Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Kitap Özetleri

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
balıkçı, ernest, hemingway, ihtiyar

İhtiyar Balıkçı (Ernest Hemingway)

Eski 05-13-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

İhtiyar Balıkçı (Ernest Hemingway)



İhtiyar Balıkçı
(Ernest Hemingway)
KİTABIN ADI : İHTİYAR BALIKÇI
KİTABIN YAZARI : ERNEST HEMINGWAY
YAYIN EVİ VE ADRESİ : BİLGİ YAYINEVİ-MEŞRUTİYET CAD
BASIM YILI : BİRİNCİ BASIM-MAYIS 1983

KİTABIN KONUSU
İhtiyar bir balıkçının tüm olumsuzluklara rağmen umudunu hiç yitirmeyişini ve her türlü zorluğa karşı nasıl mücadele ettiğini konu alıyor
ROMANIN ÖZETİ
Golf Stream’de küçük teknesiyle yalnız başına avlanan ihtiyar bir balıkçı vardı Zayıf, kavruk yüzü kederli, ensesi kırış kırış bir adamdıYanakları, güneşin tropik denizlerde meydana getirdiği yansımaların esmer lekeleriyle kaplıydı Bu lekeler yüzünde aşağı çenesine kadar iniyordu Elleri, oltasına takılan ağır balıkları çekerken açılan yarıklarla yol yoldu Ne var ki bu yarıkların hiçbiri taze değildi Bir çöl kuraklığını andıran balıksız günler kadar eskiydi bunllar

