Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
basım, buluşlar, kağıt, keşifler

Kağıt Ve Basım (Keşifler Ve Buluşlar)

Eski 05-12-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Kağıt Ve Basım (Keşifler Ve Buluşlar)



Kağıt ve Basım
(Keşifler ve Buluşlar)
Ortaçağ, tekniğin doğuş çağıdır: Doğum uzun, güç ve acılı olmakla birlikte, sonları yaklaştıkça gelecek çağların uygarlığının temelini kuracak, en önemli üç icadın gerçekleştirildiğini görüyoruz Bunlar, ortaçağın uygarlığa başlıca katkıları ve önemli çıkış noktaları olmuştur Bu noktalardan yapılan üç atılım, toplumu modern çağın eşiğine getirivermiştir

Bu icatlardan birincisi, baskı dır Gutenberg’den önce hazırlanmış bir kitaba bakarsak bu icadın önemini daha iyi kavrayabiliriz: Madenden, deriden ya da tahtadan yapılma iki levhanın arasına sıkıştırılmış kocaman bir şey… İçinde, papazların aylarca çalışarak, büyük bir sabır ve sanatla meydana getirdikleri bir teoloji ya da metafizik eserinin kopyası var Görülüyor ki, kitap, o çağlarda pahalı bir lüks eşyasıdır En büyük kitaplıklarda bile birkaç yüzden fazlasını bulmak imkânsızdır Bunlardan birini Tıp Fakültesinden ödünç almak isteyen Kral XI Louis bile gümüşlerini rehin bırakmak zorunda kalmıştı

XIV yüzyılın sonlarında, ansızın ortaya “Kylographie”ler çıkıverdi Bunlar, üzerlerine desenler oyulmuş tahtadan levhalardır ve bu desenlerden birçok sayıda basılabilmektedir Kaynağı ta uzaklarda, Çin’de olan, bu oyma desenli basma resimlerin bazıları 947 yılından günümüze kadar kalmıştır Konu, titizlikle düzleştirilmiş bir levhaya işleniyor; sonra desen ya da yazının çevresindeki tahta çelik kalemle oyuluyor ve geriye kalan kabartma kısımlar iyice mürekkeplenip kağıda basılıyordu

‘Bu tekniği Avrupa’ya getirenlerin Türkler ya da Ruslar olduğu sanılıyor XV yüzyılın başlarında, iyice yaygınlaşan bu yöntemle bir yandan kutsal resimlerin bolca dağılması sağlanırken öte yandan da oyun kâğıtları basılıyordu Oyun kâğıtlarının kaynağı Hindistan olsa gerektir; bunlar, Avrupa’da görünür görünmez kumarbaz kitlesini hemen sarmıştı Bunlar, tahta gravürlerle basımı sayesinde bollaşırca, fiyatları da büyük ölçüde düştü Zamanla bu kâğıtların tek levhayla değil de, biri resmi, öteki yanındaki yazıları taşıyan iki levha kullanılarak basılması düşünüldü Sonra yazıların satırlara, daha sonra da harflere bölünmesi akıl edildi Bütün bu olgular zincirleme olarak birbirini izler yani birinden ötekine kolay geçilir sanılmamak; çünkü sadece hurufatı (basım harflerini) icat etmek yetmez, bunları çabuk basmayı sağlayacak sistemi de kurmak gerekir

Baskının temel bulgusu olan hurufatın 1423′te gerçekleştirildiği, mucidinin de kilise adamlarından ve çağının en önemli “kylografi” basımevlerinden birinin sahibi Coster (1370-1440) olduğu sanılıyor Tahtaya harfleri ilk oyan ve bunları kelimeler ve cümleler yapmak üzere bitiştiren de Coster olsa gerektir 1440′dan çok önce bu yolla birçok kitaplarla Donatus’un “Latin Grameri”ni dizmiş ve basmıştır Sanıldığına göre, gelecek kuşakların Gutenberg adiyle tanıyacakları Jean Gensfleich da onun çırakları arasındaydı 1400′de Mayence’de doğan ve bir yargıcın oğlu olan Gutenberg, ailesinin yoksul düşmesi üzerine bir zanaata girmek zorunda kalınca kuyumculuğu seçmişti Ama kısa süre sonra politikaya fazlaca karıştığından, ülkesinden ayrılmak zorunda kaldı Bir ara Coster’in yanında çalışmış olduğu ve baskının toplum hayatında büyük bir devrim açacağını, o çağlarda sezdiği, kuşku götürmez

