|
|
Konu Araçları |
aleyhi, alih, etti, neyi, resulullah, sallallahu, tebli |
Hz. Resulullah Sallallahu Aleyhi Ve Alih Neyi Tebli Etti?? |
09-08-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Hz. Resulullah Sallallahu Aleyhi Ve Alih Neyi Tebli Etti??Hz Resulullah sallallahu aleyhi ve alih neyi Tebli Etti?? Hz Resulullah sallallahu aleyhi ve alih neyi Tebli Etti?? Deki;Ben Peygamberliğim karşısında sadece yakınlarımı sevmenizi istiyorum Şura 33 Allah-u Teala Maide süresinin 55 ve 56 ayetlerinde şöyle buyuruyor(1) "Sizin dostunuz, sahibiniz ancak Allah'tır ve Peygamberidir ve inananlar, namaz kalanlar ve rükü ederler zekat verenlerdir Ve kim, Allah'tan, Peygamberinden ve inananlardan yüz çevirirse bilsin ki hiç şüphesiz Allaha mensub olanbırdır üst olacak kişiler" TEBLİĞ AYETİ DE HZALİ (aleyhisselam)'IN VELAYETİYLE İLGİLİDİR Allah-u Teâlâ "Maide" suresinin 67 ayetinde şöyle buyuruyor "Ey Peygamber, bildir, sana rabbinden indirilen emri ve eğer bu tebliği ifa etmezsen onun elçiliğini yapmamış olursun ve Allah, seni insanlardan korur" Ehl-i Beyt (aleyhisselam) Sevgisinin Farz Olduğuna İlişkin hadisler Ebu Basir’den: İmam Cafer-i Sadık aleyhisselam babalarından Resululah (sallallahu aleyhi ve âlih) şöyle buyurduğunu nakleder: Yüce Allah herşeyin içinden birşey seçti Yeryüzünde Mekke’yi seçip üstün kıldı Mekkede Mescid-ül Harâmi seçti Mescidde ise Kâbe’nin bulunduğu yeri seçti Hayvanlardan dişi olanı seçti, dört ayaklılardan ise koçu seçti Günlerden Cuma’yı seçti Aylardan ise Ramazan ayını seçti Gecelerden ise Kadir gecesini seçti, insanlardan da Benî Haşim’i seçti Benî Haşimden ise benimle Ali’yi seçti Ben ve Ali’den Hasan ile Hüseyn’i seçti Ve bunları, Hüseyin’ın evlatlarından olan imamlarla onikiye tamamladı Onların sonuncusu batın ve zahir olanlarıdır En üstün olanları ve kıyam edecek olanlar da odur Kur’anı tahriften koruyan, batıl söz söyleyenlerin ve cahillerin yorumundan koruyan onlardır Süleym bin Kays şöyle der: Sıffinde Muaviye, Hz Ali (aleyhisselam)’ye yazdığı bir mektubu Ebu Hüreyre ve Ebu Derdâ ile gönderdi Hz Ali (aleyhisselam) mektubu aldıktan sonra buyurdu ki: Muaviye’nin bana gönderdiği mektubu getirdiniz Tıpkı onun sözünü bana ilettiğiniz gibi benim de sözümü dinleyin ve ona iletin Dediler ki: Buyur, Hz Ali (aleyhisselam) uzunca konuştuktan sonra Allahın emriyle Resulullah’ın (sallallahu aleyhi ve âlih) kendisini Gadir-i Hum’da halife seçtiğini hatırlatarak şöyle buyurdu: Şu ayet indiğinde: “Sizin veliniz yalnız Allah, resulü, iman edip namaz kılarak rükü da zekat verenlerdir”(2) Halk dedi ki: “Ey Resulullah! Bu velayet bazı müminleri mi yoksa hepsini mi kapsamaktadır?” Allah, yüce peygamberine kendisinin emrettiği velisini açıklamasını istedi Tıpkı onlara, namaz, oruç, zekat ve haclarını