Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
kemal, namık

Namık Kemal

Eski 05-08-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Namık Kemal









Tanzimat edebiyatının meşhur gazeteci, siyâsetçi, şâir ve yazarı 21 Aralık 1840’ta Tekirdağ’da doğdu 1889’da mutasarrıflık yaptığı Sakız Adasında öldü Bolayır’a gömüldü Yenişehirli Mustafa Âsım Beyin oğlu, Râtib bin Osman Paşanın torunudur Anası Fatma Zehra hanım, Arnavuddur




Namık Kemal ( 1840- 1888) Osmanlı, şair ve yazar Batı edebiyatının yazın türlerini ilk kez Türk toplumsal yaşamına sokmuştur

21 Aralık 1840'ta Tekirdağ'da doğdu, 2 Aralık 1888'de Sakız Adası'nda öldü Asıl adı Mehmed Kemal'dir, Namık adını ona şair Eşref Paşa vermiştir Babası, II Abdülhamid döneminde müneccimbaşılık yapmış olan Mustafa Asım Bey'dir Annesini küçük yaşında yitirince çocukluğunu dedesi Abdüllâtif Paşa'nın yanında, Rumeli ve Anadolu'nun çeşitli kentlerinde geçirdi Bu yüzden özel öğrenim gördü Arapça ve Farsça öğrendi

18 yaşlarında İstanbul'a babasının yanına döndü 1863'te Babıali Tercüme Odası'na kâtip olarak girdi Dört yıl çalıştığı bu görev sırasında dönemin önemli düşünür ve sanatçılarıyla tanışma olanağı buldu 1865'te kurulan ve daha sonra yeni Osmanlılar Cemiyeti adıyla ortaya çıkan İttifak-ı Hamiyet adlı gizli derneğe katıldı Bir yandan da Tasvir-i Efkar gazetesinde hükümeti eleştiren yazılar yazıyordu Gazete, Yeni Osmanlılar Cemiyeti'nin görüşleri doğrultusunda yaptığı yayın sonucu 1867'de kapatıldı Namık Kemal de İstanbul'dan uzaklaştırılmak için Erzurum'a vali muavini olarak atandı Bu göreve gitmeyi çeşitli engeller çıkarıp erteledi ve Mustafa Fazıl Paşa'nın çağrısı üzerine Ziya Paşa'yla birlikte Paris'e kaçtı Bir süre sonra Londra'ya geçerek M Fazıl Paşa'nın parasal desteğiyle Ali Suavi'nin Yeni Osmanlılar adına çıkardığı Muhbir gazetesinde yazmaya başladı Ama Ali Suavi'yle anlaşamaması üzerine Muhbir'den ayrıldı 1868'de gene M Fazıl Paşa'nın desteğiyle Hürriyet adı altında başka bir gazete çıkardı Çeşitli anlaşmazlıklar sonucu, Avrupa'da desteksiz kalınca, 1870'te zaptiye nazırı Hüsnü Paşa'nın çağrısı üzerine İstanbul'a döndü Nuri, Reşat ve Ebüzziya Tevfik beylerle birlikte 1872'de İbret gazetesini kiraladı Aynı yıl burada çıkan bir yazısı üzerine gazete hükümetçe dört ay süreyle kapatıldı Namık Kemal gene İstanbul'dan uzaklaştırılmak için Gelibolu mutasarrıflığına atandı Orada yazmaya başladığı Vatan Yahut Silistire oyunu, 1873'te Gedikpaşa Tiyatrosu'nda sahnelendiğinde halkı coşturup olaylara neden oldu Bu haberi İbret gazetesinin yazması üzerine o sırada İstanbul'a dönmüş olan Namık Kemal birçok arkadaşıyla birlikte tutuklandı Bu kez kalebentlikle Magosa'ya sürgüne gönderildi 1876'da I Meşrutiyet'in ilanından sonra İstanbul'a döndü Şura-yı Devlet ( Danıştay) üyesi oldu Kanun-i Esasi'yi (Anayasa) hazırlayan kurulda görev aldı 1877 Osmanlı-Rus Savaşı çıkınca II Abdülhamid'in Meclis-i Mebusan'ı kapatması üzerine tutuklandı Beş ay kadar tutuklu kaldıktan sonra Midilli Adası'na sürüldü 1879'da Midilli mutasarrıfı oldu Aynı görevle 1884'te Rodos, 1887'de Sakız Adası'na gönderildi Ertesi yıl burada öldü ve Gelibolu'da Bolayır'da gömüldü