Gutenberg’i 1443-1444 yılları arasında Strasbourg’da görüyoruz Harfleri tahtadan değil, dökümle meydana getiriyor; bir yandan da ketenyağı ve is karasıyla ilk baskı örneklerini hazırlıyordu 1448′de, icadından yararlanmak ve para kazanmak üzere Mayence’e döndü İki yıl sonra, zengin bir burjuvadan gerekli para yardımını sağlayarak Pierre Schaeffer’le birlikte işe koyuldu

Böylece baskı tekniği doğmuş oluyordu Mayence’deki küçük atölyede kurşun ve antimon bileşimi kullanılmaktaydı Bundan böyle de dünyanın bütün dökümcüleri hurufat imalinde bu bileşimi kullanacaklardır O dönemde el presiyle sayfanın iki yanına birden basılıyordu Mizanpaj yönünden de belirli bir ilerleme görülmüştü

Uzman tarihçiler, Gutenberg’in ilk bastığı eserin bir astronomi takvimi olduğunu kabul ederler (1447) Bastıklarının en tanınmışı, yalnız on iki tanesi günümüze kadar gelen, iki sütun 36 satır ve 1282 sayfalık “İncil”dir

Gutenberg, 1467 ya da 1468′de öldüğünde, icadı baş döndürücü bir hızla yayılmaktaydı Önce İtalya’yı fethetti; 1464′de Roma yakınındaki Subiaco’da; 1470′de de Roma’da ilk basımevleri kuruldu 1469′da onu Paris’le Fransa izledi Budapeşte ilk basımevine 1473′te, Oxford 1479′da kavuştular Yüzyılın sonlarına doğru sayısız Avrupa şehirlerindeki atölyelerde her boyutta sayısız “İncil” basılmaktaydı

İcat, tanıtılmış, kabul ettirilmişti; iş, bunu mükemmelleştirmeye kalıyordu Büyük basımcılar sırayla sahneye girmeye başladılar: 1490′da Aide Manuce, Venedik’te 1504′te Henri Estienne, Paris’te; 1555′te Christophe Plantin Anvers’de; 1587′de Louis Elzevir, Leyde’de… Ancak Gutenberg’in kullandığı “gotik” harfler yerine 1464′te “romen” harfleri; 1500′de de “italik”ler kullanılmaya başlandı

Bu büyük icadın paha biçilmez sonuçlarını sayıp dökmeye gerek var mı? İlk ağızda felsefe eserleri ve kutsal kitaplar yayımlanmış; ucuzluğu ve küçük hacmi yüzünden herkesin kitap sahibi olabilmesi, böylece her düzeyde ve zekâda insanın okuyabilmesi, eleştirebilmesi sağlanmıştı Bu, insanı doruğa yükseltme amacını güden kendine özgü bir uygarlığın hareket noktası oldu



KÂĞIT

Basım tekniği, cahillikle mücadelede ve uygarlık yolunda ilerlemede eşsiz bir silah oldu Gutenberg’den kırk yıl sonra, Nurenberg’de yirmi dört preslik, yüz işçinin ve ayrıca ‘musahhih’lerle ciltçilerin çalıştığı bir basımevi kuruldu Ancak, yeterli miktarda kâğıtla desteklenmemiş olsaydı, bu basımevi kurulamaz ya da devam edemezdi

Az önce sözünü ettiğimiz ikinci büyük ilerleme, “kâğıt” tır Kâğıt da Çin’den geliyordu ve yeni bir icat değildi

Eskilerin yazı gereci olarak değişik maddeler denemiş olduklarını biliyoruz Mısırlılar “Papirüs” adını verdikleri bir tür kamışın gövdesini kurdele gibi kesmişler; bunları bizim kontrplakları yapıştırdığımız gibi yapıştırarak uzun bantlar meydana getirmişler ve üzerlerine hiyeroglif (resim yazısı) yazmışlardı Mezopotamyalılar da, kil tabletlerden yararlanırlar, bunların üzerine çivi yazısı yazarlardı Çinliler, yazıya önce tahta levhaları oyarak başladılarsa da giderek kalemi bırakıp fırçayı tercih ettiler Sonra, sanatçılara özgü bir incelikle ipekli kumaşlar üzerine “ideogram”lar (bir fikri harflerle değil resim ya da o düşünceyle ilgili işaretlerle yazma sistemi, ideograf: Bu resim ya da işaretlerden, biri) çizmeye başladılar

