Şengül Şirin
|
Necip Asım
Necip Asım
(1861 - 1935) Birinci Kaynak Türk tarihi ve milliyet ideali için çalışmış fikir adamlarımızdandır 1861 yılında Kilis’te doğdu Bal Hasan Oğulları denen bir Sipahi ailesindendir Soyadı kanunu çıkınca kendine Yazıksız soyadını seçmişti
1880’de Harbiye’den Piyade Mülazimi (Teğmen) çıkmış, Askerî Rüştiyelerde ve sonra Harbiye’de Türkçe, Fransızca ve tarih gibi dersler okutmuş ve askerlik hayatını öğretmenliklerde geçirerek Miralaylıktan (Albay) emekli olmuştu
1908 inkılabından sonra İstanbul Darü’l-fünunu Türk Tarihi ve Türk Dili Tarihi Müderrisi oldu Üçüncü seçim döneminde Türkiye Büyük Millet Meclisine Erzurum milletvekili seçildi
12 Aralık 1935’te Kadıköy’deki evinde öldü Erenköy’de Sahrayıcedit mezarlığına gömüldü
Henüz Askerî Rüştiyesinde hoca iken bir çok gramer, okuma, coğrafya ve tarih kitapları yayınlamıştır Bu küçük okul kitaplarından başka Medrese-i Edep, Medeniyete Hizmet, Sitler, gibi çeşitli eser ve tercümeleri, Fransızca, hatta fizik ve resim derslerine ait risaleleri basılmıştır Türk idealine ve tarihine ait makalelerini ise İkdam gazetesi vasıtasıyla neşrediyordu
Eserleri, çoğu küçük risalelerden ibaret olmak üzere, 40 civarındadır Yazdığı makalelerin de 1000’e ulaşmıştır II Abdülhamit devrinde koyu Osmanlılık davası içinde Türk tarihi ve Türk idealiyle uğraşan nadir zümredendir Gök Bayrak’ı da ilk defa o tercüme etmişti
Necip Asım, Türk dili hakkındaki eserlerinden dolayı 1892 Şikago Sergisinden bir madalya ve bir şahadetname almış, Paris’teki Societe Asiatique, 1895’te onu azalığa seçmişti 1908 inkılabından sonra Türk Yurdu, Bilgi, Edebiyat Fakültesi Mecmuası, Türk Tarih Cemiyeti Mecmuası gibi birçok mecmualarda makaleler yazdı Aynı zamanda İstanbul Darülfünununda Türk Tarihi ve Türk Dili Tarihi dersleri verdi
Necip Asım, rahmetli Arif Bey’le birlikte büyük bir Türk Tarihi hazırlamaya başlamış, bu eserin Osmanlılardan önceki Türklere ait olan I cildi Tarih Encümeni tarafından neşredilmişti Milattan sonraki ilk yıllarda, Orta AsyaOrhun diline ait küçük bir broşürü ve Yeniçay kıyılarında VIII yüzyılda dikilmiş olan Orhun Kitabeleri hakkındaki incelemelerini kapsayan eseri, dil ve edebiyatımız için faydalıdır Türklerinin kullandıkları
Bunlardan başka XII yüzyılda Yuknak şehrinde yetişmiş olan Mahmut oğlu Ahmet isimli Türk şairinin Hakaniye lehçesiyle yazdığı Aybetül-Hakayık isimli manzum eserin Uygur harfleriyle yazılmış olan nüshasını Ayasofya Kütüphanesi’nde keşfetmiş, okumaya muvaffak olmuş, gerek bu eserin fotoğrafını, gerek lehçemize tercümesini iki kısımlık bir kitap halinde neşrederek edebiyat tarihimize büyük bir hizmette bulunmuştu
Necip Asım, Fransızca, Arapça, Uygurca ve Çağatayca öğrenmişti
İkinci Kaynak
“Türk dilinde icra edilen ufak bir tedebbu bile Türk milletinin; kadim bir edebiyatı olduğunu gösterebilir Bütün Türk uluslarında müşterek olup parmak hesabınca manzum olan birçok atalar sözü şüphesiz adı sanı hatıralardan silinmiş bir takım millî şairlerin eserlerinden hafızalarımıza naklolunmuş parçalardır ”