Namık Kemal ilk şiirlerini çocuk denecek yaşlarda yazmaya başlamıştır İstanbul'a geldikten sonra eski ve yeni kuşaktan şairlerin bir araya gelerek kurdukları Encümen-i Şuârâ'ya ve kimi Divan şairlerine nazireler yazmıştır Şinasi'yle tanışıncaya değin, şiirlerinde tasavvuf etkileri görülür Bu dönemde özellikle Yenişehirli Avni, Leskofçalı Galib gibi şairlerden etkilenmiştir Şinasi'yle tanışmasından sonra şiirlerindeki içerik de değişmiştir Günlük konuşma dilinden alıntıların yanı sıra, o zamana değin geleneksel Türk şiirinde görülmemiş olan "hürriyet kavgası", "esaret zinciri", "vatan", "kalb-i millet" gibi yepyeni kavramlarla birlikte, doğrudan doğruya düşüncenin aktarılmasını amaçlayan bir tür "manzum nesir" oluşturmuştur Bosna-Hersek Savaşları, 93 Savaşı gibi olayların yarattığı sonuçlar, onun yazdığı vatan şiirlerini etkilemiştir Bu şiirlerin en tanınmışları arasında "Vâveyla", "Vatan Mersiyesi", "Vatan Şarkısı" ve "Hürriyet Kasidesi" yer alır Namık Kemal şiirleriyle şiir tekniğine büyük bir katkıda bulunmuş sayılmazsa da o günler için alışılmamış diri bir sesle konuşmuş olması ve yapıtlarına kattığı yeni kavramlarla Türk şiirini Divan şiirinin edilgen edasından kurtarmıştır Bütün bu nitelikler onun Vatan Şairi olarak anılmasına yol açmıştır

Tiyatro türüne özellikle önem veren Namık Kemal, altı oyun yazmıştır Bir yurtseverlik ve kahramanlık oyunu olan Vatan Yahut Silistire yalnız ülke için değil, Avrupa'da da ilgi uyandırmış ve beş dile çevrilmiştir Magosa'dayken yazdığı Gülnihal'de baskıya ve zulme karşı duyduğu tepkiyi dramatik bir biçimde dile getirmiştir Oyunun sahnelenmesinde pek çok bölüm sansür tarafından çıkarılmıştır Namık Kemal yine Magosa'da yazdığı Akif Bey'de, yurtsever bir deniz subayının göreve koştuğu sırada karısının kendisine bağlılık göstermeyişini anlatırken, ahlaksal bir yorum da getirir Zavallı Çocuk'ta görücü yoluyla evlenmeye karşı çıkar On beş perdelik Celaleddin Harzemşah, Namık Kemal'in en beğendiği yapıtı olarak bilinir Oyun, Moğollar'a karşı İslam dünyasını koruyan Celaleddin Harzemşah'ın kişiliği çevresinde gelişir Bu yapıtta Namık Kemal, İslam birliği düşüncesini kapsamlı bir biçimde sergilemiştir

Namık Kemal'in ilk romanı olan İntibah 1876'da yayımlanmıştır Ruhsal çözümlemelerinin, bir olayı toplumsal ve bireysel yönleriyle görmeye çalışmasının yanı sıra, dış dünya betimlemeleriyle de İntibah Türk romanında bir başlangıç sayılabilir Eleştirmenler Namık Kemal'in bu romanda yüksek bir edebi düzey tutturamadığı görüşünde birleşirler Dört yıl sonra yayımladığı Cezmi, tarihsel bir romandır Kırım Şehzadesi Adil Giray'ın yaşadığı aşk ve Cezmi'nin onu kurtarmak isterken geçirdiği serüvenlerle gelişen romanda, Namık Kemal'in tam anlamıyla Avrupa Romantizmi'nin etkisinde olduğu izlenir

Namık Kemal'in yaşamı boyunca ilgi duyduğu alanlardan birisi de tarihtir Osmanlı İmparatorluğu'nun kuruluş ve yükseliş dönemlerini anlattığı Devr-i İstila yayımlandığında büyük ilgi görmüştür 1872'de çıkan Evrak-ı Parişan'da, Selahaddin Eyyubi, Fatih gibi tarihi kişilikleri, Barika-i Zafer'de İstanbul'un alınışını anlatır Ahmed Nâfiz takma adıyla yayımladığı Silistire Muhasarası ve Kanije, yine Osmanlı tarihine ilişkin kahramanlık olaylarını ele alan kitaplardır Namık Kemal'in, tarih konusunda en kapsamlı çalışması olan Osmanlı Tarihi'nde, Hammer'in etkisinde kaldığı, yapıtın bilimsel olmaktan çok, eğitici değer taşıdığı konusunda görüşler ileri sürülmüştür Yarım kalan bu yapıtın ilk basımı II Abdülhamid tarafından yasaklanmıştır 1975'te yayımlanan Büyük İslam Tarihi adlı yapıtındaysa Namık Kemal, İbn Haldun, İbn Rüşd gibi yazarlardan yararlanmış olduğunu belirtmiştir

