İmar Affi |
05-10-2009 | #1 |
ysnkrks
|
İmar Affi20 yüzyılın ikinci yarısında, gelişmekte olan ülkelerde hızlı bir kentleşme yaşanmıştırGelişmekte olan Türkiye ve diğer ülkelerde hızlı bir kentleşme yaşanmıştırII Dünya Savaşının ardından sanayinin ve kentsel servis sektörünün artan işgücü gereksinimi, geleneksel toplum yapısının çözülmesi ile kırdan büyük kentlere kitlesel göçlere neden olmuşturAynı dönemde Türkiye’deki kitlesel göç Ankara, İstanbul, İzmir gibi büyük kentlere yönelmiştirKente ve konuta kaynak ayırmayan yada ayıramayan ülkede kente göçenler kendi barınma gereksinimleri ile yüz yüze kalmışlardır Gecekondu kırsal alanlardan kentlere göç edenler için barınma gereksinimlerini karşılayabilecekleri uygun bir barınma yöntemi olarak ortaya çıkmıştırGecekondu denilen yerleşim biçimi kırdan kente göç ile beslenerek kendine özgü dinamikler yaratmıştır Dinamik ve kendiliğinden oluşmuş yerleşme düzenleri ile gecekondu bölgeleri -yasalara uygunsuz- ama yerel yönetimler ve siyasi iktidarlar tarafından, sosyal ve fiziksel hizmet götürme zorunluluğundan dolayı bir sorun olarak kabul edilmiştirVe gecekondu sorununu çözmeyen siyasiler imar affıyla mevcut gecekonduları yasallaştırmış ve sorunun çözmeye çalışmışlardır İlki 1948 yılında hazırlanan imar affı yasaları bugüne dek 11 kez gündeme gelmiştirYapılan bu çalışmada ise imar affı yasaları ve gecekondunun değişim süreci incelenmiş ve günümüze kadar olan gelişmeler irdelenmiştir GİRİŞ Bu çalışmanın ana amacı Türkiye’deki gecekondu olgusunun neden sonuç ilişkileri içerisinde bir süreç olarak tanımlamak ve bu süreçle beraber gelişen imar aflarını irdemektirBu doğrultuda çalışma dört bölümden oluşmaktadır İlk bölümde, gecekondu ve imar affı kavramları açıklanmıştırGecekondu olgusunun bir sorunsal olarak ortaya çıktığı dönem anlatılmış ve bir uyum mekanizması olan gecekondu kavramı çok ölçekli olarak tanımlanmıştırİmar affı yasarı ise hukuki yönden değerlendirilmiş ve şehircilik hukuku ve uygulamaları içerisinde tanımlanması yapılmıştır İkinci bölümde, imar affı ve gecekondunun değişim süreci ele alınmıştırBu süreç kalkınma planları öncesi ve sonrası olarak incelenmiştirBu dönemler kendi içinde bütünlük gösteren dönemlere ayrılarak incelenmiştir Üçüncü bölümde, imar aflarıyla ilgili olarak çıkarılan yasalar irdelenmiştirBu yasalar incelenirken genel özellikleri ve afla ilgili maddeleri ele alınmıştır Dördüncü bölümde, kentsel rant, siyasal ve kentsel popülizm, fiziksel çevre ve planlama pratiği etkileri, değerlendirme ve öneriler başlığı altında imar afları , uygulamaları ve sonuçları değerlendirilmiştir BÖLÜM 1 İMAR AFFI VE GECEKONDU KAVRAMLARININ GENEL TANIMI 11 İmar Affı Kavramının Tanımı II Dünya Savaşından sonra sanayileşmenin gelişmesi ile Türkiye’de gecekonduların ortaya çıkışından bu yana ortaya çıkan ve belli periyotlarla gündeme gelen imar affı, yasalarda kullanılmayan ancak, şehircilik hukukumuza girmiş bir uygulamadır Genel bir tanımlamayla imar