Çinlileri yazmak için başka bir madde aramaya yönelten, kullandıkları maddenin çok pahalı oluşuydu her halde Öte yandan Uzak Doğu keçenin de vatanıdır ve keçe yapımı kumaştan önce başlamıştır, öyle ki, üstünde fırçayla yazı yazılmasına elverişli bir çeşit keçe imal etmeyi düşünmelerine şaşmamak gerekir Görevine “Tarım Bakanlığı” diyebileceğimiz Tsay-Lun, 105 yılında bu alandaki araştırmalar” geniş çapta destekledi İpek kalıntılarını lime lime ettirip suda bıraktırdı Böylece, bir tür hamur elde edildi Sonra bu sulu hamur, sepetten yapılmış bir kalburun içine konulup süzüldü Kalburda kalan lifli madde, kâğıttı

Tsay-Lun çalışmaları sürdürdü ve daha ucuz bir hammadde, sözgelişi bambu ya da incir ağacı denenmeye başlandı; kalbur da geliştirildi Denemelerin gizli tutulması emredilmiş olmakla birlikte, bu teknik kısa sürede duyuldu Bunun üzerine 751′de Çinli kâğıt işçileri tutuklanıp Semerkant’a sürgün edilince, orada hammaddesi keten ya da kenevir olan kâğıt imal etmeye başladılar Bir çeyrek yüzyıl sonra, kâğıt tekniğinin sırrı Bağdat’ın, sonra da Şam’ın yolunu tuttu ve buralarda da kâğıt fabrikaları kuruldu Araplar yoluyla yayılarak Fas’a ve 1145′te İspanya’ya vardı Fransa’da ilk “kâğıt değirmeni” 1190′da Herault’da dönmeye başladı Bunu ırmak boylarında (Auvergne, Troyes, Floransa) başka değirmenler izledi

Avrupalılar, bu alanda büyük yenilikler getirdiler Hamurlarını tahtadan değil, keten ve pamuklu kumaşları parça parça ederek elde ediyorlardı Yazılarını fırçayla değil, kaz tüyüyle yazdıklarından, elde edilen kâğıdı -direncini çoğaltmak için- jelatine batırıyorlardı Bir direnç sayesinde, Gutenberg maden hurufat pres kullanabilmişti

Tabii kâğıt, hayvan derisinden yapılan ve çok pahalı olan parşömeni (bu kelime Bergama şehrinin adından gelmektedir “Tirşe”de denilir Bugünkü “parşömen kâğıdı” ile karıştırılmamalıdır) hemen gözden düşürdü Yeni sanayi, basımın yaygınlaşmasıyla ilerledi Hem öylesine ilerledi ki, kısa zaman sonra hammadde sıkıntısı çekilmeye başlandı Yün işe yaramadığından, mısır kutnusuna (öbür adı “dimi” Sıkı dokunmuş bir çeşit pamuk bez) başvurmak gerekti Ancak öte yandan halkın bir kısmı zenginleştiğinden, çamaşır ihtiyacı da artmış; bu yüzden pamuklu kumaşta da büyük imalât artışı olmuştu Moda, bilimin yaygınlaşmasına hizmet ediyordu…

Wikipedia Bilgisi: Kâğıt, hamur haline getirilmiş, çeşitli nebati (bitkisel) maddelerden yapılan, üzerine yazı yazılan, ince, kuru yaprak İnce bitki liflerinin keçeleşmesi ile meydana gelen bugünkü kağıdın ilk olarak MS 1 yüzyılda Çin’de yapıldığı sanılmaktadır

İnsanoğlunun hayatının bir parçası olan yazı, daha önceleri, düz konik, taş ve ağaç gövdeleri ile killi topraktan yapılmış yazı levhaları üzerine yazılmaktaydı

Kağıdın Tarihçesi

Aslında MÖ 4000 yıllarında Mısır’da bulunan Cyperius (papirüs) denilen bitkinin sapı uygun boyutlarda kesilip bir tahta üzerine dizilip, sulu vaziyette tokmaklanarak bir çeşit kağıt üretilmekdeydi Yapılışı ve özelliği bakımından bugünkü kağıttan farklı olmakla beraber, kağıt ismi bu papirüs kağıdından kalmıştır


