Prof. Dr. Sinsi
|
Hemşirelik, Bir İş Midir Yoksa Bir Meslek Midir?
Hemşirelik, Bir İş Midir Yoksa Bir Meslek Midir?
Hemşirelik, Bir İş Midir Yoksa Bir Meslek Midir?
HEMŞİRELİK
Hemşirelik, bir iş midir yoksa bir meslek midir?
Kaliteli hemşirelik bakımı, en temel insan haklarından biri olan sağlıklı olma hakkının en vazgeçilmez öğesidir Bu nedenle, hemşireliğin bir meslek olarak ele alınması zorunludur Ancak, insan sağlığı için önemi ve eğitimde ulaştığı noktaya karşın hemşireliğin, hâlâ bir meslek olarak değil de, bir iş olarak görüldüğüne ilişkin pek çok gösterge vardır
Hemşireliğin rol, işlev, görev, yetki ve sorumlulukları, insanın sağlık ve hemşirelik bakım gereksinimlerinden kaynaklanır Gereksinimlerin karşılanmasında, hemşire adaylarına kazandırılması beklenilen bilgi, beceri ve duyuşsal davranışlar mesleki eğitim programlarının belirleyicileridir Mezunlar eğitim sonunda atandıkları yerlerde, görevlerini icra ederlerken sergiledikleri eylemlerle aynı zamanda mesleğin var oluş nedenlerini ve aldıkları eğitimin kalitesini kanıtlamış olurlar Böylece insanlar bu hizmete gereksinim duyduklarında, aldıkları hizmetlere göre o mesleği tanırlar ve ona göre bir değer biçerler
Hemşirelik insan için en vazgeçilmez mesleklerden biri olduğu halde toplumun hemşirelerden yakındıkları bilinmektedir Hemşireler ise, toplumun bu mesleği tanımadığından ve kendilerine saygı gösterilmediğinden söz etmektedirler Bu yakınmalar hemşirelikle ilgili bazı sorunların olduğunu düşündürmektedir Aksi halde, özellikle hastalığında kendisine “ değer” verilerek ve “saygı” gösterilerek verilen “kaliteli bakım”’dan ve “hemşirelerden” yakınılması düşünülemez
Bilindiği gibi anneler, çocuklarının beslenmesi, temizlenmesi, ortamın koşullarına göre giydirilmesi her türlü gereksinimlerini karşılanması, kaza ve hastalıklardan korumak için gereken önlemlerin alınması, gibi eylemleri gerçekleştirirler Anneler ayrıca çocukları için meraklanırlar, kaygılanırlar, onlar adına sorumluluk üstlenirler ve gerektiğinde onları savunurlar Çünkü çocukları onların umurundadır Anneler tüm bu eylemleri çocuklarına değer vererek ve onları her şeyin üstünde tutarak gerçekleştirirler
İnsanların bazen, hastalık ya da sakatlık gibi nedenlerle, tıpkı bir çocuk gibi, her türlü gereksinimlerinin geçici ya da sürekli olarak karşılanmasında başkalarına tamamen bağımlı duruma düştükleri bilinmektedir Hastanın tedavisinin evinde yapıldığı durumlarda bu bakım ailesi tarafından yapılır Ancak, ailenin bakımda yetersiz kaldığı ya da tedavinin hastanede yapılması zorunluluğu doğduğunda, bireyin kendisine bakım verecek enerji, istek ve güç kazanıncaya kadar her türlü gereksinimlerini karşılayacak eğitimli elemanlara gereksinim vardır Bu nedenle 1925 yılında İstanbul’da Hilali Ahmer Hasta Bakıcı Mektebi adıyla, amacını yansıtan bir okul açılmıştır Okul daha sonra Kızılay Hemşire Okulu ve benzeri adlarla “Hasta bakımı” odaklı kuramsal ve uygulamalı eğitimini yakın zamana kadar sürdürmüştür Amacı doğrultusunda, iyi bakım vermede yetkin ve yeterli mezunlar vermiş olan bu kuruluş, verdiği mezunlarla daha sonra açılan hemşire okullarının kuruluşunda ve hemşirelik eğitiminin bugünkü konuma gelmesine öncülük etmiştir
Bilindiği gibi hemşirelik eğitimi ilk yıllardan bu yana büyük bir aşama kaydetmiş ve eğitimdeki bu gelişmeler, doğal olarak hemşirelere farklı bir statü kazandırmıştır Ancak bu gelişmelerin toplumun hemşirelik bakımına aynı ölçüde yansıdığı söylenemez Bunun nedenleri, adayları eskiye göre daha bilgili ve becerili kılma gerekçesiyle, tıbbi ve diğer destekleyici konulara gerektiğinden çok zaman ayrılması, buna karşın, hemşirelik eğitiminin olmazsa olmazlarından olan mesleki konulara, derslik ve hastane uygulamalarına gereken ağırlığın verilmemesidir Böylece verilen gereksiz bilgiler hiç kullanılamadığından kısa sürede geçersiz duruma gelmektedir Bu husus mezunlar tarafından da sürekli dile getirilmektedir Bununla birlikte, hastanelerin yönetici hemşireleri, yeni mezunların en temel bilgi ve becerilerden yoksun olduklarından söz etmektedirler Ancak okullarla hastaneler arası iletişim kopukluğundan bu bilgiler okullara aktarılamamaktadır Oysa eğitim kurumları, belirli amaçlarla verdikleri eğitimin en nesnel ve en güvenilir düzeyde değerlendirmesini, mezunlarının çalıştıkları alanlardaki performanslarına bakarak yapabilirler Bu da hemşireleri eğitenlerle, yönetenler arası sürekli iletişim ve işbirliğini gerektirir
Yukarıda yazılanlara ek olarak, öğrencilerin uygulama alanlarında yalnız bırakılmaları ve yanlış hemşire davranışlarından etkilenmeleri sonucunda, mesleki biçimlenmenin tam yapılamamış olması da hemşireliğin iş düzeyinde icra edilmesine, algılanmasına ve muamele görmesine katkıda bulunmaktadır Hemşirelik mesleğinin prestiji ve en önemlisi de toplumun sağlığı yönünden bu döngünün kırılması zorunludur Bu yüzden, mesleğin ölçütleri tekrar gözden geçirilmeli; hemşirelik eğitimi bu ölçütler doğrultusunda yapılmalı; hemşireler, çalışma alanlarında buna göre yönlendirilmeli, denetlenmeli; ve değerlendirilmelidirler
|