Namık Kemal romanı ve tiyatroyu toplumsal yaşama soktuğu gibi, edebiyat eleştirisini de Türkiye'ye ilk getiren kişilerden biri olmuştur En önemli eleştiri yapıtları Tahrib-i Harâbât ile Takip'dir Eleştirilerinde canlı, dolaysız bir üslup kullanmıştır Tahrib-i Harâbât, Ziya Paşa'nın Harâbât adlı güldestesine karşı yazılmış sert bir eleştiri niteliğindedir Takip de yine aynı güldestenin ikinci cildini eleştirir Mukaddeme-i Celal eleştirisinde Namık Kemal, Batı edebiyatı ile Doğu edebiyatını karşılaştırmış, tiyatro, roman türleri üstünde durmuştur

Namık Kemal gazeteci olarak da Türk kültürü içinde önemli bir yer alır Döneminin hemen hemen bütün yenilik yanlısı ve ilerici gazetelerinde yazmıştır Siyasal ve toplumsal sorunlardan edebiyat, sanat, dil ve kültür konularına dek çok çeşitli alanlarda yazdığı makalelerin sayısı 500 kadardır Bunlarda düzyazıdaki üstün yeteneğini ortaya koyduğu ve çok etkili bir üslup yarattığı kabul edilir

YAPITLAR (başlıca): Oyun: Vatan Yahut Silistire, 1873 (yeni harflerle, 1940); Zavallı Çocuk, 1873 (yeni harflerle, 1940); Akif Bey, 1874 (yeni harflerle, 1958); Celaleddin Harzemşah, 1885 (yeni harflerle, 1977); Kara Belâ, 1908 Roman: İntibah, 1876 (yeni harflerle, 1944); Cezmi, 1880 (yeni harflerle, 1963) Eleştiri: Tahrib-i Harâbât, 1885; Takip, 1885; Renan Müdafaanamesi, 1908 (yeni harflerle, 1962); İrfan Paşa'ya Mektup, 1887; Mukaddeme-i Celal, 1888 Tarihsel Yapıt: Devr-i İstila, 1871; Barika-i Zafer, 1872; Evrak-ı Perişan, 1872 (yeni harflerle, 1973); Kanije, 1874; Silistire Muhasarası, 1874 (yeni harflerle, 1946); Osmanlı Tarihi, (ös), 1889 (yeni harflerle, 3 cilt, 1971-1974); Büyük İslam Tarihi, (ös), 1975 Çeşitli: Rüya, 1893; Namık Kemal'in Mektupları, ÖF Akün (yay), 1972

Alıntı Yaparak Cevapla

Namık Kemal-Türk Aydını

Eski 08-31-2009   #2
Şengül Şirin
Varsayılan

Namık Kemal-Türk Aydını



Namık Kemal-Türk Aydını



18401888), Tanzimat sonrası düşünce ve edebiyat alanında birçok yeniliğin öncüsü olmuş çok yönlü bir aydındır
Namık Kemal Tekirdağ'da doğdu Çocukluğunu büyük babası Abdüllatif Paşa ile birlikte Afyon, Lefkoşe, Rize, Kars ve Sofya'da geçirdi Bu yüzden düzenli olarak okula gidemedi, özel öğrenim gördü Büyükbabasıyla 1856'da İstanbul'a dönünce Babıâli Tercüme Odası'na girdi

Burada aydın bir çevreyle karşılaştı ve özellikle şiire ilgisi giderek arttı 1861'de Şinasi ile tanışması yaşamına yeni bir yön verdi 1862'de Şinasi'nin yönettiği Tasviri Efkâr gazetesinde ilk yazısı çıktıktan sonra siyasal ve toplumsal sorunlarla ilgilenmeye, şiir yanında düzyazısını da geliştirmeye başladı


Şinasi 1865'te Fransa'ya giderken Tasviri Efkâfm yönetimini Namık Kemal'e bıraktı Namık Kemal'in gazetede özellikle Sadrazam Âli Paşa'nın iç ve dış siyasetine karşı sert eleştiriler yöneltmesi yönetimin tepkisine yol açıyordu Hele bir de ülkede meşrutiyetin ilanını amaçlayan Yeni Osmanlılar Cemiyeti adlı gizli derneğe girmesi bardağı taşıran son damla oldu Âli Paşa 1867'de gizli derneğin varlığını öğrenince örgütün üyesi aydınlar birer birer Avrupa'ya kaçmaya başladılar Namık Kemal ise Erzurum vali yardımcılığına atandı

