|
![]() ![]() |
|
Konu Araçları |
çeviri, direction, sözleri, türkçe |
![]() |
One Direction - Everything About You (Çeviri - Türkçe Çeviri Sözleri) |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() One Direction - Everything About You (Çeviri - Türkçe Çeviri Sözleri)One Direction - Everything About You (Çeviri - Türkçe Çeviri Sözleri) One Direction - Everything About You (Çeviri - Türkçe Çeviri Sözleri) You know I've always got your back, girl - Her zaman arkandayım bilirsin, kızım So let me be the one you come running to, running to, r-r-running - O yüzden tek koştuğun, koştuğun, k-k-koştuğun kişi olmama izin ver I said it’s just matter of fact, girl - Dedim ki aslında, kızım You just call my name - Sadece adımı söyle I'll be coming through, coming through, I'll get coming - Ben hemen geleceğim, hemen geleceğim, geleceğim On the other side of the world, it don't matter - Dünyanın diğer tarafında da olsan, bu önemli değil I'll be there in two, I'll be there in two, I'll be there in two - İki'de orada olacağım, iki'de orada olacağım, iki'de orada olacağım I still feel it every time - Hala her zaman hissediyorum It's just something that you do - Bu sadece senin yaptığın bir şey Now ask me why I want to - Şimdi sor bana neden istiyorum It's everything about you, you, you - Bu senin hakkındaki her şey, senin, senin Everything that you do, do, do - Senin yaptığın her şey, yaptığın, yaptığın From the way that we touch, baby - Bizim dokunduğumuz tarzdan itibaren, bebeğim To the way that you kiss on me - Beni öpme tarzına kadar It's everything about you, you, you - Bu senin hakkındaki her şey, senin, senin The way you make it feel, new, new, new - Yeni gibi hissettirişin, yeni, yeni Like every party is just us two - Sanki her parti ikimiz içinmiş gibi And there's nothing I could point to - Ve gösterebileceğim hiçbir şey yok Everything that you do, do, do - Senin yaptığın her şey, yaptığın, yaptığın It's everything about you, you, you - Bu senin hakkındaki her şey, senin, senin Everything that you do, do, do - Senin yaptığın her şey, yaptığın, yaptığın It's everything about you - Bu senin hakkındaki her şey Yes, I like the way you smile with your eyes - Evet, senin gözlerinle gülme şeklini seviyorum Other guys see you but don’t realize that it's m-my loving - Diğer çocuklar seni görüyor ama bunun b-benim aşkım olduğunu anlamıyorlar There's something about your laugh that it makes me wanna have to - Gülüşünde bir şeyler var beni de güldüren There's nothing funny so we laugh at n-n-nothing - Komik bir şey yok, ama biz durduk yere gülüyoruz Every minute’s like our last so let’s just take it real slow - Her dakika son gibi o yüzden gerçekten yavaş olalım Forget about the clock that's tick-tick-ticking - Tik-tik-tikleyen saati boşver I still feel it every time - Hala her zaman hissediyorum It's just something that you do - Bu sadece senin yaptığın bir şey Now ask me why I want to - Şimdi sor bana neden istiyorum It's everything about you, you, you - Bu senin hakkındaki her şey, senin, senin Everything that you do, do, do - Senin yaptığın her şey, yaptığın, yaptığın From the way that we touch, baby - Bizim dokunduğumuz tarzdan itibaren, bebeğim To the way that you kiss on me - Beni öpme tarzına kadar It's everything about you, you, you - Bu senin hakkındaki her şey, senin, senin The way you make it feel, new, new, new - Yeni gibi hissettirişin, yeni, yeni Like every party is just us two - Sanki her parti ikimiz içinmiş gibi And there's nothing I could point to - Ve gösterebileceğim hiçbir şey yok Everything that you do, do, do - Senin yaptığın her şey, yaptığın, yaptığın It's everything about you, you, you - Bu senin hakkındaki her şey, senin, senin Everything that you do, do, do - Senin yaptığın her şey, yaptığın, yaptığın It's everything about you - Bu senin hakkındaki her şey And you have always been the only one I wanted - Ve sen her zaman tek istediğim kişi oldun And I wanted you to know without you I can't face it - Ve bilmeni isterim, sen olmadan bununla yüzleşemem All we wanna have is fun - Tek istediğimiz şey eğlenmek But they say that we're too young - Ama onlar çok genç olduğumuzu söylüyorlar Let them say what they want - Bırakalım istediklerini desinler It's everything about you, you, you - Bu senin hakkındaki her şey, senin, senin Everything that you do, do, do - Senin yaptığın her şey, yaptığın, yaptığın From the way that we touch, baby - Bizim dokunduğumuz tarzdan itibaren, bebeğim To the way that you kiss on me - Beni öpme tarzına kadar It's everything about you, you, you - Bu senin hakkındaki her şey, senin, senin Everything that you do, do, do - Senin yaptığın her şey, yaptığın, yaptığın Like every party is just us two - Sanki her parti ikimiz içinmiş gibi And there's nothing I could point to - Ve gösterebileceğim hiçbir şey yok It's everything about you, you, you - Bu senin hakkındaki her şey, senin, senin It's everything about you, you, you - Bu senin hakkındaki her şey, senin, senin Everything that you do, do, do - Senin yaptığın her şey, yaptığın, yaptığın It's everything about you - Bu senin hakkındaki her şey |
![]() |
![]() |
|