Düşünen İnsana Hazine - Nejat Muallimoğlu |
09-07-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Düşünen İnsana Hazine - Nejat MuallimoğluLinklerimizi üyelerimiz görebilir Uslanmam üyeliği için tıklayın Türk Yurdu Dergisi, Haziran 2002, Cilt:22, Sayı:178 Kütüphanelerimizin müzelik süsleri durumuna gelen yazma kitaplarımızın ilgi çekici türleri vardır Bunların biri de kırk ambar denilen kitaplardır Onlar bir çeşit seçkidir: Düşünceye ve güzel söze meraklı kişilerin derleyip kayıt ettiği özlü sözlerden, şiirlerden ve yazılardan oluşurlar Onların sayfaları üzerinde derleyenin ilgisini çeken her konuda yazı bulmak mümkündü Onlara kırk ambar denilmesinin sebebi de bu olsa gerekti Bu tür eserler sayesinde ülkenin derlemenin yapıldığı dönemdeki düşünce yapısını, folklorunu öğrenmek de mümkün olabiliyordu Böyle çalışmaların çağımızdaki bir örneği, kütüphanelerdeki yazma eserleri bir bir gözden geçirip onlardan ilgi çekici bilgiler çıkaran ve onları titizlikle yüzlerce deftere kaydeden rahmetli Prof Dr Ahmet Süheyl Ünver idi Sanırım bu adla bir kitap da yayınlamıştı Bu konudaki en bilinçli ve ses getiren eserleri ise, değerli yazar Nejat Muallimoğlu vermektedir Onun Türkçe bilen aranıyor (İstanbul, 1999) ve Bütün yönleri ile hitabet (6 Bs İstanbul, 2000) adlı eserlerinde, yazarının kaleme aldığı asıl metin ile birlikte, konuya bağlı olarak derleyip kitaplarına koyduğu çok sayıda yazı, özlü söz, fıkra ve şiirler de yer almaktadır Fakat, sayın Muallimoğlu’nun kırk ambar tanımına tam uygun olan eseri, Mart ayında 2 basımı yayımlanan Düşünen adama hazine adlı dev kitabıdır 25x17 cm boyutlu 1488 sayfadan oluşan bu eser, Muallimoğlu’nun Türk düşünce ve yazı hayatının verimleri arasından seçerek derlediği yazı, resim, karikatür, şiir, fıkra gibi çeşitli bilgi, düşünce ve sanat ürünlerinden oluşuyor Bu eserin belirttiğimiz kırk ambar türü eserlerden farkı, kitaba alınacak bu düşünce, bilgi ve sanat verimlerinin bir amacı gerçekleştirmek için, bilinçli olarak seçilmiş olmasıdır Eski kırk ambarlarda derleyenler genellikle ambarlarını, tesadüfen okuduklarını veya duyduklarını yazarak dolduruyorlardı Zaten baş vurabilecekleri yazılı kaynaklar da sınırlı idi Günümüzde ise böyle bir araştırmaya girecek insanlar, yazılı, basılı, elektronik, sesli pek çok, hatta sınırsız imkânlara sahipler Bu durum onlar için avantaj olduğu ölçüde dezavantajdır Çünkü o bolluk içinde sağlıklı bir seçim yapmak, değersizler arasından değerlileri bulup çıkarmak hiç de kolay değildir Bunun için seçicinin çok bilgili, çok kültürlü ve çok birikimli olması yanında, iyiyi kötüden ayırabilme yeteneğine de sahip olması gerekir Bildiğimiz kadarıyla sayın Muallimoğlu bu niteliklere, hem de fazlasıyla sahiptir Ana dili olan Türkçe’yi ve yabancı dili olan İngilizce’yi onları iyi bildiğini iddia edenleri kıskandıracak kadar iyi bilen ve eserlerinde kullanan Nejat Muallimoğlu, düşünce yapısının sağlamlığını, bilgi ve kültür birikimini, değişik konularda yayımladığı on sekiz eser ile ortaya koymuştur Günlük gazetelerde ve dergilerde yayımlanan yazıları da, onun yazarlıktaki ustalığının tartışılmaz