Papirüsle beraber, çeşitli hayvan derilerinden yapılan pergament (parşumen) kağıdı da tarih boyunca kullanılmıştır Parşumen, bugün bile kullanılan, yazı yazmaya ve resim yapmaya çok elverişli, uzun ömürlü bir kağıt çeşididir

Kağıt, ilim ve kültürün yayılıp gelişmesinde çok büyük bir rol oynamıştırve ilk para mantığının birşeyler satın alma, değiş tokuş gibi parasal şeylerin başlangıcı olmustur Yazma, taşıma ve muhafazasındaki kolaylıklar, herhangi bir yerdeki ilim ve bilginin çok kısa bir zamanda dünyanın her tarafına kolayca yayılmasını temin etmiş, böylece bugünkü medeniyete ulaşılmasının başlıca vasıtalarından birisi olmuştur Bugünkü dünyada kağıt, en başta gelen sanayi mamüllerinden biridir ve günlük hayatta en çok ihtiyaç duyulan maddelerden biridir İlmi çalışmalar, eğitim ve öğretim müesseseleri, her türlü basın, yayın faaliyetlerinin yanısıra para basımında, ambalaj işlerinde, mutfakta ve daha pekçok yerde kağıt kullanılmaktadır

Eskiden kağıt üretimi az yapıldığı için, dünyanın her yerinde kıymetli tutulurdu Sonradan üretimin bollaşması ve yaygınlaşması ile eski itibarını kaybetti Ancak son yıllarda kağıt yapımında kullanılan hammaddenin tükenmeye yüz tutması, artan maliyetler ve diğer sebeplerle günden güne kıymetlenmektedir

Kağıdın kimin tarafından bulunduğu bugün kesin bilinmemektedir Ancak bugünkü kağıt hamuru ile elde edilen kağıdın ilk modeli milattan sonra 105′te Çin’de Ts’ai Lun adında bir saray görevlisi tarafından yapıldığı kabul edilmektedir Ts’ai Lun Ağaç kabukları, bez parçaları ve diğer lifli malzemeleri özlü ve yumuşak bir hamur haline gelinceye kadar dövüp, elde ettiği hamuru geniş bir tekne içinde suyla karıştırarak ilk mekanik odun hamurunu elde etti Daha sonra gözenekli bir kalıbı, hamurun içine daldırılıp yukarıya kaldırıldığında, su gözeneklerden süzülerek aşağıya akıyor, kalıbın yüzeyinde lifli bir tabaka kalıyordu Bu tabaka kalıp üzerinden alınıp kurutulduğunda ve üzeinden el yapımı silindirlerle ilkel kalenderlemeden sonra kullanıma hazır hale geliyorduKeşfinden bugüne kadar 2000 yıl geçmiştir Orta Asya’da yapılan araştırma ve kazılarda, üçüncü ve yedinci yüzyıllar arasında kullanılan kağıtların dut ağacı kabukları, kendir, kenevir ve pamuktan yapılmış olduğu anlaşılmıştır

Kağıt, Çin’den, Orta Asya’ya oradan da İran’a geçti 751 senesinde yapılan Talas Meydan Muharebesinden sonra, Çin’den alınan esirlerden kağıt yapımı öğrenildi Çin’in dışında ilk defa Semerkand’da kağıt yapım merkezi kuruldu

Yakın Doğuda ilk defa Abbasi hükümdarı Harun Reşid zamanında 754 senesinde Bağdat’ta kurulmuştur Batı alemi ise Müslümanlardan 400 yıl gibi uzun bir zaman sonra yine Müslümanlar sayesinde kağıdın varlığından haberdar oldular Bundan sonra Şam, Trablusşam, Yergen ve Mısır’da kağıt fabrikaları kurulmuştur

Kuzey Afrika’nın Müslümanlar tarafından fethedilmesi ve daha sonra İspanya’ya geçilmesi üzerine, kağıt fabrikaları da oraya taşınmıştır Müslümanlar tarafından kurulması ve Avrupa’nın ilk kağıt fabrikası olması bakımından bu fabrikalar çok önemlidir

