05-17-2009
|
#1
|
Şengül Şirin
|
Canlıların Sınıflandırılması
CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI
Dünyamızda yaşamakta olan canlılar incelenirse özelliklerinin çok farklı olduğu gözlenir Bu farklara rağmen bu canlıları derece derece ve birbirlerine benzeyenleri bir araya toplayarak gruplandırmak mümkündür Canlıların benzerliklerine göre gruplandırılmasına sınıflandırma (sistematik) denir Hayvanlar ve bitkiler belirli bir düzen içerisinde sınıflandırılır
SINIFLANDIRMA SİSTEMİNİN GELİŞİMİ
Canlılar; monera, protista, fungi, bitki ve hayvan olmak üzere gözle görülmeyen çok küçük organizmalardan dev ağaçlara ve binalara kadar bir dağılım gösterirler Bu büyük hayat çeşitliliğini tanıyabilmek için, büyük grupları daha küçük gruplara ayırmak gerekir Biyologlar dünyadaki canlıları sınıflandırmamış olsalardı, bu kadar çeşitli olan canlılara ulaşmak mümkün olmayacaktı Sınıflandırmanın amacı, canlıları bir sistematiğe oturtmak ve tabiatı daha kolay anlaşılabilir hale getirmektir
İlk sınıflandırmayı Yunan Filozofu Aristoteles (m ö 383-322) yapmıştır Aristoteles bitkileri otlar, çalılar, ağaçlar; hayvanları ise yaşadıkları yere göre karada, suda ve havada yaşayanlar şeklinde gruplandırmıştır Aristoteles’in sınıflandırması canlıların görülebilen ve morfolojik özelliklerine göre yapılmıştır Günümüzdeki sınıflandırılmada, canlıların bütün özellikleri göz önünde bulundurulur
Örneğin yarasanın kanatlarına bakarak onu kuşlar sınıfında incelemek mümkün değildir Yarasa bütün özellikleri ile bir memeli hayvandır
Sınıflandırma, canlıların görülen bir veya birkaç özelliğine göre yapılırsa ‘suni sınıflandırma’ (yapay sınıflandırma) adını alır Aristo’nun yapmış olduğu sınıflandırma yapay sınıflandırmadır Buna ampirik sınıflandırma da denir
Günümüzde sınıflandırma, canlıların akrabalık ilişkilerine göre yapılır Sınıflandırılmada canlıların tüm özellikleri göz önünde bulundurulur Bu çeşit sınıflandırmaya ‘tabii sınıflandırma’ (doğal sınıflandırma) denir
Doğal sınıflandırma bilimsel olan sınıflandırılmadır Buna filogenetik sistematik da denir
Bir canlıyı türün evrim sistematiğine geçirdiği gelişmelere filogeni (soy oluş), embriyo döneminde geçirdiği değişmelere ontogeni (birey oluş) denir
SINIFLANDIRMA BİRİMLERİ
Sınıflandırmanın en küçük birimi tür dür Sınıflandırmada tür kavramını ilk kuran kişi John Ray dır
Tür ortak bir atadan gelem,yapı görev bakımından ortak özelliklere sahip olan, kendi aralarında çiftleşerek verimli döller meydana getirebilen bireylerin oluşturduğu topluluktur Sistematikte her tür iki isimle adlandırılır Bu iki isimden
1 si canlının cinsini 2 si tanımlayıcı özelliğini belirtir Her türün iki isimle adlandırılması ilk kez Carolus Linnaeus tarafından kullanılmıştır
Türlerden daha büyük topluluklar da vardır Bunlar sırasıyla cins, familya, takım, sınıf, şube ve alem dir Birbirlerine çok benzeyen yakın türlerin gruplaşmasıyla cinsler ortaya çıkar Örneğin kedi, aslan ve kaplan türleri ‘felis’ cins adı altında toplanır
Felis domesticus :Kedi
Felis leo :Aslan
Felis tigris :Kaplan
Her tür kendi cinsiyle belirtilir Bu kural bütün dünyada kullanılır
Böylece karışıklık önlenir Cinslerin ortak karakterlerine göre gruplaşmasına familyalar meydana gelir Benzer familyalar takımları oluşturur Benzer takımların gruplaşmasıyla sınıflar ortaya çıkar
Sınıfların bir araya gelmesiyle şubeler, şubelerin bir arya gelmesiyle alem meydana gelir
Sınıflandırmada birimler büyükten küçüğe doğru gidildikçe, birimin kapsadığı birey sayısı artar, aralarındaki benzerlik azalır Büyük biriden küçük birime doğru gidildikçe birey sayısı azalır, benzerlik artar
__________________
|
|
|