Evet tam seksen dört gündür tek bir balık tutamadan dönüyordu İlk kırk gün yanına birde çocuk almıştı Fakat birbiri ardına birçok gün eli boş döndükten sonra çocuğun ailesi, ihtiyar balıkçının artık talihsizlikten de beter bir salao’ya uğradığına inanarak, çocuklarını ilk hafta içinde üç güzel balık yakalayan bir başka tekneye vermişlerdi İhtiyar balıkçının her gün ufacık teknesiyle eli boş dönüşünü görmek çocuğa pek dokunuyordu Teknenin gelişini görünce hemen aşağı sahile, olta yumaklarını, sereni, zıpkını, yelkeni taşımak için eski ustasının yardımına koşuyordu Çocuk ihtiyar balıkçıya büyük bir hayranlık duyuyordu, herşeyi ondan öğrenmişti Ama onun yanından ayrılmak zorunda kaldığı içinde bir okadar üzgündü Çocuk ihtiyarın yanından ayrılmasına rağmen bütün boş vakitlerini onunla geçiriyordu İhtiyar balıkçıda her sabah çocuğun evine giderek onu uyandırıyor ve sahile birlikte iniyorlardı İhtiyar, çocukla balığa çıktığı günleri çok özlüyordu ihtiyar teknesini yükleyip, gerekli hazırlıkları yaptıktan sonra yavaş yavaş denize açılarak uzaklaştı Hava kararmaya başladığında çocuk sahilde yine ihtiyarı bekliyordu Ama ihtiyar o günde hiç balık tutamadan geri dönüyordu, çocuk bunu öğrenince yine çok üzüldü ve o gün tuttuğu iki büyük balığı ihtiyara verdi ve balıkları yem olarak kullanmasını istediYüz Temel Eser Özetleri, Kitap Özetleri, Roman Özetleri, Yüz Temel Eser, Özet
İhtiyar ertesi sabah, güneş doğmadan, bir gün o hayalini kurduğu kılıç balığını yakalayacağına olan inancıyla tekrar denize açıldı ve okyanusun bereketli olduğunu umduğu bir köşesinin yolunu tuttu İhtiyar balıkçı bu sefer çok uzaklara gitmeye karar vermişti Koyun çevresinde haftalarca uğraştım, yine bişey tutamadım diye düşünüyordu
Ortalık iyice ağarmadan uçları yemli oltalarını suya atrak, akıntıya doğru sıyırtmaya başladı ve çok geçmeden güneşin doğuşunu büyük bir zevkle seyretti Aradan birkaç saat geçmişti, tam bu sırada biraz ilersinde siyah kanatlarını açmış bir kuşun süzülmekte olduğunu gördü ve birşeyler bulduğunu, oldukça büyük bir sürü olduğunu düşündüAradan çok geçmeden kıç tarafındaki oltanın ipleri ihtiyarın ayaklarının altında geriliverdi; ihtiyar adam kürekleri bırakarak oltaya el attı, küçük bir balığın ağırlığını nı hissedince hızla içeriye doğru çekmeye başladı İçeri aldığı balık güzel bir palamuttu İhtiyar, balığın iyi yemlik olacağını düşünerek balığı teknenin ucuna doğru fırlattı Artık sahilin yeşil çizgisi gözden kaybolmuş, güneş iyice ısınmıştı, kürek çekerken ihtiyarın sırtında, ensesinden kuyruk sokumuna doğru ter damlaları iniyordu işte o anda, olta ipinin altında küpeşteye dayadığı tahta çubuklardan birinin düştüğünü gördü ve bir süre sonra bir balığın zokayı yuttuğunu anladı, ip öylesine geriliyordu ki balığın nekadar büyük olduğunu tahmin bile edemiyordu ama şunu çok iyi biliyorduki bu balık herzaman hayalini kurduğu kılıç balığıydı İhtiyar büyük bir uğraştan sonra oltanın hakimiyetini tamamiyle sağladı Ama balık öylesine güçlüydü ki tekneyi sürüklemeye başlamıştı, oltanın ipide gittikçe boşalıyordu İhtiyar balıkçı diğer oltaların ipinden ekleme yaparak oltanın boyunu bir hayli uzattı, artık kendinden emindi
Bir süre sonra hava karardı, balık hiçte yorulacak gibi gözükmüyordu Artık olta omuzlarına çok ağır geliyordu ve ihtiyar oltayı sağ omzundan sol omzuna sürekli değiştirmeye başladı Ne olursa olsun balığa yenilmeyeceğini sürekli söyleyip kendi kendine konuşuyordu Bir an için çocuğun yanında olduğunu düşündü Eğer o yanımda olsaydı bu kadar yorulmazdım diyerek onu çok özlediğini söyledi İhtiyar, balığın ani bir hareketiyle kendine geldi, içinden acaba pes etmeye mi başladı diye geçirmeye başladı Ama balık yoluna hala devam ediyordu İhtiyar çok açıkmıtı ve yakaladığı palamutu