Böylece Çin’de binlerce yıl önce imalatına başlanan kağıt, zamanla daha yeni metodlarla üretilmiş ve 18 yüzyılda Fransa’da ilk defa kağıt makinası yapılmıştır Kağıt makinalarında da sürekli olarak teknolojik gelişmelere paralel olarak değişiklikler olmuş ve bugünkü çok motorlu tahrik sistemli, Hamurun kesafet (yoğunluk), sıcaklık, pH, gramaj ve rutubet gibi özelliklerini kontrol altında tutabilen otomatik kağıt makinaları ortaya çıkmıştır

Türkiye’de kâğıt üretimi

Türkiye’de de dünyadaki gelişmelere paralel olarak kağıt sanayii sürekli bir ilerleme göstermiştir Osmanlılar, kağıt ihtiyaçlarını doğudan temin ediyorlardı Evliya Çelebi’nin Seyahatname adlı eserinden,İstanbul’da Bizans’tan kalma bir kağıt fabrikasının, Kağıthane semtinde bulunduğu öğrenilmiştir Üçüncü Sultan Selim Han zamanında, küçük de olsa bir kağıt fabrikası yapılmış, fakat daha sonra üretimin çok pahalıya mal olması sebebiyle fabrika kapatılmıştır


İlk kağıt fabrikası 1744 yılında Yalova’da kurulmuştur İbrahim Müteferrika tarafından ilk Türk matbaasının kurulmasıyla artan kağıt ihtiyacını temin etmek için, Yalova’da kağıt fabrikasının yapılmasına karar verildi Bu fabrikada birçok cins kağıt imal edildi Sultan Birinci Mahmud Han bu fabrikadan çok memnun oldu Kur’an-ı kerim ve diğer İslami kitapları çoğaltmak gayesiyle başka kağıt fabrikalarının da yapılmasını istedi Fakat su azlığı, su yollarının bozulması ve Avrupa kağıtlarının rekabeti yüzünden, Yalova Kağıt Fabrikası kapandı Osmanlı Devleti zamanında kurulan uzun ömürlü fabrika Beykoz Kağıt Fabrikasıdır 1804′te hizmete açılan bu kağıt fabrikasında İngiliz ve Flemenk kağıtları kalitesinde kağıt yapmak istenmiştir Bilahare dışarıdan kağıt getirmek daha ekonomik olmuş, yabancı devletler kağıtlarını maliyetin altında, zararına Türkiye’ye satmak suretiyle kağıt sanayisi baltalamışlardır Neticede Beykoz Fabrikası da kapanmıştır

İzmir Kağıt Fabrikasının temeli ise 1844′te atıldı Fabrikanın buhar kuvvetiyle çalıştırılması kararlaştırılmıştı Bu fabrika bir süre devletin kağıt ihtiyacını karşılayabilmiştir Yine Avrupa’nın çeşitli oyunları neticesinde kapanmaya mahkum olmuştur

Hamidiye Kâğıt Fabrikası, Osmanlı Devleti döneminde kurulan son kağıt fabrikamızdır Sultan İkinci Abdülhamid Han, Hamidiye Kağıt Fabrikasını kurmakla Serkarın Osman Beyi vazifelendirmiştir Fabrikanın yeri olarak Beykoz’da, Kır Mevkii ve Hünkar İskelesi seçilmiştir Osman Beyin oğlu Ali Cevat Beyin 42 dönümlük yeri de satın alınarak genişletilmiştir Bu fabrika İstanbul ve Londra’da şubeleri olan Hamidiye Kağıt Fabrikası veya Ottoman Paper Manifacturing Company Limited adıyla kurulan şirket tarafından idare ediliyordu Şirketin çıkardığı hisse senetleri satılmadı Masson Scott firması bir müddet bu fabrikayı çalıştırdı Şirket (Hamidiye Kağıt Fabrikası), borcunu ödemeyince mahkeme kararıyla Masson Scott firmasına devredildi Bilhahare bu firma da 1912 yılında hisse senetlerini satışa çıkardı Hamidiye, şirketi tekrar satın aldı Fakat o sırada Birinci Dünya Savaşı çıkınca İngiliz personeli memleketine döndü Osmanlı Devletinin savaştan yenik çıkması üzerine galip devletler kağıt fabrikasını dağıttılar

