09-08-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Müslüman Ve İltilaf
İnsan dünya hayatının ilk safhalarında yani doğumları itibari ile her hangi bir bilgiye ve ilme sahip olmadan doğmaktadırlar Dolayısıyla insan için asıl olan bilgisizlik ve cehalettir Nitekim bu mana Kur’an-ı kerim de şu şekilde ifade edilmektedir
Müslüman ve İltilaf
”ALLAH sizi hiçbir şey bilmezken annelerinizin karnından çıkardı Şükredesiniz diye size kulaklar, gözler ve kalpler verdi” (Nalh /78) Bununla beraber insanın fıtri yapısı sebebiyle diğer varlıklardan farklı olarak duygularını, düşüncelerini ve inançlarını ifade edebilme kabiliyeti bulunmaktadır İnsan bu düşünce ve inançlarını ifade etme esnasında ki bilgileri gerek duygu organları, gerek akıl yürütme veya kat’i haberler vasıtası ile elde edebilir İnsanın kat’i haberleri elde etmesi ALLAH’ın (Celle celalühü) bir nimet olarak gönderdiği peygamberler (aleyhimü’s-selatü ve’s-selam) vesilesi ile olmaktadır Nitekim bir hadis-i şerifte peygamber (Sallallahu aleyhi ve sellem): ” Muhakkak ki ben bir muallim olarak gönderildim ” (İbn-i Mace, hd no, 229) buyurmak suretiyle bu hususu ifade etmektedir
Bununla beraber insan sosyal bir varlık olması sebebiyle vahşi olarak tek başına yaşayamaz Mutlaka birilerinin yardımlarına ihtiyaç duyar Bunun iki sebebi bulunmaktadır Birincisi: Neslinin devam edebilmesidir Zira karşı cins (erkek-kadın ilişkisi) olmayınca neslinin devam edebilmesi mümkün değildir Sünnetûllah bu şekildedir İkincisi ise diğer ihtiyaçlarının yani yiyecek, giyecek ve rızkının temini hususunda birbirlerine muhtaçtırlar
İnsanın diğer insanlara olan ihtiyaçları ile beraber kuvvet, zekâ, eğitim ve yaş gibi birbirlerinden farklı farklı olmaları sebebiyle bazı konularda ihtilaf edip anlaşamamaları da mümkündür Bu ihtilafların ana sebebini ekonomik veya toplumda oluşturulan siyasi sebepler sebebiyle ortaya çıkan mücadeleler oluşturmaktadır Bu durumda karşımıza ‘’siyaset” kavramı çıkmaktadır Siyaset kelimesi; emir, nehiy, ve terbiye manalarına gelen ‘’sase” fiilinden mastardır Siyaseti kısaca ” İktidarı elde etme, iktidarı kullanma veya iktidarı kullanmaya katılma faaliyetleri” olarak ifade edebiliriz
Bu siyasi faaliyetler esnasında genelde bütün insanların özelde ise Müslümanların arasında meydana gelen ihtilafları Şer’i şerifi dikkate almadan çözmeye çalışmaları aralarındaki ihtilafı tefrikaya çevirir Şurası muhakkaktır ki ittifak etmeleri ihtilaf etmelerinden daha hayırlıdır Müslümanların ittifak etmeleri hidayet üzerinde olmalarına, ihtilaf ve tefrika etmeleri ise hidayetten uzak düşmelerinin alametlerindendir Nitekim müfessir İbn-i Kesir (rahmetullahi aleyh) ”Müslümanların ittifak etmeleri hatalara düşmekten korunacaklarının garantisidir ” (İbn-i kesir, c 1, sh 289) buyurmak suretiyle bu inceliğe işaret etmektedir
Müslümanların aralarındaki ihtilafları gidermek için başvuracakları kaynakların seçimi onların itikadi durumları ile yakından alakalıdır Kur’an-ı kerim Müslümanların ihtilaf etmeleri durumunda nasıl davranacaklarını şu şekilde izah etmektedir:
” Ey iman edenler! ALLAH`a itaat edin Peygamber`e ve sizden olan ülü-lemr’e (idarecilere) de itaat edin Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz -ALLAH`a ve ahirete gerçekten inanıyorsanız- onu ALLAH`a ve Resûl`e götürün (onların talimatına göre halledin); bu hem hayırlı, hem de netice bakımından daha güzeldir ” (Nisa /59)
Ayeti kerime ihtilaf durumunda öncelikle meselenin ALLAH’ın kelamı Kur’an’a götürülmesini, eğer Kur’an da bulunmaz ise vefatından sonra peygamberin (Sallallahu aleyhi ve sellem) sünnetine müracaat edilmesini emretmektedir Zira dini işlerde kitab ve sünnete müracaat vaciptir Eğer ihtilafın halli ikisinden birisinde bulunursa ne a’la Ama eğer her ikisinde de bulunmazsa o zaman çözümün içtihad olacağını beyan etmektedir Dikkat edilirse ihtilaf halinde nasıl davranılması gerektiği gayet açıktır Buna rağmen ihtilafları çözmemede ısrar etmek ALLAH’ın (Celle celalühü) kitabını kabul etmeyip hiçe saymaktır
kaynak; Makalat net
|
|
|