açıkladığı gibi Ali aleyhisselam devam ederek; Resulullah (sallallahu aleyhi ve âlih) beni halife tayin ederek şöyle buyurdu: Allah beni öyle bir risâlette gönderdi ki göğsüm bu yüzden daraldı Ve halkın beni yalanlayacağını sandım Bana ya bunu tebliğ etmemi ya da beni azaplandıracağını buyurdu Kalk ey Ali (aleyhisselam)! Diye emrettikten sonra yüksek sesle emrederek cemaat namazı kılınmasını emretti Öğle namazını kıldıktan sonra buyurdu ki: Ey halk! “Allah benim mevlâmdır Ve ben, müminlerin mevlâsıyım Ve ben kendi nefislerine onlardan daha evlâyım Ben kimin mevlâsı isem Ali de onun mevlâsıdır Allahım onu seveni sev, ona düşman olana düşman ol” Selmân-ı Fârsî ayağa kalkarak dedi ki: “Ey Resulullah (sallallahu aleyhi ve âlih)! Hangi velâyettir bu? Buyurdular ki: Ben her kimin kendi nefsine ondan daha evlâ ve üstün isem, Ali de onun kendi nefsine ondan daha evlâdır Yüce Allah da şu ayeti nazil etti: “Bugün sizlere dininizi kamil kıldım ve nimetimi sizlere tamamladım ve sizin için islamdan din olarak razı oldum”(3) Selman ona şöyle dedi: Ey Resulullah (sallallahu aleyhi ve âlih) ! Bu ayetler sadece Ali hakkında mı nazil oldu? Resulullah (sallallahu aleyhi ve âlih) şöyle buyurdu: “Onun ve kıyamete dek onun vasılerinin hakkında nazil olmuştur Selman sordu: Ya Resulullah (sallallahu aleyhi ve âlih) ! Onların kim olduklarını açıklar mısın? Ali; kardeşim, vasim ve varisimdir ve ümmetimdeki halifemdir, benden sonra her müminin velisidir Ve onun evlatlarından onbir imam Birincileri oğlum Hasan (aleyhisselam)’dır, sonra oğlum Hüseyn (aleyhisselam), sonra Hüseyn (aleyhisselam)’in evlatlarından dokuz imam (aleyhisselam) Onlar Kur’an iledirler ve Kur’an onlar iledir Havuzda bana ulaşıncaya kadar onlar Kur’andan, Kur’an da onlardan yarılmaz Bedir’e katılan oniki kişi ayağa kalkarak şöyle dediler: Biz şahidiz ki Emirülmüminin aleyhisselam eksiksiz ve fazlasız Resulullah’ın (sallallahu aleyhi ve âlih) buyurduklarını aynen buyurmaktadır Hz Ali (aleyhisselam) ile birlikte Sıffin savaşına katılan diğer Bedir’liler de dediler ki: Senin dediklerinin hepsini ezberledik Ama hepsi aklımızda kalmadı Bu oniki kişi bizim en efdalimiz ve seçkinlerimizdirler Ali aleyhisselam buyurdu ki: Doğru söylüyorusunuz Halkın hepsi ezberleyemez Bazıları bazılarından üstündür O Bedir’li oniki kişiden dördü olan Ebu Haysem, Ebu Eyyüb el Ensâri, Ammar ve Hüzeyme bin Sâbit ayağa kalkarak dediler ki: Biz şehadet ederiz ki Resulullah (sallalahu aleyhi ve alih) o gün buyurduklarını aynen ezberledik O ayaktaydı ve Hz Ali (aleyhisselam)’da onun yanında ayaktaydı Peygamber (sallalahu aleyhi ve alih) şöyle buyurdu: “Ey halk! Allah sizler için bir imam tayin etmemi emretti O içinizdeki vasim, Ehl-i Beyt’ime ve ümmetime benden sonraki halifem olacaktır O, Allahın