Cumhuriyet döneminde ilk kâğıt fabrikaları

Cumhuriyet döneminde ilk kâğıt fabrikasının temeli İzmit’te 14 Ağustos 1934′te atıldı ve fabrika 1936 yılında işletmeye açıldı Bu fabrikaya 1944 yılında ikinci kağıt selüloz fabrikası, 1945′te Klor Alkali Fabrikası ilave edildi 1954′te de üçüncü kağıt fabrikası kuruldu 1957′den sonra eski makineler değiştirildi 1960 yılında dördüncü, 1961′de beşinci kağıt fabrikası kuruldu 1955 senesine kadar Sümerbank Kağıt ve Karton Fabrikası ismi ile çalıştıktan sonra İzmit Selüloz Sanayii Müessesesi adı verildi Bilahare, 1955′te çıkarılan bir kanunla Sümerbank’tan ayrılıp Türkiye Selüloz ve Kağıt Fabrikaları İşletmesi Genel Müdürlüğü (SEKA) adı ile iktisadi bir devlet kuruluşu oldu


SEKA

İzmit’te SEKA’ya bağlı yedi kağıt ve karton fabrikasının yanısıra, Mekanik Odun Hamuru Tesisleri, Oluklu Mukavva, Odun Selülozu Fabrikası, Saman Selülozu Fabrikası, Klor Alkali Fabrikası, kuvvet santralı, su tesisleri ve atölyeler vardır


SEKA’nın Zonguldak-Çaycuma kuruluşu 1970′te işletmeye açılmıştır Burada kraft selülozu, kraft kağıdı ve yarı kimyevi selüloz imal edilmektedir Giresun-Aksu’daki mekanik odun hamuru ve gazete kağıdı tesisi ile 1971′de açılan Muğla-Dalaman’daki tesisler de SEKA’ya bağlıdır Dalaman’daki tesiste sülfat ve viskoz selülozu, tabii kağıt ve karton imal edilmektedir

SEKA’ya bağlı diğer tesis ve müesseseler de 1975′ten sonra hizmete açılan Afyon Beyaz Saman Selülozu Tesisi, Balıkesir Selüloz Kağıt Tesisleri Antalya Kraft Selülozu ve Kraft Kağıdı Tesisleri, Akdeniz (İçel), Kastamonu, Bolu müesseseleridir 1936 yılında 10000 ton olan kağıt üretimimiz, 1992 yılında 932000 tona ulaşmıştır Bu miktarın yarısını SEKA üretmekte, diğer yarısını da özel sektör üretmektedir

Kâğıt çeşitleri

Hayatın her safhasında çok çeşitli maksatlarla kullanılan kağıt, ağırlığına (gramajına), kullanılan hamurun cinsine, dolayısıyle yırtılma ve patlama mukavemetine ve buna benzer diğer özelliklerine göre çeşitli sınıflara ayrılabilir Fakat genel hatları ile şu şekilde tasnif etmek mümkündür:


1 Yazı tabı kâğıtları (1, 2 ve 3 hamur kâğıtlar, ofset kâğıdı, aydınger kâğıdı vb),
2 Sargılık kâğıtlar,
3 Kraft torba veya çimento torba kâğıdı,
4 Temizlik kâğıtları ve hijyenik kâğıtlar,
5 İnce özel kâğıtlar (sigara kâğıdı vb),
6 Oluklu mukavva kâğıtları (kraft yüzey kağıdı, atık kağıt yüzey kağıdı, oluklu katı kağıdı),
7 Kartonlar


Bir başka sınıflandırma ise:

1 Kültürel kâğıtlar,
2 Endüstriyel kâğıtlar şeklinde olabilir


Kâğıdın hammaddesi

Kâğıdın ana hammaddesi odundur Kâğıtlık odun, mobilya vs üretiminde kullanılan odundan düşük, yakacak olarak kullanılan odundan daha yüksek kalite seviyesindedir Bu odun da, ya iğne yapraklı (çam vb yumuşak) ağaçlardan veya yapraklı (meşe vb sert) ağaçlardan elde edilir


Aslında memleketin orman kaynaklarının tüketiminde kağıt sanayii, orman ürünleri sanayii ve yakacaktan sonra üçüncü sırayı işgal etmekle beraber, ormanın yetişmesinin çok zaman alması dikkate alınırsa, sadece kağıt sanayii bile, ormancılığa gereken önem verilmezse, bir memleketin orman kaynaklarını kısa zamanda tüketebilecektir Bundan dolayı bütün dünyada kağıt sanayii, odun dışındaki kaynaklara her geçen gün daha süratle yönelmektedir Bunlar arasında yıllık bitkiler olarak bilinen saman, kamış, kendir-kenevir ile tütün, ayçiçeği vb bitkilerin sapları sayılabilir Çok çeşitli olan bu bitkiler arasından şimdiye kadar sadece saman, kamış ve kendir ekonomik kullanım seviyesine erişebilmişlerdir Genellikle diğerlerinin toplanması ve stoklanması ekonomik gözükmemektedir