temizledikten sonra yemeye başladı, çok az suyu kalmıştı buna rağmen sonuna kadar devam etmeye karalıydı Bir an için suya baktı ve teknenin yavaşladığını hissetti, balığın yine pes etmeye başladığını düşündü ama bu sefer yanılmamıştı Balık iyice yavaşlayarak su üstüne çıktı İhtiyar, balığı gördüğünde çok heyecanlandı, bu hayatında tuttuğu en büyük balıktı Gümüşü andıran rengi güneşte parıl parıl parlıyor, uzun ağzının sivriliği insanın içini ürpertiyordu İhtiyar büyük bir zorlukla su üstüne çıkardığı balığa mızrağını fırlatarak tamamen ölmesini sağladı ve balığı teknenin yanına ağzından ve kuyruğun dan sıkıca bağladı Artık evinin yoluna koyulabilirdi, çünkü savaştan ihtiyar galip çıkmıştı Denizde birkaç saat yol aldıktan sonra suların hareketlendiğini gördü Evet korktuğu başına gelmişti, bunlar köpek balığıydı Hemen teknesinde ayağa kalktı ve mızrağını eline alarak köpek balıklarına saldırmaya başladı Uzun bir uğraştan sonra birini öldürdü ve öbürünüde ağır bir şekilde yaraladı ama onlarda kılıç balığına zarar vermişti İkinci köpek balığını öldürmek isterken mızrağıda kırılmıştı ve ilerde köpek balıklarının tekrar saldıracağındanda emindi İhtiyar yorgun bir hareketle tekneye oturdu ve teknenin küreğini içeri aldı, belindeki bıçağını çıkararak küreğe bağlamaya başladı, evet artık yeni bir mızrağı vardı Artık tek düşündüğü biran önce evine varmak ve çocuğu görebilmekti Nihayet günler sonra evine yaklaştığını hissetmeye başladıTam o sırada sudaki hareketlilik tekrar görülmeye başladı, yine köpek balıkları gelmişti ve kılıç balığına saldırmaya başlamışlardı Balıktan bir ısırık alan, yuttuktan sonra tekrar geliyordu İhtiyar balıkçı yaptığı mızrakla bu köpek balıklarınıda yenmeyi başardı ama kılıçbalığındanda fazla birşey kalmamıştı İhtiyar herşeye rağmen bütün gün yoluna devam etti ve nihayet evinin bulunduğu sahilin ışıklarını görebildi, teknesini kıyıya yanaştırıp bağladıktan sonra hemen evine gitti
Sabah olduğunda çocuk ihtiyarın teknesini gördü, teknenin etrafı bir hayli kalabalıktı, herkes ihtiyarın tuttuğu balığa bakıyordu etkilenmek için balıktan arta kalanlar bile yetiyordu Çocuk teknenin yanına inmeden hızla ihtiyarın evine doğru koşmaya başladı Eve vardığında o hala uyuyordu Çocuk ihtiyarı seyretmeye başladı ve bir süre sonra ihtiyar gözünü açıp çocuğa sıcak bir gülümseme attıktan sonra tekrar uykuya daldı
ANA FİKİR
Bir amacımız olduğu zaman, bu amacı gerçekleştimek için karşımıza çıkan zorluklarla, elinmizden gelenin en iyisini yaparak mücadele etmeliyiz
KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ
İhtiyar Balıkçı: İçindeki mücadele ve savaşma ruhunu hiç kaybetmememiş, her türlü olumsuzlukda dahi kendisine ve tecrübelerine güvenen yılların eskitemediği bir balıkçıdır
Küçük Çocuk: Balıkçılık mesleğini öğrenmek için küçük yaşta ihtiyar balıkçının yanında işe başlamış orta halli bir ailenin çocuğudur Küçük çocuk ihtiyara büyük saygı ve sevgi duyar, ailesinin zoruyla ihtiyarın yanından alındığı ve bir başkasıyla çalışmaya başladığı dönemlerde dahi ihtiyara sürekli yardım etmiştir
KİTAP HAKKINDA ŞAHSİ GÖRÜŞLER
Kitap içeriği açısından çok güzel bir kitap, kitabı okurken hiç sıkılmadım, baştan sona sürükleyici ve etkileyici bir kitaptı Özellikle ihtiyar balıkçının azim ve karalılığı beni çok etkiledi
YAZAR HAKKINDA KISA BİLGİ
Ernest Hemingway bugün 100 yaşında Küba’dan Afrika’ya dünyanın dört bir yanında serüvenin, tarihin ve insan öykülerinin peşinde koşan Nobel ödüllü yazar, dünya edebiyatının başyapıtlarına imza attı Onu en iyi anlatan metinlerden birini, 1961′deki intiharının ardından Marquez’in kaleminden çıkan yazıydı
Ernest Hemingway
Doğum : 21 Temmuz 1899, Oak Park, Illinois, ABD
Ölüm : 2 Temmuz 1961, Ketchum, Idaho
Asıl adı : Ernest Miller Hemingway

