![]() |
Gül Sultan |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Gül SultanGül Sultan Gül Sultan Günlerden beri çölde yürüyorlardı ![]() Ebva Köyü'ne yaklaştıklarında Gül Sultan iyice halsizleşmişti ![]() Çölde pek rastlanır bir şey değildi ama bir ağaç bir başına çölü bekliyordu ![]() Ya da kutlu yolcularını ![]() ![]() ![]() “Şu ağacın dibinde biraz soluklanalım oğlum” dedi ve ılık kumların üzerine bırakıverdi yorgun bedenini “Biraz su” diye inledi ![]() Gül kokulu yavrusu koştu suyu yetiştirdi ![]() “Nasılsın anacığım!” Gül Sultan, yetim yavrusunu üzmemek için; “İyiyim oğlum, bir şeyim yok” dese de ölümün derin kuyularına doğru çekiliyordu ![]() Ayağa kalkacak dermanı yoktu ![]() Bu âlemde hiçbir annenin ölümü Gül Sultan'ın ölümü kadar hisli değildi ![]() Soylu kadın henüz daha otuz yaşındaydı ![]() Hatıralar canlanıyordu son anlarını yaşadığı ağacın dibinde ![]() *** Daha yedi yıl önceydi… Gül Sultan, çok fazla dışarı çıkan birisi değildi ![]() O gün her nedense yakıcı güneşin bağrında iyice ısınan şehrin yollarına vurmuştu kendini ![]() ![]() Aman Allah'ım! O ne güzellikti ![]() ![]() ![]() Bu genç başka güzeldi ![]() Bir gülün kokusunu duymuştu onda ![]() Görür görmez gönlü akıvermişti ona ![]() Sevmişti onu hem de bir başka sevmişti ![]() Gül Sultan kendisi de güzeldi ![]() ![]() ![]() Ama ilk defa gördüğü bu genç bir başkaydı ![]() ![]() Ötelerden gelen bir nur… İlk insandan bu yana altın halkayla, alından alına aktarılarak gelen bir nur ![]() O gün, Gül Sultan yüreğinden ok yemiş bir ceylan gibi olmuştu ![]() ![]() Gönlünü yaralayan gencin adını öğrenmişti ![]() Abdullah'dı… O günlerde güzelliği dillerde olan bu genci hep duymuştu ama bu kadar güzel olabileceğini hiç aklına getirmemişti ![]() Abdullah da Gül Sultan'ı görür görmez vurulmuş ve eve döner dönmez konuyu ailesine açmıştı ![]() Babası Abdülmuttalip, oğlunun bahsettiği kızın, yakın dostu Veheb'in kızı Amine olduğunu öğrenince sevincinden hıçkıra hıçkıra ağlamıştı ![]() Gül Sultan doğduğunda kadınlar çağ atlamıştı ![]() “Bir kızınız oldu” denildiğinde; “ Hemen kazanlar kurulsun, bütün Arabistan'a ziyafet veriyorum” demişti ![]() Bu görülmüş şey değildi ![]() Babası Veheb, Gül Sultan'ı kaptığı gibi Abdülmuttalipe götürmüş , adını koymasını istemişti ![]() Abdülmuttalip de “Amine olsun” demişti ![]() Sonra da kavmine ![]() “ Ey kavmim! Ben Veheb kadar haysiyetli bir adam daha görmedim; kız çocuğunun doğumunda ziyafet verdi ![]() ![]() ![]() Gönlündeki zarafeti kelimelere dökebilen, duyguları soylu bir sultandı ![]() İyi bir şairdi ![]() Yazdıkları büyük bir divan olurdu ![]() Türkçeye bile intikal eden; “Tek sen mutlu ol da ben yanayım” gibi sözler ilk o Gül Sultan'ın dudaklarından dökülmüştü ![]() O çağda, öyle bir dönemde herkes onunla evlenmek için can atmıştı ama o mecbur olmadıkça hiç kimseyle konuşmamıştı bile ![]() Bir gün evlerine dünür gelenlerin Abdullah'ın ailesi olduğunu öğrenince yüreğinde içten içe yanıp duran aşk ateşi nasılda birden bire harlaşmıştı ![]() Abdullah, Mekke'nin damıtılmış delikanlısıydı ![]() Uzun yıllar hiç evladı olmayan babası, bir gün; “Allah'ım! Bana on erkek evlat ver de birini sana kurban edeyim” demişti ![]() ![]() Bir gece rüyasında verdiği söz ona hatırlatılınca evlatları arasında kura çekmiş ve kura Abdullah'a çıkmıştı ![]() Atası İsmail (a ![]() “Babacığım! Niye canın sıkılıyor? Sen Allah'ın emrini yerine getir , diyerek sadakatini ortaya koymuşsa da, ne babasının, ne de Mekke'nin ileri gelenlerinin yüreği; yüzü de yüreği de güzel bir yiğidin kurban edilmesine razı olmamıştı ![]() Gül Sultan kendisi gibi, ölümlerin arasından yürüyüp gelmiş olan eşiyle o kısacık evliliklerinde ne kadar da mutlu olmuştu ![]() Hiçbir kadın kocasını bu kadar sevemezdi ![]() Birbirlerinde erimişlerdi ![]() Evlendikten sonra Gül Sultan daha bir güzelleşmiş, eşinin alnındaki parlayan nur ona intikal etmişti ![]() Saadetin zirvesindeydiler ![]() Ama hepi topu iki ay sürmüştü bütün mutlulukları ![]() Kocasının ölüm haberi öldürücü