müminlere itaat etmelerini farz kıldığı ve velayetini emrettiği şahıstır Ben de dedim ki: Ey Rabbim! Nifak ehlinin yalanlamasından ve iftirasından korkarım Allah da bana ya tebliğ etmemi ya da azap göndereceğini vaadetti Ey halk! Yüce Allah kitabında sizlere namazı emretti Ben de sizlere açıkladım ve uyguladım Zekat ve orucu emretti Onları da sizlere açıkladım Ve kitabında sizlere velayet emretti Ve ben şahidim ki ey halk! Bu velayet sadece buna ve bunun ve benim evlatlarımdan olan vasilerime mahsustur Onların birincisi oğlum Hasan (aleyhisselam)’dır, sonra Hüseyn (aleyhisselam)’dır Sonra Hüseyn (aleyhisselam)’ın evlatlarından dokuz kişi; Bana havzun başında ulaşıncaya dek Kur’andan ayrılmazlar Ey halk! Benden sonra sığınacağınız kişiyi size bildirdim Benden sonra imamınız ve veliniz ve hidayet ediciniz kardeşim Ali bin Ebi Talib (aleyhisselam)’dır Ve o içinizde benim gibidir Dininizde ona uyun ve bütün işlerinizde ona itaat edin Yüce Allahın bana öğrettiği bütün herşey onun yanındadır Ve yüce Allah bunları sadece ona öğretmemi, size de bunların onun yanında olduğunu söylememi istedi Ona sorun, ondan ve onun vasilerinden öğrenin Onlara birşey öğretmeye ve onlardan öne geçmeğe kalkışmayın Onlardan ayrılmayın Onlar hak iledir hak da onlarladır Onlar hakkı, hakk da onları zâil etmez” Sonra Ali -Allahın selam onun üzerine olsun- ayağa kalkarak Ebu Derdâ, Ebu Hüreyre ve etrafındakilere şöyle buyurdu: Ey halk! Bilmiyor musunuz ki Yüce Allah Kur’anda şu ayeti nazil buyurdu: “Doğrusu Allah siz Ehl-i Beyt’ten her pisliği gidermek ve sizi tertemiz kılmak ister”(4) Resulullah; beni, Fatımâ (selamullah aleyha)’yı, Hasan (aleyhisselam) ve Hüseyn (aleyhisselam)’ı bir abânın altında toplayarak buyurdu ki: “Allahım bunlar benim sevdiklerim, itretim, (ağır emanetim) ve yakınlarım, Ehl-i Beyt’im’dirler” Ümm-ü Selema dedi ki: Ben de mi? O hazret (sallallahu aleyhi ve âlih) ona dedi ki: “Sen hayır üzerinesin Ama bu ayet yalnızca benim, kardeşim Ali (aleyhisselam)’nin, kızım Fatımâ(selmullah aleyha)’nın evlatlarım Hasan (aleyhisselam) ile Hüseyn (aleyhisselam) ve Hüseynin(aleyhisselam) dokuz evladı hakkında nazil olmuştur Bizden başka kimse bunda yoktur” Halkın çoğu ayağa kalkarak dediler ki: Biz şahidiz ki Ümm-ü Seleme bize de böyle demişti Biz de Resulullah’ah (sallallahu aleyhi ve âlih) sorduk, o da tıpkı Ümm-ü Seleme’nin dediği gibi buyurdu Ali aleyhisselam şöyle buyurdu: Yüce Allah’ın Hacc süresinde şöyle buyurduğunu bilmiyor musunuz: “Ey iman edenler! rükü ve secde edin ve rabbinize ibadet edin ve hayır işleyin ki belki felâha erersiniz Ve Allah yolunda hak cihad edin O sizi seçmiştir Ve o size dinde zorluk göstermemiştir Babanız İbrahim’in şeriatıdır Allah önceki kitaplarda ve bu kitapta sizi müslümanlar diye adlandırmıştır