Ernest Hemingway, Chicago’nun varoşlarında doktor bir babayla ev hanımı bir annenin çocuğu olarak dünyaya geldi Devlet okullarında eğitim gördü ve lise yıllarında yazmaya başladı, etkin ve göze batan bir öğrenciydi Liseden mezun olduktan sonra Kansas City’ye gitti ve Star’ın muhabiri olarak çalışmaya başladı Sağlıksız gözü yüzünden defalarca orduya girmesiengellendi ama Birinci Paylaşım Savaşımına Amerikan Kızıl Haçı’nın ambulans soförü olarak girmeyi başardı 8 Temmuz 1918’de Avusturya-İtalya Cephesi’nde yaralandı –daha 19’unda bile değildi o zaman Kahramanlık nişanı verildi ve Milan’da hastaneye yatırıldı Orada Kızıl Haç hemşiresi Agnes von Kurowsky’ye aşık oldu ama von Kurowsky onunla evlenmeyi reddetti Orada yaşadıklarını kendisi unutulmazanılar olarak adlandırıyor
Evinde sağlığına kavuştuktan sonra tekrar yazmaya başladı ve bir süre Chicago’da düzensiz işlerde çalıştı Sonrasında Toronto Star’ın dış muhabiri olarak Fransa’ya gitti Orada diğer Amerikalı yazarlar tarafından -F Scott Fitzgerald, Gertrude Stein, Ezra Pound- yüreklendirilen Hemingway, haber dışı yazılarını da yayınlamaya başladı Seçma öykülerden oluşan ilk önemli kitabı, 1925 yılında “In Our Time” adıyla New York City’de yayınlandı 1926 yılında “The Sun Also Rises”ı yayınladı, o bu romanını, “ilk somut başarısı” olarak tanımlıyordu Fransa’da ve İspanya’da yaşayan “başıboş” göçmenlerin (savaş-sonrası “kayıp kuşak”) yaşamını anlatan “kötümser” ve parlak bir kitaptı bu Bu çalışma ayrıca onu kamuoyuna tanıtan ilk çalışma olmuştu (Hayatının geri kalan kısmında bir yansdan bu ilgiden hoşnut olur ve onu ararken diğer yandan da bu ilgiden sıkılmıştır Hemingway) yine bir Amerikalı olan Sherwood Anderson’un “Dark Laughter” adlı kitabının bir parodisi olan “The Torrets of Spring”de yine aynı yıl yayınlandı
Savaş sonrası yıllarda zamanının büyük bir bölümünü kitaplarına ayırdı Paris’e yerleştiği halde kayak yapmak, boğa güreşi izlemek, balık avlamak ya da avlanmak için sürekli olarak seyahat ediyordu Böyle bir yaşam bir yandan da yazın yaşamı için önemli bir arkaplan oluşturuyordu “Men Without Women”la (1927) beraber kısa öykünün üstadı olarak anılmaya başlandı ve 1933’te yayınlanan “Winner Take Nothing” onun bu alanda ününün yerleşmesini sağlayan eseri oldu En iyi öyküleri arasında “The Killers”, The Short Happy Life of Francis Macomber” ve “The Snows of Kilimajoro” sayılabilir Ancak haklın gözünde “A Farewell to Arms” (1929) romanı böyle çalımalara gölge düşürdü İtalya’da askerlik yaptığı günlere geri dönen Hemingway, aşk ile savaşı harmanlayarak sert ama lirik bir roman koydu ortaya Birinci Paylaşım Savaşı sırasında İtalya Ambulans Servisi ile beraber çalışan Teğmen Frederic Henry yaralandıktan sonra sağlığına kavuşması sürecinde onunla ilgilenen bir İngiliz hemşire olan Catherine Barkley’e aşı kolur Catherine, Teğmen’den hamile kalır, ama Teğmen kışlaya geri dönmek zorundadır Teğmen, İtalyanlar’ın feciricatı sırasınsda firar eder ve tekrar birleşen cift İtalya’dan sınırı geçerek İsviçre’ye kaçarlar Ancak orada, Catherine ve bebekleri doğum sırasında ölürler ve Frederic’i yalnız ve kendine küsmüşbir halde bırakırlar Hemingway’in İspanya’ya ve boğa güreşine olan sevgisi “Death in The Afternoon”da (1932) somutlanır: bir spordan çok trajik bir tören olarak görmektedir ve eserinde bu seremoni üzerine çok bilgili olduğu da anlaşılmaktadır Benzer biçimde 1933-34’te katıldığı bir safariyi de “The Green Hills of Africa”yla (1935) kaleme almış oldu1937’de yayınladığı bir kısa roman olan “To Have and HaveNot” Büyük Kriz sırasında Key West’te alt-sınıf şiddetinden ve üst-sınıfın itibarını yitirmesinden oluşan bir arkaplana bir karşı çıkıştı

