05-06-2009
|
#1
|
Şengül Şirin
|
Ahmed Reşid Rey
Ahmed Reşid Rey Osmanlı devri şairlerinden, devlet adamı, yazar 1870 senesi başında İstanbul’da doğdu Babası Çankırı mutasarrıfı Abdulah Şefik Efendidir Anne tarafından Mollacıkzade ailesine mensuptur İlk tahsilini Çankırı’da yapan Ahmed Reşid, babasının vefatı üzerine İstanbul’a gelerek Soğukçeşme Rüşdiyesinden mezun oldu Mekteb-i Mülkiye-i Şahaneye devam etti Bu arada edebiyata ilgi duyan Ahmed Reşid, hocası Recaizade Mahmud Ekrem’in tesirinde şiirler yazdı İlk şiirleri Gülşen Dergisi'nde yayınlandı 1888’de Mülkiyeyi bitiren Ahmed Reşid bir sene kadar burada öğretmenlik yaptı
Ahmed Reşid, 1890’da Mabeyn katipliği daha sonra sırasıyla Kudüs mutasarrıflığı, Manastır, Ankara, Halep ve Aydın valiliklerinde bulundu 1912’de Kamil Paşa kabinesinde Dahiliye Nazırı oldu Babıali Baskını ile kısa bir süre sonra kabine düşünce, ailesiyle önce Mısır’a, oradan Paris’e gitti Mahmud Şevket Paşanın öldürülmesi olayında suçlu bulunarak gıyabında idama mahkum edildi Birinci Dünya Harbi sırasında Cenevre’de bulunan Ahmed Reşid, 1919’da İstanbul’a döndü Tevfik ve Damat Ferit Paşaların kurduğu hükümetlerde Dahiliye Nazırlığı yaptı Delege olarak Paris’e gitti Sevr Antlaşmasını imzalamayarak bakanlıktan istifa etti ve siyasi hayattan çekildi Çeşitli dergi ve gazetelerde yazı yazan Ahmed Reşid Rey, 14 Ağustos 1955’te İstanbul’da öldü
Ahmed Reşid önceleri Recaizade Ekrem ve Abdülhak Hamid tarzında şiirler yazmıştır Servet-i Fünun ve Mekteb’te yazmaya başlayınca asıl kendi şahsiyetini bulmuştur Parlak hayalleri olmakla birlikte, şiirlerinde duygudan çok mantık hakimdir Sanat ve anlayış bakımından realizme yaklaşmak istemişse de romantizmden tam manasıyla ayrılamamıştır Şiirlerini bir kitap halinde toplamamış olan Ahmed Reşid’in diğer eserleri şunlardır: 1) Nazariyat-ı Edebiye (1912), 2) Racine Külliyatı (1934-1935), Şiirlerinden sadeleştirilmiş bir örnek:
Valideme
Hani sen   saçlarımı okşayarak, Her gece yüreğinin sıcaklığında beni Yatırırdın, ısıtırdın   hani sen! Şefkatli bakışına gülümseyen Oğlunun uyuyan gözünü Öpücüklerle kapatırdın, ancak
Hani sen   sağlığını rahatını Yavrunun masum neşesi için Zevk alırdın feda etmekten Görmesen oğlunu bir gün mesela Değişir, heyacanlanırdın o gün O gün örterdi üzüntü, saflığını
|
|
|