Prof. Dr. Sinsi
|
Hz Muhammed'in Beşeri Yönü
Hz Muhammed'in Beşeri Yönü
Hz Muhammed'in Beşeri Yönü
Peygamber Efendimizin insani yönü
Hz Muhammedin insani yönü
Peygamberimiz, varlık yönüyle herkes gibi bir insandı Normal bir şekilde anne babadan dünyaya gelmiş, normal bir insan olarak büyümüş, gelişmiş, evlenmiş, çocukları olmuş ve eceli geldiğinde bu dünyadan göçmüştür Peygamberimizin bu yönüne onun 'insani yönü' denir Peygamberimiz canlı bir varlık olarak insan olmasının yanında, aynı zamanda bir peygamberdi Yani Allah'ın insanlara öncü olarak seçtiği bir insandı Peygamberimizin bu yönüne de onun 'peygamberlik yönü' denir
Peygamberimiz, bir melek veya manevi varlıklardan biri değildi O bir insandı Herkes gibi yorulduğunda dinlenir, uyur, acıktığında yemek yer, bazen neşeli bazen üzüntülü olurdu
Peygamberimiz, onu insanüstü bir varlık olarak yüceltme tehlikesine karşı, sıkça uyarılarda bulunmuş, "geçmişte insanların kendi peygamberlerine yaptığı gibi siz de beni tanrılaştırmayın" şeklinde uyarılarda bulunmuştur Bu nedenle resmini yapılmasını yasaklamıştır Peygamberimizin en büyük endişelerinden birisi, Hıristiyanların Hz İsa'yı tanrılaştırmaları gibi Müslümanların da kendisini olağanüstü bir varlık haline getirip tanrılaştırmaları tehlikesiydi
Kur'anıkerim de bu konuda uyarılarda bulunmuştur: Örneğin:
"De ki: Ben de sizin gibi bir insanım Farklılık yalnızca, 'ilahınız tek bir ilahtır' şeklinde bana vahiy gelmesidir " (Kehf Suresi 110 ayet)
Peygamberimizin insani yönüne ait özellikleri (Şemail)
Peygamberimizin insani yönüne ait özelliklerine "Şemail"denir Peygamberimizin ashabı, bu kutlu insanın dış görünümünün güzelliği, görenleri hayran bırakan heybetinden nuruna ve duruşundan gülüşüne kadar Allah'ın onda gösterdiği çeşitli güzellikler hakkında pek çok detay aktarmışlardır Sayıca oldukça kalabalık olan sahabe, bu güzellikler hakkında birçok bilgi vermiştir Bazı sahabe onu genel özellikleriyle tarif ederken, diğerleri uzun ve detaylı anlatımlarda bulunmuşlardır Bu anlatımlardan bazıları şu şekildedir:
"Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem çok yakışıklı ve alımlı idi Mübarek yüzü ayın on dördündeki dolunay gibi parlardı  Burnu gayet güzel idi  Gür sakallı, iri gözlü, düz yanaklı idi Ağzı geniş, dişleri inci gibi parlaktı  Boynu sanki bir gümüş ışıltısı idi  İki omuzu arası geniş, omuz kemik başları kalın idi  “
Enes b Malik (ra) anlatıyor:
"Peygamber Efendimiz (sav) orta boylu idi; uzun da değildi, kısa da değildi; hoş bir görünüşü vardı Saçı ise ne kıvırcık, ne de düzdü Mübarek yüzlerinin rengi ise nurani beyazdı
Bera b Azib (ra) anlatıyor:
"  Resullullah Efendimizden daha güzel birini görmedim Omuzlarına varan saçları vardı İki omuz arası genişçe idi Boyu ise ne kısa idi, ne de uzundu
Hz Ali'nin torunlarından İbrahim b Muhammed (ra) rivayet ediyor:
Peygamber Efendimiz (sav), ne aşırı derecede uzun, ne de kısa idi; O bulunduğu topluluğun orta boylusu idi Saçları, ne kıvırcık ne de dümdüzdü; hafifçe dalgalı idi Mübarek yüzlerinin rengi kırmızıya çalar şekilde beyaz; gözleri siyah; kirpikleri sık ve uzun; omuz başları iri yapılı idi  O, insanların en cömert gönüllüsü, en doğru sözlüsü, en yumuşak tabiatlısı ve en arkadaş canlısı idi Kendilerini ansızın görenler, O'nun heybeti karşısında çok şiddetli heyecanlanırlar; üstün vasıflarını bilerek sohbetinde bulunanlar ise, O'nu her şeyden çok severlerdi O'nun üstünlüklerini ve güzelliklerini tanıtmaya çalışan kimse; Ben, gerek ondan önce, gerek ondan sonra, onun gibi birisini görmedim, demek suretiyle, O'nu tanıtma hususundaki aczini ve yetersizliğini itiraf ederdi
Hz Hasan (ra) naklediyor:
"Resulullah Efendimiz, yaradılıştan heybetli ve muhteşemdi Mübarek yüzü, dolunay halindeki ayın parlaklığı gibi nur saçardı Orta boyludan uzun, ince uzundan kısa idi Saçları kıvırcık ile düz arası idi; şayet kendiliğinden ikiye ayrılmışlarsa onları başının iki yanına salar, değilse ayırmazlardı Uzattıkları takdirde saçları kulak yumuşaklarını geçerdi Peygamber Efendimiz (sav)'in rengi, beyaz ve parlak renkte, yani nurani beyazdı Alnı açıktı Kaşları; hilal gibi, gür ve birbirine yakındı
Boynu, gümüş berraklığında idi Vücudunun bütün azaları birbiri ile uyumlu olup yakışıklı bir yapıya sahipti
"Allah Resulünün alnı geniş olup hilal kaşlıydı, kaşları gürdü Iki kaşı arası açık olup, halis bir gümüş gibi bembeyazdı Gözleri pek güzel, gözbebekleri simsiyahtı Kirpikleri uzundu Güldüğünde dişleri çakan şimşek gibi parıldardı Iki dudağı da emsalsiz şekilde güzeldi  Sakalı gürdü Boynu pek güzeldi, ne uzun ne kısaydı Boynunun güneş ve rüzgar gören kısmı altın alaşımlı gümüş gibi parıldardı  Göğsü genişti, göğsünün düzlüğü aynayı, beyazlığı da ayı andırırdı  Omuzları genişti  Kol ve pazuları irice idi Avuçları ipekten daha yumuşaktı
|