affı yürüklükte olan kurallara uyulmayarak belli bir tarih kesitine kadar meydana gelen yapılaşmanın, durum ve konumu itibariyle yasada belirtilen koşullara uygun olanların bağışlanması ve korunması olarak tanımlanabilir Ülkemizde geçerli hukuk sitemine göre, af uygulamaları yasal bir zorunluluk değildir,bir ahlak normundan veya toplumsal yarar sorunundan kaynaklanan uzunca bir süre devam etmiş fiili durumu hukuki anlamda yasallaştırılması şeklindeki uygulamalardır(Tercan 1996) Anayasa mahkemesinin kararlarında af şu şekilde ifade edilmektedir ; “Suç sayılan eylemi değil,cezayı ve ceza davası açılmasını ortadan kaldırırAf, bağışlamadır ve hiçbir zaman eylemi meşru görme değildirDayandığı olayların anayasaya uygun olduğu,hukuk dışı bulunmadığı ve bunun sonucu olarak meşru ve suç sayılmaması gerektiği bir mana taşımamalıdır” (AYMK:E: 1966/27, K:1968/8,RG:2421969) İmar affına ilişkin, ilki 1948 yılında olmak üzere bugüne kadar, bir dizi yasa gündeme gelmiştirİmar affı yasaları, ülkemizdeki geçerli hukuk sistemi içinde, belli bir dönemde uygulanan ve sınırları tanımlı bir sorunu çözmek amacıyla çıkarılmış özel yasa niteliğindedir Çıkarılan imar affı yasaları, imara ilişkin genel hükümleri belirleyen imar mevzuatında (imar yasası ve ilgili yönetmelikleri) değişikliklere neden olmuşturYani genel olarak af tanımında farklı olarak, genel hükümler özel yasalarla değişikliğe uğramıştır ve hukuka aykırı fiili durum hukukileştirilerek suç sayılan eylem meşru görülmüştürDolayısıyla “imar affı” hukuki anlamda içeriği ve sonuçları açısından değerlendirildiğinde af olarak nitelendirilmez (Türksoy, 1996) Genel bir tanımıyla imar affı, yürürlükte olan kurallara uygun olanların bağışlanması ve korunması olarak tanımlanabilir 12 Gecekondu Kavramın Tanımı Türkiye’de gecekondu barınma ihtiyacının toplumsal bir sorun olarak ortaya çıktığı zaman kullanılmaya başlanan bir kavramdırİkinci Dünya savaşı yıllarında kentsel alanlara göç, kentlerde gecekondulaşma başlamıştır; ancak, 20 yüzyılın ikinci yarısından itibaren bu durum sorun olarak nitelendirilmiştir Gecekondu kırsal yörelerden büyük kentlere göç edenler için barınma gereksinimlerini karşılayabilecekleri etkin bir yöntem olarak ortaya çıkmıştırDevlet,Anayasanın 57 maddesinde belirtilmiş olan konut ihtiyacını karşılamaya yönelik tedbirleri almada etkin olmamıştırYasal konut sunumunun sayısal olarak yetersiz kalması ve mevcut konut sunum biçimlerinin de konut talep eden göç etmiş nüfusa uygun olmaması,yasal olmayan bu yerleşme biçimini yaygınlaştırmıştırTüm kentlerde göç ile beslenerek yaygınlaşan gecekondular ,bugün büyük kentlerin %60’ından fazlasını oluşturmaktadır Gecekondu olgusu,ülkenin toplumsal ve ekonomik yapısının mekana yansıyan boyutudurGöç ve gecekondu olguları,Türkiye özelinde bir sorun olarak belirmemiştirSosyal ve ekonomik değişimlerin,klasik pazar mekanizmasıyla düzenlendiği,özellikle az gelişmiş ülkelerde, bu sorun yaşanmaktadırİkinci Dünya Savaşı sonrası