Ama o da daha görev yerine gitmeden Avrupa'daki Osmanlı aydınlarının koruyuculuğunu üstlenen Mısırlı Fazıl Mustafa Paşa' nın çağrısı üzerine Fransa'ya kaçtı Oradan da İngiltere'ye geçerek Ali Suavi ve Ziya Bey'le (Paşa) birlikte Londra'da Muhbir gazetesini çıkarmaya başladı Bir süre sonra düşünce ayrılıkları baş gösterince Namık Kemal 1868'de gene Londra'da Hürriyet gazetesini yayımlamaya girişti Bu gazete de düşünce ayrılıkları yüzünden uzun ömürlü olamadı ve Namık Kemal 1870'te İstanbul'a dönmek zorunda kaldı

Sadrazam Âli Paşa'nın 1871'de ölümü üzerine Avrupa'daki aydınların bir bölümü yurda dönünce Namık Kemal yeniden gazeteciliğe başladı Ama 1872'de çıkardıkları İbret gazetesi birkaç ay sonra kapatıldı, Namık Kemal de Gelibolu'ya sürüldü 1873 başında İstanbul'a dönünce İbrefte daha sert yazılar yazdı Bu arada Vatan yahut Silistre adlı oyununun sahnelendiği ilk gece izleyicilerin coşkuya kapılıp sokaklara taşan gösteriler yapmaları üzerine İbret, 6 Nisan 1873'te kapatılarak Namık Kemal Kıbrıs'ta Magosa'ya sürüldü Üç yıl süren sürgün Namık Kemal'in yazı yaşamı bakımından en verimli dönemi oldu

Birçok oyununu, edebiyat eleştirilerini ve tarihe ilişkin yapıtlarını burada kaleme aldı Abdülaziz'in tahttan indirilmesinden (3ü Mayıs 1876) sonra çıkarılan af üzerine İstanbul'a dönen Namık Kemal, Midhat Paşa'nın başkanlık ettiği Kanunı Esasi Encümeni'nde (anayasa komisyonu) görev aldı Bu kurulun hazırladığı anayasa 23 Aralık 1876'da yürürlüğe konuldu ve meşrutiyet ilan edildi

Ama Padişah II Abdülhamid içtenlikle benimsemediği meşrutiyet rejimini hazırlayanları birer birer İstanbul'dan uzaklaştırmaya başlayınca Namık Kemal de Temmuz 1877'de Midilli Adası'na sürüldü 1879'da Midilli'ye mutasarrıf (vali ile kaymakam arasında bir yöneticilik) oldu Aynı görevle 1884'te Rodos'a, 1887'de de Sakız'a gönderildi Sakız'da ölen Namık Kemal'in cenazesi Bolayır'a (Gelibolu'da) gömüldü

Edebiyata Divan tarzında şiirlerle başlayan Namık Kemal Şinasi ile tanıştıktan sonra biçim yönünden eskiye bağlı kalmakla birlikte öz bakımından yeni bir şiire yönelmiştir Türk şiirinde "vatan", "hürriyet" gibi kavramları ilk kez Namık Kemal kullanmış, şiire batılı tarzda toplumsal bir içerik kazandırmıştır Batı edebiyatının roman, tiyatro, eleştiri, deneme gibi türleri de Türk edebiyatında Namık Kemal ile kalıcılık kazanmıştır





Bu yapıtlarında da toplumsal konular, vatan sevgisi gibi duygular ön plandadır Tarihe ilişkin yapıtlarında da İslam ve Osmanlı tarihinden seçtiği olayları, kişileri hep vatanseverlik açısından değerlendirmeye çalışmıştır
Başlıca Yapıtları (Roman): İntibah, 1911; Cezmi, 1911 (Tiyatro): Vatan yahut Silistre, 1969; Zavallı Çocuk, 1969; Akif Bey, 1961; Gülnihal, 1969; Celaleddin Harezmşah, 1969; Kara Bela, 1910 (Tarih): Devri İstila, 1871; Evrakı Perişan, 1973; Silistre Muhasarası, 1946; Osmanlı Tarihi, 3 cilt, 197174; İslam Tarihi, 1975 (Eleştiri): Tahribi Harabat, 1885; Renan Müdafaanamesi, 1962; İrfan Paşa'ya Mektup, 1887; Mukaddimei Celal, 1888 Şiirleri ölümünden çok sonra Namık Kemal'in Şiirleri adıyla derlenmiştir (1933, 1941, 1971) Özel mektupları da Namık Kemal'in Mektupları (4 cilt, 19671986) adlı kitapta toplanmıştır

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.