Kâğıtların geri dönüşümü

Diğer önemli bir hammadde eski kağıttır Eski ve atık kağıtlar, ucuz bir hammadde olarak görünmekteyse de kullanılan baskı mürekkebi ve kağıdın yapısına bağlı olarak mürekkep çıkarma işlemi, özellikle yazı tabı kağıtları yapımında en önemli problemi teşkil etmektedir Bu kabil eski kağıttan, mürekkebi çıkarılmadan, halen yaygın şekilde kullanılan gri karton üretimi yapılmaktadır


Yardımcı hammaddeler

Bunlar dolgu maddeleri, boyar maddeler ve kağıdı yapıştırıcı maddeler olarak üç bölümde mütalaa edilebilir:


Dolgu maddeleri, liflerden meydana gelen ve girintili çıkıntılı bir durumda olan kağıt yüzeyine lifler arasındaki boşlukları doldurarak, daha düzgün bir şekil vermek maksadıyla kullanılır Bunun yanında mürekkebin dağılmasını önleyerek, daha iyi emilmesini sağlar Kağıdın parlaklığını arttırır Kağıdın yumuşaklığını da olumlu yönde etkiler

Diğer yandan lifler arası bağlantıyı zayıflattıklarından kağıdın kopma, yırtılma, çift katlama ve patlama direncini zayıflatırlar Kağıt makinasına hamur verilirken, eleğin üzerinden akan hamurun üst tarafında daha çok tutunduklarından, kağıtta iki yüzlülük meydana getirebilirler Kağıdın yapışmasına menfi tesirleri vardır Kağıt üzerinde zayıf tutunmaları halinde silme sırasında leke ve kirlenmeye, yıpranmaya sebeb olurlar

Fazla oranda kullanılmaları işletmeci açısından kağıdın maliyetini düşürücü bir unsur olarak görülebilirse de, sayılan mahzurları da dikkate alınarak ancak belirli bir oranda dolgu maddesi kağıt hamuruna ilave olunabilir

Baryum sülfat, kalsiyum sülfat (CaSO4) vb dolgu maddeleri içinde daha çok yaygın olarak kaolen (bir çeşit kil) kullanılmaktadır

Kağıda istenen rengin verilebilmesi için yeterli miktarda boyar madde (sentetik boyalar veya pigmentler) kullanılır

Çeşitli kağıtların (özellikle baskı, para ve harita kağıtları gibi) su ve mürekkep gibi sıvı maddelere karşı dayanıklı olmaları istenir Bu maksatla kağıdın iç yapıştırmasını sağlamak için kağıt hamuruna, lifler süspanse haldeyken, önce belli oranda kolofan ilave edilir Daha sonra kolofanın lifler üzerinde çökmesini sağlamak için şap katılır Çam ağaçlarından elde edilen reçine, % 80 oranında kolofan ihtiva etmektedir

Kâğıt yapımı

Kağıt imalatı yapan fabrikaları; kağıt hamuru fabrikaları -bugün selüloz fabrikaları olarak bilinmektedir ve kağıt fabrikaları olarak ikiye ayırmak mümkündür Ancak bugün kağıt fabrikaları hem kağıt hem de hamur üretimi yapan entegre tesisler olarak kurulmaktadır


Hamur üretim bölümünde çeşitli metodlarla sözkonusu hammaddelerden kağıt hamuru üretilir Üretilen hamur ya sulu halde uygun karışımlar ile doğrudan doğruya kağıt makinasına verilir veya suyu alınarak yoğunlaştırılmış halde stoklanır

Başlıca kağıt hamuru (selüloz) üretim yöntemleri

Mekanik hamur

Genellikle meşe gibi bazı yapraklı ağaçların dışında ağaçlar 1-1,5 m boylarda kesilerek, gerekiyorsa nemlendirildikten sonra, taşlı liflendirici denilen bir makinada liflerine ayrılarak lif su karışımı süspansiyonu elde edilir Kirlilik yaratacak maddeleri ve büyü kıymıkları ayırmak için muhtelif eleklerden geçirildikten sonra, kağıt makinası hamur hazırlama kısmına veya kesafeti arttırılarak özel havuzlarda depolanır


