|  | Fecr-i Ati Döneminin Önemli Sanatçıları |  | 
|  05-12-2009 | #1 | 
| 
Şengül Şirin   |   Fecr-i Ati Döneminin Önemli SanatçılarıTürk Edebiyatının Dönemleri… (Fecr-i Ati)  Fecr-i Ati  Döneminin Önemli SanatçılarıDönemin belli başlı temsilcileri şunlardır: Ahmet Samim, , Ahmet Haşim, , Emin Bülent Serdaroğlu, , Emin Lami, , Tahsin Nahit, , Celal Sahir, , Cemil Süleyman, , Hamdullah Suphi Tanrıöver, , Refik Halit Karay, , Şahabettin Süleyman, , Abdülhak Hayri, , İzzet Melih Devrim, , Ali Canip Yöntem, , Ali Süha Delilbaşı, , Faik Ali Ozansoy, , Fazıl Ahmet Aykaç, , Mehmet Behçet Yazar, , Mehmet Rüştü, , Fuat Köprülü, , Müfit Ratip, , İbrahim Alaettin Gövsa Ahmet Haşim (1884-1933): Fecr-i Âtî şiirinin en önemli ismidir  Sanat için sanat yapmıştır  Sembolizmin en önemli temsilcisidir  İşlediği başlıca temalar tabiat ve aşktır  Şiirlerinde hayalle birlikte musikiye önem vermiştir  Lirik bir şairdir  Tamamen aruzu kullanmıştır  Dili süslü ve sanatlıdır  En çok serbest müstezadı kullanmıştır  Ona göre   şiir anlaşılmak için yazılmaz, şiirde anlam  aranmaz; şair bir hakikat habercisi,   şiir dili de bir açıklama vasıtası değildir  Şiir duyulmak için yazılır ve okunur; şair tabiatın kendine hissettirdiklerini sembollerle şiirine yansıtır, okuyan da kendi hayal dünyasına uygun olarak algılar;  şiir dili de telkin görevindedir   Şirin dili musiki ile söz arsında ve sözden ziyade musikiye yakındır  Şiirde musiki anlamdan daha önemlidir  Haşim’e göre şiirin kaynagi şuuraltidir  Şiirlerinde diş dünyayi, kişinin iç dünyasinda, ruhunda aldigi şekillerle yansitmaya çalişir  Diş dünyaya ait izlenimleri kendi dünyasinda şekillendirerek ve renklendirerek ortaya çikarir  Şiirlerindeki tabiatla ilgili kavramlar, akşam, gurup, şafak, gece, mehtap, yildizlar, göller, ormanlardir  Şairin şahsinda var olan içe dönüklük, şiirlerinde realiteden kaçiş olarak ortaya çikar  Şiirlerini Piyaleb ve Göl Saatleri adli eserlerinde toplamiştir  Nesirleri: Gurabahane-i Laklakan, Bize Göre, Frankfurt Seyahatnamesi   Fecr-i Ati topluluğunun en başarılı santçısı olan Ahmet Haşim topluluk dağıldıktan sonra çalışmalarına bireysel olarak devam eder  Şairin yaşamı santını derinden etkiler  Bu nedenle şiirlerinde çocukluk anıları, aşk ve doğa konularında yoğunlaşır  Karamsar yaklaşımı onun belirgin özelliğidir  Şiirlerinde ağır ve süslü bir dil kullanmasına rağmen nesirlerinde daha açık ve nispeten yalın bir dil vardır  Piyale adlı şiir kitabının önsözünde şiir anlayışını şöyle açıklar: ‘Şiirin asıl özelliği ‘duyulmak’tır  Şiirin dili musiki ile söz arasında ve sözden ziyade musikiye yakındır  Yani bu dil, bir açıklama vasıtası olmaktan ziyade bir telkin vasıtasıdır ve şiirde musiki anlamdan önce gelir  Bu bakımdan kelimeler, şiire, anlam değerlerinden çok musiki değerleriyle girerler  Şiirin anlam bakımından açık olması zaruri değildir  Şiirin doğduğu yer şuuraltıdır  Konu ise sadece terennüm için bir vesiledir’  Şiirde musikiyi ön plana alan, anlam açıklığını ikinci plana atan, mısralarda geniş ve akıcı bir telkin yeteneği arayan ve şiirin kaynağını bilinçaltında bulan bu anlayış ile sembolizmin şiir anlayışı arasında yakınlıklar vardır  Ancak sembolist şiirin asıl unsur olan sembol, Haşim’in şiirlerinde yoktur  Onun, anlamı anlaşılmayan veya değişik yorumlara elverişli bulunan şiirleri pek azdır  Bu bakımdan Haşim’i sembolist bir şair olarak kabul etmek pek güçtür  Haşim’in şiirine en uygun anlayış tarzının, empresyonizm olduğu kabul edilebilir  Gerçekten şiirlerinde dış dünyaya ait gözlemlerinin kendi iç dünyasında yarattıığı izlenimleri aksettirmesi bu anlayışın en açık göstergesidir  Göl Saatleri’nin küçücük ve manzun ‘Mukkadime’si de empresyonizmin özlü bir ifadesinden başka bir şey değildir  Şiirleri: Göl Saatleri, Piyâle Nesirleri: Gurebâ-hane-i Lâklâkan, Bize Göre Gezi Notları: Frankfurt Seyahatnamesi Refik Halit Karay (1888-1965): Fecr-i Âtî’den sonra Millî edebiyat hareketine katılmıştır  Eserlerini de bağımsız bir şahsiyet olarak vermiştir  Edebî hayatı köşe yazarlığı ile başlamıştır  Sonra da sırayla hikâyeciliği ve  romancılığı gelir  İlk yazılarında   günlük hayatı ele almış, sosyal hayattaki çarpıklıkları, zekî ve nükteli bir üslûpla dile getirmiştir  Hayatın gülünç yanlarını karikatürize etmiştir  Sade ve temiz bir dille yazdığı Memleket Hikâyeleri’nde Anadolu insanının hayatını bütün canlılığı ile yansıtmıştır  Gözlem yeteneğinin üstünlüğü dikkat çeker  Eserlerinde kişilerin ruh tahlillerine fazla değinmez  İnsanların dürüst olmayan, kurnazlık ve menfaatçilikle ilgili yönlerini ortaya kor  Bunu mizah ve  eleştiri ile yapar  Hiciv, eserlerinde önemli bir unsurdur  Şahısları kendi sosyal çevreleri ile birlikte anlatır  Konuşma dilinin bütün canlılığını ve tabiiliğini ortaya kor   Romanları: İstanbul’un İç Yüzü, Çete, Sürgün, Nilgün, Bugünün Saraylısı, Kadınlar Tekkesi, Anahtar Hikâyeleri: Memlekete Hikâyeleri, Gurbet Hikâyeleri (Hatay’da sürgünde yazdığı eseridir)   Hiciv ve Mizah Yazıları: Kirpinin Dedikleri, Deli, Sakın Aldanma İnanma Kanma, Tanıdıklarım | 
|   | 
|  | 
|  |