bir darbe indirmişti Gül Sultan'ın yüreğine ![]() Etine asit dökülmüş gibi derin yaralar açılmıştı yüreğinde ![]() O hüzünle bir hafta bile yaşaması imkansızdı ![]() Bir gece rüyasında; “Sakın üzülme ! Sen Muhammed'i taşıyorsun,;kainatın en yücesi senden doğacak” demişlerdi ![]() Bu defa da gönlü iki çarpışmanın arasında kalmıştı ![]() Bir taraftan çok sevdiği efendisinden ayrılık ateşi yüreğini yakarken, diğer taraftan da dünyanın en güzel Gül'ünün nurlu bahçesi olmanın tatlı esintileri ruhunu serinletmişti ![]() Hani çağların çıldırma anı olur ya, işte içinde bulunduğu çağ da öyleydi ![]() Her türlü vahşi mahlukatın ürpetici sesleriyle çınlayan karanlık bir çöl gibiydi dünya ![]() Işığa hamile kapkaranlık bir dünya ![]() Değişim düşlerle başlardı ![]() Dünya hayra yorulacak düşlerdeydi ![]() Gül Sultan'ın düşleri, ufukların ilk muştusu olmuştu ![]() Ve o muştuyu yeryüzünde ilk o almıştı ![]() Neye hamile olduğunu çok iyi biliyordu ![]() Henüz daha yirmi üç yaşındaydı ![]() O, oğluna inanmış bir anneydi ![]() O Gül Sultan'dı ![]() O sene Mekke'ye bahar bir başka güzel gelmişti ![]() Muştular vardı ötelerden ![]() Madde ve mananın beklediği an gelmişti ![]() Dünya sırılsıklamdı ![]() Güneşin kalbi durmak üzereydi ![]() Gül Sultan da, doğum yapacağı ev de “Kutlu Doğum”a hazırlanmıştı ![]() Alemde ne varsa her şey sükun kesilmiş, atmosferin en seçkin molekülleri oraya sevk edilmiş ve o muhteşem anı beklemeye başlamıştı ![]() Nihayet beklenen şafak gelmişti… Evin içersinde sadece Şifa hatun değil, Hz Asiyeler, Hz Meryemler, koşuşturup duruyordu ![]() Huriler sıra sıra ellerinde nurdan bohçalarla gelerek evin içini yüzlerinin nuruyla doldurmuştu ![]() Ötelerden gül kokuları geliyordu ![]() ![]() Derken bir anda gök kapıları açılmış ve karanlıklar sağa sola kaçışmaya başlamıştı ![]() Evin her bir yanını sarmıştı melekler ![]() Gül Sultan, nurlar içinde kendine geldiğinde ona yetim yavrusunu parmağı ile “Allah” derken göstermişler ve sonra yeniden bayılmıştı ![]() Rüzgarlar gül kokuları taşımaya başlamış, ağaçlar gül esintisi kesilmişti ![]() Bulutlar gül dökmeye başlamıştı insanlığın üzerine ![]() 571 yılının nisanıydı ![]() ![]() ![]() Güneş yeni bir güne doğarken, melekler bütün madde ve manaya Nur Çocuğu müjdeleme yarışına girmişlerdi ![]() ![]() *** Nur Çocuk şimdi altı yaşındaydı ve aziz annesiyle hiç görmediği babasının kabrinden dönüyorlardı ![]() Gül Sultan'ın gönlündeki yaralar yeniden kanamaya başlamıştı ![]() Gözlerini , yaralı ceylanının gözlerinden hiç ayırmıyordu ![]() Hiçbir anne evladını onun gibi sevmemişti ![]() Yavrusu yetim dünyaya gelmişti, şimdi de yapayalnız kalıyordu ; Üzüntüsü ondandı ![]() Babası, bütün ölüm cenderelerinden sanki sadece oğlunun dünyaya gelmesine vesile olmak için kurtulmuş ve sonra da daha gencecik yaşta Sonsuzluğun Sahibine gitmişti ![]() Gül Sultan kendisi de bir melek dünyaya getireceği için, oğluna hamile kaldıktan sonra melekleşmiş ve bir başka beşerin kendisine dokunmasına izin verilmemişti ![]() ![]() Bir azize gibi hayatını sürdürmüştü ![]() Şimdi çok sevdiği eşine gidiyordu ama gönlü geride bıraktığı yetim yavrusuna tutsaktı ![]() Yetim yavrusu başucunda; “Anacığım! Neyin var” diye çırpınıp duruyordu ![]() O gece karası, o kederli gözleriyle yetim yavrusunun kaderden sürmeli gözlerinin içine bakarak; “Rüyalarda gördüğüm gerçek… Oğlum! Sen âlemlere gönderilecek peygambersin! Ben de öleceğim ![]() Fakat senin gibi bir evlat bıraktığım için, adım asla ölmeyecek…” demiş ve oğluna ilk iman eden olarak bir sülün gibi uzanıvermişti ılık kumların üzerine ![]() Nur Çocuk, “annemden sonra annem” dediği Ümmü Eymen'le birlikte döndü Mekke'ye ![]() Gül Sultan gitmişti ama kainatta bing-bang gibi, bir ışık, bir gül patlaması yaşanmış, dünya bütünüyle, ışık ve gül banyosuna durmuştu ![]() Bir tepeciğin üzerindeki mütevazı mezarını çöl rüzgarlarının, okşadığı Gül Sultan'ın, bu gül mevsiminde gölgede kalmasına gönlümüz razı olmadı ![]() ![]() Harun Tokak yenisafak |
![]() |
![]() |
|