Tomrukların makinaya verildiği bölmelerine göre, zinciri veya pistonlu olarak ayrılabilir Pistonlular ise kendi içinde tek cepli ve çok cepli gibi tasarımları mevcut Tomruk, basınç uygulanarak dönen bir taşa bastırılır, yaklaşık 1,5 m çapı olan taş suni taştır

İşlem çok basit olmakla beraber, çıkan hamurun kalitesini kontrol altında tutma zorluğu, işlemin en büyük dezavantajını teşkil etmektedir Bir ton mekanik hamur üretebilmek için 2,33 m³ kabuğu soyulmuş oduna (verim %98), 10-15 m³ temiz suya ve 800-1500 kWh elektrik enerjisine ihtiyaç vardır Ayrıca bu hamurla her tür kağıdı üretmek mümkün değildir Daha çok rengin ve fiziksel direncin daha az önemli olduğu ve hacimliliğin önemli olduğu kağıt türlerinin yapımında kullanılmaktadır

Rafinör mekanik hamuru

Bu yöntemde de kimyasal madde kullanılmaz, ağaç yongaları diskli rafinörlerde liflerine ayırarak, hamur üretimi yapılmaktadır Odun, ya tomruk halinde fabrikaya gelmekte ve yongalanmakta veya yongalanmış veya kereste fabrikalarının talaşı olarak gelmekte ve rafinörlere verilmekte


Hamurun kalitesi taş mekanik hamurdan daha iyi (% 50-% 100) olmakla beraber bu üstünlük % 50 daha fazla elektrik enerjisi harcanarak sağlanır (ton başına 1200-2200 kWh) Buna karşılık, testere talaşı gibi çok daha ucuz odun hammaddesi kullanılabilmektedir

Termomekanik hamur

Rafinör mekanik hamur usulünden farklı olarak odun yongalarının rafinöre girmeden önce buharla ön işlem uygulayarak yumuşatılmasıdır Bundan dolayı liflendirme işleminde lifler daha az hasar görerek daha iyi nitelikte bir hamur elde edilebilir


Kimyasal hamur (selüloz)

Yarı kimyasal hamur üretim yöntemleri olmakla bereber birçok kimyasal hamur üretim yöntemi bulunmaktadır Bunlardan en yaygın olarak kullanılan sülfat (kraft) yöntemidir


Sülfat işleminde hazırlanan her türlü yonga esas olarak alkali ve sodyum sülfit çözeltisi içerisinde 160-170°C’de 2-3 saat pişirilir

Çözelti tekrar kullanılmak üzere kurulan geri kazanma üniteleri ile geri kazanılır İşlem güçlü hamur üretimi için uygun ise de yeterli teknoloji seviyesinde olmayan ve kimyasal madde tedarikinde güçlükleri bulunan memleketlerde problemler çıkarmaktadır

Gazete kağıtları % 100 oranında mekanik rafinör, termomekanik veya kimyasal termomekanik hamurdan yapılabilirse de çeşitli bakımlardan bir miktar (% 10-20 civarında) sülfat prosesi ile imal edilmiş selüloz katılması uygun görülmektedir Dergi kağıtlarında mekanik hamur % 60 - % 100 oranında kullanılmaktadır Kaliteli baskı kağıtları ise % 100 kimyasal hamurdan imal edilmektedir (I hamur) Oluklu mukavva ve çimento torba kağıtlarında genellikle mukavemeti yüksek sülfat hamur kullanılmaktadır

Önceki kısımlarda bahsedilen hammaddelerden, anlatılan metodlarla elde edilen kağıt hamuru (selüloz), hamur hazırlama bölümünde işlem gördükten sonra dolgu, boyar vb katkı maddeleri ilave edildikten sonra kağıt makinasına verilmektedir Kağıt makinasına ço düşük kesafette (yaklaşık %1-1,5) verilen hamur çeşitli kademelerden geçerek suyu uzaklaştırılır, bunlar şekillendirme, presleme, kurutma ve gerekirse yüzey basınça düzgünleştirme veya kaplama aşamalarıdır Üretilen kağıt makinenin genişliğinde olan bir tampon adı verlen ruloya sarılır Bu kağıt kesilerek bobin veya tabaka haline getirilir ve kullanıma sunulur

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.