gündeme gelen ‘kalkınma’ paradigmasıyla beraber,Türkiye sanayi ağırlıklı kalkınma modelini benimsemiştir Göç hareketinin temel etkeni ekonomiktir,yani üretim ve işgücü ile ilgilidirLiberal anlayış,hem üretim yer seçimi,hem de emek yer seçimi ile ilgili kararın bağımsız olarak verildiği piyasa mekanizmasının hakim olduğu bir sistemdirGöç olgusu girişimci sermayeyle,emek arz eden kesimin mekanda oluşturacağı denge ile ifade edilebilirBöyle bir sistemde beklenen denge üretim ürünlerinin mekanda dağılımı ile emek transferinin,sistemi optimum verime ulaştırması şeklinde tanımlanabilir Türkiye’de göç,toplumun evrimi sırasında geçirdiği dönüşümlere paralel olarak ortaya çıkan tek yönlü bir hareket şeklinde gerçekleşmiştirGöçün kaynağı, ülkesel düzeyde gelişmiş metropollerle , kırsal kesim arasında sürekli işleyen nüfus hareketlerinin oluşturduğu bir mekanizmadır Bu mekanizma, göç yoluyla insan gücünün ve ekonomik artığı kentsel alanlara taşımaktadırDolayısıyla bölgeler arası dengesizlik azalmak bir yana daha da belirginleşmektedir Sanayi öncesi ve sanayileşmemiş yarı dengeli toplumlarda kır ve kent arasındaki sosyal farklılık belirgin değildirBu tip toplumlarda kırdan kente göç edenlerin kent bütünü içinde farklı yerleşme ve yaşam şekli geliştirmediği görülürÖzellikle sanayileşen ülkelerde bu durumun aksine kırdan göç edenlerin kentte tamamen farklı bir yerleşme biçimi oluşturdukları görülmektedir “Gecekondu bir uyum mekanizmasıdırBelli bir sosyal yapının ortaya çıkardığı bir sorundurTürkiye gibi endüstrileşmeyle desteklenmesizin hızla şehirleşen, feodalden kapitaliste doğru yapısal bir değişiklik geçiren, kaynakları sınırlı, kent toprağı ve konut mülkiyeti sınırsız, kentlerde iş olanakları olmayan bir ülkede gecekondu kentlere yeni gelenlerin barınak ve sosyal güvenlik sorunlarını çözümlemek için ortaya çıkardıkları bir olgudur” (Acaroğlu, S1) Gecekondu bir uyum mekanizması olarak kendini 4 şekilde belirlemektedir Sosyo-ekonomik yapısal ve mekansal uyum Ölçeksel Uyum Oluşma biçim ve sürecindeki uyum Bir sosyal güvenlik aracı olarak gecekondu “Gecekondu, bayındırlık ve yapı kurallarına aykırı olarak gerçek yada tüzel, kamusal ve özel kişilerin toprakları üzerine, toprak iyesinin istemi ve bilgisi dışında onarımsız yapılan, barınma gereksinimlerini devlete ve kent yönetime karşılamayan yoksul ve dar gelirli ailelerin yaşadığı barınak türü olarak tanımlanmıştır”(Keleş, 1980) Gecekondu yasası ise, gecekonduyu imar ve yapı işlerini düzenleyen mevzuata ve genel hükümlere bağlı kalınmaksızın, kendisine ait olmayan arazi ve arsalar üzerinde sahibinin rızası alınmadan yapılan izinsiz yapı olarak tanımlanmaktadır Kısaca 775 sayılı yasada yapılan tanımda gecekondunun iki özelliği vardır: Kendi arsa ve arazisi üzerinde yapılmamış olmak İmar mevzuatına ve genel hükümlere bağlı olmamaktır Yapılan bu tanımlamalarda gecekondunun sadece fiziksel değil,sosyal, ekonomik ve toplumsal boyutlarının olduğu anlaşılmaktadır |
|