiği belirtilmektedir
Türkiye'deki rüzgar enerjisi kaynakları teorik olarak Türkiye'nin elektriğinin tamamını karşılayabilecek yeterliliktedir Fakat rüzgar enerjisinin sisteme girişinin tutarlı bir biçiminde gerçekleşmesini kolaylaştırmak üzere gerekli altyapı tasarımlanmalıdır EİKT Avrupa Ülkelerinde Rüzgar Enerji Potansiyelinin bir özeti aşağıdaki Tabloda verilmiştir Tabloda da görüldüğü gibi Türkiye Avrupa'da rüzgar enerjisi potansiyeli en ümit verici olan ülkedir
Türkiye'nin teknik potansiyeli 83 000 MW dır Bu, Türkiye'nin biran önce kullanması gereken önemli bir rüzgar enerjisi potansiyeli olduğunu göstermektedir Türkiye'nin Anadolu ve Rumeli kısımlarına dengeli bir dağılımla seçilen 20 meteorolojik istasyon çevresinde Türkiye Rüzgar Atlası çalışmaları Dr Tanay Sıdkı Uyar ve çalışma arkadaşları tarafından 1989 yılında tamamlanmıştır Bu çalışma meteoroloji istasyonlarında toplanan verilerin rüzgar enerjisinden yararlanmak amacıyla yapılacak çalışmalarda kullanılabilecek düzeyde temsili olmadığını kanıtlamıştır
Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği TÜREB' in kuruluşundan sonra yatırımcılar, akademisyenler, imalatçılar ve diğerleri Türkiye'de rüzgar enerjisi gelişimini desteklemek üzere bir araya geldiler
1996 yılında da ETKB' nin Türkiye'de rüzgar enerjisi kullanımına ilişkin politikası pek iyimser değildi Resmi açıklamalar Türkiye'de rüzgar enerjisi gelişimine çok şans tanımıyorlardı
Son üç yıldır, Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği'nin çabaları ve ETKB ile Elektrik İşleri Etüt İdaresinin (EİEİ) TUREB çalışmalarına katılımı sonrası Türkiye'deki rüzgar enerjisi potansiyeli kabul görmeye başlamıştır
Türkiye'de rüzgar enerjisinin gelişiminin önündeki sorunları belirlemek üzere İberotel Sarıgerme Park Ortaca' da Kocaeli Üniversitesi Yeni ve Yenilenebilir Enerji Kaynakları ve Teknolojileri Araştırma Birimi tarafından 3 adet Uluslararası Rüzgar Enerjisi Atölye Çalışması düzenlenmiştir Bu atölye çalışmalarına katılanlar daha sonra uzun süreli ortaklıklar kurmuş ve Türkiye'de rüzgar enerjisi kullanımı çalışmaları yaygınlaşmıştır
Kocaeli Üniversitesi YEKAB birimi tarafından İstanbul'da koordinasyonu ve tasarımı yapılan 2 adet uluslararası enerji teknolojileri fuarı kamuoyu ve karar vericilere modern rüzgar türbinlerinin gelişmişliğini göstermiştir
Türkiye'de Rüzgar Enerjisi
Türkiye'deki rüzgar enerjisi kaynakları teorik olarak Türkiye'nin elektriğinin tamamını karşılayabilecek yeterliliktedir Fakat rüzgar enerjisinin sisteme girişinin tutarlı bir biçiminde gerçekleşmesini kolaylaştırmak üzere gerekli altyapı tasarımlanmalıdır EİKT Avrupa Ülkelerinde Rüzgar Enerji Potansiyelinin bir özeti aşağıdaki Tabloda verilmiştir Tabloda da görüldüğü gibi Türkiye Avrupa'da rüzgar enerjisi potansiyeli en ümit verici olan ülkedir
Türkiye'nin teknik potansiyeli 83 000 MW dır Bu, Türkiye'nin biran önce kullanması gereken önemli bir rüzgar enerjisi potansiyeli olduğunu göstermektedir Türkiye'nin Anadolu ve Rumeli kısımlarına dengeli bir dağılımla seçilen 20 meteorolojik istasyon çevresinde Türkiye Rüzgar Atlası çalışmaları Dr Tanay Sıdkı Uyar ve çalışma arkadaşları tarafından 1989 yılında tamamlanmıştır Bu çalışma meteoroloji istasyonlarında toplanan verilerin rüzgar enerjisinden yararlanmak amacıyla yapılacak çalışmalarda kullanılabilecek düzeyde temsili olmadığını kanıtlamıştır
Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği TÜREB' in kuruluşundan sonra yatırımcılar, akademisyenler, imalatçılar ve diğerleri Türkiye'de rüzgar enerjisi gelişimini desteklemek üzere bir araya geldiler
1996 yılında da ETKB' nin Türkiye'de rüzgar enerjisi kullanımına ilişkin politikası pek iyimser değildi Resmi açıklamalar Türkiye'de rüzgar enerjisi gelişimine çok şans tanımıyorlardı
Son üç yıldır, Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği'nin çabaları ve ETKB ile Elektrik İşleri Etüt İdaresinin (EİEİ) TUREB çalışmalarına katılımı sonrası Türkiye'deki rüzgar enerjisi potansiyeli kabul görmeye başlamıştır
Türkiye'de rüzgar enerjisinin gelişiminin önündeki sorunları belirlemek üzere İberotel Sarıgerme Park Ortaca' da Kocaeli Üniversitesi Yeni ve Yenilenebilir Enerji Kaynakları ve Teknolojileri Araştırma Birimi tarafından 3 adet Uluslararası Rüzgar Enerjisi Atölye Çalışması düzenlenmiştir Bu atölye çalışmalarına katılanlar daha sonra uzun süreli ortaklıklar kurmuş ve Türkiye'de rüzgar enerjisi kullanımı çalışmaları yaygınlaşmıştır
Kocaeli Üniversitesi YEKAB birimi tarafından İstanbul'da koordinasyonu ve tasarımı yapılan 2 adet uluslararası enerji teknolojileri fuarı kamuoyu ve karar vericilere modern rüzgar türbinlerinin gelişmişliğini göstermiştir
|