Bundan sonra, İspanya İç Savaşı dolayısıyla ve ülkeye olan yoğun ilgisinin de bir sonucu olarak dört kez İspanya’ya gitti General Fransisco Franco önderliğindeki Milliyetçilere karşı Cumhuriyetçiler için para topladı ve “The Fifth Column” adlı bir oyun yazdı Oyun, işgal altındaki Madrid’te sergilendi İspanya’ya son ziyaretinden sonra Havana’nın dışında mütevazi bir mülk edindi: “Finca Vigia” (Arayış Çiftliği), ve başka bir savaşı gözlemeye gitti –Japonya’nın Çin’e saldırısı
Hemingway’in İspanya İç Savaşı’yla ilgili geniş deneyimi onun en ünlü eserinin ortaya çıkmasını sağladı “For Whom The Bell Tolls” (1940) Birçok eleştirmen bu romanın “A Farewell to Arms”tan daha iyi bir roman olduğunu iddia eder Milliyetçi cephe ardındaki gerilla grubuna katılması için Guadarrama Dağları’na yollanan Amerikalı bir gönüllü olan Robert Jordan’ın öyküsünü anlatır bu romanında Hemingway Roman daha çok Jordan’ın değişik kişilerle kurduğu ilişkiler üzerine kurulmuştur Diyaloglar, geri-dönüşler ve öyküler yoluyla İspanyol karakterinin canlı bir profilini çizer ve İç Savaş’ın harekete geçirdiği acımasızlığı ve insanlık dışılığı gözler önüne serer Jordan’ın görevi Cumhuriyetçiler’in atağına yardım etmek için Segovia yakınlarındaki stratejik bir köprüyü havaya uçurmaktır Ancak kendisi bunun başarısızlığa mahkum olduğunu düşünmektedir Yaklaşan bir felaket ortamında köprüyü uçurur ve yoldaşlarını geride bırakarak Milliyetçiler’e karşı bir son dakika direnişi hazırlamaya koyulur
Hemingway yaşamı boyunca savaştan etkilenmiştir -“A Farewell to Arms”ta anlamsızlığı “For Him The Bell Tolls”ta meydana getirdiği yoldaşlık duygularına odaklaşmıştır- ve İkinci Paylaşım Savaşı ilerledikçe Heminggway’in yolu bir muhabir olarak Londra’ya düşmüştür

Avrupa’daki savaştan sonra Hemingway evine dönerek ciddi bir çalışmaya gömülür Yolculuklarından birinde (Afrika’ya giderken) bir uçak kazası sonucunda yaralandı Daha sonra (1953’te) uzun bir mücadeleden sonra yakaladığı ve kayığına bağlayıp eve götürürken köpekbalıklarının saldırısına uğrayan ve balığından olan Kübalı bir denizcinin öyküsünü anlatan kısa romanıyla Pulitzer Ödülü’nü alır 1954’te edebiyat alanında Nobel Ödülü’nü almasını sağlayan bu kitabı Viyana’yı terkettiği sırada ölen profesyonel bir askerin öyküsünü anlatan birönceki romanı “Across the River and into the Trees” (1950) kadar heyecaala övülmüştür
1960’tan sonra Hemingway Ketchum’da (Idaho) yaşamaya başladı ve yaşamını ve çalışmalarını önceki gibi sürdürmeye çalıştı Bir süre için başarılı oldu, ancak daha sonra, anksiyete ve depresyon dolayısıyla Rochester’da Mayo Clinic’te elektroşok tedavisi görmeye başladı Eve dönmesine iki gün kala birsilahla yaşamınasonverdi

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.