Peygamber sizlere, sizler de halka şahit olasınız diye” Bu ayet nazil olduğunda Selman (ra) ayağa kalkarak dedi ki: Ey Resulullah (sallallahu aleyhi ve âlih)! Senin onlara, onların da halka şahit olduğu ve Allahın seçtiği ve Allahın, babaları İbrahim(aleyhasselam)’ın şeriatında olduğu gibi dinde kendilerine zorluk gösterilmeyen bu insanlar kimleredir? Resulullah (sallallahu aleyhi ve âlih) buyurdu ki: Allah bu ayette onüç insanı belirtmektedir: Ben, kardeşim Ali (aleyhisselam) ve onun evlatlarından onbiri” Dediler ki: Evet, biz bunu Resulullah (sallallahu aleyhi ve âlih)’tan işittik Ali aleyhisselam şöyle buyurdu: Allah aşkına söyleyin! Bilmiyor musunuz Resulullah (sallallahu aleyhi ve âlih) en son hutbesinde ne buyurdu? Ey halk! Sizlere iki emanet bırakıyorum Eğer onlara sarılırsanız asla sapıtmazsınız; Yüce Allah’ın kitabı ve Ehl-i Beyt (aleyhisselam)’im Lütuf sahibi ve herşeyden haberdar olan Allah, bu ikisinin havuzun başında bana ulaşıncaya kadar birbirlerinden ayrılmayacaklarını haber verdi ve ahdetti Dediler ki: Evet, Allah için biz bunların hepsini Resulullah’tan duyduk Cemaaten oniki kişi ayağa kalkarak şöyle dediler: Biz şahidiz ki Resulullah öldüğü gün bunarı buyururken Ömer bin Hattab gazaplı bir haldeymiş gibi dedi ki: “Ey Resulullah (sallalahu aleyhi ve alih)! Bunlar bütün Ehl-i Beyt (aleyhisselam)’ini (ev halkını) kapsıyor mu? Buyurdu ki: “Hayır, sadece onlardan vasi olanları kapsıyor; Al (aleyhisselam)’ı i; kardeşim, vezirim, vârisim, ümmetimdeki halifem, benden sonra her müminin velisidir O, vasilerin birincisi ve en hayırlısıdır Onun vasisi bu oğlumdur -eliyle Hz Hasan (aleyhisselam)’ı gösterdi- Sonra onun vasisi bu oğlumdur -HzHüseyin(aleyhisselam)’ı gösterdi- Onun vasisi de benim oğlumdur ve kardeşimin adaşıdır Onun vasisi benim adaşımdır Sonra yedi evlat sırasıyla gelir Sonunda havuzun başında bana ulaşırlar Allah’ın yeryüzündeki şahitleri ve halka delilleridirler Her kim onlara itaat ederse Allah’a itaat etmiş, onlara karşı çıkan Allah’a karşı çıkmış olur” Bedir’e katılan yetmiş kişi ve bir o kadar da muhacir kalkarak dediler ki: Unuttuğumzu bize hatırlattın Doğrusu biz bunların hepsini Resulullah (sallalahu aleyhi ve alih)’tan işitmiştik Sonra Ebu Hüreyre ve Ebu Derdâ, Muaviye’nin yanına giderek Ali aleyhisselam’ın bütün buyurduklarını ve onları şahit tuttuğunu halkın da bunu onayladığını bildirdiler …Ebus Sâib’den: İmam Cafer-i Sâdık aleyhisselam şöyle buyurdu: “Gece oniki saattir, gündüz de oniki saattir, aylar da oniki tanedir İmamlar da oniki imamdır Nakipler (seçkinler) oniki tanedir Ve şüphesiz Ali aleyhisselam oniki saatten bir saattir Ve işte bu yüce Allah’ın şu ayetinin yorumudur: “Onlar saati yalanladılar, biz de saati inkâr eden için ateşi hazırladık” Şafii’nin Ehl-i