kanıtıdır Elbette bunlara kendisinin imrenilesi çalışkanlığını ve araştırıcılığını da eklemek gerekir Bütün bu niteliklerini ve yeteneklerini göz önüne aldığımızda Nejat Muallimoğlu’nun dev eserini ilk gördüğümüzde zihnimizde beliren şaşkınlık ortadan kalkmakta, onun eserdeki parçaları seçme yeteneğine güvenimiz doruğa ulaşmaktadır Nejat Muallimoğlu, ilk basımını 1996 yılında yayımladığı bu kitabı hazırlama düşüncesine kendisini 17 yıl yaşadığı Amerika Birleşik Devletleri’nde kaptırmış Eserin önsözünde “Orada bu tür ‘kaynak’ kitaplarınıgördükçe, kendi kendime, niye Türkiye’de de böyle kaynak kitaplar yok diye soruyor; ardından, belki kendimin böyle bir kitap hazırlayacağımı düşünerek teselli buluyordum Pek tabiî, artık yılların hayalini gerçekleştirmişolmanın sevincini yaşıyorum” diyor Kitapta yer alan 53 bölüm içinde, yüzlerce Türk aydınının üzerinde düşündüğü ve yazdığı yüzlerce konuda yazı, fıkra, resim ve karikatüre yer verilmiş Kendisi bunu, “kitabın hazırlanmasında çok, pek çoklarının eserlerinden, yazılarından bol bol faydalandım Bu kimseler o kadar çok ki, belki atlayacaklarım olabilir korkusu ile, onların kimler olduklarını belirtmiyor, en derin minnet ve şükran hislerimle, bugün aramızda bulunmayanlara Allah’tan rahmet diliyor, hâlen bizimle beraber olanlara da daha nice nice seneler sıhhat ve mutluluk içinde verimli çalışmalar dilerken,hepsinden sonsuz minnet ve şükranlığımı kabul etmelerini rica ediyorum” sözleri ile belirtiyor Alıntılanan yazıların düzgün Türkçe ile yazılmış olmalarına nasıl özen gösterdiğini ise, şu cümleler ile açıklıyor: “Kitaptayazılarına yer verilenlerin büyük çoğunluğu -göreceğiniz gibi- aynı zamanda dilimizi çok iyi kullananlardır Onların yazılarını okudukça, atalar yadigârı Türkçe’mizin ehil ve samimi ellerde ne derin, güzel ve renkli bir dil olduğunu görecek ve sevineceksiniz” Kitaptaki bazı konulara yönelik yaklaşımlar kimilerince objektif bulunmayabilir Bu hususta eseri hazırlayanın takdir hakkına ve düşüncesine saygılı olmak gerektiğini düşünüyoruz Zaten o da “Bütün dikkat ve titizliğime rağmen, kitabın, yüzde yüz objektif ölçülerle ele alınmadığını söyleyenlerin başında ben geleceğim Üzerinde durulan bazı konularda, elbet benim de söyleyeceklerim vardı Bilhassa ülkemizin ve Türk’ün geleceğini etkileyecek konularda, geçen Harp yıllarındaki İngiltere Başbakanı Winston Churchill’in bir sözü ile, yangın ve itfaiyeciler arasında, elbet, tarafsız kalamazdım Nitekim, öylesi durumlarda, itfaiyecilersafında yer aldım” diyor Sayın Muallimoğlu, kitabında kendisi için editör sıfatını kullanıyor Oysa, kitapta onun da bir hayli yazısı var Ayrıca, kitabın sonunda yer alan “gösterge” başlıklı 41 sayfalık dizin de başlı başına, emek verimi bir eser Bu bakımdan, bu sıfatın bir tevazu örneği olarak kullanıldığını düşünüyoruz Birinci hamur kâğıda basılmış, ciltli ve ceket kaplı bu dev eser, gerçekten de, kapağında belirtildiği gibi, “düşünen insanın düşündüğü konularda eşsiz bir kaynak kitabı” Bizim de kanaatimiz, bu kitaba sahip olmamanın, bir aydın için büyük eksiklik olacağı yönündedir * DÜŞÜNEN İNSANA HAZİNE Editör |
|