Türk dili ve tarihi üzerinde yaptığı ilmî araştırmalarla tanınan Necip Asım Bey 1861′de Kilis’te doğmuştur Öğrenim hayatına Şam’da başlamış ve 5 Ordu Askerî İdadisine girmiştir Necip Asım Bey Yusuf Akçura’ya yazdığı bir mektupta, Şam’da Türklerin yabancı gibi tutulduklarını ve Arap hocalarından zulüm gördüğünü yazmıştır Öğrenimini tamamlayınca, piyade mülazımı olmuştur Necip Asım Bey askeri eğitim gördüğü halde doğum yeri olan Kilis’te özel dersler almaya başlamış ve öğrenim hayatı bitinceye kadar bu derslere devam etmiştir
İstanbul’da Kuleli Askerî İdadisine ve Harbiye mektebine devam etmiştir Öğrenimi sırasında kitabet ve edebiyat derslerinde Türkçülüğünü göstermiştir 1878′de Ahmet Mithat Efendi ile tanışmış ve Harbiye mektebinde okuduğu sıralarda onun gazetesi olan Tercüman-ı Hakikat’a makaleler vermiştir 1897′de hemen her cuma Ahmet Mithat efendinin yalısına giderek, Veled Çelebi’yle de burada tanışmıştır N Asım Bey ve Veled Çelebi Abdülhamit devrinin en tanınmış Türkçüleridir 1893′de Ahmet Cevdet Beyin İstanbul’da çıkarttığı “İkdam” gazetesinin yazı kurulunda görev almıştır Gazete, Yusuf Akçura’nın “Üç Tarz-ı Siyaset” eserinde Türkçülük organı olarak gösterilmiştir Necip Asım Bey, Veled Çelebi’nin dediğine göre bahse muktedir olduğu konuları o fennin uzmanına gerçekten beğendirmek suretiyle başlamış, git gide çalışmasının ürünü artarak İslâm fazılları ve Avrupa oryantalistleri arasında bugün sahip olduğu dereceye ulaşmıştır
1980 yıllarında Avrupa’da tanınmaya başlamıştır N Asım Bey, Avrupa’nın ilmî yönü ile Osmanlıyı birbirine bağlayan köprü rolünü yüklenmiştir Araştırmalar ve incelemeler yaparken askerî okullardaki görevini ihmal etmemiş, miralay rütbesini almıştır Meşrutiyetin ilanından sonra “Türk Dili Tarihi” kürsüsüne müderris olarak geçmiştir 1927 seçiminde TBMM’ne üye seçilmiş, 1935′de vefat etmiştir
Fikirleri ve kişiliği: Necip Asım Beyin Türkçülüğe hizmeti özellikle; dil ve tarih alanında olmuştur İlk kez Türklerin bu alanda, Avrupa metotlarıyla çalışmalarını Avrupa’ya tanıtmıştır Eski Türk dillerine ve eski Türk harflerine Türk tarihine milletimizin açık bir şekilde dikkatini çeken ilk aydınlarımızdandı Fenne, askerliğe, tarihe dair yirmiyi geçen eser bırakmıştır Doğu musikisinin millîleştirilmesi için uğraşmış, bundan da önemlisi Osmanlı dilinin Türkçeleşmesi için çalışmıştır En önemli hizmeti Leon Cahun’un “Asya Tarihine Giriş” adlı eserini doğu kökenli bilgileri ile genişleterek tercüme etmesidir Gökalp’e göre bu kitap her tarafta Türkçülüğe dair eğilimler uyandırmıştır Osmanlılarda belki de bütün Türkler içinde ilk “Bütün Türk Tarihi” yazarı olmuştur
Eserleri: En önemli eseri “Türk Tarihi“dir Atebetül Hakayık,Ayasofya kütüphanesinden bularak, ilim dünyasına kazandırmıştır Divanü Lugat-it Türk’teki savlar, toplamıştır Türk Yurdu, Milli Tetebbular vb dergilerde Türk dili, tarihi ve folkloruna ait ilmi yazıları ile Gök Bayrak adlı bir romanı da Türkçeye çevirmiştir
|