05-06-2009
|
#1
|
Şengül Şirin
|
Akşemseddin
Şemseddin Muhammed bin Hamza, Akşemseddin olarak bilinir Fatih Sultan Mehmed'in hocası, ünlü İslam büyüğü Akşemseddin, 1390 yılında Göynük'te doğdu Küçük yaşlardan itibaren ilme ve sanata karşı ilgi duydu Medrese tahsilini tamamladıktan sonra seçkin alimler arasında yerini aldı Üstün zekası ve anlayışı, yılmak bilmeyen çalışma gücüyle kendini kitaplara adamış, başta İslami ilimler olmak üzere tıp, astronomi, biyoloji ve matematikte zamanın ünlülerinden olmuştur Uzun yıllar Osmanlı me
Şemseddin Muhammed bin Hamza, Akşemseddin olarak bilinir Fatih Sultan Mehmed'in hocası, ünlü İslam büyüğü Akşemseddin, 1390 yılında Göynük'te doğdu Küçük yaşlardan itibaren ilme ve sanata karşı ilgi duydu Medrese tahsilini tamamladıktan sonra seçkin alimler arasında yerini aldı Üstün zekası ve anlayışı, yılmak bilmeyen çalışma gücüyle kendini kitaplara adamış, başta İslami ilimler olmak üzere tıp, astronomi, biyoloji ve matematikte zamanın ünlülerinden olmuştur Uzun yıllar Osmanlı medreselerinde çalışarak yüzlerce öğrenci yetiştirmiş, tıp alanında önemli çalışmalar yapmıştır
Akşemseddin'in asıl ünü, büyük veli Hacı Bayram ile tanışmasından sonra başlamıştır İlmi konulardaki önemli başarılardan sonra tasavvuf konusunda da ağırlığını göstermiş, daha sonra da Sultan İkinci Murad'ın emir ve isteğiyle Fatih Sultan Mehmed'in hocalığına tayin edilmişti İstanbul'un fethi sırasında büyük yararlılıklar göstermiş genç sultanı teşvik ederek zaferin kazanılmasında önemli katkılarda bulunmuştur Fethin en önemli günlerinde Ebu Eyyub'el Ensari'nin kabrini bularak ordunun maneviyatını yükseltmişti Dünya malına önem vermeyen ve Fatih Sultan Mehmed'in büyük saygı ve sevgisini kazanan Akşemseddin, doğum yeri olan Göynük'te 15 Ocak 1459
tarihinde vefat etti Alıntı
Cihan padişahı Fatih Sultan Mehmed'in derviş olma talebini geri çeviren Akşemseddin'in, sultanın kırılması karşısında verdiği cevap çok önemlidir: "Dervişlikte bir hâlet vardır ki, eğer lezzet alınırsa, saltanat işlerinden kesin olarak el çekmek lâzım gelir Memleketin işleri ihtilâl bulur O takdirde, hem siz ve hem de biz vebâle gireriz  " (Solakzâde Tarihi, c I, s 273) Şeyhin bu sözleri karşısında teselli bulan Fatih, ikibin altın göndererek onu taltif etmek ister Fakat Akşemseddin bu parayı kabul etmez ve geri gönderir
Rivayete göre, padişah bir gün Akşemseddin'in çadırına girmiş, ancak şeyh hiç kımıldamadan öylece yerinde oturmaya devam etmiş Bu hale çok üzülen padişah, Ahmed Paşa'ya: "Şeyh bize kıyâm etmeyip yerinden kımıldamadığı için hâtırım kırılmıştır ve gönlüm mahzundur" diye yakınmıştır Akşemseddin'i iyi tanıyan Ahmed Paşa, padişaha şeyhin bu hareketini şöyle izâh etmiştir: "Bu büyük fetih, önceki pâdişâhlara ve mübârek ecdâdınıza müyesser olmayıp size nasip olmakla, sizde bir çeşit gurur müşâhade eylemiş, bu yüzden riâyet ve tâzimde kusur göstermiştir Gerçekten maksatları sizden o gururun izâlesine gayret gösterip ayağa kalkmadı " Bu izâh üzerine rahatlayan padişah gece yarısı Akşemseddin'i ziyaret etmiş ve kendisiyle sabaha kadar sohbet edip sabah namazını da Şeyhle birlikte edâ etmiştir
Aynı zamanda şair de olan Akşemseddin, "terki cân, bînişân, bîgümân" kâfiyeleriyle kendisini şu şiirinde ne güzel anlatıvermiş :
Cânı cânân isteyenler terki cân olmak gerek Âlemi devri zamânda bînişân olmak gerek
Lâmüsellim kaydımış gavvâs olan gevher bulur Gevheri gayb isteyenler bînişân olmak gerek
Rükni a'zam sıdk u himmet i'tikâdı pâk imiş Bîriyâ ihlâsı mahz bîgümân olmak gerek
Nahv u sarf u mantık u hey'et nücûm u ilm ü tıb Meclisin terk eyleyüp andan revân olmak gerek
Sen seni altın sanursın altunun oda bırak Sâfî olup gıll u gışdan pâkcân olmak gerek
Bildügün terk eylegil hestîligün elden bırak Işkıla pervâne tek bîcism ü cân olmak gerek
Şems istersin ki sultân sohbetine iresin Kapusında çok zamânlar pâsubân olmak gerek
|
|
|