Beyt Sevgisinin Farz Olduğuna İlişkin İtirafı Alimleriniz bu konuya o kadar çok değinmişlerdir ki, hatta İbn-i Hacer gibi mutaassıp birisi bile “Savaik” adlı kitabının 88 sayfasında, Hafız Cemaluddin Zerendi “Mi’rac’ul- Vusul”da, Şeyh Abdullah Şebravi “İthaf” kitabının 29 sayfasında, Muhammed bin Ali Sabban -ki Mısırlıdır- “İs’âf’ur- Rağibin”in 119 sayfasında ve daha birçok kimseler, dört mezhep imamlarından biri olan Muhammed bin İdris-i Şafii’nin şöyle dediğini naklediyorlar: Ey Resulullah (sallalahu aleyhi ve alih)’ın Ehl-i Beyti-Allah’ın selamı üzerlerine olsun-! Sizin sevginizi, Allah tarafından nazil ettiği Kur’ân’da farz kılmıştır Sizin kadrinizin yüceliğine şu yeter ki, Size salat göndermeyenin namazı kabul olmaz Şimdi insafla söyleyin, acaba yalnızca bir tarafın (Sünnilerin) naklettiği hadis, her iki fırkanın (Sünnilerin ve şiaların) sayısızca naklettikleri sahih hadisler karşısında durabilir mi? Acaba Resulullah (sallalahu aleyhi ve alih)’ın, Allah’ın Kur’ân’da sevgisini farz kıldığı birisini bırakıp onun yerine başkalarına öncelik vermesini akıl kabul eder mi? Acaba Resulullah (sallalahu aleyhi ve alih)’ın heva ve hevesine uyarak, faziletine (Peygamber’in hanımı ve Ümm’ül- Mü’minin olmaktan başka) hiçbir delil olmayan Aişe’yi, Allah’ın Kur’ân’da sevgisini farz kıldığı, hakkında “Tathir” ayeti nazil olan ve yine Kur’ân’ın hükmüyle “Mübahele” olayına katılma iftiharına erişen Fatıma (selamullahi aleyha)’dan daha çok sevmesi düşünülebilir mi? Enbiya ve Evliyaların heva ve heveslerine uymadıklarını, Allah’tan başka hiç kimseyi göz önünde bulundurmadıklarını sizler de çok iyi biliyorsunuz Özellikle Resul-u Ekrem (sallalahu aleyhi ve alih) ancak Allah için sever ve ancak Allah için buğz ederdi Allah’ın sevmediğini kesinlikle sevmez ve Allah’ın düşmanı olmayana kesinlikle düşman olmazdıO zaman nasıl olur da Allah’ın, sevgisini farz kıldığı Hz Fatıma (selamullahi aleyha)’yı bir kenara bırakıp da başkalarını ona tercih eder? Ya her iki fırkanın kabul ve Kur’ân-ı Kerim’in de teyit ettiği bu sahih hadisleri reddedeceksiniz; ya da çelişkinin ortadan kalkması için söylediğiniz hadislerin uydurma olduğunu kabul edeceksiniz “Resulullah (sallalahu aleyhi ve alih) yanında en çok sevilen şahıs Ebu Bekir idi” hadisi de, büyük ve güvenilir alimleriniz tarafından nakledilen; “Resulullah (sallalahu aleyhi ve alih) yanında en çok sevilen şahıs, Hz Ali (aleyhisselam) idi” şeklindeki birçok hadislerle çelişmektedir 1 - Ebu İshak Ahmet ibn-i Muhammed ibn-i İbrahim en Nişaburi es Sa'lebi vefatı 337 (HK) Ibn-i Hallekan onunla ilgili yukaarıdaki bilgilere şunu da eklemiştir: "O tefsirde asrında eşsiz di Doğru hadis nakleden ve hadislerine güvenilen bir zattı:' 2-Maide 55 3-Maide 3 4-Ahzap 33 imamsevgisinet'ten Alintidir |
|